No, 58 YAZAN: ZIYA ŞAKIR Tüyleri ürperen Hüseyin: “Bu talihsizler biraz Sonra tekrar su diye kıvranacaklar. Ozaman ne olacak?,diyordu. Artık bir karar vermeklâzımdı yal ağarmıya başlarken; (Hü- ğ rdeşi (AJ Bitmiş, eşi (Abbas) ım çadırına kipi, Abbasi. Senden bir feda kap bekliyorum... Yanma, lüzumu & arkadaş al, Fırat kenarına in. "iz 6u getir... Düşmanlar, iy ç 8 oldukları için bu işi kolaylık» Ç Yüpacağmızdan eminim, Li sahiline doğru... Dir r (Abbas), bu vazifeyi büyük har, çe püniyetle kabul etmiş.. der- Miş bibeytten ve eshaptan elli kişi İş.. sessizce Fırat sahiline doğru İlerlemigt, agent nöbetçiler, bu kafilenin gel- Börmlşler; derhal (ni Haç 4 haber vermişlerdi. Toni Haç- — Miz, Kafileyi, su almaktan menedi- İcap ederse, * silâhla mukabele Demişti, wi Hâççaç'm adamları, (Ab " m riyaset ettiği kafileye hücum ler.. Ellerindeki kırbaları, ceb- Almak istemişlerdi. Fakat kah- (Abbas), bu hücuma pervasız- dagy kabele etmiş. Muhacimlerle şid ps bir mücadeleye girişmişti. | Ve mücadele esnsmda da, on kişinin balarma su doldurtarak, karargü- . Söndermek muvaffakiyetini elde Su gelince... yü karargâha gelmesi, dün- İ, ten hazin bir manzarasını husü- dağ Mişti. Hararetin şiddetinden iy; “8yır yanan zavallılar, kırbala. Üstüne hücum etmişlerdi. Fakat şek atlerdenberi susuzluk ıstırabı kin, Kadar insanım hararetini tes- dag gelmemişti. Büyükler, fe- a ik etmişler; haklarını kadmla- dudaklara terkederek, sâdece Riyi larını ıslatmakla iktifa eyle rk Böyle olmakla beraber; gar. çarçabuk boşalıvermisti. İmamı Hüseyin), endişeli nazar - ii bu-manzarayı seyrederken, tüy« Ürpermişti. 37 Bü kara talihliler, biraz sonra Rani 9u ihtiyacı duyacaklar, O za- »ne olacak?... . Ve bu sözleri söylerken, Balerini etrafa gezdirmişti. Uzaktan, Ve cılız hurma fidanları ara- Mai koca Firat nehri bütün haş- me Vİ akıp gitmekteydi. Lâkin; Fi- #ahillerinde, şimdi bir o hareket Hiyr?, İf daa ermişti. (Abbas) m, müca- e galip gelerek on kırba su alıp e üğünü gören (Yezidi) ler, der Miş laki muhafızları takviye et- Üye artık ikinci bir fedakârlığın hi © $ed cekmislerdi. ' Hüseyin ıstırap içinde Tnamı Hüseyin) ; etrafını ihata e- gere eshabınm bu felâket çemberi k stahamlli edilmez âzap ve İş - Keiyi, rle imha edileceğini düşünerek Bilmi, Yicdanmm ıstırabı son hadde li En ti, se i Li vgili ve Mina Söyle. eğer Uk,şelin ise, kendisiyle son bir mü- edelim, © Gallüm, n Fars, derhal bir ata bine 1 düman karargühma gitmiz.. ta- tüy efendisinin bu emrini, Saidin Ömere bildirmişti. yer, Tbni Ziyattan korktuğu için Büy katı birdenbire kabul edeme- Mng erhal; Ziyadm sureti mah hu, , » Bönderdiği adamlarmı topltya- la müzakereye girişmişti... e bu mülâkat talebini, artık Üği,eİR) in teslim olmuya karar ver Gi henüz | hma doğru İlerlemişti, Mülâkat (Imamı Hüseyin) ,Ömerin geldiğini İgörür görmez; yanma biraderi (Ab. | bas) ile büyük oğlu (Ali (Ekber) i alarak, ona karşı gitmişti. İki taraf, iki karatgâhın arasında birleşmişler- di. (İmamı Hüseyin) kalbinin elem ve ıstıraplarını gösteren bir hüzünle sö- ze girişmişti: — Yâ, Ibni Sait! Ceddim (Mu hammed) in uğrunda canımı feda e den baban, İbni Ebi Vekkas,. Sana, Ehlibeyt hakkında hiç bir gey söyle- medi mi?... öyledi, Yâ Hüseyin... — Ne söyledi?.. Süfyan oğulları. nin manfur emellerine. şu fani dün- yanın dört günlük ihtiraslarına tâbi ol da; EhliBeyti susuzluktan belâk et, mi dedi?... Düşünmiyor musun ki, baban; (Resülüekrem) i razı ve hoş- nut edebilmek için, çok büyük fazi- letler göstermiş.. EhliBeyte karşı © lan hürmet ve muhabbetini de, ber vesile ile izhar etmişti... Halbuki sen. bunun aksini yapıyorsun. (Muham- med) İn masum torunlarını, şu çorak göllerde bir yudum sudan mahrum bırakıyorsun... Söyle!,. Yaptığın bu iş, revayi hak mıdır? Bizi şu acıdan kurtar... Ömer, başmı önüne eğmişti. Bir müddet düşündükten sonra, ağir ağır cevap vermişti: — Hakkın var; Ya Hüseyin... Fa- kat ne çare ki; ben Yezidin amrinde. yim. Eğer onun emirlerine itaat et- mezsem; Şamda, Basrada, Küfede bu- Arka Bu ağrılardan en çok bayanlar şikâyet ederler ve onların en çok şikâyet ettikleri rahatsızlıklardan biri bu ağrılardır. Bayanlar bu ağ. rılardan hemen telâşa da düşerler, günkü arka ağrılarını daima göğüs vereminin alâmeti sanırlar, Vakıa göğüs vereminin alâmet- lerinden biri arka ağrısıdır, fakat arka ağrısı dalma göğüs veremine alâmet değildir. Ondan başka, ki. mi ehemmiyetli, kimi shemmiyet. siz, daha bir çok sebeplerden ar- ka ağrıları olur. Bir kere fena bir vaziyette otu- rarak, hattü ayakta durarak uzun. ca bir müddet İş görmek arka ağ- rısı hâsıl edebilir. Meselâ daktilo makinesinde çalışan bayanlar a yakta dururken veya yürürken, u. zun ökçeli iskarpinlerinin himme- tile dimdik durdukları halde ma. kinelerinin başına oturunca, artık muvazeneyi kaybetmek ihtimalin. den kurtuldukları için, kambur- larını çıkarmayıp doğru oturmıya dikkat etmezler, bu fena vaziyet te nihayet onlara arka ağrısı verir... Bunun gibi dikiş diken, hele şimdi pek moda olan yün işlerini ören ba yanın da doğru oturmıya ehammi- yet vermiyerek başlarını eğerler, kamburlarını çikarırlarsa yine ar. ka ağrısı gelir.. Ütülerken —ayak- ta olsun, oturduğu yerde olsun— doğru durmak daha güçtür. Fakat doğru durmayınca bu da arka ağ. rısına sebep olur.. Bu saydığım sebeplerden ileri gelen arka ağrıla- rı tabii ehemmiyetsizdir. Vaziyet düzelince ağrılar da geçer. Bunlar gibi, annelik, çocuğa me- me verirken eğilmek ti verir. Çocuk memeden k. da geçer. Geçmese bile bir kaç haf. ta daha sürer ve sonunda —daha (Hüseyin) in karargâ:| ciddi bir sebep yoksa— mutlaka lunan bunca emlâk ve akarımı kay. bederim. — Bundan mi, korkuyorsun?.. Tek, sen Ehlibeytimle eshabımı şu isti raptan kurtar.. Hicazdak! bütün em- lâkimi sana terkedeyim. — Alâ... Fakat, bir şey var ki onu unutuyorsun, Ya Hüseyin. — Neğir?... — Yezlidin gazabı... Ondan nasıl kurtulabilirim ?.. Yezidin hükmü, Hi- | caza da şamildir. — YA Ömer!., Şunu bil ki; Allahm gazabı, Yezidin gazabmdan çök bü- yüktür... Asıl ondan kork. Astl on. dan titre... Görüyorum ki; dünyanm hırs ve tamar, senin gözlerini bürü. nüş... Fakat; ceddim (Muhammed) ve babam (AJi) nin hakkı için söylü. yorum ki; sen, dünyada da, ahrette de sandetten mahrum kalacaksın. Iki cihanda bednâm ve hacil olacaksm, Karargâha dönüş (Imamı Hüseyin): gözlerini men- faat ve ihtiras bürümüş olan bu taş kalpli adamdan hiç bir hayır ve yar- dım gelmiveceğini anlamıştı. Dil hun ve perişan bir halde, karargâhı- na avdete mecbur kalmıştı . (Hüseyin) in Ekli Bevti ile eshabı, acmacak bir hale gelmişti. Hararet. ten elğerleri kavrulan çocuklar ve ka. dınlar: — Su... Diye feryat etmektelerdi... Ashap- tan bir çokları, yürekler parçalıyan bu feryadll figan duymamak için. çadırlarmı terketmişler; uzaklarda birer köşeye çekilmişlerdi. (Arkası var) — İİ İİ SAGLIK ÖGÜTLERİ LOKMAN HEKİM Şİ LL Şİ ağrıları büsbütün kaybolur, Arka ağrıları hâsıl eden en bü- yük sebeplerden biri midenin şişe- rek aşağıya doğru düşm Me- selâ farkında olmıyarak hava yutan larda çok defa arka ağrıları bulu- nur. Verem olduklarını merak 6- denler arasında bir çokları böyle. leri Yalnız mide bozukluğu bile, mi- de büyümeden ve düşmeden, yine arka ağrısı hâsıl edebilir, Bunların hepsinde ağrı daha ziyade arkanin sol tarafında olur, Ağrıya sebep o. lan rahatsızlık neyse o iyi edilince ağrı da kendi kendine geçer, Müzmin apandisit, büyük bar sakta bir iltihap bulunması da yi- ne arka ağrıları yaparlar, apandi. sitten gelen arka ağrıları daha zi. yade arkanın sağ tarafındadır. Ba- yanlarda rahim . hastalıkları, yu- murtalıkların hastalıklarında arka ağrıları hasıl eden sebepler arasın. dadır. Bayanlarda —hele şişmanlıktan zayıflıyanlarda— böbrek kayması çok olduğunu bilirsiniz. Bu da yi- ne arka ağrıları hâsıl eder. Bu saydığım sebeplerden ileri ge len arka ağrılarının hepsinin pek ehemmiyetli bir hassaları vardır: Bunlar ne kadar uzun sürseler yi. ne arada sırada fasıla verirler. O- nun için fasılalı gelen arka ağrıla- rından pek te korkmıya lüzum yok tur, Ancak arada sira bile gelmesi yine istenilmiyecek bir şey cidu- ğundan —telâş etmeden— heki - minize gider, ağrının sebebini teş- his ettirir, ağrıyı geçirtirsiniz, Öteki arka ağrıları, hiç fasıla vermesine devam edenler daha 8. hemiyetlidir. Bunlar da yine telâş etmedeni fakat vakit te geçirme- den, hekime muayene edilmek lâ. zimd iyii mektedir. terilmiştir. BORSA Borsada canlı muameleler Dün, Borsada, Türk borcu ile Anadolu tahvil de istekli ve büyük-muame - leler olmuştur. Paris borsa- sının telgrafla, de bildirildiği ler normal bir şekilde devam iştir. Piyasa umumiyetle e doğru yükseliş göster. Alıcıların miktarı gibidir. Bu sebeple Anadolu tahvilleri 39,30 liradan 39.60 liraya yükselmiştir. Mümessil ler 42,50, Anadolu hisseleri 22.60 lira olmuştur ki, sinde 5—10 kuruş kadar yük- seliş var demektir. Bankası da 97 liraya çıkmıştır. Yalnız Sıvas Srzurum 95.5 lira olmuş, Er- gani hisselerinde bir tebed- dül görülmemiştir. Arslan çi mentosu 14,50 liraya düşmüş iken 14,60 liraya çıkmıştır. TURK BORCU Türk borcuna gelince, Pa- risten gelen fiyat açılış 266 frank, kapanış 274 frank göz- Şehrimizde de 19,80 lirada açılan piyasa faz la satıcı bulmasından 19.76 liraya düşmüş ve yeniden alı- cilar bulduğundan 19,85 lira- ya yükselmiştir. Dün, Likidas yonun ilk günü idi. Gelecek likidasyona devredilecek yüz elli bin liralık tahvil ve hisse- ler vardır. Bunların bugün fa izlerinin tesbiti için borsada müzayedesi yapılacaktır, Yüz »lli bin liralık tahviller ara- sında yüz bin lirası Anadolu tahvilidir. Dün Paris haber- leri frankın temevvücünü kay dediyordu. Geçen cumartesi İbir İngiliz lirası 107,5. frank iken, dün bu miktarın 106,9” frank olduğu bildirilmistir. tam saatin- n muamele liradan 97.5 za 8 MART PAZARTESİ EKONOMİ “Dünya piyasalarına ayak uydurmalıyız,, Almanya ile muamele yapmakta olan bir kısım ihracat tacirle- rimiz son klering müşkülâtı dolayısile işlerinin durmalarından müteessir görünmektedirler. Almanyadan yeni gelmiş bir tüc- carımız, buna zıt bir mütaleada bulunmuştur. Bu zat bir arkada- şımıza demiştir ki: “— Ihracatçılarımızın netice itiba- riyle bu son müşkülâttan memnun ol- İmaları lâzım gelir. Alman markları. İnn bedeli 53 kuruş değildir. Haki- katte bizim paramıza göre 25 kuruş- tur, Gerçi biz yüzde 2630 nisbetin- de fazlaya sattığımıza memnun görü- nüyoruz, Halbuki başka memleketlere rormal fiyatlarla mal satsak hem memleketimize döviz girer hem dışa» rıdan normal fiyatlarla mal alırız, bem de normal şekilde dünya piyasa- larına uymuş oluruz. Esasen dünya piyasalarına ayak uydurmazsak tam bir istikrar temin İedilmiş olmaz. Sonra unutmıyalım ki Almanyanm piyasasına alıştıktan sonra dünya pi- yasasma göre iş görmek zor olacak- tır. Bunun için şimdiden dünya pi- yasalarında bizim mallarımızın mü- tavassıtı sıfatiyle ecnebi ticaretinin yer almasına ve & temelleşmesine meydan vermiyelim. Biz kendimiz diğer memleketlerde müşteri arıya- İlm. Emin olalım ki Türk mallarına İ norma! fiyatlarla her yerde ve her va- kit için müşteri vardır.,, arpa nazaran Irakta Alınan haberlere 1036 arpa rekoltesi çok iyi olmuştur; ihracatın her zamanki 200.000 ton va» satisinden fazla olacağı zannediliyor. Halya — Romanya Kalya - Romanya arasındaki tica- reti ve ödeme işlerini tanzim eden Ye- ni anlişmanın Italya ile Balkan mem- leketleri ile olan ticaretin canlanma- sını ve siyasi vaziyetin ıslâhma yar. Idımda bulunduğundan dolyaı büyük İ bir ehemmiyeti haiz olduğu kaydedil- mektedir. Helandade petrol Hollanda hükümeti 9 - 10 - 1935 yılındanberi tatbik edilen petrol ihra- Paralar catı memnuyetini 20 şubat 1937 ta. meli rihinden itibaren kaldırmıştır.. ! Satı i Sterliti 1 #1— z z Altın ihracatı 1 Dolar 123— 126.— Suriye Fransiz komiserliği tarafın. 7) Kransır Fr. MER ŞT İdan neşredilen bir kararname muci- ” ente) Fr. 20— e binoe Fransız mandas: alında Oulu Li — 4 vam il ii 475. İnen mmtakalar üzerinden altın sev. 20 Leva 20 — kedilemiyecektir. “— Bu süretle Suriyede kâğıt para ya- — 15— m e 23— İnmda büyük miktarda tedavülde bu- — İ7 İlunan Türk altın liralarının Suriye Mz O73— İden çıkarılmasına mâni olmak isten ne m diği anlaşılmaktadır. üz ne Yugoslavyanın buğdayları 247 248— | Yugoslavya hükümeti; Almanya, Fransa, Italya, Belçika, Çekos.ovakya ve Avusturya ile anlaşma aktederek a bu memleketlere ihraç edeceği buğ- 174525 day miktarını tesbit etmiştir. a Buna nazaran Almanyaya 66.500 887175 Çekoslovakyaya 75.000 ton, Italyaya ae 18.000 ton, Avusturyaya 10.000 ton. 14475 Belçikaya 8.000 ton ihraç edecektir. 22.7475 X 4245 Fransaya ise 5000 ton ihraç edile- 114366 cek, fakat stok bulunduğu takdirde Zi 150.000 ton ihraç edilecektir, 43820 439 Ihracı kabil miktarlar hakkında 100 AŞIR a ihtilâf var ise de bunların 200.000 (lâ 345775 Y a 27800 27875 |250.000 ton arasında oldukları zanne- 24.90 li li Stokholm rr 1806 dilmektedir. Yunanistanda kış buğdayı ânu Yunanistanda bu sene kış buğdayı İlk - 1936 da ile ekilen saha resmi makamat tara Dış Ticaretimiz | fından 2076000 akre olarak tahmin İstatistik umum müldürlüsu tara fından tertibi ikmal edilen dış ticaret statistiklerine göre, memle'e» in ilkkânun 1936 ayı zarfındaki It - halltı 8925002 ve ihracatı da 18.338.176 1i- 1985 yılım . ayni aymdaki ithalât ve ihracat kıymetleri 6.605.526 10.351.542 lira olduğuna göre 1936 evveline tutmuşt-r. yılının son ayında, bir yıl iisbetle ithalâtımızda 2.319.476; sacatımızda İse 7.084.635 Vi iralık bir dedilmirti Ti edilmektedir. Geçen mevsim ekilen saha 2.011.000 akre idi. Muhacirlere Verilecek Hayvanlar Alınıyor Muhacirlere demirbaş olarak dağı- tılacak hayvanların alımına başlan. mıştır. Tokat, Sıvas, Şarkışlada is. kân edilen muhacirlere verilmek Üze- ve ih- Ayrıca bu muhacirlere bin araha ve. re beş bin çift öküz dağrtılacaktır. |'“ğ Dün 22 vagon buğday geldi Dün zahire piyasası gevgeklikte de- vam etmiştir. 1-2 çavdarlı ekstra Polatlı mallari altı kuruş yirmi iki paraya satılmıştır. Bu azami fiyat. tır. Asgari fiyat Kütahya buğdayla ri üzerinde ve 5.30 kuruştur. Ekstra ekstra Polatlılar 6.30 kuruşu muha- faza etmektedir. 10 çavdarlı beyaz- lar 6,7.6,10 kuruş arasındadır. Arpa- larin en Iyisi 4,28 ve siyah arpa 4,10 ve çuvallısı beş kuruştur. Çavdarlar 4/254,275 arasında (satılmıştır. Ancak 430 kuruşa alıcı buluna mamıştır. Dökme Gelibolu yulafı beş Tekirdağ yulafı 4,30; Düzcenin sarı mısı yeni çuvallı olarak beş kuruş « tur. Fethiyenin susamları 18,30; Ke- sanm susamları 18,10 kuruştan satıl- miştir. Dün şehrimize yirmi iki vagon buğ- day, dokuz vagon çavdar ile altı vas gon arpa gelmiştir. Dün şehrimize Anadoludan 14.000 kilo kirliyapağı gelmiş ve kilosu 65 kuruştan satılmıştır. ZAHRE BORSASI FİYATLARI Cinsi Aşağı Yukarı Buğday yumuşak O(6 75 610 Buğday sert 615 615 Arpa 5 SA Çavdar 45 45 Misir sarı 5— —— Yulaf «49 ö— Susam 3— 1880 Yapak Anadol o 65 — — — Peynir beyaz 4214 4237 Zerdeva derisi o 4850 200 Sansar derisi 3100 o 3100 Tilki derisi 600 1z0n GELEN Buğday 316 Ton Arpa 10 , Çavdar 135 Un 6, Fasulye 5» Misir Hi , Susam 8 Yulaf si Yapak u DIŞ FIYATLAR ğ : Lâverpul 89,4 Şi. Buğday .. Şikago 135,94 Sent e Vinipek 128 Arpa Anvers 8 B,F Misir : Londra 2410.12 Ketn 1. : » 122,15 Fındık G Hamburg O 155R.M, "4 ” 155 , NÖBETÇİ . ECZANELER: çe Gece nöbetçi olan eczaneler şunlar. İSTANBUL CİHETİ Eminönü: Salih Necati, Alemdar: Ali Ri- za, Beyazıt: Asador, Küçükpazar: Necat Ahmet, Şehremini; Nazan, Karagümrük; i, Samatya R niversite, Aksaray: Şerei, Fener: Eyüp: E, neleri. yün: BAR OGLU çikETi Dellesuda, Taksim; SARIYER CİHETİ Bayaz Raoul mke Erköy. ii ÜSKÜDAR — KADIKÖY CİHETİ Kadıköy: Muvakkitane caddesinde Saa- det, Söğütlüceşmede Osman Hulisi eczane- Üsküdar! Merkez eczanesi, DİĞER SEMTLER