GERİ ALMAK “reddy Bartholomew Istanbulda da büyük bir şöhret) kazanan: “David Copperfield,, filmi- nin kahramanı küçük yıldız Freddy Bartholomew “5,, yaşımda iken 1000 İngiliz lirasma satılmış! Bütün sinema yıldızların hiç bi- risine nasip olamıyacak kadar | ça- buk bir şöhrete kavuşmuş olan yıl- dız muhak' ki kücük Freddy'dir. filmlerinde alkışlıyor, yük istidadma hayran oluyoruz. Fakat onun istidatlı olduğu kadar da talili bir çocuk olduğunu, ve bil- hassa bütün şehirli ile, çok az bir zaman içerisinde edin hatırısa- yümr servetini o halası Mabel'e borç- Tu olduğunu hiçbirimiz bilmiyorduk, hele bu sevimli küçük yildizm arka- s#mda bir roman mevzuu olduğun- den; kilçük Freddy'nin beş yaşmda satılığa çıkarıldığından haberimiz bile yoktu! İngilterenin ufak bir kasabasmda Boğan Freddy mütevazi bir ailenin çocuğu idi. Babası fazla para kaza” nan bir adam olmadığı için lüks bir hayata susamış olan karısını mes'ut edemediğine üzülüyordu. Gerçi da- ha çok ufak hir yaşta iken Freddy- büyük bir ya: — Bu çocuk müthiş bir sinema ar- #eti olacak Kehanetini savuracak kadar İşi Meri götürmüştü. Fakat nedense kü- çük yıldızı doğduğu memlekette tak- dir edecek bir İnsan çıkmamış yal- mız halası onun İstidadı ile çok ya- kından alâkadar olmuştu. Mabel halanın ufak tefek bir ser- veti ve hayatta çalışmak, didinmek istiyen bir yaradılışı verdı. Yeğenin- de büyük bir istidat sezince bir gün kardeşine küçüğün tahsil ve terbi- yesini kendi hesabına almayı teklif etti. Halası Freddy'yi okutacak ve bir san'atkâr olarak yetismesi o için berşeyi yapacaktı. Küçüğün deli- kanl: oluşuna kadar kendisine veril- mesi için fakir aileye üstelik te 1000 İngiliz lirası teklif ettiği gibi, şayet Freddy para kazanmağa başlıyan bir san'atkâr olursa kazancı üçe bö- Tünerek Freddy'nin ebeveyni, kendi- 8i, ve halası arasmda mütosaviyen taksim olunacaktı. Bu yoldaki mu- kavelename de imzalanmış ve hala- #r yeğenini 1000 İngiliz lirasına Sa- tın almış oluyordu. Küçük Freddy çok az bir zaman zarfmda 1000 liradan fazla değeri olan bir meta olduğunu ispat etmek te gecikmedi. Mabel hala onun bu- günkü şöhretine çıkması için lâzım gelen bütün amakları büyük bir ?ekâ eseri göstererek hazırlamış, ve yeğeni bu basamaklardan yürüye - Yek değil siçrâayarak, şöhrete kavuş- muştu. Freddy ilk defa olarak büyük bir filmde en mühim rolü oynama- #mda şansı oda yardım etmiz ve o küçük David Copperfeld rölünti mü- emmeli bir surette başarmca ondan Monza, bütün firmalarm paylaşamı - BİN LİRAYA SATILAN ÇOCUK NASİL BU GÜNÜN YILDIZI OLDU? AKILLARI GEÇ BAŞINA GELEN ANASI İLE BABASI ile onu büyüten halası aktör istidadı gösterme» | Ee başlamış ve bütün konu komşu-| İMDİ ONU İSTİYORLAR w yacağı bir yıldız. oluvermişti. Bu büyük filmden sonra Anna Kareni- be de Greta Garbo ile oynamak gi- bi mühim bir rol aldığı bir kaç bü- yük filmde de baş roller almış ve nihayet en büyük muvaffakıyeti “Küçük Lord Faun Teliroy,, da ka-| zanmıştır. in dünya gazetelerinin birin- ci sayfalarında dalgalınmağa o baş- laymca İngilteredeki anasiyle baba- sını bir düşüncedir almış! Çocukla» rmi bir parça ucuza sattıklarının ni- hayet, farkında olmuşlar! Ve muka- derhal halasının istedikle- velensmeyi filân unutarak bir istida ile “oğullarmı himayesinden geri almak rini,, Amerikaya bildirmişler. O aralık Holivutta, yakında çevi- recek olduğu Anna Karenin için haz ril harıl çalışan Freddy'yi bu haber in- bir hayli üzmüş. Fakat vaziyeti ceden inceye tetX ü halasmm himayesi altı mes'ut bir hayat sürdüğünü anlaym ca İşi İzaha lüzüm görmemiştir. Bunun üzerine çocuğun anası Ho- livuda gelmeği kararlaştırmış ve ç0- cuğunu ele geçirmek için icabında Holivudun en güzel ve şık yıldızı olan Ciaudette Colbert sür' 'atten korkar, fakat çiçekleri çok (sever. Mona Barrie'nin yeni bir tuvaleti mümkün oldu kadar önnesinden kaçırmaktadır. Şimdi annesi hergün muhteşem bir otomobil ile oğlunun Hoolivuttaki zengin villâsmm önün- de durup, çocuğunu görmek İstedi- ğini söylemekte fakat mütemadiyen — Evde kimse yok! Cevabma maruz kalmaktadır. İş mahkemeye düşmüş ve tara- feynin avukatları tarafından hara - retle takip edilmektedir. Dava Oya- kında yeni bir safhaya girecektir. İşin hazin tarafı küçük yıldızın kendisine sık sık sorduğu muhakkak olan şu sualdir: Acaba annem İngiltereden bu- raya sırf beni görmek için mi geldi. Yoksa?... Yoksa kazandığım yüz dolar mi onu çekip getirdi. Freddy'nin aklına böyle bir sual binlerce Roosvelt'in huzuruna bile çıkacağı- nı söylemiştir. Freddy'nin halası küçüğü bu da- valardan korumanın istikbal (için. mühim olabileceğini düşünerek ogi gelmesi tabiidir. Çünkü senelerden- beri kendisile meşgul olmıyan ebe- | | veyninin birdenbire böyle hararetle | üstüne düşmeleri başka nereye at - fedilebilir? Fakat Mabel hala çok namuslu, dürüst olduğu kadarda kuru gürültüye bırakmıyan bir kadındır. O yeğeninin servetin - İden bir santim israf etmeden bu pa- rayı büyük bir itina İle saklamakta- dır. Mahkeme de ktiçüik yıldızm men fsatini gözeterek onun halasınm hi- mayesinde kalması tarafını iltizam etmektedir. papuç Allahın bahçeleri Marleine Dietrich'in yeni filminin ismi “Allahın bahçeleri” dir. Bu fil- min mevzuu meşhur bir romandan - inmiştir. Filmde Marlene Dietrich Charles Boyer ile oynıyacaktır. Film “Natürel renkli, (olacaktır. Ve şuirlere göre bir şaheser olacak- Arzu Marlene Dietriehin Gary Cooper ile beraber oynadığı son film “Ar - ismini taşımaktadır. Lubitech tarafindan meydana ge- tirilen bu film. hakikaten - güzeldir. Marlene Dietriebin artık gına getir- meğe başlamış olan malüm tavur- ları, edası kalmamıştır. Dietrich bu filmde yepyeni ve eskisinden daha çok güzel bir artist olarak görün- mektedir. İ Bu muvaffakıyetten sonra, artık Dietrich için Höliyuttan ayrılmağa bir sebep kalmamıştır. Çünkü Marlene xendisinin dalma ay ni tarz eserleri oynata oynata bir kukla haline konulmuş “olmasından şikâyet ediyordu. Şimdi ise Lubist- ehin sayesinde hakiki san'at kıyme- İtini bulmuştur. Marlene Son günlerde parlıyan ve şüphesiz yalnız Fransanın değil bütün Avrupanın en güzel yıldızı olan Danielle Darriery'yi solda “Kadınlar Klübü,, isimli filmde Raymond Gall ile ve sağda son filmlerden birisinde görüyorsunuz. | > NELERDEN KORKARLAK İ SAsrımızın en büyük “belâlarından biri olan sinir hastalığının Holivu- ta gitmediğini zannederseniz çok ya- nılıramız. Dünyada sinirlerden muz- tarip bir gehir varsa o da Holivuttur Hemen her yildızın psikolojik bir hastalığı vardir. Bunlar o kadar mi tenddit ve ender tesadüf edilen cins- lerdendir ki en eksper sosyoloğlarm bile bunlarm içinden çıkmasma im- kân yoktur. Yıldızlar mümtaz olduk- lor nisbette hastalıkları da müstes- nadir. Holivutta en ziyade salgın vermiş olan psikolojik hastalıkların en ba- sında eyelophobias yani süratten korku hastalığı gelir. Gerek Gertru- de Michael gerekse Claudette Col- bert olsun 45 mil süratten fazla bir süratte seyahat etmiye kat'iyen ta- hammül edememektedirler. Cinudette hızlı giden bir otomobil- de korkudan hiçin buz gibi kesildi- ğini bir türlü anlatamamakla bera- ber Gertrude diyor ki : — Zannedersem benim korkum son zamanlarda geçirdiğim müessif kazadan ileri geliyor. Malumdur ki bu kazada Gertrud- un ayağı kırılmıştı. Yeni yıldızlardan Helen Mack ise «Claus Trofholias ile muztariptir. İ Yani bir yere kapatılmak korkusu. Evinde bütün kapıları açık bırakan yıldız bir otelde kat'iyen uyuyama- dığını söylemektedir. Çünkü oda kapısı kapalı olunca içine korku gi- riyormuş. Carole Lomharda gelince onun bu hastalıktan azade olduğunu zannet- meyin. Csrole bir pençereden dışarı kat'iyen bakmaz ve tayyarede iken yen aşağısını seyretmez. Sylvia Sidneyin en büyük korkusu kalabâlıklardır. Bir futbol maçma, veya büyük seyirci kütlesi olan bir yere gittimi daimi bitmeden çıkar gider ki kalabalık arasında kalmak tan kurtulsun, Mae Vest bunun aksi bir hastalık» tan. muztariptir. Yalnız kalmaktan korkar. Istirahat zamanında dahi, yanımda birinin olmasını İster, | Merle Oberon İ oMerleOberon Holyvood artistleri arasında en çok resim çektiren, en çok mülâkat veren artisttir. Birkaç İ sene evvel Avustralyadan Londraya gelmişti. Orada sinema artisti olmak İ için şansını deneyecekti. Alexandre | Korda, derhal, figüranlar arasmda Mele Oberonun güzelliğine hayran oldu, nazarı dikkatini celbetti. İsmini sordu: “Estelle O'Briön" bir cevap verdi. Birkaç gün sonra Alexandr Korda onu filmde tecrübe e etti, Tecrübede | fevkalâde muvaffak oldu. O zaman ona bir kontrat teklif etti'Tabi! ka- bul edildi. Estelle O'Bien, Merle Öberon ol - du. Ismi Holyvood semasında yayı- ıyor, diye utangaç