a 1-9 - 936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde, herşeyde temiz, dürüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmaya çalışmaktır. | (Günün meseleleri| İlimle iv kyani Müstakbel idare unsurları Dünyanm haline ve gidişine bakan lar, bugün en rahat memleketin ve en mesut milletin Türkiyede olduğu- Du teslimde tereddüt etmezler, Şar- km uyuşmuş gibi görlinen âleminde Memiş derecede cezri ve çabuk olan bu inkrlâbm başarıcım Atatürkün &$siz bir varlık olduğunu, yalnız biz değil, bütün cihan teslim etmektedir. İspanyanın halini görenler, orada öteden beri kuvvetli bir şefin eksikli. ğinin bir milleti ne derin acılar, bir memleketi ne vahim tehlikelerle teh. dit ettiğini kolayca farkederler, ... Evvekki gün, Yıldıran gölgeli sart.| larmda, samimiyet ve tevazu içinde Mmezunlarma o diplomalarmı dağıtan Cümhuriyetimizin memlekete ilk Verdiği öz, esasa taallük eden mühim brensiplerden kaynak almıştır; bil. hassa memurlarımızda dürüstlük, hil kümete ve kanunlarına sonsuz bir sa dakati, halka karşı şefakatle mezee- den bir seriye doğmuştur. Fakat böy İs yenilik esebbüslerinde, birmec -| "mia olan Mükemmeliğin Mer TArAI- ni bir anda tatbike imkân yoktur. Yu | kanda anlattığım kıymetli ana pren- Nipler o biinyenin temeli ve çelik is. keletidir. Onun çiftçide, tücearda Zençte, memurda, velhasıl yaşama *ahasmda Üzerine vazife alan her! İerdin kalbinde yer ettiğini görmek İsyir, Uzun vadeli ve genç verimli Salışmalarin elde edilecek olan tefer- Ynt tekemmülleri, zaman ve İmkân Semberlerini azami zorlayarak inki - Mf görmektedir. Bizim, bilhassa ida. | Yİ ve mali mekanizmamez bilgi ve tek Biğin çek rol oynadığı Iki cepre ar - tatmektedir. . » : Evvelce de oldukça verimli bir mü Msesa olan Mülkiye mektebi, simdi Siynani Bilgiler Okulu namr altmda, heyeti, müfredat programı, ta- Umatname ve bütçe bakımlarmdan büyük terakkiler görmüş ve büsbü - tün yükseltici bir hava içinde çalış- ak için Ankarada muhteşem asri ve ık kültür ve teknik müessesesi ki sonra senede 60 - 70 ve bel- daha fazla mezun vererek, inkılâp Müresinin çarklarmın, her Türkün öz liği büyük sür'at ve mükemmeli - İetle, çevrilmesine yol açacaktır. A.N.P. Mama Muallim mektebi mezunları y Müzülim Mekteplerinden bu sene *zun olan gençler, münhal mual - iyi iklere tayin edilmektedir. Tayin 1 9n beş eylüle kadar nihayet bu aktar, a tanbul Maarif Müdürlüğü emri- ağ Du sene yirmiden fazla yeni mu» İM verilmiştir. Bu muallimler, İ ilk okullarla ekalliyet ve ee a mekteplerindeki münhal vazi - Te tayin olunacaktır Gümrük Vekilinin seyahati pa imrük ve İnhinarlar Vekili Ali 4 Tarhan, Anadoluda bir tetkik yn atine çıkmıştır. Vekil, muhte- kı, Yâyetleri gezecek, Gümrük ve hisar ida, hı relerin! teftiş ederek w| Mİ Vaziyeti incelevecektir. i ! İLE meki l —NE ıyı