MONOLOG: Sakın gazeteciler duymasın ?. Bir şeyi alan insanların çoğu onu) lar. Fakat ben hiç te öyle değilim! Birşeyi onun kendisine muhtaç pi Bum için almam. Bilmem anlatabili- en daha çocuk | olata hiç im; o başka mesele! Büyüdüğüm zaman elime birçok pa- tâ bir kere elimde on a bile bulundu. İş- dım biliyor musu- e, fakat dikiş dik. in değil ha! İğne tutması bi- le bilmem. Tire almam asıl | sebebi| Makara idi O makaradan kibrit ku- ? Bir mak i m Yabancı memleketlerde nasıl çalışıyorlar Afrikanm temlekelerinden “Koi namiyle anılan bü yük bi: Memili vardır.Kongo müs sımları Bel ılara aittir. “Kongoda,, ceviz çok olur.Hele, Hindistan cevizi, Denebilir , taşlar ceviz ağaçlarile do- iludur. gi Sİ Tireyi de sokağa attım! Onu da kâğıttan şeytan Uğurtması yaparak takıp uçurttum... gün şeftali alıyordum. Satıcı ka- dm: (Burada satıcı kad sesini taklit ederek): İ — Durun size en iyilerini seçeyim! ni yile yi — Zahmet etmeyin, dedim. Ben za- UN şeftali se — Ö halde anneniz iyi geftali ye — Annem için almıyordum, şeftali- Yi kendime alıyordum. Kadın yüzüme Başkm şaşkın bakıyordu; izah ettim ftaliyi kendime alıyordum. Fakat ve için değil: Bana çekirdekleri Miİ)o zamumuz ben geftali akin. ##lerinden ne yaparım ? Onları bir A sürte sürte güzelce Sürtünce mektep sıralarmda yır- sür pantalonlarımız gibi bir delik a- ” İçinden bademini iğne ucuyla A$a uğraşa çıkarırım. Olur size vii bir düdük. bir tane daha. Lâkin ymasın ne olur olmaz. dm e abone olan bir ka- Anırım. Tabii gâzeteyi okumak 4 değil: Onu ne roman tefrikası an © büşmakale.. Hele, moda ve sine- sayfa vE alâkadar eder. Fakat sebebi gayet basit ağa tşendiğinden işirmek için. Hele, o ge duz. hin kâğıdı çok parlak ve satine $u için öyle güzel yanıyormuş ki! Dal hiç sabırsızlanmayın, size bu “nin ismini dünyada: söylemem buraya reklâm yapmağa gelme- ha yen bir hikâye daha anlatayım mi am bizim evde kiracıdır, G (A Mele e konuşuyorlardı: Yap, damın sesini taklit cd Bia, an beri her akşam sinemaya Yorum Yap, pan #ordu: (Annesinin taklidini tüm gi): Üç haftadan beri her ak:| ni gidiyordum. gili om sordu: (Annesinin — sesini i ederek): O halde bütün yeni <p Eördünüz. < NEYE. hiç birini görmedim. — çesin? Tasan sinemaya gider de... çihkü; sinemada uyuyorum. D bet? iç San tavsiyesile gidiyorum < Demek sin a uyuyorsunuz Nİ ibi Hele sesli film 'banı “ Beliyor. Y şak bir k ini umu: ir kol “uyorum; arkama yaslanı- Kongolnlar cevizlerini Amerikaya Avrupaya ihr Afrika akli epeyce bir meseledir. Kon ular buna çare bulmuşlardır. Kongolular, yaban mandası deri- sinden bir nevi tulum yaparlar. Bu tulumları futbol topu gibi nefeslerile rler... Şişirdikleri tulumları kuv veli gazlarla, birbirlerine zengin ve büyük müs-| Sonra, tulumların ü erine sira İle ve ne yine sazlarla bağlıyarak a- şerler, olur size kocaman bir lar Kongoluların nakliye vapurlarıdır. Bir aylık, üç a; yolundan eşyalarını bu sallarla nakle- derler, Afrikanm tss1z ormanla: den akan nehirler üzerinde zdürerek deniz kıyısına kadar ge- 'irler, Hindistan cevizinin sütünden envar türlü pastalar, tatlılar ve safi olarak ifade edildiği gibi Hindistan evi #inden bir nevi de yağ çıkar. ve bu yağla güzel ve kokulu sabunlar yapı- ir, Belçika Kongosunda Belçikalı ç0- cuklar ceviz, Hindistan cevizini tahta bağlarlar.| tokmaklarla kırarak ayıklarlar, yorum. Oh.. Gel uykum gel geceleri evde uyuyamadığım, lelikle sinemada uyumuş bulunuyo- rum, Nasıl beğendiniz mi? Isterseniz gü lünüz... Bana gelince; ben şimdi bir kutu kakao almağa gidiyorum. Sa bahları işmek için değil tabii: İçinden çıkan renkli resimler için... ———— EL LL ga : Hediyelerinizi cuma nü saat 4 fen 6 ya kadar da eliydüY alabilirsiniz. Düşünelim, gülelim... Danışıklı döğüş Vaktile Rusyanm Bakü panayırm da, bir Kafkasyalı, Ermeninin birine, hafifçe topallıyan bir beygir satmış-| tı. Satıcı ile alıcı yüz ruble üzerinde uyuştular, Ermeni, beygiri alıp gitti. Fakat bir Rus mojiği, ermeninin arkasmdan koştu: - Göz göre göre aldandm yahu! Topal hayvanı yutturdular sana, Ermeni, gülümsedi: — Onu topal gibi gösteren benim. Nalının içine bir çivi koydum! Mujik bunun Üzerine, hemen Kaf- kasyalıya koştu: — Güz göre aldandın yahu!.. Hay- vanmı topal gibi gösterip ucuzca ka- pattılar. Senin bundan haberin yok! Kafkasyalı, kasıklarmı tuta tuta güldü — Hadi oradan budala. Benim hay van doğuştan topaldır! Müğik, bu sefer, dili iki karış dr. şarda, Ermeniye koştu ve Kafkasya. İlmin kendisini aldattığı söyledi. Er meni, katıla katıla güldü: — Bundan ne çıkar, canım., Benim verdiğim yüz ruble, sahte idi!. , Karadeniz Karadenizin, yeryüzündeki bütün denizlerden daha tuzlu olduğunu bi- iyor muydunuz? Tuzu en az olan de- niz de Baltık denizidir. FAYDALI BİLGİLER: | Hırsız en çok | köpekten korkar... | Bizim 8€s duymamız gayet mah- duttur. Bir sesi işide bilmemiz için © sesi husule getiren ihtizarların en faz Tası eğer kalm ise saniyede 32,ince ise 40,0000 olması lâzımdır. Bundan da ha fazla ihtizazlı, yani gayet real sesleri işidemeyiz. Fakat köpeklerin burunları gibi| kulakları da çok hassastır.Bir köpek bizim duyamadığımız birçok hafif sesleri işitir. Son seneler zarfında köpeklerin bu f asr üzerinde Alman- <rübeler yapılmıştır. Bilhassa, polis köpekleri #zerinde ya pılan bu tecrübeler çok İyi neticeler vermiştir. Meselâ: takip edilen bir hırsızı tutmak için köpeğe yakalan- mak İstenen adamın kadar hafif bir Hırsız di dük sesini köpek mükemm elen duy- muştur. Hemen emri icra eder Bundan bask; pekler yak! bir avı evvelâ görür ve hisseder, Çok uzaktan geçen bir vahşi hayvanı ve ya kuşu sahibine evvelâ haber verir. | Köpekler bu gayet hafif sesleri duymak hassaları ile harpte askerle re de çok yardım ederler. Yak düşmanı evvelâ onlar haber V Dünkü ve bugünkü otomobil Otomobil 1770 senesinde icat edi miştir. O günden bugüne kadar muh- telif şekil 1770-te Künyo isminde bir -F mtihendisi ilk otomobili yapmıştır. Bu ğ buharla ordu. Ve düzgün #ir yolda yürü: yordu. Saatte ancak dört beş ki- ometro yol alıyordu. Bu otomobili). gı gürerede sporun ne kadar rağ beygir arabaları yarı yolda bırakıp) pette oldu Lâkin BİİLMEDİĞİMİZ ŞEYLER: — DÜNYADA NELER OLUYOR?. bir nevi ticaretleri vardır. Bu ticaretlerinden milyonlar kazanırlar. Resimde gördüğünüz veç bu insanlar kaplumbağası lar eti çok kıymetlidir. Japonlar, dürler. Va su ŞAD © denilen ze bir İnsan: üzerinde taşı- İ yabilece: kadar kuv ve büyük olan hayvanları sandallarla nehirler de ve göllerde avlarlar, Bu hayvan- Su kaplumbağası karada ölmediği için Japonyaya taze taze gidebilir. Bu kaplumbağaların pastırmasmı da yaparlar, ir. ları maymunlu tazı koşularma fev- kalâde meraklıdırlar, Lordlar bu ko şular için vinlerce lira kımar oynar- lar hiç maymunların bahası çok yüksektir. Bu sporun revaç buldu- Zu yer daha ziyade İskoçyadır. Re- simde görüyorsunuz. Maymunlar ta İsıları nasıl yarıştırıyorlar. ar ve bunların bini | ymunlardır. Yani jokeyler maymunlardır. Bu koşular için mey danlar ve pistler vardır. İngiliz lord- giderlerdi. Hiç kimse bu otomobilin | bugünkü şekle gireceğine inanmaz, ve | mühendisile alay ederlerdi 1770 ten yüz sene sonra, otomobil sanayii ilerledi. 1873 te Amede Bole İsminde bir Fransız bir otomobil yap- ti. İsmine beygirsiz araba denildi. Mans şehrinde yapılan bu otomobili Parise kadar geldi. Ve 230 kilometro huk mesafeyi 13 saatte alabildi. M. Bo le Parislilere, yirm Çember oyunu, resimde görüyor sunuz. Bu oyun Fransada, Ameriks- da çok oynanm. Çocuklar Du oyüna merak sarmışlardır. Bu çember iki çemberin aralıklı olarak yan yana gelmesile vücude getirilmiştir. Ve bi ribirlerine kuvvetle ve çelik çubuk - larla bağlanmıştır. Tıpkı bir araba tekerleği şeklinde, yalnız içi boştur. Bu çember oyununa en çok kızlar merak etmektedirler. Çemberi ik şi götürür. Resimde gördüğünüz gi bi, çemberin içine girerler. Bl tutu- lacak ve ayak konacak yerlerine yer- leşirler. Bundan sonra, var kuvvetle rile çemberi döndürmeğe başlarlar. Tıpkı vapur silindiri gibi döndürür- ler.Oyun meydanlarmda bu nevi çem berlerle yarış yaparlar. Çok zevkli bir oyundur. Lâkin, düz ve temiz meydanlar olması lâzımdır. du. Bu otomobil Parisin sokaklarında gezen ilk icattır. Bu otomobil de bu- harla işliyordu. Birinci ikinci ve üçüncü resimde gördüğünüz otomobiller hep şöse si- lindirleri gibi arabalardı. Kömürle letiliyordu. Tıpkı Kasımpaşa vapurla- YAZISIZ HİKÂYE Hi bi. Birce da ktnpüileri vardi. 1898 senesine kadar otomobil bir türlü iyi şekli bulamadı. Ve insanlar ona rağbet etmediler. İşlerken fazla İ gürültü yapıyordu. Sonra di, rahat seyahat etmek kabil olmuyordu. Nihayet, 1899 da gazla ve petrole işler otomobil yapmağa muvaffak 0- lundu. 1904 te saatte 105 kilometro yol alır arabalar yapıldı. Aradan otuz altı sene geçmiş bu- lunuyor, 1938 da otomobil tayyare gi» | bi süratlidir, Son resim, bir yarış oto- ilidir. Bakalım daha sonra: neler