4-10.-936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde; herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. ge gi ye i Günün meseleleri | Antakya ve İskenderundâ İl e e a ki Cenuptan gelen telgraflar Ahtak . ya ve İskenderun halkı arasmtda bü- yük bir heyecan ve sabırsızlık ilkim sürdüğünü haber veriyor . Büriye - Fransa anlaşması, Cenev. re ve Paristeki müzakertler, Bürkiye matbuatınm — neşriyafi. Senelerden- beri derin bir sabır ve sükün e Tür- kiyeye kavuşmalarını! bekliyen San- cak halkımı haklı bir heyecana dü - gürebilir Fakat davalafindan emin olanlar hakikat tecelli ödinciye kadar sabret- mesini bilirlef. Büzüne kadar sabret- mesini biley Sancak halkı son gün- ” lerin hâdieleri içinde taşkmlık sayı- labilecek İieyecanlara kapılmamalı - dırlar » tskenderun ve Antakyada Türkün hakkı ergeç tanmacaktır. O güne| kadar sükütu bozmak, dahikle gürül- tü çıkarmak İsteyen tahrikâğçilar bu» lunabilir. Bu tahrikâta kapılmamak, ve hakkım teslimi gününe kadar va - kar ve sükün içinde sabretmesini bil- mek kizımdır « Bugün Antakya ve İskenderun Türklerine düşen milli vazife budır. di # Tek paraya doğru Bütün dünya döviz sıkıntısı içinde- dir, Döviz alamamak seyahatlere mâni oluyor, ticari hayatı felce uğra- tıyor. Milletler arasındaki normal münasebetleri tahammül edilmez bir bale götiriy. p N ik gi TUNCER ARAYI “ gördiği hir takım duyarlar var £* Kontenjanteman, klering, takas ve £ saire gibi. « Döviz güçlüğü ortadan kalktığı YUGOSLAVYA irk gazetecilerine Yugoslavyayı tanı mak için çok güzel bir fır- sat verildi. İyi düşünül - müş, tertip edilmiş bir programla bu güzel mem- leketi gezdik, gördük. Va kit vakit hepimiz gördük- lerimizi yazdık. Fakat bir de bütün bu ziyaretin bıraktığı umu - mi intiba var. Bunu en a- çık ve samimi bir yolda or taya koymağı vazife bili- yorum. Müttefik Yugos- lâvyayı olduğu gibi tanı- mak ve tanıtmak hepimiz için bir ihtiyaçtır. Bugünkü Yugoslavyanm hakiki yüzünü görmek en evvel Baş- 3 n şahsiyeti Ü- zerinde durmak lâzımüir. Başvekil Yugosl 1 doğru ve müsbet bir yolda yürlten siyaseti tek başma kurmamış, işletmemiştir. Kıymetli arkadaşlarının emeklerinden ve nü fuzundan çok istifade etmiştir. Fakat Başvekili bu gidişin en kü vetli bir mümessili ve çok iyi gö- rüşlü bir rehberi diye kabul etmek hata olmaz. ugoslavya Başvekili ile ü- Y zun züman bir arada kal- madık. Biz Belgrada vardığımız zaman kendisi Romanyaya hare- ket etmek üzere idi. Fakat en #ikı İşleri arasında bize bir saat vakit ayırdı .Bizi kırk k dest gibi kabul etti. Çok açık, çök sade ve samimi bir lisanla konuştu. Hepi- mize bir yakinlık hissi verdi Doktor Stoyadinoviç'i, o masası başında çok az gördük. Fakat on beş gün Yugoslavyanm her tara- rile tanıdık. Eser çok güzeldir. Uzak ve ya- km maziden bir unsur ayrılığını ve soğukkanlılığmı miras diye alan bir hükümetin tazyik, şiddet, gizli (| gün bütün bu engeller de