Tan 4 Haziran 1936 sayfa 4 | Gaste Arşivi

4 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

4 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SALTAMATIM No. 152 Ziya ŞAKİR İstanbuldan kaçmağa muvaffak olan âzalar Ankaraya geliyorlardı Şu halde, makarrı devletin masuni Şyetini, milletin istiklâlini ve devletin tahlisini temin edecek tedabiri teem- mül ve tatbik etmek üzere millet ta- rafından, salâhiyeti fevkalâdeyi haiz bir meclisin Ankarada içtimaa dave- ti, Ve dağılmış olan mebusandan An- karaya gelebileceklerin dahi bu mec- lise iştirak ettirilmesi zaruri görül- müştür. Binaenaleyh, zirde dercedi- len talimat — mucibince, - intihabatın icrası, hamiyyet ve rüyeti vatanper- Veranelerine muntazırdır.) Talimat 12 maddeyi ihtiva ediyor- du. Ve bunlardan birinci madde, şu suretle meclisin vazifesini gayet açık Ve sarih surette gösteriyordu: (Madde: 1 — Ankarada; salâhiye- ti fevkalâdeye malik bir meclis; u - muru milleti tedvir ve murakabe et- mek üzere içtima edecektir). Talimatnamenin diğer on bir mad- desi de intihabın ne suretle icra e- dileceğini bildiriyordu. Talimatnamenin 11 nci maddesi Mmucibince intihabat, nihayet 15 gün zarfında bitirilecek: azalar derhal Ankarada içtima edecekti... Onun i- çin, her tarafta intihap faaliyetine girişilmişti. Bu sırada, İstanbuldan firar et - meye muvaffak olan . meclis azaları da birer ikişer Ankaraya gelmiye başlamışlardı. Ekserisinin manevi- yatında, — atlattıkları badireden mjtevelli — büyük bir sarsıntı vardı. Mustafa Kemal paşanm vaktiyle meclisi Anadoluda açmak için izhar ettiği haklı ve şuurlu arzuya muha- lefet ettiklerine derin derin nedamet ediyorlardı, vana yakıla: — Vahdettinin ve sarayın pusu- Buna düştük. Diyorlardı. Pu zevatın içinde hakikaten öyle b imre vardı ki; bunlar, saflık ve E dlerinin cezasını çekiyorlardı. Bu zevat İstanbula gittikleri za - mati'toplanmışlar; kendi kendilerine şöyle bir plân tasarlamışlardı,. Bun- larm düşüncelerine göre; padişah Vahdettinin yüzüne gülünecek olur- sa, bu adam elde edilecek; muhitin- deki şerirler dağıtılarak, millet ve hükümeti ile samimi bir surette a- lâkadar bir hükümdar haline getiri- İzcekti. : Bu düşünce, henüz meclis açılm- ca bir propaganda şekline getirilmis padişaha büyük bir cemile gösteril- mek suretiyle meclisle padişah ara- sında- bir itilâf hâsıl edilmesine ka- rar verilmişti. Bu karar mucibince, (zatı şaha- hne) nin, meclis reisliklerine kimlerin intihabımı (arzu buyurdukları) is - timzaç edilecek ve reis intihabı (ar- züyu şahaneye muvafık) bir şekilde intihap edilerek güya, meclis ile pa- dişah arasında bir ahenk husule ge- tirilecekti. Bütün bunlar kararlaştırıldıktan sonra, mecliste bu işle meşgul olan grup, padişaha bu teklifin nasıl ya- prlacağını müzakereye girişmişlerdi. Filhakika bu teklif; gayriresmi bir cemileden ve zamanın nezaketi na- zarı dikkate almarak ihtiyar edil - miş bir şekil olmakla ebraber (mec- lisi mebusanm istiklâlini) ve kanu- nu esasinin meclise ait maddelerini ihlâl eder mahiyette olduğundan meb'uslardan hiçbiri, bu vazifeyi i- faya cesaret edememişlerdi. intihap hakkımızdan bile vazgeçiyo- ruz. Demişti. Şehzade Selim efendi, bir müddet düşünceli bir halde odada gezinmiş; ve sonra zile basarak gelen harema- ğasına: — Araba hazırlansın. Emrini vermişti. O mebusa da: — Ben; zatışahaneyi görmeye gi- diyorum. Avdetime kadar, burada kalınız. Dedikten sonra, çıkıp saraya git- mişti. O mebuzs, bir saat kadar bekledik- ten sonra; nihayet sehzade Selim e- fendi, saraydan avdet etmişti. Fakat büyük bir öfke ve asabiyet icindey- di... Sabırsızlıkla cevap bekliyen meb'usa aynen şu sözleri söylemişti: — Saraya gittim. Doğruca huzu- ra çıktım. Bana anlattıklarınızı ay- nen zatı şahaneye naklettim. Hiçbir cevap vermeden dinlediler. Fakat, dinledikten sonra da büyük bir asa- biyet gösterdiler. Sonra da; “şayet siz bu makama gelirseniz, mebusla- rın arzu ettikleri gibi hareket eder- siniz. Benim, kimse irşat ve tavsiye- sine ihtiyacım yvok; dediler.,, Zatı şa hanenin verdiği bu tok cevap üze - rine artık bir şey söylemiye lüzum görmedim. Cıktım, geldim... — Allah bu adamrı ıslah etsin.. Ben arzunuzu yerine #etirmek istedim. Fakat, bir muvaffakıyet gösteremedim. Bun - dan baska bir şey yapmıya da muk- tedir değilim. Mukaddes haklarmı, — ruhan za- lim ve müstebit bir — hükümdarm eline vermek istiyen mebuslara; bu acı ve tok dersin kâfi gelmesi icap ederdi. Fakat. kâfi gelmemişti,... O mebusun meclise dönerek cereyan eden hâdiseyi anlatması üzerine: — Biz, hata ettik.. .Padişaha, bu müracaatımızı şehzade Selim efendi vasıtasiyle yapmamalıydık. Anlaşı - ryor ki, padişah; bizim Selim, efen diyle münasebette bulunduğumuzu hazmedemedi. Belki de, başka şey- lerden «üphelendi... Haydi,.bu teşeb- büsümüzü bir de başza kanaldan ge- çirelim, Demişlerdi... Ve bu sefer de; Ay- dın mebusu Hüseyin Kâzım beyi, pâ- dişah Vahdettinin? hususi bendesi ve akıl müşaviri olan — hazinei has sa müdürü umumiısi — Refik beye göndermişlerdi. Hüseyin Kâzım bey, akrabasın - dan olan Refik beye gitmiş, mebus- larım arzusunu nakletmişti. Refik bey, başından sonuna kadar Hüse- yin Kâzım beyi dinledikten sonra: — Pek âlâ, münasip bir zaman- da, efendimize arzederim. Demişti. Aradan, yirmi dört, hattâ, kırk se- kiz saat geçmişti. Fakat saraydan, hiçbir haber zuhür etmemişti. Beş on gün evvel acılan meclis, hâlâ muvakkat reisle idare edilmek- teydi. Halbuki bu; parlâmento ha - yatında, görülmüş ve işitilmiş bir şev değildi. Bunun üzerine; reisleri padişaha intihap ettirmek — fikrinde * olan mebusan grupu, artık bu fikirlerin - den vazgecmişler; reis intihabma gi- rişmişlerdi. Mecliste, hafi reyle intihabata başlanmıştı. Hattâ, Celâlettin Arif bey, reislik için bir hayli rey almış- tı. Fakat tam bu sırada, birdenbire meclis karışmıştı. Elden ele; bir kâ- ğıt. dolaşmıştı.