aamar 10 “Veyl,, satanatı Yıkılmaya Mahküm (Başı 1 incide) Satie piyasa fiyatinm iki misline tar, y Hatızlı Elektrik şirketinin tramvay girke- ti ile olan sıkı münasebeti de ikisi a- rasmda kâr kaçakçılığına hizm der. Tramvay şirketi en bü; tehlik olduğu halde elekt vatını 3,86 kuruştan #lır. Halbuj tihlâkleri yüksek san” bir müşter, > müessı para vayların fasılalı istihlâkleri elektrik merkezi için 24 saat mütemadi sarfi. | yat yapan bir fabrika kadar müsait sayılamaz. Bu cihetle tramvây için 288 kuruş diğ kıyas yın elektriğe kilovat başma fazla bir kuruş tramvayın 14,000,000 kilovat derecesinde olan tihlâkine göre 140,000 1 kün tutar. Bu usul de'bir iki şirket arasında gizlenmesine hiz- met eder. Mukavele oyunları Kâr kâçakçılığı v rafa bırakarak bir de şirket muka lesindeki değişikliklere bakalım Elektrik mukavelesi 17 te vel 1326 da imza edil; müddeti bu tarihten iy senedir. Böylece imtiyaz 1960 sinde biter. Hükümetin satın hakkı da muvakkat kabül tarihi olan 1914 senesinden itibaren 15 nesinde hattı muayyen bir formül mucibince satım almak hakkını ikti- sap ediyordu. 2i Mart 1920 de, yani İstanbulun 16 Mart işgalinden birkaç gün sonra sakit İstanbul hükümeti ile yumruk altmda yeni bir mukavele aktedil - miştir. Elektrik şirketi hiçbir feda» kârlk etmeden, satm slma hakkının elde edilmesi tarihi 1943 senesine ve mukavelenin sonu gelmesi 1993 tari- bine geri bırakılmıştır. 1923 te mukavelenin yeni şartlı uydurulması hakkında imza mukavelede middetten kiç yoktur. Fakat alma tarihini 1960 senesine, muka lenin sonu gelmesini 1893 senesine atmıştır. Çok garip sebeple: Bunu elde etmek İçin gösterile bepler çok gariptir. Şirket, kısa vâdeli para bulamıyormuş. Mu- kavele müddeti kısa, satin alma müd deti yakın olunca kimse ne sermaye, ne ödünç para şeklinde para vermiye yanaşmıyormuş. Bunun için şirket te mukavele mucibince yapmıya mec | bur olduğu tesisatı yapmak imkânını bulamıyacakmış. Mukavele sabit kalmak şartile pa- ra bulmak ve taahhütlerini yapmak şirkete sit dahili bir şeydir. Halbuki para'bulmak £ zaruretini leri sürerek şirket hem müddetleri | as uzatmış, hem de satı kullanıldığı zaman ta formülü kendi lehine de; Günün birinde Türkiy tarihi yazıldığı zaman bütün elektrik faci- ası, reji ve diğer fatiaların yanmda yer alacaktır. Veyl saltanatı Türkiyede Osmanlı * saltanatı ile | > Tipi dindikten sonra dükkânlarının önlerini #emizliyenler Kışın şiddeti duruldu Fakat Orta ve Garbi Anadoluda lenüz Hızlı Gidiyor Hava, kısmen düzelmiştir, Ka İradeni fırtına durduğu için -| Boğazdaki 20 vapur Karadenize limanlarda» ki vapurlar da seferlerine başla» muşlardı çıkmış ve muhtel i - Sarıyer Şişli yolları açtarıl ddelerin temiz! mesine dün de devam edilmiştir. Ye- niden 100 amele tutulmuştur. (IŞIN MARİFETLERİ hüküm süren dan Üp yaralanma vak". isminde birl, Cağaloğlu 3 , n İnerken düş müş, yaralanmıştır. Bayramın bâca- nmstr alede Şeyh Davut hanmda emel de sırtinda fasulye çü e Hasır iskölesinden gecerken yere yuvarlanmış, teklikeli surette berüber senelerce bir Veyl saltanatı hüküm sürmüştür. Geçen gün elek- trik şirketi idare meclisi reisliğin - den İstifası iki satırla basit bir hâdi- se diye yazılan M, Veyi seneler Türk iktisadi varlığını kemirenleriz başımda yürümüştür. Lozan sulbün- den sonra ecnebi şirketleri mukave- lelerinin yeni esaslara göre tadili me selesi ortaya çıkmcn M. Veyl, tam 68 şirketin mümessili sıfatile Ankara -| ya gitmişti. Çünkü kendini herkese Türkiyede “iş görme yollarını, bilen bir adam sıfatile tanıtmıştı. “Yüksek finans,, | Veyi saltanatı şu esasa dayanıyor: “Yüksek ans,, usullerinin yaldız! altında türlü türlü maskeler kulla - narak Türk servet ve varlık kaynak- larmı barice akıtmak, gözleri ba; mak için harice her kaçak milyona| mukabil etrafa birer kaçar bin lira bahşiş diye serpiştirmek... İşte İstanbul elektrik şirketi, Os,- anlı saltanatın usullerini, kapitü- lâsyan ruhunu devam ettiren ve dü- — orüst ve temiz Türkiy: tık yer almıyan bir GARBI VE ORTA ANADOLUDA Kiş e kar yağmaktadır. Mahrus kselmiştir, Izmitte karım yüksekliği yarım metreyi bul. Münakaldt güçlükle yapıl naktadır. Bal:kesir, Adapazarı ye Manisada şiddetli bir soğuk vardir. Nahiye ve köy yollarında gidip gel - me güçleşmiştir. Manisada !htivar - lar, 20.40 senedenberi böyle bir kişin m nin sopu geldiğini gör miştir. (Sofina) şirketinin yapacağı en akıllıca hareket, yağmanın kâfi derecede devam ettiğine karar ve - rek ve mukavele haricindeki hare- ketlerini getirerek tasfiye müzakere! lece İstarbı ra olsun haklı den tırnağından ert Vey müesseselerine kaptıracak yer» endi yurdunun daha sıhhatli, da- önün i şehri halkı bundan son e talip olmaktır. Böy-| güçlükle © yürürler Herkes İret ediyorlar... Fi | Cadde çok kalabalık. Ve garip bir şe- kilde en kalabalık noktalarda bile bir park gibi herkes biribiriyle oynaşı- yor... Kar topları havada birer yarım dalre çizip kâh şu bayanın paltosuna, kâh bu ihtiyar adamın gözlerinin üs. tüne konuyor... ikürler olsun ben tramvay işeri- ihdeyim... Eğer yaya olsaydım... Hiç ığım yabancı hir çocukla kar aktan doğrusu zavk duy, dım, Bu nevi eğlenceler benim bil- diğim tenha kırlarda veya hususi bah çelerde y Tramv ilerliyor. ”, çan vura, vura ağır, ağır Ve kar topu Ooyniyunların .İadedi, Taksim meydanmda ve Abide- -İnin etrafında büsbütlin ziyadeleşiyor. | Bir takım delikanlılar, Abidenin etra. fmda, dizilmişler.. Yole it bir kar topuna, daha doğrusu çamur bombardımanina tutuyorlar, Çünkü, larda, sokaklarda ben çamurdan ka bir şey göremiyorum. Tramvay Şişli istikametinde iler ledikçe, çoluklariyle, çocükleriyle bir- likte dolaşmıya çıkmış kerli ferli bay ların ve bayanlarm bile bu top oyun- larma iştirak ettiklerini görüyoruz. Ve ben pencereden sokağa bakmak- ta devam ediyorum. . sokağa Böyle ba. bütün insanlarının kuvvetli bir kışa hazırlanmış olduğunu görüyorum. Herkesin üstünde yün seveterler, baş larında yün örme polölar... Ayakla - rında kalın kunduralar, külotlar. Ve yünden baştan aşağıya giyilen kayak elbiseleri... Bunların arasında pa'tosuz dolaşanlar, donmuş ellerini koltukları altında isrtanlar, çıplak a. yaklariyle karlara basarak geçenler pek az, ancak yüzde yirmi nisbetinde bir şey... Onlar da her halde bu semt- li ölmasalar... Yerök subay mektebinin kapısın - görülmediğini söylemişlerdir. Konya ve Karamanda kışın pek şiddetli hüküm sürdüğü haber verili yör, Aksarayda karım yüksekliği 1,5 metredir, Kömürün kilosu 9 kuruşa İ çıkmış, bir araba odun 10-12 liraya satılmıya başlamıştır. Karamanda bir çoban donmuş, sürüsüne kurtlar İ hileum etmiştir. Firat suyu taşmığtır. Nehirde bir kayık devrilmiş, içinde bulunan bir ,. Jerkek, üç kadın yolou boğulmuştur. İZMİTTE İzmit, 26 (A.A) — Birkaç gün - denberi şehrimizde kisa fasılalârla Cümhuriyeti | ha Umranlı bir yer haline girmesi İ- kar yağmakta ve kışm şiddetli gün - G leri devam etmektedir. kat birtakım delikanlıcıklarla pazar tati ! Z.1.81 Anlaşmanın kat'i metni hazırlandı (Başı 1 incide) Çetin müzakerelerden sonra Çönevrâ, 28 (A.A.) — Anadolu a- Jansınm hususi muhaoiri bildiriyor: Bugün bütün gün devam eden çetin müzakerelerden Sona hazırlanan me- tinler üzerinde tamamen ittifak hasıl olmuştur. Meselemiz konseyin yarın- ki toplantısında karara arzedilecek- tir. Radyo servi imizin aldığı haberler Londra, 26 (Radyo, gece yarısın- dan sonra saat 3) — Cenevrede Tür- İkiye ve Fransa heyetleri arasmda W- Kış Gününün Röportajı . Şişlide Sen Moriç :i hayatı yaşanıyor: kayaklı . Yazan: Suat Derviş Sabah saat on... Tünelin önünde kaldırımlar donmuş. Mütema- 4 diyen ayakları kayan yayalar, birer ip cambazı gibi ellerini kolla rını açarak müvazenelerini bulmağa ve yerlere düşmemeğe gay- apan dükkân çı- Ikacı çırağı genç kızlar sokağın ortasında çamurlaşan ve sütlü kahverengi karlardan top yapıp biribirlerine atıyorlar. dan biraz beride duvarm altında i. çerlek bir çeşme vardır... O çeşme - cin içine doğru büzülmüş, çıplak a - İ yaklı bir genç kirli bir yorgana sa - rılmış, eğlenenlere bakiyor... . Saat üç... Saat on birdenberi, evi. İ min pehöeresinden, caddöden geçen kalabalığı, oynaşan insanları seyredi- yorum, Omuzlarmda kayaklariyle ka. file, kafile gençler Tepeye veya Mas- lak istikametine doğru gittiler. Kr zaklarımı arkalarından çekenler, hat- tâ kaldırımda ayaklarında kayakları ve iki ellerinde deymekleriyle fevka. lâde, acemi bir şekilde ilerliyen grup- lar bile var... Onların beceriksizce, düşe kalka İlerleyişlerini pencereden eyredeh hoşsohbet bir misafirim: — Bunlar kiş olimpiyatlarına igti- rak eden kayak ekipimizden olacak- lar, diyor, maşallah ne kadar terak. ki etmişler. * Saat Uç buçuk... Bir otomobil için- de Hürriyettepesine doğru açılıyo- TUZ Tipi pek. şiddetli, buna rağmen Hürriyettepesine giden asfalt yol en j güneşli günlerden daha kalabalı! | sKnarlardaki arsalarda, genç bayan- İlar kayaklarile talim yapıyorlar.. KI zaklarİ. oynıyanların, didişenlerin sporcularımızın (1) hali pek tuhaf. 'Tepeye geldik... Abidenin hizasin- da... Fakat rüzgür ve tipi öyle müthiş ki buralara kadar gelmiye cesaret © denler olmamış, karlara gömülen © tomobilimiz müşkülâtla geri dönü - yor... Bu defa Maslağa doğru gidi - yoruz. Adetleri hiç te az olmıyan kayakçıs lar yollarım ortasında düşe, kalka İ- kendimi Sen Moriçte zannediyorum... Şoförümüz: — Yollar çok karlı, diyor. dönsek! — Aman, diyorum, biraz daha iler. esek... . Otomobilin camları buz içinde, € tesini görmek mümkün değil... Biraz daha ötede, hususi bir oto- mobil, karların içinde duruyor, Bizim şoförümüz, öteki şoförle ahbaplık € diyer: Ne olmuş. Hayrola... Ne olacak, tabii bir pan. Fırtına gehir içinde olduğu gibi değil... Pek müthiş. Otomobilin etrafma bir ta. kım op kılıklı insanlar büzülmü — Acaba bunlar ne bekleşiyorlar. — Her halde tipinin hafiflemesini. Daha ilerliyoruz... İleride yanlışlık- çeş ede İdir. lerliyor. Mecidiye köyünde değil de,! sasen tipinin şiddetinden bir adım Ö-| zun uzadıya görüşülen - « son mühim Istanbulda kor, genişçe yerleri böyle çamur deryam #eline getirir ve yolcular kar bataklıkları orasında | mesele, Sancağın resmi lisan meselesi (idi. Iki heyet, türkçenin yegâne res mi lisan olmasını kararlaştırarak her mesele üzerinde anlaşmışlardır. Ya- zn (bugün) anlaşma konsey tarafm- dan tetkik olunarak ve tasvip edilin ce kat'iyet kesbedecektir. Boston, “Amerika” 28 (TAN) — | Cenevrede görüşen "Turk ve Fransız İ heyetleri İskenderun Sancağında türk i yegâne resmi lisan olarak kabul n bir anlaşmaya vasi olmuşlar. Ankara müjdeyi heber olınca Ankara, 26 (Tan muhabirinden) — Hatay davamızın son şekli İmiş ve lehimize halledilmiş olması, Ankara- da ve Ankâralılar arasında en kısa bir zamanda yayılmıştır. Soğuğun tatessifır İl i bulduğu şu saatlerde | bile, caddelerde, heyecanımı kaybet miyen halk gruplarma tesadüf edili- yor. | Birçok yurtdaşlar, Ajanstan, “U- lus” tan, İstanbul gazeteleri muhabir lerinden telefonla büyük davanın al- son şekil üzerinde malümat isti- yorlar, Herkes, sevinç ve heyecan İ- Şindedir. Ihtilâfın halline takaddüm .. eden saatlerde z Paris, 28 (A.A) — Resmi bir tebii. İ ğe göre İskenderun Sancağma ait iti lâf şunlart derpiş etmektedir: İtilâfname, Suriyenin Sancak'ara. #isi üzerindeki otoritesini ilga etmek- | tedir. Maamafih Sancak, kat'! biride ri muhtariyete sahip olacaktır. Mil. İletler Cemiyeti tarafından tayin edi- lecek bir Fransız âli komiseri, mez. kür cemiyetin zamânmdan müstefit İolacak olan Sancak arazisinde kön- trol icra edecektir. Sancağın şimdiki arazi, statüsü, Fransa İle Türkiye ta rafmdan müştereken zamân altında bulundurulacaktır. Meskükât rejimi, posta, telgraf ve telefon idaresi.. ilâh münhasıran Suriye devletinin salâhi- yeti dairesine dahil olacaktır. Şam Parlâmentosu ile Sancağm Parlâmen tosu, aralarındaki münasebetleri biz- zat kendileri tanzim edeceklerdir. Su riye devletinin hudutları, Fransa, Türkiye ve Suriye arasmda akdedile- cek üç taraflı bir itilâf ile zamân altı ) na almacaktır. Münaztünfih olan yegâne nokta, li- sanlar meselesidir. Mületdaşları San. İ cak ahalisinin ekseriyetini teşkil et - mekte olan Türkiye, o münhasiran m karken büyük bir hayretle, mutedil |haddi hösahı yok... Kahkaha, hayki. ili yolun kenarma gidip karla örtü bir iklimi olan İstanbulda bu semtin | rısma içinde kusursuz giyinmiş kışİlen bir çukura tekerleklerini daldır. mış olan bir otomobil ve yanında & iyakta kaplan kürklü bir kadın duru. yör, Müthiş bir telâş içinde... Yanındaki bej mantolu bir delikan- hı, otomobili çukurdan çikarmıya uğ. İraşıyor. Biz de durduk. Bizim şoförle ve bizden biri otomobili zorla yerin- den doğrultmıya çabalıyor. Bu ara ben de, bayanı bizim otomobile da. vet ediyorum... Yoksa soğukta dona- İ Şimdi yanyana otomobildeyiz! — Nereden' geliyordunuz? diyo . İrum. ü Şöyle bir dolaşmıya çıkmıştım. İleride Alman çiftliği midir, nedir. İBir yerde birer konyak içtik.. Dö İ büşte bu başımıza geldi. — Oraları kalabalık mı? — Evet, dolu... Hem de yaya gel! migşler. Hayret ediyorum, acaba hdatl dönecekler... Hep kayaklarla eğlenip duruyorlar, Tıbkı Sen Moziç... — Biz de oraya gitsek diyorum. Fakat mümkün olmuyor. Şoförü- müzün gözü rorkmuş: z — Başımıza bir belâ gelmeden geri dönelim, diyor. Yollar bana tehlikeli geliyor , Ben de israr edemiyorum ve tam bir tipi içinde otomobille Şişliye dö. nüyoruz. & Türkçenin resmi ilsan olarak tanm » masını İstemektedir. Fransız heyeti, bu meselede kendi noktai nazarından vâzgeçmiyeceğini sarih surette İsyan etmektedir, Tahmin olunduğuna gö”e Milletler Cemiyeti Konseyinin, içtima devre İ sinden sonra mütahassıslardan mü. rekkep bir komisyon, Sancağm statii- kosunu ve kanunu esasisini tenzime memur edilecektir. İhtilâfin halli son safhaya geldiği sıralardo.... : Cenevre, 26 (A.A.) — Milletler Ce- miyeti saat 17 de toplanmak Üzere İç- timaa davet edilmiştir. İskenderun Sancağı ve Danzig serbest şehri me- İseleleri bu toplantıda müzakere edil miyecektir, Eğer Türk murahhas heyeti San- cakta tek resmi lisan olarak Türk M- İsanmın kabulü hakkındaki noktal na- zarında israr etmemiş olsa, anlaşma tam olacaktır. Bu sabah raportör Sandler de hazır olduğu halde, Türk ve Fransız murahhas hoyetleri arasın İda bir uzlaşma teşebbüsünde bulunul- muş, fakat bu teşebbüs şabah top- lantısında bir neticeye varmamıştır. Zira Türkler taleplerinde İsrar etmek« tedirler. Türkler, ikinci yardımcı lis san meselesinin Milletler Cemiyetinin Sancağa göndereceği bir komis; havale edilmesini teklif etmektedir - ler. Bu komisyon mahallen tetkikat- *â bulunarak İkinci bir lisana lüzum ölup olmadığı ve bu lüzumun ne de- recede bulunduğunu tetkik esdeektir, Fransiz heyeti İse lisan meselesinin muallakta kalmasını kabul etmemek- tedir. Fransız heyetinin noktai naza» rma göre, bu, Suriyeli ekseriyetin hoşuna gitmiyecek ve ayni zamanda Milletler Cemiyeti de bir okalliyetin kendi lisanmı bir arazi üzerinde ka bul ettirmesini anlıyamıyacaktır. . .. Fransız kabinesinde Paris, 26 (A.A.) — Bakanlar meo- Bsl, Türkiyeile anlaşmazlığın balli için yapılan ve çok iyi bir surette in- kişüf etmekte olan Cenevre müzake- relerinden malümat almıştır. Paris gateteleri ne diyorlar? Paris, 26 (A.A.) — Anadolu ajım- sınin hususi muhabiri bildiriyor: Ernuvel gazetesi dünkü başyazısm da Cenevrede Türk ve Fransız heyet leri arasında yapılmakta olan müza- kereler münasebetiyle şunları yazı » yor: “Fransanm menfaati Türkiye ile namuskâr bir anlaşmaya varmaktır. Birinci Fransuva Sultanla anlaşmak için Papadan İzin almadı. Soğuk kanlı ve siyasf olalım. Sancak yüzün- den Türk dostluğunu kaybetmeyi ak İliselim kabul etmez.” | Türk teklifi radikal hal tartıdır Paris, 26 (A.A.) — Anadolu ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor: Bütün gazeteler Cenevrede elde edilen prensip itilâfından dolayı mom nuniyet izhar etmektedir. Gazeteler, varılan bu neticeden do layı Delbös'u tebrik ve Edeni met hüsena eylemektedir . Petit Journal, “proje Av'taranın tasvibine bağlıdır. 'Tadile uğrayabilir” diyor. Le Journal da “Türk teklifi radiksi bir hal tarzıdır. “Yeni sistemde naza» ri Suriye vahdeti ile fili bir inkısa- min telifine çalışılıyor. Himayemis yerine Cemiyeti Akvam kontrolü geli yor. Kısacası yeni bir Danziz yara” tıyor” diyor. Umanite ve Eko dö Pari» gazetele ri de Türkiye ile teşriki mesaiye yol açan İtilâftan dolayı memnuniyetle" rini bildirmektedirler, Republik, Fransız - Suriye itilâfın- da ekalliyetlerin ihmal edilmesini ten kit ediyor. Cenevre müzakerelerine İ karşı takındığı kayıtsız vaziyetinde idolayı Sovyetler Birliğine çatıyor. Bu da bir Şam haberi Şam, 26 (A.A.) — Sancak hakkın İ daki Türk - Fransız anlamasına dair olan haber siyasi mahafilerde az çok ihltiyatla karşılanmıştır. Bu mahafil ler, Sancağın tamamen muhtar bi hale getirilmesinin Suriye menfaati rine aykırt olacağı kanaatindedirler” Bazı Üniversite talebesi bu sabah zahliretta bulunmuştur. Tezahilratçılardan Türkiye kons0" losluğuna doğru gitmekte olan ko * lun polis tarafindan önli kesilmiş Ve tezâhüratçılar dağıtılmıştır.