Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
No. 77 Süleyman ba Hidayetin konağın Bu iki lâmba büyük vakalarda YöN tıkları iki meaşleydi: Şimdiye :uşu- U evde topu topu 3 defa ya S ) Senih efendi ölen karısiyle, bir £ Macideyle evlendiği gece, wm:afu'î âhatin doğduğu akşam... kulplu küçük lâmbayı K > eT y Macide süpürgeyi atti; hizmetç ullanırlardı. ; ın eşyasına oe şdcın bakıyordu Yazan: MITHAT CEMAL ve elbisesine örterek: “Aman efendim, ne demek efendim...” diyordu. Yine sustular. Lâkırdı edilmiyor, Melâhati bir tür- lü konuşmuyorlardı. Başmı hep önüne eğen Senih Efendi şakakla- rından uzanan gözlerile, kısa öksü- rüklerile Macideyi, nihayet, Melâ- hat lâkırdısını açmağa mecbür et- ti; ve Süleymanla Macide niçin kar- şı karşıya oturduklarını nihayet hatırladılar. Fakat Macide Melâha- ti o türlü anlatıyordu ki, kızın gü- zel olmadığı anlaşılryordu: “Bu ev- de bir tek güzel kadın vardı: Maci- deydi; Süleyman bu evden bir_ ka- dmla yatmak istiyorsa Melâhate heves etmemeliydi!” Macide Süley- mana bunu anlatmak istiyor: (Arkası var)| İstanbul ve Ankara muhtelitleri arasında hin elinden bol paçavrayı k”ıl:;”rî hit Abdülezel paşanım destar . Minin cammı, fo KN izgisiyle borusunu kolunuün üçtdbft ç Bzndi) Sildi.Komşuları hatta eeei hin hediyesi olan "Huveuw_l_mühm_ çerçevesinden mötçiyi . to nt dAR Murtularla — tozları nlğleBe”nih n tL.Elinde elbise fırçasiyle Ser . dinin ulasanisi formalı resmiP v dife çerçevesine baktı: Jekemleye »— Tiyacaktı. Sokak kapısI yçdmdhmk n mavilerini giymeye 3*7 anu ğ ci ha koşarken, kocasi ;ed oı:,gdm 80- | yordu ki, onun gomn:ığ;:vor::rd " ;mı düğmesini ılıkll_Y;ITdsyeün kona- | ve Süleyman Iahatş_ı;l e aik ak kapısına koutu-d alkavuk olması Kadınla erkeğin 'gl' em li e AM de resmi ma-| hatip, geveze.'neşelyd_ baahznuw hei Senih efendinin gözün yorlar ve Senih Efendi Oâsda e) gaa kişilik — kah- | dırınca ciddileşl)'?rı"d;; Ka çaT Süleymanın beş altı çişi Çayza) a7 itleri ve samitlerile yern P güküt aları, Senih Ef.endm,;-ıvenden s0- | ruluyordu. Fakat ışgşğ'ı,ı:e DA b ;'lve (lâmelif) leri me mda gi- | içinde!.. Bu sessi; ıgiıs K smk &ya doldu; (Mıcıde)_ Süleymanın | duğunu anlama çe S ÜşemliR Yinirken düŞİinüyOrdu»komk edası | Efendi biraz başını İA ağıdlarİ: :îi Sofulardnkik eg: kibarlığı, ko- | üzerine Sileyü înnğ:bur oldular. mıîîdâdn; benziyen sesi hırpa- le ıîî::iîr?aîa Darmadağın bir e;; PR İ e evin çıplak merdive- | Zatı âlinizi ağırlıyacak bir yer Süleyman, ği ; di hinden, çırılçıplak sofasındar T |S Cil LA Eidayetin ko:îeğtî;den Tek birdenbire do”?m[i?übnın ku- | bakan gözlerinin kibrini se ER Z gilx)'îıxmm halısıma, | bıkmış bir milyonerin tevaz öşemelere, ör. hbıı't îutulu lâmbalara .bı.