- Ve kulaktan kulağa Nihayet Abdülhamidin en büyük | da oğlu Şehzade Selim efendi ile uzak- tan münasebeti olan bir zat, bu işi deruhde etmiş; — Ben; gider, Selim efendi ile gö- rüşürüm... O vasıtayla maksadımızı padişaha anlatırız. Padişahla mecli- gimiz arasında bir itilâf yaparız. Demişti... Bu fikir ve mütalea, der hal kabul edilmişti. ; O zat, derhal bir otomobile bin- miş; Şehzade Selim efendinin Se -| Pf rehcebey yokuşundaki konağma git mişti... Şehzade Selim efendi, hariç- le ve bilhassa öyle nazik bir zaman- da mebuslarla temastan çekinen bir zat olmakla beraber, bu mebusu ka- bul.etmiş; büyük bir dikkatle dinle- mişti. ş Bu mebus; millet ve hükümetin vaziyetini, Anadolunun hal ve ahva- İini uzun uzadıya şerh ve izah ettik- ten sonra; — Maksadımız, tamamiyle safiya- nedir. Aradan ayrılık, gayrılığı kal- dırmak için her fedakârlığı ihtiyara hazır bulunuyoruz. Ve hattâ, kendi (LArkası var) KUŞBAKIŞI A Kâşi Amerika haritalarında bir sinek gö- zü kadar ufak bir nokta iİle gösterilen Tongo - Tonga şehrinin belediye mey- danında büyük bir kalabalık toplan- mış, Müthiş bir sabırsızlıkla, saatler- den beri önlerinde esrarengiz kıvrım- ları dalgalanan yeşil kadife perdele- rin açılmasını bekliyorlar. Kalabalık ve sabırsızlık, bir çığ gibi büyümek- te. Bakıyorum, kalabhalığa karışanlar içerisinde benim gibi işin ne olduğun- dan henüz haberleri olmayanlar var. Soruyorlar: Ne var? Bu kalabalık ne oluyor? Bu kadife perdelerin arkasından ne geçecek ? Sorana belediye binasınm duva - rındaki muazzam afişi gösterdiler. Üzerinde şunlar yazılı: — “Cihanşümul bir şöhreti haiz o- lan Şarklı kimya profesörü Civan, çiftçi diyarı olan memleketimizi son- suz bir refaha kavuşturacağı yüzde yüz olan büyük keşfini bugün bütün Tongolulara ilân edecektir!” Ve neden sonra binlerce insanm göz ve kulak halinde dalgalandığı mey danm sonunda kadife perdeler ağır Ağır açılımağa başladı. Kadife per- deler arasında Ültra kübik bir kim- ya lâboratuvarı önünde muazzam bir kürsü yükseldi. Muhteşem potalar, kıvrım kıvrım kıvrılan borularla pro- fesör Civan keşfinin makineye dayan duğmı mükemmelen gösteriyordu. Hür met telkin eden sakalları ve gök gü- rültüsünü andıran sesiyle, profesör söze başladı: — “Tongolular. Bir inek ve ko- yun Toketi ölesi ökötindek ve: faha kavusturacak olan keşfim, Ton- go EKrem'den başka bir şey değildir. Bildiğimiz sütten, bir dakikada, her kesin, hattâ çocuklarmızın bile hazır- layabileceği bu esrarengiz kremi keş- fetmek için, tam 50 sene uğrastım! Geliniz, Tongolular, yaklaşınız, Ton- go Krem'i tadmız, ne olduğunu öğ - reniniz ve zengin olunuz!” Profesör Civanm kesfettiği krem- den ben de bir kaşık tattım: Bu, ha- lis bir silivri yoğurdundan başka bir şey değildi! Fakat Tongo Krem'in yoğurt ol- duğunu Amerikalrlar öğreninceye ka- dar Tongolular Profesör Civan na - mma on metre boyunda bir heykel dikmişlerdi!. — Bedri Rahmi İstanbul ikinci iflâs luğundan TAN ——— 4-6-96 ——| MEMLEKETTE “TAN, Pirince giderken evdeki bulgurdan olan köylüler Sıvas, (Tan) Si Sıvasın iki köyünde ayni cinsten iki garip vak'a olmuş- tur. Bu husustaki tafsilât şudur: 30 koyununu bir yıl önce olduğu gibi bu sene de hayvan sayım memur- larından saklamak istiyen bir köylü, bunları civarda bir dereye götürüp saklamıştır. Köyde yoklama bittikten ve memurlar uzaklaştıktan sonra, köylü koyunları almak için dereye gitmiştir. Fakat, 30 hayvanın da kurt- lar tarafından parçalandığını görmüş ve yaptığına pişman kalmıştır. Ka- raşar köyünden bir köylü kadın da ayni şekilde bir tek koyununu dağa götürerek bir yere gizlemiş, fakat dönüşte hayvanı kuzgun kuşu tarafın- dan paramparça edilmiş bir halde bulmuşter. Pirince giderken evdeki bulgurdan olana ne denir! Nazilli civarında bol yağmurlar Nazilli, (Tan) — Nazilli mıntakasına şiddetli yağmurlar yağmaktadır. Bu yıl havalar yağmurlu ve serin geçtiği için bazı mahsuller tamamen ye- tişememiştir. Evvelki gün de, civara şiddetli yağmurlar yağmış, tepelee dolu düşmüştür. Feslek çayı ve diğer dereler taşmıştır. Sık Ve devamlı yağmurlar çifteiyi endişeye düşürmektedir. -Aydın çiftçileri y zdeiki teberrü ediyorlar hava kurumuna Hava Kurumu dele geleri toplantıdan sonra Aydm, (Tan) — Ilbaylık salonun- da Ilbay Özdemir Gündayın başkan- lığında hava kurumu tarafından ge- nel bir toplantı yapılmıştır. Toplan- tıda, il, ilçe, kamun urbayları, Par- ti başkan ve hava kurumu başkan ve kurulları, ticaret odası başkanla- Müflis Derviş zade İbrahimin sa- hibi olup İş Bankasına birinci dere- cede ipotekli bulunan: 1 — Tamamına 971 lira 50 kuruş kıymet konan İstanbulda Eğri kapı- da Avcı Bey mahallesinde İvaz efen di sokağında eski 35 ilâ 41 yeni 31. 33. 35. 37. Numaraları havi hududu şartnamede yazılı zeminleri çimen- to döşeli cephe kepenkleri ve İsto- rları harap 259' metro mürabbamda yekdiğerine kalp edilmiş maa Bah- çe üç dükkân. 2 — Tamâamma 450 lira kıymet konan ayni mahalle ve sokakta ye- ni 39. 41 no ile yazılı elyevm 39 No ya müsadif bir Ahşap kulba ayrıca 41 No. ya tesadüf eden ahşap üzeri alaturka keremidi havi cephesi yap- rak kepenkli içinde müstecir Musta fa nım oturduğu yemiş ağaçları ve metruk tulumbayı havi 202 metro mürabbamda maa arsa Dükkânın nısıf hissesi. 3 — Tamamına 345 lira kıymet takdir olunan ayni mâhal ve sokak- ta 13. 15 No. ile yazılı evvelce Hane şimdi bahçeden ibaret bulunan için- de meyveli ve meyvesiz ağâaçları ve uzunlama vaziyette olan 460 metre Mürabbamdaki arsanın 16 hisse iti- barile 7 hissesi. 4 — Tamamımna 426 lira 40 kuruş kiymet- köonan Cihangirde Feruz- ağa mahallesinde eski çıkmaz- araplar yeni Palas sokağında eski yeni 3. Üç ve Belediye 5 No. lu Be- lediye çapında 178 harita, No sile ka- yıdlır umum mesahası 53. 30 metro mürabbamdaki arsanin tamamı. Açık arttırma ile satılacaktır. Sa- tış şartlarını gösteren. şartname 15- 6-936 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık bulun- durulmuştur. Bu mallar 7-7-936 salı: günü saat 15. 17 de satılacak ve ko nan kıymetin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde kati . bırakılması yapılacaktır. Kanuni kıymeti bulma- dığı surette en son arttıranm taah- hüdü baki kalmak şartile 15 gün da ha uzatılarak 22-7-936 Çarşamba gü nü saat (15-17) de ikinci arttırması yapılacaktır. Birikmiş vergiler . ve son kanun ile verilmesi lâzımgelen icarei vakfiye dellaliye ve , rusumu saire müşteriye aittir. İsteyenlerin konan kıymetin yüzde T,5 nisbetin- de teminat parasmı ve ya milli/ ban- ka mektubunu alarak yukarda yazılı günlerde dairede hazır bulunmaları ve fazla izahat isteyenlerin -935-6 No. ile müracaat etmeleri ilân olu- nur. (23485) rı bul lardır. İlbayımız, top - lantı ergesinin hava kurumuna te - berrü olunacak yer ürünlerinin mik- tarmın tesbit olunduğunu söyliyerek toplantıyı açmış, Aydına geldiği gün- denberi ilk bu sahadaki çalışmala - rından duyduğu sevinci kaydederek hava kurumu merkezinden gelen ge- nelgede Aydınm bu alanda birinci geldiğinin yazıldığını bildirmiştir. Bundan sonra bütün delegeler söz alarak bu yıl yer ürünlerinden veri- lece:. veritin yüzde-2 olmasını teklif etmiştir. Büu, oy birliği kararlaştı - rılmıştır. Hava kurumu, akşam Hal- kevi salonunda ilbay, kamutan ve de legelere 60 kişilik bir şölen vermiş- tir. Şölende Halkevi cazı bulunmuş, geç vakite kadar eğlenilmiştir. SA İ < T | İ | Sıvas lisesinin verdiği müsamere " Sıvas, (Tan) — Sıvas lisesi talebesi tarafından Orduevinde güzel bir müsamere verilmiş, Çoban piyesi oynanmıştır. Yukariıki resim, temsilde rol alan gençleri bir arada gösteriyor. z Eskişehirde dolu Eskişehir, (Tan) — Öğleden son- ra buraya çok şiddetli ve takriben 10 dakika devam eden dolu yağmış- tır. Birçok: bahçeler: harap olmuş- tur. Ekinlere zarar yöktür. Üçüncü İşletme Müfettişliği kuruluyor Balıkesir, (Tan) — Devlet Demir- yolları Direktörlüğünce ilimizde ü- çüncü işletme müfettişliği kurulma- sma karar verilmiş ve hazırlıklara geçilmiştir. Müfettişlik kadrosunda 60 kadar işyar bulunacaktır. Müfet- tişlik dairesi için büyükçe bir bina aranılmaktadır. ş Cer atelyesi Sivas, (Tan) — Sıvas istasyonunda yapılan cer atelyesinde faaliyet gün den, güne ilerlemektedir. Büyük' bir şahmerdan getirilmiştir.Bununla ka- zıklar çakılacak sonra da temeller atılacaktır. Zehirli gaz kursu Sivas, (Tan) — Hava tehlikesin- den zehirli gazlere karşı korunmak için Sıvas lisesinde bir gaz kursu a- çılmıştır. *Kursu - Memleket Has - tanesi doktorlarından ve Kuduz Mü- eşsesesi Baştabibi Celâl, idare — et- mektedir. Dersler günde bir saat ol- mak üzere - haftada -üç gün devam edecektir. Kurslara gelenlerin sa- yısı fazladır... | r Kücül; Haberler I .* Kirşehir, (Tan) — Yağmurların mevsiminde, yağması bu yıl mahsu- lün fazla ©0| ı göstermektedir. Köylü sevinç içerisindedir. * Balıkesir, (Tan) — Evimizin ar şubesi tarafından umuma bir kon - ser verilmiştir. Konser çok güzel ol- müuş ve kol mensupları çoök alkiş- lanmıştır. ; * İzmit, (Tan) — Necati bey ökülu müsamere salonunda, Akçakoca ilk okul talebeleri tarafmdan bir müsa - mere verilmiştir. Müsamerede - kü - çük yavrular çok muvaffak ol l 24293-4 k milli müessesemizdir Sermayedarları: Türkiye İş ve Zir aat Bankaları üyü CH SİGORTA SiRKETİi Bir milyondan fazla sermaye veîhtıyatı tamamen memleketimizde bulunan itimad edebileceğiniz en b ANADOLU D ? ABONE VE İLÂN 'ŞARTLARİ | Sigortalı Normal Türkiye içir — Deşartid Lira K. — Lira K Lira b | Laybk 150 198 — ? ! ÖL M LaK 90 rfğ :* 6 Bs0 750 ” 14 S Liyillik 1700 14 — 289 ) Nân için Hâncılık Şirketlerine PÜ | racaat edilmelidir. Küçük ilânlar doğrudan doğrt'” daremizce almabilir. 4 Küçük ilânların 5 satırlığı bir € lık 30 kuruştur. 5 satırdan fazlas! " satır başıma 5 kuruş almır. Bir deliç dan fazla için yekündan 95 10 kU'” indirilir. k Kınacıyan Han - Telefon Yeni postahane karşısında B Memlaket harrcma sigortalı eb” a ve uzun uzun alkışlanmışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: