EKONOMİ PİYASA VAZİYETİ Piyasada mısır fiatları düşmekte dir. Ziraat bankasrinm Romanyadan 6.000 ton dâhs mısır getirtecektir. Evvelce Karadeniz mmtukasma dağı- tılan mısırlar, fiatlar üzerinde ancak 20 para tenzilât yapmıştı. Son gelen parti de, fiatları daha ziyade düşüre- cektir. Maamafih ziraat bankasının piyasaya bu suretle müdahale etme- #i, misır üzerine ihtikâr yapan tacir- lerin vaziyetini değiştirmiştir. Elle - rinde stok mal saklıyan bazı tacirler Ziraat bankasının bu hareketi karşı. sında, mallarını piyasaya arzetmeğe mecbur kalmışlardır. Bu da mısır fi-| atları üzerine tesir yapmıştır. Mısır Gatlarının düşmesinden glikoz fabri - kaları memnundur. Sebze ve meyva fiatleri Piyasada sebze fiatları gün geçtik- çe ucuzlamaktadır. Adanadan her gün taze sebze gelmektedir. Yerli bakla 5 kuruşa kadar, kabak yedi buçuk kuruşa kadar düşmüştür, Son günlerde yağan yağmurların da İstan bul civarındaki © bahçelere iyi tesir yaptığı anlaşılmıştır. Yalnız yağmur- İarm çilek mahsulline biraz ziyanı dokunmuştur. Çilek fiatt Beyoğlu mağazalarında 60, diğer yerlerde 40 kuruşa kadar satılmaktadır. Erik fi- atı da 20 kuruştur. Ege pamuk piyasası durgun Ege mmtakası pamuk piyasası durgundur. Fiyatlarda yeniden 20 para daha bir düşüklük kaydedil- miştir. Gerek fiyat düşmesi nin Ve gerekse durgunluğun geçici olduğu ilgililerce beyan olunmaktadır. Ne- vilere göre son fiyat durumu şu su- retledir: Prese birinci Prese ikinci 37-39 Prese üçüncü 8-5 Mersin mıntakası pamuk fiyatla- rmda son hafta içinde bazı düşük- lükler (o görülmüştür. o Mmtakanın muhtelif merkezlerindeki son fiyat- lar gunlardır: Adanada: Kapı malı 35,5 -35.75; parlak 33 - 34; temiz 31 - 32,75 ku- ruştur. Mersinde: Klevlant 41; ekspres 40 lane 38 kuruştur. DIŞ PİYASALARDA Liver- pool Borsasmda 25/4/9386 açılış pa- muk fiyatları İngiliz libresi (bir İn- giliz libresi 453.50 gramdır) başma 40-40 kuruş pens ve desim olarak aşağıda göste- | rilmiştir: Amerika Middling, tem- muz teslimi 6.04; Amerika Midd- ling ilkteşrin teslimi 5.72. İstanbulda tiftik muameleleri hararetli İstanbul tiftik piyasasında işlerin | bararetle devam etmekte olduğu bildirilmektedir. İstek devamlıdır. Piyasanın gidişi sağlamdır. Son fi- yatlar şöyledir. Oğlak 90 - 94; birinci 83 - ta mal 80 - 82; deri 7i; sarı 7 Ankara tiftik piyasasmda son hafta içinde yazılmağa değer bir yenilik görülmemiştir. Fiyatlar göy- İedir; Konyada beyaz tiftik 70, sarı, 72,50, deri 55 kuruştur. or- 1 No, 18 Âdemle Havva Bürhan CAHID Bu alışkan, sinirli kızla başa çık- mak biraz güç görünüyor. Nereden de çattım. Böyle içli ve sinirli kadın- larla uğraşmayı hiç sevmem. İnsanı boş yere uğraştırırlar. Fakat bir kere yolu sapittik. Artık işi kendi akıntı - &ina bırakmaktan başka çare yok! Onu yatıştırmak için mevzuu değiş tirdim: — Niste eğlenceleriniz çok değil mi? Omuzlarmı kaldırdı: — Çok sokağa çıkmam. En sevdi- ğim bahçedir. Evimizi göreceksiniz küçük, fakat şirindir. Çok vaktim bah | çede ve babamm kütüphanesinde ge- çer. Bu kız bir malamma, Kolay kolay anlaşılır şey değil. Biraz evvelki sinir buhranı henüz geçmedi. Yüzü renk- ten renge giriyor. Artık şundan bundan konuştuk, Biraz sonra hazırlanmak için ayrı) dığı vakit biraz barışmıştık. Yalnız Balmca bu sefer ben sinirlenmeğe baş Belediye Iktısat müdiriyeti lokan- talar hakkında yeni bir tetkik yap- maktadır, Bu tetkik vesilesiyle biz şehrimizdeki lokantaların aziyeti hakkındaki fikirlerimizi aşağıya ya - yoruz. Lokantalarda yemek fiatları, sadaki yiyecek eşyasınm vc ile bir alâkası yoktur. Torik balığı, balıkhanede 3 kuruşa satıldığı halde bir balık parçası lokantada 15 kuru- şa kadar satılmaktadır. Arada bü - yük bir fark olduğunu söylemeğe bi- e lüzum yoktur. Lokantalarda et fi. atları du böyledir. Kuzu eti, 40 kuru. şa kadar satıldığı hâlde, lokantalar. İn, bir tabak içindeki bir et parçası 30 kuruştur. İkinci sınıf lokantalar- da bu fiat 20 kuruşa kadar düşmek- tedir. Maamafih lokanta sahipleri et fedilmeğe muktaç bir madde oldu - Zu için, birkaç gün et yemeğini mu- safaza etmeğe imkün yoktur. Bu iti- barla lokanta sahibi, satılmıyan ve dökülmeye mahküm bulunan et ye- meğini diğer yemeklere nazaran da- ha fazla satmağa mecbür olmaktadır. Fakat loktnta sahibihin bu düşünce. sine tamamiyle hak vermek doğru İ yolumu değiştirdim bilmem ki! Ons kapılmasaydım şimdi Pariste buluna- caktım. Gözümün önüne babamın hali geli- yor. Kadıköy iskelesinden ayrılırken: — Paristen telgraf çekmezsen bile muhakkak mektubunu beklerim! Demişti, Artık bu mektubu ne zaman ela - cak Allah bilir. Oğlu maden mühendisliği tahsiline başladı bile! Öyle bir maden damarı buldu ki, derinleştikçe . derinleşiyor. Bakalım özünlü nerede bulacağız. “Nis,, de ne yapacağım. Avrupa, ya para yemeğe çikan bir zengin de- Eilim ki! Bu küçük hanım lütfen yemekleri- mi evinde yedirecek. Peki ama nerde yatıp kalkacağım. Bereket versin üs- tümde para var. Babamm verdiğin den başka annem de ne olur ne olmaz diye elli İngiliz lirası verdi, Fakat iş orada değii.. Böyle gider- se bu kilçük hanımm gönül eğlencesi olup kalacağımdan korkuyorum. Bu kıyılar Tanrı taslânm cenneti âlâ diye müjdelediği yerler olsa ge- rek İnsanlar melâike mi, kadmlarhi ri mi bilmem ama bu biribirinden gü- İtadır. Halbuki en ucuz lokantada bile | yemeklerinde pek kâr olmadığımı id-| dia ederler, Bt, az zaman içinde sar-| Lokantalarda pahalılık Yemek fiatleriyle yiyecek eşyası arasında büyük bir fark vardır değildir. Dışarda et fiatlarmm ucuz- lamasının, her halde lokantalar üze- rine de tesir yapması beklenir. Lo- kantalarda en çok kür edilen yemek de pilâvdır. Yapılan bir hesaba göre, bir tabak pilâv, 3 kuruşa mal olmak-| bir tabak pilâv yedi buçuk kuruşa sa- tilmaktadır. Bundan başka lokanta listelerinde çorba da pahalıdır. Bir| tabak çorba 100 paraya mal olmak: tadır, Maamafih Beyoğlunda bazı w- cuz lokantalarda mi celbetmek için 5 kuruşa çorba verildiği çok kere görülmüştür. Halbuki en ucuz lokan tada bile çörba 7 buçuk kuruştur. BU- n bunlardan anlaşıldığına göre, lo- kantalardaki yemek fiatlariyle, İ cek eşyası fiatları arasında bi farklar vardır. Bu fark yüzünden, lokantacılığa heves edenler çoktur. geçtikçe Beyoğlunda ve şebrin diğer semtlerinde, lokanta ve ahçı dükkânları çoğalmaktadır. Belediye iktıat müdiriyetinin lo - kantalardaki yemek fiatlarmı daha sıkı bir surette kontrol etmesini bek- leriz. Ege mıntakasında Hurda incirler üzerine muamele Ege mmtakası incir piyasasında son günlerde önemli işler olmumiş- tır. Yalnız Sovyet Rusya için 41 ton incir satıldığı bildirilmektedir. Stokların çok azaldığı ve hurda ha- riç olmak üzere 1.000 çuvaldan faz- la olmadığı yazılmaktadır. İncirin ihraç başlangıcından 18/4 | 936 akşamma kadar İzmir limanın. dan dış ülkelere gönderilen incir miktarı aşağıda gösterilmiştir: Ülkeler Bu sene (ton) Almanya 15473 Amerika Avusturya Avustralya Arjatin Belçika Bulgaristan Çekoslovakya Danimarka Estonya 1.782,0 431,2 399 1384,3 212.2 13.9 73 BORSA - PİYASA 4 MAYIS PAZARTESİ Para Borsası Alış Sterlin 618.— i Dolar 123. 20 Fransız frangı 164. 70 Belçika frangı 0— 29 Drahmi 20 20 İsviçre fr. o 815 20 Çek kuron 20 Ley 20 Diner Liret vesikalı Florin Avusturya gilin Satış 622 Paris üzerine İngilz üzerine Dolar Liret Belga Cen evre Leva Florin Çekoslovak Avusturya Mark İsveç köronu İspanya pezeta İş Bankası ma Kupon kesik Vee v Hamiline Anadol 60 <1 Şirketihayriye Tramvay Bomonti Nektar Kupon kesik Terkos Reji Aslan Gimente Merkez Bankası Kupon kesik Osmanlı Bankası 2 Şark Merkez Eczanesi “İlstikrazlar Türk Borcu 1 n » e, İstikrarı dahili Kupon kesik Ergan! A. B.C. Smas Erzurum 1 Kupon kesik un Yenlandiya Filistin Fransa Hicaz etmisti Holenda İngiltere İtalya İsveç İsviçre İspanya Kap Kanada Kolombo Japonya Lehistan Misir Macaristan Meksika Mançuri Norveç Romanya Rusya Suriye Yugoslavya Yunanistan — Yekün 36.4210 DIŞ PİYASALARDA — Alman- 6.0519 550,6 B34,7 #707 33,0 17708 13 1653 4818 260 09 555,5 183 215 90,6 İ ya incir piyasası son hafta dahi dur- gun geçmiştir. Kilosu 63 - 70 tart ik ekstrissima genuin İzmir natu - rel incirleri için İzmir ihracatçıla- rm 100 kilo başma 1050 liraya kadar teklif yaptıkları bildirilmek- tedir. İtalr, atm tavanlı köşklerinden çok güzel. Bahçe ve villâ... Eğer Hayalin İiçinden çıkmadığmı söylediği bahçe- leri böyle ise hakkı var. Köşkler sıklaştı. Bahçeler güzelleş- ti. Otomobil, kamyon seferleri kızış- | Büyük bir yere geliyoruz herhal- de. çük çantası, boynunda sarı lâcivert bir eşarp pencereden bakıyor. — Geldik mi ? O güzel kafası birdenbire çevrildi. İ Sevimli bir çocuk bakışı İle: — Daha var. dedi. Monakoya gir- dik. — Şu kumarhane memleketine, — Evet, bakın gazinonun üstü gö- rünilyor. — Montekarlo.1 — Aralıktan bakınız, daha iyi ceksiniz. wn — Seviniyorsunuz değil mi? Başını önüne eğdi, Mirildanır gibi: — Niçin sevineyim. Ben buraları hiç sevmem. İstanbulu bin defa ter- cih ederim, Ve sonra dışarıya bakarak ilâve etti: — Babamm hatırı? Koridora çıktım. Hayal elinde kü-| 5 adım. Ne diye bu kıza kapıldım da | zel vilâlar herhalde cennetin pırlan.| Hayalin babasr eski paşalardan bi- rinin oğlu. Abdülhamit paşalarından. Çok zengin olduğunu İstanbulda işi- tirdim. On senedir burada yerleşmiş, Hayal daha küçükken babasile bera- ber Nise gelmiş. Burada bir kolejde le sordum: imdi İstasyonda beklerler de- — Dadım bekler, babamı zannet- — Çinüz mı? — Ara sira.. Fakat benim Tstanbu- la gidip gelmem'o kadar tabil oldu ki!,.. Onun hususi hayatı hakkında fazla şeyler soramıyorum, Lllzum da yok.. Nasıl olsa içlerine gireceğim. Hayal benim için herhalde bir şey- ler düşünmüş olacak Bir aralık dedi ki: — Size yolunuzu değişdirttiğim için o kadar müteessir değilim. Çünkü, Durdu. Söyliyeceğini tartmak ister gibi yutkundu. — Evet, çünkü! dedim. Güldü. — Çünkü sizi buradr misafir et- mek, sizl gezdirip eğlendirmeğe ça- lışmakla bunu telâfi edeceğim. — Teşekkür ederim. Bana sorarsa» Taksimden H. H. oğlu imzasile: “Üç aydanberi bir kızla tanışıyo- rum. İyi tahsil ve terbiye görmüş, son derece makul düşünceli, hattâ iyi bir ev hadım olduğunu gördü- düm bu kıza evlenmeği teklif et- tim, kabul etti, Bugünlerde nişanla- nacağız. Onunla geçenlerde bir yere çaya gitmiştik. Kendisini arkadaş larımdan biri selâmladı ve benden milsaade istiyerek dansa Kaldırmak istedi. Kız razı olmadı ve bana bu genci pek uzaktan ve pek az tanıdı- ğını söyledi, Halbuki sonra rasigeldiğim arkadaş bana o- mii hakkında birçok malümat verdi. Bu kızın daha bir sene evvel tanıdı- İh bir genci çılgınca sevmiş olduğu mw onun uğurunda ölüme kadar gitmek istediğini, kendisini sorla kurtardıklarını anlattı, O derece sevmiş ki, haysiyetini, izzeti nefsini, istikbalini ayaklar altına alarak sevdiği gencin peşinden Avrupaya bir iki ay sokaklarda kalmış. Yine dilesinin merhameti üzerine sığın- dığı bir pansiyondan alınarak İstan- bula getirilmiş. Ben bunları işi ce derin bir endişeye düştüm. Şimdi kendisini görmek bile istemiyorum. Bana karşı pek mültefit ve meyydl iken şimdi o da benim halimden belki her şeyi anlıyarak soğuk du- ruyor, Daha doğrumu mahsun bir hali var. Ne dersiniz? Bu kisin benimle anlaşması mümkün müdür? (9 genci hâld sevip sevmediğini na- nl anlıyaytın?” Nişanlanmak istediğiniz kızın ba- şımdan geçen acı macera onda şid- i bir aksülâmel vücuda getirmişe benziyor. “Sevdiği — gence karşı her etriye eee ke gtr diği fedakârliktan “Sonra silkinmiş, kendini onün esaretinden kurtarmış olacak ki, size karşı iyi bir kabul gösteriyor ve sizinle evlenmeğe ha- zır bulunuyor. Eski sevdiğini hâlâ İsevip sevmediğini değil, sizi | sevip sevmediğini öğreniniz ve ondan g&- çirdiği bu macera hakkında İzahat isteyiniz. Nasıl kendini bilmiyerek ve bir zincir içine düşerek yaptığı çılginlıklara ait pişmanlığı sizi tat- min etmelidir. » Beraber büyüyenler arasında İzmitten N. S. imzasile: “Beş senedenberi beraber büy dilk. O benden 4 yaş küçük. Şim İye kadar ben kendisine bir kardeş gözü ile bakıyordum. Bundan üd gün evvel bana bir mektup gönder- di, Mektubu açtığım zaman hayret- ler içinde kaldım. Çünkü beş sene bir öd gün| kaçmış. Orada da yüz bulamıyarak | Yy 5-5s.m0 evişMeler ene (Bu sütunlar için gönderilecek mektuplarm “Evlenmeler kaydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olması ric& Başkasını çılgınca sevmiş bir | süre oi onun gibi düşünmüyorun, yet karşısında fikrimi Ti mi?” Aşk, istiyerek değil, #Sİİ mıyarak doğar. O nasil PSİ zinle kardeş gibi bü aşkı duymağa başlamışsir Ğ ayni şeyi çoktan duymuğ ri lâzımdı. Şimdi acaba tireyim de ben de onü Uyayım mı? diye vee tir. Artık yapacağınız Pe ni bir kardeşten farklı #9 sl nizi, ona dalma karde$ kacağınızı bildirmekte. Onda belirsiz bir surett tl sevgi bu izahmızla yine ra yolunu er Biri evli, öteki niş M. G. Ş. imzasi ” “Bir iki ay anha Yağ kadın hâkimdir. gün karşı karşıya Pa kü evimizde kiracıdır. ğu gibi ben de eze bana karşı lâkayt olm hareketinden anlıyorum bir an yok ki düşünmü bin bir ümit veriyor. Ond di ve ondan aşk dilenmek dokunuyor. Çok ıstrap “d Ne yapayım?” Bu ıstıraptan kurtulmak şanlımızla meşgul olunuğ İ ketinizle, gözlerinizle bu e işgal etmeyiniz. Düşünün dan istediğiniz cevabi a rahat etmiyecek, retıraplaii diremiyeceksiniz. Çünkü PX tan siz niganlısınız, diğe” o evlidir. Aranızda bir rasının töğesüsü”krskançi!” randân, bâğkalarftim yeti İbep olmak yüzünden, visğ dan başka ne doğurabilif bir küçücük bir zevk bu ba değer mi7? çi a 1) 1 , İki kız anasının en A. R. B. imzasile: “İki kızım var; Grdl yıl farkı olan iki kızımda" nil bir genç istiyor. Baner larında bir de anlaşma izdivaca hayır demek içi göremediğim halde büyük diye korkuyorum. edeyim?” Bu izdivaç için büyüf “ei -İfikrini sorarak adeta on! katini ister gibi bir dil KU «| hayatın nekadar tesad”. olduğunu, bugün bü çük kızınızın istifade et” geldiğini ve yarın başks w kardeşim diye taxıdığım kız, şimdi bana ilânı aşk ediyor ve bensiz yaşı- | yamıyacağımı söylüyor. Halbuki ben nız sizin havanızda bir saat fazla kal maktan bile saadet duyarım. Yüzüme baktı: Bu bakışta öyle bir arayiş vardı ki, sözlerimin samimi olup olmadığını an- lamak ister gibi gözlerimi, yüzümün hatlarını kontrol ediyordu. — Çok naziksiniz, dedi. Bunu ince düşünüşlü bir erkek komplimanı ola- rak kabul ederim. — Hayır, de.im, Herhangi bir er- kek komplimanı olarak değil sizi iyi anlıyan Ve. Bu sefer de ben durakladım, Ne diyecektim. Sizi seven mi diye- ceğim. Peki ama böyle bir şey - yok. Sonra bu tehlikeli kelimeler adamın başıma öyle işler açar ki! Hayal parlak gözlerini dudakları- ma dikmiş, çıkacak kelimeyi endişe ile bekliyor. Kekeledim. — Ve takdir eden bir... Bir arka» daş sevgisi olarak kabul ediniz. Göz kapakları düştü: — Peki, nasıl isterseniz? Bahsin bu tehlikeli yerinde İkimiz de iyi manevra yapmıştık. Ve çok şllktür ki, artık gelmiştik. Hayal dedi ki: — İsterseniz çantalarımızı bize ya- km bir otel vardır. Hotel Mediteranne ile onun da gene İNe kıskançlık, ne izzeti İlesi yapmıyarak razı © aya gönderiniz. Doğruct gl nakde ederek rımla beraber otele gide) sonra ziyaret ederim. Tiraz etmedi, Istasyon çök kalabali j Haya! bu kalabalık dık çehre ararken birdeö' dı: Ni — Ouh; babam da , Vagonun penceresin& r yaz bıyıklı, pembe yüzlü: şık bir adam elini sallı ilk parti selâmlaştılar; Rıhtıma İnerken bans* — Iyi tesadüf diyorduk gesi üstünde! Bundan bir şey an d olup ta ne olacak! Neşesi zınm peşine bir gerç tak, zacak mı yoksa! Çok © kit kalmadı. Ihtiyar gıkle karşı X Hayal babasile korkuluk gibi yanmds ö' Matt; Kiri — Yol arkadaşım ni babasından sık