28 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

28 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

az 6 İngilterenin dış siyasasında vahdet var Edenin politikası bütün İmparatorluk tarafından hararetle tasvip edildi | Ce nevrede Uluslar Kurumunun yeni bi nası “Times”den: Eden, Uluslar Kurumu Konseyin- de verdiği nutukta bir defa daha İngiliz siyasasını izah etti. Konsey azalarma yedi ay evvelki kararı ha- tırlattı. İtalya harbe rücu etmiş ve paktın 17 inci maddesini ihlâl et- miştir. Bu kararın Kurum azası 52 ulus tarafından tasdik edildiğini ilâve eden İngiliz Hariciye Vek İngilterenin bu kararda Uluslar Ku- rumu paktına riayet edilmesi sure- tile dünya sulhünün korunacağını inandığı için mevki almış olduğunu tasrih etti, Bir ulus paktı ihlâl eder ve cezaya çarptirılmazaa bey: elmilel kanunlara artık kim itimat edebilirdi? Bu mülahaza ile İngiliz Hükümeti diğer hükümetler | gibi Kurum azalığınm bütün devletlere şamil olmadığını ve almacak ted birlerin çabuk ve kat'i bir surette müessir olup olmıyacağını nazar itibara almaksızın mtearrız aley- hine harekete geçmiştir. Eden bun dan sonra bu son yedi ay zarfında- ki hâdiselerin Kurumun istikbali üzerine çok müessir olabileceğini işaret etti ve Britanya hükümetinin hiç olmazsa hali hazırdaki ekono- mik ve finansal tedbirleri me tatbikte bırakmağı bir Uluslar Ku- rumu azası olarak ife telâkki et- tiğini bildirdi. Ayni zamanda diğer devletlerle teşriki mesai suretile ye- ni tedbirlerin almmasını müzakere- ye İngiliz Hükümetinin hazır oldu- ğunu ilâve etti. Fakat yeni alına cak hareketin behemehal kollektif olması icap ediyordu. Kurumun kuvveti kollektif (o harekette (idi Uluslar Kurumu bugün müşkül i de idi. Fakat dostların en ziyade lâzım olduğu zaman müşkül zaman- lardı. İngiliz Hükümeti evrensel sudhün idamesi için Uluslar Kurumu nu el'an en müessir bir vasıta telâkki ediyordu. Diğer uluslar onu takibe hazır oldukları müddetçe İngiltere, gerek şimdi, gerekse istikbalde bu seti son noktasına kadar götür- meğe hazırdı. Eden tarafından İngiliz dış siya- sasının esası olarak iddia edilen bu| prensipinin sade İngiltere halkımın büyük bir ekseriyeti tarafından de- gi, ayni zamanda bütün impara- torluk tarafından tasvip edildiğini unutmamak lâzımdır. Geçen eylül den başka bütün İmparatorluğun hemfikir olduğunu göstermek için seele ile şitap ettiği başka bir tarih hatırlamak (o imkânsizdir. dur ki göçen eylülde Cenevrede Sir Samüel Hoare İngiliz Hükümetinin her ne pahasına olursa olsun kol - lektif emniyet sistemine sadık kal mağa karar verdiğini bildirmişti. Kanada, Avustralya, Yeni Zeland, Cenubi Afrika hepsi birden bu hu- susta İngiliz Hükümeti ile bir ol- duklarını gösterdiler. Kendi kendini idare eden devletlerden mürekkep İngiliz İmparatorluğunu tehdit eden en büyük tehlike dı$ siyasada ayrı- lıktır. İngiliz İmparatorluğu için en büyük emniyet, imparatorluğu teş- kil eden bütün devlet hükümetleri - nin dış siyasalarmı esaslı bir pren- sip Üzerine kurmalarıdır. Esasen imparatorluk ancak arsrulusal me- selelerde adalet, kanun ve mantık hâkim olduğu müddetçe yaşıyabilir, Edenin nutku ispat ediyor ki, İn- giltere şimdilik geçici bir arıza mev cut olsa bile dış siyasasını daima kollektif emniyet prensipi Üzerine kurmağa azmetmiştir. Hali hazırda i | Fakat mümkün. olabilecele" « Malüm- | Kollektif emniyetin müdafaa prensi- bini tâ Eylülde ortaya atan Samvel Hor ve karısı ki meselede sonuç belli mütearıza şİaarruzunun mükâfatını almaktan men mümkün olmıyabilir. şey vardır: İstikbali nazarı itibara alarak tereddüt etmeden kanunu adaleti iltizam etmektir. İngiliz - Alman Anlaşmasına doğru “Diplomatic and Political Corres pondence” den Kollektif emniyet sistemini arzula- yan ve her nevi garantiye tercih eder Fransa böyle sistem dahilinde İ kendini çok emin hissetmelidir Fran sa bu sistemden başka dahane İs- teyebilir? Almanya Fransanın emniyet isteği ni tatmin edecek her hangi bir adım atmağa razı olduğunu bildirmiştir. A) manya Ren mıntakasmdaki kuvvetle- ya topraklarının emniyetini t değilse de| rini tezyid etmeğe razı bu mntakadaki her iki tara rının Statilkonun muhafazasını temin in bir arsrulusal komitesinin seçil - ini tasvib ettiğini bildirmiştir. Almanya samimi olar zusu oldı mi taarruz gayesine yardım ede bilecek olan herhangi bir hazırlıktan İietinap etmeye ve şüphe uyandırma - maya razı olmuştur. Mamaafi Alman in &- decek olan tedbirleri almakta gecik mez, Herr Hitlerin sulk tekli! t bike koymak şüphesiz çok büyük sa- yis mütevakkıftır. Edenin geçen gün Avam Kamarasında işaret ettiği veç hile müzakerelere bir ar; mek doğru olur. İngiliz - Alman münasebatına ge Hince: İngiltere ile anlaşma Fransa ile anlaşmaktan çok daha kolaydır. F - ransa ile uzlaşma yolunda birçok ma niler vardır. İngiltere siyaseti umumi bakımdan Hitler ile anlaşmayı arzu- lamaktadır. Büyük Britanya Nasyonal - Sösya- list Almanyanın birçok vechelerini tenkit etmeğe devam edecektir. İti - matsızlık her günde mütekabil itima- da kalbolamaz. Fakat İngiltere vazi-! yeti pratik bakımdan görerek Alman- yanm sözüne ininmak istemektedir. İngiltere İle Almanyanın uzlaşma- sında el'an iki müşkül vardır: (a) İngilterenin Fransız efkârı u - mumiyesinin hissiyatını nazarı itiba ra alarak bunu rencide etmek isteme- | mesi (b) Bazı İngilizlerin Almanyanm Lokamo muahedesinin bir taraflı ih- lâlini hoş görmemeleri Fakat Almanyanm gerek ökono - mik gerekse politik alanda uzlaşma arzularının samimiyeti her halde bu müşkülleri yenmeye muvaffak ola - caktır, Çocuk haftası dolayısile birçok yerlerde müsamereler verildi Bir çocuk Çocuk haftası pek neşeli geçmek - tedir. Havanm güzel oluşundan İstifa deye koşan çocuklar muhtelif semt - lerde şereflerine verilen müsamere- lerde hazır bulunmuşlar ve pek eğlen mişlerdir. Beyoğlu”44 ün- cü ilkmektepte mektep talebesi ta- rafmdan halka bir müsamere veril- miştir. Müsamereye başöğretmenin bir söyleviyle başlanmış ve himaye cemiyetinin faaliyeti anlatılmıştır. Bundan sonra çocuklar güzel kıya- | fetlerile, Çinli dansı, milli dans, şey- grupunun eğlentisi tanlar dansi ve ve babaların hayranlığını kazan- muşlardır. Her sene ilk mektepler ara- sında en İyi notu alan 44 üncü ilk mektep bu sene geçen genekilere nis- betle çok iyi hazmlanmış görülmekte- dir. Müsamerede görülen eğlenceler- de, son derece terbiyevi ve estetik ga yeler gözetilmiştir. Bilhassa baş öğ- retmen Zihni ve yine ayni mektep ho calarından Nemide Kitay'ın bu uğur. da çok çalışmış oldukları vazihen görülmüştür. TAN SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Dökülen saçlar Adm iki tane kocaman x altımda n bir bayan okuyucumuz, a - başladığı için buna çare soruyor. Daha on sekiz yaşındayım... Bu değil... Diye ilâve ediyor. A kızım, saçsız kalmak sade on 8e- kiz yaşta değil, hiçbir yaşta iyi bir sey sayılmaz. Saç kadın için her yaş- ta lüzumlu, her yaşta onun en büyük şerefidir. Vakıâ, bir genç kıza, güzel görünmek için saç pek lüzumludur. Fakat sonra da sacın ebem zalmaz. Bir kere kocalar saçsız ka - lan eşlerini biraz hafif bulurlar. Bun dan başka, zarif bir adamın dediği gibi, evli kadmlara saç iki defa memek için; ikincisi de kocasını kıs- kanmıya vakti kalmamak için. Çün- «| kü saçları güzel olan bir bayan bü- tün vaktini saçlarmı düzeltmekle, İ düzelttirmekle geçirir. Kocasmı kıs- kanmıya vakti kalmaz, da onu rahat bırakır, Saç bir kadma sadece 18 yaşmda değil, seksen yaşmda bile lüzumlu- dur. O yaşa gelip de büyük anne ol- duğunuz vakit gene en büylik güzel- liğiniz, o vakte kadar beyaşlanmış. keten gibi olmuş saçlarımız olacaktır. Torunlarinız,onların çocukları sizi en ziyade beyaz saçlarınız için sevecek- İler, onlar için hürmet edeceklerdir. On sekiz yaşında, bir ameliyattan sonra saçsız kalacağım diye hiç me- rak etmeyiniz. Her insanm ömründe saçları on defa kadar değişir. Grip hastalığından sonra da, tİfo hastalı- gından sonra da saçlar dökülür; kan sızlık, sinirlilik, romatizma ağrıları da, kadm hastalıkları da saçlarm dökülmesine sebep olabilirler. Fakat bunların hepsinden sonra saç gene uzar, saçların uzamasına mütehassız hekimler de yardım ederler. Saçlar İneden dökülmüşse,o sebebe göre ilâ verirler, saçları ve bütün bedeni kuv- vetlendirirler. Onun için siz de saçlarmızı müte- hassıs bir deri hekimine baktırmız. O vakte kadar kendiniz saçlarmız: kuv vetlendirmeğe çalışmız. Bunun en iyisi saçlarman her gün Kava al dırmaktır. Bu da, bilirsiniz ki, saçla- rı taramakla, fırçalamakla olur, Pek ince tarak kullanmayız, saçları kı- İrar, başm derisini tahriş eder, Fi | kat fırça biraz sert olmalıdır. Fırça- yı, başmızdaki derinin az veya çok acışmasıa göre, az veya çokça bastı rırsiniz. Saçlar — zaten her şey kuvvet bulmak için serbest r daima hava almalıdır. şapkala- rm altında saçları hapsetmek, yahut | eskiden olduğu gil için Si onları örgülerle sıkıştırmak saçların kuvvetlenmesi- ne engel olurlar. Şimdiki modanm “emir,, etliği gibi saçları serbest bi- rakmak, hattâ saçaklı olmak, saçla- rı kuvvetlendirmek için hiç de fena bir şey değildir. Saçları srk sık sabunla, sade suyla bile yıkamak onlarm daha ziyade dö- külmelerine sebep olur. On beş gün- de, yirmi günde bir saçlarınızı sabun- la yıkamak yetişir. Hele saçlarmızı wlak bırakmamaya çok dikkat edi - niz. Saçlar islak kalmeca her saç te linin dibindeki yuvası şişer,saç ku- İrur, kırılır. Onun için başmız terli- İyorsa, başımızın derisini sık sık ku- rulamalısmız. Lokman HEKİM ———— —— Balıkçılık Enstitüsü Iki ay evvel kapatılan Balta lima - ticaret mektebine devredilmesi kat'i olarak kararlaştırılmıştır. Bunun için enstitünün demirbaş eşyası ile lâhora tuvar malzemeleri tesbit olunmakta - dır, Enstitü, hazirandan itibaren deniz ticaret mektebine devredilmiş olacak- tar. Bu arada mektebe geçecek ve talebenin stajı için kullanılacaktır. Enstitilde asis - tan olarak bulunan iki genç te iktisat ceklerdir. meliyattan sonra saçları dökülmeğe yaşta saçsız kalmak hiç de iyi bir şey zumludur.Birincisi güzelliğini kaybet! nındaki balıkçılık enstitüsünün, deniz | enstitünün gemisi de vekâletinin deniz mahsulleri kısmında çalıştırılmak üzere Ankaraya gide - Ben ki Zavallı Selimin Alman hastanesinin güneşli bir dagında boylu boyunca karyola; zanmış yatı miş armatör ve yelkencisi im yarısı kesik yağı alçıda. Burnu yam ve sağ elinin bil Hayır,ndam de; kemik külçesi... Yalnız gözleri, » larından bir şey kaybetmem gülümsiy panıyor: — Ben, diye anlatıyor, yel | kar ve gemi donatırdım. kıpırdanışlarla açılıp ka on ta- tığımı bilenlerden sorabilirsiniz. İ Önlime bir resim uzatıyor: — İşte direğin tepesine böyle çı - | kardım!.. Biraz sonra başka bir res yor: rerdim! nesi varsa, Bir teknenin arm hep bana gelip 3 da büyük şöhretim karanlığında, direğin ta tepes manır, kimsenin yardımı ardi, heyl, ya, şuraya buraya göndermişir Tamam üç yüz senelik bir di ailesinin oğluyum. törlük, babadan, dededen kalmadır. Denize merakı olan, bir karış çocu- ğa — Yelkenci Mehmet kimdir? sorsan hemen gösterirdi. binip de yarış yerine geldiğim za- man... Sözünü kestim: Demek hususi kotranız da var- dir, di? Elbeti Niçin olmasm. Yal- nız kotram değil, apartımanım, dük- kânlarım da var, Hepsi duruyor Ne fayda ki, ben böyle sakat kaldın Şimdi, bazan şu yat Xi günlerimi düşünüyorum da tees- sürlimden kendi gibi| ! İBULMACAMIZ)| izgara 9mn SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Ölen hir aktörümüz (10). 2 — Kalbur (4). Fena değil (8) Beygir (2). 3 — Kabir (5). Geniş değil (4). 4 — Seyrisefain (4). Nota (2). 5 — Karaciğerin ifrazatı (5). 6 — Rabıt edatı (2). İlçe (9). Güç (3). 7 — Aza (8) Sıçan (4). Bir he- lee a) öbjekir (5). 9 — Çok değil (2). “a” koyarsanız yemin olur (2). 10 — Oturan (4). Şair (4). 11 — Akdenizde bir deniz (6) DÜNKÜ BULMACAMIZIN HALLI 1 — Tasa (4). Sarraf (6). 2 — Ara (3). Ki (2). 3 — Saray (5). İç (2). 4 — Langa (5). ik bir ağaç (5). yor: İstanbulun en tanm- Mehmet | Bir ayağım, tamamiyle k€ Bir Nasıl yel- ken taktığımı ve gemiyi nasıl dönat- uzatı- — Kotra yarışlarma işte böyle gi- sor ii dı. Bilhr.ssa, elçiler ve ecnebiler ara- en karışık telleri, el yordamiyle ko » luma geçirirdim. Hey gidi günler Kaç kotra donatıp Romanya - Bize bu arma» diye Kotrama ağın içinde, es| Sinema | Başma bir 28. 4-036 Z HERGUN &iR ROPORTAJ istanbulun tanınmış yel kencisinin uğradığı kai en yürümez tekneye kanat takıp sz adamdım. Şimdi kendim kırık tekne 24 hastanedeki hali Joluyorum. Kendi kendimet ği — O ateş gibi adam er diyorunt. 66 gün oldu Yğ mdan da pek hayır yl a geleceğini | ar mıydım b Çıksam da tramvaya Bİ dim? Biraz sonrü sapi Ju -İceğime o kadar emindim dl dakları tatlı bir hikâye anlatır gibi İelektriğini bile açık bırak — Büyük bir tazminat ginizi umuyor musunuz? | — Zannetmiyorum. Fakat cağım. Hakkımı aramak KİN veye baş vuracağım. Bİr © in benim içinde bulund yı 'n daha feci bir felâket i edilebilir mi”? ne yapı — Bundan sonra, yetindesiniz ? Gülümsemeğe çalıştı: — Her halde; tekrar # değilim ve » öyle uzaklaf br dakik oeiarfi ia um or kalmadı. Belki, senele , Iyi Ben ki, & yürümez tekn takıp yürüten adamdım. dim kırık bir tekne oldum!” Yelkenci Mehmet Selim; böyle bitirecekti. Fakat be kendisine “Tan” m sigori$ sünden bahsettim. Başını salladı: Sigorta dediniz değil günkü aklım olsaydı; bir d8 maz, kendimi sigorta etti zası belâsı bu kadar çok Ol sigorta, insanm yeme, İGtifi gibi başlıca ihtiyaçlarında? “Tan” çok iyi bir şey Y9İ başıma böyle bir felâket en “Dan” ın karileri arasınt yoktan kendimi sigorta €tf Turdum.,, Salihaldir Atina, 27 (Tan) — Sel Iman haberlere göre TanlY?, gf donyaya üç gündenberi Dn murlar pek çok hasarati muştur, Bilhassa Selâi daki mezruata zararlar dır. YENİ Ziya Gökalp ve “İş,, mecmuası neşriy$# mak üzere (Ziya Sak w içtimaiyat) isminde KüSÜ İşür neşredilmiştir. Avrupai İ miş bir münakaşanm a8 © İlhtiva eden bu faydalı or” yalnız beş kuruştur. kb kütüphunelerinde bulunü”” Yeni Adem “Yeni Adam” m İZİ yi çıktı. Bilhassa İsmail coğlunun “Bize Fikir vi mi?” ve Nurullah Ate”, gö kiye Dair” mevzulu YASİR mağa değer. Tavsiye ederi | me 5 — Ayak (4), git ©” 6—L4r 8 gi 7 — Akıl (4). Al GK 8 — Rica (4), Ze 2” 9 — Na (2). Taş (9 10 — Ak (2), Gi 2 11 — Kat (3) Leş ©”

Bu sayıdan diğer sayfalar: