l | , | k m 20 Tekinalp:“Türk musevileri; (Başı 1 incide) Yalnız “görenek,, denilen ve zanno- Yunduğundan daha kuvvetli olan ruhi milin tabil bir neticesinden » başka bir şey değildir. Kemâlizmin şimdiye kadar tahak- kuk ettirdiği fes, harf, çarşaf gibi bütün inkılâp hamlelerinde gördü; müz vecihle yukarıdan gelen kuvvetli sadmeler kütleleri birdenbire “göre- nek” denilen gaflet uykusundan w- andırır, onları ruhlarının hakiki şu- oruna ulaştırır, ve bu suretle imkân| dairesi haricinde görülen İnkılâplar bugünden yarina hakikat sahasma gecer, daha dün muarız görünen küt- eler veni inkılâba dört elle sarılırlar. Kamilist inkilâhınm Dek bariz bir su- Tette aydınlattığı kütle ruhiyatına ogie desfoules) e ait bu haki | iinde bulundurduğum için Bay Başkanın tâbi olduğu çekingen- Yiği lüzumsuz ve meseleyi bütün çıp- lâkliğiyle teşrih etmeyi münasip gör- düm: İntibakı temin için devletin müda- halesini israrla diliyen, bu müdaha- lenin tazyik sayılamıvacağını söyli- yen camaat başkanı Musevileri a2- lıklardan sayıyor, ve ancak bu azli ğın diğer azlıklardan farklı olduğunu İlâve ediyor. İşte burada bence göze çarpan belli başlı bir tezat ve tenakus var- dır. Eğer Museviler umumiyetle zan- olunduğu gibi bir azlık teşkil edi- yorlarsa Türkleştirmeyi temin için devletin müdahalesini beklemek abes- tir, Lozan muahedesinin müteallik faslında azlıklar srasmda fark gözetlememiştir. Vaziyet ve re aliteler ne olursa olsun devlet azlık- lara ayrı syrt muamelede bulunamaz. Bunun içindir ki devlet azlıklara da- hil olan her hangi unsurun Türkleş- tirilmesini kanun kuvvetiyle “temine teşebblis ederse karşımda Lorân mu ahedesinin hususi faslmı bulur, türlü türlü itirazlara maruz kalır, Binaen- aleyh, kör şeyden stvöl meseleyi hu: kuki ve içtimai bakımlardan tahlil et- mek gerektir. Museviler azlık mı? Türkiyedeki Museviler Lozan mua- bedesinin hususi faslında hedef tutu- lan azlıklara dahil midirler? Dünyanm hiç bir yerinde azlık sa- yılmıyan Museviler Türkiyede azlık sayılabilir mi, ve niçin? İşte meselenin can alacak nokta: budur. Ben kendi hesabıma bu hususta fikrimi açık olarak ilin etmekte mah- bir tarafında bir azlık teşkil etmedik- eri gibi Kemilist Türkiyede evvelâ bittarik olarak azlık teşkil etmez ler, Çünkü Türkiyedeki Musevilerin kendilerine mahsus ne dilleri, ne kül. türleri, ne de ülküleri yoktur. Unutmıyslım ki, Kemâiist Türkiye de bulunuyoruz ve Kemâlist Türkiye nin yurtdaşları olarak yaşıyoruz. Ke- mâlist Türkiye anayasaya mal olmuş #âeolojisinde milliyetin , esası olaraz yalnız üç umde kabul etmiştir: Dİ, ; Türkiyede Museviler arasm- da ispanyolca denilen bir hâlita ko- nuşuluyor, Bu halita birkaş yüz keli- meye inhisar eder, ona asla ve kat'iy- yen dil denilemez. Derme çatma bir idiome'dan başka birşey değildir. Az çok tahsil görmüş olan Museviler bu derme çatma idiome'u kullanmayı zül sayar, alelekser fransızca konuşma yı tercih ederler . Dilsiz bir kütle Demek oluyor ki Türkiyede yaşıyan 80.000 kişilik biçare bir külle, tam manasiyle dilsizdir. Biçare kütle di- yorum. Çünkü cemaat başkanmın mek- tubunda pek güzel izah olunduğu veç- hile Museviler diğer unsurlardan faz- İa olarak ruh gıdasma muhtaçtırlar. Dilsiz olarak ariyet dillerle ruhu bes- Jemek mümkün mü? Bugün dilsiz bulunan bu biçare kütle devletin himmetiyle Türkçeyi anadil olarak benimsemiye muvaffak ohırsa kendini her halda bahtiyar ad- deder. , Mühiyetin esaslarından biri olan kül türe gelince, koskocaman bir ülkede dağılmış, ve kültür itibariyle diğer memleketteki mezhep işlerinden büs- bütün farklı olan 80.000 kişilik oObir azlıklara | £ © bir azlık değildir, diyor | mi? Din ile dünyanın biribirine ka- rıştığı bir zaman veya muhitte din ve mezhep ayrılığından dolayi bu kütlenin kendine mahsus bir kültüre malik bulunduğu varidi hatır olabilir- İdi. Halbuki lâikliği anayasasma mal etmiş olan Kemâlist Türkiyede yası- yan bu 80.000 Musevinin umumi ha- yatta din ve mezhebi asla karıştırma. dıklarını, ferdi vicdana taallik eden itikatları umumi hayattan uzak tut tuklarını izaha iüzum görmem. Ülkü meselesi Milliyet prensiplerinin üçüncüsü lan ülkü meselesini bu husus! zuu bahsetmiye bilmem ki lüzum ve| mahal ver mr? Maddi, manevi bin bir türlü bağla: la Türk yurduna, Türk topra; sınm yükselmesine, kalkınmasına bel bağlamayıp ta hayallere ve mev- humlara mı bel bağlıyacaklar? Bu izahatten anlaşılıyor ki ayrı gayri dili, kültürü ve ülküsü olmıyan bir unsur hiç bir vakit azlık sayıl maz, Ve böyle Lozan muahedesinde. ki hususi fa hükümleri hiç bir va- | kit böyle bir unsura şamil olamaz. Hiç şüphe yok ki Lozan vesair sulh muahedelerinde yer bülen azlıklar hakkımdaki hilkümler insanca fikirler ve duygulardan doğmuştur, Bu hü - kümleri Türkleştirme için engel sa yarak bu 80.000 kişilik kütleyi d siz, kültürsüz ve ülküsüz mahküm etmek azlıklar hakkında hükümleri İleri süren yüksek devi adamlarınm hatır ve hayalinden asla tir. Hiç ş nmın dileği dairesinde Kemâtist Tür- kiye bu dilsiz, i'i'üirsüz, Hik leyi Türkleştirmek sure bosluktan, manevi hilelik açlıktan kurtarmak suretivle camiasma nafi bir unsur makla beraber arlıklar hükümlerini ileri süren muhtelif kavmlene mensup devlet adamlarının vüksek fikir ve duygularma muvafık ulvi, insani bir harekette bulunmus olacaktır. Bu mesele hakkında bir cevrek & sırdanberi yapmakta olduğum kon- feranelar ve neşriyatta iikerreren irah ettiğim vechile “Sulten Beyazıt fsnanvadan tehir olunan Musevilere Türkiyenin sefkat ağusunu acma onları maddi ölümden kurtardığı gibi Milet Türrive hunlarm cocurla- rma kendi dilini. kültürünü ve ülk sünü benimsetmek suretiyle onları manevi ölümden kurtar olacak- tur, Müfredat Programı (Başı 1 incide) pedagojik şartları hususi bir ko - misyon tarafından tayin ve tesbit e€- dilecek ve kuvvetli bir ihtimale göre, riyazi bilginin ik esaslarmı verecek olan ilkmektep hesap ve hendese ki. taplarında geniş ve müsbet yenilikler yapılacaktır. assa kitaplardaki mevzularm daima müşahhastan mü- cerrede ve modellerin de daima çocu ğun muhitinde temasta bulunduğu eş ya srasmdan intihap edilmiş olması- na büyük bir ehemmiyet verilecektir. Dünkü toplantıda, bazı ilkmektep ki taplarınm bu Laktmdan noksan görü- len kısımları konuşulmuş, bunları or- tadan kaldıracak olan tedbir ve esas | lar görüşülmüştür. bağlı olan bu kütlenin Türk camin.) “ he yoktur ki cemaat baska- |. ;| sz delegesinin mü: |tanii Müsabakamızı Gazetemizin tertip ettiği Nasred -İlerdir. din Hoca müsabakasma iştirak ede.