Pariste hergece bayat içki, bayat kadın, bayat yemek ve daima taze hastalık onu Onun yatak odasma çok çekinerek giren erkek kocasıydı. Zaten kocasının o « #pu kendi haline biraktığını bu kadm Adnana yatakla söylememiş miydi? ide birde Fransizca “ben hürriyet arhoşuyum,, demiyor miydi? Adnan görmemiş miydi? Moizin yle bir tavrı vardı ki Raşel herşeyi yapabilirdi; bu yapılan şey zevahiri İrahatsız etmiyorsa Moiz de rahat- olmuyordu. Böyle bir koca Viya- hadan dönüyor diye mi Raşel Adna: bı evine alamıyordu? Yazıhanesindeki müşterileri birer limeyle savdı. Birer kelimeyle... Çünkü onlar yine Adnana gelecek- rdi; mecburdular, Sanki Raşelin o- #Ehu istemediğini bu adamlar duymuş- Har gibi onlar odadav- en Adnan öfkeliydi. 'skat yalnız kalınca hiddeti azaldı, izaldı, nihayet bitti, Pazar günü gö- eceği rüyaya kaç gündür hazıris- yordu. Onun lezzeti içinde sesi, zül tatlılaşarak Raşeli telefonda a- . Yalvaracaktı. Gelecek pazar için vaat alacaktı. Raşel biliyordu; muhavere bitme- en kesildiği için telefon yine çala- taktı. Çalan telefonun karşısında, kadın, güzel tırnaklarımı “dan öten bu demir kuşun haline 1 aci gülüyordu. Alfred Cevat Ahmet Cevat beş senedenberi Pa- İriste Alfred Cevaddı: Belkisin amca- ii vezir Samih paşanın halayıktan ol. a oğlu ve ataşenaval Naşidin ana yrı kardeşi Ahmet C Dermti basının 25 milyon insandan çaldığı ın kendi hissesine düşenim Pa Biste bir tek kadınla yedi: Bir sahne irtisti ile... Kadından kovulunca ihti- kadınlardan aldığı paraları genç kadınlara yedirdi. Nihayet bir gün kaldı. Yasa gidecek, Lepıon et- MEĞTe'e girecekti. (1) Fakat umu- i Barp çıktı, Fransız ordusuru SÜ püllü Yazıldı. Ve Fransız fırkası #Kumkaleye hücum ettiği vakit Al red Cevat esir düştü. Anadoluda & gsera karargâhlarından birine gönde- Tidi. Oradan kaçtı, Istanbula geli; A hastalık, taze dayak onu çok yıpran- ğ Mevewdiyeti iki pisliktiz “yatı polise, maddiyatı beledi #yeye aitti. Uaküdarda külçük bir ev- le oturan anasına halayık olduğu İ- in anne demiyor, Belkisin ölmüş #- mak lde merhume" diyordu. Belkis, alnı kibar bir buruşuktuk İçinde düşenlere acırdı. Çocuğun ha“ Mine gözleri doldu. Belkisin gözlerine bakınca, Adnan da mahzunlaştı; Al ie. a ada konaklarında oda ver- diler. Vatan haini olmak ne kadar #- Vi li: Cevad bir yere saklanma- ğa mecbur olduğu icin muharebe bitinceye kadar Adananm zorla fnisafiriydi. Artık mes'uddu, Ra- İnt kafası vardı; başını sade bir ye- Hite çarparsa beyni rahataz oluyor. #ikalbi de yalnız koşarsa çarpıyordu. Ferahtı; memleket, âile denilen sey- fe onra bayrak ne demekti? Amerika- şirketlerin de bayrakları vardı. — Hudut denilen bu çizgileri in- lar silecekler, göreceksin Belkis! »#meye mecbur oluyordu. Fakat ——— LEGİON ETRANGERE Çi) Çezayir ve Fanta yerli Arapların İhtilâi İerini basterm #sayişi korumak için Fran san ecnebilerden aylıkla lerdir PP miriyor | İyerinden kımıldamıyor, ağzını açma- | early. mektebinden Parise kaçtı. Olen| ber gere bayat içki, bayat | yemek ve daima taze | son günlerde Cevat niçin bu Kadar sinirliydi? Belkis odada yoksa, Ad. nan onu istiskal ediyordu da onun Cevat birkaç gün misafir kalacağı Deniz Yolları İŞLETMESİ Acenteleri: Karrsöy o Köprüba Tel 42362 — Sirkeci Mühürdar #ade Han. Tel 22740. Trabzon postaları Pazar 12 de Salı, Perşembe 15 de izmir .Sür'at Postası Cumartesi 15 de Mersin postaları Salı, Pergembe -10 da kal karlar. Diğer postalar Bartın — Cumartesi Çarşamba 18de İzmit — Pazar, Salı, Perşembe, Ouma 9,30 da Mudanya — Cumartesi 14de diğer günler 830 da. Bandırma — Pazartesi, Salı, Çar samba. Perşembe, Cumarte- si 20 de. Karabiga — Salı, Cuma 19 da Imroz — Pazar 15 de Ayvalık — Salı 19 da cuma 17de Trabzon ve Mersin postaları ca kalkış günleri yük alınmaz 3940 Istanbul Ikinci Ticaret Mahkeme- sinden : Türkiye Iş Bankasmın Güs- tav Löde zimmetinde 12-6-936. ta- rihli ademi tediye protestosu ve ke şide edilmiş bir kıt'a emre muhar- rer senet omücibince alacağı olan | 2420 liranın temini tahsili için ika- | me edilen ref'i itiraz ve iflâs dava | İsinm 17-6-935 tarihli ocelsesinde| İ Mahkeme müddeabih 2420 Uranın on gün içinde Mahkeme veznesine de İpo edilmesine karar vermiş isede mezkür kararname mumaileyhin İ- İ kametgühinm meçhul kalması itiba- ile bilâ tebliğ iade kılınmış olduğun. Senelik muhammen kirası 40 arsa teslim tarihinden tunmalıdır. (B.) (3837) 166 N.lı ve 517 metro murabbat bulunmalıdır. (3751) (İ). bu evde tabif ki, sinirli olacaktı. Fa. | yordu kat bu ciddiyetten yoruluyordu. İkin- ci suratını gösterecekti, Ancak neşe- lenemiyordu. Çünkü bu evdeki misa- firliği bitince misafir gideceği başka ev yoktu. (Arkası var) Bunun için vü cudunuzu güneşe eşsiz olan “ BARON!A" gözellik yağını mutlaka vör cudunuza sürmelisiniz. “BARONLA” alyalarının. szleri Banyolar ve sporlar İçin elzemdir Güneş yanıklıklarının panzehiri dan bir ay müddetle ilânen tebliğat icrasında ve muhakemenin de 21-9- 938 pazartesi saat 14 de bırakılması na karar verilmiş olduğu tebliğ ma- kamma kaim olmak Üzere ilân olu- nur, (24330) —CmM<<. — (STANBUL BELEDİYESİ İLANLARI || lira olan Samatyada Hüseyin ağa mahallesinin deniz kenarı sokağında 180 metre omurabbar ibaren 937, 1938, 1939 seneleri mayısı sonuna kadar kiraya verilmek üzere açık artırmaya konulmuş- tur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülür. İstekli olanlar 3 liralık muvakkat teminat makbuz veya mektubile beraber 22 Temmuz 936 çarşamba günü saat 15 de Daimi Encümende bu- ——— Bakırköylü Aya Yorgi mahallesinde Köy içi sokağında yeni bahçesi bulunan evin milkiyeti açık artırmaya konulmuştur. Bu eve 110 lira bedel tahmin olun- muştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülür, İstekliler 425 kuruşluk muvakkat teminat makbuz veya mektubile beraber 20 Temmuz 936 pazartesi günü saat 15 de Daimi Encümende TAN FAYDA BİLGİLER —— Bugünkü Program Istanbul 18: Dans rmusikisi (plâk); 19: Haberler; 19,15: Muhtelif plâklar; 1980: Çocuk san- ti: Hikâyeler ik Halkevi karo heyeti, Profesör Hulüsi ". 20,30: Stüdyo orkestraları; 21; b berler, Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile. cektir. 20,30: Pilk; 21.30: Piyes; 2210: Haber. | leri 2230: Piyano » sarki; 23,15: Çigan mexilzisi ; 24,10: Cazbant. 14: Sesli film (Ukrayna şarkıları); 18.30 Yeni musiki; 19,30: Radyo Operası; 20: İ Şurkdlar; 21: Hafif musiki; dillerle mesriyat. Varşova 20: Hafif musiki: 22: Waleler; 2230: Mizahi piyes: 23,15: Dans musikisi; 24,30 | Dans plâkları pa 20,15: Johan Stratse'ün (Ziguner baron) İ opereti, 21,50: Yeni gari 2.85: Skeç; 2340: Fok orkestrası (operetler). Viyana ,40: Piyalo rmasikisi; 21,20: Sen mu. i seyahat hatıralar 22, Fi si; 23: Haberler: 23,55: A: Sesli film parçaları Belgrat peret; 23: Haberler; 23,20: Konser nakli, Sinemalar, Tiyatrolar * HALK OPERETİ ; Bu akşam saat 21,45 de Taksim bahçesinde (Sevda Oteli). Sal akşamı (Rahmet Et) Davetler, Toplantılar GAYRİ FEDERE KLÜPLER FUTBOL TURNUVASI Eminönü Halkevindem : İZ. 7. 1986 tarihinde Karaçlimrük sta dmda yapılacak olan Emisönü Malnevi gayrifedere klüpler futbol turnuvası maçla rı, ayni tarihe rastlıyan Türkiye Yugos lavya Milli takımları futbol maçı münasebe öyle gelecek hafta devam edileceği bildir e 9. 7, 1936 tarihinde yapılacak top 036 nde yapılacağı tebliğ alunar. KURSLAR Beyoğlu Halkevinden : Liselerde ikmâle kalan talebenin hazır lanmasına yardm — olarak Ço evimizde | 20. 1. 986 gününden başlamak “üzere aşa İ Bıdaki kurlar açdacaktır. FİZİK VE RİYAZİYE : Olgunluğa ha rarlık için. ALMANCA : Lise son sm:f talebeleri ne ve olgunluğa hazırl FRANSIZCA ; Lise son sınıf talebeleri ne ve olgunluğa hazırlık. İNGİLİZCE : Lise son sınıf talebeleri ne, İTALYANCA : Lise ve yüksek mekteb talebelerine. Bu kurlara girecek olanlar 11. 7. 985 gü hünden başlayarak evimiz direktörlüğüne gelip yazılmaları gerektir. Bu karlar be davadır. Program ve izahat evimiz direk törlüğünden verilir. —. Cerrahpaşa mastanesi 21693 Gureba hastanesi Yenibahçe © © 23017 Haseki kadınlar hastanesi 24553 Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60175 Kuduz hastanesi Çapa 222 Beyoğlu Zükür hastanesi 1 Gülhane hastanesi Gülhane || 2 10 Haydarpaşa Nümune hastanesi ©7107 Etfal hastanesi Şişli 426 Bakırköy Akıl hastanesi 560 Şark Demiryolları Sirkeci 23076 Devlet Demiryolları Haydarpaşa 4214$ Itfaiye Telefonları ln İstanbul İrfaiyesi Çadıköz itaiyesi *silköy, Bakırköy. Büyükdere, Üsküdar ittaiyesi Beyoğlu itiaiyesi | 44640 Büyükada, Heybeli. Burgaz. Kalı mm takaları İcin telefon santralmdaki memura vene demek kâfidir. Müracaat yerleri mim a ai Deniz yolları acentesi Telelon 4262 Axay (Kadıköy iskelesi) 182 Çabıl sehhi yardım teşkilât ölüden lm alm ida, Bu dumaradan undat otomo bili istenir” — ———— — —— Taksilerle hayvan nakli yasak edildi Bazı şoförlerin taksi otomobilleri İle koyun keçi gibi canlı hayvanlar | taşıdıkları gibi ekseriya da tepesine kadar dolu eşya naklettikleri beledi- yenin nazarı dikkatini celbetmiştir. Halbuki ayni arabalar o eşyaları bo kame sonra yolcu götürmekte. ir, Bu helin sıhhi mahzurları olduğun dan belediye taksilerle canlı hayvan ile koku veya toz neşreder ve yahut | alet olar” vddileri | yasrk etmiştir. Anerk bu #ayıtlar haricindeki r$- ya, halkın oturacığ” “er evvelâ muşamba ile örtülmek şartile naklo- lunabilecektir. 24222 | | 20,30: Milli neşriyat: 21: Stüdyodan; o- | | “ şınmalarını Biribirinden siyah çitlerle ayrılan geniş tarlalarda, sapsarı ekinler ya- ban çiçeklerinin tatlı, belirsiz kokg- larını etrafa yayarak başlarında e- sen hafif meltemin okşamalariyle biribirlerinin üzerine ahenkli bir kı- rılışla yatıyorlar, Yarı yarıya kesil - miş ekinlerle dolu küçük tarlalarm birinde Hasan orağına dayanmış, alnımın terlerini siliyor ve ırgatlar, ekmeklerini yemek için tarladan dr sarı yeşil bir gölgelik aramaya çıkı- yorlar, Maviş biraz ötede yeşil bir incir | dalım altına çizgili basma yemek rtüsünü sermekle meşgul. İncirin gölgeliğine kurduğu Salıncakta yeni uyuttuğu Dursun yatıyor, Genç ka- dın yeşil sıvalı toprak kâsedeki yo- Zurdu ortaya koydu. Komşu, tarla- daki kuyudan çektiği, buz gibi sular: la dolu bakracın içinden kırmızı do- matesleri, yeşil salatalıkları çıke- riyor. Siyah ev gi tavırla ikiye böl or, Maviş bu gin | oğlunu alarak sabahtan Hasan ile beraber tarlaya çıktı. Nedense bir | kaç günden beri kocasını hiç yalnız bırakmak istemiyor. Fakat ne yap- sa nafile. Karşı tarlada irgadlarile çelişan Has Gülün kıvrak sesile söy- lediği türküler o kadar çapkın ki. İşte Hasan da tarlanın ortasında durmuş bu sese kulak veriyor. Duru sudan yudum yudum içeyim, Varın gidin haber, salın yarime, Seç yarini derler, kimi seçeyim?. Birdenbire türklinün sonu tamam: lanmadan karısının acı bir titreyişile yükselen sesi Hasanı daldığı bu gü zel, oynak sesden ayırıyor. Maviş / gözleri garip bir pırıltı ile ateşli ses- leniyor: — Hasan orağını bırak ta gel iki lokma edelim,. Genç adam gülümseyerek orağını yere atıp, o tarafa doğru yürüyor, Has Gül artık türküyü kesti, fakat Hasan gülümseyerek mırıldanıyor: Varm gidin haber salm yarime, Seç yarini derler, kimi seçeyim?. Yavaşça Mavigin karşısına örtü- nün bir ucuna oturunca, genç kadın tahta kaşıklardan birini ona uzatı- yör. Hasan kaşığın sapma yapışan esmer, İnce elin titreyişine bakarak başımı ona kaldırdı. Hayretle karı. sını süzüyor. Mavigin yukarı doğru kalkık uçuk penbe dudakları hafif. çe oynadı: —Ne daldım yüzüme Hasan? Has Gülün türküsü seni büyüledi sanr rım ?, Hasan onun sesindeki acı tit- reyişi, yaptığı sitemi anlamamış gi- bi, kaşığı alıp, yeşil sırlı yoğurt ça- nağına daldırdı. Fakat Maviş konuş- masına devâm ediyor; — Hasan anlamadım mi sanıyorsun gayrı?. Ne var aranda ki, ona öyle deli deli bakıyorsun, Hasan iyice gönlünü verdin nedir giza?.. Hasan yalancı bir hiddetle ba- kışları tutuşarak,birdenbire elinden tahta kaşığı fırlatıp, bağırdı: —sen ne yiyeceğini şaşırmışsın gayrı, kime gönül vermişim diyiver bakayım? Maviş bir solukta cevap veriyor: —Demin türküyü dinlerken Has Gülün çitine öyle dalup Biden sen geğil miydin Hasan ? Genç adam karısmın her şeyi sez- i anlayarak, bu şüpheyi ağır bir hareketle bastırmak isteyip, göz- lerini hiddetle açıyor. Fakat Mavisin gözlerindeki ıslaklık, sıcaktan geç- tik, esmer yüzünün yanaklarının u- cuna toplanan bir alevle için için ya- nışı onu birdenbire yumuşattı, ye- rinden kalkıp genç kadının yanma sokuldu. Yemenisinden sarkan gür siyah örgülerini şefkatle okşayarak konuşmaya başladı: Mavişim koyma yüreğine kö- tülük. Boşuna içinden ağlama.. Sen. den gayrısma yabanm karisma göz atarsam, sonram kör olurum giz!, Mavişin bakışlarından bu sözlere 7 | Hasan onu iyice laycı bir sesle de- Jinanmadığı belli teskin etmek iç vam ediyor: Bir Has Gül için bu kadar üzün- tü gerekir mi gız!, O bir kez koklan sa bir daha akla gelmez gayri. Ma- viş öyle mi? Maviş kocasının son sözleri fze- rine sevinmesi lâzım gelirken, yüre- ğine büsbütün bir garipıik düşerek, başmı onun geniş göğsünde sakla” yor. Evlenirken: “Gülümün üstüne gül koklamamı” demişti. Demek şim- di Has Gülü bir kere koklamayı ak- lından geçiriyor artık, Aradan iki gün geçmiştir. akşam. Hava yavaş yıvaş kararıyor, Ha- naym parmaklıklarma dayanan Ma- vişin şalvarının ak gülleri karanlık- ta alacalı görünüyor. Yine, bakışları pek bulutlu. Eliyle yemenisinin ueü- nu dudaklarına götürüp gül oyala- rını dişlerinin arasında oasabiyctlo ısırıyor, Mavişe döktüğü dillere rağ» men eğer tarlaya beraber gitmezler» se Hasan böyle geç vakitlere kadar dönmiyor. Muhakkak her zaman Has Gül ile beraber dönüyorlar,Ma- viş artık kocasmı hiç yüzlemiyor. Fakat Hasan kaç zamandır onun yüzüne bakmaktan çekiniyor, Çünkü bu küçük esmer yüzü bilinmez bir el Sanki bir kaç gün içinde değiştirdi. Şimdi 0 yukarı kalkık uçuk renkli dudaklar ber gün asabiyetle dişlen- mekten kan oturmuş gibi acâyip bir kızlılıkla yanıyor. Şakaklara doğru dalma şüptleli bir kivrılışla ulna kalınca siyah kaşların altında iki a- teş parçası düşmüş gibi açık mavi gözleri derinden derine tutuşmakta. Hasan karısını böyle vahşi bir de- gişiklişe uğratan elin kıskançlık ole duğunu bilmeyor değil. Fakat ken- dini ne kadar çekmek istese öbür tarafta çok kuvvetli. Bu güzel yaz günlerinde havalar gok sıcek oluyor ve bulutsuz mavi semanın altında, altın tozuna bulan- mış gibi parlayan sapsarı ekinlerin arasında düğen çeviren Has Gül sik sik yardım için Hasan'ın tarlasına geçiyor. O, kollarını sıvayıp harman başina geçtiği zaman Hasan başını İ sicak bir dumanın sardığını, vücu- dundaki kanın alevden bir lâv gibi damarlarını yaktığını o hisediyor. İ Un voşue çıldirtan tepelerinde, kü- İcük parlak mina parçalarmı ateşten oklar gibi üzerlerine serpon Güneş! Yoksa genç kadının orak biçerken sıcaktan açlığı sıkı basma içiiğinin arasında görülen pembe çilek renki yeninin parlayışı, siyah iri göğzlerin- deki ateş, yahut bir fiskiyeden süzü- len küçük damlacıkların havuza vu» rürken çıkardıkları tatlı gıkırtı gibi -kızıl dudaklarından dökülen yanık türküler mi? Hasan bunları düşüne- miyor, ve damında Mavişin yanında vüreği sevgi dolu bir adam oluyor. Fakat tarlada her şeyi unutarak Has Gül'e yuksek bir daldaki çiçeği ko- parmak isteyen insanın bulutlu, hay» ran gözlerile dalip, dalıp gidiyor. Maviş bunları çoktan sezdi. Hana- yin parmakliklarına dayanmış, diş- lerinin arasında parçaladığı yeme- nisinin oyalarını karanlığa fırla #r- ken, kafasında yüreğini yiyen bin- bir düşünce yuvarlanmakta, şimdi kocası harmanlıkta muhakkak Has Gül ile beraber dönüyordur. Belki de tarlada kucak kucağa eve dönme- yi bile unutmuşlardır. Maviş başı kollarının arasına alarak ağlayor. Birdenbire omzunda gezen bir elin temasile sıçradı. A!.. Hasan sen mi geldin?.. (Arkası yarın) Peride Celâl YENI NEŞRİYAT Kroyçer Sonat Tolstoy'un bu isimdeki eseri Ali Kâmi Akyüz tarafından türkçeye cev rilmiştir. Eser, Hilmi kütüphanesi ta rafından temiz bir baskı içerisinde neşredilmiştir.