EKONOMİ Pamuk fiatleri Fiatlerde bir kuruş kadar yükselme var Ege mmtakası pamuk piyasasında son hafta İçinde muameleler nor - mal şekilde ceryan etmiş ve fiyat- larda bir kuruş kadar yükseklik kay» dedilmiştir. Bu durum piyasanm u- zun müddet sağlam bulunacağı ve fiyatların bir miktar daha yüksele- ceği ümidini vermektedir. Fiyatlar şunlardır: Prese birinci 3950-41 Prese ikinci 38 -3950 Kaba 39,50 - 39,50 Mersin mıntakasında pamuk fi - yatları eski durumunu muhafaza etmiş, yalnız Adana borsasında mu- amele gören ikinci iane pamuğu ile temiz cinsleri fiyatlarında kiloda 1- 2 kuruş tenezzül görülmüştür. Mmn- takanm son fiyat durumu aşağıda gösterilmiştir; Adana borsamda: İane IL 33 - 36, parlak 33 - 34,5, temiz 29, 30; Mer- sin Borsamda iane L 39,5, makine malı 34,5 kuruştur. Kars mmtakası pamuk piyasası sağlam bir durumdadır. Iğdır pa- muklarının kilosu 48 kuruştur. DIŞ PİYASALARDA — Liverpol borsasında Amerika Middling pamuk fiyatları teslim tarihlerine nazaran İngiliz libresi (453.50) başma pens ve desim olarak şöyledir: Temmuz 6.07 Tikteşrin 571 Sonkânun 5.61 | Mart 5.61 Yerli mallar sergisi hazırlığı Milli Sanayi Birliğinden: Her sene olduğu gibi bu sene de Istanbul Yerli Mallar sekizincisi eko nomi bakanlığında kararlaştırıldığı veçhile 27 Haziran 936 da açılacak 15 Temmuz 936 da kapanacaktır. Bu tarihlerde Galatasray lisesin - de tahsil devresi hitama ermediğin- den serginin mektepte açılmasına maddeten imkân bulunamamıştır. Bu sebeple sekizinci yerli mallar ser- gisi Taksim belediye bahçesinde açı- lacaktır. Serginin muntazam ve pav| yonların bir plân dairesinde yapılma si İçin hazırlanan plân üzerinde yer | tevziatma başlanmıştır. Sergiye iştirak edecek müessese - lerin 3 Haziran 936 dan itibaren her gün saat 9,30 dan 16 ya kadar Tak- © sim belediye bahçesindeki "sergi bü- rTosuna âcilen müracaat etmeleri. Kastamonuda ucuzluk Kastamonu, (Tai) — Bu yıl her ta- rafa bol yağmurlar yağmıştır. Ekin- ler fevkalâde büyümtş, yiyecek mad- | delerin de şimdiden bir ucuzluk gö- rülmüştür. : Ceviz fiatleri Fatlerde 2 kuruşluk bir yükselme var ! Istanbuldan son hafta içinde Çe - koslovakya, Fransa ve Danimarka- ya 12 bin kilo iç ceviz gönderilmesi dolayısile fiyatlarda 2 kuruş kadar bir yükselme kaydedilmiştir. Kabuk- lu ceviz stoku kalmadığı için bu cins Üzerine muamele yoktur. İç ce- viz fiyatları 26 kuruştur. Ege mmtakasında stok kalmadı - #ından ihracat bakımmdan işler ol- mamaktadır. Dahil! ihtiyaçlar için ufak partiler üzerine bazı muamele- ler kaydedilmiştir. Tiyatlar, nomi- nal olarak kabuklular için 8 - 9, iç- ler için 25 kuruştur. Samsun mmtakasında mevsim çok geçmiş olduğundan mal kalma- mış ve bunun neticesi olarak ta mu ameleler azalmıştır. Fiyatlarda de » gişiklik yoktur. Kars mıntakası ceviz piyasasmda ehemmiyetli bir hareket olmamıştır. Fiyatlar kabukluların 10, içlerin 30 kuruştur. Hamburg ceviz piyasa hakkında yazılmağa değer bir yenilik bildiril memiştir. Tiftik piyasası İstanbulda yeniden büyük işler oldu İstanbul tiftik piyasasında son hafta içinde yeniden büyük işler ol. muştur. Bilhassa doğrudan doğru - ya Bradford için muhtelif firmalar piyasada alıcı olarak görünmüş ve bu hareket ise piyasanın çok sağ - lamlaşmasını İntaç etmiştir. İnce mallarm fiyatlarında 7 - 8 hattâ ba- 21 cinslerde 10 kuruş kadar bir yük- selme görülmüştür. En büyük alıcı ve müstehlik olan İngiltere piyasa - snm İstanbul piyasası fiyatlarına uygun fiyatlarla mal almağa başla - ması ilgilizlerin bilhassa nazarı dik- katini celbetmektedir, Son fiyatlar: Oğlak 107 - 108, iyi mallar 100 - 105 orta mallar 98-100, sarı mallar $0- 81 kuruştur. Mersin mmtakasmda, Konyada tiftik üzerine muameleler normal şekilde cereyan etmektedir. Piyat - lar şunlardır: Beyaz tiftik, 855; sarı tiftik 90.053; deri tiftik 76, Akşehirde tif- tik 82 kuruştur. Eskişehir piyasada son hafta içinde muamele gören tiftik fiyatla” rı ise aşağıda yazılmıştır: Mevsim malı kilosu 100 kuruş. Keten tohumu Istanbul keten tohumu fiatleri ge- Iramını çizmiştir. Kahve ithalâtı 3 milyon kilo kahveye müsaade edildi Son köntenjan okaranamesinde memleketimize altı ay için 3 milyon kilo kahve getirilecektir. Takas su- retile her arzu eden tacirin Kahve getirmesinde hiçbir mahzur kalma» | mıştır. Kahvenin serbest bir süret- te İthali piyasada umumiyet itlbari- le iyi karşılanmıştır. Ötedenberi Bre | zilya ile kahve işi yapan tacirler ta- kas suretile Brezilyadan kahve sipa- rişine obaşlamışlardır. Brezilyaya kahve mukabilinde en ziyade kö- mür, zeytin, zeytinyağı gönderilmek- tedir, Ikinci altı aylık kontenjan karar. hamesinde nekadar kahve ithal edi- leceği heniz malüm değildir. 934 se nesinde Türkiyenin kahve ithalâtı 4 milyon 700 bin kilo idi. Bu seneki kahve ithalâtınm da bu miktardan fazla olacağı tahmin edilmektedir. Aldığımız malümata göre Brezil- yaya fazla miktarda takas suretile ihracat yapıldığı takdirde, Brezilya- dan o nisbette kahve ithal edilecek- tir. Kahve tacirlerinin söylediğine göre, şimdiye kadar kahve şirketi Brezilya ile az muamele yapmaktay- dı ve mukavele mucibince Yalnız kendisi bu işi yapabilirdi. Bundan #onra, Brezilyadan kahve getirmek serbest olduğu için, Türkiye - Bre - zilya münasebetleri daha ziyade ge- nisliyecektir. Bu yüzden piyasaya daha çok kahve gelecek ve piyasada rekabet olacaktır. Bu meselelerden bahseden bir kahve taciri müstehliki alikadar ©- den şu sözleri söylüyor: — Bundan sonra piyasada kahve daha ucuza satılacaktır, Çünkü pi- yasada rekabet olacaktır. Karamürsel urayının beş yıllık programı Izmit, (Tan)— Karamürsel beledi- ye meclisi yeni senenin çalışma prog» Programa alman işlerin en mühimleri şunlardır; Kasabaya üç saat mesafede bulu- nan Fındıklı Sağlık suyunun şehre getirilmesi, imar plânmın hazmrlan- ması elektrik makinesinin kuvvet- lendirilm.si, asfalt yol ve caddeler inşası. asri bir mezarlık vücuda getirilmesi, bir sebze hali kurulması. Burdurda Mahsul Burdur, (Tan) — Burdurda bu se- neki mahsuller çok iyidir.Geçen sene çen haftaki seviyelerini umumiyetle muhafaza ederek kilosu 9,25-9,50 ku- ruş arasında bulunmaktadır. Samsun mıntakasında keten tohu- mu piyasasında bir değişiklik yok- tur. Fiatler 7-8 kuruştur. havaların kurak gitmesi dolayısile afyon, buğday ve gülyağı istihsalâtı- çok iyi olmamıştır. Bu sene devar'lı yağan yağmurlar köylünün yüzünü güldürmüştür. TAN BORSA - PİYASA 1 HAZIRAN PAZARTESİ Para Borsası Stein 1 Dolar — Sar frangı 164,— 0 Belcika frangı 80— 20 Drahmi 20,50 20 İsviçre #r. 810 2 kuron .1.— Be 20 Dinar 48— Liret vesikalı 1 Yi Florin 8250 Avustui ili 21.50 a Zioü Bi Pengo 7 | ven Tir en 32. İsveğ kurema 30 Ait 060 — M2 Çekler Paris üzerine 12,06 İngiliz üzerine 630,— Dolar 0,1920 Liret 10,08.44 469,50 Cenevre 24583 Floria 1,1755 Çekoslovak 19,20,50 Avustarya 423.40 Mark 19740 İsveç kuronu 30em— * İspanya pezeta 2— Esham İş Bankası MÜ 8750 3“ Pe gili sw 44 Rail 0 Anadolu 95 60 2520 “100 41.25 1740 1950 325 1215 10.50 .— a Şark Merker Kezanesi 445 Istikrazlar Türk Borcu | 2210 .. . 2 “ . ın 2140 Hv'krazı dahili 96.— Ergani A. B. C. 68.— Sıvas Errurum | 06.50 Mısır Tehvilleri 1903 11 ms0 Sis ot m 45.50 56,50 Tahvilât 10.60 Rahtım Anadolu Eve Anadolu Mümessil Kendir elyafı Samsun mintakasında #on hafta içinde Almanyadan taleplerin fazla- laşmasma rağmen stoklarm azlığı ve dahilt istihlâkâtm fazlalığı dola- yisile satış yapılamamaktadır. Fatsa birinci nevi kendir fiatleri 23-24 ikin cileri 17-19, kastamonuda 27-29 ku- ruştur. Türkiye « Çekoslovakya ticaret anlaşması Türkiye - Çekoslovakya arasında yeni yapılan tlcaret anlaşmasının tatbikma dünden itibaren başlanmış tır. Türkiye - Almanya arasında im- za edilen yeni ticaret anlaşması bir kaç güne kadar tatbik edilecektir. Peynir piyasası Istanbul peynir piyasasında son hafta içinde bir hafta evveline haza- ran bir değişiklik yoktur. Faaliyet yalniz piyasa muamelelerine münha- sırdır. Beyaz yağlı peynirlerin kilo- su 23, yarım yağlıların 18 kuruştur 4420 1775 5240 Maçkadan C. 1. B, imzasile: “Genç bir kadınla tanıştım ve bir müddet sonra seviştik. Biribirimizi gayet çök sevdiğimizi defalarca bi « Tibirimize tekrar tekrar söyledik. Neticede birtakım fena huylu arka- daşlarımın yüzünden sevdiğim kadin ile darıldık. Fakat yine biribirimizi seviyoruz. Lâkin onu hâlâ bir türlü kendisine FBumun için ne yapmalıyım?” Bir yüzünden kendinizi İve başka birisini bedbaht etmeyiniz. İlzzetinefis ve gururun muhafazası her halde lâzımdır. Lâkin bu gibi meselelerde değil. Daha başka yer- lerde, Sevdiğiniz kadına bir mektup yazınız, ona hislerinizi bildiriniz, » Seviyorum Nişantaşmdan R. 8. imzasile: “Galatasaray Postahanesinde bir memer seviyorum, onun haberi yok. Nasıl konuşayım, bir türlü cesaret edemiyorum, İsmini bilmiyorum ki, mektup yüzayım. Nasıl edeyim?” Bu sevdanız pek ciddiye benzemi- yor. Fakat elddi bile İse vazgeçiniz. Belki sevdiğimiz o kimse evlidir. Ço- cukları vardir? Mes'ut bir aileyi metmek lâzımgelir. Bundan #onra mektuplarmızı baş- ka postahanelerden veriniz ve haya- Yi, romantik sevdalardan vazgeçiniz. . Acele bir cevap A.R. M.T. imzasile: Bir doktora müracaat ediniz, en münasip-yer orasıdır. . Karışık bir voziyet Usküdardan AŞ. imzasile: “ 20 yaşında bir genç kısım, Ben- den 12 yaş kadar büylik bir gençir seviştim. Bu sevişmemiz bir seneden beri devam etmektedir. Biribirimizi çılgınca seviyoruz. Sevdiğim genç gayet kıskançtır. Beni yedi ya şında bir erkek çocuktan bile kıska- niyor. Beni yanımızdaki komgu - iile konuşturmadığı gibi evden dışarı çık mama bile rası değil. Yolda velev akrabam velev bir tanıdığım ile ko- nuşmak değil, selâimlaşmamı bile is- temiyor ve ben bu genci delicesine sevdiği a için hiçbir sözünü kırmıya- rak harfiyen yapıyorum. Ben de ayni tabiatte olduğum için mütekabil tekliflerimi aynile ifada kusur etmiyor. Fakat sevdiğim genç evlidir ve bir de 5 yaşında bir kız çocuğu vardır. Ailesi bir ameliyat neresinde kadınlık hissinden mah- rum kalmıştır. Halen de ailesinden Darılmış, hâlâ seviyor ya hakkı yoktur. Buna kanunda müsaade etmez. Yalnız ayrılmea, ço- 'cuğu kadın alacaktır. Ve kocası o- na nafaka verecektir, Bu erkek si - zinle evlendiği takdirde, her halde baba sıfatile çocuğuna muhabbetin- den bir kısmını verecektir. Siz çok kıskanç olduğunuzu söylüyorsunuz, buna tahammül edebilir misiniz? Sonra nafaka vereceği için maddi ve mali müşküller ortaya çıkabilir. Da- ha sonra çocuk ve bu derecede kıs kanç kimselerin evlenmelerini hiç - vır suretle tavsiye etmeyiz, Fenalık tehlikesi vardır. Yukarda da dedi - gimiz gibi, bir müddet daha bekle- yiniz, bakalım hislerinizde bir deği- #ikli kolacak mı? O zaman bize tek- rar yazarsanız, size yine cevap veri- riz. . Bir âşıkı şuridedil Cerrahpaşadan B. Gültekin imas- siyler “15 yaşımda olmama rağmen 21 yaşında gayet güzel elemli ve sevinç- Hi geçen hayatımdan bile çok sevdi nuşuyorum. Şimdiye birçok tath aşk sergüzeştleri Onun da beni sevdiğine iyice kanaat getirdim. Fakat bir gün 14 « 15 yaş- larında bir arkadaşımla konuştuğunu sesdim. Ondan sonra bana asık sima gösteriyordu. Ben de ona başka oğ - - İlanla konuşup seviştiğini ve Dana karşı muhabbetlerinin yapmacık, ya- lan bir gösterişten ibaret olduğunu söyleyip kendisini tehdit ettim. Kız benden başka hiç kimse ile konuş - madığına yemin etti ve: “Sen bana iftira m atıyorsun? dedi, Bir an göy İle düşündüm: Acaba bilyük bir aşkla sevdiğim kıza iftira m ediyordum, yoksa onu benden almak istiyenler- den esirgemek için mi? Ben kızın, da- ha doğrusu ruhumun sözlerine, yemin Terine #manamıyor, ders çalışmadan uyku uyumadan, benz sühle. olan.0. iikirdılarımı düşünüyorum. Daha is- teği müphem ama evlenmemizi ars etse ben onu istikbalimin. iatikbalin- de sayımız günlerin karanlık göğsün- de bile ebedi gayretler içinde mukad- des günler yaşatmağa and içerek ka- bul ederim. Siz ne dersiniz?,, Size, biraz acı bir lisan kullana - cağız. Hislerinize, gençlik hislerini- ze kapılarak hakikati görmüyorsu - nuz, Evvelâ, sizden yaşı büyük olan bir genç kadma karşı duyduğunuz hisler, tamamen gayri tabiidir. Fa - kat görüyoruz ki asıl kabahat onda» dır. Sizin gibi temiz, kalbi fazla in- ce ve romantik bir genci böyle — haydi kelimeyi söyliyelim, fakat da- rlmaymız çünkü hakikat acıdır — gülünç bir mevkie koymuş. Sonra bize öyle geliyor ki, siz, o kızdan zi- yade edebiyata meraklısmız. Bu me- rakmızı hem edebiyattan hem kız « . | dan çevirerek şimdilik derslerinize No, 40 Âdemle Havva Bürhan CAHIP Bugün küçük parkta sersem ser- sem dolaşırken Alisle tesadüf ettim. Selâm verip geçmek istedi. Seslendim. Konuşmaya başladık. Bu kızm dünkü saadetini karar- tan acı bir hatırası var, Fakat gönlüm mâsum olduğunu bil diği için onu da kendim gibi zavallı buluyorum.Hayatta tesadüflerin işle diği cinayetleri en kenu susamış ka- tiller işlememiştir. Alisle konuşa konuşa parktan çık- tık, O korkak, yaral: bir kuş gibi muh teriz yanımda yürüyor. Ona da acıyorum. Ne kabahati var. Mos'ut olması icap eden bir gecesin de arkadaşlarile beraber beni de da- vet etmesi mi? Onun 'bu çekingen, tirkek hallerini gördükçe kadmları en zekisi diye ta- nıdığım Hayalin bu kız için beni bira» kıp gitmesine kızıyorum. Ve kendime şaşıyorum. Aliule bü - tün dostluğumuz hiçbir zaman sami- mi bir arkadaşlıktan ileri gitmediği halde neden bu kadar ağır bir töhmet altımda kalıyorum. i Babamın bir lâkırdısı hatırma ge liyor. O böyle vak'alarda dama: — Ne Muhammede < yaranabildi. n8 Isaya! Derdi. Ben de bu aptalca hareketlerimle ne karıma yaranabildim ne de bu çiçek gibi kıza! Güneş,kizgın kaldırımlar üstüne sa rt gölgeler çekiyor.Kapanan mağaza kepenkleri bir hayatım müntehası gibi gönülleri karartıyor.Ve yanmağa baş layan büyük sokak lâmbaları yeni başlayan bir âlemin izcileri gibi yol gösteriyor, Aylardanberi donmuş gibi hisleri - me cevap vermiyen kafamda bir kı- mıldanış seziyorum. Muhakemem çö- zülüyor ve içimden kabarari taze bir hayat armusu İle dudaklarım kımıldı- yor: a 5 © leri banâ çevriliyor! leş m terier yemek yiye - — Peki! — Hani seninle şehir dışmda bir lo kantaya gitmiştik. — Evet! — Gece aydınlık! Orası güzel olur — O halde gidelim Alis, Bir taksiye atlıyoruz. Ne zaman « danberi şehirden çıkmadım. Bulanık, ağır şehir havası sinirlerimi uyuştur- muş. Dışarmın orman, çayır kokusu tiğerlerimi yıkadı. Otomobil artık ba tan güneşin solup bir yaldızdan ibaret kalan gölgelerini yırtıyor. — Alis konuşsana! O geçirdiğim gönül buhranını an- lamış gibi yavaş yavaş çözülen muha kememin seyrini takip ediyor » Konuşuyoruz. Beni meşgul ediyor. Lokantaya geldiğimiz zaman ka - pıdan bir müzik, aydınlık sofralar ve gülüp eğlenen bir kalabalığa karış- tık. Dans ediyorlar. Yiyip içiyorlar. Ha vada ıztırapları örten bir nege var, İçimi kavuran ateşi soğuk bira, se rin hava ve bu neşeli kalabalık sön- dürdü. Alis te yavaş yavaş açıldı. Bu akşam düne ait bütün hatira- ları unutmak istiyorum. Dert ortağımı yine buldum. — Dans edelim Alis. i Bir şey söylemeden &yağa kalkı - yor, kalabalığa karışıyoruz. Bu ışık toplayıp getirdiği ot ve ağaç kokula- kır, dağ, tablat kokusuna kavuşmak bile ruhumuzdaki o tabil hayvanlığı hömen şahlandirıyor. Şimdi bur- numda buruk, vahşi bir dişi kokusu tütüyor. Genç erkeğin duyacağı en dan gelen rüzgâr da sertleşiyor. Ge- cenin kuşlara, böceklere, Insanlara duyurduğu sığmmak, ısınmak, sa - kmmak hisleri bize de geldi. rı hürriyet havası lezzeti ile sinirle. | Burası kalmış ailelerin, ge «| — Kalkalım artık, diyor. ri gevşetiyor. Ot, ağaç, kir kokusu | ceyi geçirmek istiyen temiz | Ben artık o gündüzkü sersemle - insanı biraz hayvanlaştırıyor pâk çiftlerin yuvası, Danstan sonra | miş, kötlülemiş insan iskeleti hesiz tabili, . kafamı- | yanyana, başbaşa yarım ayın izle-| Daha az duyan, fakat daha çok ya” /zt dolduran bin bir türlü medeniyet !rinde kırlara doğru uzaklaşanlar var. | siyan bir mahlüik oldum. Hislerimle bağları, makineleşmiş düşünceler bi- | Bunlar her halde dans yerinin göz | değil, şimdi adalemle, sinirimle ya” zi potada kaynamış, imbikten geç. | kamaştıran ışıklarından kaçmak is. | şıyorum. miş ve medeniyet silindiri altında | tiyen gece kuşları, İkimiz de şuursuz bir hale gelmi- ezlimiş » madde haline getiriyor. Öğ te yavaş yavaş neş'elendi. Mahlük olduğumuzu, tabii ihtiyaçla» ay evvelki haline avdet edi; valsin parçalarını reniz olduğunu knutuyoruz. Hisle > | * Salan Hüktöel &layer km Bu ak; |, Serdği ir : rin ve fikirlerin devirler, zamanlar | sam, belki de fazla ye içinde şekilden şekile girdiğini unu - | ranm eseri olacak. Yüzü, gözleri öy. | Röğsüme yapıştırmış ona yarım tuyoruz. Halbuki ne olsa biz de top. | le canlı ki! Bu Kiza zaten somurtmak | ediyorum. rağm, göklerin mahlüku değil mi- | yakışmıyor. Kaç zamandır benim| Şoför bizi aldığı yere gelmiş. yiz? Sırası gelince hayvanlar (gibi | suratsızlığım ona da sirayet etmişti | Sordu: boğuşuyoruz. Biribirimizi yiyoruz | Beni gördükçe mateme girmiş yaslı — İnecek misiniz? da cinsi münasebetlerde neden bin | kadmler gibi berbat bir hal alıyor.| Bu yabancı ses bizi uyandırdı. iel kayıtlar, düşünceler altında | du. Şimdi gittikçe çiçekleniyor. Biribirimize bakıştık. reket ediyoruz. İnsan çok mürai| Bilmem kaçmcı dans ve kim bilir caddenin bir sakli SM ağ V e. Meni eğ * İşte böyle medeniyet çemberi Için- 'e galiba gece — Bize gidelim; de ezilip büzüldükten sonra biraz Mirim KAL Dedi. Yavaşça mırıldandım. — Ben yalnız kalmak istemiy” rum. — Bizde kalırsn! ÇAriensı ver) ?