Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—— 11-5-0936 TAN - Olacak seyler 19AÖO Harbi Yazan: H. G. Wells Derebeyinin metresinin gözünden düşmek "Birşehir' b EĞE ni halkından herhangi biri için büyük Kara tahtanın — üzerinde harfler belirmeğe başladı. Milli Bildiriğ 1970 Mayıs HMastalığın önü alındı Önderimizin — bütün dolaşanların Ööldürülmesi emri üzerine “dolaş- ma hastalığı” nihayete ermiştir. İki aydanberi hiçbir. hastalık vak'ası kaydedilmiş değildir. Önder dağlı- lara karşı taarruza geçmeğe hazır- lanıyor. Yakın. vakitte galebe ve sülhe erişeceğiz! Yazıcı tabancasmı sağ eline aldı. Çanı tekrar çaldı. Önder otomobili gterdatarak iİndi. Yazınım altma Strong imzasımnı attı ve tekrar oto- mobile binerek: — Hangara, dedi... Yüzü büyük bir itina ile boyan- Miş, saçlar kıvrılmış, yirmi sekiz yaşlarmda kadar güzelce bir kadın, beraberinde iki hizmetçisi olduğu İlılde b i ve ka F ların önünd âcele acele geçti. Meydana en ya- kın köşede camekânmda kumaşlar, elbiseler, boncuklar teşhir edilen bir dükkâna daldı. Gözde görünen erkek ve kadınlara nisbeten bu ka- dm çok daha iyi giyinmişti. Elbise- Bi daha temiz ve yamasız idi: Ku- laklarmdan sarkan büyük küpeler, boynunda beline kadar uzanan par- lak zincir servet Sahibi olduğuna işaretti. Fakat bilhassa o azametli yürüyüşü, sert nazarları ve bilezik- lerini nazarı dikkati celbetmek için şıkırdatısı onun yeni nüfuz sahiple- rinden biri olduğuna hiç şüphe bı- Takmıyordu. Dükkâna girer girmez bağırdı: — Vadski, Vadski neredesin ? Vadski o sabah yaptığı hafriyat -— heticesi yıkık binaların altında kal- — Miş sandıklarda —bulduğu eşyayı tahnzim etmekle meşguldü. Sanayi Ve ticaret tamamile ortadan kalk- Mmış olduğu için “Bir - şehrin” mah- |ut Nüfusu giyecek ihtiyacını harp- ften evvel imal edilip yıkıklık altında malları kazıp çıkarmak — ve tekrar kullanmak suretile gideri - Yordu. Vadski bu hafriyatı kendine — iş t&dinmiş ve bulduğu eşyayı toplrya- Yak bir dükkân açmıştı. Bilhassa süs eşyası bulmaktaki Mahareti yüzünden Valdski tema- Yüz etmişti. Derebeyi Strongun Metresi Roksana da onu bugün bu- hun için ziyaret ediyordu. — Valdski, Valdski... Tahta tezgâhm arkasından fırladı. Yerlere kadar iğilerek: — Buyrun. Emrinize amadeyim. Dedi. Derebeyinin metresinin gö - .—lqı' düşmek “Bir - şehir,, de her- —-Bxlkmılsu'ongım esiri ise beyul B bir kimse için mucibi felâket- | n elf Çeviren: Nuri Mahmut ı felâket demekti Birisi gazete vazifesini gören tahtanın üzerine o günün tebliğini yazıyordu Strong de Roksananm kaprislerinin esiri idi.. Roksano tahta tezgâha bir tek- me kondurarak ve tezgâhın Valski nin üstüne yıkılmasına kulak asmı yarak Vuğırmağa başladı. — Sende güzel çiçekli bir Rumaş varmış! Yeni öğrendim! Hani nere- de? Benden sakladm ha! Benden saklayıp senin o kadına vermişsin, o kadın yeni bir elbise yapmış. Ye- ni bir elbise işitiyormusun ? Vadskinin yüzü sap sarı olmuştu. Roksananım sözünü kesmeğe cesa ret edemiyerek elleri, kolları, omuz- ları ile işaretler yaparak doğru olma dığını ifadeye çalışryordu. Kadın su- sar susmaz papaza günah anlatan bir sesle: — Ooh Madam, dedi, size o kuma şı göstermiştim! Roksana sesini daha yükselterek — Valski üstüne bir de yalan mı söylüyorsun ? Bu her zaman yaptı- ğm bir şey. Benden saklıyorsun. Güzel kumaşları bana vermiyorsun! Vadski mütevaziyane: — Fakat Madam. Siz ben öyle hafif şeylerden hoşlanmam demişti- niz, — Ne. Aylardan beri öyle bir şey arıyordum. Pamuktan üstünde çiçek ler olan yazlık bir kumaş. — Fakat, Madam!... Roksana elini beline dayadı, bu jesti Strongdan öğrenmişti başını kaldırdı ve şahadet parmağı ile işa- ret ederek: — Demek buna cesaret ettin, ha?! “Bir şehir” de beni hiç nüfussuz zannettin ha ! Diye tehdit etti, ve sonra hizmet- çisine dönerek sordu; — Çiçekli ince bir şey istediğimi hatırlayormusun ? — Hizmetçi başımı eğdi. Hanımı- nın her sözüne “peki” demeye alıştı- ğı için elân sağdı! Kadın devam etti: — Evet, insan böyle bir muamele- ye maruz kalacaksa Strongun sev - 'gilisi olmak neye yarar? Neye ya - rar? Vadski ricaya başladı. Boksana cevab vermeye bile tenezzül etmiye- rek: — Haydi, gidelim, Strongu bula- lrm. Bana itaatsizlik etmenin ne de- me kolduğunu ona öğretsin. Benden kumaş saklamak ha! Dükkândan çıktılar. Merkez mey- dana doğru yürümeye başladılar. I . lân direğinin etrafına bir kalabalık toplanmış heyecanla bir lâfını diğe . rine karıştırarak bir şeyler söyliyen bir adamı dinliyordu. y — Kendi gözlerimle gördüm. Ye- min ederim ki gördüm. Halk gülmiye başladı. Biri atıldı: — Evvelâ içtin sonra gördün, de- ğil mi? Adam ciddiyetle; — İlk evvelâ bir ses işittim. Ba- şımı kaldırdım, yukarılara baktım, ve ova da semada, tepelerin üstünde idi. Eli ile garbe işaret etti. Bu arada Roksana yaklaşmıştı. A çılan halkım ortasında ilerliyerek sordu: — Ne gördün? Adam : — Bir tayyare. Şafak sökerken karşıki tepelerin üstünde ucuyordu. Kadın güldü. Sağa dönerek dikle- şen nöbetçiye bağırdı : — Strongun nerede olduğunu bili- yor musunuz? Nöbetçi: (Arkası var) Necaşinin tayyarecisi Döndü dolaştı yine Fransaya geldi Versay, 10. (A.A.) — Necaşinin eski hava müşaviri olan tayyareci Drouillet, gayri kanuni ithalât yü- zünden müsadere edilmiş olan bir tayyare ile Fransızların gözleri ö- nünde havalanmağa — muvaf'ak ol- muş idi. Şimdi kendisi Tuluz'a uğra dıktan sonra Villacoublay'e vasıl ol- müştür. Drouillet, müsadere edilmiş eşyayı çaldığından dolayi hakkında tevkif müzakeresi istar etmiş olan Ver- say adliyesine teslim edilmiştir. Bir çok kemniyet — müfettişleri Drouillet'nin tayyare meydanına gel- mesini bekliyorlardı. — Tayyarede Drouillet'nin avukatı ile Romada tay yarciye iltihak etmiş olan bir gaze- teci de bulunuyordu. Tayyare, karaya iner inmez ve tay yareci dışarı çıkar çıkmaz komiser kendisine hakkında bir tevkif mü- zakeresi mevcut olduğunu söylemek istemiştir. Bunun üzerine Drouillet nin avukatı “tayyareden inmiş ve şiddetle protestoda — bulunmuştur. Tayyareci ise hemen mikrofona koş- muştur. Mümaileyh, iki jandarma re- fakatinde Versay adliye dairesine gitmeden evvel bir kacç kelime söyle- meğe muvaffak olmuştur. Tayyareci serbest bırakıldı Versay, 10. (A.A.) Istintak haki- mi, tayayreci Drouillet'yi serbest bırakmıştır. Prens Pol'le Benesin Bükreşe gidecekleri teyit ediliyor Belgrat, 10 (ALA.) — Titülesko, Yugoslavya naibi Prens Paul ile Çe - koslovakya reisicümhuru Beneşin Ro manya kralı Karolun davetini kabül etmiş olduklarını ve yakmda Bükre- şe gideceklerini teyit etmektedirler. Titülesko, trenle Cenevreye hare- ket etmeden evvel, gazetecilere beya natta bulunarak Balkan antantı ile küçük antant konferanslarmın elde et miş oldukları neticelerinin memnuni- yete şayan olduğunu ehemmiyetle kaydetmiştir. Sövrimimrmt e ni Filistine İngiliz askeri geldi Kudüs, 10 (A.A.) — Vaziyette sa- lâh hâsıl olmuştur. Dün bazı hâdise- ler vukua gelmiş ise de ehemmiyetsiz dir. Dün Mısırdan buraya iki İngiliz a- layı gelmiştir. Katil Japon kaymakamı idama'mahküm oldu Tokyo, 10 (A.A.) — Harbiye ba - kanlığı, geçen ağustosta askeri işler şubesi direktörü general Nagatayı öl düren kaymakam Aizava'nın divanı- harpçe ölüme mahküm edildiğini bil- dirmektedir. Leh kilisesindeki âyin Geçenlerde ölen Leh milli kahra- manı Mareşal Pilsudski'nin istiraha- ti ruhu için dün Dumpulski kilisesin- de bir âyini ruhani yapılmıştır. Halk Partisi ve devlet Teşkilâtı Esasiyede yeni ve mühim değişiklikler Cümhuriyetçilik, milliyetçilik, halkçılık devlet- çilik, Iğiklik, inkılâpçılık, devletin vasıflarıdır BAŞI 1 söylediğini telefon haberi olarak yaz mıştık. Recep Pekerin bu dersinin mühim parçalarını aşağı aynen ko- yuyoruz: Recep Peker, inkılâp dersinde Cü- muriyet Halk Partisinin ne gibi şart lar içinde, nasıl doğduğunu, Partinin ana prensiplerinin nasıl açılıp geniş lediğini anlattı. Recep Feker, Lozan- la yeni bir devletin kuruluşuna esas olan hükümleri eline almış olan bir milletin yepyeni ve ileri bir devlet kurmasındaki âmilin, Cümhuriyet Halk Partisi olduğunu anlattı. Os- manlı idaresindeki particiliği çok canlı ve açık bir tablo ile çizdikten ve o zamanki particiliğin noksan va- sıflarını tebarüz ettirdikten sonra; yeni devlete ulusal, soysal, siyasal, ekonomik esaslarını veren Cümuri- yet Halk Partisinin ana vasıflarını gösterdi ve bunların hâdiseler ve i- caplar içinde doğup gelişmesini göz önüne koydu. Hakiki bir siyasal par tinin programı bir masa başında o- turulup yazmakla meydana konamı yacağını, onun tarihle, milli hâdise- lerle, devrin icaplariyle milli ihtiyaç larla ve ilerinin isteklerile mukayyet olduğunu izah etti. Cümuriyet Halk Partisinin ergin- lik savaşının tozu toprağı içinde yuğ rulmuş olan Müdafaai Hukuk örgü- tünün temeltaşı olduğunu söyledi. Partimizin ana vasıflarını bu hakiki kuruluş gününden beri aramak ge- rektiğini, böylece belirttikten sonra 23 Temmuz 919 da toplanan Erzu- rüum kongresinin şark illerimizdeki milli varlığı korumak kararını ver- diğini, bir buçuk ay sonra toplanan Sivas kongresinin ise Erzurum kon- gresinin takip ettiği yolda ve fakat bütün yurda şamil milli bir kurtulu- şu “Misakı milli” vesikası içinde tes bit etmekle, Cümuriyet Halk Partisi- nin anası olan Müdafaai Hukukun kendi öz hüviyetini istiklâl ve ulus- çuluk vasfı ile ortaya — koyduğunu, milliyetçilik vasfiınm partinin teme- line ilk taş olduğunu söylemiştir. Dersi dinleyen arkadaşımızın di - ğer ana vasıfların nasıl doğduğunu ve genişlediğini belirten kısma dair hülâsasını koyuyoruz: 23 Nisan 920 de Ankarada Büyük Millet Meclisi açılmıştır. Meclis, mil- letin mukadderatıma filen el koymak milletin bizzat kendini idare etme- sini açıkça ilân etmek ve milletin bizzat kendi varlığma dayanması prensipini yaymaktan başka da Mil- let Meclisi Reisini o zamanki ulusal devletin reisi olarak tanımıştır. Bu suretle cümuriyetçilik ana vasfı da telâffuz edilmeden ortaya konmuş, hayata çıkmış bulunuyordu. Ders, bütün milleti yurddan dış düşman- ları kovmak hedefine sevk için iç meseleleri, esaslarını koymakla be- raber isimlendirmeyen yüksek basi- reti kaydetti. 23 Nisan 920 den 9 Eylül 922 ye kadar, yurdun kurtuluş davasının KRALIN MÜCEVHERLERİ - 18 Edgar Wallace'in Resimli romanı BEN POLİS: , HAFİYESİ VEDİM ÜÇ Kişi ARIYORUM ToTOBÜSTE GÖRDÜ- GÜMÜZ ADAMLAR OLMASIN? FAKAT ONLAR BIZI,OTO- iBus_ı B_OZUK'DİYE NDİRDİLER!. Ş YAKALADIK! TREYN VE ARKADAŞLA- RiDİRİ. h< OERHÂAL ETRAFA EMİR ALDIK! DURDUR! VEDİN EMRİ VAR! ÇABUK! GAZA BAS KAÇALIM !.. 0N FAR BUYURUN ,FAKAT İÇERDE BİR HKİŞİDEN BAŞKA 'KİMSE YOK |.. ONUDA TANIRIMİ IİNCİDE ceşitli ve önemli iç ve dış meseleleri, tıpkı bir siyasal partinin meclis gru- pundan başka bir şey olmayan Mü- dafaai Hukuk grupunda gizli olarak konuşulmuş ve siyasal partinin faa- liyeti bu şekilde tebarüz ve devam etmişti. 9 Eylülde düşmanlar denize döküldü. Barış konuşmaları devam ederken Atatürk, Müdafaai Hukuku siyasal bir parti yapacağını ilân etti, bunu kurmadan millet ölçüsünde bir bü - yük anket açtı, cevaplar gele dursun yurdun içinde halkla temas etti, u - zun münakaşalar yaptı ve partisi- nin Halk Partisi ve kurulacak par- tinin bütün halkm arzularmın mu- hassalası olacağını bildirdi, daha ku ruluş esasları üzerindeyken partinin halkçılık ana vasfı da böylece tesbit edilmiş bulunuyordu. 9 Eylül 923 de Cümuriyet Halk Partisi meclis gru- pu, partinin nizamnamesini kabul etti; parti nizamnamesinin başına gelen maddelerde, Türkiyenin asri bir devlet kuracağı, devlet idaresin- de, semavi, dini kanunlardan tama- men uzaklaşılacağı, hiç bir aileye im tiyaz tanrmryacağı açıkça yazılmak- la, ulusçuluk, cümuriyetçilik, halkçı- Iktan sonra, adı söylenmeden inkı- lâpçılık ve lâiklik vasıfları da tesbit edilmiş bulunuyordu. Bu süretle, 923 de yeni Türkiye, bir elinde istiklâlinin beratı dış mu- kavele, öbür elinde iç savaşlarda, kendini yaratma ve yapmakta yol gösterecek bir nizamname: Cümuri- yet Halk Partisi nizamnamesi, büyük yarma adımını atıyordu. Saltanatın yıkılmasına rağmen gene o günün tcabı olarak hilâfet bırakılmıştı. Her hanedan gibi tacından ve tahtından başka hiç bir şey düşünmeyen, hilâ- feti bir gün saltanata çevirip taç ve tahtı ile milletin başıma çökmek icin bütün yurd menfaatlerini ayak altı- na koymaya, daha halifeliğinin ilk gününde, bu sakim arzuları belirt- mekten çekinmeyen halifeyi, parti grupu bütün hanedan ailesile birlik- te, memleket smmnırları dışma atmaya karar verdi. 924 martmda Şeriye ve Evkaf vekâletlerinin ilgası, tedrisa- t birleştirilmesi ve lâikleştirilmesi kanunu Parti grupunda kararlaştırıl di. 927 birinci teşrininde toplanan kongre, Sıvas kongresini birinci kon gre sayarak ikinci kongre adı ile, çe- şitli ve derin çalışmaları, umumi re- islik beyannamesile eserini verdi; beş ana vasıf böylece tesbit edildi. Bu kongrenin büyük neticesi olarak 5Snisan 928 de teşkilâtı esasiye kanu nundaki dine ait kayıtlar kaldırıldı. 5 Mayıs 931 de toplanan üçüncü bü- yük kongre altı ana vasfı sıraladi; devletçilik, ana vasıflarımızın biri o- luyor ve bu suretle altı ok remzi can lanmış ve tumamlanmış oluyordu. Partinin dördüncü büyük kongresi, bu altı ana vasfı, cümuriyetin devlet olarak vasıfları diye kabul etti. Cü- muriyet * alk Partisinin ana vasıf- ları artık ' ir siyasal partinin dış ifa- desi değil, Türkiye cümuriyetinin ka nuni şekilde ifadesidir; Kamutayın önümüzdeki çalışma yılında bu vasıf ların “teşkilâtı esasiye kanununda devletin vasfı olarak tasrihi mukar- rerdir; işte ders, yeni Türkiyenin kuruluşunda da Cümuriyet Halk Par tisinin âmil olmuş, ruh olmuş oldu- ğunu, tam bir devrimci görüş ve gös terişi ile gözönüne bu suretle koy « muş oldu. Tayyare ihtifali 15 Mayısta yapılacak olan tayya- re ihtifali için, bugün saat 16,30 da Tayyare Cemiyetinde bir toplantı ya pılacaktır. Bu içtimada ihtifalin son şekli tesbit edilecek, İstanbul ku- mandanlığı, Halkevleri, Milli Türk Talebe Birliği namma birer murah- hasla İstanbul Kültür direktörü ve Tayyare Cemiyeti Reisi bulunacak- lardır. Tayyare piyangosu çekiliyor Yirmi birinci tertip tayyare piyan- gosunun birinci keşidesi bugün saat 13 te Tepebaşında Asri sinema bina- sında yapılacaktır. Bu keşidenin em büyük ikramivesi 25.0000 liradır.