2 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

2 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Mutlak ş hedefini bulacaktır.. Beyin): h i ESELAL No. 53 YAZAN: ZIİYA ŞAKIR " Hüseyin, kim olursa olsun, ya Halife Yezide biat edecek, yahut ta mukadder ve yakın akıbete razı olacaktır.., ' - Bir anda bunları düşünen İbni Zi- _Ömerin ihtirasatını bütün bütün ıen;ık't?derek onu iştihalandırmak is ıştı Derhal ellerini çarparak, kapı Onünde bekleşen kölelerine: y — Yâ, velet!.. Çabuk.. En müzey- bez _hu'a.tlardan birini getirin. nye seslenmişti... Ve; bu altın sır- işlemeli hil'ati, kendi elile Ömere Ydirdikten sonra: — Ömerin altına, en cins atlarım dan birini çekin. İye emir vermişti. G:ıbnş Ziyadın bu gösterişleri, artık hnenn damarlarındaki ihtiras kan "i tamamile kaynatmıya kâfi gel h,l.ti... Sırtına giydiği o muhteşem kuhm".' üstüne bindiği o kıymettar ğ Eylânm ve etrafını saran köle- ev?“ verdiği bir gururla, doğruca De gitmişti... Maksadı; deruhte e- Ceği işi bir kere de oğullariyle mü- kere etmekti. Vcesi ve oğulları, Ömeri bu ihti- içinde görünce hayret etmişler: — Bu ikbal ve nimte nasil nail ol- Tun? Demişlerdi... ve, Ömerin verdiği - t üzerine oturmuş, müzakereye işlerdi. " Baba ile oğulları arasında merin büyük oğlu, babasmın de- Tuhte etmek istediği bu caniyane Va €ye şiddetle itiraz etmiş: ee — Yâ, baba!. Sen, Sâat İbni Ebi yahut, kendisine mukadder olan kan- lr akibete razı olacaktır, Diye cevap vermişti. Kerbelâya doğru Ömerin hazırlığı yzun sürmemişti. Tertip edilen müfrezenin başına geçe- rek derhal (Kerbelâ) istikametine hareket etmişti, Bu sırada (Hüseyin), endişeli bir intizar içindeydi. Kölesi (Kays) la Kü feye gönderdiği mektubun cevabını beklemekteydi...Fakat bu intizar, bey hüde idi. Zavalli Kays, İbni Ziyadın emriyle bir tahta çarmıha gerilmiş.. kılıçlar altında can vermişti. Gerek (İmamı Hüseyin), ve gerek kafile halk; (Kays) m bu kanlı aki- betinden haberdar değillerdi. Bunu, ancak; üç gün sonra oradan — geçen bir yolcudan, tesadüfen öğrenebilmiş- lerdi. Esasen (Hüseyin); Küfede, kendi uğruna âziz hayatlarımı feda eden (Hâni), (Müslim) vesairenin acıklı birer şekilde öldürülmelerinden de- rin bir teessür içindeydi. Şimdi de (Kays) m, onlardan daha feci bir şe. kilde kurban olup gittiğini duyar duy maz, artık kendini zaptedememiş: — Yâ, rap!., Ne insanlar içinde kal- dım?.. Bir taraftan; senin vicdaniye- tine, ceddim (Muhammed) in nübüv- vet ve risaleetine iman ederler, Diğer taraftan da, o Nebi ve Resülün sevgi- li evlatlarını birer birer imha etmek isterler... Bu, nasıl iman.. Bu, nasıl viecdandır; Yarabbi? Diye, feryat etmişti, Hüseyinin son kararı Ve.. bu acı teessür - içinde, son kararını vermişti. (Hüseyin) in bu son kararı, insan fedakârlığımın bütün büyüklüğünü gösteren, cessurane bir hayat fera- gatinden ibaretti. O, ölecekti. Ölmi- ye, karar vermişti... Fakat; babası (Ali) nin kahraman kanını damarla. rımda taşıdığını gösteren şerefli bir ölümü kabul ederek, zülüm ve esaret altında inliyen halka, parlak bir ibret dersi verecekti . Ceddi (Muhammed) in, ve babası (İmamı Ali) nin yüksek ve mümtaz zekâlarına tamamiyle tevarüs etmiş olan (İmamı Hüseyin) ; kendisine mu- ikadder olan feci akibeti bilmiyor de- ğildi... Mekkeden hareket edeceği za- man; kendisini, neticesi korkunç gö- rtünen bu yolculuktan vazgeçirmek is- tiyenlere: artık (Arkası Var) : WDuum, Temin sahabesi idi. Ehlibeyt uğrun- » fatlı canmı bile fedadan çekin- Vi i.. Sen, onun oğlu değil misin?. *danımda nasıl cüret bulup ta, (Mu- h&mmed) in o kadar sevdiği evlâdma kulıç Çekeceksin... Bahusus, onun bu Tafa gelmesi için, üstüste üç mek- fup gönderen, sen değil miydin?.. Bir Taftan: (Yâ, Resülüllâh.. Sana, a- hamn, babam feda olsun) derken; di- *' taraftan da o Resülüllâhm evla- hasıl kastedersin ?... lemişti. i Fakat küçük oğlu, bu itirazı red- de'imiş: — Hayatta, her şey dünyada ka- İ*, İkbal ve saadet, müphem ve meç- ü kuvvetlere feda edilemez. Resülü- k'“m. artık hayatta değildir. Ahret- İ& sefaat edeceği ise, sözden ibaret- Ü. Kuru bir söz için, babam (Res Ve Tabiristan) valiliği gibi, servet Membar olan bir memuriyeti feda et- lidir. Diye, mukabele göstermişti. tik lesi erkânmdan diğerleri de bu Ti tasvip etmişlerdi. €ş'um vazifeyi kabul ediyor i gün, Ömer, doğruca İbni Zi- Yada Bitmiş: Yâ, Emir!.. Bana havale etti- în_ Vazifeyi kabul ediyorum... (Hü- < Yin) i, sözle yola getirmiye çalışa- aa Buna muvaffak olursam, ne â- , Olamadığım takdirde; onunla hh““eleye girişeceğim — Neticeyi, Cımm hükmüne terkedeceğim. - İbni Ziyat, Ömerin bu sözlerinden Ş:"?““n olarak, derhal en güzide atlı t Silâhlılardan mürekkep bir müfre- Dİn hazırlanmasma emir vermişti. rin hemşirezadesi (Hamza) bu Wı haber alır almaz; koşa koşa, Mrln evine gelmiş; onu bu meş'um t Fbüaünden vazgeçirmek istemiş- Tica akat Ömer, Hamzanm bütün Ve tehditlerini reddetmiş: la; Yâ, Hamza!... Hayat, menfaat- ti İmdir. Ele geçen ikbal ve saade- ” Mevhum bir ahret — düşüncesiyle dir ek, akıllı insanları işi değil- - Ârtık, ok yaydan çıkmıştır. (Hü- ——SAGLİK ÖGÜTLERİ — LOKMAN HEKİM Meşe Insan oğlu acayiptir, aslan gibi yırtıcı bir hayvana benzetildiği va- kit koltukları kabarır da, meşe gi- bi azametli, hem de çok faydalı bir ağaca benzetilirse öfkelenir. Biraz yaşlıca İstanbulluların, şüphesiz, hatırlarına gelir. Eski, pek eski bir devirde İstanbul belediyesi daha Şehremaneti iken, eğlence gazete- lerinden biri- “Şehremanetine me- şe odunu alınacak, örneğini gör- mek istiyenler emanet makamına müracaat etsinler,, mealinde bir - şey yazması Üzerine, kötü bir tel- mih yapıyor, diye kapatılmıştı.. Halbuki hayvanlara nisbetle as. lan neyse, ağaçlara nisbetle meşe o dur, yani bütün ağaçların padişa- hıdır. Bir insanı güle benzetmek: Ben yavruma gül demem, Gülün ömrü az olur... Çabuk ölmesini istemek gibi bir şey olduğu halde, meşeye benzet- mek büyük, kudretli, uzun ömür. lü olmasını istemek demektir. Çün kü meşe ağacı elli metreye kadar yükselebilir ve iki bin yıl yaşıyabi- lir. Bütün ormanların içinde en gü- zel, en kuvvetli, en azametli ağaç şüphesiz meşedir. Onun içindir ki eski ıumanlarâa bazı