Ettin BuGÜN GELDİGINE. BUGÜNKÜ KADAR EĞLENDİĞİMİ HİÇ İBİLMİYORUM. O ( Gey i Bizim yaramazlar G Pey Uu Sovyet gizli emniyet teşkilâtı Ogpu nedir, nasıl hadiseler çalışır ? Rusyada son münasebetiyle ismi çok geçen bu teşkilâtın tarihi ve hakiki mahiyeti nedir? Bu yazı size busırrı ifşa edeceklir Imanyada Gestapo, İtalyada Orva ne i- se, Sovyet ilindeki Ogpu da odur. Yani bunlar rejimi iç - ten ve dıştan gelecek düş- man hücumuna karşı ko - rumak için vücude getiril- miş emniyet teşkilâtıdır. Bunların her üçü de ayni derecede gizli, ayni derece de kuvvetli, ayni derecede mühimdir. gpu'nun (Oomerkezi Moskovadaki Lub- yanko hapishanesidir. Bu radan Ogpu'nun yumru - ğu Sovyet ilinin her tara- fına yetiştiği gibi, hariçte Troçki ile beraber çalışan- ları da yakasından tutup Sovyet hudutları içine ge- tirir, Hiçbir rejim düşma- nı onun gözünden ve onun elinden kaçamaz. Oğpu Rusça “devlet si- yasi polisi,, tabirinin ilk harflerinden yapılmış bir kelimedir. Sovyetler keli - menin başındaki O harfini kaldırmışlar, bu suretle teşkilâtın ismi Gey - Pey Uu - Gpu kalmıştır. Gey - Pey - Mu ihtilâlin ilk gün- lerinde kurulmuş olan Çeka adın- daki siyasi polis teşkilâtmm bir devamıdır. İhtilâlden evvel çar zamanındaki siyasi polis teşkilâ- tmm adı Oka idi. İhtilâl olun. ca Okarna'ya mensup birçok me- murlar Çekaya iltihak etti. Çeka 1915 den sonra kuvvetlen« di. Bu tabir “kontr ihtilâlle kav. ga eden fevkalâde komisyon” a- dımın ilk kelimelerinden teşkil edilmiştir. O zamanlar için dıştan Sovyet İhtilâli düşman tehdidi al- tında idi. Çekn bu düşmanlarla çarpışmak üzere kurulmuştu. ... enin ihtilâle hiyanetin önü- ne geçecek bir vasıta İs- tiyordu. Naarl ki Fransız İhtilâ- linde Robesplere ihtilâli kurtar - mak igin “Selâmeti Amme Komi- tesi,, ihdas etmişse Lenin de Çe- kayı kurdu. Çeka ihtilâle karşı gelenler hak- kında insaf nedir bilmiyordu. O- nun gözünde fert yoktu, ihtilâl vardı. İhtilâli yıkmak istiyenleri insafsızca öldürdü. Ve ancak bu savede ihtilâle karsı gelenleri #üs- turdu. Ve dahilde asayişi temin etti. günlerde Çekanm başın. da Feliks Cercinski vardı. Bu adam Polonyalı bir şairdi. İdealist, temiz, kan dökmekten korkar bir adamdı: Doğruluğu ve ideali her şeyin Üstünde tutuyor du. Jakoben Terröristlerinin en zalimi Saint Just gibi düşmanlara karşı insafsızca bir harp açtı. İh- © Gill ve İstikbal pamina hiçbir iğe riliği, hiçbir kusuru, hiçbir yanlı" şı affetmedi. Çeka insanları mahkemesiz öldürüverirdi. Dahili harp bitince Çekanm da ilk işi bitmiş oldu. Bu defa Çeka ayni reis ve ayni memurlarla Og- pw'ya inkılâp etti, yalnız bu teş- kilât biri askeri, diğeri sivil ol - mak Üzere iki kısma ayrıldı. Og- pu adeta müstakil bir müessese- dir. Kendisine mahsus bütçesi, kendisine mahsus mahkemesi, hu- Susi telefon ve telgraf