9-1.9085 — TAN Gündelik gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN'ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her şeyde temiz, dü: rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. amma (sümün Meseleler Fikir mecmuası çıkarmak ne demektir? İlide bir bize tariz ederler: — Gazetenize ağırbaşlı, elddi fikir ve san'at yazıları koymuyorsunuz, İnsan gazetede yeni birşey öğrene miyor. Bu okuyuculara gazetenin kitap ve mecmua olmadığını anlatamazsı- hız, Anlıyanlar olursa onlarda mec mualardan şikâyet ederler. — Memlekette fikir (mecmuası yok ki! Mevcut mecmualar hep hal-| km aşağı hislerini olşıyacak neşri yat ile dolu. Bu beğbin, istemesi bitmiyen, fa- kat istediği (o yapıldıktan sonra da| okuyucu; iyi memnun olmıyan okuyucuya en “Yeni Ağam, sahibi tsmel| Cevabı Haj ıriyor. .2 1 Hakla Üniversite hocal ğmdan çekildikten sonra hayatmı mecmunsma hasreti. Üç senedir bu mecmuayı yaşatmak için ye fedakârlık kalmadı. Şimdi e “ dam,, dördüncü yaşıma girdi. ez Hakkı bu vesile ile bizde ik e mecmuası çıkarmanın ne öyle anlatıyor: er vey boş zamanında, Gö- nınız istediği Zaman, yine eaninız istediği bir mevzu& dair, bir ma- kale yazmak, orada fikrinizin a tını istediğiniz. gibi Pr gok eğlenceli bir şeydir!.. Onu ben da yaptım çok. Fakat bir fi- kir gâzetesi sahibi o olduğunuz var mı, yardımsız, sübvansiyon - suz bir fikir gaz Ni çıkardınız pak AYBEN üretti par Yunmadığı zaman çekili “erbet yı çektiniz mi hiç? Çocuğunuz gi- bi büyüttüğünüz bu temiz idi ve kültür eserinin sinema artist lerina süzülen gözler tarafından ejder görür gibi görüldüğünü gör. düğüm zaman çektiğim azabı çek- tiniz mi hiç? a Öyleyse bilemezsiniz siz: bir fi. kir Kaatbiğ çıkarmak nedir? Öy- layan anlıyamazsınıZ: dördüncü yılının ikinci nüshası için bu sa- tırları yazarken ne acı ve ne yor gunluk duyuyorum ben! Eğer be- nim İstirabımı anlamak istersen arkadaş, beni dinle demiyeceğim sana, benim yaşadığım dört yıllık szabın yalnız bir gününü yaşa, de- rim sana. “Bütün bu mücadele hâyatında bana en acı gelen $eY nedir, bilir misiniz? Kültür adamının kör ve muannlt alâkasızlığıdır- Bu kül tür adamı - sizin eski talebeniz, meslektaşlarınız. Sizi görünce ha- hattâ çok gariptir gazete nasil gi- diyor? sualini sorar, ve memleket te takdir yok, der» fakat asıl alâka $ız, habersiz ve menfi olan kendi ruhudur, Çünkü arkadaş. hoca, ls tat gazetesini çıktığı gündenberi bir Sara eline alip okumamıştır. Bu adam ne öğretmen. ne kültür direktörü, ne de kültür adamı o - lâmaz, Ilikırdı ebesinin biridir ot... Öğretmenlerin dillerini düzeltelim Yeni dil hareketinden sonra bizim öğretmenlerin dilleri çarpıldı. Doğru dürüst konuşup yazmasını Unuttu. lar. Onların unutması birşey değil, fakat çocuklarımızın dillerini ve ka falarını peltekleştiriyorlar. İste size bir misal: Ödemişte Türkçe öğretmeni Ham- di Akman adında çalıskan bir genç var. Köyelilük hareketi ve köylünün ka'kınması hakdanda kıymetli tet- kikler yapmakla meşgul, Bu Bene, tetkiklerini bir araya getirerek büro- şürler halinde neşrediyor. Bu büre- gi ü merak edip okumak istedim, mümkün değil, Eser şöyle başlıyor: “Türk tırımızı sorar, hemen daima: Vereme karsı seferberlik NASIL yapılmalıdır? Doktor Ferhan Yücer Y imi sene evveline kadar verem teda- visinde ancak veremlile- rin tecridi ve bazan da, birkaç talihliye isabet © den, sanatoryomda açık havada istirahatle iktifa ediliyordu. Bugün vere min ilmi sahada kazandı- gı müsbet fikirler ve yeni nazariyelerle ( gösterdiği inkişaf, inkâr edilemez. Halbuki bütün dünya is- tatistiklerine göz gezdiri- lecek olursa her sene ar- tarak ilerliyen verem vefi- yatı bilhassa mücadele sahasındaki organizasyo" nun kifayetsizliğinden ile- ri gelmektedir. 932 sene- sinde Fransada yapılan bir istatistiğe nazaran se nevi verem vefiyatının miktarı yüz doksan bini aşmaktadır. Umumi ölüm. derecesine olan nisbeti de yüzde yirmi! beşi geçiyor. Fransa gibi esaslı teşki- lâtlara malik olan bir memlekette umum ölüm yekünunun dörtte birini verem teşkil ederse mem” leketimizin veremden © lan zayiat miktarını daha yüksek tutmak zaruridir. Amerikalılar, oFransada Yaptıkları bir istatistiğe nazaran her 4 - 6 dakika- da bir kişinin veremden öldüğünü — göstermişler * ir, Verem mücadelesinde esas it. tihaz edilen unsurları araş. tirirken önce veremin ne şeklide Sirayet edip bir hastayı öldürdüğü DÜ kısaca tetkik etmek, sonrada bu Birayetin önüne geçebilmek İ- <İN çarelere tevessül etmek müca. delenin esasını teşkil eder. Vere. Min irsen intikal ettiği hakkında kat! deliller serdedebilmek İçin halen üzerinde uğraşılmakta oldu- ndan bugünkü mücadele esası, ancak hastalığın doğduktan sonra sirayet vasıtasiyle geçtiği »İ kabul etmiş ve o şekilde tedbir. ler almıya başlamıştır. “Profesör Grancher” bir yazı. smda veremli muhit içinde yaşıyan socuklar için şöyle diyordu: “Zaman gelecek ki, radikal teş- kilâtlar veremin eriterek soldür- duğu o hasta vücudun halen sağ. Im kalan tohumunu ondan ayi. racak, o çok küçüklere yeni bir hayat bahşedecektir." diyordu. rayette esas olacak biri- birinden ayrı iki şekil gös- terebiliriz: — la doludur, “Ömek psikolojisi, yetişkinler eği- timi Atatürk gençliğinin devrim Hlk küsüntin dilediği vasıflarla yaşama ME Daha ileri gidemedim ve eseri ka- Pamıya mecbur oldum. lerimizin dillerini çöze- lim, Onları bu kekeme halden kurta- devrimi nasıl başarılar.! Falım. I — Veremli hastaların muhi. tinde ve cemiyet içinde oynadıkla, rı rol. II — Veremli hasta hayvanların umumi sıhhat üzerinde oynadık. ları vol ve ibraz ettikelri tehli: ke. Bu esası çizdikten sonra mev. zuumuzu daha vazıh şematize 6. debilmek için mücadele taksimati- ni şu şekilde gösterebiliriz: 1 — Hastanın himayesi: A — Disponserler B — Senaforyomlar C — Verem hastaneleri feş- kilâtlarile kaimdir. 2 — Hata muhitindeki sağ- lom insanların himayesi ve dola- yısile cemiyet unsurlarının vika- yesi: A — Çocuk bakım evleri B — Maerif sıhhiye feşkilâı C — Propaganda cemiyet - leri ilâh. feşekk'ere ihtiyaç göstermektedir. 1 — Hastanın himayesi: Bu gi- bi hastalar daimi şekilde verem Düz iğne cü... baslarda. Dü vaziyette almacak tedbirler doğru: dan doğruya bizzat mikropla mü- cadâle demektir ki, verem mikro- bunun görüldüğü yerde imhası İ- le kaimdir; ve hastayı tedavi esası da buna İstinat etmektedir. Mikro. bun ürediği mahalli kuvvetlendirip üreyemiyecek bir hale getirmektir. Bu esasa yardım eden mücadele teekilâtmın başmda dispanserler gelmektedir. İspanser nedir, nerelerde a. Şılır ve nasıl olmalıdır? Verem yalicadelesini derin esas- Jar Üzerinde araştıran Profesör Kalmet, bu mücadelenin bütün ihtiyaçlarımı kavrıyabilecek dis - panserler teşkilâtmı düşünmüş ve ilk eserini de Lille şehrinde 1900 tarihinde vilcuda getirmişti. Bilâ- hare veremden milyonlarca kur. ban veren bütün meden! memle ketler bu esası kabulde tereddüt etmemişlerdir. Dispanser haddiza- tında bİr hastane