enn 25.1-987 TAN Gündelik gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi kirde, her şeyde temiz, d rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. Günün Meseleleri! Bizde kiminle görüşürseniz müte - hassıs lüzumundan bahseder. Fakat Mimarımız mimar, ressamımız res » Sam, ziraatçimiz ziraatçi, hekimimiz hekim, cerrahımız cerrah, hocamız Profesör istemez. O kendi vardır: Siz başkasma bakmız! » Şimdiye o kadar © gazetelerimizin| Güzel Sana'tlar Akademisindeki res) $im seviyesi ile meşgul olduğunu gö. rTüyor mu idiniz? Hayır, Gazeteleri - Müzi meşgul etmek için bir mütehas - 85 getirmeli idiniz. O zaman onlar Ağızlarına gelen demagojiyi üfürüp süfüreceklerdir Biz sergi seyireilerine gelince, £8- Be sadece bizde vasat bir resim sevi esi bile olmadığını bilmekteyiz. Bir ressam dostum : — Nasıl? diye bağırdı. BİZ nankör bir memlekette çalışıyoruz » — Affedersiniz benim sevgili dos. İm, dedim, Bunu bir romancı, daha doğrusu, belki bir sair söylese haklı olabilir, Türkçe gibi dar bir lisanda Ve Şiir anlamıyanlar arasında mah - Püs kaldığından şikâyet edebilir. Fakat siz? Sizler, ressamlar, mimar- lar, heykeltraslar, musikiciler, SİZ ler dinyanm an'amakta olduğu ci - hanşiimul bir dille konuşuyorsunuz. Biz nankörsek, lütfen kendinizi Bul garistan sınırlarından itibaren Ce - nup Amerikasma Kağar, kâinata ta. dıtmız, Herhalde bizden yerlimalı davası güzel san'atlara teşmil kai 5 mekliğimizi istemiyorsunuz. Yerli tarp gibi, yerli heykel! — Fatay m Bir imtihanda Sahtekârlık” Ankara, 24 (TAN — İki üç gün evvel Gazi Lisesinde Avrupaya tale. be gönderilmek Üzere Yapılan imti. handa bir hâdise olmuştur. Imtika ha girmek üzere müracaat eden Zi - rant enstitüsü talel.inden Gâsıl, kendi yerine Mülkiye Mektebi tale belerinden Rizayı imtihana sokmuş. tur. Imtihani N lamış ve ikisini de poli miştir, y yapan heyet hâdiseyi an iş ise teslim et —— Ziraatte Kalkınma Programımız Ankara, 24 (TAN muhabirinden) | — Ziraat Vekâleti kalkınma rn İl Mürm hazırlığına deve Ni il Bu programım büyük bir al #ootekmi ve hayvancılık SADASIN plân tamaml İk sahasında Konya ve Çukuruva Benişletilecek ve şar Yeniden üç hara kurul Vekâlete git ayEr ii ?oları genişletilecek VE lama b” kurulacaktır. Bu İS si Ankarada bir merkez © hususi kurulacak ve baytarlar İSİ e kurslar açılacaktır. BU iki lekette mevcut aygır #995 İçerisinde 3 misli artacaktır” Trakya ve Uzun yayladaki Me organizasyonları bül te teşmli edilecektir. BU Yaylâ ve Trakyadan bas yilin, Ankara, Sa İyarbekir, Urfa, Erzurur” Mmtakalarında bu çalışmalı” Ye ebemmiyet verilecektir. Sığırcılık için bu yıl mev, altı İnikikneles başka m ği Bat, Sevan, Kirsurum ve Bİ Ayüm, Saman, 40: 41 Yil an» Müş ve Diyariekirde yeni Di ” açılacak, hususi muhasebfi Ay haneleri takviye edilecektir. “| ca tay depoları da tesis edile” <aracabeY, > haraları bu yl x vilâyetlerinde lacgktr. polarının kad. tohum » yetiştir. pay cut olan ESKİ Meb'uslarda a N e olmuş? çok büyük bir V nm zuhür ettiğini gösteren bir telâş, küme küme toplan- tularda heyecanlı bir konuşma bali var. Merak sevkile top” lantılardan birinin arasına ben de girdim, biri yüksek sesile "Tevkif ha!,, diye ba: gırıyordu. u sesin geldiği tarafa doğru döndüm, Ahali Fırkasının ruhan da en düşük azası olan Şar- ki Karahisar Meb'usu Omer Feyzi- nin kara ve korkunç bir sima ile muhitine zehir ve ateş saçan bir- çok tehditlerini işittim. Etrafta dönüp dolaşan hâdise, meğer örfi divanıhap tarafından Dersim Meb'usu Lütfi Fikrinin celp ve tevkifine teşebbüs yolunda vaki bir muamele im Hakikaten Meb'usan Meclisi içti- ma halinde İken bir meb'usun tev- kifine teşebblis edilmesi “vaki ise” kanunu esasiye mugayir olduğunda şüphe yoktur. Bütün meb'usların gösterdikleri bu uyanıklık hareketi de yerindedir. Onun için harbiye nazırından Âcilen istizah yapılma- sı hakkında muhaliflerin o yazdık- ları takrir, başta Ahali Fırkası na- mma Gümülcene Meb'usu mahut Ismail ve Mütedil Hürriyetperver- ler Pirkasi ms da Amasya Meb'üsu Ismail Hikki Paşa tare?. Ian öllAnĞIKLAN SOPA MEV- zuun gâhirdeki ehemmiyetine meb- ni prensip itibarile Ekseriyet Fır. kasına mensup birtakım meb'uslar- da dn imzalamak arzusu uyanmış gibiydi. akat muhalefet liderleri te- gebbüslerine bir kat daha kuvvet vermek için daha evvel It tihat ve Terakki Pırkası Reisi İz- mir Meb'usu Seyit Beye müracaat” !e takriri gösterdiler, Seyit Bey, nefsine itimadı galip olanlara has bir tavır ve eda ile takriri yüksek sesle okumıya başladı. Yazılan ilk takrir aynen göyleydi: Meclisi Mebusan Riyaseti aliyesine “Bugün Dersim mebusu Lütfi Fikri Beyin divanıharbi örfi tara - fından celp ve tevkifine teşebbüs olunduğu ve meclisi mebusanın müçtemi bulunduğu bir zamanda böyle bir muamelenin Kanunu E - sasiyi iptal ve şekli hükümeti tağ- yire doğru atılmış sarih ve cüret - kâr bir hatve olduğu cihetle şimdi harbiye nazırının meclise daveti- le bütün müzakerata takdimen ve tacilen bir meşrutiyet meselesi 0- lan şu tecavüzün istizahını talep ederiz. © 22 Teşrinievvel 1327 Ss eyit Bey, takririn muhtevi- yatma vâkıf olunca, bir, ir- | kildi ve dedi ki: “Ben, ve frıkama mensup bütün arkadaşlarım bu tak riri imzalamıya amadeyiz, ancak akıl ve mantık icaplarına muvafık olarak yazılması lâzımdır. Görüyorum ki, bu takrirde imza sahipleri, Lütfi Fikri Beyin divanı harpçe celp ve tevkifi hakkında vu kutundan şikâyet edilen teşebbüse, nasıl muttali olduklarını tasrih et. memişlerdir. Bence muhakkak olan bir şey varsa, takriri imza ederler bu hu- susta bir tahkikat yaparak veya bir müşahedeye dayanarak Lütfi Fikri Beyin tevkifine teşebbüs o lunduğu kanaatine varmamışlar, belki hâdiseyi, mübalâğalı veya mübalâğasız bir anlatışla en tabif olarak kendini vak'anm kurbanı gösteren Lütfi Fikri Beyden öğ - renmişlerdir. Böyle olunca, takrirde Lütfi Fik- ri Beyin örfi divanıharpçe celp ve tevkifine teşebbüs olunduğundan bâhis olan fıkranın başına “kendi. sinden istihbar eylediğimiz veç le” diye bir ibare ilâve edilirse tak. rir mündericatı hakikati hale uy. gun olur. Bir de takrirde imzala. rı olan meb'us hoca efendilere so. rarım: Haberin srdka olduğu kadar kiz- be de ihtimali vardır, sahih ne. tice, ancak tah- kik ve istizahtan sonra anlaşılır. Halbuki sizin yazış tarzınız takrirde | istizah olan mevzii celn ve tevkif te. termektedir.., Bu çok canlı İtirazı Seyit den işiten muha» lifler, Sayit Be - yin böyle bir ilâ- ve ile takriri im, zalıyacağım an » layınca fazla münakişaya gir » medier, ve Seyit Beyin arzu ve teklifi dairesinde takrire Lou Fikri Beyin kendi- sinden istihbar eylediğimiz veçhi- le,, cümlesini derhal ilâvede tered- düt göstermediler. Böylelikle bütün muvafık ve mu- halif fırka reislerinin ve birçok meb'usların imzaların: taşıyan bu takrir riyaset makamma takdim olundu, Reye konularak ittifakla kabul edildi. Bundan sonra söz alan muhalif- ler, bir meşrutiyet meselesi olan bu tecavüzün bütün diğer işlere a- it müzakerala takdimen ve terci - han harbiye nazırı tarafından he- men mecliste izah edilmesini, ve harbiye nazırının meclise vürudü- ne kadar bilcümle müzakeratın da tatilini ısrarla İstediler, Bu talepte en ileri gidenler; Istanbul Meb'us- ları Kirkor Zehrap ve Kozmldi ile Ez (0140 Taksimden, Talimhanede Cemal Turgut imzasiyle yazılıyor; “. Şu, birkaç gündür, şiddetli soğuk ve devamlı kar bütün şehri altüst ediyor. Tramvayların geç gel- diğinden, yerine göre 10 - 30 dakika İlstasyonlarda beklenildiğinden sar - £mazar, kazaları tevlit eden bir ih - İtiyatarzlık görüyorum. Kış yüzün » den duraklarda durmıyan, dolü ol. duğu için müşteri almamıya gayret eden vatmanlardan başka, biletçiler 'de yeni bir âdet çıkardılar: Duraklar da sahanlığa çıkmadan, müşterinin inip bindiğine bakmadan zil çalıyor, arabaya hareket emri veriyorlar, Bu- nun nekadar tehlikeli ve mahzurlu bir lâğbalilik olduğunu tekrarlamı - ya lüzum yoktur. Bir iki gündenberi biletçinin görmiyerek çektiği zil yü- günden, basamaklardan kayarak di. Yen hayli yurttaş gördüm. Biletçiler, yolcuların selâmetle İnip binmelerini temin etmek vazifesile mükellef de- gil midir? Vatmanm keyfi hareketi, TAN BIR NAZIRIN SİYASi Kozmidi ve Boso M. Vebusanda ihanet fırtınası koparıvorlardı Üse: Vaktile Meb'usan Meclisinde çok muhteris hare- ket eden İston- bul (o Meb'usu Zehrap. Alf fa: Serfiçenin mahit Rum Meb'usu Boşo Serfiçenin meşur Rum Meb'usu Başo idi, ehrap ile Kozmidi; mademki Z takrir kabul edilmiştir ve takrirde, müzakerenin takdimen ve tercihan icrası istenmiştir; o halde mazırın vürudüne kadar bekliye, ceğiz, diğer İşlerin müzakeresini tatil edeceğiz. usan Meclisi, şerefini, kanunu esasi hükümlerini, muhafaza etmek istiyorsa cevabı bugün almadıkça buradan ayrılma malıdır, diyorlardı. Boşo ise: - Evet, harbiye nazırı bugün ge lecek ise gelir, izahatmı dinleriz, gelmiyecek ise söz söylemek faz- ladır. Burada yatacağız v8 bekli- yeceğiz, zira dışarı çıkmak belki benim için değil, fakat bazı arka- daşlar için tehlikelidir. Onun için burada kalacağız, bir yere gitmi - YUCU MEKTUPLARI B letçi er de Başladılar alâkadarların nazarı dikkatini celp etmenizi rica ederim., ». Mahalle Aralarındaki Mezarlıklar Eyüte, Akarçeşmede Salim imza - sile yazılan bir mektupta deniliyor ki: “— Eyüp bir kaza merkezi olmuş- itür. Burada oturanlar gayet haklı o- ilarak imar bekliyorlar, Bu imar, ta- rihi değeri olan eserleri &aldırmak suretile değil, bilâkis, onları tâhzim edip diğer noksanlar Üzerinde çalışı- larak yapılmalıdır . Muhitimizde, mahalle aralarında küçük küçük mezarlıklar vârdir. Bu mezarlıklarda uzun senelerin tesiri le düşmüş, yuvarlanmış taşlar görür sünüz. Bilyük boyda yabani otlarm yeşillendirdiği bü metrik küçük ar - salar birer mezarlık olmaktan çık » mış, bakımeız wesir, harap halle. rile göze çarpmıya 'baslemistir. Bu mezarlıklar, ya düzeltilmelidir, yahut biletçinin ihtiyataız zil çekişi yüzün- den vukus gelen kazalar Üzerinde daha münasip yerlere nakledilmeli « HATIRALARI yeceğiz, diye söyleniyordu. Hakiki büviyetleri malüm olan bu üç meb'usun o memleketimizin harp halinde bulunduğu O sıra - larda harbiye nazırı aleyhindeki nümayişli sözleri, sal taraf meb” usların sürekli alkışlarile karşıla- niyordu. i avanı eseftir ki ihtirasat ile Ş hakikati ne işitecek kulak, ne de görecek göz kalmıştı, Harp içinde bulunan devletin kuvvei as keriyesini idare ve temsil eden bir nazırı nahak yere maddeten © Ve manen iskat için en müsait bir zemini ellerine geçirmişlerdi. Hele Mahmut Şevket Paşanın istizah mevzuu Üzerinde tahkikat yapabilecek kadar kendisine vakit ve imkân bırakılmasını istiyen tez keresi okunduğu zaman mecliste | tekrar çıkan büyük gürültü ve nü- mayişlerin. ön safında gene bun- lar görülüyordu. Asıl garibi bu te. bir talebinin reddini reye koymak için yazdıkları takrirde esbabı mu- cibe olarak bir de “tehir talebinin vakayil hazırai harbiye Üzerinde tesiri muzırrından" bâhiş bir fık- ra mevcuttu, Halbuki vakayli harbiye üzerin- | de asıl muzır tesir yapacak şey, harp halinde bulunan devletin harbiye nazırı aleyhinde mücerret şeref ve haysiyetini kırmak kasti mahsusile yapılan bu istizah İdi. Ortada dönen birçok ve muhte- lif maksatlara körükörüne alet 0. lan bir sürü meb'uslarımız da hâ- lâ, ,bir meb'usun tevkifi teşebbü- #ü unvanı verilen bu propaganda arkasında, kanunu esasi ahkâmını ve meşrutiyeti muhafaza ediyoruz kanaatine düşmüşlerdi. dir. Bence düzeltilmesi, tanzimi en İyi çaredir. Fakat bü da para, tahsisat işidir. En yakın bir zamanda düzgün görmek istediğimiz bu küçük mezar: | ıkların imarı için esaslı tedbirler a »| lunmalıdır. Bundan bir müddet evvel, bu nevi mezarlıkların büyük mezarlıklara nak ledilerek boşalacak arsaların tanzim olunacağı söyleniyordu. Evkaf idare sile belediyeyi karşı karşıya alâka - dar edenbu işe bir hal formülü! bulmak zamanı gelmiştir artık. Ne dersiniz ?,, : . CEVAPLARIMIZ: Fatihte Şifahane sokakta 38 nu - marada Lâtfi Eyüboğluna: “— Anadolu tahvilleri hakkında mütaleanız doğrudur. Bu işi günü gününe takip ediyoruz. Ancak. sele Üzerinde henliz bir karar veril. miş değidir. Alinmenk haberleri bü- | &iliz müverrihinin eseri » —— | Tarihi Dedikodu | Ateşten Arzıhaj M ilâdi 1666 da bir İngiliz mi. verrihi yetişti, İnparatorluk —i tarihini Avcı Mehmet devrine kadar İ yazdı, Kitabı İngilizce olarak 1646 da basıldı, 1676 da da kitabın Fransizca tercümesi Amsterdame'da intişar et. ti. Fransızca nüshasının adı: Histoire Prösent de 1' Empire Ot , tomanedir. Rikayt isn e dikkate t vardır. ra hiçbir dilmez, değer bir çok malüs « Ve bu malüme kitabımızda tesadüf tarih . Meselâ, Rikavt, Yıldırım Beyazıt devrinden bahsederken der ki : “Yıldırım Beyazıt Veredik ve Ra- göze cümhuriyetleri ile kavga etti; galip geldi; alnan yerler geri veril diz İŞ bir haraç mukavelenamesi Te bitti. Fakat haraç, vergi, tazminat bir defaya mahsus olmadı, Venedikli. ler, Ragozeliler devamlı surette Yıl » dırım Beyazıta senelik bir vergi vep- meyi taahhiit ettiler ve pek çok sene, ler verdiler, Sebebi nedir? Bilir misk. niz Yıldırım Beyazıt devrinde, Vene « | dikte, kâhin, yani falcı bir papaz 7il- hur etti, Bu papaz yıldıza ve burca baktı. Türklerin ileride korkulacak bir kuvvete sahip olacaklarını, on - larla iyi geçinmeleri lâzehgeldiğini Venedik hükümetine tavsiye etti. Ve, nedikliler de daimi bir vergi vermeği kabul ettiler ve rahatlarını tenin e- derek ticaretleri İle meşgul oldular. Müyverrih Rikavt, birçok Türk ta - ; birlerini de ele almış ve bu tabirterin menşelerini göstermistir. Meselâ; Padişahların — sadrazamlara we için “Lâla,, dediklerinin e sebebini söyle anlatır: . “Padisahlardan birinin şehzade - Niğinde bir kilası vardı, Şehzade pa. dişah olduktan sonra bu ta da vezi- zam oldu. Fakat padişah eski âdeti. ni bozmadı. Sadrazamına Vila olarak hitap etmekte devam etti ve sadra « #amlara “lila, lik bundan geldi, Dilimizde bir de “levent, tabiri ardır. Rikavt bunun 4 der kiş Levent kelimesi Wvante'tan ge, lir. Osman — Türleri | denizelliğe başladıkları zaman bir çok şarkiı gemiciler kullandılar. Bu sarklı geri. ciler “Levunte,, lardı. Levante tabiri Bitgide “tevent,, oldu ve türlü türlü münalara geldi.,, . Rikavt âlim bir müstesrik İdi ve İngiliz krallığı İstanbul sefaretinin sır kâtibi idi, Memuriyeti esnasında, "Topkapı sarayı müstahdimlerinden Lehli bir Yahudiye tesadüf etti, Bu Yahudi Avcı Sultan Mehmet zama nında yapılan akınların birinde esir düşmüştü. Topkapı sarayma esir o- larak girmişti, Güzel fransızca bilir di, devletin bütün teşkilâtma vükıf. tı. Esaret zamanı on sekiz seneyi buldu. Saray tetkikatı ile öğrenmiş olduklarını Rikavta öğretti. Rikavtan tarihi mühim bir eser oldu. . Gelelim ateşten arzıhal vermek bahsine ; “Ben maslahatı devlet için başı < | ma hasır yakarım;, tabirinin mâna - sını Rikavt ta izafi eder ve bu mü « / nasebetle bir de vak'a anlatır. Vak'a şudur: “Avcınm saltanatı sırasında İstan- bul limanına on üç İngiliz gemisi gel. miş, Gemiler gayet kıymetli tüccar eşyasiyle doluymus, o Veziriâzamn hırs ve tamah damarları kabarmış, Her on üç geminin de eşyalarımı mi. sadereye kalkmış. İnçiliz kaptanları işe çare bulamamışlar, vezirlâzamı yapacağı müsadereden vazgeçireme- misler. Son bir çare olarak padişaha hali bildirmeğe karar vermişler. Padişa » ha hali bildirmek ise ancak başa hasır yakmakla olur. İngiliz kaptan. ları bu tehlikeli oyuna girişememiş - ler. Başa hasır yakacak yerde gem. lerin çanaklıklarına mangalar çıkar, mışlar. Mangallarda uzaktan görü - Dür alevli ateşler yakmışlar ve “pa dişah on üç geminin birden çannklı ğında ateş yandığını görünce elbette halimizi sordurur,, demişler. Veziriğ, zam, Sarayburnu önünde yatan ge - milerin ateş yaktıklarını duyunca ta, lâşa düşmüş. Haksız işin padişaha aksedeceğinden ürkerek hemen İngi. liz gemilerine haber göndermiş ve müsadere niyetinden © vazgeçtiğini tün tafsilâtile gazetemizde bulacak- ir bildirmiş... Abdürrahman Adil EREN