» — tine gitmiştir. Bundan başka yedi ay. — 6 SUT'OR n | ) Finlândivada kac mac vapmalıvız? İtalyan Takımından Görünüş Milk Maç Şehir Maçına Tercih edilmeli (YAZAN: BURHAN FELEK) Üç dört gündür, yalnız teknik mülâhazalarla tistünde işlemekte olduğumuz güreşçilerimizin Finlândiya seyahati hakkında Güreş Federasyo- nu Reisinin dün (TAN) da çıkan beyanatile ni- hayet bazı müsbet malümat almış bulunuyoruz. Üzerinde durmakta olduğumuz bütün spor me- selelerini böyle birinci derecede alâkadar ağız- lardan öğrenmek hem efkârı umumiyeyi tenvir, hem de işi temiz mütalea edebilmek noktasın- dan ne kadar fâydalıdır. Güreş Federasyonu Reisinin verdiği cevapla- Ta göre vaziyeti şöyle hulâsa edebileceğîz- l — Spor Kurumunun resmi mec- muası bu ay sonunda Finlandiyaya gidilecek diye yazmış olmasına rağ- men, bu seyahatin tarihi henüz tesbit edilmemiştir. Şu halde takımların formalarını ayar edebilmeleri için en az müsabakadan bir ay evvel haber. dar edilmeleri zarureti bulunduğuna göre, bizim takım şubat sonundan ev- vel müsabaka yapamaz, Bizim de istediğimiz budur. Binaen aleyh evvelce de dediğimiz gibi bizim takım bu ay sonunda seyahâte çıka- mıyacaktır. 2 — Finlandiyaya bizim milli ta- kım gidecek ve orada Finlandiya mil. Bi takımiyle bir milli müsabaka, iki de ayrı şehir maçı yapacaktır. — Bizce bu kombinezona milli takrma karşi riski çok “ölan şehir maçı sokmak doğru değildi. Birisi revans olmak üzere iki milli maç kâfiydi. Finlandiyada ne kadar fazla maç ya- parsak o kadar tehlikeye maruz ka- lırız. Zira Şimalliler hoyrıt g'ilreşle— riyle maruftur, Eğer mukaveleyi de. Biştirmek kabilse işi böyle tashih et- mek iyi olur. Eğer kombinezon oldu- ğu gibi kalacaksa, milli maçı önce yapmak lâzımdır. Şehir maçları daha evvel yapılırsa, bizimkileri ezerler ve milli maça hırpalanmış bırakırlar. 3 — Bu seyahatte Almanyaya gi- dilmesi henüz müukarrer değildir. Gi. dilirse, milli maç yapılmıyacaktır, Finlandiyada üç maç yaptıktan sonra, takımın başka yere gitmesin- de fayda yoktur.Çocuklar formalarmı tutamazlar. Sonra Almanyada umul: madık mağlübiyetlere uğrıyabiliriz. Balarri Finlandiyalıları kimse yene- mez. Oraya gitmekte maksadımız gü. reşme öğrenmektir. Federasyon rei- sinin bu sözleri çok şayanı dikkattir. Demek galebe ümidi yok! O halde?! 5 — İsveçe geçmek ihtimali de var. Yine ilâve ediyoruz: Seyahatin uza- tılması faydalı değildir. 6 — Milli takımımızm antrenman waziyeti iyidir. Burada biraz tevak- kuf etmeliyiz: Evvelâ olimpiyatlar. dan, sonra altı aydır milli takım kad. rosu yoklanmış değildir. Kadroda bir takım boşluklar da olmuştur. Nuri muallim olmuş, Mersinli hâlâ Istanbula dönmemiş, Sadık memleke- Almanya Ho!anda Maçı Bu ayın 31 inde Alman milli takı- mile Duseldorf şehrinde karşılaşacak olan Hollanda takımı teşkil edilmiş. tir. Hollandalılar kadrolarını İngiliz- lerin üçüncü kümesinden Sauthern Umited takımı karşısında -— denemiş- lerdir. Müsabakayı İngilizler 3 - 2 kazanmışlardır. Birinci devrede Hollandalılar 2 . 0 galip iken, ikinci deyrede üç gol yi- yerek,maçı kaybetmişlerdir. Bu neticeyi ve oyunun cereyan tar- zmı tetkik eden Hollanda idarecileri Almanyaya karşı çıkacak takımların- da tadilât yapmıya mecbur - kalmış. lardır. Ingilizlere karşı alman neticeden Hollandalılar ümitsizliğe düşmüşler- dir. sını vermek icap eder. Zaten Kasım- paşa klübü, milli takımm bir iki mu. ayyen sikletinde çalışanları bundan evvel defiye etmişti de, kendisine yakında yapılacak resmi müsabaka- lara hazırlanması cevaben söylenmiş- ti. Bu sene ne İstanbul, ne de Tür- kiye müsabakaları yapılmadığı gibi, teşvik müsabakası da görmedik. Şu halde eldeki kadroya milli ta. kım demiye imkân yoktur ki antren- manları iyi olsun. Binaenaleyh va- kit kaybetmeden hemen bir seçme yapmak ve orada görülecek genç e- zaruridir. T — Benimle beraber - federasyon reisi de göreşçilerimizin nizami sik. letlerinden ağır olduklarını kabul e- diyor. Şu halde, bunları şimdiden dü- şürmiye başlamak, işi müsabaka tâa- rihine talik etmeden evlâdır. Işte Finlandiya seyahati hakkında. ki müşahede ve mülâhazalarım, Umu- yorum ki, tamamen halisane ve afaki olarak yazdığım bu satırlara karşı kimse tirakilik duyup asabileşmez. Afyonda Bay Mehmet Neemiye: Son spor kongresinin atletizm fe- derasyonundaki mesaimi nasıl takdir ettiğine şahadet eden mektubunuza teşekkürler ederim. Maksatları çe- kişmek ve çekiştirmek olduğuna i. nandığım gençlerle uğraşmıya deymi- danberi memleket güreşinin ne halde bulunduğunu ve yeni yetişen eleman. lar içinde milli kadro namzetleri ara- sına girebilecek gençler olup olmadı- ğını gösterecek hiç bir müsabaka ya- pılmamıştır. Şu halde her şeyden evvel, Yaşar da dahil olduğu halde, bütün milli takımda bulunan güreşçi. lerin de girecekleri bir seçme yapıp meselâ Kasımpaşa klübü gibi daha bir hafta evvel elli güreşçiyi birden gösteriş müsabakasına sokabilecek kudretteki klüplerin gençlerini de o-| yeceği için müsaadenizle bu mektu- raya çağırmak, onlara da memleketi | bunuzu neşretmedim. Saygılar. temsil etmek şerefini kazanma şan. : B. F. lemanlarla milli kadroyu yamamak | Yunanistanı ziyaret edecek İfalyan takımında yer al- ması muhtemel oyuncuların maçında Yunanistana gele- cek İtalyan takımı İtalyanların Berlin Olimpi- yadında Dünya Şampiyonluğu- nu kazanan takımlarını — Yu- nanlıların davet ettiklerini yaz- mıştık., Berlin Olimpiyadı — için hususi surette toplanmış ve ça- lıştırılmış takımın bugün tekrar teşkili müşkül olduğundan İtal- yan Federasyonunun iki klübün muhtelitinden müteşekkil bir ta kımla Yunanistan davetini — ka- bul etmek niyetinde olduğunu Fransız gazeteleri — yazmakta- dır. Kocaeli 935 Ligi tamamlanacak Adapazarı, (TAN) — Spor fede- rasyonu, Adapazarı - Izmit kümeleri arasında neticelenmemiş olan Koca- eli 935 lig maçları hakkındaki kara- rmı — -ki tarafm itirazlarını dinle. dikten sonra — Vermiştir. Bu kara- ra göre, yanlış idare yüzünden ta- mamlanmıyan ÂAdapazarı kümesinin Adaspor — Gençay final maçı tekrar- lanacaktır. Âyni zamanda, Izmit kü. ni- zami oyuncular nazarı dikkate almıp yapılan maçların puvanları tashih edilmek suretiyle ortadan kaldırıla- İzmit grupları mesinin ihtilâflı vaziyeti gayri cak ve Adapazarı — arasında final maçı yapılacaktır. yıkık dabakhanesinde CEVİKLZEN TAİK I?EW(MEN icente Usta memleketin en V eski dabağı idi. Ilerleyiş ar kadaşlarınım — torunlarını ifsat etmişti. Onlarm şimdi muazzam dabakhaneleri ve yüzlerce amele « leri vardı. Fakat kendileri o etlız ellerile bir deri hazırlamaktan â- cizdiler.. Memlekette ihtiyar usta- dan başka dabak adına müstahak kimse kalmamıştı. O, bütün gün, çalışır, hem usta ve hem de çıraklık vazifeleri- ni görürdü. Ona yalnız çocukları ve torurları yardım ederlerdi. Valansya şehri en büyük yortu- larından birini tesit etmek için ha- zırlanıyordu. Diğer hulk zümreleri gibi dabaklarda hazırlıklara baş - iamışlarıdı. Bütün dabaklar eski mabette toplanmışlardı. En yaşlıları olma- sı dolayısile ilk önce Vicente usta fikirlerini ortaya attı. Ona göre, eski itiyat ve an'aneye sadık kal- malıydılar. Şerefli mazilerini gös- teren ne varsa teşhir' olunmalıydı. Usta hem düşüncesini söylüyor ve hem de mabedin ötesinde berisin- de duran eşyalara göz gezdiriyor- du. Bunların hepsi, hattâ dabak- ların meşhur aslanı dahi gösteril- meliydi. Aslan sözünü işitince gençler kıs kısgülmiye başladılar. Aslan da mı? diye istihfafla sorunca ihtiyar usta: — Evet!.. diye bağırdı. Muzaffer aslanı unutmakla cemiyetimiz şe - refsizlenir. Şehrin eski evrak dolabımdaki vesikaların hepsi bu aslandan bah seder!.. Usta, gençlerin buna niçin mâni olmak istediklerini düşünün- ce buldu. Bu sıska delikanlılar as- lan rolünü yapmaktan korkuyor- lardı da ondan.. Yetmiş yaşında olduğu halde; as- lan rolünü kendisi yapacağmı ilân etti. Esasen bu şeref ona aitti. Zira bütün ecdadı bu rolü yapmış- lardı. Vicente usta, büyük bir heyecan- la; aslanım ve kahraman dabakla- rın hikâyesini şöyle anlatırdı: “Bougie mağrıbileri bir gün Tor- reblanca'ya girmişlerdi. Şehrin ki- lisesini yağma ederek ve mukad - des kurban meşalesini yanlarına aâ- larak sıvişmışlardı. O vakit bu ha- T. 8. K. İstanbul Bölgesi Futbol Ajanlığından : 30 - 1 - 1937 cumartesi zünü yapılacak liz maçları: Taksim stadı: Galatasaray - Eyüp B. takım. ları, Saat 13,30, hâkem Rifkı. Güneş - İstanbulspor B. takım. ları. Saat 15, hâkem Feridun Kılıç. Şeref Stadı: Beşiktaş - Hilâ! B. takımları. Saat 13,30, hâkem Tahsin, Fe. nerbahçe - Topkapı B. takrmla- rı, Saat 15, hakem Samim Talu. e 31 - 1 -1937 pazar günü ya- pılacak lig macları: Taksim stadı: Alan gözcüslü Adnan Akm. Kasrmnasa .- Ga . lata gençler A. takımları. Saat Haftanın Lig Maçları 11,,80 hâkem Adnan Akm. Ga- latasaray - Eyüp A. takımları. Saat 18,15, hâkem Nuri Bosut. Yan hâkemleri Tarık ve Ba - haeddin Uluöz. Güneş - İstaııbıılspoı' A, ta. kımları. Saat 15 Hâkem Sadi Karsan. Yan hâkemleri Samim Talu ve Feridun Kılıç. Şeref stadı: ,Alan Nâzım. Karagümrük - Anadoluhisarı A. takımları. Saat 11,30, hâkem Nâzım. Beşiktaş - Hilâl A. ta ğ kımla 13,15. Hâkem Bekdik. Yan hâkemleri Ekrem Ersoy ve Tahsin., Fenerbahçe - Topkapı A. ta- kımları. Saat 15, hâkem Bur - han Atak. Yan hâkemleri Rıfkı ve Halit Özbaykal. gözcüsü TTRRAICNE CKSO NG EUARERAN TT CA DYELRTT Nİ UT GFD ZAEEAN EEARARRASANNU DI.AS KO lDANI:? karet karşısında oranm halkı fer- yat ve figanı bastı. Valansyanın kiliselerine siyah örtüler asıldı. Her kes kurban meşalesini istiyordu. B Şte o zaman dabaklar işe gi- ı riştiler. Mademki meşale Bougie'deydi, öyle ise oraya akın!.. Kendi hesaplarına bir kadirga ha- zırladılar, silâhlandırdılar. Onları gören şehir halkından çoğu cesa - retlenerek onlara katıldılar; ve bu suretle büyük bir kuvvet meydana çıktı. Hazırlıklar bittikten sonra Va- lansyanın kadirgaları yelken açtı- lar. Karşı sahile yaklaştıkları va- kit, magrıbiler korkarak kiliseye karşı yaptıkları hakaretten pişman oldular. Vicente ustanın dediğine bakılırsa harp birçok günler de - vam etti. Düşmana mütemadiyen takviye kıt'aları geliyordu. Fakat kahraman Valânsyalılar onları püs kürtüyorlardı. Bu sırada yorgun düştüklerini hissettiler. İşte o0 za-« man karşı dağdan bir aslanın gel- diği görüldü. Arka ayaklarile yü- rüyor ve ön ayaklarile Torreblan- ca'dan çalman kurban Meçanlorini tutuyordu. Bize yaklaştı ve elinde- ki meşaleyi Vicente ustanım kah- raman ecdadından bir dabağa ver- di. İşte bundan dolayı, asırlardan- beri bu şerefli ve kahraman hay- vanın rolünü yapmak ustanın ai- lesine düşmüştü. Aslan meşaleyi verdikten sonra, yelesini eydi, gür- ledi ve pençelerini sağa sola savu- rarak bütün düşmanları dağıttı. Valansyalılar, kurban meşalesi- ni alarak ğgemilerine döndüler.” Bazıları bu hikâyenin üydurma olduğunu söyleyince ihtiyar usta müthiş kızar ve bunu kıskançlıkla tefsir ederdi. Öyle ya diğer san'at erbabının böyle bir muzafferiyet- leri ve şanları yoktu. Hem bu hi- kâyeyi tevsik etmek için ispatlar vardı: Çemiyetin mabedindeki gemi fanusu, büyük magribi davulları, bayraklar.. Ve ustanın ecdadının aslan rolünü yapmak için bulun - durdukları aslan pöstekisi.. M erasim haziranın bir günün- de yapıldı. Çocukları, ge- linleri ve torunları ihtiyar ustaya aslan pöstekisini giymesi için yar- dım ettiler. Vicente, bu yünler a- rasında boğulacak gibi- oluyordu. O vakit çocukları: — Baba! dediler. Bunun içinde boğulacaksınız! Torunlar da bu mülâhazaya iş- , tirak ettikleri halde usta, onların sözüne kulak asmadı. Tüylerinin yarısı dökülmüş yeleyi gururla salladı ve aslanın maskesini taktı. Bu zafer günüydü! Sokaklar mahşer gibi dolmuştu. Evlerin balkonları halılarla süslenmişti. Her yerde güneşten korunmak i- çin ellerinde şemsiye, güzeller gö- rünüyordü. Alay geçmiye başlamıştı. San « caklar, davullar, gürültüler.. Es- naf cemiyetleri, maskaralık yapa- rak iki tarafı güldürmiye çalışan- lar... Alayın geçişini seyretmek için halk gittikçe hücum ediyordu. Bir- den herkes, arkadan gelen bir şey ile alâkadar olmrya başladı. Genc dabaklar göğüsleri açık, elleri” sancakları, kocaman davullari” çıkardığı tempoya ayak uyd ya çalışıyorlardı. Ortalarındâ "i aslan, elinde kurban meşalesi * iki yanma iltifatlar savurarak * kur adımlarla ilerliyordu. Köylüler hayretle gozleı'ılli tılar. Çocuklar, annelerinin gü süne daha ziyade sokularak yorlardı. p Durak yerlerinde, uyuz bif k le gelmiş olan yelesinden bif”E tel koparan çocukları usta de miye çalışıyordu. Bazan balküf ra bakıyor ve katıla katıla $4 güzel kızları selâmlıyordu. Yakıcı havadan bunalan * bir lâhza serinlemek üzere af? mıya uğraştılar. Sübye satli kalabalık arasma sokuluyor ; kime satacaklarını şaşırryorı a Bayrak taşıyanlarla — davultü şerbetçi dükkânlarma yığılmış raretlerini dindiriyorlardı. aslan daima yerinde kalıy' Çenesinin altındaki kartonlar den yumuşamıştı. Ustanın het rafı gevşemiş gibiydi. — Arkadasları alavcı bir t7 yanma yaklaşarak 5:. Ş — Eh, usta nasisın? $ Vicente öfkeyle homurdan onlara cevap veriyordu. İyi lay üç gün sürse gık demedel zifesini yapabilirdi. Yorgunluk sıska gençlere mahsustu. Geçit üç saat sürdü. Dab cemiyetinin sancağı büyük ye girdiği vakit gece olmu: Şti 4 Ş imdi sokaklar altüst haldeydi. Mersin ğ çiğnenmişti. Her taraf gül Y' larile ve yaldızlarla dolmuştü« lük kokuları da her yana yordu. . Aslan, yorgun ve bitkin blf 7 de ofluyarak dinleniyor ve : sından gelen çocuk kafilesini | kütmek için duraklayıp- gürlü) — du. yi Evine dönünce Vicente ustâ' b çuval gibi kendini mindere * ; Çocukları, gelinleri, torunlari " y rafmı sararak başındaki M çıkarmıya çalıştılar. Maske kınca, ter içinde yüzen V kızarmış çehresi göründü: pöstekiyi çıkarmıya — uğra$” Fakat kesik kesik soluya! su içmek istiyordu. Hararet boğuyordu. Hastalanır diy© | su vermediler. Usta” hiddetl? ; ğırdı çağırdı.. Çarnaçar €f kmdaki kahvelere biri koştüi | lezzetli güzel bir şerbet getif | Bir aslan için bir bardak ? tin ne ehemmiyeti var. On“ yudumda yuvarladı. Smlii , şey içmemişti... Yeniden gür MA Ailesi, tasarruf maksadiltı * kındaki şerbetçiden bir İbrif lu sübye getirdiler. Usta hemen ibriğin hepsini içti- Üstündeki pöstekiyi çıkS mışlardı. Zaten çıkarmıyâ da kalmamıştı. Çünkü bir&? at zarfında iki taraflı bir 287 eye tutulmuş ve ailesinit üniforması içinde ölmüştü: pöstekisi onun kefeni O bu suretle de Valans aslanı göcmüş gitmisti...