demek değildir. Çünkü koğuşlarmda hasta yatıra- maz, halbuki yevmi konsültasyon» larında verem teşhisine medar ola- bilecek bugünün en asri vasrtalar- nı istimal ve tatbik suretiyle has- talığı en tez teşhis yapan, veremli- leri adım adım takip eden, elde mevcut vasıtalarla muhitini koru- ma çörelerini araştıran, hülâsa da- hili teşkilâtı İle ayrıca bir de hari. ci teşkilâta malik olan bir mües seseğir. ispanserlerin dahili teşkillt korlarını doktorları, hasta- bakıcıları ve muavin memurlari teşkil ederler. Harici teşkilât u- zuvlarmı da (infirmicres yisitenses) yani seyyar hastabakıcılar teşkil ederler. Bu süretle büyük bir hu. susiyet arzeden dispanserler: 1 — Verem mücadelesinde mer. kez vazifesini görürler, Hastalar evlerinde yahut hasta- ne veya sanatoryomlarda tadavi e- dilsinler, dispanserler hastaları st. kı sıkı takip vE icabı halinde onla. rm ihtiyaclarını teminle mükellef. türler, Binaenaleyh dispanserler hastalarma azami sühület göste. ren birer şefkat evi olmalıdırlar. 2 — Dispanserler hastanım vazi. TAN yetini kontrol için her şeyden ev. vel onları arayıp bulmakla mükek left'“ler. Bu, bulma keyfiyeti şu şeklide cereyan eder: Evvelâ sey- ki tara- yar hastabakıctlar hariç ma ameliyeleri vasttasile hastalık merkezlerinin araştırırlar. Dispan- gerlerin tedavi" “altında * bulunan hatalarda icabı halinde bunlara yardım ederler. , İkinci sekilde di. Zer hastalarda hariçteki doktorlar tarafından gönderilirler. Binaena- leyh mecburf ihbar keyfiyetinin bu hususta büyük bir ehemmiyet! vardır. Birçok memleketlerde bu mecburi ihbar şekli ancak ve sado. ce İstatistik tanzimine yardım İle iktifa etmiştir. Memleketimizde odispenserlerin adedi ihtiyacımızı kâfi dercecde çoğaldıkça Ümit ederiz ki bu ihbar keyfiyeti esas rolünü bihakkın ifa etmiş olsun 3 — Dispanserler hastalar nez. dinde hem tıbbi, hem içtima! me- dico - socinle anket o yapmakla mükelleftirler. Seyyar hastabakıcılar (İçtimai anketlerini aile efradı üzerinde ve ikametgâhları hakkında tıbbi an- Paşa türbesinin harap olmakta Ol duğuna dair yaptığımız neşriyat Ü- zerine merhumun mahdumundan & - sağıya dercettiğimiz mektubu aldık. Son aldığımız malümsta nazaran Osman Paşanm türbesini tamir et meyi bir kadirşinaslık vecibesi sayan Evkaf İdaresi bu işi üstüne alacak - tır. Bu karardan dolayı zaten imar fealiyetini memnuniyetle gördüğü müz Evkaf Idaresini takdir ederiz. “Babam Gazi Osman Paşanın şah- sın ve hatırasını tekrim vesilesile #usanlığın en yüksek duygularından olan kadirşinaslığı ikaza matuf yazı» larınızı minnetle ve şükranla oku dum, Kararında hata olmıyan mahke. msi zaman, babam hakkında hük- münü vermiş ve onu, mensup olduğu büyük ve şerefli milletin çok değerli bir hamaset ve fasilet abidesi olarak tarihe mal etmistir. Manevi mevki her türlü yıpranma ve eskimzden muaf ise de dünyada kalan son maddi hatırasını, yani mezarımı, harap olmaktan korumak OKUYUCU ME Gazi Osman Paşanın 71 ürbes. Pilevne kahramanı Gazi Osmanliçin sarfettiğimiz emek O mezarm | - hattâ Kubbesi üstündeki kurşunla. |, YA varınıya kadar. muhafazasına kında ve aile vefiyat: üzerinde ve halen içinde yaşadıkları sihhi şerait hakkmda yaparlar. Binaenaleyh bu hasta- bakıcıların ifa edecekleri hizmet. leri bakımından ehemmiyetlerinin derecesi pek aşikâr bir surette an. laşılabilir. 4 — Dispanserler ayni zamanda diğer hususi teşekküllerle beraber müşterek birer yardım evi, disip. lin evi ve lüzumu halinde birer te- mizlik evi olmalıdırlar, Binaena- leyh yukarıda zikrettiğim şu kısa malimatla kıymetli ellerin idare ettiği esaslı bir dispanser teşkil. tınm memleketimizde verem tahri, batına karşı koyabilecek en emin bir vasıta olduu hamlede na- zerâ carpar. Bu kadar faydalı hizmetler gören âlspanserlerin €- hemmivetlerini arttıran hususiyet lerden biri ve en basta geleni de masraflarınm azlığıdır. (Muharrir. bundan sonraki yazı- sında yina dispanserler; temas et. mekle beraber verem mücadele teşkilâtının diğer unsurlarını göz“ den geçirecektir.) K Tİ köfi gelemedi, Babamın mezarının günden güne harap olup bakılamamasından doğan tecesür ve Mstirabım sizin civanmer- dane yazınızla hafifledi, beni bir neb- se müfeselli ettiniz. Size şükran va sifemi ifa için bu birkaç satırı yazıp gönderiyorum.” Hüseyin Abdülkadir PİLEVNE . Adana Felâketzedelerinden Birinin Teşekkürü Adana seylâpzedelerinin maruz kal dığı acı faciaları düşünerek yardım. da bulunan şefkatli Ulu Önderimiz Atatürke ve kıymetli şeflerimize ve bu hususta .naddi yardımlarda bulu nanlarla kalben teesstirlerimize İşti- rak eden ulu milletimize tükenmez saygılarımı sunarım. a — Bugün de bu Makarna Doktoru Bazı insanlar vardır ki, ölüp gi- derler... Aradan seneler geçer. Gö- müldükleri mezar dümdüz olur., Sağ- ken oturdukları semt, sokak, ev or- tan kalkar. Nesilleri tükenir.. Mey- danda hiç bir izleri kalmaz, Öyle iken, günün birinde, bundan otuz, kırk yıl evvel ağızlarından çık- muş bir söz, bir nükte birdenbire ha- tıra gelir,, Ve o adam, o anda, o nük- te sayesinde canlanır, rahmetle yö dolunur. Bu kabilden olmak tzere, benim babamın eski ve kıymetli dostlarm- dan bir Şemsi Molla Bey vardı. Hem hekim, hem de hakim idi. Başında koca sarığı İle, o vaktin değerli etıb- basındandı. Kuleği hastanesinin ser- tabibi idi. Yaz, kış, Büyükadada otu- rurdu. Kafası, zekismı istiaba kâfi gelmi- yecek sanırdınız. Vakit vakit, o kes kin zekâ, kalm dudaklarından veck ze ve nükte halinde taşardı. Bir gün, kendisini ağır bir hasta nın yanma çağırmışlardı. Şemsi Mol a gitti, orada kendinden önce gelmiş Başka bir hekim ile karşılaştı. Molla bu meslektaşı evvelden tanıyor, o. mun çok âciz, cahil ve bu aciz ve celi» N nisbetinde iddialı, mağrur olduğu nu da biliyordu. Hastayı muayene edip etmediğini, ne teşhis koyduğunu, hangi iâçları tertip eylediğini sordu, ve gördü ki hepsi de yanlış, hepsi de boştur, Fe- na halde kızdı, adamcağızı eşek sü dan gelinciye kadar payladı ve kov- du. Fukat bununla da kalmadı; Oona bir de lâkap taktı: “Doktor kurus kıl, Zavallı adam, muhitte sür'atle 8 lem olan bu adi ölüneiye kadar taşı dı. Molla, neşeli zamanlarında onun ağzmdan komik reçeteler tertip eder, önline gelene yayardı. — Canım! Neye bu kadar takale © yorsun, fukaraya? Diyenlere det — Neye takılmıyayır? Herif tp doktoru değil, palavra doktorudur... Derdi, Bu sabah gazetelerde bir Meksi- kalı'nın, Los Angeles Üniversitesine müracaatla, makama © pişirmekte emsalsiz meharet sahibi olduğumu İleri sürertix, doktorluk tinvanı iste- / diğini okuyunca gayriihtiyari Şemsi İ Mollayı ve doktor “Kurusıkı,, yı ha- tırladım, ve her ikisine de rahmet © kudum. E. Ekrem - TALU Tahtadan ilâhlar BANİ Bunlar Malbar yefilerinin to. Adana Seylâpzedelerinden eşi | temleri yani mabutlarıdır. Malabar le dört yavrusu yok olan | Yerlileri bunlara taparlar. Bu tahta. belediye Mehmet Batur zabıta memuru (dan oyuncaklara ilişenlerin cezası & teşte yakılmaktır.