18 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

18 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAĞLIK Boğaziçinde yaz havası Istanbulda sayfiye olarak tanıdı- ğunız semtlerin hepsi iyidir, hoştur, İakat pek sicak günlerde Böğaziçi- nin başka bir Üstünlüğü vardır. Insan bu temmuz aymın, yahut ağustos aymn bir sıcak gününde köprüden bir vapura binip te Boğaz- içine çıktığı vakit, hava derece dere- ce değişir, Boğazın yukarı kısmına mesafeye ayrılmış başka bir iklime gidilmiş gibi görünür. Halbuki dilen mesafe nihayet yirmi kilomet- deki hava İle, yirmi kilometre ötesin deki bir yerin havası arasmda bu kadar ayrılık İstanbuldan başka bir yerde görülemez. 'Boğaziçine yaz mevsiminde bu Ostünlüğü veren şey şehir ile boğaz daki havanın sıcaklık derecesi sra- sındaki farktır. Daha geçen asırde bir taraftan Beyoğlunda, bir taraf- tan da Boğazm ortasından bile aşa- ğıda Kuruçeşmede tutulan beş yıllık bir hava derecesi istatistiğine göre on beş yıl içinde vasati olarak Be- yoğlunun havası Kuruçeşmeden iki dereceye yakm daha sıcak < bulun- muştu. Ondan sonra, bilhassa şehir içi ile Boğazın yukarı kısımlarında ki köylerin havası arasmda farkı gösteren bir. istatistik - yazık ki - elimizde yoktur. Iki üç yıl oluyor, yazın bir sıcak gününde Boğaziçine gittiğim vakit yanımda bayağı bir hararet derece- si götürmüştüm, köprünün İstanbul tarafından başile Büyükderede rıh - tım Üzerindeki havanm sıcaklığı arasında dört derece fark bulmuş- tum. Biribirinden yalnız yirmi ki - lofetre ile ayrılmış, ne yükseklik bakımından, ne de tul dereceleri ara sında hemen hiç bir fark bulunma» yan İki nokta arasında böyle dört derece stcaklık farkı yalnız İstanbu la mahsus bir üstünlüktür. Istanbulda şehir içi İle Boğaziçi srasmda bu kadar fark hâsıl eden sebep Boğazda yazm en ziyade şi - mal rüzgârlarının esmesi ve rüzgâr ların en ziyade yaz mevsiminde şid- detli olmalarıdır. Boğazdaki rüzgür- lar hakkında yine elimizde bulunan © beş yıllık istatistiğe bakarsak şu hesapları görürüz: Yaz mevsiminde birinci yılda: 90 rüzgârlı günde 52 gün şimal rüzgü- rt, ikinel yılda : 84 rüzgârli günde 50 gün şimal rüzgârı, üçüncü yılda: 75 gün rüzgârl: 60 gün şimal rüzgârı | dördüncü yılda 59 rüzgârlı günde 70 gün şimal rüzgârı, beşinci yılda 90 gün rüzgârlı günde 71 gün şimal rüzgüri. Bu istatistikte en ziyade göze çar pan şey Boğoziçinde yaz mevsiminde rüzgârlı günlerin en çok olmasıdır. Beş yılım Haziran, Temmuz, ve Ağus tos aylarmmn günlerini toplarsak! 460 gün eder, bunun 304 günü rür- gârla ve ancak 57 günü sakin geçmiş tir. Bunun da üçte ikisinden ziyade &i şimal rüzgârlarile, yani bu mev- simde herkesin İstediği ve aradığı #erin rüzgârlarla. Yazm Boğaziçinde gündüz stcak- lığı ile gece sıcaklığı arasında bü- yük fark bulunması Boğaz için ay- rıca bir üstünlüktür, buradaki kadar fark arz derecesi bakımından İstan . buldan çok yüksek olan yerlerde bile bulunmaz. Bu mevsimde Nev - York şehrin gi| re kadar bir şeydir. Bir şehir için-! Loyd Corcun hatıraları —— ÖĞÜTLERİ |Filistinde İngiliz harekâtı nasıl inkişaf etmişti? İngiliz kuvvetleri 12 bin sü toptan, Türk kuvvetleri ise ve 370 Loyd Corç hatıratının son cildini 1918 ilkteşrininde harbi bitirmek | hususunda Balkanlardaki muharebe- ler kadar İngilizlerin Suriyede Türk- ere karşı kazandıkları muvaffakıyet ler de âmil olmuştur. Türklere karşı Irak ve Filistinde iki cepheden açtığımız harp 1917 de Kudüs ve Bağdadın zaptiyle ve civar araziye faiziyetimizle yeni bir safha- ya girmişti. O tarihten itibaren İrakta askeri harekât hemen durmuş gibiydi. Yal- nız Teşrinievvel sonuna doğru Mu - sula doğru ilerlemiş bulunuyorduk. 1918 senesi yaz başlangıcında İrak kuvvetlerimiz. mahalli | ilerlemeler yapmışlar, birkaç bin Türk esir al - | mışlar, fakat esaslı bir ileri hareke- Üne teşebbüs etmemişlerdi. Bu, Ge- meral “Smits" in "Türkiye ile harp için yaptığı plâna muvafıktı. General Smits 1918 Kânunusani- sinde harp kabinesi tarafından tam | salâhiyetle Mısra gönderilmişti. O- rada General Allenby ve diğer aske- İ ri ve siyasi ümera ile Orta Şarktaki askeri vaziyeti müzakere edecek ve o sahadaki kuvvetlerimizin en İyi se- kilde kullanılması için bize "yol gös- terecekti, Allenby'ye taarruza geçmesi bildirildi 15 Şubatta çektiği telgrafta, ne General Allenby İrak, ne de Filistindeki kuvvetlerimi. | zin taarruz yapacak kabiliyette ol- madıklarını, İraktaki kuvvetler Ha - lepten uzak oldukları için müdafaa- du kalarak General Allenby'ye iki fırka ve bir süvari alayı gönderilme- sini ve General Allenby'nin bu suret le Filistinde taarruza geçmesini tav siye ediyordu. Zaten yedinci Hint fir kası, Filistine nakledilmiş bulunu - yordu. Nisanda ikinci bir fırka da- ha gönderildi. Fakat hükümet İrak- tan üçüncü bir fırkanın kaldırılma- sına muvafakat etmedi. Askeri vaziyet değişiyor Şimdiye kadar gevşek idare edilen Filistin harekâtı şimdi cesur bir Ge- neralin eline geçmiş bulunuyordu. de sıcak dalgalarından yüzlerce in- san telef olduğu halde aynı arz de recesinde ve aynile deniz konarmda bulunan İstanbulda öyle bir geyin hiç bilinmemesi yine bizim. güzel Boğaziçinin yaz mevsiminde İstan- bula verdiği en büyük Üstünlüktür. LOKMAN HEKİM a m amaa — İlkmekteplerde açılan sergiler İlkmekteplerde açılan sergilerden 'syrılan eserler mmtaka sergilerinde teşhir edilmektedir. Mmtaka sergile- rindeki bu eserlerden en mükemmel- Jerini seçmek üzere Vilâyette bir jü- Ti heyeti kurulmuş ve dünden itiba- ren faaliyete geçmiştir. Malüm ol- duğu üzere seçilecek eserler 937 Pa- Tis Beynelmilel sergisine gönderile- cektir. l Bu Generalin oradaki askeri vaziye- ti nasıl değiştirdiği, harbin resmi ta rihinde şöyle anlatılmıştır: Allenby geldiği zaman ordu lü- zumsuzluğunu hissetmekten müte - vellit bir düşkünlük içindeydi. Dobeli ve Chetvode'un Gâzeye yap tıkları hücum muhakkak bir muvaf- fakıyeti kafasızlığm ve kavrayış- sızlığın nastl acı bir mağlübiyete çe- virdiğini gösteren ve belki de cihan harbinde misli görülmiyen bir misal- dir: Gaze işgal edildi Geri çekilmek emri verildiği za - man Gaze işgal edilmiş bulunuyordu. Çekiliş zamanına ait elde edilen ve- #ikalar Alman kumandanın vazi- yeti ümitsiz gördüğünü göstermek - tedir, Dobell ancak ricat başladıktan Meccani leyli talebenin yaz tatilleri “Tatil devam ettiği müddetçe şehri- miz erkek liselerindeki daimi leyli ta lebenin Bursa lisesine, kız Niselerin- dekilerin ise Çapa muallim mektebi- ne gönderilmelerine karar verilmiş - tr. sonra büna muttali olduğunu söyle- mektedir. Halbuki Chetvode Gazeye hücum ettiği zaman burası bir iske- let halinde idi. Ve içindeki muhafız- toptan mürekkepti de neşretmiştir. Bu ciltte Türkiyeye ve Filistin harplerine dair şayarı dikkat malümat vardır. Umumi Harpte büyük bir rol oyniyan bu İngiliz devlet adamının Filistin harekâtına dair İ yazdığı mühim parçaları aşağı alıyoruz. varılmca adeta yüzlerce kilometro | f çin 1917 senesi İ yeni bir kumandan vardı. Ve bu her İ Seyi değiştirmişti. Allenby, mevcudi TAN vari, 57 bin piyade ve 540 3 bin süvari, 26 bin piyade İ | | | Loyd Corç lenby hücuma geçtiği zaman, muha- fız kıtaatı mühim mikdarda top ve askerle takviye edilmişti. Ve müda- faa Alman fen kıtantının bütün ter. tibatile takviye edilmişti. Türkler Filistinden çıkarılmak isteniyor Türkleri, Filistinden çıkarmak | - yazına kadar olan mevsim seçilmizti, Bu en İyi zaman- dı, Çünkü Türk ordusu o sırada za- yıf ve teçhizatsızdı. Türk liderleri Fi listine ehemmiyet vermiyorlardı. On. ların ümit ve hursları başka istika- mete çevrilmişti. * © ' Falkenhaym Türk ordusunun başında 1917 Temmuzunda Falkenhayn | Türk ordusunun başına geçti ve ge- çer geçmez ordunun en İyi fırkaları nı Filistine nakletti. Orduyu kuvvet- lendirmek için Almanyadan gelirken sureti mahsusada seçilmiş bir takım kıtaat getirmişti. Bilhassa ordunun mekanik aksamı ıslah edilmiş, top ve mühimmat arttırılmıştı. Fakat, İngiliz ordusunun başmda yeti ve şahsiyetile ordunun manevi- yetini yükseltmişti. Maharetle ve u- zun tetkikle yaptığı plânlar, muvaf- fakıyetle tatbik edildi. Taktikte kul- landığı bir hile ile Birüseb'a bücum eder gibi görünerek düşmana hede- | finin Gaze olduğu kanaatini vermiş- ti, Bu fikri ona Meinertzhagen adın- da bir genç zabit tavsiye etmişti. Ve bu plân yine onun tarafımdan, haya- tını tehlikeye koyarak tatbik edilmiş ti. Fakat Allenby bu plânın kıymeti- ni anlamak zekâsını göstermişti. Çünkü, liderlik, yalnız icat etmek ve yeni plânlar kurmak değil; ayni za- manda plânların en İyisini seçip tat- bik edebilmektir. Harbi (Meinertzha gen) in plân: kazanmıştır. Fakat söy lemeğe lüzum yok; bu genç zabit harp esnasında Miralay rütbesinden yukarı çıkamamıştı. Ona Paris kon- feransında rastgeldim. Bende gayet zeki ve kabiliyetli bir adam tesiri yaptı. İngiliz ordusunda yükselme - wek için böyle meziyetler sahibi ol- mak kâfidir. Allenby'ye (Noele kadar Kudüs fethedilmelidir) emrini vermiştim. Bu emir sadıkane tatbik edildi. Har- be 1918 de şiddetle devam edilecek- ti. Fakat Garp cephesindeki hâdisat, Filistinde taarruza geçmek plânmi suya düşürdü. Mert ayında İngiliz mağlübiyeti üzerine Allenbyye iki firkasını Fransaya göndermesi em- redildi. Allenby Nisanda elli ikinel fırkayı, Mayıs başlangıcında da 74 üncü fırkayı gönderdi. Sonra da bü- tün İngiliz kuvvetlerinin yerine Hint kuvvetlerini ikame ederek İngiliz kuvvetlerini Fransaya göndermesi bildirildi. Binaenaleyh şimdilik Al - ları ve topları bizim asker ve topla- rimizdan çok daha azdı. Denilebilir ki, Allenby hücuma göç meden evvel takviye kuvvetleri al - mıştı. Fakat Türklerde vaziyetleri- ni takvive etmişlerdi. İlkteşrinde Al- lenby'nin kuvvetleri dağılmış bulu - nuyordu. Ve Hint kıtaatı gelip yer. lerine yerleşmedikçe geniş mikyasta bir ileri hareketine geçmesi mevzuu bahsolamazdı. Şubbatta Ceriko zaptedildi ve on- ! rak ettik. Dünyanın en esrarlı adamı meşhur Riket şehrimizde Habeşistanda petrol imtiyazı alan, birçok mali i teşebbüse girişen bu adam şehrimizde ne arıyor? —— Başı birinci ter Riket bir yerde görülünce derhal sorulur: Niçin geldi, nereden geldi, | ne yapâcak, nereye gidecek? Mister Rikette yaman bir gâzetedi ruhu var. En büyük zevki, gazeteci- leri atlatmak, onları üzmek, en basit hareketlerini bir esrar perdesi İçin- de gösötermektir. Mister Riket, maksadına tamami. le muvaffak olmuştur. Gazeteler her hareketine türlü türlü mânalar verir. ler. Meselâ Habeş harbi esnasında Cibutide görüldüğü zaman Times ga- zetesi bu hâdisenin dünyanın her ye- rinde büyük bi ralâka uyandırdığını, Riket'in Romaya uğradıktan sonra Cibutiye gelmesinin. sulh tavassutun da bulunmağa memur edildiğine de- li! bulunduğunu yazmıştı. Bir müddet sonra Riket kendi hu- susi tayyaresile Romayı ikinci defa olarak ziyaret edince Habeşistandan aldığı petrol imtiyazı hakkında İtal yanlarla uyuşmağa çalıştığı şayi ol- müuştu. Dünyanın en esrarlı adamının İs- tanbulda bulunduğunu duyunca ne maksatla geldiğini anlamağa çok me İzini bulmak vazifesini de gazeteci- liğe yeni karışan, çok ateşli ve me raklı bir arkadaşa verdik. Bu arkadaşm anlattığı hikâyeyi aşağıya yazıyoruz: “Yazı işleri müdürü beni Riket hakkında tahkikata memur edince bu zatın Amerikalı mı, İngili: ol duğunu kestiremedim. Ve cahil der. ler diye sormağa da cesaret edeme- dim. Habeşistan petrol imtiyazını bir Amerika şirketi namma aldığı hatırımda kaldığı için Amerikalı ok duğuna hükmettim. Mülâkata tavas- Sut etmesi hakkında bir Amerikalı dostumdan ricada bulundum. Dostum: — Evet, tanırım, dedi. Bir defa İs viçrede görüştüm. —&—— ——————— m... dan sonra Mayisa kadar Maverayi Erdende semeresiz hareketler yapıl- dı. Mayıstan Teşrinlere kadar da s1- caklar esaslı bir hareket yapmağı mıâni oldu. Fakat zaman bizim lehi- mize çalıştı. Çünkü hastalık ve 08 - kerden kaçış Türk ordusunu bozu - yordu. Bu bozuluş uzun zamandan beri devam ediyordu. Yeni gelen Hint kıtaatı Allenby, bu fasıladan istifade ede- rek, yeni gelen Hint kıtaatile ordü- sunu yeniden organize etti ve Ey- lül ortasında büyük bir taarruz için plânlar hazırladı. Harbiye Nezareti kendisine bu taarruzu için yeni kuv- vetler günderebileceğini vadetmiyor du, Fakat onun harp kuvveti, karşı- sındaki düşman ordusundan üstündü Karşilastığı güçlük harp küvvetinin azlığı değil, modem bir ordunun e « vazım ve teçhizatmı ileriye götlire- cek nakil vasıtaları olmamasiydi. Tarafeyn kuvvetleri Taarruza geçtiği zaman tarafeyn kuvvetleri Allenbynin tahminine gö- re şöyleydi: İngiliz: 12 bin süvari, 57 bin piya- de, 540 top. Türk: 3 bin süvari, 26 bin pi 370 top. iğ ke 19 eylülde taarruz başladı. Plân us taca tertip edilmişti. Allenby'nin maksadı yalnız düşmanı geri itmek değil, Filistindeki Türk kuvvetlerini çevirip imha etmekti. Metido muhare besi bir askeri kumandanı memnun edecek kadar muvaffakıyetle cere - yan etmişti. Muharebe başladıktan 12 gün sonra Şam ve bütün Türk| kuvvetleri Allenby'nin eline düşmüş tü, Yalnız 17 bin kişi muhasara çi- ğınından kaçıp kurtulabilmişti. 75 bin esir alınmıştı. Kendisi yalnız 5.666 zayiat vermişti. Harekâta de - vam edildi. 26 teşrinde Halep alın - dı. 19 eyiüldenberi cephemiz 350 mil ileriye gitmişti. Halep ve Müslimiye nin zaptile de yalnız Suriye Filistin şimendüferi değil, Musul ve Bağda- da giden demiryolu da elimize geç - mişti, Bu ileri hareketinin son safahatı esnasında, Irakta bulunan müdafaa kuvvetlerimiz de Musula doğru iler- lemeye başlamıştı, Fakat Musula varmadan harp bitti. 30 ilk teşrinde Türkiye mütarekeyi imzaladı ve 81 teşrinde muhasemat durdu. Boğazlar artık açılmıştı. Fakat artık buna ih- tiyaç kalmamıştı. Çünkü (11) gün sonra Avusturya - Macaristan, ondan bir hafta sonra da Almanya silâhla- rt bıraktı, Meşhur maliyeci Riket — Mükemmel, beni tanıtırsmız. — İmkânı yok, aksi adamdır. İse rir, — Canım Amerikalı değil mi, biti- birinizi ısırmazsmiz. — Amerikalı diyen kim? Mister Riket İngilizdir, hem pek çok İngi lizdir. — Pek çok İngiliz ne demek? — Yani yüzde yüz İngiliz. Çok | dksi bir adam,. .Böyle bir işe karışır | sam çok çirkin hakaretlerde buluns- İ bilir. | Çaresiz tek bagıma düşmanım inine sokulmağa karar verdim. Perapalası İ boyladım. Burada gazetecilikten ve Mister Riketi görmekten bahsedin - öe ortalık buz kesildi. Kaprda duran göstermese kış gelip çattıtımı zenne. | kocaman termometre (26 dereceyi decektim. Bu iştialli havaya rağmen sordum: — Mister Riket burada mi? — Böyle adam tanımıyoruz. Bura- da yok... <0 'UayaElOE JoJJENS OS EE uag tel sahibi Bay Müsbah göründü. K; muştuğum memurlar Kendilerini rinden etmek istemezsem derha) çı mamı, başka bir sual sormamı iste. diler. Kimseyi işinden etmek isteme- diğim için çıktım. Gündüz oteli muhasara eden gaze- tecilerden sonradan öğrendiğime gö re Mister Riket otele gelir gelmez gu tenbihte bulunmuş: — Benim burada bulunduğum kim seye söylenmiyecek, yanıma kimse çıkmıyacak, hele gazeteciler otelin kapısından giremiyecekler. Bir gaze. teci ile karşılaşırsam derhal otelini- Zi bırakır, giderim. Hem de sizden şi- kâyet ederim. Oteli bırakıp gitmek, otel için ni - hayet 30, 40 liralık bir ziyan... “Siz den şikâyet ederim,, tehdidinin de çok korkunç bir müeyyet kuvveti olamaz. Fakat bunu söyliyen dünya- nın en esrarlı adamı olduğu İçin or- talığı dehşet bürümüş. Herkesin ödü kopuyor: Ya esrarlı adam otelden giderse, ya şikâyet ederse... Esrarlı adamın akşam otelden çik- tığmı gören var, Yanmda madamı ve ingilizce ve fransızca söyliyen bir erkek olduğu halde herhalde ye. meğe gitmiş olacak. Telefonla Tarab- yada Tokatliyan otelinden sorduk. Cevap şöyle idi: — Dün akşam burada yemek ye- diler, Bu akşam yok. Parkoteline gittik, baktık. Esrarlı bir adam ihtiva eder iki erkek ve bir kadından mürekkep bir grup hiçbir tarafta yok, Bunun üzerine kulağı delik bir ec. nebi meslektaşla mülâkat ettim. Ba- na şu İzahatı verdi: — Mister Riket çok zengin bir a- dam değildir. Fakat kendisine çok emniyet eder, spekülâsyona mütema- yil zengin dostları vardır, Bu dostla- rından şu kadar paralık bir teşeb - büs için bir opsiyon alır. Sonra dün- yayı dolaşmaya çıkar. Bu kadar pa- ra için münasip bir faaliyet sahası bulur. Bir şirket teşkil eder yürü - tür, komisyonunu alır, sonra başka bir işe atılır. Bu sirada Türkiyeye gelmiş olma- sına nazari olarak üç sebep tasavvur edilebilir; Birincisi Boğazlar konferansının neticelenmesi üzerine Boğazların tah kimi için mali tekliflerde bulunmak, İkincisi: Türkiyede petrol taharri yatı yapıldığna göre petrol kokusu almış bulunmak. Uçüncüsü; Ağlebi ihtimal olarak ta Bağdat şimendüferinin Türkiye hududu ile Musul arasındaki ikmal edilmemiş kısmının ikmali için teşeb 18-71-0936 Tersine dön : .. bir dünya (Başı 1 incid İngilterenin kudreti ve azim ve Mi hakkında mevcut kanaatin sna sebep olmuştur. Güya dostluğumuzu arayor, fakat Mill Cemiyeti ölçüsüe bizim hasmı: Fcanaa, Sovyet misakını imza € ve umumi infihabat neticesinde * bir sol hükümetinin idaresi altın miştir, Almanya Lokarnoyu yeri Köne askerini sokmuş ve tahi girişmiştir. Muazzam mikyasta lanmakla meşguldür. Garbi A: da hava hâkimiyetini ele rj için bütün kuvvetile uğraşıyor. tün Alman milletine fedakârlık leri telkin ediliyor ve bu fe ğın büyük semerelerini söyleniyor. Merkezi Avrupanın bül sinirleri yeni bir istikbale ait inti larla ve endişelerle gerilmiş b maktadır. İşte Chemberlain'in züncü senci devriyesinde Avrupiğ ve İngiltereye ait gördüğümüz W dara budur.,, “ Boğazlar konferansı kat'i bir laşmaya vardığı bir anda bütün satırları yazmaktan ve bu mi meleri yapmaktan maksadımız İng' tereye karşı dostluk haricinde # ler izhar etmek ve İngiltereyi Kü€ göstermek değildir. Böyle bir düşü ceden çok uzağiz. Biz yalnız vaziyetimizdeki | değişikliği kut bir surette tebarüz ettirmek ve Tü lük sıfatının bugün dünya yüz! nekadar yüksek bir unvan haline gö diğini vatani iman sahibi her vali daşa bir defa daha hatırlatmak yoruz, j Otuz, kırk sene evvel, hattâ o # dar uzatmıyalım, on beş yirmi evvel biz kendi kendimizi çok küs! gören insanlardık. Başka milletl uzağı görür, müstakar bir si vardı. Onlar bü sayede herşeye vaffak oluyorlardı. Biz vukuatın P oyuncağı mevkiinde kalıyor, ezi! duk. Bütün dünya tasavvura sığmaz © ölçüde tersine döndü. Hayalim yaşayan yüz sene sonrasını görür P giltere yerine bizzat İngilizlerin iğ asma göre kararsız, harici siya idarei maslahatçı bir İngiltere dır. Buna mukabil biz on yedi idi deratını tam surette kendi elinde 9 lundurmak kudretini gösteren m lerin başında yürüyoruz. Serb yaşamak ve inkişaf etmek için tsç olduğumuz bütün geraiti bir misak şeklinde ifade ettik ve bull havsalaya sığmaz derecede az bir manda başardık. Lozan sulhü, d inkılâbımızın bütün merhaleleri W ğı görür, müstakar bir siyasetin diği büyük semerelerdir. Nihayet bugün dünyanm deği: şeraiti karşısında, evimizin tam hibi olmak imkânmu teyit eden Bİ Zazlar anlaşması da uzağı görür DE #iyasetin, azmin ve kararın en tezahürüdür. i Mukadderatımıza sahip olmadiğiz. mız günlerde, siyaset dümenleriğ hâkim, yüz sene sonrasına göre X görür diye uzaktan uzağa imre imiz milletler, bugün bizdeki yete, bizdeki yüksek vehberlik deb sma nekadar gıpta etseler yeri v8 dır, On yedi sene evvelki şeraitle Pİ gün arasındaki dünyalar kadar # Kı, bütün Türklük Boğazlar 81 vesilesile duymalı ve pek haklı, PX yerinde bir iftihar hissi her TÜ” kalbinin en derin köşelerine kağ Yayılmalıdır. TAN Kmalrada vapurunun Kadıköl rıbtımında yaptığı hasar Geçenlerde Kınalıada vapuru BP diköy rıhtımma çarpmıştı. va rıhtımdaki hasar için tetkikat mış ve iki yüz lira zarar ve tesbit eylemiştir. Dün Akay müdt. lüğüne gönderilen bir tezkered€ rıhtımm eski haline ifrağ edilme. yahut derhal iki yüz liranın 8i istenilmiştir. v büslerde bulunmak... Bu konuşmadan sonra gece sma doğru bir otomobile atli Tarabyaya Tokatliyan oteline Gİ # Orada topladığım mslümat, M5 Riket'in bir gece evvel saat dok”. yemeğe geldiği ve refakatini tın Anadoluda madenler sahibi Türk bulunduğu zemininde idi. İşte bu esrarı adamm gelişi beni böyle sabahlara kadi” lıştırdı. Hiç olmazsa taze gs 3 aşkıma bir koşup uğraşma m hazırlamış oldu... Haber aldığımıza göre Miste” ket bugünlerde Ankaraya hi etmek niyetindedir | | İl tabi e?

Bu sayıdan diğer sayfalar: