11 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

11 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TA EKONOMİ Şam ve lin sergilerinde | e mili bankamız — Türk ekonomisine ait grafikler Buriyede açılacak Şam ve Telâviv sergilerine iştirak edeceğimizi evvel- ©e yazmıştık. Bu sergiye gönderilmek Üzere Türkofis tarafından bazı grafik ler ve tablolar hazırlanmıştır. Dün ik sat vekilimiz Celâl Bayar vekâlet erkânile bu hazırlanan tabloları tet- kik etmiş ve çok takdir etmiştir. Bunları hazırlıyan ressam Hakki- yı beğenmiş ve muvaffak olduğunu söylemiştir. Bu tablolar sandıklara konarak buğün Suriyeye gönderile - cektir. Resimlerimiz bu tabloları ve Celâl Bayarı güstermektedir. Muamele vergisi ve Endüstri Birliği Endiistri birliğinin muamele vergi- sinin tadili için bir toplantı yaptı- ğından bahsetmiştik, Dün birlik idare heyeti, vergide tadili icap eden mad- deler hakkında bir proje yapmış, ve maliye vekâletine göndermiştir. Al - dığrmız malümata göre muamele ver ginir tadili için, endüstri birliği, An- karaya bir heyet göndermiktir , Şehire verilen su 'Terkos fabrikası, senede 16187200 metre mikâbi su terfi edebilecek bir hale getirilmiş, fakat, şebekenin tskviye &meliyesi tamamile bitmediği İçin geçen yil içinde şehre ancak 12075805 metre mikâbı su verilmiş. tir, Terkos idaresi, şehre en az şubat ve en çok Ağustos ayında su vermek No. 99 Yıldız Yağmuru Faruk Nafiz ÇAMLIBE1 buna neden lüzum gördüğünü de dü- şünmüyordu. En küçük meselelerin | arkasında bile, ruhf bir sebep oldu- ğuna göre, bu uzun bir hayatı dol- durmıya kâfi gelen facianm ardmda da, büyük bir kiyamet olması lâzım- dı, fakat Ziya çoktanberi buna ben- zer tahlilleri unutmuştu, onun muha- keme burgusu artık hadiselerin içine işlemiyordu, eski kuvvetini kaybet - mişti. O şimdi vakaları olduğu gibi kabul ediyor, hadiseleri yüzünden 0- kuyor. Bunun için Ziya, kaderin« çizdiği yolun ucundaki akıbeti bekliyen der. viş gibi, hiçbir teşebbüste bulunma: mayı düşündü. Belki bu düşünceyi de kırılan gururu kadar kırılan cesareti Sevgi, hasret, arzu ve yerlerini, derin ve karanlık bir dargmlığa bırakarak bir köşeye #indiler, ve o, yabaner bir temasla yapraklarını kıvıran hisli bir ot gibi, küskünlüğünün içine gömüldü, kaldı. Sabahleyin bir mektup geldi. Ya- #smdan tanıdı. Saradan geliyordu. Liman işçilerinin müracaafi Yirmi kadar deniz amelesi, dün, de niz ticaret müdürlüğüne müracaat 6- derek Standart şirketi hakkmda bir şikâyette bulunmuşlardır. Amelenin iddiasma göre, şirket, kendi vapurla- rma şimdiye kadar İstanbul limanın- dan tayfa alırken bu defa iki gün ev- vel Recel Karol vapurile Yunanistan- | dan 20 tayfa getirtmiş ve bunları So koni gemisinde istihdam ötmek üze- Te angaje etmiştir. Yine amelenin söylediğine göre, Yu İnanistandan getirilen tayfalar güm rükten yolcu olarak geçirilmişlerdir. Amele, şimdiye kadar olduğu gibi şir- ketin gemilerinde yine Türk amele ça rmasmı istemektedirler, tedir, Umumiyet itibarile yazları da- İ mektedir. hmet, mektubu Ziyaya verince, 0- nun ya gülerek, ya ağlayarak, fakat mutlaka bir Beyeci tüne atılacğını sânmuştı, çıkmadı. Ziya, belli belirsiz, sarar - maştı. Bu mektupta bir sadak vardı. Eşikten ayrılmıyan bir ciye gönderilmiş bir sudaka. Zarfa boş bir gözle baktı, ve sanki içinden birşey çıkmayacakmış gibi ağır ve meraka ellerle zarfı yırttı. Felâke- tinin gitgide yükselen dersleri, Ziya- yi yeniden İnsan etmeye başlamıştı. 'arlığına Saranın ruhu sirayet et - miş, gibi affetmez bir kini vardı, bu kini söndürmek için cinayetten daha üstün bir çare lâzımdı, bu çare ney- di? “Ziya, sana bu mektubu şehre a- dım attığım dakika yazıyorum, Üç ay beklemenin ne olduğunu bilirim, ben de Üç ay senin duyguhla yaşa - dım... Benim, İstanbuldan uzâk, Üç 8 Bir fabrika, bir iki orman, beni bu kadar çok oyalar mı? Bunların hep- si senden uzaklaşmak, bu uzaklaşma nm varlığım Üstündeki tesirini bir başıma tahlile imkân bulmak içindi... Gezdim, dolaştım, bu uzun yolculu- ğumda beni bir an bile yalnız bırak- madin! “İnelere nisbetle fazla olmuştur. Yapı- | ha fazla, kışları daha az su isale edil- | zaman geçirecek neyim var?| | Adapazarı Ticaret | Bankasının faaliyeti | © Adapazarı Türk Ticaret Bankası | geçen ay içinde, Ankarada senelik u- mumi heyet toplantısını yapmıştı. Bankanm bir senelik fas bak - | kmda, izahat vermek için idare mecli- #i raporundan mühim bir parçay: aşa tüyorus | 1985 te azami hizla çalışabilmek» ten ziyade menabiin genişlemesine in- | tizaren umum! masrafları kısarak an cak rantabl olan işler için teşkilâtlan- mak, iştirakleri tahlil ve takip ederek | faydalılarnı korumak ve kuvvetlen- İdirmek, durgun hesaplardan tahsilâtı ilerlemekle beraber teminatlarını & »| raştırıp arttırmak, günün ihtiyaçları» İna daha uygun bir şekilde işliyecek bir idare makinası kurmak hususla- rında sâyimizi ve dikkatimizi teksif | ettik. Müdevver 25 şubenin bir kısmı Kü- çük kazâlarda ve daima zararlı bir va ziyetteydi. Iş sahasını genişletmek su İretile bu şubelerin verimli hale geti- rilmelerine de imkân olmıyacağı anla İslmakla, ve bir şehirde birden fazla İ şube cüssemize nazaran fuzuli olmak- la, bunlardan: Karamürsel, Mudurnu, Usküdar şubelerini kapatmayı geçen İ sene kararlaştırmıştık. Bu yıl da: Ge- rede, Galata, Hendek, Kemal paşa, Yenişehir, Bilecik, Geyve şubelerimizi kapatarak buralarda temin olunmuş 345 bin küsur liralık mevduatı esi İba tamamen iade ve alacaklarımızı tasfiye işlerini, yakınlıkları dolayısi- le: Istanbul, Bursa, Adapazarı, