YAZAN: ZİYA ŞAKİR Ölümle Pençeleşen Zahirin: Yanıyorum, Bir Yu- dum Su. Meni koralyüca kar, © siman, ün adamlar etrafını alsınlar. erkan hücum ederek parçala - ir Ömer, bu fikri derhal ka nn Haceri ,mübareze mey - eti Eöndermekle beraber, en kuv. e ilk safta bir cephe #tmek için emir vermişti , , meydana çıkar çıkmi ir. Kabir Zehire hücum etmemiş; onu mack sözler söylemişti. Ve son. nz Pusunun hazırlandığını görür gör. Sahte hamlelere girişmişti . ir, kuvvetli bir hamle ile Hace sermek istemişti. Fakat bu Vine, mübariz, sanki bu hamleden iin gibi, derhal, firar etmişti. İleri atılmış; onu kovslamıya y . İşte ö zaman, Ömerin ter Ray, zi o hain cephe ile karşılaş - ayraklar derhal Zehirin etrafını e Sivri ve keskin demir - Zehrin vücudunu didiklemiye lardı. Fakat bunlardan ba. 48, Zehirin hücumları Karşızmda va İçinde yere yuvarlanmışlar - Bini Rebi) isminde biri, bir i Mz onun arkasmdan sokularak ye kadar ilerlemiş.. Bir kılıç dar. Me Zehirin başını ikiye bölmek sti. Fakat bunu hiaseden Zehir, yil geriye dönerek savurduğu kihç darbesiyle. Şiytin kellesini Merit. Lâkin bu hareket, dn felâketine sebebiyet vermişti. Onun bir kaç saniyelik meşguliye- istifade edenler mızraklarınm ve Böğrünüdelmişlerdi. yel fena halde sendelemişti. Fa. Mak, harikulâde bir tahammil göste. Mü metanetini kaybetmemişti. Ar. bir hale geldiğini hisset - Neta Fakat, ölüsünün burada düş. va iğ altında çiğnenmesini iş tonlıyarak müdafaa Na almıştı. Kibemi, etrafma sa, ğer geri çekilmiye başlamın. Zehir Kanlar İçinde la; vücudunun “her yerinden sizarak, (Hüseyin) in önünde m (Hüsevin), göz yaş. onun üzerine eğilmiş; mendi.. kansız, ağzından gelen kanla. İni, Zehirin arkadaşları .etrafma top - , Tepesinden kıplırzal kan içinde kalan; ve ölümtn son ihtildelariyle titre. İYi biliyorlardı ki: kendileri de| Akibete uğrayacaklardı. Bir aralık Zehir gözlerini açmıştı eni devam eden susuzlu. » Ye şimdi de ölüm acısmm verdi. kupkuru kesilen dudak. Zİ IştI: <> Yanıyorum.. İçim yanıyor. bir EET murıldanmıştı. Zehirin bu “hıçkırıklara karşılanmıştı... birdenbire onun gözleri ka - . Dudakları, garip bir te - “titremiye başlamıştı . Su... İşte, su.... Görüyorum, Bir $u gösteriyorlar, su, su... güçlükle söyliyen du - uzanmış, ve öylece kal- hıçkıra / vi ileri uzanmi O zaman (Hüseyin); Ağlamıya başlamış : A Zehir!.. O, gördüğün, cen - Şarabı tahfirdur.. Sen, ben ondan içeceğiz. Yezidile - mahküm ettiği susuzluğun onunla dindireceğiz. ine kadar, Kerbelâ çölü- Viz toprakları üzerine, birkaç am ar ae Adamlarından birçok kişi, kan- İlinde yerlere serilmekle beraber; İn) in sadık ve fedakâr asha- hepsi de, kendilerini birer. yiz ll müşkülâtla karargâha gel.| kıra Ağlattı... vi saltanatını müdafan edenlerin ok- (ları, kılıçları ve mizrakları altında parçalanmışlardı... feragatkâr insanlar, — bile bile ve, sevine sevine — ölüme attimakla, halde sarsmışlardı. Canlarından Vazgeçmişler Serdar Ömerin kumandanlarından ve kahramanlarından bir çokları, 6 nun önüne giderek: — Yâ, Ömer!.. Sen de görüyorsun ki; (Hüseyin) in etrafıma toplananlar, canlarından vazgeçmiş adamlardır. i Bunlar, ölümü göze #ldıkları için per- jyasızca ortaya atılıyorlar. Önlerine geleni parçalıyorlar., Boşuboşuna bir- çok akrabalarımızı ve adamlarımız! kaybediyoruz. Ve askerlerimiz arasm. da da bir takım dedikodulara sebebi yet veriyoruz. Artık, hücum emri ver. İş uzamasın. Ne olacaksa, olsua. Diye bağırmışlardı. Serdar Ömer de, bu fikirde idi. Fe- kat, bu fikri tatbik edebilmek için henüz tereddüt göstermekteydi. Çün- kü; askerler arasında; — (Hüseyin) in kanı, (Resülek- rem) in kanıdır. Biz, o kanı dökmiye cesaret edemeyiz. Diye, bir takım sözler dolaştığını ona haber vermişlerdi, Ortada böyle bir cereyan varken, (Hüseyin) in ü- zerine hücum etmek, belki de bir ak- rülâmel husule getirebilirdi. . Yeni Bir Hâdise Daha... Nitekim; onun bu endişesini kuv- vetlendirecek, bir hâdise de “zükur etmişti... (Hüseyin) in sadıkzağhabin: dan, (Azerbaycanlı Müslim) isminde kahraman ve fedakâr bir lan mü- LOKMA İlkbahar kokularının gelmeğe başladığı bugünlerde sonbahar gü. lünden bahsetmemi elbette garip bulmazsınız. Benim söylemek is- tediğim güle sonbahar gülü der- lerse de onun mevsimi yalnız son- bahar değildir. O. kışın da, yazın da, son baharda olduğu gibi ilkba. harda da daima bulunur... Kırkını geçmiş bayanları söylemek istedi « ğimi tabil anladınız. Sonbahar gülünün büyük bir ku suru vardır: Kendi kendisinin kıy. metini bilmez, Herkes kendi kıy - metini daha fazla görmiye müte - mayil iken, o, kendisinin değeri- ni kaybolmuş sanır. Gençliği yaş. ta zannederek kendi yaşının kırkı göçmiş olmasına meraklanır, üzü. lür. Halbuki gençlik yaşta değil, kalbtedir, yahut herkesin yaşı kal- bine göredir. Gençlik bazan yaşta da olur, fa. kat mutlaka değil. Nice genç yaşlı. lar vardır ki, kalpleri çabuk ihti. yarladığı için hakikatte ihtiyar o. lurlar, Bunun aksine, nice kırkı. nı geçmiş, hattâ daha İlerlemiş yaşlılar vardır ki kalbleri hiç ko - camadığı için dalma genç kalırlar. Yaş kırkını geçmiş olsa da ne e. hemmiyeti olur? Kalb genç kal dıkça sonbahar gülü hiçbir vakit solmaz. Her kadın aynaya bakmasını sevdiği halde, sonbahar gülü ay - naya bakınca daha ziyade merak. lanır. Onun için ressamlar sonba. har gülünü, daima, elinde ayna, fakat başı göğsünün Üzerine düş- müş, aynadan uzaklaşmış halde tasvir ederler; çünkü sonbahar gü. lü aynaya bakınca iki şakağında hanüz belirmiye başlamış kırışık - lıkları görmüş, meraklanmış, ha- ta küsmüştür. Sonbahar gülü Fakat bu cesur ve! düşmanlarının mapeviyatmı da fena| Diye Yalvarışı, Hüseyini Hıçkıra Hıç- bareze meydanma çıkmış. Serdar Ö- merin en değerli mübarizlerinden bir kaçını tepelemişti... Omer, bu kahra- man Türkü mızraklarla telef etmek için beş on adam göndermişti.. Bun- lar, (Müslim) in etrafını çevirmişler; mızraklarla üzerine hücum etmişler. di. Müslim, punlardan da birkaç ta- nesini tepeledikten sonra, kendisi de İdelik deşik olarak kanlar içinde Yere serilmişti, Fakat yere düşerken, ba. şmı (Hüseyin) in karargihından ta- rafa çevirmiş: — Meded, Yâ Imamt!... iye seslenmişti... (Hüseyin) ken- di uğrunda can veren bu sadık doş- tun sesini duyar duymaz, taham- mül edememiş. Yanma (Habip bin Müzahir) ialarak mübareze meydanı. na şitap etmişti... (Müslim) € son mızrak darbesini İndirmek istiyenler, derhal geri çekilmişler.. Mızrakların uçlarını yere eymişlerdi. (Hüseyin), “Habibin : yardımı öle (Müslim) 'i karargâhma getirmişti. Hiç kimse, (Hüseyin) e mızrak kal. dırmıya cesaret edememişti. Müslim, kanlara bulanan başımı, (Hüseyin) in dizlerine dayıyarak çan vermişti. Fa- kat bu hâdise; Serdar Ömerin Üze- rinde büsbütün bir ürküntü hüsüle getirmişti. Hüseyin. Yalnız Kalıyordu Kerbelâ çölleri, zeval güneşinin za- Him harareti altında yanıp tutuşurken artık (Hüseyin) in müdafaa kuvveti büsbütün azalmıştı. Sadık ve vefakâr dostlarmm hepsi birer birer şehit ol- duğu için, yanında sadece Ehlibeyte mensup olanlar kalmıştı, (Arkası var) MİLİRAİN ÖĞÜTLER isime Sonbahar Gülü mekte pek haksızdır. Kırışıklıklar güzelliğe hiç mâni olmadıktan baş. ka, bir şairin dediği gibi, zeki bir sima üzerinde kırışıklıklar daha ziyade güzellik alâmetidir. Sonbahar gülünü aynasına bak- tığı vakit meraklandıran bir şey daha, saçlarının arasında beliren gümüş tellerinden meraklanması, merak!, O gümüş teller, kömür gibi siyah saçlardan, yahut altı aylik ondüle oksijenli saçlardan daha ziyade, pek çok daha ziyade ili mg ini o beğendirebilmek için saçlarını pudralamazlar mıydı ?. Bu modanın geri gelmiyecej malüm? Bu da beyaz saçların da ha ziyade sevildiğini isbat etmez mi? Sonbahar gülünün kendi değe. rini bilmemesi, oOöyle ( aynasına baktığı vakit, kırışıklıklarından gümüş tellerinden o meraklanması onun huyunu bozar, sinirlendirir. Bunun tafsilâtını söylemiyeceğim. Çünkü sinirlilik onu çirkenleştirir. Sonbahar gülüne düşen vazife, kendi kıymetini bilmek, * tabiatin kadın yüzünü daha ziyade güzel - leştirmek için Yarattığı kırışıklık. ların, gümüş tellerin kadrini anli- Buna çare olarak et yemeklerini az yemeyi, daha ziyade süt içme. yi, maden suyu (o içmeyi, kuru friksiyon, 35 derecede lık su banyosu yapmayı, her gün bir saat kadar yürümeyi tavsiye ederler. Fakat on kuvvetli çare gönlünü ferah tutmak, meraklanmamaktır. Sonbahar, kiş demek değildir. İki mevsimin arasında uzun za - man vardır. Hele İstanbulda en ziyade sevilen mevsim sonbahar. - bahar İD TÜTÜN İÇİN BİR TOPLANTI YAPILACAK Nisan ayı içinde şehrimizde İnhi- sar İdaresinin şube müdürleriyle bü- tün müfettişlerinin bir toplantısı ya- pılacaktır. Bu toplantı kongre mahi- yetinde olacak ve kongrede İnhisar Vekili Bay Râna Tarhan da buluna- caktır. Bu toplantıda bühassa tütür meselesi üzerinde esaslı görüşmeler yapılacaktır. Bütün milfettişlerin gezdikleri mmtakalardaki miişahede- leri, tetkikleri ve inhisara tâbi mağ- delerin iktisadi bakımdan inkişafları için muvafık görülecek tedbirler mü- zakere oğilecektir. Bulgaristan İle Çekler Arasında Sofya, 19 (TAN) — Çekoslovak - ya ile Bulgaristan arasında bir ticari anlaşma yapılması için Bulgar Mili Bankası müdürü Bay D. Bojilof Prs ğa gitmiştir. Gümüşhacı Köyünde Tütün Piyasası Merzifon (TAN) — Gümüşhacı kö. yünde ve Gümüş nahiyesinde 936 tü- tün mahsulü satılmıya başlanılmış - ur. Inhisar Idaresi, tütünleri 165 ku - ruştan 230 kuruşa kadar satm &l- maktadır. Bu hesaba göre o havali halkım 150 bin lira kadar kazanaca. £ı tahmin olumuyor. Tütün müstah- sili sevinç içindedir. Şirketlerin Toplantıları Senelik umumi! toplantılarına baş- liyan şirketler arasında bütün çimen- to şirketleri de umum! toplantılarına başlamıştır. Aslan çimento şirketinin dün toplanma günü olduğu halde ek- seriyet bulunamadığından talik edil- miştir. ZAHİRE BORSASI 19.3. 