ı.ktı.': bul —— *ve ne diye geldiğini düşündü: Se- îîuh Etemgglbl “karısı ıııs;utııhn_ Mı_:ıîrdn Süleyman, m?;:;::;':î tşyasına Ve elbl!':;"' gınmdan bakıyı. F âdetidir, ttiği zaman, * heîi:ny;re Bi . Ayakta, tîkpgdz- : ği Gözeern remmine takez | yakında İKİ tın evliya sakallı m:f:ğni İN ya a borlaran li dödi bul Takım- ledi. anlarda İstanbul Ta P“ğ:g:&b:;çl;r;;şw çok şahsi his- laîlolılı dsîrleı? ederek güzel neticeler i anın le koyan Senih Efendiyi S%efî: i dinin lâfr incitti. Çünkü Senih EUEL nasıl sad- adamlığı da vardıir: Geçendıgün Ki Tazamın oğlunu yurdular ly;; M M tih Efendi teessüründen # v eve gelmişti: Bütün hayatmd” ” . Üçüncü arabada siyasi gözlerle Tarak!.. j Nihayet ikisi de ohıı'îğlrî;. ,,Sıgııe:i , Man ayağını üstüste © t , birini zemelediğinl_ar_ıf eı:iuyor ıfıı- biydi. Senih Efendi iki kattı; detinden utanıyordu: Süleymanın buraya gelmesi bu eV için i ik olma- ü aa İl mndınııl:?:slu ada- ile önüne bakr- irdi. Bu Kapı açıldı. Macide gğ;îymw evin dekorunda bu yüze len Ma- Bağtı. : Sabah hamamdan gel vin tidenin mermm” YüÜZÜ, b";ir azize Mermer - büklümlerinde e. Do çehresiydi. Süleyman OlU Dla tuğa ikinci birnlâ.”';:u’ ka- Oturdu. Ve bu kar- Tar v:mmx cebinden bir P“;“’ıî,ua dı. Senih Efendi ev sahili P. Meşguldü: Puronun geğc gelmesine Bina, kahvenin vaktin kahve dikkat ediyordu. Vordu. OEANA, fiziadl ye!'l dan hemen iki müthiş Yordu. Macide Y kahveyi kendi verdi. tıksm diye hizmetçiye fazal sa- | dirdi Bözle baktı. Menii Tercaat a kadar önüne bakı kara futbolü ortaya yeni bir ıı:::zînçıkarmlşw. Birçok ae.lıeplî;- den eski hızımı kayhfedenA İzmir -f e tanbul rekabetinin ibresi _bu ge 'er, hele son Galatasaray g_am?ıyçule ta- mamen Ankaraya çevrilmiştir. Duy- duğumuza göre, Ankara futbol heyhu ti İstanbul muhtelitile Ankara m_ur; teliti arasında biri Ankara_da. diğe i İstanbulda olmak üzere iki mnîı rya pılması için temaslara bsşlıxx::"l. t ru namına - ı:l âîııı;î;ırîıpoteçebbuıhde muvaf- " k olmasını dilerken bu hususta fi- şgrlerine müracaat ettiğimiz _I.stan - heyeti azaları,teklifi mü- iyette karşılayacaklarını söy Esasta uyuşulduğu tak- i aranın son ıenel::“ıukrlt';:- " iği muvaffakıye- da PT gbsi;&rgîi temasla ölçül- tin dereCeBl. yapı eee cağından bu karşılaşma! ;iıı::ll:kı uyındrracağı şüphesizdir. Balkan gençliğî arasında or temasları . 'PMillî Türk Talebe Birligmğn teşeb- büsile yükaek tahsil gençleri wlı:;; tertip edilen futbol ve voleyi z rının muvaffakıyetle sona karşılaşma yapılacaktır dost Balkan devletlerinin gençlik te şekküllerile futbol ve voleybol te - masları yapmağı kararlaştırmıştır. Futbol âleminde tanınmış ve birçoğu milli takıma yükselmiş gençlerden teşekkül edecek olan ekip, Ankaralı oyuncuların da iştirakile Bnlkanlar- da yüzümüzü ağartacak bir kuvvet kazanacaktır. Futbol şampiyonası Eminönü Halkevinden: Evvelce neşredilen tebliğde bildi- rilen şerait altında evimiz tarafın- dan hazırlanmakta ölan gayri fede- re kulüpler futbol şampiyonası tali- matnamesi ve oyunlar fikstürü 5-5- 1936 salı günü saat tam 17 de Cağal oğlundaki binamızda toplanacak O - lan spor kolu ve kulüp murahhasla- rı tarafından hazırlanacaktır. Evvel- ce de bildirildiği gibi müsabakamıza iştirak etmek istiyen kulüplerin elle- rinde mühürlü bir salâhiyetname bu- lunah murahhasları bildirilen saatte Evimizde bulunacaklardır. Bu toplantıya gelmiyen kulüpler şampiyonaya girmek hakkını kaybe- decektir. Lik maçları Pazar günü yapılan son karşılaş- turmur'alar T e larla lik maçları en hararetli saf- v ildirmiştik. malar! € bil ğ B;lkanlı!' arasında | hasına girmiş bulunuyor. Takımla - Eskiden beri mağı düşünen bir- | rm şimdiye kadar yaptıkl'an nfnçlaf gpor temasları yîgw 'eden bu hare- | da kazandıkları dereceleri aşağıdaki UKğ Şâhl ımIZg enieşlâe"k yaz tatilinde | cetvelden takip edebilirsiniz: ketle : çt Galip Beraber Mağlup Attığı .Yedıgi Puvan Klüplerin adı Y;ı;t;ğ! gol g?; i Yangbanl a lt BÜ —— L TCC M l Seltaş 17 15 i ge AĞA Mmy e 18 l 3 63 23 44 GO el g ee Te MAĞ F? 28 37 Beykoz 18 9 2 Tih ĞĞ gü 08 36 Güneş 18 8 4 8 39 B4 34 Yetî:nbulzpof 18 4 8 6 âg îğ ğ; Anadolu SAA 5 söNEĞARA brl d0 31 süleymaniğe. İĞAi NİN 3 ) z d Çlr G3 29 ğğ“ lıı)apu 19 â 2 M îî 66 27 .Eu 18 2 14 47 24 Hi | ! FAYDALI — BİLGİLER Bugünkü Program Istanbul 18.— Oda musikisi (plâk), 10.— Haber- ler, 19,18 Muhtelif plâklar veya yetranı- misyon. 2ü— Gitar (plâk), 20,30 Stüd- yo orkestraları. Son — haberler. Shat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile- sektir. BUKREŞ ——— 13 - 15.10: Örkestra ve haberler; 18: Plâk; 20.15: Şarkılar; 20.45: Modern pi- yano musikisi; 21.25: List'in eserlerinden büyük konser; 23.45: Konserin devamı. BUDAPEŞTE ı 21,30 19: Salon orkestrası; 20.15: Leh musiki- si; 2L10: “Parma Menekşesi" isimli ope- ret; 24.05: Salon orkestrası. MOSKOVA 18.30: Opera piyesini nakil; 22: Yaban- cı dillerle sözler, | PRAG 17.10: Hafif musiki; 18.20: Viyolonsel piyano sonatları; 19.20: Cenup Alman şar- kıları; 19.45: Muhtelif; 20.30: Romanyada- ki Çekler için neşriyat; 21.15: Napolyon zamanında çalıman marşlar: 22: Radyo or- kestrası; 23.15: Plâk. VARŞOVA —— 16.30: Oda musikisi; 18.15: Oda musi- kisi; 19: Musikili mneşriyat - muhtelif; 21.10: Senfonik konser (Corelli, Gluk, Haydn, Mozart, Beethoven); 23.30: Plâk; 24.05: Plâk, BERLİN 19: Eğlenceli konser; 20.15: Ev musiki- si; 2110; “Vaffenschmied” adlı Lortzing- in operası; 23.30: Şrammel ve akordeon ile eğlenceli gece musikisi. VIYANA 18.35: Koönser - muhtelif; 20: Haberler; 21: Orkestra (Ziller, Milöker, Offenbah); 22.35: Haftanım haber icmali; 23.10: Plâk; 24: Max Reğer'den varyasyonlar; 21.45; Hafif musiki, Seçme program Bükreş, 21.25: Franz List'in eserlerinden büyük koönser. Prag, 21.15: Napolyon Bonapart zama- nında çalıman marşlar. ç Varşova, 21.10: — Senfoni — (Kornelli, Gluk, Haydn, Mozart, Beethoven.) Berlin, 20.1$: Ev musikisi; 21.10: VAF- FENSCHMİED adlı Lortzing'in operası. Kısa Dalgalar Berlin Çalışma saatleri; Saat 1048 — 14.20 « v 76 m ve SI, 45 m Sant 15.00 — 18.38: 31.38 m— Saat 19 — 23.35: 25, 49 m. ve 49 85 m. Londra Çalışma saatleri: 10 — 12,20 » 25,58$ m ve S1, 55 m Saat 1$ — 1545 1 16, 866 m ve 15, 82 m. Saat 16 — 18 ; Gösterilen postalardan ikisi. 19,82 m 25, 290 m. ve 31, SS m. S at 1915 — 23,30 : Gösterilen 2 veya C posta 19, 66 m. 25, 53 m. S1 55 ve 10 10 m, Sinemalar, Tiyatrolar * HALK OPERETİ : Balikesir, Sehir Sinemasında : Yarm akşam: (Halime), perşembe akşamı (Florya), * NAŞİT . HALİDE BİRLEŞİK TU. RAN TİYATROSU : Saat 8,30 da (Safiye Konseri) II oyun birden. * TAN : (Bir Aşk Gecesi). * TÜRK : (Altm Toplıyan Kızlar). (Uçuruma Doğru). * YILDIZ ; (Gönül Acısı) ve (Seven Kadm). * SÜMER : (Cürüm ve Ceza) ve (Ya- takbı Vagonda Kontrölör). * İPEK : (Kan Lekesi), * ELHAMRA : (Saygon Güzeli (Sarı Pijamalı Kadım). * SARAY: (Shirley Temple) ve (Gangs- terler). * ALEMDAR: (Mişel Strogof). e MIŞLEK : (Kleopatra) ve (Kastadi- va), * HİLAL : (Mişel Strogof) ve (Çılgın- lık Gecesi). Gi * MİLLİ (Meyerling Faclası) ve (Ka- Hifornia Haydutları) ve (Kukaraca), ve * KADIKÖY HALE : (Mumyaların Serveti). * KADIKÖY SÜREYYA: (Bir Aşk Böyle Bitti) ve (Adalar Şarkısı). * ÜSKÜDAR HALE ; (Silâh Başma) Hastane Telefonları # Cerrahpaşa hastanesi 21693 Gürebi hastanesi Yenibahçe 23017 Haseki kadınlar hastanesi 24553 Zeynep Kümil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hastanesi Çapa 22142 Beyoğlu Zükür hastanesi 43341 Gülhane hastanesi Gülhane 20510 Haydarpaşa Nümune bastanesi — 60107? Etfal hastanesi Şişli 42426 Bakırköy Akıl hastanesi 16.60 Çabuk Sıhhi Yardım Teşkilâtı Bu aumaradan imdat otomo- bili istenir 449098 Müracaat Yerleri Deniz yolları acentesi Telefon — 42362 Akay (Kadıköy iskelesi) 43732 Şark Demiryolları Sirkeci 23070 Devlet Demiryolları 42145 Itfalye Telefonlarr İstanbul İttaiyesi 24222 Kadıköy itfaiyesi 60020 Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, sküdar itfaiyesi 60625 Beyoğlu itfaiyesi 44640 Büyükada, Heybeli, Burgaz, Ktıalı mm- takaları için telefon santralmdak, memura yangın demek kâfidir. intiyar doktor Marsan dalmış, u- yuyordu. O gün, çok yorulmuştu. Yağmur altımnda, köylerde, yirmi ki- Jometrodan fazla yol yürümüştü. Tam gece yarısı, kapının çıngırağı a- cı acı çaldı ve doktoru derin uyku- sundan uyandırdı. Doktor, baş ucundaki lâmbayı yak- tı, merdivenlerden aşağı, homurda- narak indi. Kapıyı açınca, dışardan yağmurla karışık bir rüzgâr içeri doldu. Az kalsın lâmba sönecekti. Ta- nımadığı bir ses sordu: — Siz doktorsunuz değil mi? — Evet. — Bir kaza oldu. — Ne kazası? Kapıda &gırtında müşamma, gözle- rinin üzerine eğilmiş bir şapka ile iri yarı birisi duruyor, yolun üzerinde de bir otomobil görünüyordu. Çekingen bir sesle: — Bilmiyorum, dedi, yolun üzerin- de bir adam gördüm. her tarafından kan akıyordu. Otomohile aldım, kö- ye getirdim. Sizin evi tarif ettiler. — Kan içinde mi? Nerede? Baygın mı? — Otomobhbilde,. Tamamen değilse bile.. Baygın bir helde, Doktor terfeddüt etmeden: — Yardım ediniz de, dedi, içeri ala- lim. Yaralıyı içeri getirince, doktor: — Aman yarabbi, dedi, silâhla ya- ralamışlar, li — Silâhia mi? - — uf — Evet. Hem de çok yakından.. Belki iki metrodan.. Bakınız, cake- tinde yanık yerleri var, — Tuhaf şey! — Pek te tuhaf değil... İsminiz ne- dir söyler misiniz? — Hay hay.. İsmim Kulon., — Peki Kulon... Şu aletlerimi ve- riniz. Kulon büyük bir endişe ile sordu: — Zavallı adam... Kurtulurmu dersiniz? — Doğrusu, bir şey söyliyemem.. Hele bir pansüiman yapayım.. Yara- h arabasımı çağırırız.. Muhakkak has- taneye kaldırmak lâzım.. — Ben otomobille götürürsem da- ha iyi olmaz mı? — Hayır.. Hem polise haber ver- mek lâzım.. Çünkü öyle hafif bir ya- ra filân değil.. Mühim. Telefon şura- da.. Lütfen doktor Marsan diye tara- fımdan telefon ediniz... Ne 0?.. Cevap vermiyorlar mı? z Doktor, birdenbire dönmüş, ve hay kırmıştı: — Ne yapıyorsunuz orada? Isminin Kulon olduğunu söyliyen adam, telefon telini kesiyordu. Sonra birdenbire döndü, ve elini cebine sok- tu. Şimdi, bam başka bir adam olmuş tu. Iki adam bakıştılar. Doktor, gözle- rini kıpırdatmadan karşısındaki ada- mın tuttuğu silâha bakıyordu. Niha- yet gözlerini indirdi. Doktor, korkak bir adam değildi. Fakat uzun hayatın- da karşısmdaki iki çelik gözün kanlı ve hain bir ruh taşıdığını anlıyacak kadar tecrübe sahibi olmuştu. Onun için sadece sordu: — Ne istiyorsun, — İşini bitir ve kimseye bir şey söylemiyeceğini vâdet. Doktor yaralıya döndü. Elleri tit- tiyordu, Bununla beraber, Kulon'a: — Yardım eder misiniz, dedi, şu pansümanları sıkı sıkı tutunuz. Gi- dip içerden ilâç alacağım. — Yok, olmaz. O kadar aptal de- ğilim, Buradan bir yere kımıldaya- mazsm, Doktor omuzlarmı silkti: — Peki, dedi, o halde arkadaşınız ölür... Kulon'un gözleri döndü, tabancası- nr sıkarak: — Öyle ise sen de ölürsün! Dedi. Bu arada yaralı mırıldandı: — Kulon... Rica ederim... Beni bı- rakma., Doktorun hakkı var... Bırak- ma beni öleyim... Kulon tereddüt edviyurdu, ninayet ? — Peki, dedi doktora, fakat bir da- lavere yapacak olursan,.. Karışmam ha!.. Doktor, karşısındaki adamın nele- re kadir olacağını anlamıştı. Onu te- min etti, içeri gitti. Kulon bitişik oda- da, bardak ve şişe şıkırtılarını dikkat le dinliyordu. — Ey, diye haykırdı, çabuk o! — Geliyorum. Doktor, elinde bardaklar ve ilâçlar içeri girdi. Kulon'a yaklaşarak: — Sizinle, dedi, açık görüşmek is- tiyorum. Kulon, doktorun ağzından alkol kokusu çıktığını duyarak: — Ne o, dedi, içtin mi? — Ne yapayım.. Heyecanım dur« sun diye.. — Şöyle gidelim, Dedi ve onu bir köşeye çekerek ilâ- ve etti: — Peki.. Ne söyliyeceksin! Doktor, Kulon'a, gözile yaralıyı işa ret ederek: — Arkadaşımızı kurtarmak için e- limden geleni yaptım... Fakat naklet mek istiyorsanız, ona bir iğne yap- mam lâzım, Yoksa tahammül ede- mez, — Ne 0?.. Yine mi Yok.. Yok.. Olmaz.. Doktor: — O halde, ölür. Ne yapalım. Diyerek bardağa, konyak - doldur- du. Fakat Kulon elini tuttu: — Acele etme, dedi, zaten sarhoş- sun. Hem... İğneyi niçin yapacaksın ? — Kan kaybetmesin ve uyusun di- ye! — Öyle ise çabuk yap.. Hem iki iğ- ne hazırla! — Niçin? — Çünkü birisini evvelâ sen ken- dine yapacaksın! — Ne diyorsunuz?.. Ben iğneyi ya- parsam kendimi kaybederim ve dostu nuzu kurtaramam... Aman yarabbi... Yoksa beni öldürecek misiniz? Mer- hamet ediniz.. — BSus, çabuk iğneyi yap... Doktor çaresiz kalmıştı. Pijamasını açtı. Elindeki iğneyi yavaş yavaş ba- cağına soktu, yaptı. Sonra, Kulonun ayaklarımna atıldı: — Allahaşkma, merhamet ediniz... Hem müsaade ediniz şu konyağı içe- yim... Hıçkırarak ağlıyor, yalvarıyordu. Kulon, onu ayağile iterek, masadaki bardağı aldı, bir yudumda çekti ve: — İşte, dedi, konyak yerini buldu. Fakat o konyağı içer içmez, dok - torun gözleri parlamıştı. Çünkü hay- dut, birdenbire #ararmıştı, ve yere düşmemek için masaya tutunuyordu. — Alçak... Alçak... Diye kekeliyerek tabancasile nişan almağa çalışıyordu. Fakat doktor bir hamlede elinden tabancayı aldı ve evin başka bir odasında mevcut ikin- ci bir telefona koştu: — Jandarma dairesini veriniz... Ça buk... Ben doktor Marsan, ... evimde iki haydut var. — Birisi yaralı, birisi zaif, uzun boylu, mavi gözlü mü? — Evet.. — Aman dikkat ediniz. Bankayı soydular.. Bekçiyi öldürdüler.. Çok tehlikeli haydutlardır... — ÂAma.. Şimdi değil.. Yaralı bay- bir dalvere? gin.. Ötekini de. Lâboratuvarda.. Baygın... İki öküzü.. Uyutacak ka- dar... Morfin... Daha fazla söyliyemedi. Jandarma lar geldikleri zaman, onu, elinde te- lefon, uyuyor buldular. Dudaklarm- da müstehzi bir tebesslim yardı., Yeni Fransız Elçisi Bugünlerde şehrimize gelmesi bek lenen Ankaranın yeni Fransız elcisi Ponsot, doğruca hükümet merkezi - ne giderek itimatnamesini Cümur- baskanma arzedecektir.