vesaiti var- dır. Dünyanın her tarafında me Gpu teşkilâtı reisi Gugori Yogoda murları bulunur. ... #keri görebilirsiniz. Fakat Ogpu hafiyelerini sayamaz- simız. Ogpunun 50.000 kişilik bir OKUYUCU MEKTUPLARI Antep bağcıları şikâyet ediyorlar Gazi Antep okuyucularımızdan Mustafa, Bekir Sıtkı, Hulüsi, Özkaya Yusuf, Fazıl, M. Ali, Mahmut, A. Hamdi, Hanefi, Rifat, M, S. Eren imzalarile aldığımız mektupta deni - liyor ki: “— Belediye, bizim bağlarımıza| bekçi tayin etti, bağcıyız. Kendi bağımızı bekleriz. Belediyenin bekçi ücreti çok fahiştir. Bağlarımız Bizler, ötedenberi kendimiz İda mahsul isler olsun, ister olmasın, bu ücreti vermek mecburiyetindeyiz. Bu bizi masrafa sokmak demektir, Bekçi kullanma hakkının yine eskisi gibi bizlere terkedilmesini rica ediyo TUK. Belediye, şehir için lüzumlu gördü- ğü her tedbiri alabilir. Gaye, sizin masraf etmeniz değil, bağ mıntakası nım asayişini selâmetle yürütmektir. Bununla beraber, tediyesinde güçlük çektiğiniz bekçi ücretinin daha mute dil ve kabili tesviye hir hadde indi - rilmesinin mümkün olduğunu umu - yoruz, Bu hususta belediyeye müra- caat yapmadıysanız, baş vurunuz. * Pansiyon kiraları Üniversite Hukuk Fakültesi ikinci sınıf talebelerinden M. Talât yazıyor “. İstanbulda asgari bir aylıkla geçinmeye calışıyorum. Ailemin gön tayin ettiği) derdiği paranın yarısını veriyorum. Gedikpaşa, Beyazıt, Kum kapi ve Nurlosmaniyede nekadar pansiyon varsa dolaştım. Bu pansi - yonların çoğu gizlidir. Kiraları ta - savvur edilemiyecek kadar ağırdır. Şimdi üç arkadaş, bir pansiyonun i- ki odasında oturuyoruz. İki odaya ne verdiğimizi tahmin edersiniz? Tam 80 lira, Bütün bir evin kirası 32 İra iken biz talebeyi boğurak iki oda için 30 lira alınması doğru mudur?.,, Belediye otel ve pansiyonlar için bir defter açmış ve aynca bir tarife | hazırlamıştır. Her otel ve müseccel pansiyon bu tarifeye tâbidir. Şimdi oturduğunuz evin mtiseccel bir pansi yon olmadığını ve hakikaten dediği- niz gibi müthiş bir ihtikâr yapıldığı anlaşılıyor. Şimdi yürüyeceğiniz ol kolay: Miç bir kimse müsaadesiz pan siyon açamaz. Binaenaleyh, polise müracaat edip vaziyeti anlatmız. Tü ki, oturduğunuz evin açıkgöz kiracısı pansiyon tarifesini kabul ve tatbik mecburiyetinde kalsm. # Bir şikâyet hakkmda Adapazarından K, Gergi, M. Ali, İlyas, C, Küpler imzalarile bize mek- tup gönderen okuyucularımıza : “— Mektubunuzu tetkik ettik, Ha- pansiyona | Okunur) teşkilâtı o vardır. e Hudutlardaki kurşuni kalpaklı bekçilerle, kır - mızı kasketli şimendifer muhafız- ları da onlara dahildir. Geçen yıl Ogpu yeni o bir isti- hale geçirdi. Bu teşkilât resmen dağıtıldı, vazifesi dahiliye komi- serliğine devredildi. Fakat Kiro- fun katli hâdisesinden sonra bu teşkilâtı tamamen ortadan kaldır. mak mümkün olamazdı. Nitekini bu defa Troçkistleri tevkif ve ta- kip hususunda ayni teşkilâtın fa- aliyetine şahit oluyoruz. * imdi Ogpu'nun binasın- da Grigori Yagoda var dır. Bu adam Lubyanka ha- pishanesindeki dairesinde o - turur ve bütün teşkilâtı ora- dan idare eder. Telefon ahi- zesini eline alarak bir düğ meye basınca, memleketin en mühim 24 merkezile birden temasa geçebilir. Onun tele- fonla o konuştuklarını kimse dinliyemez. Çünkü hatları yalnız o Ogpuya mah- sustur. Ve Ogpu memurları - nın muhafazası altındadır. Fa- kat Yagoda her muhabereyi dinliyebilir. Bu muhabere is- ter iki basit vatandaş, ister iki devlet adamı arasında ce- reyan elsin. Hususi muhabe- yanındaki odaya geçer, oraya bağlanmış olan telefon merke- zi vasıtasile herkesi dinliyebi- lir. Ozpu merkezinin hem alan, hem de veren telsiz tesisatı vardır. Mer- kezin karşısında hapishane binası bulunuyor. Ozpu tevkif ettiği kimseleri buraya hapseder, bura- da muhakeme eder ve kararını burada verir. kikaten gemacak vaziyet... Ancak, hakkında şikâyette bulunduğunuz a- damdan alacağınız varsa onun men sup olduğu vekâlete ve Adliyeye mü racaat ediniz, Göreceksiniz ki, gele - cek olan müfettişi umumi, işi kolayca halledecek ve sizi bugünkü müşkül vaziyetten kurtaracaktır.,, » Manisanın lise ihtiyacı Manisada, İzmir caddesinde genç - lik sokağında 3 numarada Hayri Alp imzasile: “— Şehrimizin büyük bir ihtiyacı var; Lise, Mekteplerden mezun olan yüzlerce genç, burada lise olmaması yüzünden müşkül vaziyetlere düşü - yor. Zengin olanlar İzmirde, İstan- bulda okuyabiliyorlar. Fakat, birçok güzide zekâlar da zaruret yüzünden heder oluyor. Lise açılmasını dörtgöz le bekliyoruz... Biliyorsunuz ki, Maarif Vekâleti, geçen sene İlse açılacak olan şehirle- ri tensip etti, Vekâletin plânma göre bu sene icap eden yerlerde liseler ku- rulacaktır. Çok temenni olunur ki, bu listede Manisanm da İsmi bulun - sun, Maamafih, bir defa Maarif Ve. kâletine müracaat ediniz. Taksi ücretleri Arnavutköyünde Ferit Demirkan amaaa (erin Dedikodu) Üç mümtaz sadrazam ve Fuat Paşa Sultan Aziz devrinde üç mümtaz İ sadrâzam vardı. Biri Ali Paşa, ikin- cisi Fuat Paşa, üçüncüsü de Müter- cim Rüştü Paşa idi, Ali Paşa Mısırçarşılı Ali Riza Efen dinin oğlu idi; fakat etvarile, evzai- / le, zihniyetile-Lörd Bikosfildin naza- İrt takdirini celbetmişti. İspanya Kra- | Mçesi Elizabete bir koca bulunmak lâ mmgeldiği zaman Lord Bikonsfilt, bir Hânedan zade tavsiye etmiş. Tavsiye ettiği Prensi meth için de: “Londra ve Paris siyasi mahfellerin de gördüğünüz Ali Efendicik yok mu? İ İşte benim Kraliçeye koca olmak ü- zere tavsiye ettiğim Prens ruhen, ak- len, cismen Ali Efendiye benzer!” diyerek Ali Paşayı daha gençliğinde İ takdir eylemiş. e Mütercim Mehmet Rüştü Paşz, İ Ayandozluydu. Küçük yasmda İstan- | bula gelmişti. Babası Tophanede yer İleşmiş, oğlunu askere yazdırmıştı. ütereim Rüştü Paşa askerlikte terak ki ederek Tarabya karakoluna tayin olundu. Tarabyada hoca tutarak fran İ sızcayı mükemmel öğrendi. Babı Se- | raskeride mütercim oldu. Birçok as- kert eserler tercüme etti. Nihayet te- rakki ede ede Sadrazam oldu. Fuat Paşa Keçeci zade İzzet Molla nm mahdumudur. Cerrah iken sevki kaderle diplomat oldu. Yüzbaştlıkla Trabluagarbe giden Fust Efendi Babili tercüme odasma memur edil di, Tercüman divanı bümayunluk, Se raskerlik, Sadrazamirk etti Bir gin sohbet esnasında Sultan Aziz Fuat Paşaya dedi ki: “— Benim zamanımda üç vezir yetişti. Biri Ali Paşa idi, biri Mütercim Rüştü Paşa. bir de sensin, Üçünüz de mümlaz « damlarsınız. Fakat aranızda farklar vardır. Hasletleriniz, ze. kâlarınız hep biribirinize uymaz. Bana bir temsil yap ki o temsil. de üçünüz arasında olan farklar da temayüz etsin.” Fuat Paşa tereddüt etmiyerek he- men cevap verdi: “— Orduyu hümayununuzu sefere çıkmış farz buyurunuz. Seferde or - dunun düşman” kuvvei külliyesile çar pışması lâzımgeldiğini tasavvur edi » niz, Fakat Orduyu Hümayununuz ile düşman ordusu arasında bir göl var. Eğer bu sirada orduyu hümayununu zun başımda Ali Paşa kulunuz bulu- İ nursa, oturur, evvelâ mühendisleri davet eder, Mühendislere gölü mesa» ha ettirir. e Köprü yapılacak yerin boyunu, suyun derinliğini ölçtürür, Sonra da tüccarları davet eder, Lâ- zam olan taşı kırdırır, ormandan â- ğaçları kestirir, gölün başmda durup mükemmel bir köprü kurar, sskerini salimen bu köprüden geçirir. Bir ne- ferin burnu kanamaz, Eğer bu mevzide Orduyu Hüma » yununuzun başımda Mütercim Rüştü Paşa bulunsa, gölün kenarına #ecca- deleri kurdurur, abdestini alır, o iki İyekât namaz kldıktan sonra ellerini açar: Yarabbi!.. Şu gölün üzerine bir köprü kur da askerimi geçireyim. diyerek Allaha niyaz ve intizar eder, Fakat, askerin başında ben Fuat kulunuz bulunursam: “— Ağkerler! Soyunün, şu göle bir atılın! Yüze yüze karşıya geçin?” Kumandasmı verir, kendim de s0- yunup suya atılır, yüzmeğe başlarım. Tevfiki Hüda yar olursa yüzerek karşıya geçerim, Yüzmeğe takatim yetmezse batar kalırım... İ Abdurrahman Âdil EREN imzasile yazılıyor: “ — Bir gün, çabuk bir işim vardr. Karaköyden bir taksi ile Arnavutkö- yüne geldim. Taksimize 140 kuruş yazmıştı, Verdim. Ertesi günü tekrar bir otomobil lâzım oldu. Fakat bu 0- tomobil 140 kuruş yerine 235 yaz - mıştı, Bu, nasıl olur?.,, İlk defa garip gibi görünen bu he- sap belki sizi kızdırmıştır. Fakat hak sızsınız, Küçük taksiler, 26 kuruşla başlıyarak beher kilometrede 2 kurus yazar, Halbuki büyük otomobiller be her kilometrede 3 kuruş kaydederler. Antreleri 40 kuruştur, Şu halde Ikin- ci bindiğiniz araba, büyük bir taksi- dir. Maamafih, bir şikâyetiniz varsa, seyrüsefer başmemurluğuna müra - enat etinelisiniz.