12 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

12 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11.7 936 li hikâye: Sevim çayı verince !.. Sevimle ailesi Büyükadaya ' yazlı- Za gitmişlerdi. Güneş doğarken ba- sandalla denize çıkıyor sabah kavaltısmı denizde yapıyordu. * Sevim, babasının bir tanecik kızı olduğu için çok seviliyor ve her ne İs terse arzusu yerine getiriliyordu. en çok sevdiği denizdi. 2'i bi bavalandi ve kıvrıldı Mutlaka sabah çaymı denizde içecek ti. Yine bir sabahı babasile sandala binip denize açıldılar... Ispirto oca- ğında çaylarmı pişirip demlendirdi- | ler... Deniz o kadar sakin ve durgun tdi ki, ufak bir dalgacık dahi yoktu. Sedef adası önlerinde kürekleri i- geri alarak sandalı demirlemişlerdi. Babu, kız karşı karşıya oturarak çaylarını içiyorlardı bu sırada, denizden güzel bir . Babasi Ve Sevim bu güzel kizi sahilde denize girmiş bir insan Socuğu zannettiler.. Kız onlara gülü- Yordu. Bu kiz o kadar güzeldi ki, gö Tenler ona meftun olurdu. Sevim ve babasi bu güzel kızı ne Yapacakların! şaşırmış bakıyorlardı. Hattâ bir aralık Sevim kıza şunlar! Söyledi: — Kardeşim, belki yorulmuşsu * Buzdur. Sandalımıza gel dinlen!,. Kız hiç söz söylemiyordu. Yalnız asıyle işaret ediyordu. Sevim, ilâve etti: — Size bir çay vereyim, üşümüs- Bünüzdür. Lütfen kabul ediniz olmaz 101? Kiz yine başını salladı. Sevim ba- basının elinden çay bardağını alıp kıza verdi. Çay ibriğini de alıp bar- İ dağma sicak, sıcak çay doldurdu. So İ ğuk bir suda bundan daha güzel bir ikram olamazdı: Sevim ve babası bu İ halden çök memnun idiler, Evden çı karken de nasılsa bir çay bardağı al- | mışlardı. Diğerini evde unutnuşlar- İ dr. Ne olacaktı. Baba kız bir çay bar dağıle çaylarını nöbetleşe içebilirler di. Netekim de böyle yapacaklardı Amma; bu akla gelmez misafirleri İne ikram etmek daha muvafıktı. * Denizde bulunan kız çay bardağı dolduktan sonra, birdenbire sicak bardağı denize attı, Ve bir balık gi- Bu sırada Sevimle babası daha hâlâ kızı sanda ta buyur etmeğe çalışıyorlardı. Bardak denize diğer düşmez Se- vimle babası şaşırıp ayağa kalktıkla rı zaman denizde bulunan kızm ayak ları yerinde koca bir balık kuyruğu görmesinler mi? Denizde bulunan kız | savurdu, Ve dalıp ortadan kayboldu. Çay bardağı, cay ibriği hep birden gitmişti. Sevim ve babası hayretle denizin dibine bakıyorlardı. Yarı kız, yarı sarı saçlarını yelpazeleyerek adanın enginlerine doğru yüzerek kaybolup gitti. Meğer, bu denizde yüzen, insan ço cuğu olan bir kiz 'değil, deniz kızı de- İ gilimi'imiş?. M. 5. KARAYEL Temmuz “ müsabakamız 1 —Bir harf 2 — Bir hayvan ismi 3 — Fena ve ıztıraplı bir şey 4 — Geceyi aydınlatır 5 — Hiç 6 — Hayatımızla âlâkası olan bir sey 7 — Sekize yardımcı bir harf yu- kardan aşağı 8 — Bir hayvan İsmi 9 — Altıya yardımcı bir harf 0 — Hip 1 — Uce yardımcı bir Harf yukar. dan aşağı 12 — Uçe yardımcı bir harf yukar dan aşağı 13 — Yukardan aşağı sekize yer dımcı bir harf ve bir renk İsmi 14 — Bir geyi toprağa saplamak. 15 — Bir insan rengi | — Bir harf | iin ilk yardımcı bir harf İ 18 — Aydmlık veren bir madde | 19 — On beşe yardımcı bir harf İ O Müsabakamızın müddeti dört haf tadır. Yani bir Ağustosa kadardır. Müsabaka gönderen okuyucularımız resimlerini gönderirlerse gazetemiz - de neşredeceğiz. Müsabakalarımız! küğrt Üzerine yapmayınız, müsabakâ resmi üzerine doldurup yollayınız. Hediyelerimiz Birinelye: Bir pijama * Ikinciye: Bir ayakkabı Uçüncüye: Bir roman Uçüncüden yüzüncüye kadar muh telif hediyeler. kuyruğunu | balık olan bu mâblük denizin dibinde | çıkan | S. Sinanoğlu, Istanbul süel sağlık okul No, 7 Asım. Sinekli okul Rama- şı Hakkı oğlu Üzeniç, Tavşanlı Bak. İkal Emin yeğeni Mehmet, Istanbul 45 inci ilk mektep smif 5 Bedia. Us - küdar Doğancılar caddesi No. 167 Kaymakam Tevfik Beyin kızı. Sam - gun lisesi üçüncü sınıf No. 175 Safa Apaydın. Beşiktaş Ortabahçe Cam - göz sokak No, 28 Bürhan. Eskişehir Tamaş sokak No. 8 Eskişehir Tok - taş caddesi No, 5 Beykut. Amasya TAN zan Güvenoğlu Kemal, Elâziz yüzha- | Ortadaki resim Pertevniyal lisesi edebiyat şubesinden bu sene birincilikle Orhan Mahmut Çelebi zade Rifat, İstiklâl İisesi snf 1 No. 52 Halük. Kocaeli cezaevinde maliküm Hendekli Fahri, Eskisehir sıhhat eczanesi, 8. Arıker. Bursa il mektupçusu oğlu Naci Ertin Kırklareli Karamor geçidi No. 49 Tu- İran, Fatih Nişanca caddesi No. 44 İ Mansur. Elâziz Taşmağarasokak No. 142 P. Şendil, Gaziantep ilk okul tale- besinden Kemal. Elâziz umum mi İ fettişlik Iktisat müşaviri Mes'ut | Gönül, Gaziantep varidat. kâtibi İleyman vasıtasile Salâhattin. | Fan” bilgileri: Bahri Muhiti geçen gem)lerin tari- hi vardır. Biliyorsunuz ki, Bahri | Muhiti ilk evvel geçen ve Amerika- yı keşfeden Kristof Kolomp'tur. Ve bu denizi küçük bir yelkenli gemi ile geçmiştir. Tik buharlı vapur icat olunmadan evvel Amerika ile Avrupa arasın yelkenli gemilerle seyahat olunurdu. Bu yolculuk çok tehlikeli idi, Ve aY- larca devam ederdi. Buhar ve makina icat olunduktan sonra, Fransızlar. büyük bir gem! İ yaptılar ve bu gemi yandan çarklı, iki bacalı, dört çarklı büyük bir g€ İmi idi, Bahri Muhiti muvaffekıyetle geçti. Resimde gördüğünüz bu gemi İ Babri Muhitin dalgaları arasmda İ yandan çarklarını . sürüyerek Ame - rikaya kadar varahildi. Ancak bir ayda Amerikaya gidebiliyordü. Sonradan, hem çarklı ve hem de yelkenli büyük gemiler yap- tılar. Bu gemiler daha sür'atli ve da- ha rahat idiler. Eşya ve yolcu nak- Uiyatı çoğaldı. Ameri Avrupa arasmda birçok gemiler islemeğe başladı. Makina ilmi ilerledi. Arkadan us- kurlu vapurlar icat olundu. Bugün, bu vapurların şekli koca bir ada ka- dardır. Yetmiş beş bin ton büyük - Tüğünde olan bu vapurlar Amerikayı 4 günde alıyorlar. Bunların ismine transatlântik diyorlar. İngilizler, Al manlar, Fransızlar biribirlerine re - Makine icat olunduktan sonra... kabet ediyorlar. Bundan bir müddet evvel, Alman- lar, bilyük bir iransatlântik yaptılar ü şampiyonluğunu aldılar. Geçenlerde Frahsizlar büyük bir trans yaparak Alman ve Ingiliz re- körunu kırdılar. Ingilizler Fransız - da | lara karşı yeni bir trans vücuda ge- tirdiler, Tamil Kuin Meri. Bu gemi Fransız gemisini geçecek diye dün- Yaya ilân ettiler. Lâkin, geçenlerde yaptığı seferde, Fransız transını ge- çemedi. Rekor Fransız mütehdisle- rinde kaldı. Ingilizler hesaplarmda yanıldılar. Bakalım Almanlar bir | sey yapacaklar mı? Eskiden, Avrupa ile Amerika ara- smda yelkenli gemilerle bin bir teh- like içinde aylarca seyahat eden in- sanlar bugün yetmiş beş bin tonluk Sür'atli translarla Bahri Muhiti aşi- Yorlar, Bu vapurlarm içinde oyun yerleri, tiyatro, sinema, yüzme ba - vuzları, parklar, gezinolar vardır. Hattâ her gün sabah, öğle, akşam ga zeteleri çıkaran muharrirleri ve mat baaları vardır. Ya, tayyarelere ne dersiniz; bu ha va gemileri bir günde karşıdan kar- sıya uçup gidiyorlar... Almanların “Zeplin” balonları Amerikayı kapı komşu haline getirdiler, Resimde gördüğünüz Nevyork li- Jmanıdır. Kuin Meri limana giriyor. Ve ilk seferini yapıyor. İralı hikâyesini yazacağım. İ ne yaşadı, Ancak bu hata 1903 de dü Coğrafya bilgileri: Halâ tepesine çıkılamıyan bir dağ: Everst Birçok yerlerde ve cağrafya ki » taplarında Asyanın ve dünyanın en yüksek dağı olan Everesti okumuğ- Sunuz ve İşitmişsinizdir. Fukat bu - nun üzerinde neler olduğunu bilmez siniz. Işte; #imdi size bu dağın mace Bir Ingiliz mühendisi olan Eve - rest Himaliya dağlarınm en yüksek yeri olan Gavrisankar tepesine çık- tı, Ve herkes bu tepeyi Everestin en yüksek tepesi zannediyordu. Ve bu fikir 1856 dan itibaren tam kirk se- zeltildi. Toplanan bir Hint coğrafya grupu Gavrisankar tepesinin başka bir te- pe olduğunu isbat etti. Everest ve Gavrisânkar tepelerinin ayrı ayrı tepeler olduğunu ve Gavrisankar te- pesine 7140 yüksekliğinde Everestin ise &$40 metro yüksekliğinde oldu ğunu ortaya koydular. Everest dünyünm çatısı namile meşhurdur, Everest; 3000 kilomet- ro uzunluğunda ölan Kafiristan da ğından başlıyarak ta Çine kadar u- zanan ve üzerinde en yüksek tepele- ri olan Himalâyanm gilselesi üzerin- dedi Re-imde gördüğünlüz gibi sipsivri &trası açık bir tepedir. Üzerinde sek sen kadar tepeler vardır. Bu tepele- rin yilkseklikleri 8000 metroyu bu - lur. Bu tepelerden içinde Everesten sonra, İkinci derecede yüksek olan ve 8581 metro olan Kangöhenjange tepesi gelir. Ve bugünkü seyyahlar bu tepey” elde etmeğe çalışıyorlar, | Bu dağlara çıkış hareketleri ölümle birdir. Düşmek, uçurumlara yuvar- lanm: soğuğa mulk t etmek, kar fırtmalarına göğüs germek, ve bir kar tipisi ile biranda ölüp orta- dan kaybolmak tehlikeleri mevcut - tur. Şimdiye kadar yüzlerce kişi bu dağlarda kaybolmuş ve bir daha dön memiştir. Bu, buzlu ve karlı dağla- ra tırmanmak ayaklar 'altında belli olmıyan karla örtülü -girdaplara dü- şerek yok olmak zarinedersemi zevkli bir şey değildir. Fakat, bütün bu felâketlere, acıla ra dayanarak bu dağları keşfetme ğe çalışan âlimler mevcuttur. 'Bu dağlara ilk çıkış hareketi 1928 de başladı, Ve Kaptan Gerard tara- fından yapılmıştır. Bu adam 6600 mel, o yükseklikte bulunan Seo Porh yul tepesine kadar çıkabilmiştir. İkinci ofkışı Francis kardeşler yap mışlardır. 1904 de Tibete varmışlar- dır. 1005 te doktor Songstaff yüksek- liği 7700 metroyu bulan Gurlaman- data tepesine çıkmağa teşebbüs et- miştir. Lâkin (6800) metroya kadar gelmiş ve resimde gördüğünüz yer- de kamp kurmuştur. Bu kafile bir gün tepeden kopan büyük bir çığ par çasımın altım4 az kalsın vücutlarını kaybedeceklerdi. Ve bu tehlikeden sonra, doktor ve kafilesi geri döndü. 190$ senesinde Ingilizler bu dağa bir heyet gönderdiler. Bu heyetin vazi- fesi daha ziyade Tibet üzerinde ya- şıyan Dolai Lamayı Rus tesirinden kurtarmak ve Avusturalyalılar önün de İngiliz kuvvetini göstermekti. Bu heyet te bir şey yapamudan geri dön dü. Tekrar Francis kardeşler idaresin de bir heyetin Himalâyaya gitmesi tekarrür etti. Fakat Ruslar siyasi te şebbüs yaparak bu heyetin Himalâ- ya gelmesine mani oldu. Daha sonra, Dokuz azadan ürek 5000 metroya | ken: nden evvel bisgok âlimlerin ölülerini ve eşyala- rı buldular. Bu grup fazla yükseleme di. Yalnız resimde gördüğünüz veç- hile Himalâyanın haritasını çizebil- gi. Bu heyetten altı ay sonra, Ceneral Bruse idaresinde bir grup tekrar bü dağlara tırmanmağa başladılar. Ev- velâ 8268 ve daha sonra 8320 metro ya kadar geldiler. Yani Everest te- pesine çıkmağa 520 metroları kal - miştı, Fakat çığların ve kar fırtına- larının dehşetinden daha ziyade iler leyemeyerek geri döndüler. Alimlerle Everest tepesi arasında yüz seneden beri mücadele devam edi yor. Birçok âlimler ve büyük kâşif- ler bu yolda kaybolmuştur. Baka » lem; resimde gördüğünüz Everest te- pesine kim çıkacaktır. Everest' bir Ingiliz mühendisinin ismidir. Resimde gördüğünüz uzun Saçlı ve sakallı zattır. Bu adam Hi- malâyanm en yüksek yeri olan Gav- risankara çıktı, Ve burasmı en vç nokta zannederek Everest tepesi nâ- mını verdi. Lâkin bu tepe en uç Dok- ta değildi. Bu sebeple; dağın en yük» #ek tepesinin ismine Everest denildi. 1868 ihtilâlindenberi Japonlar te- rakki ettiler hem de bir terakki ki, dev adımlarile... Bügün Japon malla- rı dünyayı haraca kesiyor. Bütün mallâra rekabet ediyor. Hele, Japon basmaları... Japonlar sanayide oldu ğu gibi ziraatte de dehşetli yenilik” ler yapmışlardır. Son senelerde siyah gül yetiştirmeğe muvaffak olmuşlar dır. Ancak bu yetiştirdikleri gülün GARIP ŞEYLER başka memleketlerde ekilmemesi için fhtira beratini de almışlardır. Fakat Nevyork bahçıvanlarımdan biri Japonlardan habersiz bir dal el- de etmiş kaysı gülüne aşılarış ve si- yah japon gülünü yetiştirmiştir. Japonlar şimdi Lâheydeki Beynel milel mahkemede Amerikalı bahci- vanı dava ediyorlarmış.

Bu sayıdan diğer sayfalar: