Hem suçlu, hem | davacı mahkemede ağlamağa başladı'ar “Bay Hâkim, Bari Müsadere Ed.len 227,5 kuruşumu verinizl, M eşhut suçlara bakan Sultanahmet Sulh Birinci Ce- za mahkemesi, dün akşam geç vakit bir yankesi- cilik davasına başladı. Davacı Selim isminde fakir bir kol Büyük bir tecssürle ağlıyarak davasını an- tukçu idi. Jattı: — Ben çoluk çocuk sahibi fakir bir adamım. Dün çarşıda ekmek para- #tom peşinde İdim. Bir aralık elimi cebime soktum. İçinde 205 kuruş bu- Yunan çantam çalmmıştı. Bu çocuklarımın ekmek parası idi, Ben döğün- miye, yolunmıya başladım. Çünkü akşam çocuklarım aç kalacaklardı. Benim feryadımı ve #rkmtımı işiten gene seyyar koltukçulardan Bayan Refet bana köşede kaçan köylü ergarası satan, #imdi huzurunuzda bulü- nan Şevketi gösterdi. Ben Şevkete doğru ilerledim. Yanma yaklaşırken © kaçmıya başladı. Ben paramm Şevket tarafından çalındığı kanaatinde - yim. Çalmasaydı, benden kaçmazdı. Şevket de derti:.. Şevket te mahkemede suçlu olurak bulunuyordu. Zabıt varakasma göre polis Şevketi yakalamış ve üstünde birçok kaçak cıgara bulmuştur. Bu suretle Şevketin suçu katmmerleşmiş- tir. Polis ayni zamanda Şevketin üstünde 227,5 kuruş te bulmuş © ve musadere etmiştir. Bu para da mah kemeye getirilmişti. Hâkim Reşit suçlu Şevkete: | Sahtekârlık işinde bir tevkif daha | Başkalarına sit gayrimenkulleri | Beşinci ve Yedinci Iera memurlarının Posta paketinder uçan bin lira Dün ağır ceza mahkemesinde bir ihtilâs davasma başlandı. Davanm mevkuf suçlusu Şile Sandıkemin gu hâkiminin iddianamesini okuttu, Mehmet Tüfekçinin tevkifini — İcap ettiren iddia şuydu: 18 bir bez torba içinde Uskildar Pa - ket Postanesi vasıtasile Istanbul Mu hasebe Müdürlüğüne te bin lira gön dermistir. Bu, muhtelif vergilerden Jtoplanan paradır. Para İstânbul Pa- | ket Postanesine gelmiş, buradan da Vilâyet . Muhasebeciliği Mutemedi Kadri almış. Torba Istanbul muha - sebesi veznesinde Muhasebe Müdü - rü Vahit, muhasebe 'mümeyyizi Tah- sin Ve mutemedi Kadri bulunduğu mühaberi tetkik edilince bu irsaliye. ye göre 16 tane elli Hralık ve 20 ta- ne de on liralık noksan çıkmıştır. Bu paraların yerine de bir tutam çizgili yazı kâğıdı konmuştur. Torbayı a - — Bak, sen bu zavallı adamm pa- rasimı çalmışsm, dedi, Şevket bu id- diayı şiddetle reddetti ve: — Bay hâkim, dedi. Ben onun pa- rasmı çalmadım. Çoluk çocuk sahi- biyim. Ben de ondan zengin bir a - dam değilim. Benim de çocuklarım bu akşam aç kalacaklar. Çünkü pa- ramı elimden aldılar. Ben Selimi gö- rünce kaçmadım. Köylü cıgarısı sa tıyordum. o Uzaktan bir polis gör - düm, onun için kaçtım. Sonri yaka- ladılar. Şimdi bir de kaçakçılık mah kemesine gideceğim, Benimi hiç 8u- gum yok... Allah aşkına şu benden alman paramı veriniz. Yoksa çocuk larım açlıktan ölecek; Davacı da suçlu da ağlıyorlor Bundan &onra şahitler dinlendi. Hâkim vicdani kanaati temin edecek sübut delilleri bulamadığı için Şev - ketin beraatine karar verdi, Bundan sonra davacı da, suclu da mahkemede ağlamıya başladılar, Da vacı: — Ah bay hâkim, bugün çocukla- rım aç kalacak. Paramı bu adam çalmıştı, beraat etti, diyor ve göğ - süne vuruyordu. Beraat eden suçlü da göyle yalvarıyordu: İkoydu. 225 kuruşunu Şevkete inde İetti. | vacı merdivenleri inerken bile kafa. mühürlerini ve imzalarını taklit edö- İrek satmıya çalışan şebekeden Agop ğe Kalonun evvelsi gün ikinci sorgu hâkimi Mahir tarafından tevkif edil diklerini yazmıştık. Sorgu o hâkimi tahkikatma devam etmiş ve dün de gene baska bir icra meselesinden mevkuf bulunan eski icra memurlarm dan Kadriyi istlevap etmiştir. Kad- rinin da bu İşte alâkası bulundufu anlaşılmış ve dün hakkında (o tevkif kararı verilmiştir. i —— a verdiniz. Şu benden müsadere edi. - | len 227,5 kuruşumu da veriniz. Ak: si takdirde ne eve gidecek tramvay| param, ne de çocuklarıma ekmek a lacak param Var. Kanma göre temyiz middetinden evvel paranm sahibine iadesine im - kân görülemiyordu. Fakat Şovketin ağlaması ve ısrarı | üzerine hâkim bir hesap yaptı. Ça lndığı iddia edilen para 205 kuruş-| tu, Halbuki Şevketin üstünden 227,5| kuruş çıkmıştı. 205 kuruşunu ala -| Şevket bu suretle ekmek para- sı aldığından memnundu. Fakat da sını yumrukluyor ve çocuklarına na- çan heyet, derhal bir zabıt varakası ile noksanı tesbit etmiştir. Bundan sonra paket muhteviyatı ile beraber Darphâneye gönderilerek hassas te- razide tartılmıştır. Beş yüz on gram Irk paket buradaki terazide 517 gram sinde tetkik edildiği gidi Istanbul tetkikten geçmiş, torbanm dikişinde İ ve mühüründe. hiçbir ikilem görülüsemişür. WMdlaname okunduktan sonra suç - bin lira koyduğunu ve bu paranm yolda veyahut muhasebede mutemet- ler tarafından açılarak alındığını ve j açılması lizımgelen torbanm vezne “ lodasında açıldığını, açılırken de mu- hasebeci Vâhidin bulunmadığını söy liyerek iddiayı reddetti. Bundan sonra, posta teslim memu ru Nesip, vilâyet muhasebe mümey- yizi Tahsin, muhasebe müdürü Vâhit dinlendiler. Şahitler, hâdiseyi oldu- ğu gibi anlattılar, Duruşma diğer gelmiştir. Paket Usküdar Postane “j Paket Postanesinden almırken © de| luya söz verildi. O, paketin içine Üç! — Iste bay hâkim, benim suçsuz olduğumu gördünüz, beraat kararı'dine soruyordu. “Bugün geleceğini bilmiyorduk ta, bir şey hazırl yamadık”” dedi, Muazzez: “Buna da lüzum yoktu, her şeyi bili. yor!” demek istiyerek tekrar annesine bükti. Yusuf gözlerini önüne dikmişti. Bir kaşık pilâv alı. yor, sonra dakikalarca elindeki kaşığı süzüyordu. Sofranın yanma, alçak bir iskemlenin üzerine ko- nan lâmba Muazzezin İnce ellerini sapsarı gösteri- yordu. Yusufun gözleri bunlara ilişince, içini bir kor- ku kapladı. Yavaşça başını kaldırarak Muazzeze baktı. Bakışları karşılaştı. Muazzezin yüzünü tatb, fakat yorgun bir gülümseme kapladı, Yusuf kaşığını önlü. ne birakarak: “Yarabbi şlikür!” dedi, Karşısmdakilerin her ikisi de azaplarınm sona er. mesi için bu işareti bekliyorlarmış gibi sür'atle kaşık- ları ellerinden atarak: “Yarabbi şükür!” dediler, e Zeytin mevsimine daha epeyce vakit vardr. Yusuf mahsulünü şimdiden satmak İçin kime başvurduysa, red cevabı aldı. Hiç kimse ağaçları ve üzerindeki mahsulü yakından görmeden bir alış verişe girmek istemiyordu. Muazzezin ve Yusufun satacak başka malları da yoktu. Babasınm bir zamanlar aldığı birkaç mü. cevher Şahindenin çekmecesinde kapalı duruyor ve ne Yusuf, ne de Muazzez bunu istemiye cesaret ede. miyordu.. Vaziyetleri ne kadar sıkışırsa sıkışsm, Şa- hinde We #leni bir münakaşaya meydan verecek böy“ le bir talep ikisinin de elinden gelmiyecekti. Yusuf bir arkadaşmdan bulduğu iki mecidiyeyi Muazzeze bırakarak tekrar köylere çıkmış ve on gün. denberi gelmemişti. Bu kırk kuruştan bir şey kal. madığı İçin Muazzez, Yusufun dönmesini Üzüntü sil ekmek temin edeceğini kendi ken İ şahitlerin çağırılması için başka güne bırakıldı. MEMLEKET KUMANI içinde bekliyor, fakat o geldikten sonra da vaziyetin düzelmiyeceğini düşünerek bu bekleyişine acı act gülüyordu. Şahinde ise eve akşamdan akşama uğruyor ve za- manını daha ziyade komşularda ve ahbaplarında ge. giriyordu. Kızıyla hemen hemen hiç konuşmuyor, onun süz- gün ve altları çürümüş gözlerle evin içinde bir ha- yalet gibi dolaşmasını çok bilmiş bakışlarla takip ediyordu. Şahindenin hal bir şey bekliyormuş hiasi- ni veriyordu. Hakikaten üşenmeden ve sabırla bekli. yor ve hiç acele etmiyordu. Elbet kızı inadını kıracak ve anasma gelip yalva- rasaktı, Şahindenin de istediği buydu. Bu evde ken. disine sorulmadan yapılan işlerin neticesi olan bu sıkmtılardan dolayı kendini asla mes'ul tutmuyor ve mes'ul olanlarm önâ gelip yalvaracakları günü bek. liyordu. *Yusutu aklına getirdiği bile yoktu. Fakat kızmı bu hayattan kurtarmak istiyeceği tabii id. Nasıl? Bunu hiç düşünmemişti, fakat herhalde bir kolayını bulacaktı, Bu evde ikinei plânda kalmaktan bikmiş, çocukla. rmm kendisine hiç ehemmiyet vermiyen tavırlarm- dan sinirlenir olmuştu: Bu sıkmtılı ve feci hallerin. de bile onların kendisine gelip danışmayı, hiç olmaz. 8s onunla beraber bir çâre düşünmeyi akıl edemeyiş, lerine büsbütün kızıyordu. Kendisi bu işin sonunun buraya varacağını çoktan söylemişti. Daha Yusuf bu eve getirildiği gin onun- TAN Mehmet Tüfekçi idi. Reis evvelâ sor! Mehmet Tüfekçi geçenlerde mühür halde açılmış ve içindeki irsaliye &l-| — - Davasında Yeni ive Son Safha Dün ağır cezada ihtilâs yaptıkları için tevkif edilen Fatih Noteri Şükrü İle başkâtibi Fevzi ve daktilosu Mü- nevverin muhakemelerine devam e- dildi. Vukuf heyetinin defterler üze- rinde yaptığı 58 liralık tekrer kul - lanılmış müstamel pul Taporu okun. du. Bu raporda müstamel pullarm birçoklarmn üzerinde Noter Şükrü « nün, bir kısmının üzerinde de baş - İkâtip Fevzinin imzası bulunduğu ve bu pullar beyaz deftere yapıstırıldığı halde kaldırılınca altlarmda O kırmı- İt çizgili kâğıtlardan çıkarıldığını gösteren izler bulunduğu bildiriliyor du. Noter Şükrü rapora va uzun izdhat verdi ve nihayet de- di ki: '— Bay rele, eğer bü pullarm As- tünde benim İmzum Varsa, bütün su- Şu üstüme almıya razıyım. yoktur.” Bundan sonra mahkeme Noter Şük | rünün huzurile vukuf heyeti tarafın den İkinci bir tetkik yapılması için muhakemeyi talik etti, ———— SEHIR FİYATRON DRAM KISM Bugün 20.30 da Ve 1620 da SÜRTÜK MULTURCAR. S0 şi Kuruş İtiraz etti Imzam | “ül ir” “jne bulduk, Darlilbedayi şöhret saç - Fatih Noterinin | Vasfi Rızanın Açtığı Dava Dün sabah Asliye Ikinci Ceza Mah kemesinde Şehir Tiyatrosu artistie - rinden Vasfi Rıza tarafından Mersin de çıkan (Yeni Mersir) gazetesi aley hine açılan hâkaret davasının Mer - sin mahkemesi tarafımdan gönderilen | istinabe kâğıtlarma göre bazı şahit- lerin ifadesi alındı. Şahitler arasında artist Behzat Hâki de-vardı. Dedi ki: Bu yaz turneye çıkmış, Mersi- ne gitmiştik. Orada tiyatro küçük | olduğu için gazetecilere yer verilme- mesini kararlaştırdık, Yeni Mersin gazetesinden tiyatro müdürü Rifata müracaat edilmiş, yer istenmiş. O da verilemiyeceğini söylemiş. Burun ü « zerine #leyhinde yazı yazmiş. Bundan sonra Mersin mahkeme - sinden gelen evrak okundu. Bunda Yeni Mersin gazetesinde (Ne umduk, mıştı.) baslıklı bir yazı bulunduğu anlaşılıyordu. Şehir Tiyatrosundan Sadi. Sam! de Jsahit olarak dinlendiler. Mahkeme, İsehadet kâğıtlarnm Mersin mahke İmesine gönderilmesine karar verdi. Evlenme Merhum Bay Sadullah kızı Mü - rüvvet Gürgün ile inhisarlar tütür! enstitüsü şefi İng. Ağr. Zeki Akko - yunlunun evlenme (merasimi, dün Caddebostarındaki evlerinde yapıl - mıştır. mu Genel Merkezince mecmuanm 15 inci sayısı'intişar * miştir, Kânunusani çıkmıştır. Mekinistler 10.1-937 — 23 Kadıköyünde Konser Kadıköy Halkevinden: Kadıköy Halkevi Sosyal Yar Şubesi menfaatine her sene oldi gibİ birçok fakir yurttaşlara yani maksadile Süreyya sinemasmda 7 simin en büyük konseri olmak G5 Münür Nurettin ve arkadaşları t8 fmdan 12/Ikincikânun/937 seli! şamı bir konser verilecektir. YENİ NEŞRİYAT ALTIN YAPRAK — Bafra Hel vi tarafından çikarılari bu aylık tür dergisinin 20 inci sayısı int etmiştir. YENİ ADAM — 158 inci sayi dolgun münderecatla çıkmıştır. Kaplıca Bilgileri — Doktor M Rıza R. Reman tarafmdan bu is eltmd Bursada sıhhi ve kiymetli ! kitap bastırılmıştır. Çocuk — Çocuk Esirgeme Kul gikarılan / Avcılık ve Atıcılık, Balıkçılık — tarihli 9 uncu (saf Havacılık ve Spor — 182 inci #83 #1 intişar eylemiştir. Deniz — Türk Ticaret Cemiyeti kaptan tarafınd neşredilen bu mecmuanın 19 uncu # yısı da çıkmışlır. Bugün 2 büytk film birden görmek için Mmmmmmmasi SUMER SiINEMASINA Eidiniz, FRANZİSKA GA AL'in bu senenin yegâne ŞEH!D TI“A*00SU Operet kism Mm Bu akşam l “m 20.30 da MN Ul ve | “ 9 1530 da | m LÜKÜS HAYAT “Altın Keleb:k HORTLA ıma, Pügün sast 11 de matine, Umumi dühüliye 35 Le mmm dehşet ve esrar filmi gösterilmektedir. (Fransızca) Filmini MELEK Seanslar MELEK: Kuyucaklı Yusuf Ge SABAHATTIN ALI ls birlikte bir felâketin de geleceğini sezmişti. Oğ - lan evvelâ velinimetinin kızına göz koymaktan işe başlamış, rahmetli de bunlara hep göz yummuş, hep müsaade etmişti. Ah, kabehatin çoğuda onda idi yat... “Nur içinde yatsm, kendini bu Yusufa pek kaptır- miştı!.., diye söyleniyor ve kendisinden çok Yusufa bağlanan kocasma adam akıllı kızıyordu. Yusufun gittiğinin onuncu ÜNÜ akşamı idi. Şa. binde aşağıda oturup bir entarisinin sökülen eteğini yamıyor, Muazzez yukarda yavaş Sesle şarkılar mi- rıldanarak mindere uzanmış yalıyordu. Kulakları kaç gündenberi sokaktaydı. Yusuf hiç bu kadar uzun müddet ondan Ayrılmış değildi. Onu müthiş göreceği geldiğini hissediyordu. Fakat akşam olduğu, yemek hazırlamak icap etti. ği aklina gelince yüzü buruştu. Boş sofranın başma, kendisine nisbet verir gibi alayci gözlerle bakan an- nesinin karşısına tekrar oturmak ona pek acı geldi. Bu kadma karşı son günlerde âdeta kine benziyen bisler duymıya başlamıştı. Artık ölse ona açılamaz, ona dert yanamaz sanıyordu. Aymi evde, yanyana ve biribirine tamamen yaban. ci olarak yaşamak feci bir şeydi. Halbuki bu yaban- Gi onun anasıydı. Bir aralık düşünceleri istikametini değiştirdi. Ana, sma bu kadar hücum etmekte, onu bu kadar haksız görmekte biraz ileri gitmiş olmaktan korktu. Öyle ya, kendisi Yusufu seviyor ve onun İçin her sıkmtıya tahammlll ediyordu, fakat hayatmda oldukça İyi Bugün TURK S'nemasında YILMAYAN ADAM PAUL MUNİ - “Ben bir Pranga kaçağıyımı, filminde. eü. Avt- anne 4 ke ierik içini Bu derece siddetle hareket etmemiştir. Erkek ve ka dm mücadelesinin, aşkm en canlı bir nümünesi - Her kadın onun için çıldırırken diğer bir kadm ondan kurtulmak için ölüyor. Bu kadar dehşetli ve meraklı film görülmemiştir. İlâveten: Ekler dünya haberleri, Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Gözlerin bugüne kadar görmediği, kulakların hiç duymadığı bir Sanat - Güzellik ve Deha âbidesi ZiGFEL #inemalarında görenler hayran kalıyorlar ve böyle bir filmin nasıl yapıldığını biribirine soruyorlar. DİKKAT: Filmin fevkalâde uzunluğu dolayısile bu programa hiç bir ilâve yoktur. 2.415. 630) . ve P da SAKARYA:2,15- 430-645 veda Bugün saat 11 de tenzilâtlı matin. BETTE DAVİS o Ask, İhtiras, Dehşet > Saria yapmamışlır » EİĞbİR YILDIZLAR KRALI ve SAKARYA Ez günler görmüş olan anasının şimdi hiç sebepsiz bu | Aüdar ımahrumiyete katlanması onu biraz kızdıra. i bitirdi. İ Sonra dertlerine anasının ortak oolmayışmda dâ bütün kabahat onda mıydı? Onu adam yerine koyup bir derdini söylemiş miydi? Hele Yusuf o soğuk | ve çatık kaşlı tavrıyla bu evde sanki bir de Şahinde yaşadığını bilmemezlikten geliyor, kat'i bir lüzum olmadıkça ona bir kelime ile olsun hitap etmiyordu. Halbuki bu kadın ne de olsa büyükleri ve anaları idi. Aralarmdaki buzun çözülmesi için ilk adımı çocuk ların atması lâzımdı. Yusuf gelince bunu söylemiye karar verdi. Bu erin Içindeki miaddi ve manevi sıkıntıyı bölüşecek bir İns sana muhtaçtı ve bu günlerce süren mutlak yalnızlık onu nerdeyse boğacaktı. Bu sırada merdivenlerde bir ayak sesi duydu. Bir. biseleri hışırdıyarak annesi geliyordu. Yüreği hoplt- dı: Mânasını anlamadığı bir heyecan duydu. Şahinde odaya girince Muazzez böpüpei doğruldu. Kadın; “Yat kızım, rahatma bak!,, diyerek onun yanın$ oturuverdi. Bir müddet konuşmadan bekleştiler. Sonra Ş$* hinde sükütu bozarak: “Kocan kaç gündür nerde kaldı ki?,, dedi. “Vallahi bilmem anneciğim! Ben de meruk etmiye | başladım!,, “Yok... Merak edecek bir şey değil, Onların işleri ” böyledir. Yalnız bu sefer biraz fazla uzadı!,, Muazzez cevap vermedi, Uzun bir süküttan sonr# Şahinde tekrar: “O kadar söylüyorum, benimle bir komşuya (b8€ gitmiyor, evde kapanıyorsun! Bu hep böyle devam ederse senin halin ne olur? Alimallah perüi olur (Arkas var)