e A EKONOMİ Yün ve yapak / İstanbul piyasası | Esnaf çok durgun geçti Istanbul yapak piyasası durgun geçmiştir. Almanyadan gelen talep- lerin azlığı bu durgunluk ve fiyatla- rm bir miklar gerilemesine sebep ol- muştur. Son fiyatlar şunlardır: Son hafta Trakya 87-68 Anadolu ince (© 57-58 Anadolu sıra oo 55-56 Ege minlakusı: İzmir yapak piya- #ası son günlerde durgunlaşmıştır. İstanbul piyamasmın durumu bu durgunluğa müessir olmuş ve fiyat- | larda dü 3 - 4 kuruş kadar bir geri- leme görülmüştür. Son fiyatlar şun- lerdir; Son bafta 60-61 58-50 Yerli inceler Anadolu M gen haftaya nazaran durgundur. Pi. | yatlar bir miktar düşerek aşağıdaki seviyelerde bulunmuştur: Son hafta 5 “0 56.55 73.016 mw Mersinde Anadolu Mersinde yıkanmış yapak güz yünü kanmış mntakasında yün piyasası n aretlidir. Tüccar elinde ka- lan mallarm kilosu 40 kuruştan sa» tılmıstır. Eeki o mal * kalmamıştır. ta sonra başlanacaktır. Türk ve man tüccarları arasm- 4n son hafta içinde de yün ve yapak i muameleler yapıldığı işitil - memiştir, Mübalâğalı bir neşriyat Suriyede çıkan Vahdet gazetesi, rındaki Türk pavyonunu mektedir. Bu gazetenin mu Esnaf en biri, pavyonu gezdi -| LE den bahsederken, e iyonda Türk | için sandığı tes Iktisat vekâleti iş bürosu, esnaf teşkilâtı hakkındaki tetkiklerine < vam elmekteu.. -grendigimize gi yapılacak işler arasında, esnaf için İbir yardım sandığı kurmak tasavvu ru da vardır. Iş kanunu haricinde ka lan küçük müesseseler vardır, Küçük jel imalâthaneleri, birkaç İşçi çalış- tran atölyeler, dükkânlar gibi.. Bu ralarda çalışan çırakların, kalfaların | işçilerin hukukunu müdafaa etmek işi esnaf cemiyetlerine düşmektedir. | Esnaf cemiyetleri teşkilâtı herşey - den evvel esnaf arasında tesanüdü kilâttır. Bunu da | yapmak için, emnafa yardım etmek lâzımdır, Tanzimattan evvelki esnaf lonca- n yün ve yapak piyasası ge- | larmda bu tesanüit mevcuttu. Konca Isra orta sandıkları vardı. Bu san- diklar, malikalan, ölen esmatın al lelerine yardım eden bir nevi sigorta mahiyetinde bir teşek Bu itibarla esnafın birbirine yardım etmesi, ve birbirlerini koruması, bir anane haline girmiştir. Şimdi, esnaf | arasmda bu gibi yardımları ifa et - | mek için daha modern bir teşekküle ihtiyaç vardır. ktisat vekkleti bu ihtiyacı temin etmek maksadile, ssnaf arasmda bir | yardım sandığı teşkilâtı yapmağa ka | Yeni yapağın kırkılmasına bir haf- | rar vermiştir. Bi teşkilât hakkında Ticaret odalarınm esnaf cemiyetleri nin fikirleri sorulm miyetleri rie gibi bir yardım sandığı. na ihtiyaç olduğuna dair, vekâlete birer rapor göndereceklerdir. Bu va porlar tetkik edildikten sonra, yar- dım teşki apılacaktır. Bundan fi göstermekten mahrum bu - Paralar yazmaktadır, Şam pana - yırmdaki Türk paviyonu hakkında rlardan yaptığımız |” ahdet gazetesinin hayırmdaki Türk pavyonunu i bir sürette tenkit ettiği aktadır. Pavyon da türker da Türkefis namma, "Türkofis örlerinden Ragıp bulunmak - Mürettibler Cemiyetinin Gezintisi Türk Mürettibleri Cemiyeti, Bo- ğaziçine ve Adalara Deniz gezintisi tertibine karar vermiştir. Gece gün- düz hurufat kasalarmn başında çe- Uşarak kitap, Gazete, Risale, Mec- muaları hazırlayan mürettiblerin ©- kuyucularından bir kismile bu ge- rini münasebetle buluşmaları ve tanışmaları da mümkün olacaktır. Ayni zamanda Mürettibler Cemi- yetine mizaheret teşkil edecek olan bu gezintiye alâkadarlar iştirak ede- ceklerdir. No. 68 Âdemle Havva Bürhan CAHIN Daha ziyade evlerinin, yuvalarınm havasında yaşıyan bu saf aile çö- cuklarmı gördükçe yaşadığım gü- rültülü hayatın iğrençliğini daha iyi hissediyorum. Almanyada iken kadınlar hakkın- daki düşüncem nekadar değişmiştir. Vicdan, ahlâk diye bağlandığımız hislerin, düşüncelerin manasız şeyler olduğunu söylüyandum. Yürüyen ha- yatta, tesadüf edilen insanlara göre his ve fikir değiştirmenin zevkine, doğruluğuna inanıyordum. Bu inanışım beni Mery'ye kadar götürdü. Fakat öyle anlıyorum ki bu yürü- yen hayatın biribirine eklenen tesa- düfleri sönen ve parlıyan yıldışlar, kandiller gibi insana ancak bir an için ümit ve sevinç veriyorlar. Bu yürüyen hayatın içinde ruhlarımıza sinen bazi münasebetler var ki onlar bir yosun gibi kendilerinden çok kuvvetli görünen sellere, akımtılara rağmen "dr .vihi narlavın sönen ve bir sa“ erlerini birakmıyorlar, Bu| ve frangı çilem rana alam 70 Cek uras 20 Ley 20 Umar Liret vesikalı lerin Avserarya gilin Ma: Ve 13, 190.— ”- tav “ kurona Air Banknot Çekler Paris üzerine İngiliz üzerine Dolar Liret Belge Cenevre Sofia Florin ğanak gibi kaynayıp coşan o hum-| mal: sevgiler ilk hamlede insana bir | tufan kadar azametli ve bir güneş gibi sönmez göründükleri halde son- ra yavaş yavaş şiddetlerini te hara- retlerini kaybediyorlar, O zaman gö- nül yatağında bir yosun gibi takı - lip Kalan öz duyguların daima yeşe- ren ve bütün fırtmalara rağmen çö- sülmiyen birer kiymet olduğunu an- yoruz, Bendeki bu aile ve ev sevgisi, kim bilir belki de bir çocukluk hatırası. Baba ve eodattan kalma bir duygu. Ne olursa olsun izi kaybolmuyor. Bu akşam içimdeki o gizli yara yine deşildi. Madam Döelozler ile kızlari arasında bütün eski hatıra- larrmın tazelendiğini hissettim. Bu aile sofrasmda her iyey baş- ka... Teneffüs ettiğimiz hava bile başka... Bizim gibi bahçede yemek yiyenler usak masalarda, Mısır ge- celerinin durgunluğu bu serin bah- gede belli olmuyor. Maricon'la kardeşi yavaş yavaş açıldılar. o Adrlenne'le şakalaşıyor. Bu afacan kız geveze bir kuş gibi. Şakacı, alaycı. O kadar ki anası ara- sira kızar gibi onu azarlamak isti- yor. tur. Esnaf ee | teşkilâtı bir yardım is edilecek başka İzmirdeki esnaf o cemiyetleri da vekâlet tarafından tetkik bdilmektedir. Geçen sene bu teşkilât bir tecrübe mahiyetinde kurulmuştu. Izmir esnaf teşkilâtında amele, ve esnaf bir araya getirilmek suretile aha $ manada birlik vücüde ge tirilmiştir. Bu teşkilâtın da bir yar- dım sandığı, bulunmaktadır. Hem a mele hem esnafı bir araya getirmek suretile kürulan bu teşekkülden şim İdiye kadar ne gibi faideler temin e- dil i de ayrıca tetkik edilecektir. Eğer lamir esnaf teşkilâtı bir sene- lik tecrübelerinde iyi neticeler ver - miş ise, bu teşkilât bir örnek olacak ve her tarafa teşmil edilecektir. | Kutuluk kereste ithalâtı İzmir, 24 (A.A) — Kutuluk ke-| reste ithalâtı devamdadır. Uç dört| y içinde bu yıl ihracatınm ihtiyaer | temin edilmiş olacaktır. Altı kutu| fabrikası yeni gelen kerestelerden! kutu imaline başlamıştır. Uç gün zarfında bütün kutu fabrikaları fa aliyete geçmiş bulunacaktır. Ay #0 nunda ikinci parti kerestenin gelme- si beklenmektedir. Alman tipi ku - tulara 11 kuruş, Ingiliz tipi kutula- İra 10 kuruş 30 para fiyat tesbit e- dilmiştir. Bu, geçen seneye nazaran iki buçuk kuruş ucuzdur. Incir tüe- carı dn kendi kutuları için bu sene- | Ki Kereste fiyatile üzüm kutu fiyat- larımm esasma göre incir kutusu için bir fiyat verebilecektir ki bu fi- yat farkı geçen seneye nazaran yüz- de 18 ilâ 20 daha ucuzdur. Sirkethayriye Tramvay Bormont Nektar Terkon Aslan Çimento Kupon kesik Merkez Bankası İ Osmanlı Bankası Şark Merkez Eçsanesi İlstikrazlar Türk Borcu 1 nr m iE İştikrazı dahili Begeni A, B.G, Sıvas Erzurum T Mısır tahvilleri 1886 1 1903 71 191 ME Tahvilât Rihtem Kuponsuz Anadolu 1 ve EE 5 mi Anadolu Mümessil laşmak benim de hoşuma gidiyor. Ne zamandır yarı resmi konuştuğu- muz İnsanlar arasında öyle sıkılmı- şım ki böyle bir sile sofrasında ken- di kendimi duyup anlıyorum. Mari- on bu akşam daha keyifli Annesi onların yemekte şarap içmelerine İzin verdi, Neş'elendiler, Marion-un yüzü pembeleşti. Siyah gözleri Nİ) geceleri gibi parlıyan bu kizm İnsa- fi düşündüren bir hali var. Vücudu- hun biçimi de Hayal'i o kadar ha- tırlatıyor ki? Annesinin ondan en büyük şikâye- ti çok okuması. Diyor ki: — Mektebi bitireli iki yil oldu. Fakat gimdi mektebe gittiği zamân- lardan çok okuyor. — Ne okuyorsunuz? diye sordum. Taze krema gibi yüzü sıcaktan ve şaraptan kızaran Marione bir sevgili batırlamış gibi güldü: — Tarih okuyordum, Şimdi gârk tarihine başladım. — Enteresan mı? — Çok! — Ben de meraklıyım. Boş Yakit- lerim tarih okumakla geçer. Geçen zamanların hayatını öğrenmek insa- Bin. ruhunu, ahlâkmı temizliyor, Iyi kitaplarınız var mı? Onlarla çocukça, arkadaşça şaka: Marione birkaç eserden bahsetti. Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarınızı bize, gönderiniz, karakte-! rinizi size söyliyelim! Muayyen prensiplere sahip, müte- #ebbis, kabiliyetlerini azim ve irade-| si ile inkişaf et- tirmiş, gayesi olan bir karakter, İçti « mal hayatım icap - larını tanır ve on- lara riayet eder. Tabif kadınlık me- ziyetlerine | fikri meziyetler ilâvesi- ni İster. Edebiyata zhafı ve temayfili vardır. Hafiflikten hoşi: nmaz. Yük- «ek ve ciddi hisle- 1. Arkut re hürmeti vardır. En küçük bir hâ- dise bile onda derin intibalar uyan - dırır. Hassastır. Müsbet faaliyeti se ver. Cemiyete faydalı olmak ister Hayali kuvvetlidir. Uygun bir muhi- İ te rasladığı zaman bütün kabiliyet - İleri inkişaf edecektir. Iyi bir anne olur. » Adana M. M. M. Müteşebbis, hayali kuvvetli, seya-| hati sever bir karakter, Aklına koy-| duğu İşte muvaffak olana kadar, her hangi bir mania karşısınd dan, herne pahasına olursa olsun aşarak, yapar Istediği vaffak olur. Azmi vardır. M karşı zâft vardır. Başından bi maceralar geçmiştir. Spora ve ede- biyala merakı vardır ve az çok mu- vaffakıyet göstermiştir. BULMACAMIZ| » 234896? 890n SOLDAN SAGA VE YUKARDAN AŞAĞI : Gi başlangıcı (5). Ekzersiz 2 Hane (2). Kalbur (4). Nota (2. 3 — Eser (2) 4 — Tat (6). 5 — Yed (2 8. 6 — Ferdası gün (9). 7--Bir adet (3). Çok y (0. 8— Erkek evlât (4), 9 — İçi boş cam boru (3). 10 — Bağışlama (2). Nihayet Uzak nidası (2). 11 — Mektup (4). Ekmek (3). DUNKU BULMACAMIZIN HALLİ 1 Kuluçka (7). Eğe (3) 2-— Uray (4). Ahirek (6). 3 —Lâz (3). Amud (4). Ne (2). 4 — Uy (2), Nu (2). Aşık (4). 5 — Anatomi (7). 6 — Kamutay (D. Istirham (4). t edatı (2). Kabile (3). Otomobil yiyen adam w.| liklerim de var. — Okumanız bitince sizden rica ederim, dedim, Bu kızın daha ziyade kafası işle” diği: belli. Zaten bu yaşa kadar bir gönül macerasma kendini kaptırmı- yan genç kızlar muhakkak bir me$- gale ararlar. Spor, kitap, seyahat. Sordum: — Spora hevesiniz yok mi Annesi gülerek cevap vet —Nilde timsahları kov bikte artik. Annelerinin bu şakası fki kızmi da kızdırdı. — Niçin anne, diye çıkıştılar, Ge- gen yıl yüzme müsabakalarma gi ren biz değil miyiz? Marlon ilâve etti: — Ağrienne'in madalyası hile var. — O halde bir müsabaka da bera ber yapalım, dedim, Benim de âz çok yüzmede tecriibem var. Onlar hersabah Cizredeki yüz - me yerlerine gidiyorlarmıs, Hangi sabah İstersem bekliyecek- lerini söylediler. Teşekkür ettim. Saat on buçuk olriugtu. Tatlı tatlı konuşuyorduk. Anneleri bu sevimli mahlükları bir an evvel yuvalarına götürmek ar- maktan | Çirkin fakat Kadıköyünden A. G. 'T. imzasile: 0 25 ya- şında, Asil ve terbiyeli fakat cismen bir. güzelliği yok, olmasına rağmen yaşı ve çir- künliği beni düşündürüyor, Ben onun ruhunu, tabiatını takdir ederek sev- m; bu takdir; acaba sonunda, ar- #tiğim bedeni eksiklikler kargısın- da bir gün solar m ? Güzel olma- şimdi bana sevgim ve takdirim kar- şında hiç yeliyor. Lâkin bu man- tığı bilâhire munzam hisler altüst e- debilir mi ? Ben mesut olabilirmi- yim? Bu endişeme bir cevap hülle der misiniz? Ahlâk güzelliği vücüt güzelliğin den daha kıymetli bir şeydir. Güzel bir kadın, zaman ilerledikçe, çirkin- leşir ve eğer esaslı meziyetleri yok- İsa, tahamül olunmaz bir hale gelir. Yaş farkınıza gelince, . bu daha çok mühim, aşk çabuk biter, sonra şef- kat, hörmet vesair daha esaslı his- ler peyda olur, Onun için . şimdilik karar vermekte acele etmeyiniz, da- ha bekleyiniz. * «| Üç kır birden seviyorum! Gaziantep, C.K. » NF.H. imza; Gömlüme en yakın dost sizi bul dum ve içimi tırmalayan | hislerimi İ her benim bu karışık gö, ma, milessir bir cevap verin, Henüz yaşımın küçük rağmen aşkın kolları arasına alık mış bulunuyorum, Seviyorum... Fa- kat bir kişiyi değil. gönlüm üçe bölünmüş sanli... Uçünü birden se- viyorum. Ve bu sevgim biri için az, biri için çok değil hepsinde ayni &- teşin aşkın çılgınlıkları ile seviyo rum. Bunlardan birincisinin gözleri güzel. Onun loş bir akşamı andıran koyu siyah gözlerinde gönlümün en tatlı hülyalarını yaşatıyorum. olmasına Bu birincisi ile ailece gayet sami- mi konuşuyoruz, ve evlerine daima gider gelirim, diğer ikiside bunun snf arkadaşıdır ve çok samimidi ler. Onlarla da birincinin vasıfasile tanıştım. Birinin vücudü, birinin se- si çok güzeldir. Bu gün üçünü de se- viyorum, sevildiğime de inanım var. Fakat bir gönülde üç değil iki aş bile ayni saman da yaşamayacağını biliyor ve kabul ediyorum... Yal nız bunlardan hangisini tercih ede- yim? Asil gönlümü üzen beynime daima istifhamlar çizen bu. Hiç bi- rini terkedecek kuvvet bulamıyorum kendimde... Birini bir gün görmesem gönlüm karanlık, gözlerim ( fersiz kalıyor o gün üçü de vücüdumün 6 | saslı birer uzwu sanki. Birinciyi terketsem, buna imkân © göremiyo- rum onun sevimli gözleri (gözleri. —— ————— 7— Ahu (3). Oydam (5). 8 —Idam (4). Adana (5). | 9—Er (2). vim (6). 10 — Geri (4). Fa (2). 11 — Etek (4). Kravat (6). tusu ile kalktı, 2 Hepsi ayrı ayrı teşekklir ediyor lardı, > Onları otelin kapısma kadar getir- im, Ellerini sıktım, |. Marion parmaklarımın arasında biraktığı elini çekmeden gözlerimin — Hangi sabah çelebileceksiniz? Avicumdaki sıcak eli hafifçe si karak cevap verdim: — Hemen ilk fırsatta. — Teşekkür ederim. Merdivenlerden iniyorlar. Arkalarmdan bakıyorum. O kadar neğ'esiz kaldım ki! Onlara ne çabuk rsmıvermiştim. Annelerinin iki yanmda merdiven- lerin son basamaklarında kaybolan iki kızın hayali silinmemişti ki göz- lerim kapıda yarısı a görünen bir oto- Bu yeşil renk İnn otomobili- ne benziyordu. Birkaç adım attım. * Garip şey. Otomobil Mery'nin otomobili, Çıkarken bana bir otomobil gezin- tisinden bahsetmişti. Fakat burada ne işi olabilirdi, Benden mh | mas ve benden biraz büyük Ki il arzuları | ahlâkı güzel Imin önüne geliyor, onusi füsunkör, | bakışlarında damla, damla eriyorum. Tkincinin Venüsü andıran güzel vü- cüdü bir et gibi karşıma diki liyor,kalbimin. kaparcasına © çörpte- ğım hissediyorum. Üçüncünün ise beni bir tatlı rüyaya | gölüren hül- | kulaklarımda. Söyleyin ben ne yapayım, bana ne İ tavsiye edersiniz... Bu karişik sev. gilerden makul cevaplarınızla kurtar yan beni, Size bu Üç kızdan da Yazgeçerek iin de meziyetlerini ve güzellik» | lerini kendinde toplamış bir dördün» cü kiz beklemenizi tavsiye ederiz. Emin olunuz ki sizde bu sevmek ka» biliyeti varken çok beklemiyeceksi - niz. > , Acep ne ola benim halim ? Karagümrükten S. D. imzasile: 28 yaşındayım, hizmeti askeriye | mi bitirdim, aşağı yukarı bir buçuk | sene oldu, şöyle iyi bir işe gireme- dim. Sebep te tahsilimin az olmas- dır. Ve aymi zamanda şansızlık mâ» İlüm ya şimdi ihtiyaç halini alan sevmek, sevilmek. Ben de o akıntıya kapıldım, Kendimi bir türlü kurtar ramıyorüm. Arzettiğim gibi işim de çok fena gidiyor. Benim atim me 0- lacaktır? Sevginin de tam kzgm bir devresindeyim, aklıma olmaya- cak şeyler geliyor, bana bir akıl ve- rin. Sizin sözünüzle hareket edece- ğim, Mektubunuzdan vazıh bir şey anlı- yamadık. Yegâne anladığımız gey, ru- hi bir buhran içinde olduğunuzu! İ Bundan kurtulmak için evvela, bu satırları okur okumaz, şapkanızı Çi » karır, karşmıza koyar ve soğukkanlı- ukla bir düşünürsünüz. Her geyden evvel, malt vaziyetinizi İdüzeltmek için başvurulacak yerleri kararlaştırır, oralara başvurursunuz. İ Kabiliyetli bir genç iseniz, en küçük İbir işi bile kabul eder, terakki etme- nin yollarını arasmız. Gönül İşlerini de bu vaziyeti tahakkuk ettirdikten sonra düşünürsünüz.Şimdilik olmaz. # Bizi dinleyiniz Kadıköyden Suna imzasına Kalp derdiniz olmadığından bahse- diyorsunuz. Buna emin misiniz ? Biz emin değiliz. Hattâ aksine emi- niz. Sizin derdinizi tedavi edecek ça- reyi bilmiyoruz. Çünkü sakladımız. Fat-* *eşebbüsünüzden vazgeçiniz. Zira,evvelâ, bu çok romantik bir gey, ve harp zamanlarına mahsus bir fe- dakârlık. Sonra bu satırları size ya- san uzun gitmek istediğiniz yerlerde kaldığından,üzerinize almak arzusun da bulunduğunuz işin içyüzünü pek iyi bilir. Maalesef söyliyeyim kisizin gibi yüksek ve temiz kalpli, ideal sa- hibi birisini tiksindirecek bir şeydir. Yapmaymız. Tik aklıma gelen sebep beni takip etmiş olmasıydı. Ve şu dakikada ; muhakkak beni seyreden gözleri akşamdanberi ge- çen sofra başı âlemini de görmüş olacak. Başka hiçbir ihtimal verilemendi. Ne yapacaktım. Ona vaziyeti olduğu gibi anlat - mak, direktörün, yani çalıştığım mü- sssesenin müdürünün ailesine karşı bu daveti yapmamın bir vazife oldu- ğunu söylemek tabif olacaktı. Fakat ben onun gururunu kırmamak! icin m. gelmesi münasip olmiyan bir yere davetli olduğumu söyledim. Bu yalanı icat etmekte fenâ bir maksat yoktu kil Şimdi ne yapmalıydım, Şu dakikada muhakkak o beni gö- rüyordu. in "yisi hiç telâş etmiyerek eve . Ok ve onun benden izahat İste- mesini beklemekti. Buna karar Verince arkama bile bakmadan yürüdüm. Caddeye | çik- tem, (Arkası «-*,