a 1.037 KUMANDANLA RİN HATIRACARI GENERAL GALİP ANLATIYOR: Mekke Emirinin gizli işleri eyh Mübeyrek mektibunda, bana hulâsatan şu haberi Veliyordu: — İngilzlerle ittifak eden Mek. ke Emiri, Şabanm beşinci günü (26 mayıs) Medine, Cidde ve taif- te isyan hareketine geçecektir. Bu harekete, beni de iştirak ettirmek İçin, Medinede bulunan Şerif Ali vasıtasiyle teklifte bulundular. İs- yan, Medine, Cidde ve Taifte syni günde başlıyacaktır.,, Şeyh Hüseyin Mübeyrek hükü. mete sadık bir adamdı. Verdiği ha- bere itimat edilebilirdi. İsyanm başlıyacağına dair, elimize bu ka. der sarih bir vesika gelmemişti. Son hazırlıklar hakkında, başka vasıtalarla aldığımız haberler, tah- 8isat verdiğim adamların (korka korka söyledikleri bazı müphem ifadelere istinat ediyordu. Binaenaleyh, Hüseyin Mübeyrek ten gelen bu mektup üzerine, key- fiyet Medine mutasarrıflığı vası. tasiyle iblâğ edilmek üzere Fahri Paşaya yazıldığı gibi Harbiye ve Dahiliye Nezaretlerine de hususi noccaplar vasıtasile (mektup gö- türen adam) bildirildi. Ancak bu SON İş'arın, Medineye vâsıl olup ol- madığı öğrenilemedi. Çünkü nec. cap piatp gelmeye kadar, isyan han reketi başlamıştı! İcaz faciası, Osmanlı hükü- metinin Hicazı ilk işgal et- tiği tarihten itibaren biribiri üze. rine yığılan hataların neticesiydi. İngiltere, (Aden) i, kömür depo- su yapmak bahanesiyle işgal edip te Hinterlandına doğru genişlemi- ye başlayınca Osmanlı imparator- luğu, Hicazm tehlikeye düşmekte olduğunu anlamış ve tehlikeyi ön. lemek için Yemeni tammen idaresi altına almayı kararlaştırmıştı. Bu maksatla, 1257 tarihinde Ye- mene bir ordu sevkedildi. Bu ordu, Asir ve Yemen dağlarının bazı kı- #rmlarını işgal etti ve 45 sene ka» dar zorla elinde tutmıya muvaf. fak oldu. Fakat bu işgal, Türk ırkından en binlerce kişinin hayatına mal ol muştu. Osmanlı hükümeti, Hicaz kıta- sma malik olmakla bütün İslim â- emi üzerinde nafiz olacağımı sanı. yordü. Halbuki, umumi barp Se alarmda açılan mukaddes cihat, bu hulyanm bütün hiçliğini ispat etmisti. Daha Balkan harbini müteakıp, Hicaz Emirinin istiklâl şevdasma kapıldığı görülmekteydi. Harici teşvikler, bilhassa Hicaz- a, son derece mllessir olmıya baş- Yamıştı. Hal böyle iken, “Hikmeti hükümet”; iktızası, Hicazm muh. tar vaziyetini kabul ederek, orada bulunan askeri fırkayı anavatana çekmek lâzımdı. Çünkü şurası mu- bakkaktı ki: Mekke ve Medinede hükümet nüfuzu, — Topal Osman Paşanın valilik devri müstesna — hilç bir devirde esaslı surette yerle- şememişti. Yalnız Müşir Topal Ösman paşa, muvakkat bir zamn için Hicezda tam bir hâkimiyet tesis ödebilmiş- “ wun nast! mümkün oldu. ğunu kısaca anlatayım: Devizayd ailesinden Şerif Abdül- Muttalibin emirliği zamanmda İn- Eilizler Mısıra girmişlerdi. Müşir Osman paşa, Abdülmuttalibin İn- Çilizlerle gili muhabereye girişti. #ini öğrenip, bir takım hiyanet ve- General Galipten bir hatıra: Hareket Ordusile İstanbula girerken Yeşilköyde .... .. .. Yazan ——, SALAHATTIN GÜNGÖR sikaları da elde edince, İstanbul hükümetine sormadan şiddetli bir takım İcraatta bulundu. Zaten o devirde, Istanbulla Hicaz arasında telgraf muhaberesi tesis (edilmiş değildi. Muhabere ile geçiştirilecek zaman da yoktu. Topal Osman pa- şa, hemen kararını vererek Şerif Abdülmuttalibi, Taif civarmdaki köşkünde tevkif etti, Ve kollarını bağlatarak; zarar veremiyecek bir hale getirdikten sonra, hâdiseyi İs- tanbula bildirdi. Osman paşanm bü enerjik hareketi tesirini göster. mekte gecikmemişli, Hicaz urban, uzun rhilddet asayişi ihlâle cür'et edemediler, Abdülmuttalip emaret makamın- dan azlile, yerine Abadile şerifle- rinden Avnürrefik (geçirilmişti. Bundan sonra, ayni aileden Şerif Ali ve en nihayet meşrutiyet ilânı sıralarında, Şerif Hüseyin emir ol- du. Ötedenberi. Abadile ailesile De. vizeyd ailesi arasında an'anevi bir geçimsiklik vardı. O zamanki hü- kümet arasıra, fırsat buldukça bu geçimsizlikten istifade etmiye ça- aşırdı. icaz emirleri, Osman paşa» nın devrinden sonra, yeni. den baş kaldırdılar. Eski müte- hakkim vaziyetleri avdet etti, E- mirler, urban, daima, müstakil âmiri olarak hareket ederlerdi. Emirin idari ve şer'i memurları, hapisaneleri vardı. Valiler, emirin maiyeti hükmündeydiler. Bu vaziyete göre bence, alma - enk karar, devlet, umumi harbe iş. tirak eder etmez, Yemen, Asir ve Hicazdaki bütün kuvvetlerini çe. kerek Suriye cephesinde toplamak- tan ibaret olmalıydı. & Böylelikle, o kıtalarda zaruretin icap ettirdiği şekil ve vaziyet, daha O zaman ih- das edilmiş ve on binlerce Türk boşuboşuna kırdırılmamış Olur. du. Fahri paşa kuvvetinin Hicaz çin tertip edildiğine şüphe yoktu. Bununla beraber, deve tedariki i- çin Mekkeye gönderilen altı bin 71. ra, bu kuvvetin Yemene sevkini İzmin maksadile gönderilmiş ola- caktı. Mekke emirinin kannatince, bu bir hile idi, Bir gün Şerif Hüseyin banu te- lefonla, sitı bin Hiranm geldiğini söyledi ve nereye teslim edileceği. ni sordu. Ben de, emiri kuşkulandırma. mak için: — Bu para, Yemene gidecek kuvvete, deve tedariki için gönde- rilmiştir. Emaret kasasında kalma- sı muvafik olur.. cevabını verdim. Iki gün sonra, Şerif Abdullah: — Hemen parayı aldırınız! diye telefon etti. . Ben, şakâya bozarak: n bu kadar acele ediyor- sunuz. Kasanızda dursa, tehlikeye mi düşer?.. Yani herhangi bir ihti. yaca sarfediverir misiniz? dedim. O da, gülerek şu cevab: verdi: — Evet, evet.. Tehlikelidir! BÜYÜK MÜSABAKAMIZ Neticeleri 20 şubata kadar gönderiniz! Müsabaka için neşrine başladığı - mız Nasrettin Hoca fıkraları dün bit- ti. Halledilmiş müsabaka neticeleri - ni yarından itibaren kabule başlıyo - ruz. Bu müsabakanın esasını ve şartla- rını tekrar aşağıya yazıyoruz, Kari- lerimizin bu satırları iyice mütalea etmelerini rica ederiz. Müsabakanın esası şudur; “TAN,, m, İkincikânun birinci gününden otuzuncu gününe kadar çıkan otuz nüshasında hergün bir Nasrettin fıkrası bir de Nasrettin Ho ca resmi çıkmıştır. Bu otuz fıkranın mutlaka birer resmi ve her Fesmin de mutlaka bir fıkrası vardır. Fakat bu resim ve fık ralar karışık olarak intişar etmiştir. Müsabakamızın esası işte bu fıkra- ları kendi resimleri ile birleştirmek- tir. üzüm yoktur) Yalnız resimleri esas olarak alip sırasile meselâ; 1 inci resim - 18 inci fıkra: Şeklinde her resmin hizasına ait olduğu fıkranın numarasını yazmak kâfidir, Gerçi her resim va fıkranın üstünde numaraları yazılı ise de her sürlü yanlışlık ve karışıklığın geçmek için bu resim ve fıkraları tişar ettikleri gazetenin & s re İkincikânunun gün rakamını ve - rerek numaralandırmak ta mümkün- dür. Zaten meselâ (1) numaralı re- sim ve fıkra İkincikânunun birinci günü ve 19 numaralı resim ve fıkra; keza ikincikânunun 19 uncu günü çıkmış olur. Müsabakaya İştirak etmiş. olmak için bu'verdiğimiz izahat dairesinde numaralanmış 30 resmin sit olduğu 30 fıkrayı gösteren bir listenin otuz. Bunun için (Resim ve fıkraların günlük 30 müsabaka kuponu ile ve birleştirilip gazeteye gönderilmesin| iştirak'eden zatın mükâfat kazandı - İ mıştır. İden fazla merhalede ikmal edileceği Bir Haftalık Tarih (Başr 1 incide) yet ve samimiyete dayanır ciddi bir dostluğun kendileri için siyasi ve ik- tısadi bir zaruret olduğunu anlıya- caklarına şüphe etmiyoruz. Milân mülâketı atay anlaşması sayesinde ya- km şarkın huzuru ve sulhü çok kuvvetli bir temel kazanırken, ufukta yeni bir sulh ve ahenk amili belirmiştir. Hariciye Vekilimiz birkaç © güne kadar Milânda Italya Hariciye Nazr- | İrrı Kont Ciano ile görüşecektir. Ingiliz - Italyan anlaşması, Akde- | nizdeki gerginliğin ortadan kalkması | ve ahenk ve emniyet hüküm sürme / si hususunda çok güzel bir çığır aç- Milân mülâkatından maksat, Türk İtalyan milnasebetlerini de bu çığıra sokmaktır. Montrö konferansı tep-| landığı zaman Avrupada hüküm sü- ren vaziyet, İtalyanın Montrö anlaş- masına uzak ve yabancı kalmiasma | sebep olmuştu. Herbir Akdeniz mem- leketini alâkadar eden bir anlaşmaya Italya gibi mlihim bir Akdeniz dev. letinin yabancı kalmaması, elbette arzu ve temenni edilecek bir seydir. Milânda bu mesele görüşülürken, Türkiye İle Talya arasmda resmen hiçbir zaman eksik olmıyan dostluğu İdaha samimi ve yakm bir hale ko- İyacak bir hava yaratılacağına şüphe etmiyoruz. Son ticaret konuşmalarında İta) - yanlar çök dostça hareket etmişler dir. Ortaya konulan dostluk arzu ve meyilleri memleketimizde ayni dere cede samimiyetle karşılanmaktadır. l Bulgar - Yugoslav misakı u hafta içinde Balkanlarda B sulh yolunda atılan diğer mühim bir adım da Bulgar - Yugös lsv dostluk misakının Belgrütta im za edilmiş olmasıdır. Tektük — bazı ecnebi gazetelerinde şöyle bir İstif ham iğaretine tesadüf ettik: Acaba bu misak Bulğaristanı mi Balkan Birliğine yaklaştıracak, yoksa Yu - godlavyayı'im günün birinde ayıra cak ve uzaklaştıracak? Böyle bir fikre düşmek için Bal Kanlıların aci tecrübeler neticesinde Yardıkları neticeleri bilmemek ve bun ları hiçbir hâdisenin ve hiçbir hari- Ci tesirin değiştiremiyeceğini anla - mamak lâzımdır. o Yugoslavyanın Balkan Birliğine dayanan sulh ve iş birliği siyasetine bütün Balkan müt- tefiklerinin tam itimadı vardır. Buk güristanın da bu misak ile Balkan irmek hususunda ilk mühim ailesine biraz uzunca olduğu için yolun bir- ne şüphe etmiyoruz. | vaziyeti, . Hitlerin nutku E vrüpanın o umumi Balkanlar kadar berrak bir| belde değildir. Vaziyetin tavazzuhu için çoktanberi beklenen mühim hâ- dise, Hitler'in dünkü nutkudur. Evvelâ Eden, sonra Blum mühim birer rutuk irat ederek, Sulh hak- kında, Almanya ile anlaşmak (ve İş birliği yapmak yolunda ne düşün - düklerini ortaya koymuşlardır. Iki mutukta prensip bakımından tam bir mutabakat vardır. “İngiliz ve Fransiz başvekilleri Hitler'den evet veya ha- Yı” tarzmdâ bir karar bekliyorlar. Hitler sulh ve iş birliği yoluna girmiye razı olursa silâhlarm rzal - ması ve sulhün teşkilâtlandır;lması meselesini Almanya ile kararlastıra- caklar, buna karşı olarak ta Alman- ğı takdirde neşredilmek üze likte “TAN,, gazetesine gönderilme- si ve zarfın sol ve Üst kenarına (Nasrettin Hoca) ibaresi yazılması lâzımdır. Memleketin en uzak köşelerindeki karilerimizi düşünerek neticelerin kabulti mühletini 20 şubata kadar uzattık, Şubatın 20 inci günü akşam sat altıdan sonra gelecek müsaba - ka neticeleri mutabar olmıyacaktır. Karilerimizin bu noktayı hesap ede rek netice mektuplarını göndermele- ri menfaatleri içabidır. Numaraları eksik olan karilerimiz beş kuruş mukabilinde eksik “TAN., v yeri mat alınmıştır. hasında bulunmuştur. vardan geçen birkaç mektepli ço * cuk, büyük bir köpeğin ağzında bir çocuk kolü olduğunu, köpeğin bunu kemirdiğini, etlerini sıyırdığını gö - rünce zabıtaya haber vermişlerdir. Köpeğin geldiği tarafa doğru giden köşesinde, parçalanmış, gözleri ve bumu oyularak koparılmış Küçük bir ceset görmüşlerdir. Müddeiumumi ile Adliye doktoru vaziyeti tesbit etmişlerdir, ceset mor ga kaldırılmıştır. CİNAYET!? Zabıtan tahkikatı neticesinde or- tada, işlenmiş bir cinayet bulunduğu anlaşıldıktan sonra, 40 günlük çocu- ğunun ölümüne sebep olan annede araştırılmıştır, O civarda bulunan bahçivanlar, mezfclâr sorguya çe - 'kilmiş, Yedikule ve Samatyadaki bü- tün diplomalı, diplomasız ebeler poll- se çağırılmış, malümatları sorulmuş- tur, İFADELER 9 kadar kabilenin verdikleri ifads. ta göre, iki aylık doğum vakaları tes bit olunmuş, hattâ, civardaki Z aylık İgocuklar da birer birer gözden geçi-| Asayiş, âdabı muaşereti umumiye ve rilmiştir, Yalnız, bir kadmın vaziyeti şöpheli görülmüştür, Çocuğun. ölü- mü müteakip, gece oraya bırakıldığı, bilâhara köpekler tarafından parça” landığı anlaşılmıştır. Kalbsiz ana, her halde bir iki gün içinde yakalanacak- tr. Bergamada Sıhhi Teftişler Bergama, (TAN) — Memleket has tanesi iki sıhhiye müfettişi tarafım Arkan müfettişlerce takdir edilmiş » tir. İlçemizdeki eczaneler ve doktor kli sikleri de teftiş olunacaktır. yaya birtakım Iktisadi kolaylıklar gösterecekler, Almanya yola gel mezse iktisadi yardım esirgenccek, çünkü Ingiltere ve Fransa yardımla» rından askeri hazırlık için istifade edilmesine razı bulunmuyorlar. Her iki nutukta Almanyaya müsa- vi devlet müamelesi edileceği ve his- lerine hürmet (gösterileceği temin edilmiştir. * Hitlerin nutku tahmin edildiğinden çok sert çıkmıştır. Führer çok yük » sekten bir lisan kullanıyor, Versay muahedesinden geriye ne kâlmışsa feshediyor, bir zaman bilhassa Fran- sızlarm üzerine titredikleri harp mes'uliyeti o beyannamesi altındaki Alman imzasmı geri alıyor . Hitler, silâhların azaltılması anlaş. ma müzakerelerine girmiye razıdır. Fakat diğer bir sütunumuzda da oku- yacağınız veçhile şartları çok ağır - dır. Hitlerin bu kadar sabırsızlıkla bek- nen nutkunun İngiltere ve Fransada nikbinliğe benzer duygular uyandıra. nüshalarını idarehanemizden alabi- lirler, cağmı hiç zannetmiyoruz . Ahmet Emin YALMAN Yedikule halı Fabrikası amelesin den Cemal, cesedin bulunduğu Köpeklerin parçala- dığı çocuk cesedi Bu facıanın bi olduğu tesbit edildi Yedikule surları haricinde bulunan çocuk cesedi tahkikata devam ediliyor. Dün, bu hususta dikkate şayan malü- Ceset, Yedikule surlarının dibindeki dutluk sa. Dört gün evvel sabahleyin, bu ci-| polis ve çocuklar, kalelerin yıkık bir| dan teftiş olunmuş, başhekim Ihsan) gösteriyor. r cinayet eseri hakkındaki Teşkilâtı Esasiye kanununda çek mühim değişmeler (Başı 1 incide) bir kimse, hiçbir fedakârlığa icbar edilemez.” Bu maddeye İlâvesi teklif edilen fıkra ile, çiftçiyi toprak sahibi yap- mak için istimlâk edilen arazi ile hu susl ormanların devlet tarafından sa. tınalımması takdirinde istimlâk be - dellerinin tediyesi şekli tayin oluns- bilecektir, N Tadili teklif edilen maddeler ara sında 75 inci madde de bulunmakta. dır. Bu madde şudur; Hiçbir kimse, mensup oldu. £u din, mezhep, tarikat ve felsefi iç tihadından dolayı muahaze edilemez, kavanine mugayir olmamak üzere her türlü ayinler serbesttir.” Vicdan hürriyetini kanunlaştıran bu maddeden yalnız tarikat kelime » sinin çıkarılması teklif edilmiştir. Bunlardan başka Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzun bazı maddeleri daha değiştirilecektir. Teşkilâtı Esasiye Kanunumuzun kabul tarihi olan 1924 2 te, memleketimizin içinde bulunduğu sartlar ve polltikamızm bariz hususiyeti olan liberalizm do » layısile kanunun şahsi haklara ait kı sımlarında cemiyetçi “ve devletçi prensiplerin kabulü zaruri görülmek tedir, Köprü Açılamadı Evvelki geceki şiddetli lodos fır « nası yüzünden Akay ve Şirketihay Ni riyenin gece son seferleri yapılamas mış, dün sabah ta köprü açılamamış- tır. Mekteplerde Lâboratuvar Eşyası Ankara 30, (Tan muhabirinden) — 1937 Maarif Vekâleti bütçesine lise ve ortamekteplerde Okutulan fizik, kimya ve tabiiye derslerinin lâbora- tuvarlarına sarfedilmek üzere 300 bin liralık fevkalâde tahsisat konacaktır, Bürolarda Çalışan Polis Memurları Ankara, 30 (Tan) — Gündüz bü. rolarda çalışan polis memurlarımızın geceleri en az üçer saat devriye o ve nöbet vazifeleri alacakları hakkımda Dahiliye Vekâletinden vilâyetlere bi rer tamim gönderilmiştir. LAR