Masal <p Fi , Bir varmış, bir yokmuş. Evvel 22- man içinde, kalbur saman içinde ge ve tellâl iken, horoz imam iken. bir padişahın gayet güzel, lâpiska saçlı, mavi gözlü, gül ten biricik kızı, bir küp cadısı tarafından büyülenerek ka e kaf dağının arkasında yük kaleye hapsedilmişti. ç Padişah kızını kim kurtarırsa, ona Bikâh edeceğini tellâllarla memleke - tin her tarafında bağırıyordu. Bir - Gok babayiğit delikanlı, büyülü sult DA sâhip olmak için atlarına binip k dağa gittiği halde hiçbirisi canlı 0- larak geri dönmemişti, Kaf dağına giden babayiğitleri küp cadımı yok ediyordu. Bir türlü ca- dının büyüsünli bozamıyorlardı. Bir gün, bir fakir kunduracının g0 cuklarından biri babasına şunları fi- adı e Baba, fıkaralık sefalet canımıza e büyülü sulta- 4ti, Müsaade et de büyülü sulta ey vE kurtarayım... Padişah damadı olayım. m Babası cevap verdi: ç Yapabilir misin!.. Birçok babayiğit ler bu yolda öldü. Zannetmem, sen bU ' il ? i başarabilesin? ” Dündar, gözleri yaşararak mukabe Je etti: i mi —— Babacığım zaten açlıktan.s€. letten rna Bırak beni bu yolda öleyim. Eğer, m endinın kalesini DE Ae betik eng olur seni de,anâ- mda saraylarda yaşatırım. * ğ yolunu tutmuş indar Kaf dağınm yo” , ta 0, srielei Kaf dağına giden baba. ve gilâklı değildi. E- yiğitler gibi atlı ve sil irüyordu. Az ti yü İinde kalmca bir sopa Yür” gitti, uz gitti. Nihayet, Kaf dağına yaklaştı. Çelimsiz, giski hiç korkmuyordu. Yolda giderken. #W Brdekler görmüştü ekmek çıkararak on c iyi waffak olur da büy z leşini fethe - da yüzen birçok Dağarcığından lara attı. Ördek” , Yine bir gün calar ilinz ördü. Yu- Senar kirpiler bozmuş, Bi rdi vaları düzeltti ve karı” <i kal Artık kaley: #trağı bağlık, bahçelikti. lenin e yaklaşmıştı. ey İ let gülerek: önül üy anın önünde kut “iu, Bakkalın Karısı gükkünmi yağlı Tr tilkiler ağaç kovuklarında bir şeyler . pi viyordu. Et rında da Küme halin İrrm saat sana : yk ri vardı, Derhal | Bu tiç kadından ortada bulunan bü dindeki sopa ile tilkilere hücum etti. | yülü sultandı. Sağındaki cadı bir kart) Ve tilkileri kaçırdı. Meğer, bu tilkiler | solundaki de akrepli cadı bir karı idi. arıların kış için hazırladıkları balı yi- ey birini beğenmek ölümdü. y Di ne yapacağını şaşırm omeri İleş dakika sonra, salonun açık pe Dündar kalenin kapısı |ceresinden bir küme arı girdi. Ve do-| tığı kadar bağıra |laşmağa başladılar. Arılar, hep orta- t eden sonra, kale|da bulunan kadınım tepesinde uçuşu- mazgalmdan bir cadı kafası gözüktü. yorlardı. Ve Dündara sanki, sultan bisi budur diye vızıldıyorlardı. ra m ea Dündar, anlamıştı. Bu arılar, tilki- Ne istiyorsun be çocuk!., . lerden kurtardığı arılar idi. Sap ehe Arılar uçup gitti. Yarım saat sonra | ME idi. Ve sordu | soğuk bir kahkaha salıvere- z Üre küçilir açtı. Su hendeğini| X Yİ i açtı. Dündarın yanma geldi. Ve acı & gin Me derhal GEysip, YI: y — Ortadaki | Daha bu lâfı bitmemişti, Küp cadisi ve diğer cadılar bir anda alev olup yandılar, kül oldular, Ortada bulunan büyülü sultan çarşafı atıp meydana tu. Dündar, Sultanm büyüsünü çöz- müştü. Cadılar büyü çözülür, çözül- — Bu üç kişiden birini beğen, ya- Küp cadısı ve büyülü Sultan Sabah old — Sen, ve büyülü sultan öyle mi Haydi, çabuk ol suallerime cevap ver; | bunlara cevap veremezsen netice eğ Blüm.. Dündar, soğuk kanlılıkla Cadı birinci suali sordu: inde tekme ir aye e mez yanıp kül olmuşlardı ki darıları bir tarlaya serpti ve dağıt» | anıp kül. n ti. Bunları tek bir tane kalmamak şar| , BUYÜlÜ Sultanın elleri a tile topla ve torbaya koy dedi. Ve br | bağlanmış bulunuyordu. Se N k bi 7 beri kale içinde kaldığı bir odada küp vi am cadısının bilyücüleri tarafmdan her armıştı darıyı| ) a Dündar şaşırmıştı. Bu kadar diye gün bağlı olduğu halde yere yatırı- i A ari ünür. * nasıl toplayan zi aç old. |lıp başucunda meşale yakarak efsun arca karmca pe N np torbaya | okunuyordu. k Zavallı Sultan, senelerin azabm - Baktı dan kurtulmuştu. Dündarı görür inci | görmez sevinçle haykırdı — Babayiğit! Sen misin beni kur- taran?. Dündar, güzel Sultana cevap ver» bekledi. | “ ken mily Herbiri, bir darı yakalı getirdiler ve doldurdular, Cadı yarım saat sonra geldi. ki, tamam... Fena halde kızdı. İk sorguyu verâi: Cebinden, yedi altm anahtar çı - i bulunan bulunar suyuna astz. jd 5 Derhal, olduğu yerden fırladı, Sul kardı. Kalenin önünde ve çamurlu hendeğin Bunları yarım saate kadar çıkar di- aa tanm bağlarını çözdü. Artık, biribir- i tı. Aradan bir| tanım bağlarını çözdü . ire Üz ek ördekler | lerinin olmuşlardı. Kaf Dağının fet- PE ne dalarak a. | hedilmez kalesi zaptedilmişti. veee iri çıkardılar, ve Dündarın | Dündar sevincinden çıldıracak ha- mz i le gelmişti. Kaleye hâkim olmuştu. , i diler. önüne getirip baraka ve ahı) Padişah, kızmın kurtulduğunu ha- beyik halde si. | ber amed, büylük bir alayia kaleye geldi, Ve sözünde durdu. Güzel Sul- tanı Dündara verdi. Dündar, hayvanlara olan iyi kalpli- liği sayesinde kırk gün, kırk gece dü- padişah damadı oldu. tarları mevcut görünce fen nirlendi. Büyü, bozulmağa başlamıştı. Cadı, kalenin kapısını açtı.Dündarı içeriye aldı. Bir salona götürdü. Sa - arşaflı yüzleri kapalı kadm |li ezer adı üçüncü sorguyu da sordu: | günden sonra çü yastık doldururken Keleş Hasan da söyleniyordu. boya ile boyuyor ve Üzerine toz yapıştı. Malay Fiasana bağrrmağn basladı nereye gittiler İgitmeyen bir heyecan olursa, beyni-| İmiz sanki bir çeşme açıyor, su akıyor, 3 — Keleş Hasan Sevimden kaçayım derken sırtı bakkalm boyalarma ! Bunları biliyor musunuz? Gözyaşları niçin eme iğ —Anne, ben hüngür hüngür ağlı yorum, #en için için ağlıyorsun, ne - den? — Hüngür hüngür ağlamak ne de- mek? için için ağlamak nedemek? — Dün bir mektup aldın, okudun, ağlıyacak gibi oldun, fakat ağlama- dim, — rum ben küçük çocuk de lim kd, ağlıyayım. Evet ağlamak isti. yordum, ağlamak bir kabahat değil - | dir, Bütün büyük heyecanlar dimağın üzerine tesir yaparlar, insanda ağla- mak ihtiyacı hâsri olur. Yalnız insan kendisine hâkim olmalı, — Fakat yaşlar, anneciğim, senin gözlerine kadar gelmişti, ben gör - düm. Madem ki dışarıya akmadılar, , — Burnuma gittiler yavrum. Gül me, sana doğruyu söylüyorum. Arka- sından birkaç defa burnumu sildiği- me dikkat etmedin mi? Halbuki ne nezlem var, ne bir şey! Senin de ağ- Iamağn başladığın zaman, gözyaşl rın burnuna gider. fakat senin göz- yaşların o kadar boldur ki, gözlerine de yetişir, burnuna da... Onun içindir ki, ağladığın zaman yaşlar yanakla- rından akar. — O halde anneciğim, hoşumuza kederi de dağıtıyor, öyle mi? — Evet, yavrum, ekseriya öyle. İnsan ağladıktan sonra rahatlık his seder. — Kafadaki bu çeşme © görülmez | yal a ay Düşünelim, gülelim. Yüksek bir muharrirdir Yüksek bir muharrirdir! — Romanları çok satılıyor mu ba- ri? — Ekmek gibi kapışılıyor. — Yani, ekmek gibi okka ile satı- lyor, demek istersin! Babama Sö im Küçük Nuranla, yaramaz arkada- şı Pelin sokakta oyunuyorlardı.Arala rında kavga çıktı. Pelin, Nurana bir tokat attı. Nuran, ağlamağı başladı. Hem ağlıyor, hem mırıldanıyordu | — Babama gidip söyleyim, sen de| Insan gibi oturmuş di şampanze gör! Pelin sordu: Hesap Oyunları — Baban nerede? — Trabzona mal almağa gitü! Uç kişi kâğıt oynuyorlar, kım kaybederse, diğer iki oyuncunun önündeki paranın bir misli para ve- recek. Üç oyun oynanıyor ve herbis ri bir oyun kaybediyor. Herkes ba- kıyor ki önlerinde 24 kuruş var, Oyu- na başlarlarken kaç kuruşları vardı? Kâğıttan Vapur Bir Rus mühendis, Moskovada kâ- fıttan bir vapur yapmıştır. Vapur, 100 yolcuyu” pekâlâ taşıyabiliyor - muş. Kafa Boynuz Sakal On ayak Arka ayak Kuyruk Mayıs müsabakamızda muhtelif hayvanların uzuvlarından bir araya gelen bir vücut vardır. Bu yedi âzayı bir kâğıda yazıp “Tan,, çocuk sayfa- sı müsabaka memurluğuna yollaymız. Bu müsâbakada kazananlara #şa- ğıdaki hediyeleri vereceğiz. Birinciye: Bir çift ayakkabı Ikinciye: Bir yazlık şapka Üçüncüye: Bir gişe kolonya Üçüncülden yüzüncüye işadar muhtelif iyi hediyeler. Müsabaka müd- deti dört haftadır. Nisan müsabakamızda kazananlar: Birinciye: Yeşilköy Evrenos caddesi No. 42 Müşerref bir fotoğraf mas kinesi, İkinci: Karagümrük çıkma sokak No, 9 Hacer bir kol saati Üçüncü: Adana: Gıyasettin bir mürekkepli kalem. Ellinciye kadar kazananların isimlerini gelecek hafta ilân edeceğiz, — am — —— mi? değil mi? Halbuki gözlerinin içi ter — Yavrum, kafalarda öyle çeşme |temiz.. Göz kapaklarınm her açılış ve meşme yok. Yalnız göz kapaklarının | kapanışında, hafif bir yaş tabakası alt köşelerinde birer ufak delik var-| gözlerinin sathınr temizler. Meselâ dır. Suyunu gözyaşı denilen bir gud-| göze bir toz kaçsa beyin derhal haber deden alır. Daima gözün emrine hazır | alır, hazineye fazla, miktarda gözyaşı bulunan bu güddeler mlitemadiyen | gönderir ve bol yaşlar gözdeki ecnebi göyaşı çıkarırlar. Bu yaşın bir kısmı | maddeyi dışarıya atmağn savaşırlar, ile gözlerin sathi temizlenir. sen göz- Bu ağlamak meselesi, amma da lerinin içini yıkıyor musun? Hayir, eğlenceli imiş arme ! 5 — Sevim; hiddetlenerek elindeki yastığı Keleş Hasana attı, Ve İçin- deki tüyler Hasanm boyalı sırtına yapıştı ve kaçlı, 4 — Bakkalm karısı bu hali görünce avazı çıktığı kadar Sevime ve Bakkal, ellerini kalçasma koyarak Keleş Hastnin peşinden küfrediyor. “İ du. Keleş Hasan da, sirtma vapışan tüylerle hayvana dönmün kaervordu,