937 FIATLAR CINSİ Aşağı Yukan Buğday yumuşak >» 4225 Çavdar 3 Arpa 4135 125 Mısır sarı Keten tohumu Piyasa Dün de Gevşek Geçti Dün şehrimize yirmi bir vagon buğ day, bir vagon çavdar ve beş vagön arpa gelmiştir. Piyasada birkaç gün. denberi devam eden gevşeklik zail ol mamıştır. Hattâ evvelki günkü fiyat lara nazaran 2-25 para kadar düşük lük görülmektedir. Buğdaylar, çav . dar nisbetine göre 5,30-610 kuruş ara sında satılmıştır. Fakat Polatimm 12 çavdarlıları 8,34 kuruştan ve 3-4 çavdarlıları 6.20 kuruştan müşteri bul muştur. Mısırlar 4 kuruş yirmi iki bu çuk paradan 4,35 kuruşa, çavdarlar İlerden kükürt işi halledilmiştir. Hükümetimize de gönderilen bu/—— proje üzerinde lâzım gelen tetkikat yapılmakla beraber Istanbul Ticaret Odasınm da fikir ve mütaleası alın. mak suretiyle projenin odaca da tet- dan gelen suret Odaya gönderilmiştir. Balkan ve küçük antant müşterek ©- fisi her hükümetin merkezinde bulu nan ticaret odalarına bağlı olarak ça- lışacak ve alâkadar devletlerin iktisa- dı vaziyetlerini yakından takip etmek İ suretiyle antanta dahil hükümetler a- rasındaki ticari münesebetlerin İn- kişafına yol açacaktır. Müşterek ti- caret ofisinin Türkiyedeki merkezinin İstanbul olacağı ve şehrimiz ticaret odasında bu yeni teşkilât için yer ay- rılacağı tahmin olunmaktadır. Pro- Jenin tetkikine de başlanmıştır. kiki muvafık görülmüş ve Romanya: Bağlarda 'Yerli Kükürt Kullanılacak Ankara, 19 (Tan muhabirinden) — Külleme vesaire gibi bağ hastalıkla” rında kullanılan kükürt, potas, göz- taşı gibi maddeler, bugünkü halde bağ sahiplerinin eline birçok muta- vassıtlardan geçerek ve tabii yüksek fiyatla gelmektedir. Son kongre münasebetiyle Ankara- da toplanan üzümcülerin hükümetten dilekleri arasında, bu maddelerin fi- yatlarının ucuzlatılması için tedbir a- linması da mühim bir yer alıyordu. Bazı müstahsiller, kendilerine (o çok miktarda lâzım olan bu türlü madde. lerden gümrük alınmamasını, bazıla rı da bu işin bir elden ve tercihan devlet organları tarafından idaresini rica etmişlerdi, Haber aldığımıza göre bu madde- 2i- raat Bankası Keçiborlu kükürt fab- rikasiyle bir mukavele yaparak Ege mmtakasında kükürdün Ziraat Ban. kası şubeleri tarafından satılmasını temin etmiştir. Şubeler, bu hafta içinde satışa bas- İıyacaklardır. | DÜNYA PİYASASI Romanya İle İsviçre Arasında. Romanya « İsviçre arasmda yeni bir tediye anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Romanyanın İs- viçreye yapacağı ihracat bedelinin büyük bir kısmı döviz ile tediye edi- lecektir, . Bildirildiği üzere İran, Almauya- dan pamuk ve yün mukabilinde bü- yük miktarda kimyevi maddeler ve makine almak arzusundadır. Halen denizi sahilinde bir balık konserve