yıkılacak ve 4 dünya azçok normal münasebetler) tesisine muvaffak olacaktır . Frangı altan esasından âyTılması, ( İngiltere, Fransa ve Amerika arasm- İ da müşterek bir kambiyo esası kabul | edilmesi, dünyada yeni mali anlaş-| 4 malara doğru atılmış bir adımdır. | Muhtelif mali merkezlerden tereş-| İ güh eden haberlere bakılırsa düny: İ tek paraya doğru gitmektedir. Er . geç Bal şehrinde beynelmilel banka- İ nm teklifi ile büyük bir mali kon - teras aktedilecektir. o Beynelmilel Bal bankası senelerdenberi Avrupa- İ ya tek para sistemini tavsiye etmek. İ tedir. Yani bütün dünya münasebet İ lerinde yalnız beynelmilel bir pararım kullanılması fikri ileri sürülmektedir. Frangın düşüsünden sonra bu fikir İ kuvvet kazanmıştır. Maliyeciler şim- İdi devletleri böyle bir konferans ak- tine kandırmakla O meşguldür. Bu konferans toplanırsa dünya için bir tek para kabulü ihtimali çok kuv - vetlidir » Tek para, döviz farklarını, borsa #pekülâsyonlarını, ticaret engellerini, | dar gümrük kayıtların Ve ticari muamele güçlüklerini ortadan kaldı. racak, dünyanm iktsadi gidişini hor. mal bir yola sokacaktır. . 'Asiler muvaffak olursa Asem... İspanyada âsiler muvaffak olursa dünya yeni bir tehlike karşısında kar | lacaktır. Âsilere yardım eden Al- man ve İtalyanlar İspanyada hâkim bir »ilfuz sahibi olacaklardır. İspan -| yanm faşizm eline geçmesi demek, Akdenizde faşizmin kuvvetlenmesi, Fransada faşistlerin şımarması de - mektir , İ İspanyada âsiler muvaffak olursa, Hahili harpte bitaraf kalmayı tercih *den demokrasiler cezalarını görecek erdir , N tahrikât siyasetini tem bir tasfi- yeye uğratması, sükün ve itidal yolunu tutması, halka tam bir a- henk ve emniyet içinde işiyle gü - cüyle uğraşmak imkânını vermesi en bariz bir kuvvet (alâmetidir. Hırvatistan ve diğer taraflarda bir kısım halkta hüküm süren müfrit duygular karşımda âcir ve kuv - vetsiz bir hükümet, mutlaka mü- vesvis ve tazyikli bir siyaset kul İanır ve memleketin havasını fen& halde böozardı. ügünkü Yugoslav hüküme- tinin bütün gayreti, siyasi havayı düzeltmek yolundadır. Bu- gün Hırvat müfritlerile karşı kar- #ıya konuşulamaz. Çünkü henüz if- t hâkimdir. Fakat suitefehhüm #isleri ve düne nit infialler - dikten sonra Stoyadinoviç mutla» Ka Sırplarla, Hırvatlarla, Sloven- lerle, Boşmaklarla müşterek bir Yugosalv bağı esası üzerine konuş mak ve sağlam ve emniyetli bir si. yasi bina kurmak İmkânı bula. caktır. Yugoslavyada yaşıyan un » surlar biribirine o kadar yakındır ki rehberler müşterek bir hüsnü- niyetle çalışacak olurlarsa menfi havanın dağılmaması mümkün de gildir. Böyle bir havanın devam et- mesi, hiçbir Yugoslavın menfaati» ne uymaz. Ancak hariçte Yugos- lavyanın kuvvetini — istemiyenler ayrdığın devamma taraftar olabi» İirler. Stoyadinoviç kabinesinin Hırva - tistanda ne kadar doğru bir İstika- mette çalıştığma en güzel delil, doktor Viktor Ruziç gibi bir ada- mı Hırvatistan (Ban), yanl umu- mİ vali yapmasıdır. (Hırvatistan Banı iyi bir Hırvattır, Fakat dar bir politika mesleğinden yetişme- miştir. Bir vapur şirketinin sahibi ve genel direktörü arfatile dünya- yı tanımış, her hâdiseyi en geniş tarafından görmeğe hazırlanmış» tır. Hırvatistanda sakin ve makul bir hava esmesini temin için bu Nedir ? Avrupanın Göbeğinde Bir İskandinav Memleketi Re- fah ve Terakkisine Var- mağa Namzet Bir Memle- ket Bizim İçin En Güveni- lecek Dost Yazan: A.Emin YALMAN Yugoslavya Başvekil; Dr. Stoyadinoviç kuvvetli ve samimitnSinden daha iyi vasıta olamazdı. Slovanyanın Banı doktor Marko Natlaçen de muhitinde kendini sev dirmiş, samimi ruklu bir Sloven dir, gü bir çok resimle. leri, hem de almanca yazılmış çok samimi bir mektup. Müdür, her neredense bi relm bulmüş vw ine Türkç mektubun k Mektupta yolluyorum. — Bizim ç şehrimizi ziyaretinizden do- ür ederiz, Asil, na- t terci- # mi ugoslav idare makinesi tam vr manasile £ Yugoslavdır. Muhtelif unsurlara me murlar bunun İçinde muşlardır. Nesiller Deri madi bir harici tazyik karşısında çarpışmış, azim ve kuvvet sup me hamur ol sahibi dünyanm si olan eski de bulunmu rla bir aray neticeler verr tir. Bugün Yugoslav idare maki- nesi, insana canatz usullere göre değil, canlı güyretlere doğru işler Dir makine hissi veriyor. Her'mö” murda hedef, masâ başındaki mu- ayyen miktarda İşi yapıp akşam evine gitmek değildir. Filân işi memlekete en faydalı bir sürette başarmak ve bunun için Jâz: lan bütün unun Avus- ayreti 4 i gayre Hırvatistan Banı Dr. Viktor Rüzviç tecilerin Susakı ziyaretleri nin ha- düğüm memur ruhunu dünyanm başka tarafmda görmedim. (Sw ok küçük bir misal sak) ta turizm bürosunun müdürü Vrignanin ile karşılaştık. Bu zat Susakta geçireceğimiz b kaç saat içinde bize rehberlik ede- cekti. Bu angarye nevinden vazi- feyi birkaç söz söylemek ve şehrin birkaç yerini göstermek sur başından atabilirdi. Halbuki çok sevdiği Susak şehrine ait sevgiyi ve bağı bize telkin etmek için 48 atleres Çırpmdı. Bize Susakı masi- siyle, gemici bir kasabanm hus #siyetini taşıyan kilisesile, nümune hastanesile, yeni orta mektebi ile villâsile, plâğile, oteliylâ, Hmaniy“ le komşu Fiyum şehrine olan mü* nasebetlerile tanıttı. Bu İş için tam hazırlık yapmış” tı. Memleketimizin işlerinden bilgi ve alâka ile bahsediyordu. Herbal- de son dakikada kitap (o karıştır miştı. Bu civarm “Türklerle ge# mişte ne kadar vak'ası varsa 6” berlemişti. Susakta Türkçe bilen i ve hususiyetlerini »İ, memurlarının böyle alâka işe sarılmalarma borçludur. ini sikretmek Yugoslavyanım matbuat mekaniz- masından bir sırası gelince bahse. deceğim. Doktor Lukoviç, bir Bazete gibi dakikası dakikasına iş- liyen bu koca mekanizmayı hayret, verici bir muvaffakiyetle idare et- mektedir. Seyahat esnasında bizimle be - raber dolaşan iki arkadaş vardır ki bust müdüriyeti (harici kisin: şefi Lukaceviç, diğeri olm- resmi Samoupraol muharrirlerin den Tokindir. Böyle uzayıp giden bir seyahatin angaryasını çekenle- Tin on beş günlük bir gün içinde bir sinirli, yorgun, küskün dakika- ları olur, Bu iki arkadaş seyahatin başından sonuna kadar güler yüz | Böstermişler, seyahatin bütüü zah. metlerini kendilerine zevk bilmiş- | lerdir. Her fırsat buldu : lerinden memleketleri tafsı- lât aldık. Adeta kendilerini bir ki- tap gibi okuduk. Biri Karadağlı idi, diğeri Macaristanda doğmuş bir Sırptı. Fakat Yugoslavya vata- nma olen bağları tam bir sevgi ve lerin biliyordu. Lâkırdı sırasında kendisine dim ki: — Hat banmm resmini elde edemedim. Derhal cevap verdi: — Adresinizi veriniz. Ben yetiş” tiririm. Doğumu bu valde çok inanma» dım. Adamcağız bin türlü işi için. de üstüne hiç vacip olmıyan bir an say de- —— isterfİn, bu şen, dünya görmüş ar. kadaş ta vazifesini zevk edinmiş, mükemmel memur tipini temsil e- diyordu , Yugoslavya bugün gidişte devam imkânını bulunca az zaman $on- ra Avrupa ortasında bir İskandi- navya memleketi manzarsı göste- recek, halkını refaha, yüksek aişet seviyesine £fak olacaktır. Yugoslavyada bizi tabil surette alâkadar eden mesele, Yugoslav- yanın Balkan ittihadma bağlılığı ve bize olan dostluğunun derecesi» dir. Yugoslavyaya sağdan, soldan aşk ilân edenler çoktur. Birkaç büyük memleket vardır ki Yugos lavyayı yedeklerine alıp sürükle meyi pek isterler. Fakat Yugos- a “mazinin derilerini pek iyi öğrenmiştir. Küçük Sırbistan ba san Avusturya, bazan Rusya siya» setine. âlet olduğu kara günler geçmiştir. Bugünkü O Yuguslavya mukadderatına hâkim olmak isti - yor. Büyük bir hükümetin arka. ürümenin zaruri neticesi. ni pek İyi biliyor. Bu yolda bir mü- nasebetle hor zaman küçük hükü. metin büyüğün arzu ve hevesleri- ns feda edilmesi yolunda netice vermiştir. Diğer taraftan küçlk bir hükü- met, d rasinda tek bir kavuşturmaya m aşına bocalam sellere kapılıp gitmek tehlikesine maruzdur, İşte bu hakikati Yugoslavyanın bugünü müvazeneli, aktı hükü meti ta: amıştır. Yu» » samimi İğer taraftan doğrudan doğ bize kargı ularda çok samimi Yugoslav. illerçe Türk idaresine dair kitaplar oku; ve dır. Bugünkü dost 0 derecededir larda mazide ası nasebetin bile İyi tarafla mak ve görmek mı tur, Şurasma şüphe yoktur ki bu- gün her millet evvelâ hasıl olmuş- kendinin, 5 | Tarihi Dedikodu. istanbulda Talebei Ülüm Tehlikesi İ Malümdur ki Abdülhamit hali'den, | kıyamdan korkardı. Günde bin bir / jurünl alır, hepsini de okurdu. Bu jur- alların bir kısmı mühimmi de talebe ulüm hakkında idi. On milyon liralık İstİKTAZ. hâdise i sinde Mahmut Nedim P9$ayı sadare- İtin Soğukçeşme kapısından kaçarak evine gitmesine, ve talebei ulünmun tâ İ Fatih, Süleymaniye, Beyazit medrese. İlerinden kalkarak cemmi #Afir halin. de Babiüliye yürümeleri, CSğNloğluna kadar inmeleri sebep olmuştu. İ Karimi Zade Neşet Mollâ .bu vaz. ayı bilir, Abdülhamidin VİMNİnden istifadeye yeltenirdi. Bir SİN Abdül. hamide verdiği bir curnsld? talebej ulümun Istanbulda pek mütekÜsit bir halde bulunduğunu, adetleri 90. bine baliğ olduğunu, Nenzu BiNÂNİ Teni bir kargaşalık vukuunda BÜYÜK roj oynıyabileceklerini yazdı; AbĞüm; din hiç uyumıyan vehim ve yesvenasi,, nl bir kat daha uyandırdı. ÜS Yar yakındı. Talebej ulümun cerre ŞikMaiç zamanı yaklaşmıştı. Abdülhamit ra de etti: “Cerre çıkacak her talebeye Hazinel Hassadan ikişer medidiY- cep harçlığı verilsin.,, dedi. 1 Hazine Hassa Nazırı AKOp X idi, Agop Paşa, Hazinel Hassan pılarını talebel ulüma açtı, Ati niyeden her hocaya ve hattâ e meze İkişer mecidiye ihsan edildi. ş Yekün ne çıksın beğenirsiniz? eme ZADiya | Istanbuldan taşraya giden hocala- İrım yekümu 2200.. Haydi bir yarısını da evvelce Kit” | mişlere ve İstanbulda kalmışlara çıka ralım: 8300. Abdilihamit müsterih oldu. Ve Kr rimi Zade Neşet Beyi saraydan utak- | taştırdı. İ Neşet Bey, Galatadn o Aleksiyadis hanmdaki yazıhanesine çekildi. Üryani Zade Cerül Molla, meclisi tetkikata şer'iye başkâtibi idi. Hüdise- (ve: Şu mısra söyledi: Hamdullah kim koğuldu babr devletten arar Mısram alt tarafı da var. O da müs teşar kömürcü Mustafa Efendinin ve- fatına telmihtir: Dürehi O kudırmağa ogi kömürcü müsteşar Abdurrahman Âdil EREN ekette, değişip terle beraber siyaset kleri olması da ber vakit bekle» Bu esas tabi görülmek Yugoslav dostluğu bize en en güvenilecek tur. Doktor Stoyadinoviç gi leket hükü- değişi) i menfaatini kav Yalnız şurası vardı lavyanın bizi anlamak, dostluğu İlerletmek hus daki samimi hareket ve erini biz de mukabelesiz bırakmamalı. yız. Dünyada dostluktan kıyme bir şey yoktur. Fakat her gı ğun Üzerine titremek, da toplamak, uğraşmak mutlak zımdır. ki Yuzom tanıtmak, dostlu. bartının bir Dergi Bartından gazetemize yazılıyor Mevsimin kışa boğazdan tahminen 2,5 mil açıkta yaklaşması üzerine, vapurların gece saat 22 Veya 24 te) “Bunun ön Bartına gelmesi ve Bartın yolcularmı| ması her zaman için tehlikeli va; (ler hazırlamaktadır. üne neye geçilmiyor? diye sorulunca alâkadarlar, “dere garye ile uğraşacak, resmi bula- cak bana gönderecek. Yugosalvyadan dönüşte mn Üzerinde bir mektup buldum: Sunak turizm bilrosu müdürün. den... İçinde, hem istediğim resim, hen Susakın pek masa» alâka üzerine dayanıyordu. işte gördüğümlz resmi ga- zete müdürü Mehmet Çi- ciçin ismini de göze çarpan Yugos- lav memurları arasında zikretmek çerisindi çk teneesiih motörlerine ermeni ar |“ “280 bir kasa da olsa ehamlyez tik tahammill edilemiyecek bir yay) YOK!» “EVA verirler ki, hiç doğ almıştır. Halkın bu husustaki mix. |: değildir. Deniz işletme müdüri madi şikâyetleri şimdiye kadar hıjç |“ bu İşe el atması bütün Bart anla ikkate alınmamıştı * ap |ları sevindirecektir. Böyle haddi on beşi geçmiyen tenezsüh mo |törlere yoleu w törlerine elli işinin doldurul. ufak mo- 'ermiyerek do; imasraya gitmelidir. uca A