kavimler me. şeye tapınırlar, rahipleri de daima başlarında meşe yapraklarile görü- nürlerdi. Faydalarına gelince, teşbihi bizi en ziyade öfkelendirir, odunu bile insanların sağlığına —hele bu yıl olduğu gibi, şiddetli soğuklarda— en büyük hizmeti yapar. Evlere o0- dun alınırken, bir çok defa, meşe mi olsun, gürgen mi olsun, diye ih« tilâf çıkarsa da en çok hararet ve- ren odunun meşe olduğunu herkes teslim eder. Bir cins gece kendileri- ni unutan çocuklar gibi fena vasıf- lı olmakla beraber, en tatlı sicaklık veren yine meşe odunudur. Meşe ağacının bu büyük hizme- ti öteki hizmetlerinin yanında kü.- çük bile kalır. Ağacın kabuğunun ve yemişleri demek olan palamut- larında tanen maddesinin bulunma- n İrlma alırmcn alanım * vra HL ae tusanlar inin hilvlik hir nimet sa. Ağacı palamutları dökülerek tanen çıika- rıldığı vakit bu madde ilkin hay - van derilerinin tabaklanmasına ya rar. Derilerden yapılan ayakkap- ları insanların yine sağlığına —hem de bayanların daha zarif görünmelerine— hizmet eder. Tanen meşe ağacının kabukla- rında epeyce büyük nisbette bulun duğu için hekimlikte— bu madde- den dolayı bir çok işlere yarar. Bir kere, eski zamanlarda her- türlü zehirlenmeye karşı panzehir olarak kullanılırdı. Şimdi de alka- loit maddelerin zehirlerine karşı, kat'i bir ilâç sayılmamakla bera- ber, başkası bulununcıya kadar, zehirlenmeyi geciktirmek için, ace- le ve muvakkat bir ilâç olarak kul- lanılır. Hatmi çiçeklerile ve ' jansiyan kökü ile karıştırılarak —kinin bu- lunmıyan yerlerde— sıtmaya karşı ilâç diye kullanıldığı olmuştur. Meşe kabuğunun tozu ılık suya karıştırılarak müzmin boğaz ağrı- sına karşı gargara yapılır. Tanne- ni mideden, akciğerden gelen kanı durdurmıya yarar, Meşe palamut- larının tözu kahve gibi pişirilir, ba- yanları biraz semirtir, aybaşların- da-sancıları azaltır, beyaz akıntıla- rı büsbütün kesmese de hafifletir. Ya, meşe kabuğu.tazunun yara- lar üzerindeki faydaları! Canşsız, kangren olmıya yüz tutmuş yara- ları soğuktan -çatlamış,. ayrılmış derileri, sivilceleri, yanıkları ve ba- sur memelerini onaltır. Eskiden ço cuklarda boğmaca öksürüğüne kar- şi bile meşe kabuğu tozunu kay- natarak içirirlermiş. Bunun fay- dasını gören bilinirse de zararını da gören yoktur. İlâç şişelerini —şarap şişelerini de— kapamıya yarıyan mantarı bile meşe verir. Şu halde birine: - — Meşe gibi kuvvetli, onun gibi uzun ömürlü ve onun gibi dünyaya faydalı olunuz! Demek hayırlı bir temenni sa: EKONOMİ Bir hafta içinde 80.000 çift torik tutuldu -Karadenizden kalkan getiritl- mekte, yağlı, yağsız oluşlarına nazaran 30 - 45 kuruştan satıl- |maktadır. Bazan canlı olarak bi- le taze kalkan getirilmektedir. Bu hafta Adalar civarında yüz yirmi orkinos tutulmuş ve bun- ları İtalyanlar satın almışlardır. Küçük balıklar artık yümurtlama devresine girmiş bulunuyorlar. Bu itibarla bu cins balıklar yumurtlama sahalarına çekilmişlerdir. Bu da mar- tın nihayetine kadar sürecektir. Kı - liç 20-25 kuruş arasındadır. Uskum- ru çirozluk devreye girmiştir. 30 - 385 ve kefallar 30-50, sardalyalar >kon - serva için konserva fabrikalarınca 20 kuruştan toplanmıştır. ihraç edilen zeytinlerimiz Son hafta içinde Rusyaya 220 bin kilo zeytin ihraç olunmuştur. Bu zey tır. Bu suretle 1936 senesinden geçen şubat nihayetine kadar Rusyaya bir milyop kiloya yakın zeytin satılmış - tır. Eski. Nikel ve Bronz Paralar Haziran 1937 tarihinden itibaren kulalnılması menedilecek olan nikel 25 kuruşluklarla bronzdan yapılmış on kuruşlukların bu senenin Kânunu evvelinin birinci gününe kadar Kul- lanılmasına müsaade edilmiştir. ZAHİRE BORSAS! FİYATLAR Cinsi ğı Yukarı KrP. UKf Buğday yumuşak BT GS Buğday sert ö— 6 18 Arpa Anadol 15 © Çavdar 5& 246 b £ Mısır sarı Üyer 5 5 Yapak Anadoı 62 20 ei İç fındık ©8*20 eee Peynir AT ü Zerdeva derisi 5250 5550 — Tilki a 800 1000 Sansar ia 3300 3600 Tavşan h 24 26 20 GELEN Buğday 420 Ton Çavdar 815 » Arpa 105 » Un 119 ,, Fasulye BÜ ci Tifti k Ş A e Yapak 128 ; Mısır 28 <» Keten tohumu 33B ( GİDEN Buğday 100 Ton Arpa 405 », Papak S0 4 Razmol 192 » Kepek 4 , DIŞ - FLYATLAR a K.S. Buğday : Liverpu. 577 & * Şikago 6 10 n : Vinipek 5 79 Arpa : Anvers 5 30 Mısır : Londra 3 36 KetenT. : n > 712 Fmdık G : Hamburg T8 55 jİhracat devam ediyor Devamlı lodoslardan son günlerde yalnız 70 - 80 bin çift torik tutulmuş ve bu balıklar Yunanistan için çifti 35 - 40 kuruştan sa- tılmıştır. İtalyanlar da dünden itibaren 26 kuruştan torik satın almıya başlamışlardır. Küçük balıklar pek az tutulmuştur. tinler 17-21 kuruş arasında sıatılmış—4 Zahire Piyasası Gevşek Haftabaşı olmasına rağmen buğ - day vaziyetinde hiçbir değişme ol- mamıştir. Ekstra Polatlılar 6,25 ku- ruştan, 4-5 çavdarlılar 5,15, 9-10 çav darlı beyazlar 6,10 kurüştan - satil- mıştır. Çavdar beş kuruştan biraz a- hıcı bulmuştur. Dün 25 vagon buğ- day, 18 vagon çavdar, T vagon arpa gelmiştir. Bir haftadanberi yerli iş- ler için satılan' arpalardan bugün ih- racatçılar da almıya başlamışlardır. Arpa fiyatı 4,25 kuruştur. Trabzonun sıra malı küçük fasulyeler 9-8,20, Trakya çuvallı mısırı 5, Adapazar mı sırı 4,30 kuruştan verilmiştir. Zahi- re piyasasında gevşeklik devam et - mettedir. Dünkü Muameleler Dün borsa düşük ve zararlı günle- rinden birini geçirmiştir. Evvelce tah villerin serbestçe arbitrajı olmadığı için borsaya hariçtan tahvil gelmi - yordu. Bir aydanberi borsaya gelmi- ye başlıyan Türk borcu miktarı art- miş olduğundan 'piyasa düşmiye baş- lamıştır. Bu yüzden ellerinde tahvil bulunduranlar satmıya mecbur kal- mışlardır. Türk borcu Pariste 267 frankta kapanmış olduğundan borsa- mızda birinciler 20,15 lira, ikinci ve üçüncüler 19,30 lirada durmuştur. Avrupadan getirilen Türk borcu tah villerinin Paris piyasasından azalmış olmasına rağmen fiyatırı muhafaza edememesi orada iki milyon tahvilin bulunmasından ileri gelmektedir. Dün borsadaki satışlardan zarar gö- renler çok olmuştur. Anadolu tahvil leri 39,30 lirada, mümessiller 42,80, Anadolu hisseleri 22,60 lirada müa - *|melesiz geçmiştir. Aslan çimentosut da biraz muamele olmuş, 14,60,,11!'3?1a durmuştur. Merkez bankası muame- lesiz olarak 97 lirada kapanmıştır. Ergani üzerinde biraz iş olmuştur. 99 liradadır. Sivas 95,5 lirada müame - lesiz geçmiştir. Likidasyona ayrılan yüz elli bin liralık senetler için nor - mal olarak yüzde on faiz tesbit edil- miştir. YEN: NEŞRİYAT KUYUCAKLI YUSUF 937 senesinin en güzel edebi ro - manlarından birini de bize Sabahat - tin Ali verdi. ' Hikâyelerinde olduğu gibi Sabahad din Alinin roman tekniği de kuvvetli, uslübu sade, yazı tarzı seyyal sürük- leyicidir. Kuyucaklı Yusuf kendi benliğimi- zin içtimai hayatımızın romanıdır. Vak'a Edremitte geçiyor. Karilerimize hararetle tavsiye ede- riz. Silâhsız müdafaa usulleri — Mal- tepe askeri lisesi spor öğretmeni Ze- ki Bilen tarafından silâhsız müda - faa usulieri ismile Jiu-Jistu Japon güreşlerinin teknik inceliklerini gös- teren bir kitap neşredilmiştir. Herhangi bir taarruzda tedafül va ziyeti resimlerle gösteren bu faydalı kitabı zabıta memurlarımıza ve spor Zutnüü dardkekera adadla - Meyva bol mu olacak? Havaların birkaç gündenberi ılık gitmesi Marmara ve Adalar sahil mıntakalarında bulunan Kızılcık, E- rik, Badem ağaçlarını çiçeklendirmiş ve diğer meyvaların tomurcuklarını kabartmıştır. Hava ılıklığı on beş yir mi gün daha devam ederse bu sene meyvalar erken ve bol olacaktır. Fa- kat, yağışlı veya soğuk dalga « lı rüzgârlar eserse geçen sene gibi bu sene de ağaçlar aldanacak, çiçekleri yanacak ve meyva olmıyacaktır. 20 vagon Çek şekeri geldi Evvelki gün A, S. P. markalı Çe « koslovak şekerlerinden yirmi vagon mal takas târikile şehrimize getiril- miştir. Bu şekerlerin yüz kiloluk san dıkları 29-29,5 liraya piyasaya veril- miştir. Rus şekerlerinin yüz kilosu çu valla olarak 28 liradır. Bu şekerler kuvvetli olmakla beraber yerli şeker kullanmıya alışmış olan bazı kimse- leri memnun edememektedir. Sebe « bi de bu şekerlerin güç erimekte ol- masıdir.,Şeker şirketi de beş vagon şekerini piyasaya arzetmiştir. Bu su- retle küp şekeri bollaşmış oluyor. Toz şeker boldur. 100 kilosu toptan 25 liradır. Perakende olarak 26 ku- ruştur. Ş Çivi Fabrikatörleri Topalndılar Şehrimizdeki çivi fabrikatörleri dün ticaret odasında dört saat süren bir toplanti yaparak Avrupada yük « selmekte olan demir fiyatlarına naza ran tesbit edilmiş çivi fiyatları Üze« rinde görüşmüşlerdir. Fiyatlarım da- ha ziyade yükseleceği söylenmek- tedir. Oda idare-heyeti bu yolda hax- zırlanan raporu bügün müzakere e« decektir. Romanya Bu Sene Zeytini Yunanistandan Alıyor Romanyaya he rsene zeytin ihraç et« tiğimiz halde bu sene Romanya Yü« nanistandan mal almaktadır. Buna sebep Romanyada yaşamakta olan Yunanlı tüccarların istedikleri hesa- ba göre Glos tüccarları ile anlaşmış olmalarından ileri gelmektedir. Zey- tin ihracat işinde ve takas suretile ya pılan muamelelerde bazı vasitaların vaziyetten istifade ettikleri söylen « mektedir. GRiPiN nezle, baş ve diş ağrıları girmez. GRiPiN Soğuk algınlığın- dan mustarip bir aileyi ihyakâr tesi- rile iyileştirmiştir GRiPiN Daima — yanınızda bulunursa kendini- zi gripe, soğuk al- gınlığına, — nezleve karşı sigorta etmiş olursunuz. .

Bu sayıdan diğer sayfalar: