2 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dü c LT PF EKONOMİ TAN Buğday ve arpa piyasası Bütün mıntakalarda buğday İstanbul buğday piyasasmım umu- mi gidişi geçen hafta olduğu gibi gevşektir. Fiatlarda — düşüklükler kaydedilmiştir. Fazla stokların mev- cudiyeti ve yeni mevsimin —yaklaş- ması bu duruma sebebiyet vermek- tedir. Son haftanımn fiatları mukaye- seli olarak göyledir: Son hafta Geçen hafta 6,50 - 6,87,5 6,87,5 - T,25 Beyazlar Kızılcaar 6 -6,25 6,25 -6,50 Sertler 5,50-5,75 6,12 -6,25 Eğe mmtakası buğday piyasasın- da da fiatlar düşmektedir. Bu duru- mun, geçen yıl rekoltesinin tahmin edilen mikdardan fazla — olduğunun tahakkukundan ve yeni mevsimin çok yaklaşmış bulunmasından ileri geldiği bildirilmektedir. Son fiatlar: Uşak sert — 6,50 - 7 kuruştur Mersin mıntakasında buğday pi- Yyasasında hafif düşüklükler görül- müştür. Buna, son günlerde mınta- kanın her tarafında yağan yağmur- larım ekinler Üüzerine yaptığı çok faideli tesirler âmil olmaktadır. E- linde stok bulunduran tüccar ve zür- ra bütün mallarını piyasaya arzet- mektedirler. Son fiatlar kilo hesa- biyle şöyledir 1 Adanada kilosu 4,825 - 5,470 Ceyhanda WeğE Sal Konyada beyazlar,, 5,803 a. erllee 5,88 Samsun mıntakasında buğday pi- yasası normal şekilde — cereyan et- mekle beraber Ziraat Bankasının köylüye buğday tevziatı dolayısile fiatlarda düşüklük görülmüştür. Son fiatlar şöyledir 1 Samsunda 5,50 -6,625 kuruş Çorumda mahlut 5,80-5,80 ,, Sivasta v MŞN e M Diş piyasalarda : Liverpool bor- Basında buğday fiatları : resimleri satıcıya ait olmak ve depo — dışında teslim edilmek üzere 100 İngiliz Lib- resi (beher İngiliz libresi 453,50 gramdır.) için Şilin olarak şöyledir: Mayıs teslimi 6.2 Temmuz » 6.3 1/2 İlk Teş. v 6.3 1/4 Romanya buğday piyasası dur- Bundur. Fiatlarda büyük değişiklik- ler olmamıştır. Son fiatlar cins ve teslim yerine göre vagonu 48000 - No. 10 Âdemle Havva Ben cevap 'vermeden otomobil Gurdu. Ve sırma elbiseli bir kapıcı oto- mobile yaklaştı. İnerken Hayal gene İtalyanca bir şeyler söyledi. Onu tanıyorlar. Metr- dotel iki kat olup selâmladı. Hayal işaret ederek bir şeyler söyledi. Si sinyora! Si Sinyora. Biz odalarımıza çıkımcaya kadar gantalarımız da yetişmişti. Asansörden çıkarken Hayal: - — Bir saat sonra holde buluşu- ruz. Dedi. — Hay hay. Ve boş koridorda bir kuş hafifliği Nle uçar gibi yürüyerek kayboldu. Garson yüzüme bakıyordu. Hayalin arkasından öyle dalmışım £i! Kendime geldim. Garson beni oda- ma sokarken italyanca bir şeyler y adım. Fra: Başımı sall: İi nsızca: — Bilmiyorum, dedim. Fransızca fiatlerinde gevşeklik görülüyor 51000 Ley arasındadır. Arpa piyasası İç piyasalarda : İstanbul mımnta- kası arpa piyasası gevşektir. Çayır mevsiminin başlaması üzerine büyük muameleler olmamaktadır. Fiatlar : Son hafta 3,75 - 3,87,5 dır. Eğe mıntakasında da arpa piya- sast durğundur. Onbeş güne kadar yeni mahsulün piyasaya arzı bek- lenmektedir. Fiatlar 4,125 kuruştur. Mersin mıntakasında da arpa pi- yasasında gevşeklik ve fiatlarda ha- fif düşüklük görülmüştür. Son fiat- lar şunlardır: Son hafta Geçen hafta Ceyhanda 2,715 3 Osmaniyede 3,5 3,5 Konyada 3,78 3,94 Samsun arpa piyasası taleplerin fazlalığı yüzünden — isteklidir. Fiat- larda tedrici bir düşüklük görüldü- ğü bildirilmektedir. Son fiatlar : Samsunda : 4,10-4,375 Kuruş Çorumda 5,30 - 5,30 öi Dış piyasalarda : Hamburg bor- sasımda fiatlar 100 — kilo başına cif Hamburg Holanda ” Flörini olarak şöyledir : La Plata 64/65 kiloluk Nisan 3.30 Hfi. Çiroz mevsimi hareketsiz geçiyor Bu yılm çiroz mevsimi, İstanbul civarında tek mahsul almmadan bit- miştir. Her yıl bilhassa Adalarla Bo- ğaziçinin yukarı kısımlarında kuru- lan çiroz sergileri tonlarla balık ku- rutur ve bunlardan mühim surette ihracat yapılırdı. Bu sene, bilhassa Yunanistandan da mühim talepler vâki olmasma rağmen, uskumru tut- mak için her tarafta kurulan dalyan lardan hiç bir mahsul alımamamış ve binnetice sergiler bomboş kalmıştır. Esasen bir ay için kurulan sergilerin bozulmasına başlanmıştır. Evvelce de yazdığımız gibi, bu vaziyete, bu sene bol mikdarda torik çıkması se- bep olmuştur. Karadenizden bol bol akan torik cereyanları uskumruları daha büyümeden imha etmiştir. söyle! — Bir şey istiyor musunuz? — Hayır. Hayal'in hakkı var. Çok kibar bir otel. Döşenişinden, yapılışından bi- le belli. Hemen üstümdeki tozlu se- yahat elbisemi attım. Yandaki ban- yo odası adeta bir salon. Burası bir palazzo, Soyununcıya kadar dolması için banyonun musluğunu açtım. A- man Allah. Öyle bir sıcak su boşan- dı ki hortum gibi. Bizim Feneryolun- daki köşkün banyosu ömürdür. Ba- bam o kadar meraklı olduğu halde böyle bir banyo dairesi yaptıramadı. Bizim banyonun suyu öyle sıska akar ki mübarek Taşdelen yahut Çırçır sanırsın. Ben daha çoraplarımı çıkarmadan banyo doldu. Şu genç kız hakikat tabiat sahibi.. Vakıa ben şimdiye kadar lüks bir o- tel görmedim amma burası belli ki yüksek bir palas. Acaba fiatler na- sıl? Herhalde gece kalmıyacağımız için pek yıkım olmaz. Fakat birşey var. Paraları tabif benim — vermem lâzım. Gelirken taksi parasını biz vermedik. Otelden verdiler. Peki ama fatura kime gelecek. Bu endişelerle suya daldım. Allah razı olsun şu kızdan. Oh. İliklerime | Finansal etütler — BORSA -PİYASA 80 NİSAN PERŞEMBE Devlet Bankası Sovyet Rusya Soövyet Rusya Devlet Bankası, kıy- metten düşürülmüş ruble esasına gö miştir. Malümdur ki altın karşılığı eski - den 13 franktan biraz fazla olan rub- le, evvelâ 14 Teşrinisani 1935 tarihli kararname ile turistler için, bilâha- ra da 1 Mart 1936 tarihli kararname ile Ticaret ve Finans için 3 frank olarak tesbit edilmişti. Bu suretle rublenin altım olarak mukabili 0 gram 0,7742 den 0 gram 1,17691 e inmiş, ve bir gram altının ruble olarak kıymeti, 1,2916 dan 5.63 rubleye çıkmıştı. Yapılan Devaluasi- yon bu suretle yüzde 77,15 e baliğ olmaktadır. Sovyet Rusyanın altın rezervi, bu yeni tarif üzerine yeniden takdir e- dilmektedir. Fakat Sovyet ihraç mü- essesesinin altın mevcudu, para üze- rinde yapılan bu ameliyeden çok ev- vel, Sovyet topraklarından istihsal olunan altınlarla fazlalaşmıştır. Bu mikdar 1 Teşrinievvel 1927 de 173 milyonken, 1930 Teşrinisanisinde 484 milyona, ve 1932 Temmuzunda 678 milyona, 1933 Temmuzunda 779 milyona, 1934 de 823 milyona ve 1935 Nisanında 858 ve ayni senenin Teşrinievvel ayında 963 milyona yük selmiştir. Yeni kıymetten düşürül - müş ruble ile ölçülürse bu mikdar şimdi 4.208.000.000 dur. Bununla beraber, 1 Nisan tarihli bilânço, bu altım mikdarmı 1 milyar 404 milyon olarak göstermektedir. Aradaki fark, yani 2,800 milyonluk Finans komiserliği tarafından bel'e- dilmiştir. Zaten kapitalist devletler, (meselâ 1928 de Fransa ve 1936 da Belçika), banka altın mevcudunun yeniden takdiri kıymet edilmesinden sonra hâsıl olan neticeden hazineyi istifade ettirmek hususunda birer misal teşkil etmişlerdir. Fakat bu sefer devlet, eski âdetteri daha başka şekilde hareket etmiştir. Zira altınm yeniden kıymetlendiril - mesinden, bankanın madeni rezervi- nin bir mikdarmı almak suretile. is- tifade etmiştir. 1935 Teşrinievvelindeki 963 mil- yon ruble 740.000 kilo altına müsavi idi. Halbuki 1936 Nisanmdaki her birisi 3 er franklık 1.404 milyon rub le ancak 249.000 kilo altına tekabül etmektedir. Rus hazinesi, ayni zamanda ecne- bi dövizlerinin tekrar kıymetlenme- sinden de istifade etmiştir. Bunlar bankanm aktifinde 1935 de 34 mil- yondu, ve rublenin kıymetten düşü- rülmesile 148 milyona yükselmişti. Halbuki 1 Nisan 1936 da dövizlerin mikdarı 114 milyon rüble olarak tak- dir edilmiştir. Dahası var: Altından başka diğer kıymetli madenler, (meselâ plâtin, gümüş) bankanın bilânçosundan kay bolmuştur. Halbuki bunların mikda- rı evvelce 7 milyondan fazla idi. Bu suretle Sovyet Rusyanım Dev- let Bankası sadeleştirilmiş, fakat kuvvetlendirilmemiştir. Bundan baş- ka, tedavüle çıkarılan kâğıt paranın mikdarı 5 milyardan 5 milyar 935 milyona çıkmıştır. Bu suretle altın karşılığı yüzde 23 tür. Halbuki ka- kadar rahatlandım. Amma arasıra bizim kaçan tren de aklımdan çık- mıyor. Şimdi kimbilir nerelerde? Oldu olacak! Artık ne yapsam kıy- meti yok. Babamın dediği gibi saka- lr ele verdik bir kere! İyi bir tabiatim vardır. Olan şey için üzülmem. Olmuş bir kere. Son- ra insan biraz da tesadüflere, tabia- te bırakmalı kendini. Çok düşünen çok yanılır derler. Dünyada üzülsen de üzülmesen de herşey olacağına varıyor. Çok şükür üzülecek nem var. Tesadüf önüme şimdi ince bir mahlük çıkardı. Ben sinirli, ukalâ kadmlardan pek hoşlanmam amma Hayal o kadar değil, Ukalâlığı altın- da, samimi, şirin bir benliği var. Sonra nihayet bir Türk kızı. Oku- muş, okuduğunu da — hazmetmiş. Züppe değil. Bizim bazı Kolejli kız arkadaşlar gibi İngilizce öğrenmekle dünya ilmini yuttuk zanneden kuş beyinlilerden değil. Herşeyden evvel kadın olduğunu biliyor. Banyoda hem oğunuyor hem dü - şünüyorum, Öyle rahat ettim ki. Hayal bir saat sonra holde bu- luşmamızı söyledi. Giyinmeli, Elbise değiştim. Tarandım. Kaç re hazırladığı ilk blâçosunu neşret- | Para Borsası Alış Satış Sterlin Gi8.— 622.— 1 Dolar 123 — 126— 20 Fransız frangı 164.— 167— 20 Belçika frangı 80— Bk— 20 Drahmi 20 23.— 20 İsviçre fr. B15— Sl5.— 20 Çek kuron 8ö— 92 20 Ley 13— 15 20 Dinar 4T— 52.— Liret vesikalı 192.— 198.— Florin 82,50 S Avusturya şilin 22.— B4— Mark 28.— 32— Zloti 22.50 — Pengo Zl— 23 Leva 22.— 24 Yen S2 İşmm İsveç kuronu $l— 33.— Altın 962.— Yd Banknot Z4l— 24i Çekler Paris üzerine 12.06.— İngiliz üzerine 622.— Dolar 0,79,35.— Liret 10.07.90 Belga 4.69.80 Cenevre 2,43,90 Leva 64,33,75 Florin 1,17, Çekoslovak »22.— Avusturya 4,23,18 Mark 1,97,54 İsveç kuronu 3,11,87 İspanya pezeta 5.81.93 Esham İş Bankası Mü. Kupon kesik 82— | " N. 9.90 h 4, — Hamiline 9,90 Anadolu 9 60 24,20 " 70100 40.— Şirketihayriye 15.— Tramvay 19,75 Bomonti Nektar 8,95 Terkos Kupon kesik 12,35 Reji , 1.85 Aslan Çimento 10,45 Merkez Bankası 66.50 Osmanlı Bankası 24.25 Sark Merkez Eczanesi 445 Türkiye Mısır arasında anlaşma Türkiye - Mısır arasında yeni bir Ticaret anlaşması yapılacaktır. Bu anlaşma münasebetiyle, Türkiye ve Mısır arasındaki ticaret münasebet- leri hakkında yaptığımız bir tetkiki aşağıya yazıyoruz: - kuru- meyve âlmaktadır. Bilhassa Artvin ve Trabzonda yetişen iri yap raklı sert tütünler Mısıra ihraç edil- mektedir. Mısıra satılan eşya arasın- da yaş meyvelere de mühim bir yer ayırmak lâzımdır. Bilhassa elmaları- mızın baş müşterisi Mısırdır. Bu se- ne Mısır, İzmirden kışlık mühim mik darda kavun almıştır. Türkiyenin Mı sırdan aldığı eşyanın başında meyve, ve yaş sebzeler bulunmaktaydı. Son birkaç sene içinde Türkiye - Mısır a- rasındaki ticaret münasebetlerinde bir daralış göze çarpmaktadır. n Ticaret anl her iki l Feriköyünden Nejat imzasiyle: “Kırk dört yaşındayım ve üç bu- çuk senedir evliyim. Evlendiğim sı- rada halim ve vaktim iyi idi. Büyük bir apartımanda oturuyor, hizmetçi, ahçı kullanıyordum. Yaşım geçkin olduğu için evlenirken müşkülpesent olmadım ve basit bir ailenin güzel - ce tahsil ve terbiyesi kıtca kızını al- dım. Onlar çok fakir idiler. Kendile- rine yardım ettim. Babasımı iş güç sahibi yaptım.Fakat 2 sene sonra işle rim çok fena gitmeye başladı.3, 5 ay içinde her şeyimi kaybettim. Bugün hizmetçi bile tutacak halde değilim. Fakat bu basit ailenin kızı elini sıcak sudan soğuk suya sokmak istemedi- evi$Melar ; S Evlenyelk (Bu sütunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmelef kaydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olması FG Sonradan görme tipi .« 2'.5-.“: dar yakınlık ona hayati men bir karar verdirec&E görünmemiş olacaktiIr. teklifte bulunmakla a0€lü niz. Şimdi ayni bahsi miyerek dostluğunuzu meye çalışınız. * Çıkagelen ; İzmirden O. Kerim iHt “On iki sene evvel İstdt nüz hayatımı kazan devrelerde bir genç kıtlâ idim, Aşkımız bizi her türlü fedakârlığı dar kuvvetliydi. Dört sent ği için borç harc ederek rum, Ben buna razt olmuşken eşim ; tik, evlenecektik. Ben d€ mon eeim | UN kazanmıya baqldmü bab ölümü beni Ad gittikçe daha müşkül t olarak beni tahammül edilemiyecek bir hale koyuyor. Kendi ailesinin ha- yatını doğup büyüdüğü şartları hiç kale almıyarak şu iki üç sene benim le geçirdiği refah halinden ayrılmı- ya razı değildir. Bu gidişle elimde kalan üç beş parça mal da gidecek ledi. Orada bir sene küt€ rada mektuplaştık Ve da kendisine behemehal evleneceğimi ve beni beki” dirdim. Halbuki ummüt' Çi düfler beni oradan orayd memleket haricine attı. inkıtaa uğradı. Bet ve borç girtlağıma day ktır..,, Tam manasiyle bir “sonradan gör me kadın tipiyle karşılaşmışsınız. Birçok “omanlara mevzu olan bu ti- pe karşı azimkâr hareket etmekten başka çare yoktur. Ona karşı ister lakayt, ister zayıf olunuz, beheme- hal kararınızda sabit, hesabmızdan şaşmıyacak bir tavrı hareket tutma- ya mecbursunuz. Yoksa hem onu, hem hesabınızı kaybedersiniz. Eğer şimdiye kadar kendisiyle tam bir ha- yat arkadaşı gibi konuşmadımız ve o na vaziyetinizi iyice izah etmediniz- se bunu da tecrübe ediniz, bir müd- det sonra vaziyetinizi ıslah edeceği- nizi, fakat o zamana kadar sabret- mesini, bugünkü bütçenizin aranıza bir hizmetçi almıya bile müsait ol - madığını anlatımız. Kabul ederse ne evinizin masraflârını ISINIZ. * Reddedilen evlenme teklifi K. Özgen imzasiyle: “Iki ay oluyor ki, bir kızla tanış- mış, seviştiğimizi mektuplarla biri - birimize anlatmıştık. Onunla aramız da beş saatlik bir mesafe var. Ken - disine gene mektupla evlenme tekli - finde bulundum. Hattâ bulunduğu yerde akrabamdan birinin de tavas- sutunu temin ederek kendisini istet- bi kızıyla evlenerek metr düm ve tesadüf bir gün V* ki sevgilimle - kar. ; evlenmemişti ve hâlâ W' Yüz yüze geldiğimiz zamit © ti gizledir: ve onu avıl P gene gitti ve mektupla tuplarımda da hiçbir ŞEY yorum. Bununla beraber lenmek ümit etmiyen BU vutmak ve teselli etmek © değil mif,, | Hayır, doğrusu her şe tesadüflerin gadrini, evli *” zu, bunu kendisine hemef * mediğiniz için duyduğul” yazmak, sonra onun 8â w f diğinizi ilâve etmektir. ONW kendisine bilerek veya verdiğiniz boş ümitleri A başka neye yarar? K v Ğ İki yaş fark! M. R. imzasiyle: gll “Bir seneye yakın bir beri 21 yaşlarında bir tım. Onunla konuştuğum lerinde öyle bir parlayış 9 / ki, bana sevgisinden ileri diyorum. Fakat bet? " tim. Verdiği pta daha Ş ket mür -sebetlerini dıha müsait bir vaziyete getireceğine şüphe yoktur. nuni karşılık yüzde 25 tir. Fakat şurası şayanı dikkattir ki, Sovyet Rusya bu gibi usullere kolay- Iıkla müracaat edebilecek vaziyette- dir. Çünkü evvelâ: memlekette altın istihsalâtının fazlalaşması, altın mev cudunun daima tezayüdüne hizmet etmektedir. Saniyen: Rus ekonomisi, kapalı bir ekonomidir; Rus parası di- rije bir paradır. Ve daima himaye altındadır. gündür spor yaptığım yok. Vücudum hamlamış. Kolonya ile kafama yap- tığım friksiyon başımdaki hafif ser- semliği de giderdi. Çantalarımı kapadım, zile bastım. Garson gelince işaret ettim. — Aşağı indiriniz. Ve asansöre gitmeden merdiven - lerden indim. Hayal daha gelmemiş. Geniş ve yeşil yapraklar arasında bir salon, Işıklar içinde. Tenha.. İki masada ya Amerikalı, ya İngiliz ol - dukları anlaşılan kadınlı erkekli iki grup. Çene çalıyorlar. Ortadaki masa üstünde seyahat tarifeleri var. Onları karıştırırken yan gözle bunları seyrettim. Bana daha yakın olan masada sarı saçlı bir genç kadın var. Gözlerini benden ayırmıyor. Mavi gözleri projektör gibi üstümde, Fena da değil. Yaşım pek dolgun değil ama, bo - yum kadınları aldatıyor galiba. İs - tanbulda Gözetpede genç bir kadın- la sevişirdim. Çok zeki bir kadındı. O kadar teklifsiz ahbap olmuştuk ki, her şeyi konuşurduk. Bir gün be- nim havailiğ.mden şikâyet ederken dedi ki: — Seni o kadar anladım ki, ken- din bile kendini benim kadar bile - üsait olmadığından ve tahsiline de- vam edeceğinden bahsetmiş. Kendi - si 19 yaşındadır. Bu cevabı aldıktan sonra da mektuplarla müracaatimi tekrar ettim, artık cevap bile vermez oldu. Anlaşılıyor ki, ben ona karşı ha raret gösterdiğim için o benden kaç- tı. Ne yapayım?,, Henüz evlenmek — istememesi pek de inanılmıyacak bir şey değildir,. 19 yaşında bir kız, eğer tasilini ilerlet - mek isterse evlenmeyi birkaç sene sonraya bırakamaz mı? Sizinle alâ- kası iki aylık bir tanışıklık ve bir his yakınlığından ibarettir. Bu ka - mezsin, Ve sonra neler söylemedi ne- ler. Sözde beni anam, babam şı- martmışlar. Yüz vermişler. Hoppala büyütmüşler. Vücutça da kusursuz bir gençmişim. Uzun boyum, kemik- li ve sinirlii vücudumla muntazam başım kadımnların hoşuna gidiyor - muş. Gözlerimin tarif edilemiyeceği karmakarışık bir rengi varmış. Yeşil den sarıya kadar her renkten cımgılı gözlerimin öyle vahşi bir bakışı var- mış ki.. Ve bunları söyliyerek saçla- rımt yakalamış: — Hele bu kafa. Hele bu mağrur kafa! Diye acıta acıta Doğrusu o güne kadar kendimin nasıl bir erkek olduğumu ben de bil- miyorum. Bana sırasına göre şıma- rık, küstah diyen kadınlar da oldu. Oldu ama bu diyenler de peşimi bı- rakmıyorlardı. Sonradan anladım hi beni şımartan anam, babam değil a- sıl bu kadınlardır. Şimdi İngiliz kızının gözünü bana diktiğini görünce, Göztepeli genç kadmı hatırladım. Acaba İngiliz kı- zı ne tarafımı beğendi.Her halde ho- şuna gitmiş olacağım ki, yanımdakilere ehemmiyet bile ver- meden bakıyor. Hayal de görünmüyor. Aklıma bi- letlerimi aldırmak geldi. Metrdoteli ne de hiç inanmıyorum. bazan (sen genç ve cd Aramızda iki yaş var. BOt dayım, beni sevebilir mifw — , Onun sizi sevmesi me$ Çünkü kendisinden beş 97 "j gük erkekleri seven ve beş on yaş büyük kadilt” | ler çoktur. Ancak sizi SJG | gören bu kızla sevişme? henk teminine yarayıp * ğını düşününüz. Şüpheli noktadır. buldurdum. Benim yanâf letleri yerine Nis için bilet * zımdı. y Nise biri saat on bir ” de sabaha karşı iki trel yal bana önce lâkırdı © trenin sabaha karşı kalkt' t lemişti. 'Sonra benim de * mem kararlaşınca: — On bire kadar V Dört saatte yemek j niriz demişti. Her haldt çuk treniyle gideceğiz. — » Biletleri zipariş edip * düğüm umıvıı—:gyıl de Onu az kalsın tanıy&” Bu sefer çok şık birf tayyör giymişti. Bu sel Otomobiller bile bu renk © şuni. Top rengi diyorlar: — Yemek yiyelim mi? Yeni kıyafetini be& latmak için: — Müsaade ederseniz , seyredeyim. O kadar şik niz ki! y ' Kadife gözlerinde hafif süm uçtu: — Tesekkür ederim. r (..

Bu sayıdan diğer sayfalar: