İLE A vE 2 & Avrupa siyasetinde mühim bir nokta ... Komünizm fıkri ile Nasyonal Sosyalizm arasında mücadele TAN Aimanya ile Rusya yalnız siyasette savaşıyorlar ikisinin arasında harp çıkması m “Daily Herald., den — zennettiğime göre Avrupa siya- getinde bugün için en mühim “nokta Komünizm ile Nasyonal - Sosyalizm arasmdaki mücadeledir. Bu cümleyi söyleyen Amerikalı dos tumuzun ismini vermekte mazurum. Çünkll bu tanmmış bir isimdir. O Şar ki Avrupa meselelerinde mütehassıs denecek kadar vukuf sahibidir. Üste | likte objektif bir zekâya maliktir, | — Bu iki taraflı bir rekabettir, di- | ye devam etti. Bir yandan, bu iki dev| let arasındaki rekabettir. Almanya) ve Rusya arasmda, öyle iki devlet ki | Ren sahillerinden Çin hududuna ka- dar en kuvvetli iki'devlet. Yetmiş| milyona yakm nüfusu ile Almanya ve yüz yirmi milyonluk nüfusu ile Rusya... Saniyen bu iki siyasi kanaatin re- kabetidir. Nasyonal Sosyalizm ile kö münizmin biri biri ile çatışması. Komtnizmin bügün için en büyük! Karekteristliği Nasyonal - Sosyaliz-| me karşı beslediği vefret hissidir.| Sovyet mütefekkirlerinin eserlerini © kuyunuz, her hangi bir Moskova ga- zetesine bir göz atınız göreceksiniz ki Nasyonal - Sosyalizme karşı püs- kürülen ateş komünizmin Kapitalizm ve Faşizm nefretini unutturacak de- recededir. Diğer taraftan İse nasyonal » 08- galist ricalinin sözlerine bir kere ku- irk kabartınız. Komünizm aleyhine ağız dolusu lâf işiteceksiniz. Hayret etmeyin, bu söylüyeceğim hakikata Nazilerin yahudileri nefretleri, ko- münizme karşı gösterdikleri nefret- ten pek çok geridir. Neye diye soracaksmız? Harpsonu #imanyasnın en büyük dostu Rus- ya değil miydi? Bu ani nefret neden ileri geliyor? Cevap gayet basit: Rüs ya Almanyadan, Almanya Rusyadan korkuyor. Tehlikeli bir itimatsızlık! — Fakat diye itiraz ettim, Bu iki devletten hiç birinin diğerine tecavüz edeceğini zannediyormusunuz? Bana böyle bir ihtimal imkânsız gibi görü- nüyor! — Bir Alman - Rus harbi sizin zannettiğinizden çok daha ziyade gay ri mümkin. Ne Almanların Ruslara, ne dö Rurların Almanlara tecavüze zerre kadar niyetleri olmadığından tamamile eminim, Askeri bakımından da zaten bu gü Yünçtür. Her iki tarafın erkünt harbi- yeleri de bunü mükemmelen - idrak etmiş bulunuyorlar. — Peki öyle ise bu düşmanlık ne- den ileri geliyor? Sebebi ne? — Karşı taraf, tarafından tecavü- ze uğrayacağını iddia etmek hem Al- manyanm hem de Rusyanm işine ge- liyor. Esasen hakikat olmadığımı bil- diği bir şeyi kuvvetle iddia etmeye başlayacak olursan kendinde inanma ya başlarsın! Almanyada seyahat ettiğim esna- da bir çok kimselerin hakiki bir Rus tehlikesine cidden inandıklarını keş- fettiğim zaman ne derece hayrete düş tüğümü tasavvur edemem! Herkesin ağımda Rusyanm Çekoslavakya yolu” e Almanyaya ineceği, Çekoslavakya dan tayyare ile Berlinin ancak iki sa atlik bir yolda olduğu düşüncesi, Bün dan saçma bir şey tasavvur edemem doğrusu! Fakat ne de olsa hakikat bu mer- kezde, bu iki devlet iki diplomatik düşmandır. Ve aralarmda diplomatik bir harp ceryan etmektedir. Avrupa siyksi hareketlerinin bir çoğunu bu zaviyeden görmek icap etmektedir. bım gayesi nedir? — Yani bir Ingiliz - Fransız # Al man ittifakı mevzubahs olabilir mi diye soruyorsunuz, değil mi? da tahakkuk etti laşmasindan korkuyorlardı. dur. Yorlar, deği mi ? — Evet on sene evvel böyle bir şey | arzu edilmiş ve Lokârna anlâşmasm- | yetler bütün propaganda gayretlerini irilmişti de, O zaman | böyle üç taraflı bir ittifakın tahak- garp devletleri bir Alman - Rus an- Bugün — Ruslar ise Almanyaya karsı bir Rus - Fransız - Ingiliz ittifakı. isti |lomatik sav; Adapazarı, (Tan) — Kocaeli böl gesinde Adapazarı grupu likleri bu hafta başlamıştır. Adapazarı Genç- ler Birliği ile Sapanca Yeşilyurt ta- kımları arasında oynanan ilk maçı TR Bartın ortaokulunda talebe sergi m Alman zırhlı otomobil leri bir geçit resminde — Evet tamam”e onun için Sov- kukuna hasretmiş bulunuyorlar. Böylece bir taraftan Nazi Alman- ise Almanlar Fransız - Rus ittifak. | ya diğer taraftan bolşevik Rusya Av dan şüpheleniyorlar. Almanlar şimdi | rupa siyasetinde diplomatik bir sa- üç garp devletinin bolşeviklik aley- | vaş yapıyorlar. Her biri kendine müt hine ittifak etmesini istiyorlar, Hitle | tefikler teminine çalışıyor. Fakat bu rin diplomatik oyunlarmds nokta bu. | nun tehlikeli bir oyun olduğunu ha» tırdan çıkarmayın, dostum, dedi. Gülerek ayrıldı. Hakkı vardı. Dip- ar niha hakiki bir p olabilirlerdi. Adapazarında lik maçları Gençler Birliği 6-1 kazanmıştır. Adapazarı ve Geyve Idman Yurtla- ri arasında oynanan İkinci maçı 4 - O Adapazarlılar kazanmışlardır. Bartın, (Tan) — Ortamektepte, sene sonm minasebetile, kız talebe ta- Peki amma, hali hazırda Almanya | atından çok güzel ve muvaffakıyetli bir sergi açılmıştır. Talebe velileri ve kalabalık bir ziyaretçi kafilesi tarafından gezilen sergi çak beğenilmiş” tir, Yukarıki resim, Bartın Ortamektebinin hu seneki mezunlarını Mekte hin Müdürü İhsan Atukerem ve muallimleri ile bir arada gösteriyor. , ümkün değildir —— ÖĞÜTLERİ Sarı gözlük Yazın gözleri yorucu ışığa, hele tozlara karşı korumak için renkli camdan gözlük takmak pek iyi bir şeydir. Bir zamandanberi renkli gözlüklerin çoğaldığını görenlerden bazıları bunun sadece yeni bir moda olduğunu sanıyorlar. Halbuki renkli gözlükler, uzaktan veya yakından iyi göremiyenlerin taktıkları bayağı gözlüklerden daha eski, pek çok es- kidir. Eski zaman Yunan dilberleri ken- di memleketlerinde iken güzel yüzle- İrinin derilerini boyayla, gözlerini de renkli gözlüklerle korurlarmış. Ba - kat sonradan kendilerini eski Roma gençlerine . beğendirmeğe gittikleri vakit, Romalıların lüzumundan fazla olan sertlikleri kadınların yüzlerini boyamalarına izin vermediğinden Yu nanlı dilberler: yüzlerini korumak için ipekli maske icat etmişler o ve renkli gözlüklerini o maskelerin üze- rine uydurmuşlar. Daha sonra ka- dınların uzun uzun asırlarca taktık- ları yüz peçeleri de yine yüzü ve göz“ leri korumak için icat edilen maske- lerin bir şekliydi. Şimdi bayanlar yüzlerini boya - malarına hiçbir memleketin erkekle ri karışmadığından, yüz peçelerine re sürülen sürme, gözleri güzelleş - ürse ve bir dereceye kadar tozlara karşı korusa bile, yazm fazla ışığın gözleri rahatsız &tmesinin önünü ala- mıyor. Onun içindir ki, yüz peçeleri hazfedildiğindenberi Oyazın renkli gözlükler Hizumlu bir moda oldu. Yaz gözlüğünün rengini seçmek bi- raz düşünülecek bir meseledir. Renk ve ze İşlerinde münakaşa olmaz, derlerse de gözlüğün rengi bir sağ- luk işidir. Vakıâ bunda da münaka- sa olmaz, fakat herkes kendi keyfi- ni değil, renk mütehassıslarının fik- rini tanımak şartile, Bazıları kırların açık yeşil renk- lori insan gözlerine bir rahatlık ver- diginden yeşil renkte gözlükleri e iyisi diye iddia ederler. Halbuki ye- sil renkli gözlük insanın baktığı şey- leri iyi görmesine engel olur, her şe- ye bir hüzün verir. Bu da sinirler, ila bir yurgunluktur. Koyu mavi gözlük daha az yorar. Göz hastalıklarının bazılarmda iyi gelir, gözü rahat ettirir. Fakat bü- yük bir kabahati vardır: Güneş işi- ğinm içinde ültra-viyole reyonların geçmesine mâni olmaz. Gözlerimiz bu reyonları göremezse de onlardan İrahataiz olur. Bu reyonlardan korumak için de i duman renkli gözlükler iyidir. Daha dltra-viyole reyonlar keşfedilmeden öne, kışm kar Üzerinde gözleri yor- madan yürümek için duman rengin- de gözlükler tavsiye edilirdi. Şu ka- dar ki, her güzelin bir kusuru oldu- ğu gibi, duman renginde gözlüğün de kusuru güneşin sıcaklığına engel olmamasıdır, Güneşin sıcaklığını bayağı gözlük tutar da, duman fen- gindeki gözlük nekadar koyu olsa © kadar çok geçirir ve gözlere gönde rir, Gözleri bu büyük omahzurdan — zaten ötekilerden de — kurtara- cak renk sarı renktir, ama altın sa- rısı değil, portakal sarısı, Sarı renk- li gözlük göze zararlı olabilecek ışük- ları hepsini tutar, her şeyi iyi gös- terir, gözleri rahat ettirir. Sarı gözlüğün kıymetli bir hassa- si da, insan bununla uzaklara baktı- görebilmesidir. Meselâ insan güneş altmda uzaklara baktığı vakit, or - İ manlar arasını iyi göremediği halde, sarı gözlük takınca daha İyi görür. Bu da, yazın kırlarda gezmeği seven- ler için nekadar iyi bir şeydir! Lokman HEKİM Aydında soyadı yazımı faaliyeti Aydın, (Tan) — İlimizde soyadı kanunun tayin ettiği 2 temmuza adar tamamen bitirilmiş olacaktır. Şimdiden, hattâ haziran başında bir- gok kamunlarımızda soyadı alma miş hiç kimse kalmamıştır. Bütün köylerde soyadı almıyan yoktur. Bu iş, il ve ilçe merkezlerinde de önem- le takip olunmaktadır. - Burada ol - mayıp taşrada olanların da soyad- ları gelmektedir. Halkevi, şimdiye kadar 2 binden fazla yurttaşa soya: dı bulmuş, soyadı kâğrtlarını büro- adı kâğıtlarını bedava vermiştir. 936 yılı başımdanberi 79 çiftin nikâ- geri kalanı bekârdır. artık lüzum kalmıyor. Fakat gözle-| ğı vakit gölgede kalan şeyleri bile| Bunda doldürtmuş ve yoksullara soy Aydm urayı evlenme dairesinde Samsunun bu sene ha 0-6-6 3 SAĞLIK MEMLEKET MEKTUPLARI lam mnnneienl eksikleri de Iledilecek... Her biri ayrı bir renk taşıyan bu büyük kâgir evler, mo- dernliğin züğürtlüğ ne kendilerini hiç kaptırmamışlar! Gülcemal azametli düdüğü ile et- rafına sandalerları bir anda toplıya- bilmiş ve ben de bu gelenlerden biri- ne binerek sahile yollanmıştım, Sam sun, gece uykusundan sisler içinde daha henüz uyanıyordu. Arkadâ ka- lan dağlar, tepeler ve hattâ evlerin bir kısmı bile, beyaz bulutların için- de kaybolmuş ve yalnız sahile Sira” İlanan binalar bir baştan diğer başa kalın bir çizgi halinde görülebiliyor» du, Ayağımı pek erkenden bastığım Karadenizin bu çok güzel şehrinde, daha henüz amele ve işçiler, mendil- lere sarılı yiyeceklerini parmakları - na takmış, işlerine gidiyorlardı. Sa- hile muvazi bir cadde hizayı bozma- dan uzayıp gidiyor. Bu yolun üzerin- de, tam ortalarda güzel bir park, ge- niş bir saha üzerinde hükümet ko- nağına kadar olan boşluğu mis gibi kokan renk renk güllerile güzelleş- tiriyor. Parkın tam ortasında şah- anmış bir at üzerinde Atatürkün iripel tarafından yapılan çok gü- zel bir heykeli, yemyeşil ağaçların her köşesinden rahatça görülebili- yor... Muhtelif katmerli çiçek ve| yapraklar arasında kısa hoylu havar. ievhalarda sıralanan Sallar a bat bahçelerinden işittiğimiz manile- ri hatırlatıyor. Sardunyaların top top çiçekler! arasında gözüken bir beyazlık üzerinde: Koparma, bülbülü ağlatma gülsün eğlensin Koparma, çünkü bu parkm sahibi sensin | Biraz ilerde : Karanfiller birer zülfü perişandır | gülistanda Sakın el sürme teller bağlasın vak- ti haririnde Tam yolun kenarma yakın bir yer- de katmerli beyaz güllerin kucağına düşmüş bir levha üstünde: Koparma bir gülü kırmakta hiç bir safa yoktur yadıpda güllerin di çoktur, Bahçenin ortalarma doğru herbir dalında dört beş tane kıpkırmızı çi- çek uzanan diğer bir fidanm yanıba- smda da: Koparma, yalvarıyor bak başında bir kelebek Koparma, çünkü zarafet saçar zemine çiçek Bu şekilde koca park her köşe- İ sinde dağılmış bu beyitlerin Bepsi birden, 8iZe bütün bu kokular içinde adeta bir Şiir kitabı sunuyor. Samsunun caddeleri muntazam, sanki şehri ilk imar eden bugünü dü- şünmüş gibi... Bir plân içinde her İş- te başlamış ve bu ilk adımdan sonra Vali Kâzım Paşa da son senelere ka- İ dar bütün gördüğünüz yenilik ve gü- zellikleri şehire ilâve etmiştir. Sam- sunun en güzel evleri istiklâl caddö- si ve buna. amut çıkan birkaç yol Üzerinde birikmiştir. Herbiri ayrı bir renk taşıyan bu büyük kâgir ev- ler, modernliğin züğürtlüğüne ken- dilerini hiç kaptırmadan, zengin ya - pılarile bahçeler içinde bütün bu yol- Senin de gülgeni bu şehirdeki gençliğin hareketini an- latabilir. Bütün bir gençliğin el ve gayretlerile süslenmiş bu büyük bi- nanın içerisinde, diğer spor mınta - kalarımda olduğu gibi münakaşasız yanyana stralanmış odalara dolmuş - lar ve herbirinin içlerine de kendi klüp bayraklarını asmışlardır. Bu binanm büyük salonunda her gece ları doldurmuşlar, Yukarda tenis) * . | klüibü, aşağılarda halk spor evi, size Samsunda Atatürk heykeli i rinde çok müessir olmuş ve gay muntazam vaziyette ekmek çıkaran fırınların hepsini kapatarak, halkın tedarike mecbur olduğu yiyecek İşini muvaffakıyetle halletmiştir. Şimdi Samsunda faaliyette bulunan fırın - ların içi ve dışı temiz olduğuna İti - mat edebilirsiniz. Şehrin yeni sene için birkaç te sebbüsü var, Meselâ gelecek mev- simden itibaren Oherkes (ölülerini evlerinin içinde leğen, maşrapalarla fena bir tarzda gusül etmekten kur- tulâcak ve bunun yerine hazırlanan asri bir gusülhane içerisinde buişi tamamlıyabilecektir. Bundan başka şehrin hakiki ihtiyacı iken bu sene- ye kadar pek iptidai bir sekilde ida- re edilen mezbaha işi halledilecek ve bedeli iki senede ödenmek üzere gü- zel bir bina yapılacaktır. Bir üçün- cü olarak ta gençliğin fazla hareket ve topluluğunu lâyikile alabilecek bü- yük bir Halkevinin inşasına başla « nacaktır. Bütün bunlar birer hare- ket olmakla beraber, Samsuna bele- diyenin daha çok İşler görmesi lâ- zımdır. Çünkü bu zengin ve uyanık şehir, her yapılacak yeniliği evvelden haketmistir. Samsun dediğimiz zaman aklımı « za hemen tütün gelir. Ben sigara kullanmam ama, Samsun tütününün pek meşhur olduğunu bilirim. Benim bildiğim de bir şey mi, bütün dünya ayni ismi ezberlemiştir. Muhtelif za- manlarda ecnebi memleketlerini ge- zerken, tanıştığımız ber dosta verdi- gimiz en makbul hediyenin Türk si- garâsı olduğunu görmüştüm. Dünya- yı saran bu nihayetsiz şöhret, gimdi içinde bulunduğum vilâyetin tarlala- rindan doğmuştur. Caddelerinde her an tesadüf edeceğiniz ecnebi tipler, hep bu şöhreti ulaştırmak için, bü- yük tesisat ile balya balya tütün yapraklarını dünyaya göndöriyorlar, Samsundaki tütün maheulü geçen mevsimde, alıcılarm - fazla talepleri karşısında çok iyi fiyatlara satıla - bilmiş ve zürra bu işten İyi para kar zanabilmiştir. Bunun İçin bu sene tütün zer'iyatına daha fazla ehem - miyet verilmiş ve havalar da müsait gittiği takdirde almacak neticenin geçen mevsime nazaran daha yük - sek bir yekün tutacağı tahmin edil- mektedir. Geçen sene yalnız Sam- sundan 1.600.000 kilo tütün çıktığı halde, bu sene bu rakamın 2.500.000 kadar yükselmesi beklenmektedir. alnız havanm üzerinde eksilmiyen sis ve yağmur bulutlarının artik bi- vaz insaflıca davranmaları İâzım, “ünkü: sis, fideleri yakıyor, yağmur ia gürütüp mahvediyor. Şimdi :bu mıntakanm üzerinde doğacak kuv - vetli bir güneş yalnız Samsunu değil, nibaşımdaki meşhur. Bafra tarla- darımda da 2.500.000 kiloyu denk denk bütün piyasaya dağıtabilecek- tir. Samsunun ikinci bir şöhretli malı »ndiridir. Kastamonu mektubun- ds gibi, Türkiyenin en yi kendirini şimdilik Hacıköy ve bu- tadan da öğrendiğim gibi Köprü ye- tiştirmektedir. Bu sene tekriben Hacıköyden dört bin, Köprüden de bin balyalık bir kendir satışı yapıl- nıştır. Fakat mal daha fazla olmuş alsaydı, onların da sür'atle paraya ahvil edilmesi imkân! mevcutmuş. Bunlardan başka Samsunun yu- durmâdan çalan radyonun başında, yüzlerce gencin zevkle garp musiki- sini dinlediklerini görürsünüz. hını kıymıştır. Bunlardan 3 çifti dul N Samsun belediyesi frrmerlar üze nurta fasulye, ceviz ve “ire ihra- satları da var ise de, bunlarm diğer- lerine nazaran ehemmiyeti o kadar yüksek değildir. Sait ÇELERİ