A 6.2 aş ENE çe eş “ ; : : Cek te, Asiler hesabına davullu, zurnalı gönüllü propagandası İspanyada âsilerin Malaga taarruzları neticesiz kaldı Hükümet Cephesinin Mane- viyatı Sağlam Görülüyor dra, 5 (TAN) — İspanya asilerinin Malagaya karşı yap- Ar taarruzun boşa gittiği hükümet mahafili tarafından haber Vetili, “Stiliyor. Hükümet, bu taarruzu İCE âlemi Büyük Devletlerin Müdafaa Siyaseti on günlerin en mühim siyasi 2y "lâmentosun, mü Sese mi Beçen o müzakereyi Fra, ata etmiş olmıyacağız. Dülag X Milli Müdafaa Nazırı M. aya, )? meclis kürsüsünden uzun Yük e bulundu ve beyanatı bü. A r ekseriyetle tasvip edildi. dine, kisaca şudur: Fransa, bir trakea şiddetle ürkmakte, kork- si, tadır, Tardiyö, Laval, Flanden balez erinin tesirleri arasında s8 - bi, , Beçiren Fransa, bugün harici ecavüzün korkusunu yaşamak- uy, Fransa, dahilde ordusunu Vvetlendirmek siyasetini Versayın İa iaindanberi en ön safta tutmak- fili sPer, hariçte kendisine mütte- a4 Aramak siyasetine de ehemmi- içi Vermektedir. Fakat son iki yıl Şok Fransa ittifaklar siyasetinde tag him pürüzlerle karşılaştı. Bu Ple Fransa, milli müdafaa siya- e daha geniş bir ahemmiyet ver tü, edir. Yalnız Fransa mi .. Bur 3 İngiltere de müdafaa siyasetine Yohlar ve milyarlar harcamakla “g evidür, Büyük, Harpten evvelki p“lhü Müsellâh,, siyaseti bütün gü. “8 gayretile yürümektedir. tagı, sün Sovyet Rusya ayni vaziyet- da © Japonya öyledir. Amerikanın tâ,YNİ yol üzerinden yürüdüğünü “rüyoruz, Vrupadaki küçük devletler de öy- gi Almanya bila bütün hazır - ârini müdafaa sistemine uydur- la meşguldür. M my. kat. untmamak lâzımdır ki “afan sisteminin pekleşmesi te- Wi ze doğru geniş bir yol ve zemin a, Tir. Bugün, müdafaa vaziyeti Makla meşgul olan büyük devlet "in günün birinde, herhangi bir si- lay, tesir altında mütecaviz olacak- ni kimse temin edemez. Udretli bir Hegemonyadan mah- bulunan Avrupa kıtasında bir ü” sonra bir “Harbı Umumi,, bas- lg 1! görürsek hiç hayret etmemek- miz icap eder. “e Ömer Rıza DOĞRUL Kömür Vapurları 1 Aikara, 5 (TAN) — Vekik vu Heyeti, Denizyolları İşletme Mum Müdürlüğü emrindeki Mür ihtiyaçlarını temin ede- kömür vapurlarının nöbet- istisna edilmelerini kararlaş- zikret» da milli müdafaa mev) püskürttüğünü bildirmektedir. Cebelüttarıktan gelen haberler de asilerin mühim zayiata uğradıkları mealindedir, Fakat asi bir | generalin anlatışma göre, Malaguyu karşı hazırlanan taarruz henüz vuku bulmamıştır. Başvekil Kabollero, bugün Madride giderek cepheyi ziyaret ve tel manevi kuvvetten memnun olmuş ve vaziyeti takdir etmiştir." Kaballero, bundan başka gıda işleriyle meşgul olan müdafaa meclisinin İçtimainda hazır bülunmuş ve daha sonra Valen- siyaya dönmüştür. Valensiya hükümeti geçerlerde bir tayyareden İngiliz zırhlısı Royal Oak'a atılan üç bombanmson olduğunu, bu hâdisehin tekerrür et miyeceğini ve derhal tahkikata giri. geti i anlatmıştır. Evlenme İşlerinde Ko aylık Ankara, 5 (TAN Muhabirinden) — Dahiliye Vekâleti, bir kısım vatan- daşların evlenme işlerindeki masraf. Jar dolayısile evlenmelerini nüfusa ihbar etmediklerini, imam nikâhı ve- ya metres hayatı yaşadıklarmı ve Ka. muni merasimden kaçmdıklarını gör- müştür. Bunların önüne geçmek için, evvelce bildirdiğim gibi, evlenme işle. rine alt bütün evrakın parasının ve rilmesi hakkmdaki hazırlanan proje. de evlenenlere birçok kolaylıklar gös- terilmiştir. Bu arada evlenme işlerine ait olan beyan, ilân, izin vesaire hak. kmeiki evrakla üçüncü sm;f evlenme cüzadnı evlilere bedava verilecek, bu ni fabrikalara göndermiştir. na girmiş bulunuyor. TA op e i Amerika İ Feyezanı iBu Arada Kanlı Hâdi- ! seler de Bekleniyor | “Nevyork, 5 (TAN) — Misisipi va. İ isinde tehlikeli safha geçmişe benzi İyor. Bununla berster ihtiyat tedbir. ileri devam ötmekte ve her hâdise bek İlenilmektedir. Kayro, tehlikeden kur- muş sayılıyor. Bütün Amerika teh savuşturulma haberini bekle. İ mektedir. Haberin ne zaman tahak. kuk edeceği belli değildir. Motörs Kampani amelesi ile zabr- ta, srasmda şimdiye kadar kanlı bir hâdise vuku bulmamıştır. Mal sahip- eri fabrikaların. tahliyesini istedik | leri için hükümet, zabıta kuvvetleri Grev vaziyeti en buhranlı dakikası. Romanyanın Ankara ve Atina sefaretleri mafbuat müşaviri M. Dragu ile konuştuk Balkan Matbuat Kon- feransı Hakkında Bize Malümat Verdi Romanyanm Ankara Ve Atina se. faretleri matbuat müşaviri M. Dragu Atinadan İstanbula gelmiş ve Anka- raya gitmiştir. M. Dragu Pazartesi günü Roman. ya sefiri M. Televiagne ile beraber İs- tanbula dönecek ve Park Otelinde Türk matbuatı şerefine verecektir. Evvelce de yazdığımız gibi M. Dra- gu uzun müddet Romanya matbuat| umum müdürlüğünde bulunmuştur. Balkan matbunt tesantidinlin kurul. masında çok faydalı bir rolü vardır. | M. Dragu eskiden beri hep steşli| bir Türk dostu diye tanmmıştır. An- karadaki matbust müşavirliği vazife. sini, ayni #amanda Romanyada Türk matbuat müşaviri imiş gibi bir suret- te İfa etmekte ve Türkiyeyi Roman. yaya çok yakımdan tanıtmayı iş edin- mektedir. Romanya matbuat umum reüdürü, Atina Balkan tonlantırmda bizzat hazır bulunmıya lüzum görmemiş ve bu işlerde büyük tecrübe ve gayreti olan M. Draguyu vekil tayin etmiş. tir. M. Dragu Ankaraya hareketin- den evvel kendisile görlşen bir mü - harririmize demiştir ki: bir ziyafet evrak bütün harç ve resimlerden mu- | af tutulacaktır, Romanya Hariciye Na- zırı geliyor Romanya Hariciye Nazırı M. An. tonesko önümüzdeki Salı günü (İs tanbula gelecektir. Beraberinde siya. si işler ve hususi kalem müdürleri bulunacaktır. Hariciye miisteşarı M. Baduleskonun beraBer geleceği riva. yeti doğru değildir. Nezaretin . uzum müddet boş kalmaması için müsteşar Belgrat yoluyla doğruca Atinaya gi. deçek ve orada nazıra iltihak edecek» tir. Nazır Ankarada iki gün kaldıktan UŞtİr, | batta, V “inada bu defa toplanacak Balkan matbuat konferansı çok mü- him olacaktır. Bu Konferans 14 Şu. devlet adamlarınm seya- hatinden bir gün evvel baslyacaktır. Her Balkan memleketini dört veya ben gazeteci temsil edecektir. Programa gelince henüz tamamile Kazrlanmamakla beraber üç kem vardır: 1 — Siyasal meseleler. 2 — Teknik isler. 3 — Fikri alâkalar. 3 Balkan gazetecileri aramda İs birliğine ait bir cok meseleler konu - Jan kararlar tetkik ve Kk, veri Si e edilmek üzere Balkan Birliği Konseyine bildirilecektir... . İ buat içtimamm an İ hiyeti vardı. Bu #* sonra Balkan Antantı toplantısında | matbuat mümessi! Bükreste yapılan mat- cak ihzari bir ma. seneki içtima Balkan | ilerinin ilk hakiki) Geçen sene N 3 GECE BEYOGLU | #fEİ Aman Sıkı Tutun! Size bir bilmece soracağım. — iskelelerde geceleri en siki ka, yıt altına alınan va saklanan şey ne- dir? — Biletler. —Hayır bilemediniz? — Bilet paraları. — Yine bilemediniz. — İskelenin defterleri, — Yok efendim yok! — Seyrüsefer tarifesi, Ne münasebet? Evamir dosyası. O da değil! Ya nedir? — Söylenecek gibi değil ama ne çare. Bir kere ki, bilmeceyi sordum. Lâkin hele bir son gayret daha etse DİZ. — Canlı mı, cansız mı Cansız. Hamallar mı? İran İstabulun en işlek bir caddesi olan o Beyoğlu caddesine ben- Soğuk bir kış gecesinde Beyoğlu caddesinde neler görülür ? Yazan: Suat Derviş şten geç döndüğüm gecelerde gördüğüm bu Beyoğlu cağ İ desi.. Gündüzleri vaktim oldukça güzel dükkânlarının camekânları önünde seve, seve durup güzel şeyler seyrettiğim, | gündüzleri şık ve süslü'insanların dolaştığı ve gece on bir buçuğa kadar eğlenen İstanbul halkını sinemalarında, barlarında barındı. zemiyor... ecenin bu geç... Daha doğrusu G sabahm bu erken saatinde bu eadde bomboş. Neden bilmiyorum, belki de sine- Ge EN malarının ışıkları sönüyor da ondan;| vu bu anatte 80 âdeta alaca karanlık. kak önün “'d0i ve şunun, bunu merhametini tah İrik ederek beş © İpara kazanmak is tiyen kim . Çocul ağlıyor: — Donuyorum. Açım. Aç. Abla. Ağabey bir ekmek parası, Bir kapı açılıyor. Yine bir kahke- ha'sesi duyuyoru” Ipek © elbisesin uzun eteklerini parmaklarına geçir. miş, kısa bir kürk manto giyen bir bar kadmı.. Ve kalın paltosu içinde soğuğu hiç te duymıyan iki erkek. Çocuk bizi bırakıp onların yanma doğru yoşuyor: — Açım.. Açım.. Ekmek parası, — Şoftr! Şoför!. — On para vermez misin, u bacakla Hem bu gece fazla olarak sert bir rüzgâr ve gözlerin içine dolan hafif ir karda var. Rüzgâr, sinema kaptlârindaki afiş- leri sallıyor.. Ve üç insan büyüklü. gündeki bu resimler böyle sallandık- ça hareket eden, kımıldayan, hemen üzerine atılmağa kalkışan korkunç hayaletlere benziyorlar... Cadde, hortlaklarla dolu bir Kuru nuyusta şatosu gibi korkunç... Caddede yalnız biz mi yarız.. Ne- kadar tenha buraları. Yök canım. İş. te sinema kapısı nin içine sığınmış ak sakallı iri bir s- iam.. Bir Rüs mültecisi. o Hâlü Rus mülteci vasfı- ni giyinişinde, sa. kalına, yüzünün çizgilerinde taş! yan bir ihtiyar. O da bu korkunç şatonun Kurunu- $ kapıcısı Ki. — Hey şoför öldün mü? Bar kadını çantasmı açıyor. Ve çantasından bir para çıkararak çocu ğa veriyor. — Haydi, git. Git buralardan, can siktim, artık. — Şoför!.. Hizli.. huzlı ilerliyoruz. HAJA sesle- Yan sokaklarınm birinden bir ses yükseliyor., Bir sarhoş narasl.. Son- ra bu nâra kadar hoşa gitmiyen bir Alay etmeyin de cevap veriniz. Bilemedin, dedik ya! Efendim! Ekseri iskelelerde ve İ bühaasa yeni: yapılan Kadıköy İske- lesinde sular karardıktan sonra sıkı sıkı kilitlenip kapanan yer, yalnız gi. dilen yerdir. — Yalnız gidilen yer mi?, — Evet! — Oda ne? Sinema mı? — Sinemaya yalnız gidilir mi? — Ya neresi? — Büyük numaralı yer... — Ha! Anladım. Hay Allahtan i. İyilik. Demek kapıyorlarmış. Hem de kilitliyorlar. — Sormadırn ama zannederim, bi- rinin hoşuna gider de alır götürür diye korkuyorlar, olmalı, Hüviyetlerini bilmediğim bir çift İ bundan bir iki gün evvel Kadıköy is- Kelesinde bir rahatlık yeri aradılar. Buldular, fakat kilitli idi. Şaştılar ve erkek kadına dedi ki: — Şu hali Felek duysa da yazsa! Hâdiseyi o gün haber aldım. Tah- kikat yaptırdım. Hakikat olduğunu gördüm ve bu bilmece ile İşi alaya vurdum. Alâkadarlar ya aldırırlar, ya aldirmazlar ama biz bilmecemiizi yaparız. B. FELEK Ankarada B. Sanevber: Güzel mektubunuzu aldım. Teb- tikler ve saygılar. B.F. a mama — Boluda Kaymakamlar Kongresi Bolu, 5 (A.A.) — Dün de Parti sa- lonunda Veli Salim Gündoğanm baş- kanlığında kaymakamlar kongresi a» çıldı. Kongreye umumi meclis üyele. ri ve daire direktörleri iştirak etmiş» lerdir. Toplantıda köylü, şehirli yüze yakın dinleyici bulunmuştur. aaa delâsı ile süslenmeğe yeltenmiş olan biçare kadın mütemadiyen kovulma- ğa alışık olanların sırnaşıklığı ile bi- zi bırakmak istemiyor. — Lâzım değil. Mersi, — Oh mösyö ne olur? vir viyolet, güzel viyolet.. Yürüyoruz. Rüzgâr esiyor, yağıyor Madama kar alatasarayı geçtik. 'Tünele cini işitiyoruz: ahenkle uzayan çirkin bir kadın kah.| || paarm, kabası duyuluyor. Sonra!, Sonra de- rin bir sessizlik. K” başında nöbet bekliyen taksilerin içinde şoför ya makları külçeleşmiş uyuyorlar... Köşeden bir kadın çıktı. Şişman bir kadın, üzerinde önü açık bir rop döşambr var, Soluk pazenden bir rop döşambr.. Ve yırtık bir etekle parça, parça bir süveterin üstüne manto yerine giymiş, Çıplak syaklarına kahverengi bir şoson geçirmiş. ttun be herif! Bir otomobil motörl, sokağın için- de işlemeğe başlıyor. Ve biz daima süratli adımlarla İ- ir menekşe, Bir menekse 8! maz mısınız sizin madam İçi deviyolet mösyö., deviyolet... Bu kadın gök ten mi düştü.. ne- reden yolumuz Üs. tüne çıktı?. Bir vitrinin üs- Boyalı saçları rüzgârdan uçuşu- tünde - yanan kır. yor.. Ve boyalı yüzünün mânası kuv. nızı lâmbaların i- vetli bir sarhoşluğu (ifade ediyor. Gözleri yarı bayılmış. Başmı yuka rıya doğru kaldırmış. Soğuğu hiç his- setmiyor, Bizi görünce bize doğru yürümeğe başladı. Ürküyorum.. Acaba bir deli mi?, Tam önümüzde duruyor. Ve #ğ- zma doğru bir sigara götürerek ko. cama soruyor: — Arkadaş, ateşin var mi? Ona fısıldıyorum: Belki günlerce yıkanmamış yüzü; üs- — Ver kibritini., töste sürülmüş pudra ve allıklarla Kibrit kutusunu ona atar gibi ve. | bir maskeye dönmüş. Başında siyah ığında mevtai gö- rünen ihtiyar yü- zünde ne kadar büyük ve ne ateşli gözleri var, Ko- lunda küçük bir sepet tutuyor. İçi çiçek dol Bir elinde bir de- met menekşe... bulunmak üzere Atinaya. gidecektir. | konferansı olacaktır. riyoruz.. İlerliyoruz... İipek toka.. Ve boynunda siyah kor. doğru gidiyoruz. Haçapule pasajının tam önünde iki erkek dur- muşlar.. Yüksek sesle konuşuyorlar, — Ne oldu acaba? — Bilmem. Biz o sokağın hizasına gelmeden polis, biraz evvel, kaçan kasketli bir ladamın bileğinden tutmuş köşe ba. İşma geldi: | — Ne attın o sokağa? — Hiçbir şey atmadım... Polis memuru elektrik fenerile yer İleri arıyor. Biz de soğuğa rağmen İtecessüsle orada duruyoruz, bakiyd. Nihayet polis memurunun: — İşte, dediğini işitiyoruz. Ve yer. İden bir şey alıyor, yaklaşıyor. Memurün elinde açık duran susta, W bir çakı var.Mesele anlaşıldı. Kas. ketli adam, barlarda çalışan bir ka- dımı öldürmek istiyormuş. Polis memuru ve kısa boylu ka: i ketli adam yanyana ilerliyorlar. Biz de evimize doğru yürüyoruz. | Rüzgür çok kuvvetli esiyor. Kar taneleri sert, sert tıpkı dolu gibi sert yüzüme vuruyor, nekadar üşüyorum bu gece!, MM RN