4 Mankemelerde Karışık bir hakaret davasında i Ressamın ceketini çalanlar Sultanahmet sulh birinci ceza hâ- kimi dün Hayri adlı iki adaşı mah- Sultanahmet sulh birinci ceza hâ-| köm etti. Bunların davacısı Sava is- kimi dün çok karışık bir davayı ne minde bir ressamdır. ticelendirdi, Mahkemede Emine Me- servet ve Şahur adir iki kadın vardı. Bunlar eski iki ortaklardır. Yalnız Şahur kocasından ayrılmıştır. Son zamanlarda Emine Meserret- le de kocasınm arasi açılmıştır, Emi- ne Meserretin de başka kocasından bit Kızı vardır. Geçenlerde bu kiz ü- vey babasına hakaret etmiştir. Üvey babası bu kız aleyltine bir dava aç- muş ve eski karısı Şahur da kızm 2- leyhinde şahadette (bulunmuştur. Mahkemeden çıkarlarken de Emine Meserret, eski ortağı Şahura hakaret etmiğtir. Işte sulh hâkimi Reşit, dün bu da- vayı bitirdi. Daha önce de üvey babas ya hâkaret eden kızı mahküm etmiğ- ti. Hâzim, Emine Meserretin suçunu gabit gördüğü için kendisini dört gün hapse ve dört lira para cezasına mah- küm etti. Ayrıca on iki lira da tazmi- rat verecektir. Müstamel pul Kullanıyormuş Büyükadada Çınar sokağmda beş numaralı evde oturan Aristoklu is minde bir genç müstamel pul kullan- dığı iddiasiyle dün asliye üçüncü ceza mahkemesinde sorguya çekildi, Aris- toklu çalıştığı şirkette birçok Okon- turatolar yaptığını ve bunlarada pul Yyapıştırdığını söyledi. Eğer birkaç kontratoda müstamel pul varsa, bunun da müşteriler tara- findan yapıştırılmış olacağını ilâve etti. Muhakeme şahitlerin çağırılma- #n için tehir edildi , On Liraya Mahküm Oldu Ecnebi tebeasından Boris isminde biri, ecnebi tabiiyetinde bulunduğu halde 2007 numaralı kanunun menet- tiği küçük sanatlardan seyyar ekmek gatterlik yaptığı için dün Sultanah- met bi ceza mahkemesinde sor- güsu yapıldı. Hâkim, suçunu sabit gördü, Kendisini 10 lira para cazası- na mahküm etti, İnn Bakırköyünde Konser ve Konferans C. H P, Bakırköy İkinci ocağı hal- ka mahsus devamlı konserler ve fay- dalı konferanslar tertip etmektedir. İlk konser ve konferans 30 Birincikâ. nün cumartesi akşamı saat 9 da Be kırköy Parti aslonlarında verilecek- tir. Sava, Marmaranm gurup halinde ağlıboya resmini yapmak için Kum- kapıya gitmiş ve çalışırken ceketini | duvar dibine bırakmıştır. Çifte Hay-| riler ceketi buradan almışlar ve sat- muşlardır. Hayriler, poliste ceketi aldıklarını ve Usküdarda birisine sattıklarını İ- tiraf ettikleri halde mahkemede her #eyi inkâr ediyorlardı. Hâkim bun. ların suçlarını sabit gördü. Birisini yedi, diğerini de 25 gün hapse mah- küm etti, Parayı hasta Çocuklarım İçin aidım.. Sultanahmette Alman çeşmesi kar. şısında köftecilik yapan Sırtı, dür dolandırıcılık suçiyle meşhut suçlara bakan asliye dördüncü ceza mahke- mesine verilmiştir. Devacısı Abdul lah isminde birisiydi. Sırrı, Abdul Ishtan kendisini bir işe koymak baha» nesiyle 25 lirasmı almıştır, Sırrı mah. kemede ağladı ve: o * BÜYÜK MÜ Neticeleri Usabaka için neşrine başladı gımız Nasrettin Hoca fıkrala. tı bu ayın otuzunda bitecektir. Hal- ledilmiş müsabaka neticeleri Şubat başından itibaren kabule başlıyaca- ğın Bu müsabakanın esasını ve şartla. lerimizin bu satırları iyice mütalea etmelerini rica ederiz. Müsabakanın esası şudur: “TAN,, ın, İkincikânunun birinci gününden otuzuncu gününe (kadar çikan otuz nüshasında hergün bir Nasrettin fıkrası bir de Nasretin Ho- ca resmi çikmiştır. Bu otuz fıkranın mutlaka (o birer remsi ve her resmin da mutlaka bir fıkrası vardır. Fakat bu resim ve fik» r karışık ölarak intişar etmiştir. Müsabakamızın esası işte bu fikra- ları kendi resimleri ile birleştirmek- tir. Bunun için (Resim ve fıkraların Birleştirilip gazeteye gönderilmesine lüzum yoktur) Yalnız resimleri esas olarak alıp sirâsile meselâ; 1 inci resim -- 18 inci fıkra: Şeklinde her resmin hizasına ait olduğu fıkranın numarasını yazmak dir? Gerçi her resim ve fıkranın üstünde numaraları yazılı ise de her türlü yanlışlık ve karışıklığın önüne İgeşmek için bu resim ve fıkraları in. tişar ettikleri gazetenin tarihine göre TAN rını tekrar aşağıya yazıyoruz. Kari-| “— Benim iki çocuğum hasta idi. Ruam Mücadelesi Onların tedavisi Için bu parayı borç! Tetanbulda ruam mücadelesi gele aldım. Çocuklarım da öldü. Parayı) cek sene ve öbür sene de tekrarlanı- veremedim. Vereceğim, müdafaa Şa- | caktır. Bu soydan iki sene içinde hitlerim de var" dedi. mahkeme, mü- vilâyet hudutları dahilinde ruamdan dafaa şahitlerini dinlemiye kârar €ser bırakılmıyacaktır. verdi, li Adana Mıntakasında Jüt YENİ NEŞRİYAT Yetiştirilecek Adana TAL Yüğüizee Müemleme — X LIYA ma | tirme en MEN Tns lk İsfatoğlu tarafından tertip edilen Ve yapılan tecrlibeler çok'iyi hetiseler İbgihzcede er çok Kullanılan cümlele-! vermiştir. Çuval ve kanaviçe imali ri ayni gekilde okunan fakat ay19Y pe yarıyan bu maddenin ziraati ya, rı manalara gelen kelimeleri ve buB-| ylacağından memlekette sarfedil - lar türkçedeki en doğru karştrkla-| mekte bulunan çuval ve kanaviçe rını ihtiva eden bu kitap İngilizce ÖR yoiktarı tesbit edilmektedir - renenler için cidden tavsiyeye şayan- dır. ————— ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam 20,30da i YABAN ÖRDEĞİ LL Yazan: Henrik İbsen Denizyollarının Yeni Vapurları Denizyolları için smarlananak ye - İni yedi vapvr için Ankaraya gitmiş olan Alman fabrikaları mümeasille » i dün şehrimize dönmüşler ve Da . iban (ul ” ” z Türkçeve çeviren: ! 1 fi İnizyolları ai müzakerelere Şaziye Berin İkem başlamışlar m. i : çi Sami. İ Mümessiller ktısat O Vekâletivle ŞEHİR TİYATROSU | vapur bedellerinin ödeme ve takar OPERET KISMI | işler! Üzerinde görüstüklerinden bu- Bu akşam 20,30 a. | rada İnşaat ve fermi noktalar “zerin. AŞK MEKTEBİ İde temaslar yapılacaktır. Yazan: Yusuf Ziya) Bu yedi vapurunda gelecek ayi- Beste: M. Sabahattin | çinde ısmarlanacağı anlaşılmaktadır. TI İ LU; nan SABAKAMIZ 20 şubata kadar gönderiniz! JIkincikânunun gün rakamını vererek numaralandırmak ta mümkündür. Zaten meselâ (1) numaralı resim ve fıkra İkincikânunun birinci günü ve 19 numaralı resim ve fıkra keza İkin- İ sikânunun 19 uncu günü çıkmış o- Tur, Müsabakaya iştirak etmiş olmak | için bu verdiğimiz izahat dairesinde numaralanmış 30 in ait olduğu 30 fıkrayı gösteren bir listenin otuz günlük 30 müsabaka kuponu ile ve İştirak eden zatın mükâfat kazandı. ği takdirde neşredilmek Üzere bir fo- toğrafisi ve mufassal adresi ile bir- likte “TAN,, gazetesine gönderilme. si ve zarfın oOsol velist kenarına (Nasrettin Hoca) ibaresi yazılması lâzımdır. Memleketin en uzak köşelerindeki karilerimizi düşünerek (neticelerin kabulü miihletini 20 Şubata kadar uzattık, Şubatın 20 İnci günü akşam saat altıdan sonra gelecek müsaba- ka neticeleri muteber olmıyacaktır. Karilerimizin bu noktayı hesap rak netice maktuplarını göndermi ri menfaatleri icabıdır. Numaraları eksik olan karilerimiz İbeş kuruş mukabilinde eksik “TAN., (nüshalarını idarehanamizden alabi- lirler, Müsabakada muvafak olanlara ve- receğimiz mükâfatların İlstesini ya. rın tekrar haşredeceğiz. Acı bir ölüm ! Tahran Büyük Elçimizin Kızı Genç Yaşında Öldü Tahran büyilk elçisi Enisin Kızı Bıyan İtle, Viyanada tedavide bu - en ART peer Gkalglantır MAİ EE (| surette şiddetlenmesi yüzünden vefat etmiştir . Bayar Jale yüksek tahsil görmüş, münevver, kiymetli bir Türk kızı 1di, Pek genç bir yaşta vefatı bütün tanıyanlar arasmda teessür uyandı. racaktır. Babasma, annesine ve kız- İkardeşine tariyetlerimizi bildiririz. Pamuk Paketleri Hakkında Bir Karar Sıhhi ihtiyaç için ithal edilmekte ma İmalinde kullanıldığı haber almi rak bu gibi pamuk paketlerinin güm rükte kesilerek itkali cihetine gidil miştir. Fakat, kesilen pamuklarm yazma imaline yarayabileceği anla - gıldığından gümrüklerce bunun önü - ne geçmek üzere bir Ledbir alınmas: muhtemeldir - z 29.1.0937 Haftanın en güzel programı; büyük filmlerin haftası. SUMER Sinemasında 2 büyük ve güzel film birden: Viktor Francen, Marcel Chantal ve Jean Pierre Aumont ve Rol- land 'Toutâin tarafından DENİZLER PERİSİ (La Porte du large) FOX JURNAL dünya haberleri Tenor TINO ROSSİ tarafından Marinella Gayet güzel bir film İlâveten: Yeni BUGÜN Matinelerden itibaren #DEJK sinemasında emsalsiz bir Fırsat, Havanın muhalefetinden dolayı senenin en güzel filmini gö- remiyenlere müjde 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN - YIKILAN BELDE yili Baş rollerde: Dünyanın en büyük artistleri JEANETTE MAK DONALD ve KLARK GABLE 2 -TEHDiT MEKTUPLARI Fransızca sözlü yeni ve büyük merak ve heyecan filmi, Baş rolde: GERTRUDE MİHAEL Büyüklüğünde ve güzelliğinde herkesin ittihad ettiği film 100 SENE SONRA Meşhur WELLS'in romanı, Fransızca sözlü şaheser, Gelecek dünya- nm güzel dekorları... Ateşli mevzuu... Aşk sahneleri.. Müthiş ihti- rasları... Emsalsiz mizansen! ile seyircileri hayrette bırakan ve göz kamaştıran muaz2am bir filmdir. Sinema- Bu hafta SARAY “5 İlâveten: FOX YENİ DUNYA HABERLERİ Bigada Köycülük Çalışmaları Biga, (TAN) — Bütün köylerin Konferans Eminönü Halkevinden: olan koton idrofiilerin tülbent ve yaz. beş senelik kalkınma programı tes » bit edilmiştir , Çok önemli €süsları içine alan bu programda bilhassa çalı avluların kaldırılması, köyden köye yol yapıl» ması, cins at ve koyun yetiştirilme - si, yabani zeytin ve armutların aşı- lanmasi gibi maddeler vardır, Aralarındaki mesafesi onar daki- ka olan köylerin idari bakımdan bir köy de birleştirilmesi, merkez. den tayin olunan muhtar ve köy e- lemaniJarı yetiştirilmesi de düşünül - mektedir . Biga köylerinin bir çoğu, biribiri - ne bir sigâra İçimi kadar yakın ol - duğu cihetle bu birleşme yapıldığı takdirde daha iyi idare edilecek İleri vedaha çabuk kalkmacakları ümit edilmektedir. Ilâs Memurluğun- dan: Müflis tenekeci oğlu Mehmet E- min masâsınm icra ve iflâs kanunu. nun 251 üncti maddesi mucibince ka- panmasına karar verildiği ilân olu - nur. (29874) Evimizde tertip edilen” felsefi ve içtimsi konferansların dördüncüsü bugün saat (17,70) da Ziyaeddin Fah r. Fındıkoğlu tarafından verilecek « tir. Mevzu (İstikra Felsefesi hak - kında düşlinceler) dir. Herkes gele. bilir . UR NArA arman İLAN © 3 faizli, 1903 tarihli Misir Ere di Fonsye tahvillerinin 1 mart 1937 tarihinde yapılacak illa çekiminde başabaş tediyesi tehlikesine kargı Os- manlı Bankası Gulata merkezi ile Yenicami ve Beyoğlu şubeleri tara #mden pek iyi şartlarla sigorta edi- leceği, mezkür tahvilât hamillerinin baberi olmak Üzere ilân olunur. FERAH Sinemasmda 3 Şubat Çarşamba Münir Nureddin KONSERİ İstanbul halkmın arzusile «na Dir ÖCÜUYA MALSUS ga Hepimiz etrafında çevre olmuş, merakla dinli. Binbaşı birimizin yüzüne bıkmadan hemye» meğini yiyor, hem tatlı tatlı anlatıyor: — Bu işleri kıvırdıktan sonra hazırladığım yol eşyasını üç çantaya yerleştirip yarın bizi götürecek olan vapura gönderdim. Bu sefer bir çığlık daha koptu: — A. A. Nereye gidiyoruz? Binbeşı bey neşelenmişti. Hareketlerile karşısın - dakileri hayrete düşürmenin verdiği zeyk onu keyif lendirmişti. gi — Ne zannettiniz ya, dedi. İki üç gün ortadan kay- bolan adam boş oturur mu? Amma yaptığım İşlerin çabukluğuns ben de şaşmadım değil ha! Ve bana dönerek devam etti: i — Sen de hazır ol bakalım delikanlı, dedi. Gitmek istiyordun ya. Yarn 12 de vapur kalkıyor. Vapurun adı da Karintiya, İtalyan bandıralı. Yalnız değiliz ha! Ağabeyin de geliyor. Ben çarhçı muavini Nuri, ağa- beyin kamarot şefi Kâzım, seni de lostromo kaydet- tik. Adını ve yeni vazifeni unutma, Karintiya vapuru lostromosu Kemal. O kadar şaşırmıştım ki, ben de kadınlar gibi az kalem: — Aaa! * Diye hayret edecek ve pek tabil olarak Binbaşı önünde mahcup olacaktım. Binbaşı bunu anlattıktan sonra izahatma devam etti: — Bugün eeyayı vapura verdikten sonra ağabeyin- le tekrar konuştum senin vaziyetini sağlama bağla - dığımızı söyledim. Pek hoşuna gitti. Bu Anadoluya göçmek işini beraber kararlaştırdık. Kâğrtlarm bir kısmını da o hazırlattı. Sizin Kastamonide bir dayı- niz varmış. Yengeni dünkü posta ile oraya yolcu et- (HAKİKİ Eseri hatrlıyan: miş. Şimdi yarın biz de vupurda buluşacağız. Binbaşı bu kadar melümatı verdiği Zaman yeme « Gini de bitirmişti. Derin bir gönül rahatı ile gerine. rek ayağa kalktığı zeman ilâve etti: — Görüyorsunuz ya, birkaç gün sizi Üzdüm. Bek- lettim amına birçok ta işler yaptım. Aklında iken şu senim lostromo vesikanı da vereyim. Bak, sonra hatıra olsun diye de saklarsm. Bu vesikaya hayretle bakıyordum. Binbaşı: — Ne o, deği, yeni varifeni beğenmedin galiba. Fakat hor görme. Bu zamanda böyle bir vazifeye can atan İstanbulda binlerce vatandaş var. Sevincimden kalbim çarpa çarpa tasdik ettim: — Ona şüphe mi var binbaşım. Siz benim hayatı. mı kurtardıktan sonra bana memleketin havasmı serbestçe teneffüs etmek imkânmtı da buldunuz. Bu kıymetli hatırayı ömrüm oldukça #aklıyacağım. Tesadüfler hayatımızın, mukadderatımızın hare « ket noktalarıdır. Şu bir haftanın hâdiseler! ve tesadüfleri elem ve istirap İçinde geçen gllnlerimin seyrini okadar değiş- tirdi ki âuyduğum gönül dolusu sevincin beni mut. İâk bir sandete götlreceğinden bir sn şüphe etmiyo- rum, * * 5 Karintiya vapuru limandan ağır ağır çıkıyor. EL 072 İNKILÂP ROMANI) NN DNA e 7— Mahmud Atillâ AYKUT Ayi bir hava, Güvertede oldukça kalabalık var. İstanbuldan A. nadolu kıyılarına can atan kırktan fazla Türk genci iti ve kadını yolculuktan şiyade bu gidişin mün- tehasındaki büyük hedefe varmak heyecanı ile daha şimdiden biribirlerile dost oluyorlar. Damarlarmda dolaşan kan, göz bebeklerinde yaşıyan heyecan hiç tanışmıyanları biribirine yaklaştırıyor. Yabancı İsti. lâsma yabancı tahakküümüne tahammü! edemiyen ve kurtulmak için gerileyip gileünü toplamayı tasarlı. yan bu bir avuç Türk kafilesi şimdi #on yabancı kon- trolünden kurtulmak endişesile biribirlerine hakiki büviyetlerini fısıldıyorlar. Büyükderede kontrol var. Ağabeyim ve ben vazifelerimizin basındavız. Bin- başı meydanda yok. O çarkçının yarında olduğu için Boğazdan çıkıncıya kadar görünmiyecek. Akşam gölgeleri arasında Ilmanı dolduran ecnebi barp gemilerinin karanlık sildetleri yokluğa karışır gibi gittikçe gözlerimizden silindi. Büyükdere önünde kontrol motörü geldi. En son korkunun heyecanımı geçiriyoruz. Fakat vapur da onlardan olduğu için kontrol sıkı olmadı. Yoleularm vesikalarını üstünkörü reuayene eden ecnebi polisler motörlerine döndüler. Karintina favrap etti. Boğazdan çıkıyoruz. Artık tehlike yüzde doksan kalmamış. Bunuhla bersötr Karadenizde dolaşan ecnebi harp gemilerinin ani bir kontrolü de akla ge. lebilir, Nitekim daha Boğazdan henüz çıkmıştık ki karanlıkta iki torpidonun yanımızdan siyrilıp geçtik- derini gördük. Gemi onları selâmladı. Vapurun kırk Türk yolcusu bu nümayişleri derin bir isyan hissi ile takip ettiler. Artık kendimizi serbest ufuklarm koynunda bili. yoruz, Ağabeyim ve binbaşi bir kaç saatlik vezifele- rini bıraktılar. Şimdi resmi üniformaları ile yanımız. dalar, n İtalyan gemi süvarisi vaziyeti iyi kavramış, neza- ketle hereket ediyor. Bu müsamaha adeta müttefik. lerile paylaşamadıkları hükimiyetin bir intikamı gibi. Binbaşı ile ağabeyim Anadoluda yapılacak işleri konuşuyorlar. Salon oldukça sıcak, biraz hava almak için dışarı çıkıyorum. Yan güvertede Ferisa Hanı- mın gölgesini farkettim, — Dilmışsınız Feriha Hanım. Başımı çevirdi. Geminin sarı ışığında yüzü biraz daha solgun görünüyor. — Yıldızları seyrediyorum, dedi. Bakın, Jâcivert bir kadife üstüne serpilmiş bir avuç alın gibi, — Bu seyahatten memnun musunuz Feriha Ha. nim? — Pek çok. Böyle heyecanlı hâdiseler o kadar ho- şuma gider ki! Sonra İstanbu! öyle bir hale geldi ki “teneffüs ötmek imkâru yok. İnsan kendi toprağında ecnebi tahakkümüne tahammül edemiyor Seyfi Bey, Babamın bu hareketi beni öyle sevindirdi ki tahmin edemezsiniz, Babâms çok düşkünüm. Bu seyahate beni de iştirak ettirmeseydi çok mustarip olacaktım, Babam bilmezsiniz. Benim herşeyimdir. Anam, kar- deşim, arkadaşım ve herşeyim.. Başımızı ağrıtmaz. sam size çocukluğumu anlatayım. (Arkası var)