fabrikasının tesisi hakkında görüş- melere başlanmıştır. . Amerika ziraat bürosu tarafından Amerikada mevcut buğday stokları nın temmuz ayına kadar 100 milyon buşele ineceği tahmin olunmaktadır. Önceki-yılm temmuz âyındaki stok 136 milyon buşel idi. . Küçük antant devletlerinin Ro- manya ile Dubrovnik'te yaptıkları içtima münasebetiyle Romanya, Çe- koslovakyaya (o verdiği (kontenjan miktarını 165 milyondan 220 milyon Çek kronuna iblâğ etmiştir. Bu ay zarfında iki ülkenin banka- ları arasında tediye işlerini tanzim etmek tzene konuşmalara başlana- cağı Ml SE İsviçre - inlkiye arasmdaki tica- ret müvazenesini İsviçrenin lehine iki memleket arasmda Bahrihazer ti” EKONOMİ m. Antantı ve çük Antant Arasında ME Ticaret Ofisi İktisadi meseleler hakkında müşterek çalışma esasına müstenit olarak Balkan antantı ve küçük antant devletleri arasında kurul- masına karar verilen müşterek ticaret ofisi teşkilâtı icin Romanya Ticaret Odası tarafından hazırlanan nizamname projesinin birer sureti alâkadar hükümetlere gönderilmiştir. BORSA 19 MART CUMA PARALAR 2 43— Çekoslovak kro, Şiling Mark Zioti Pengo Ley Dinar eee kuronu mâ ke 1038. | Bank 248.— 1037— 24.— ÇEKLER 617— 0.7918 ot 618.— 0.7020 172023 is Milano 150194 Brüksel Atina Çenevre 4.5056 1.4484 22.70 42236 114586 Budapeşte Mikreş Belgrat Yokohama Moskova Stokholm 1079288 0) 346840 346275 2.7786 2454 3.1434 Borsadaki Muameleter Borsa muameleleri, evvelki güne nazaran daha canlı geçmiştir. Paris telgraflar Türk borcunu açılış 255 ve kapanış 256 frank göstermiştir. Bor samızda Türk borcu 19,30 liradan açı larak biraz muamele olmuş ve akşam 19,40 lirada kapanmıştır. Bir ecnebi bankasınm Paristen aldığı bir miktar Türk borcu hisseleri de borsamızda satılmıştır. Anadolu tahvilleri 40,30 mümessiller 42,50, hisseler 23, arslan çimentosu 14.45, Merkez bankası his- seleri 98,5 Ergani 99, Erzurum . Si» sav 95,10 liradır. İçmelere Ağaç Dikilecek İçmeler arazisinin bir kısmında toplanmakta olan su birikintilerinin ortadan kaldırılması için burasınn ağaçlandırılmasmna karar verilmiştir, İçmeler şirketi, içmeler arazisinin cinsini ve iklimin de müsait olmasını nazarı dikkate alarak bu sahaya o « kaliptüs (sıtma ağacı) dikilmesini muvafik bulmuş ve Ziraat Vekâletin- den bu cins ağaçlar istemiştir. Izmir ve Mersin fidanlıklarından lüzumu kadar sıtma ağacı verilecek- Suriye, Iraktan Koyur . İfhalini Menetti Bağdat, (Tan muhabirinden) Suriye hükümeti, hudut gümrükleri- ne Iraktan gelen koyunların ithal 6- dilmemesi hakkında emir vermiştir. Irak parlemanında, mebuslardan biri, Suriye hükümetini, Irak koyun tüocarlarini büyük zararlara düçar e- decek böyle bir karar ittihazına sev- keden sebebi ve Irakın bu karar kar- şısında alacağı tedbiri hükümetten sormuştur. | LIMAN HAREKETLERİ Buzün limanımıza Di lar: 3 Saat: 10 Antalya Bartından (©*5 Tayyar İzimtten, 6,30 Saadet Denli madan. 4,35, arpalar 4,12,5 ve biralık cins -İçevirmek Üzere hükümet bazı mad.| Bugün limanımızdan gidecek va « lere 4,25 . 4,28 iruruşa Seir. delerin Türkiyeye ihracatmı konten- | porlar: eN ma : > | dan itme alışta. (A.A BET ta İzmir