| rek bir duvar saati kazanan (Bey -|derek matbaayı gezmişler, kendileri. 4 21 inel ilk okul üçüncü smif ta-İne izahat verilmiştir. Yukarıki ve - zi ebe reti ri, dün öğretmenlerinin neza- a İderehanemize gelm Komite Toplandı (Başı 1 inc Cebbarenin si tarafından v4 lan davet Üzerine Cenev etler Ce- S konsey tarafından Sancağa gönderi len bitaraf müşahitleri davet etmiş tler bugün gelmiştir. Ol ncakta maliye müdürü olan Sebbare, komitedeki Fran- viri olarak Ce- nevreye gelmiş olabilir. Şamdan alınan haberlere göre, Va r, B. Hasan Cebbarenin du eyahatinin uvandırdı ğuk tesir karşısı bir in uğramışlardır. Bir müddet evvel B. Şekip refeliği sltmân Cenevreye gitmiş olan hfillerinde bi tesirle Hasan C: Kazanan Yavrular 8 Bİt-! aliyetleri doğuruyor, bu sayedede sarı hayale | tekrar « Hatayda Tazyik ve /miln üzerine Tecavüzler Devam Ediyor Halep; 8 (Hususi) sa: lerinin mühim bir mıntakâsında teksif etmişlerdir. Bir zamanlar bu mmtakada Vatanfler na | Vol! ve | kıy mına yararlık göstermiş olan mislerdir . Şeyh Ahmet elinde bir martin ve maiyetinde silâhlı bazı sahırlar oldu. ğu halde köy Köy dolaşmakta, Türk hatkını taciz icin her vasıtaya müra- cast etmektedir - Makset tahrik yanmak ve Türkle- ri ihtilâle sevketmektir. Türk kö ri şeyh Ahmet ve ave. nesinin tahrikâtma sükünetle mu - kahele etmektedirler. Vataniler ve manda memurları halktan Suriye le- bine müzaheret görmeyince tehdit yolunu tutmuşlardır . Dahiliye Vek'li Ankaraya Hareket Etti na, & (Tan muhabirimizden)— Dahiliye Vekili ve Parti Genel Sekre- teri Şükrü Kaya, bugün Halkevinde Öğrendiğimize göre, ilk tedrisat P i i Adanalılarla müsahabe yaparak Ha- kitaplarında yapılacak bu yenilikler: |“ davasını siyasi ve hukukt bakım. | den sonra orta mektep ve lise müf - redat proğramları da esaslı surette değiştirilecek, umumi derslere yer verilerek mazariyata muntazam bir tedris safhasından sonra geçilebile cektir. e Müfredat oproğramlarmda yapılması icap eden bu tadillere göre eserler hazırlanması ve orta tahsil gençliğine en faydalı kitabın vektin de verilmesi için şimdiden teğbirler almması etrafında tetkikler hayli iler lemiştir . Vekilin istifasi sayicları doğru deği! Maarif Vekili oSaffet Arıkanm sihhi sebepler dolayısiyle istifa ede - ceği ve Siirt meb'usu İsmail Müş- tak Mayakounun Maarif Vekâi getirileceği hakkında dün şehri ve Ankaranm bazı mahafillerinde bir gayia dolaşmıştır . Yaptığımız tahkikata göre, bu şa yianın aslı yoktur. Kütlenin kendisine mahsus bir kültü. unacağı | tas olunabilir dün İlardan tesrih etmistir. anlarda propaganda faaliyet |lür. 1 kısmmı Kuseyr| sizlik vardır. İ Halep yakınlarında Anden köyünden | et İSeyh Ahmet nammda birini ef bu de maksatla mezkür nahiyeye gönder.