Mahkemelerde Tarikatçilik âyini yapanlar düm mahküm oldı: Tarikatçilik âyini yaptıkları iddiasile mahkemeye verilen mü- başir Nihatla eski Bektaşi dedelerindön Mustafa Turabinin mu- hakemeleri dün Asliye Birinci Ceza mahkemesinde neticelen. | miştir, Mahkemede Nihatla, Mustafa Turabiden başka şahit- | lerden Mehmet te yalan yere şehadetten suçlu olarak bulunmuş. Bir katil 15 sene ceza yedi Ağır ceza mahkemesi dün bir kati- Ni ön beş sene 20 gün hapse mahküm | etti, Ayni zamanda müebbeden âmme hizmetlerinden mahrumiyet kararı alan bu mahkümun adı Hüseyindir. Hüseyin Çatalcanın Orgülü köyünden bir rençberdir. 9 ey evvel köyde han- ct Ahmedin kahvesinde oturuyormuş. Evvelce Emine isminde bir kadınla i meşru münasebetlen dolayı|,., ü hapishaneden gıknılşlar. Emineyi kocası boşamış, o| gün Emine yanında Nuriye İsminde! bir kadınla beraber kahvehanenin ö-| ünden geçiyormuş. Hüseyin önlerine çıkmış ve Emineye: — Biliyorsun ya ,seninle beraber hapishanede yattık. Suç ve hapisha- ne arkadaşlığı yaptık. Şimdi de se - minle beraber yaşamak istiyorum. Bir evde beraber oturalım, demiştir. Emi- ne bu teklifi reddetmiş. Hüseyin ta- olarak Jebini tekrarlamış ve yine ret cevabı| : alınca sustalısmı çekmiş ve kadını 10| geldi yerinden yaralayarak cansız yere ser. | : l miştir. Jete Hüseyin, dün bu işinin) Asllye dördüncü cezm “mahkemesi, dün bir eve girme ve taarruz davası hesabını vermiş, on beş söveye mah- İna başladı. Davacı Küçük “Ayasufy küm olmuştur. z | İda Mustafapaşa sokağında 88 numa- İralı evde oturan üçüncü ceza kâtiple rinden Kadriye idi. Suçlu yerinde de 27 yaşında Halit isminde bir balıkçı vardı. Halit çok sarhoştu. - de sallanıyordu. Id alit dün gece saat 24 te Kadriyenin bah. çe kapısını açarak içeriye girmiştir. Halit, — Evet girdim. Fakat 110 kuruş alacağım vardı, onu istiyecektim, di- yordu. Şahitler dinlendi, Halidin ge- ce sarhoş olmadığını söylediler. Suçlu bir aralık fırsat bulmuş, te. min ettiği ispirtoyu içmiştir. Mahke- müş ve cesedin morga nakline lüzum |me ara kararı vererek Halidi tabibi gösterilmiştir. İlamdinin ölümü han-İadillere göndererek munyene ve sar gi tesirler altında olduğu otopsiden | hoşluğunu tesbit ettirdiği için muha. İkemeyi bugüne talik etti. — Mahkeme, Nihadın hâdise gü- ta yeşil lâta giydiğini ve en- tarisinin üzerine de başmda taş| bulunan kameriye kuşandığı ve evinin odasını semahane yaptı- ğını sabit görmüştür, Ayrıca Mustafa Turahinin Nihada iedelik unvanını verme merasimine ştirak ettiği de sabit görüldüğü için her ikisi üçer ay hapse ve ellişer hira para cezasına mahküm olmuşlardır. Yalnız Mustafa Turabi 65 yaşmı bi- tirdiği için cezası 2 ay 15 güne indi. rilmiştir. Mahkem mekten suçlu bulunan Muhsini e mahküm etmiş, yalnız Yi detten hükümden e iği için cezasını yarı yı r. Mahkeme cezaları tecil etme- iküm ittifakla verilmiştir. Yal- Mustafa Türabi hakkımdaki karar a riyetledir. Mahkeme- ye sarhoş | maf Beş Ay 25 Gün Hapis Tbrahimle Hüseyinin arabalarından 3 çuval çalan Agop, dün Sultanahmet birinci sulh ceza mahkemesinde beş ay, 25 gün hapis cezasına mahküm oldu. İ Bir Apartıman Kapıcısı Ölü | Olarak Bulundu Beyoğlunda Karanfil sokağında 10 humaralı apartmanın kapıcısı Hamdi dün, odasında ölü olarak bulunmuş - tur, Ceset muayene edilmiştir. Bu ölümün tabil olmadığı görül gonra anlaşılacaktır, dım, sordum: i ola binbaşım. Bizden gizli bir şey mi sar? : — Yok canım.. Yeni vazifenin emri. (e) deki alaym üçüncü tabur kumandanlığna tayin edilmi şim. Taburun teşkilâtmı yapmak için hemen işe daş- Ismak lâzım. 'Binbaşınm verdiği bu haberden sonra çok otur. madık. o kadar yorgunduk ki zaten durack halimiz yoktu. Yataklarımıza taksim olduk. * # - Yüzlerimizin derileri soyuldu. Rüzgâr ve güneş meşine -İTürk musikisi ve halk şarkı , (20,45. Türk musiki heyeti, saxt ayarı: 21,15, — İsiki ve dans parçaları Eseri haurlıyan: Ö kendine mahsus tuhaf şivesile anlattı: — Ninem söylerdi. Bizim köyde bir Kayrak Ha- Sanın gelini Ayşe vardı. Evlendiği gece kocası bi- 3.2-937 Son 10 sene içinde sinema ve film sanayiinin TEK KEŞFI, SON ICADI olan CANLI FiLM Son keşif üzerine Amerikada yapılabilen YEGANE FILM Otobüs 2. MELEK SiN “sarsa Ayrıca programda: Nefis ve mükemmel bir film İSTERSE KADIN Baş rol ADOLF VOHLBRUK - İnü başına Bektaşilik tacmı, sır-| Wi YARIN AKŞAM Fransızca nüshası ş EMASINDA Ayrıca prog lerde: LİL DAGOVER CUMA AKŞAMI Hususi surette HOLIVUTTA müessesemiz nâmına yaptırılan RENKLI ve TURKÇE NUSHASI iPEK SiNEMASINDA m... ramda: Musiki, aşk ve zevk filmi ÖLMiYEN MELODİLER fMeşhur Viyanalı bestekâr ve çapkın STRAUS'un hakiki gönül maceralar! Numaralı biletler şimdiden satılmaktadır. EE Bugünkü program Istanbul; Öğle neşriyatı: Saat 12,30. Plikla Türk musikisi; 12.50. Havadis; 13,05. Muhtelif plâk neşriyat 00. Son. Akşam neşriyatı: Saat 18,30, Plâkla dans musikisi; 19.30. Çocuk Esirgeme Kurumu namına konferans; Bayan Hasene İlgaz ta. rafından; 20. Sadi ve arkad tarafmdan 20.30. Bay Ömer Rıza Bavadin; tarafından Arapça Yarın akşam $ŞARAY sinemasında Şayanı hayret Rus yıldızı NANA'nın kahramanı Amma stem emsalsiz bir ihtişam ve güzellikte olan en son temsili BALALAYKA Fransızca sözlü şaheserinin ilk iraesi şerefine BÜYÜK GALA, Büyük bir aşk romanı, hu... Rusya... Rusyanın en büyük bale heyetleri filmdeki dan: lüks ve ihtişam. tuvaletler ve Çı; fet olacaktır. Gala süvaresi Rus kadınının ru- edilmiştir. Bu in birer bedii ziya- ve orkestraları bu film için ang; ğan şarkıları cidden göz ve kulak için biletler evvelden alınabilir. Orkestra, 22,10. Ajans ve borsa haberleri ve! ertesi günün programı; 22,30. Plâkla solo. Ir, opera ve operet parçaları; 23. Son. . Günün program özü Sentonik konserler: 22.30. Sirasburg: Rennes: Mendelssoha, Chabrier, Hafif konserler; 13,10. Bül x plik musikisi; -Kot-Dazür: onser nakli; 18,20. Varşova: Bando muxi- Lâypsig: ,dapetı iğan mu: çi e ELSE NE! k 20, Prag: Radyo orkestrası. solo konser; Roma: Orkestra, piyano; 23.30 Lâyprig: Gece musikisi; 2345 Berlin; Eğlenceli mu- Operalar, Operetler: 20,30. Budapeşte: Veberin “Fre'schütz,, cperası; 22. Milâno; Puceininin 1.a Boheme operas, Oda musikisi: 16,15. Varşova: Oda tiyatrosu (eski dans- lar); 17,30. Kolonya: Oda orkestrası (Dvo- rak, Klemut vE); 17,30 Varsova: Epstrü- mantal kentet. Resitaller: Budapeşte: Piyano kons reş: Piyano (Bach. Sübert); 20,35. Bükreş: şarkı resitali (Rossini, Verdi 2. Varşova: Sopen resitali (piyano): 22,440. Varşova: Keman retitali; 23. Paler- ma: Şarkılı konser. Hans musikisi 18,15. Milâno; 22,30 şova; 23,2. Pra& Belgrat; 23,19 Var ğalak ğı Wu SON FIRSAT 5 İŞEHİR TİYATROSU BAHAR TEMİZLİĞİ İŞEMİR TİYATROSU Operet Kısmı Çocuk Tiyatrosu moblijmin plâkasını zayi ettim. Yeni- sini alacağımdan hükmü yoktur. YILDIZ SINEMASI Arzuyu umumi üzerine POLA NEGR/'nin şaheseri olan MOSKOVA ŞANGHAY filmi birkaç gün daha gösterile- cektir. Görmeyenler ve tekrar görmek istiyenler için Kızılay tara le bütün eğlen, 2 — Fena bir için çeketikli DRAM KISMI Bu akşam 20.30 dâ TI 0 20 Uy KOLTUKLAR: 50, 44 nuruş kutlulamak terilecektir. Bu akşam 20,40 m AŞK MEKTEBİ Yazan: Yusuf Ziya Beste: M. Sabahattin ve 14 te Doğanla Selma Tl yn T Lp m 19 MAYIŞ — KAYIP — 1448 sayılı hususi oto- Tıp İ sani 987 tarihli Doktor Robert Bahar Bayer | miğtir , YI De (HAKİKİ İNKILAP ROMANI) ize Mahmud Atillâ AYKUT Binbaşı Fatma ablayı bırakıp bize döndü: — Köylü masalları diyip te geçmeyin. Bu masal - ların her birinin bir aslı vardır. Fakat dalma tılsı. ma, esrara muhtaç olan halk ruhu en basit tabiat YENİ NEŞRİYAT ıafından çıkarılan bu aylık derginin! son 14 üncü sayısı çıkmıştır. PRATİK DOKTOR — Bu E&zetesinin ve kilametrelerce süren yol vücutlarımızi çevirdi. Kafile iç Anadoluya doğru İlerliyör. Yine zorlu bir yürüyüşten sonra Göl nahiye mer. kezine ulaştık. Burası Kastamonuya en yakın Oke- nak. Burası baharda cennet gibi. Dere kıyısmdaki yeşilliğe battaniyeleri serdik. Bu güzel yurda düşman ayağı bastırılır mı?, Billür gibi bir su akıyor. Tabiat o kadar cömert ki hergün çiğ- Denen yerlerden bile ot fışkırıyor. Biraz İleride bir su değirmeni var, Feriha Hanım dayanamddı. Oraya kadar giti Sıvalı kollarmı dirseklerine kadar suya daldıra dal dıra yüzünü yıkadı. Yemekten sonra bu güzel cennet köşesinde biraz uzanıp yattık, Bülbülleri seyretmiş engin ceviz ağaçlarmm göl gesindeyiz. Yanık yüzlerimize yoğurt sürmemizi söyliyen bizim kağnıcı Fatma abin başucumuzda: — Ceviz ağacı altında yatmak iyi sayılmaz, bey- ler diyor. Binbaşı sordu: — Niçin Fatma abla? rakıp kaçmış. Ayşe kocasmın derdinden evlerde du- ramaz olmuş. Ve her gün köy başındaki büyük ce- viz ağacının altına giderek İshak kuşları gibi kendi. kendine döğünür, ağlar dururmuş. Gel zaman git zaman ceviz ağacınm altında dur- maktan Ayşe kıza bir hal olmuş, başım, başım diye sızlanmıya başlamış. Eve getirdikleri zaman iyile- şir, ceviz ağacınm altına gittiği zaman başımın ağ- rıları tekrar başlarmış. Merak etmişler, köyün doksanlık ihtiyarı Molla Hüseyini ceviz ağacınm altına getirmişler. Molla bir zaman orada kalmış, gündüz dua etmiş, gece yıldız. lara bakmış, anlaşılmış ki orada iyi santte olsunla- rn ocağı vardır. Meğer Ayşe kızı sikan, hasta eden de cinler, perilermiş, Bundan sonra ceviz ağacı neta- meli oldu. Kimse yanma sokulmadı. Binbaşmın şişman karnı hopladi. Gevrek bir kah « kaha savurduktan sonru: — İlâhi Fatma abla, dedi. Handiyse bizi de kor- kutacaksın, ben sana bir şey söyliyeyim mi Fatma abla. Dünyada cin de vardır, peri de. Amma böyle ceviz ağaçlarının altında değil, Asıl cinler, periler İnsanlardır. Baksana su dünyaya. Herkes birihirini çarpıyor. kaidelerini böyle hurafe şekline sokar, Halk taba. kaları aslını kavrıyamadıkları şeyleri cinlere, peri. lere, tılsımlara verirler. Halbuki hayallerinde büyü. yen bütün harikalar hilkatin en tabii hâdiselerinden başka bir şey değildir. Meselâ bu ceviz ağacı masalı. nın asl: o kadar basittir ki! Binbaşı ceviz ağacı hakkındaki konferansma baş. lyacaktı. Fakat Fatma abla da beraber olarak ara. bacılarımız hep birden haykırıştılar: — Gün devrildi. Haydi yola! Bu emre o kadar alışmıştık ki ben hoşumuza gi- den bu su başında hafif şekerleme yapmıya niyetle. nirken yerlerimizden fırladık. Kervan uzun bir nakliye kolu halinde yola düzül - di. Bizimle beraber Eevitten beri geleno yavuz silvari, atının küulanların! sıkmış, çapraz fişeklikler, ve omuzunda mavzeri ile yanımızdan geçiyordu Feriha Hanım dayanamadı: — Sen ne acele ettin asker ağa, dedi. Atmdaki o gü zel alla bizden üç sant sonra yola çıksan vine yeti- e ” ağ pişkin, temiz bir delikanlı: — Doğrusun kücük hanım. dedi. Fakat kumanda. | gz > OB okşam | SAKARYA sinemasında Fevkalâde bir program 1 — KERMES EĞLENCELERİ; fından çevrilen ve Kermeste yapılan: Bebeklâr sergisi, aile kızları tarafında klâsik danslar, Taksim artistlerinin numaraları celeri gösteren film, ALCAKLIK (Fransızca sözlü) iftiranın kurbanları olan 3 kişinin haysiyetlerini ztıraplar, Kötü bir dilin yaptığı tesirler... Küçük, rık.bir kızın bir aile saadeti üzerinde yaptığı tahribat, Oynıyanlar: MİRİAM HOPKİNS - MERLE OBERON-JOEL Me CREA Yeni orijinal bir mevzu! İlâveten: HATAY'ın istiklâline kavuşmasını candan ve büyük ATATURK'e minnettarlığmı ar- zetmek maksadile Pazar günü Beyazıt meydanında hal tarafından yapılan büyük MITING ve tezahürat gös- Yerlerinizi evvelden alabilirsiniz. Telefon 41341 Fiyatlara zam yoktur. | Samsun Halkevi ta-| Zührevi ve cild hastalıkları er. Hayri Öme Öğleden sonra Beyoğlu Ağacami aylık | karşısında No. 313 Telefon:4358 kânunu .| nüshası intişar et. nun yanısda bulunmak lazım, — Uslu bir at mı bu? — Binicisine göre küçük hanım, bizde atın yara < mazı olmaz. Feriha Hanımın yüzünde görmediğim bir deği şiklik oldu. İnce kaşları sinirli hareketlerle kalkıp iniyor burun delikleri titriyordu. Askere yaklaştı ve sordu: — Biraz atını verir misin bineyim! Binbaşının kızımı öğrenen asker cevap vermeden çekirge gibi atından sıçradı, indi. Hayvanın dizginler rini genç kıza uzattı. — Buyurun küçük hanım, Yalnız gemi pek kıs- maym. Huylanır. Feriha Hanrm bu tavsiyeyi dinlememiş görüne- rek dizginlere yapıştı. Katar başında giden binbaşı» bu hareketleri görünce geriledi. O şen kahkahalarından birini daha patlattı: — Ooo.. Maşallah. Bizim erkânıharp beni de at“ lattı. Süvari kumandanı olacak galiba. Amma yav- rum, beylik çeşmeden su içme derler. Beylik atlar huysuz olur, Arpayı, samanı bol bulunca çifteye kalkar. Onlarm hakkından cebri yürüyüş gelir. Böy- le filiz gibi siivarinin kös dinlemiş hayvanlara vere- ceği yorgunluk ne olur ki! Çocukluğumda ben de memlekette çok hayvana . Az çok at kullanmasını bilirim. Bunun için lâfs ben de karıştım! — Periha Hanım, dedim, bu hayvanlar alışmadık- ları biniciye kapşı çok huysuzluk ederler, yapmasa niz iyi olur. Büyük Hanım da dayanamadı. — Çocuk olma Feriha, yine üzeceksin beni İtirazlara ağabeyim de karıştı: i — Yorulacaksmız Feriha Hanım, dedi. Bunlar sert hayvanlardır. (Arkası var)