Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
PAZAR TAN EVİ !ıtanbırıli—Ankarı caddesi Bugün 6 TELEFON : 24318, 24319, 24310. b TELGRAF : TAN, İSTANBUL Altıncı ve yedinci sayfalarda EYLÜL İKİNCİ YIL — No. 498 İngilt tarihind iml intibal, KAr 5 KURUSŞ giltere tarihinden resimler, intıbalar BAŞMUHARRİRİ: AHMET EMİN YALMAN çe A Sulh ö Misafirimiz yolunun yolcuları » ki gündür İstanbul, sevinç- ı ten: heyecandan — uğuldu- yor. Mühim tarihi günler yaşa- dığımızın işaret ve alâmetlerini şehrin her köşesinde, her vatan” bü akşam ayrılıyorlar Trene Çekmeceden binmesi muhtemel Üç gündenberi Türkiyenin her köşesini sarmış, her tarafa ya- yılmıştır. Dünyanın dörtte birinden fazlasma hüküm süren Büyük Bri- tanya İmparatorluğunun büyük rei- Sini aramızda görmekteki şerefi, e- hemmiyeti kavramıyan — vatandaş yoktur. H iç şüphesiz dün memleketin her tarafında yaşıyan vatan- daşlarım hayali bir sinema şiridi gibi İşlemiştir. Sekizinci Edvard ile Sev- gili Önderimiz arasındaki görüşmeyi her Türk vatandaşı hayalen çok ya- km ve canlı bir alâka ile takip etmiş- tir. , Henüz buluşan iki devlet reisi ara- sında dikkate değer bir — benzerlik Vardır. O da her ikisinin her nevi ih- tişamdan, sun'i vaziyetlerden — nef- ret etmeleri ve herkes gibi olmayı, halkm ruhuna yakım kalmayı en bü- Yük gaye ve zevk bilmeleridir. Bu büyük meziyetin başlıca esası, hiç şüphesiz her iki devlet reisindeki $ahsi sadelik sevgisi ve ruh temizlik Ve samimiyetidir. Fakat bu nokta, yegâne saiki teş- kil etmez. Dünyanm hangi devrinde Olursa olsun, mütearrız ve müteca- Yiz bir askeri kuvveti temsil edenler, tun'i vasıtalarla şevk ve heyecan top- lamıya, roller oynamıya, kendi ken- y YA Gd görünmeye tabif olarak mexl_e_t_ığ'yf lerdir. Büyük misafirimizde ve kiy- Metli önderimizde gördüğümüz yük- tek, insanca meziyetlere, ancak — sa- Mimi surette sulhçu tam manasile halka yakm, her işte memleket men- fRati ve düşüncelerinden mülhem Muhitlerde tesadüf edilebilir. Bu yol- da bir samimiyet, ancak -sulh ideal- İerile ve hakiki mânada demokrasi beraber yürüyebilir. İngiltere ile benzerlikler ilhakika iki devlet reisinin in- sanca meziyetlerindeki ben- Perlik gibi, iki memleketin bu saha- ardaki emellerinde, menfaatlerinde te sıkı benzerlikler vardır. Şimalf Avrup en garbindeki t'llğilt:ısı'e ile Cenubi Avrupanm en farkmda ve Cenubi Asyanın en gar- binde buluman Türkiye - biribirlerine fok yakmdırlar. Tam sulhçü İskandinavya memle- htleı-i ,Hollanda ile İsviçre ve Bal- ka»'l komşularmız istisna edilirse Av- P“Danm her tarafında Kara veya Kı- sınıf menfaatlerini ve zümre gö- 'üslerini temisil eder hükümetler var- * İngiltere ile Türkiye, sulh gaye- Vdi, sakin inkişaf ve tekâmül emelle- hhî, tam halk sevgisini ve ancak u- lümi menfaate göre hareket endişe- a"î en bariz surette temsil eden iki “rupa memleketidir. Sulh yolunun bu ikisinden daha sa- :'ünî_ daha ateşli yolcuları yoktur. Nb:h yolu üzerinde karşı karşıya gel- lerinden ve biribirlerini yakından '*h k ihtiyatmı duymalarından ı%: tabil birşey olamaz. Hiç şüphe | Dünkü görüşme Aalı Vi Yyiz ik iki devlet reisi arasında husule gelen şahsi tanışıklık, iki şlâullekel:in biribirlerini daha yakm- İK tanrması ve sulh yolunda daha ! bir iş beraberliği yapması arzu 'htiyacmı doğuracaktır. Temsil ettiğimiz kıymet üyük Britanya dünyanın dört- te birine ve 450 milyon teba- y Malik bir memlekettir. Bizim bu- Vx Yalnız on yedi milyon nüfusumuz llye'nl" akat bize benzer gayeler bes- q“qh Memleketlerle sülh yolunda yol- l“*ıı k ederken, arazimizin ve nüfu- kuyl:lzun delâlet edebileceğinden çok .*Piı_k bir kuvvet ve kıymet temsil e- (Arkası 38 ncüse) Ahmet Emin YALMAN :f.“'â'..YÜZüDde okumak. müm- necip misafiri bulunan İngil- ündür. z aa i N tere Kralı Sekizinci Edvard buıBu aü ğ ıaı îııfe-dalî:m -ıısuî;: bu akş memleketimizden y y bi ayrılacaktır. Majeste Kral Sirkeci istasyonundan, Cüm- hurriyaseti trenine binecek- ler, Viyanaya azimet buyura caklardır. Kral Viyanada da bir kaç gün kalarak Paris ta- rikile İngiltere payitahtına gideceklerdir. Büyük misafi- rimiz bugün akşam yemeğini Büyük Şefimiz Atatürkle be- raber yiyecekler ve saat 23 te trenle hareket edeceklerdir. Misafirimiz bugünkü de- niz yarışlarını seyrettikten sonra, ağlebi ihtimal Florya- daki deniz evini ziyaret ede- ceklerdir. Bu takdirde akşam yemeğini deniz evinde yeme- leri ve hususi trene Kiı'çı'x:k- cekmece istasyonundan bir- | meleri muhtemeldir. Aziz mi- safirimiz hareketlerinde Şef Atatürk tarafından uğurla- nacaklardır. J Misafirimiz dün tetkik ve gezintiler vaptılar AAA ll aü Sultanahmede gittiler, ezan dinlediler Şehrimizdeki İngilizler Edvard VIlI Kapalıçarşıda antikacı dükkânında kahve içtiler Haşmetlü İngiliz Kralmm dün, İstanbulda geçir - dikleri ikinci gündü. Daha, sabahtan haber almıştık; sayın misafirimiz, Sultanahmet camiini, Ayasofya müzesini gezecek ve belki, çarşıya da uğrayacak! Demişlerdi. Bir kralı, Hem de İngiltere devletinin kralımı, bir kapalı otomo- bil içinde, adım adım takip etmenin, ne yalan söyli - yeyim, gururu okşıyan bir tarafı vardı. u Birçok yerlerden geçerken, halk arasında, bizi de | kral refakatinde İstanbula gelmiş sanarak, şakır şakır | alkışlryanlar oluyordu. Saat tam on bir.. Tophane rıhtıminda Majestenin k £ motörünü bekliyoruz. Kendisine karşı, şehire iniş ve çıkışta merasim yapılmasını istemiyen yüksek demok rat ruhlu hükümdar, bu sefer de, yine hemerni habersiz gibi karaya ayak basacaktı. Rıhtımda, tek tük birkaç polis memuru vazife almışlardı. Arası çok'geçmeden ani bir hareket oldu. Nahlin ya tından ayrılan küçük bir motör, suları yara yara geli- yordu. Son derece seri olan bu motör iki dakika son- ra, Haşmetlü Kralı rıhtıma çıkardı. Sekizinci Edvard, açık kurşuni renkte, kalın çizgili bir yazlık kostüm giymişti. Başında Kanotye şapka, ayaklarında beyaz iskarpin, gözünde siyah gözlük vardı. Boynuna, yine dünkü gibi küçük bir fotoğraf makinesi asmıştı. İstanbulu gezmeye gelen turist- lerden herhangi biri ile, Haşmetlü Kralı, bu kıyafetile ayırt etmeye gerçekten imkân yoktu. Sayın - ve çok sevimli misafirimiz, rılıtımdan doğruca yolcu salonuna geçtiler ve oradan da, emirlerine tahsis edi- len (1500) mnumaralı taksi otomo- biline binerek hareket ettiler. Kra- Im geçeceği bilinmediği için Topha- ne ve Galata caddelerinde; kimse- ler yoktu. Misafirimizi görebilmek fırsatına erenler, onu heyecanla, biribirlerine gösteriyorlardı: “— İşte, Majeste işte geçiyor! Ta kendisi... İngiliz Kralı!..” sevinç içinde İstanbulda bulunan İngiliz kolo- nisi, Kral Edvard VINI, in İstanbu- lu ziyaretinden dolayı, büyük — bir sevinç duymuşlardır. İngiliz kolo- nisine mensup bir zat, bir arkada- şımıza sevinç ve ihtisaslarını şöyle anlatmıştır: “— Büyük- Kralımızım Türkiyeyi ve İstanbulu ziyaretinden dolayı çok memnunuz, Bu ziyaret, hususi İ ol makla beraber yüksek bir sempati Şımıaktadrr. h # Sultanahmet camiine doğru Muhterem Mmisafirimizin ve refa- katlerindeki zZevatm ötomobilleri, a-| rada bir tramvay arabalarımna, kam- yonlara yol vererek, ağır ağır köp -| rüye geldiler ve buradan, Emirönü, Yenicami Kemeri, yolu ile Alemdar caddesini takip ederek park içinden geçtiler. Eski Eserler Müzesi, Aske- ri Müze, Ayasofya önünden doğru- ca Sultanahmet camiine geldiler Ma- jeste Kralın, ilk defa olarak Sultan - ahmet camiini dolaşacakları malüm olmadığı. için, meraklılar, Ayasofya | LArkası MM:ünendat Kral Sultanahmetten ayıılmak Üüzere otomobile b(ı.u._ı/oriar. İspanyol âsileri iki tahtelbahir batırdılar İnm alevler içinde yanıyor, - katliâm da devam ediyor . « Londra, 5 (Radyo - Tan) — İspanya ile Fransa ıı_-n_ımdnki hududun en mühim geçit noktalarından biri olan İrun alev içinde yanıyor. Asiler şehrin bir kısmımı ele geçirebilmişlerdir. Yangınlar âsilerin şeh- rin merkezini tamamen almalarına büyük bir engel teşkil ediyor. Yangınım on sekiz saat kadar süreceği tahmin ediliyor. Şehirde beş yüz kadar milis kalmış- - tır. Bunlar âsilere karşı son müdafaayi yapıyorlar. A- silerin çok kalabalık bir kuvvetle ve tam Mmücehhez olarak hücum etmeleridir ki, İrunun sükutuna sebep olmuştur. Asiler 3000 kadardır ve kuvvetli bir topçu- " Mücadele, şimdiye kadar yapılanlardan çok kanlı K 9lmuştur. Asiler yüzlerce kadın ve çocuğa karşı çok sinsafsız davranmışlar, bunları yaylım ateş altında - merhametsizce öldürmüşlerdir. Şehir dahilinde âsiler yakaladıkları erkekleri hemen kurşuna diziyorlar. İrun önünde muharebe eden milisler arasında Fransız ve Belçikalı gönüllüler de vardı. Bunlardan da pek ço- ğu telef olmuştur. Belçikalı gönüllülerden- kurtulan- lâar Fransa tarafına geçmişlerdir. Bunlar milisler ara- sında fesat saçıldiğını, anarşistlerin seciyesizce hare- ket ettiklerini, şehirde sebepsiz. yere yangın çıkardık- larını söylüyorlar. " Bu huşustaki tafsilât 3 üncu sayfa- mızdadır.