| v€ iptida! bir hak hükümetin diğer Yavrular, bu vesileden istifade €- sim, talebeleri, kazandıkları saatle beraber grup halinde gösteriyor, BAŞMAKALEDEN MARAAT Hareket Ve Bereket (Başı 1 incide) gelir kaynakları yükseliyor Meselâ İstanbulun mezbaha resmi makul hir hadde inse hiç şüphesiz İstanbulluların midesine daha çok et girer, Gıdasızlar gida bulur, istih - Iâkin artması sayesinde de mezba. ha varidat belki de şimdikinden faz- la yükselir - Hükümetin şehir - lerin yüksek teşebbüsler sayesinde fazla irat elde etmek hususundaki hatasmı, sabit maaş sahipli başka herkes türlü ve kette reket oluyor, herkes az, kazanıyor. Nakliye ücretleri i teşekkülleri, ilk istihsal li bir surette tahlil edilince mlstah. | Yediada'arda iyor. Netice olurak memle. eşya tedarik ediliyor, az har)" (Hikâyeden Mabaat) Balık bankası (Baş tarafı Altıncıda) üzere olan İnsanoğlunun müthiş ve nâmağlüp huzurunu görür gi - bi oldum. Yüksekten uçan kuşla rm şafak ışığmı her günkü yer yüzünde sürünüp debelenen hay - | anlardan evvel kapması gibi, 8- lınlarına, gözlerine, sönük sönük akseden ışıkları sezer gübi oldum. | Artlarında bıraktıkları yollarmm izi, abanan karanlıklarda, ezilti lerde seçilemiyor gibi idi. Balıkçılığımızm milddeti bitince geri döndük. Elime para geçti. Kasaya, namma balık yazanm kim olduğunu bilmiyordum, Ba - lıkçılarm her birine çilçil para - cıklarımı #undum, Güldüler, kim- se kabul etmedi. A radan on sene geçti. Balık- | çı arkadaşların yarısı ! öldüler, birazı da boğuldular. De | nizde gece yıldızlara bakarım. Çünkü onların her birisi, gökte bir yıldız oldular. İşte başta akşam yıldızı diye Ve- nüs batıya yürüyor. Onun ardısı- ra yedi yıldızlı ülker geliyor. Zatül kürs, kepçe yıldızı, Pegase, An dromed, aldıran, coz, orion hep dolaşıyorlar, Onlar hayatta iken onlara kilâ- vuzluk etmiş, kutup yıldızınm et- rafında kayıkları sürüyorlar, O nun için yıldızlar biribirleriyle ko- nuşurken dinlerim. AL Bugünkü program Istanbul: neşriyatı; 12.30 Plâkla Türk ssl. $0 Havadis; 13.05 Muhtelii plâk neş atı: 17 İnkılâp dersleri: U- eden naklen, Mahmut Esat Borkurt 30 Plikla dans musik | Halkevi sosyal yardım şubesi namına Ba İ yan si Nba (Cemiyetçilik. balermın. ii yardım); 20 Belma ve arkadaş- lari tarafından Türk musikisi ve halk şar- kıları; 20.30 Bay Ömer Rıza tarafndan merkezinden başlıyarak esas- silin eline geçen ük fiyattan sonra türü türlü nakliye ve mütayasart ücretleri bindiği ve mal müstehiikin eline girinciye kadar hiç bir memlekette görülmemiş nisbette — Vataniler, | fiyat yüksekliği hasıl olduğu görü -| işin İçinde korkunç bir teşkilât- gittir, Gıda eşyası Üzeri u ve vapur ücre neti ve ağırlı miyecek kadar ağırdır. Yol üzerin- ki nakliyecilik tamamiyle başıboş dedir. Motürlü nak- liye vasrtaları, zaten ağır malzeme fiyatlarından müteessir bulunuyor - ken gümrük kanununda büyük bir hata, bu nevi nakliyeciliği akamete uğratmıstır . Motörlü nakliyeciliğin bu yüzden Türkiyede göz açmasına imkân Ol - nmda işe yarayacak sivil nakliye V&- srtalarından mahrum kalmaktadır. Gümrük tarifesi muayyen bir had- den sonra otomobil smıfına gireceğini düşünerek ağır O tomobillerden yüksek resimler al -| makta ve çok ağır olanlar hakkında bu nisbet memlekete girmelerini kânsız bırakacak bir hadde varmak. tadır . Çok gariptir ki ayni ölçü kam w yonlara ayniyle tatbik edilmiştir. Ne- tice olarak memlekete bir buçuk ton- Yuk bir kudretten ağır kamyonlar ağırlagtıkça YÜKS' kadı girmiyor ki bizim yollarımızda bun- larm hakiki taşıma kudreti bir tO- dan aşağıdır. Halbuki bu kudreti? bir kamyonun nakliye üeretini ucuza | maletmesine imkân yoktur Yımanistanda rakliye gördüğümüz kamyonlar kâmilen 5. 8 tonluktur. Bu sayede bir Haz | 'kilornetre basma nakliye il gok wiyelere indiği gibi bövle amvon. Havan sekeri maliye için de istifade ii bas ur» İ Bahiive Vek! ba akşam Ankara) Yüzlerce sebeplerden ee hareket etmiştir . “— | arıyorlar hakkmdaki sarih İ hata, haynt masrafı haddin bu hususta malimatına müracaat e-| den fazla yükselten yüzlerce sebep -| yillik jayı tekzip ten biridir. sim vari aa İ “Memleketimizde gıda maddelerin — Bu şekilde çıkardan şaylalar |den bir çoğu istihsal yerinde diinya- yalandır. İsmim etrafında dolaşan İm ekser memleketlerinden çoku. Vekili, Kilikyada Arap camlasmın meveudiyetini iddis eden Suriye iddi | asmın sakatlığını izah eylemiş, bunun üzerine Doktor Salim de Türkün bir olu olan Fallâh camiası namma candan teşekkürlerini. bildirmiştir Doktor Salim, Surivelilerce yanlış te. Takki edilen bu öz Türklerden Atatür. ke, İsmet İnönilne sevgi ve savgı gö- türmesini Dahilive Vekilimizden rica Toplantı 3 saat devam et- işlerinde | etmistir. mietir, arapça söylev; 20.45 Cemal Kâmil ve arka daşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, saat ayarı; 21.15 Ajans ve borsa İ haberleri ve ertesi günün programı; 22.35 ip sololar, opera ve overet parçaları; 23 Son. . Günün program özü Sentonik konserle! 0.3.9017 — İngiltere Kimseye Kar! Silâhlanmıyor Londra, 5 (A.A) — Hariciye N* zırı B. Eden, Aberdeen'de nutukta demiştir ki: “— Ingilterenin tekrar silâhlan?” 1, sulh lehinde itiraz kabul etmez bİ” harekettir. Bununla beraber hüfü“ İmet, silâhlanmanm ihdas ettiği © irei fasideyi ortadan ( kakdı için anlaşma müzakeresi hususund” ilk fırsattan istifadeye amadeği” Tekrar silâhlanma programımızı tf bik ederken maksadımız, rımızı diğer milletlere cebren ettirmek veya onları korkutmak, 99 de bihassa diğerher hangi bir m” lekete karşı tecavüz fikirlerimizi Sİ” lemektedir. Böyle bir hareket, mına kat'iyyen riayet etmek fikri” de olduğumuz Milletler, Cemiyeti 9 tanı doğrudan doğruya ihlâl ederi» erki li ee Ai tn kii SN ne Başvuracağınız ilk tedavi GRİPİN almak olmalıdır. GRiPiN Soğuk algınlığına, baş nezlesi? ve diğer nezlelere, gripe, kırı#” liğa, * üşütmekten” mütevellit” bütün ıstıraplara karşı bilhassa müessirdir. GRiPiN En şiddetli baş ve diş ağrılar” derhal dindirir 19.40 Kolonya: Wilhelm Furtwangler'i indeki demir. idaresinde: 2115 Zürih: Senfonik konker; | 'ntşowa: Brahms, Setmbert, Franck: Mozart, Haydn, Rimaky — Hafif konserler; İ 310 Bükreş: Jan Markm orkestrası; 15 Varşova: Operet popurisi (plâk ile) 30 Berlin: Neşeli sast; 17.30 Varşova Or İkestra, sopran, tenor 0 Kolonya: Eğ jenceli neşriyat; 19 Lâypsig: Koro; 19 Ki migsbere: Hafif musiki 19 Budapeşte: Gi gan musikisi; 19.50 Zürih: İsviçre musiki- Ji: 20 Bresinv: Karpat havaları 20.20 Bük- veş: Dinicu orkestrası; 21.10 Münih: Koro, grkestra; 2140 Kolonya: Modern musiki; 2110 Berlin: Küçük orkestra: 21.15 Var. şova: Örkertea; Budapeşte: Radyo salon orkest Radyo salon 22 Hambarh: Bando müzika; 22.30 Paris P.T'T: Orkestra konseri | Operatar, Operetler: 20.25 Viyana: Smetana'nın “Satılmış zev. Çe. Operası: 22 Roma: "Cezsirde İtalyan "Gi mli opera; 22.15 Paris; Bizet'nin 'Carmen,, opera | Oda Musiki; nl nm Küçük — musiki konseri; Beşiktaş ikinci sulh hukuk hâkim. liğinden: Ortaköyde Karadağ mahal- lesinde Mandıra sokak 21 No. Ir evde oturan Küçük Fatma ile Emineye ay- hi hanede oturan amcaları Mustafa. nm vasi tayin edilmiş olduğu alâka- daranca maltm olmak Üzere kefiyet ilân olunur, —ğ—Z—Ç—ğ—Ç—ğşğ—ğ—ğ—ğ—ğŞ lerinden biri vaziyetinde olmasma »ebep yoktur. Bu mevzu hakkmda mutlaka esaslı bir araştırma yapmak tedbirlerden bir çoğunun yangına damla damla su dökmek yolunda bir tesir göstereceğine hükmetmek esiz - ir. Türkiyede hayatı ucuzlatmak İşi, miye muhtaç bir mesaledir. his etmişlerdir. Memlekette ucuzluk sayesinde temin edilecek fazla hare. ket ve faaliyet, maişet seviyesinin u- mumi bir surette yükselmesinin en şayialar da uydurmadır. Bunları)cuzdur. Bu halde bulunan bir mem katiyetle tekzip edebilirsiniz.,, leketin dünyanı en pahalı memleket, kestirme yoludur. Ahmet Emin YALMAN lâzımdır. Münferit sürette alman | yeni bir zihniyetle iebiründen halledil. | Atalarımız: “Nerede hareket, ora » | da bereketsözüyle derdi çok İyi tes-| GRiPiN İ Bel, sinir, romatizma ağrılarmd? İ hararetle tavsiye edilmektedi” alınabilif” İ İKİNCİ İLAN TÜRK KROM ANONİM ŞİRKETİNDEN: Türk Krom Anonim Şirketinin 5 mart 1937 tarihinde cuma günü s8 14 te mukarrer olan yıllık umu heyet toplantısında hisseduranca ©” seriyet hâsıl olmadığından esas mM” kavelenamenin 51 inci maddesi bü“ kümleri dairesinde 5 nisan 1937 rihine rastlıyan pazartesi günü 11 de şirketin idare merkezinin bU” lunduğu Galatada Vaşvoda caddesi” de Asikurazloni Cenerali hanımın üncü katımda 73, 75 saydı dı İKİNCİ defa toplanacağından daranca malüm olmak ve esas MÜ” kavelenin 57 inci maddesine göre Pİ hafta evvel şirket merkezine zi rup hisse senetlerini tevdi ederek dir huliye varakaları almaları lüzumü lân olunur. Müzakerat Ruznamesi şU”” İlardr ın ok? İ 1 — İdare meclisi raporunu: ması, 2 — Murakip raporunun okun” si, 3 — 31 Birmelkânun 1936 tarihi” de hitam bulan seneye ait bilir kâr ve zarar hesapların t idare meclisi azalurmın ibresi, 4 | 4 — Eca mukevelenin 25 9 | maddesine göre idare meclisine “” seçilmesi, 5 — Murakıp tayini ve tereti” tesbiti. 8 — Ticaret kanununun 328 0 maddesine tevfikan idare meclisi “ ralarına salâhiyet verilmesi. DARE