No. 161 Şişm hiçbir hil Mermer yaldaki günleri düşündü. Birer insan gibi ayT! 8Yr yüzleri lan günler!, .Şimdi azlıyordu: | İn insan”, “günleri biribirine benze- miyen insan” dı. Onlar bir salı Kuşdılar. 4 ay Bünü o “sali” sabahlarm bi üzeldi ki seçe! ln yalar Eeee bakti, gözleri doldu 4 r yas Bugtn ilk defa kocasına Merme: SS önliğ Fakat, tuhaf! Prens m mer yalıya şaşmadı. İstanbulun hâlâ unutmadığı bu sarayı Rus zn Enliba “yalan” sandı. Bu kadar dur- Fun yüzle “yalan” 2 bakdırd. odada, sanat adami, aci : “Bu Türk kadını Çar lik Rusyasını galiba oyuncak beli | Yordu. Çarlık Rusyasında dağ, ye maden, hayvan, insan birkaş torabül adamındı. Papas sakallı, kadın mere B bu tombul milyonerlerden biri bir © Prensin babasr Moskovada Fransız artisine böyle kaç mermer Yalıyı küpe ve bilezik diye takmıştı. kadını sanat ağamının Prensin babaar- zulmün güzelliği ver- Gr: İçinden nehirler, denizler geçön bir mezarlık kadar büyük 1 San'at adamı, elindeki tahtayı an Belkisin mermer ya - » AVA içerde kocası ıya... Fakat sanat ada Mi emindi: yalıyı dinlemi - Yordu, Ö, sahiplerinin mağrur olma: Ya üşendikleri büyük servetlerin l4- yetliği içind edoğmuştu. Belkisin bir zamanlar zengin olduğuna hay- demezdi. Istanbulâr morfinin İs Alinen Prens Rusya sarayların daki 3 bin içigilik baloları, o balolar- daki 2 bin kadınlık elmasları bile & Müttu. Morfin yaptığı zamer olta cenneti. Rus ba çe otururken babasının sarayi DE Usutuyordu, Belkisin mermer “© Mesine mi gaşacaktı?, * San'at adamı parma! günü parasız kal - dan beri onlarm her idi. Mermer Yi inde uyandı (hepsi © medi.) Yalıya iklarile saya - anlık kadının. çirkinliktir : ) enin örtemiyeceği sakatlık. bi büyüyerek duruyordu. alıdaki | “şişi İfinennmmt cigarayı içine Pak, içerideki 9 uncu “m: - — Dayak e > Kardeşi Bugün Prensi öl > Badı: Morfifn parası vermiyordu. Belkis mutbaktaydı. Prena odade Kuduruyor; yerde uyuyan köpeğe, #okaktan geçen satıcıya, odadaki © Yaya, bugünün pozar oluşunâ; ün gündüz olmasma kız! ör Fakat bu bir taraflı öfkeden Sör Kavga çıkmıyordu. Karımın “gel. > Ka edeceğiz, diye :0 ve dili oi ilinden gelecek, kavga tessdü * Ban'at adamı yandaki oâağe Wu - Müş horluyordu. Ve o harim N le geliyordu ki kedisi alay elek içn uyuyor Belkis nihayet bir elinde mutbak” İA yıkadığı mendille çorapları; bir © liide kahvve; dudağında cigara, Sİ VA neş'eyle geldi. Çamaşırları yene. #arkıttı. Şezlonga d Rün üzme am 7 incisini içecek” bile sarartacak ka- dar cigara... 18, 17 kahve. Bunlar onun bu evdeki sayılı #38 Karısını görünce Prens sevindi: Bütün dünyada istediğini yapacağı , İyi. ermer YEl» | yüzen: adam ayaklarının üstünde dikilmiş, Hiçbir elbi ktir, Anladım mı hantal ka- ? tp ayımt,koca kıçını biraz kı Kardeşime yazık değil mi” ömrü mutbaklarda geçiyor. An: ye rı? muldat! saçile : ca mali, çalışmalı, çalışmalı... İryor musun şişko karı!,, N 5 defa çalışmalı diyen Rus Prensi 8 ayda 5 dakika çalışmamıştı. Fakat kadar şaşırttı ki bunu söylemeyi ha- trlayamadı. Şişmanlık kadınm ayna ya bakmadan gördüğü çirkinliktir. Ibisenin, hiç bir hilenin örte Hiç bir el iyeceği 89 z gs saaktlık Belkisi o kadar çıldıri tı ki kendi kalın vücudünden başka şey göremiyordu: Prens ona değil, kardeşine kızmıştı. Fakat kardeşi birşey yapamayacağı için Okarde mazlüm oluyordu, Belkis te bu maz- Yüma lâzım olan zelimdi! Kardeşini kudurtmak için Prens, Belkise sövü- yordu. Şişkoluğu yüzüne vurulmasaydı Bel kis bunları anlamayarak, cigarasnı kahveyle içerken kocasma kızmaya ügenecekti. Fakat (Koca kıç) 1 odayı dolduruyor. Belkisin nefesi tutuluyor du, Kocasinm beynine masanın üstün deki Napolyon'u indirmeyi digün- dü; fakat o zaman Prens bir anda ölecekti. (Napolyon 25 kiloydu). Hal buki Belkis kocasının saatlerce ölme- sini istiyordu. Birden bire buldu: Prens karısını satan adam değil miy- di? Bu alış veriş Belkisin (Koca kı- gı) kadar doğruydu. Belkis bacağını Prensin elinden hızla çekti. Kahve koyarak yere ç insanların kırdıkları zaman Mi indi sesile bir almanca kelime KANE Bi, Du Luder!.. Sonra arkaya gerildi, gerildi; bü- tün göğsüyle Prensin yüzüne tükür- | dü, Şekerli kahvenin bir kısmı pren- sin burnundan sarktı. e Bu almanca bu kara tükü- rük Prense vızdı. Morfine başladığı günden beri o zaten hayatı ciddiye almıyordu. Satm alamadığı morfinin aeısile ona şimdi yalnız bir kavga dr, Almanca kelime ortada du. rurken Prensin edeceği en kanlı kav ga kardeşine karşı da fazilet olacak- tı, Sonra ikisi İçin de bu kavganın gayaklı olması he hep eri sanlığı, Prense P.. a ri Prons, Belkisi, bacağından İki eliy- W yakaladı; söverez şejlongtan çek- ti; yerde sürüklemeye başladı. Pren- iz ayağı uyuyan köpeğe takıldı; ve Prens Belkisin üstüne yi k uyandı; birden bire havladı; e bire susti Yyku sersemli UY inanan suratı kadar mânalıydı. si — at u- iği içinde köpeğin Yi Bartında Halkevi çalışmaları hişeleşen kızı ko" luğu, “koca kıç” ı Belkisi ola, dört saat teahhürla » | lerdir. TAN n aynaya bakmadan göreceği senin Köpeğin sürmeli gözlerinin önünde Belkisle ler. Belkisin oksijenli saçlarmı oprensin solgun İkİ eli didik didik ediyor, Belkis fa- Il Grnaklarla Prensin su r, yüzüne tükürüyor; için köpüklerle, oda bitince sesle, &6s tilkenince uğutular- la, o da kalmayınca dudağının şekil. lertle tükürliyordu. Arkası var Eskişehir Kızılayının » gönderdiği bebek Eskişehir, (Tan) — Şehrimiz Er gılay merkezi, Taksim bahçesinde ya- | pılacak Kermes sergisi Için bir bebek göndermiştir. Bu bebek, bir tayyare- ci Kızılay hemşiresini göstermekte dir. Manisa Valisinin cenaze merasimi lamir, 29 (A.A.) — Bir ameliyat- tan sonra ölen Manisa valisi Mursd Germen'in cenazesi bugün Manisa» dan Karşıyaka'ya getirilmiş ve Kar- şıyaka'da törenle Soğukkuyu mozar- lığına defnolunmüuştur. Bir tren yoldan çıktı Denizli, 20 (A.A) — Ortaklarla Aziziye istasyonları arasında işliyen | pösta treni Aziziye tünelinin yanm- | da yoldan çıkmıştır. Alınan tedbir ve tertibat üzerine makina düştüğü yerden çıkarılmış ve kargılıklı tren- ler yollarına devam etmişlerdir. Bu yüzden Denizli-İzmir postar bir;bu- çuk ve İzmir.Denizli pista treni de hareket etmiş- FAYDA —— BİLGİLER Bugünkü Program iç komediciler, 1920 Osman ta. ralmdan radyo piyesi, 24: M Istanbal 18: Taksim bahçesinden nakil, 20: Sıhhi | konlerans: De. Salim Amet çalışkan. 2030 Stüdyo orkestrası, 21.30: Som haberler, Saat 22 den senra Anadolu ajanımın ga yetelere mahans bavadin servisi verilecek; ür. Prag 20,30: Karışır orkeştrs konseri, 21,45: Plâk bestelenmiş ÇEeki şarkılar. 2210: Li srön eserlerinden “MAZEPPA” adi; gir. Hi masileli piyes. 23: Haberler. 23,154 Çek saler orkestrası. Prens bin bir çizgiyle döğüşüyordu-| Budapeşte yane « şarkı, 20.40: Kenfarans. 21,10: Orkestra tarafıdan operet “Pring Bob,, 21,25: Gingene musikisi, 24,10:Dans pilleri. Varşova 20: Radye piyesi, 2035: Leh şarkıları 21,05: Brarilya intibaları Cemasikili. 21,35 Konuşmalar, 21,55: Fitelbergin idaresinde konser (Paderevskinin eserlerin - Dans musi. 20: Haberler. 20.10: Viyana masikisi İç yel, adlı piyes. 23: Maberler. 23 mmel masikisi, 2425: Avusturya musikisi, Bükreş 18: Karışık konser. 19: Sözler. 19.15: Konserin devarnı. 20: Konferans. 20.20: Flüt konseri, 21.10: Salon orkestrası 22, 45: Şarkılar. 23,10: Piâk, 2845: Ecnebi Gillerile baderler. Moskova 1730: Operet musikisi, 180; Karışık kopter. 19; Piyes, 20: Olimpiyatlara dair. Yabancı dillerle neşriyat. Davetler, Toplantılar DARUŞŞAFAKA MEZUNLARI 19. 7. 936 tarihinde İs. Halkevinde töp- lanan korgramız 26. 7. 936 tarihine tehir edilmiş ise de havanm çok fena oluşundan kongranm 1. 8. 936 cumartesi saat 15 te İ İstanbul Halkevi salonunda ya, lere bildirilir. Türkiye İçki Düşmüni Genler Kurumu Genel Sekretarliğinden Geçen pazar rüpü kayanın muhalefetin den yapılmayan; Kurumumuzun yaprakta olduğu yazlık gezintilerden birincisi olan; Çamlıca gerintisi pazar günü yapılacktır. Çek güzel ve eğ İenceli bir gün geçirilmesi için zerigin proğ k cat temin edilmiştir. mele isteyen Üye lerle konukların & cumartesi gü nü akşamma kadar Çağıloğla Çocuk tarma Yurdu binasının ikinci katındaki bü romuza uğramaları rica olunur. Sinemalar, Tiyatrolar ağı Çi * HALK OPERETİ: Bu akşam 21.45| te Taksim bahçetinde (Deniz Havası) yakmda (BABALIK). Pazartesi Kadı köy Süreyya bahçesinde (Bay.Bayan) * ÜSKÜDAR HALE : (Aşk Bandosu). * Bağlarbaşı Hile Bahçesi : (Sekoya - Kaplan Ker) m 60020 öy İtfaiyesi Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar İtlalyesi 50625 Beyoğlu itfaiyesi 44544 Büyükada, Heybe, Burger, Kmalı me takaları için telefon santralındaki memura yangın demek kâfidir. inatane talir-'anı Cerarhpaşa hastanesi 21693 Gureba hastanesi Yenibahça © 23017 Haseki kadmlar hastanesi 24553 Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çapa 22142 Beyoğlu Zükür hastanesi 43341 Gülhine hastanesi Gülhane 20510 Haydarpaşa Nümüne bastanesi 60107 Etfal hastanesi Şişli 42426 Bakırköy Axi hastanesi 1640 Mürmeaat yerleri Deniz yolları acentesi Telefon 42362 Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 Şark Demiryolları Sirkeci 2019 Dövlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 Çabık sıhhi yardım teşkilât Bu numaradan imdat otomo bili istenir İzmir cezaevi İzmir, (Tan) — İzmir ceza evinin tek insan odadaydı. Morfin parasi kardeşinden Beli Vk İntikam alacakt: it adamı aşka benzeyen işin seviyordu. bir gizli KİME da zor kardeşi Y. sana söylüyorum! (Tan) — Halkevi sağlık yö sefer Belkisin bacağını tutup ni yardım go fakir e USun Tr b ustosta bir sünn: e AZ Ki Ye da! Bir ev- hz tp er Bu münasebet- berken - Erkek, ke” ka rti verilecektir. Gös- gardenps m Bocuk ihtiyar, herkes de -|ie DİR EE tesi de, bu gece için güzel >*k içindekilerin hepsinin diği terit koma! Bartın Halkevi idare heyeti azaları bir arada bir proğram hazırlamaktadır. köy gezintileri tertip edildiği gibi, fakir köylülere bedava ilâç tevzii gi- bi yardımlarda da bulunulmaktadır. | ve biçareyi öldürmüştür, şehir içinden kaldırılması için alâka | darlar teşebbüsatta bulunmuşlardır. Şimdiki ceza evi, evvelece han ola » rak kullanılıyordu. Bu binanın yıkı- larak yerine güzel bir park vücude getirilmesi ve ceza evi için de mina- sip bir yerde modern bir bina yaptı- rilması düşünülmektedir. Yıldırımdan ölen köylü İzmir, 29 (TAN) — Torbalıda ya- ğan şiddetli yağmurlar smasında bir ağaç altma kaçarak korunmak İsti- yen köylü Halile yıldırım isabet etmiş Halkevi tarafından her hafta atlı Her gin bir Hikâye e Bir SI nk, * Nakleden:F. B. Hukuk tahsili yapmak üzere ailem beni Parise göndermeği kararlaştır. mıştı. Bu mesele evde birçok münaka şalara yol açıyordu. Nihayet pansi - yon için 3500 frank ücret tesbit edil- di, Fakat annemin içine bir kurt düş t4 ve babama şunu söyledi: — Ya, oğlan parasını kötü yerler» de harcayıp kendisine bakmaz ve İ sıhhatini bozarsa.. Ben delikanlıları iyi bilirim, uslu durmazlar. Babam bu haklı söz üzerine bana mazbut bir pansiyon aramağa koyul- du. Ücret her ay kendileri tarafından doğrudan doğruya pansiyoncuya gön derilecekti. Komgulardan birine fikir danışıl dı Bize hemşerilerden biri olan Mu dam Kergaran'ın pansiyonunu tavsi- ye eyledi. Babam pansiyon sahibile mektupla mutabık kaldı... Ben de bu şayanı hürmet şahsiyetin pansiyonu- va bavullarımla yerleştim. Madam kırk yaşlarındaydı. Kuv - veli ve sıhhatli; bir kaptan gibi kö- nuğur, Ve bütün sunllerini, sözlerini net ve kat'i bir şekilde söylerdi. Pan siyon çok dardı; ve sokağa bakan bir tek tarafı vardı. Madam hizmetçisile beraber birin- ci katta otururdu; mutbak ikinci kat İtaydı. Dört Britanyalı pansiyoner ü- çüncü ve dördüncü kat: 1 etmek. teydiler. Bana da beşinci katm iki o- dası tahsis olunmuştu Bir tribuşon gibi kıvrık siyah ve küçük bir merdiven beni bü tavan â- tasmdaki daireme götürdü. Pansiyoncu işte bu koca pansiyon- da, bütün gün dinlenmeden merdiven leri iner çıkar; günde en az bir da- ireye on defa uğrar, herkesle lâtife €- der ve yatakların, elbiselerin iyi te- mizlenip temizlenmediğine nezaret ve dikkat ederdi. Pansiyonerlerini bir ana kadar, hattâ bir anadan ziyade sever ve on- lara itina gösterir. Pansiyonda otu - tan hemgerilerden dört kişiyle tanış mıştım, Bunlardan İkisi Trp, diğer iki si de Hukuk talebesiydiler. Fakat hep si-de Madamin boyunduruğuna gir mişler. Ve ondan bekçilerden sakı « Dan hırsızlar gibi korkarlardı. Bana gelince, istiklâlimi ve hürri- yetimi birakmamağa azmeylemiş » tim, Esasen isyankâr bir yaradılışım vardı, Evvelâ her istediğim saatte da ireme geleceğimi ilân ettim, Çünkü Madam tarafımdan gece yarısı, son bad olarak tesbit olunmuştu. Benim iddirma karşı parlak gözlerini bir - kaç dakika üzerimde gezdirerek: — Bu imkânsızdır, dedi. Anette- in her gece uyandırılmasına taham. mül edemem doğrusu. Dışarıda fuzu- W yere geçireceğiniz birkaç saat için onu uyandırmak hakkına malik de - Kanuna göre madam, bana her saatte kapıyı açmak mecburiyetinde- İsiniz. Eğer buna mâni olursanız bu — — usa AA Türk Hava Kurumu Büyük İİ | PANSIYONCU.. hareketinizi bekçiler vasıtasile tesbit eder ve sizin hesabınıza otelde yata» rım. O zaman ya bana kapıyı açma yı veyahut buradan çıkmamı tercih edeceksiniz. Ya kapı, veya Allaha 1“ merladık. İkisinden birini seçiniz!. Bu şartları sıralarken içimden gü- lüyordun.. O son bir tedhiş hareketile beni yola getirmek istediyse de ben oralı olmadım. Nihayet şuna karar verdi: Benim bir maymuncuğum ola» cak, istediğim zaman geleceğim, fa- kat bundan hiç kimsenin, yani diğer müşterilerin haberi olmayacak... Kuvvetli iradem onun üzerine bir eksir gibi tesir etmişti. Bana istisnai bir muamele yapıyordu artık. Daha nâzik, daha terbiyeli, daha itinalı davranıyor ve beni sıkmayan bir tat Uılık, bir şefkat gösteriyordu. Bazı defalar, sevinçli olduğum #- ralarda onu kucaklar ve boynuna sa» rılırdım. O elini kaldırıp vurmak is- teyince süratle başımı aşağıya indi- rir ve kendimi tokattan kurtarır ve gülerdim. Fakat o öfkesini alamıya- rak bağırırdı: — Seni çapkın baydut seni.. Ben sana gösteririm. Böylelikle onunla iyi dost olmuş « tum. Çök geçmeden bir mağazada satı- cılık Pari. sin bu küçük sevgilileri malümdur. Üç hafta zarfında Emme'yle adam- akıllı ahbap olduk. Eğer onu davet edecek yer bulsaydım elde edebilecek tim. Bu küçük dostum bir aile yanında pânsiyonerdi. Katiyetle bir otele git- meği reddediyordu. Nihayet kendi e- vime gelmesini kabul eyledi, Bir ak- gam saat on birde bir çay içmek ü- zere gelecekti. Madam Kergaran saat onda yatar dı. Bu suretle gürültüsüz, kimseyi u- yandırmadan maymuncuğum vasıta» sile girebilecektim. Ve iki saat kaldık tan sonra çıkıp gidecektik. Randevu günü çok heyecanlıydım, Akşamı z0r ettim. Cesaretlenmek üzere bir meyhaneye girip birkaç kadeh içtim, Sonra Saint-Michel caddesinde bir tur yapmağa çıktım. Saat on buçukta yavaş adımlarla randevu yerine yollandım. Oradaydı. Kucaklağtık, Ve tatlı tatlı crvildaşa »« rak evimize doğru yürümeğe başla « Idık. Kapıya yaklaşmca heyecanım arttı. Fakat şöyle düşlindüm: “Ma - dam uyanık ta olsa vız gelir.,, Bunun- la beraber Emma'ya üç dört defa “merdivenlerden çikarken gürültü yapma sakm!” diye tenbih ettim, O benim bu tenbihime gülüyor ve: — Demek görülmekten çok korku. yorsun diyordu. — Hayır, diye cevap veriyordum. Çok hasta bir arkadaşım var. Onu w- yandırmak istemiyorum da. Bütün pencereler karanlıktı. Her - halde harkes uyuyordu, Geniş bir ne- fes aldım ve kapıyı bir hırsız gibi aç- tım, g PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyı zengin etmiştir 4 cü keşide 11- Ağustos * 936 dadır. Büyük i 35.000 kramiye Liradır Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 Liralık ikra- miyelerle (20.000) liralık bir mükâfat vardır. AES KARA KAKA AAA PETA Gk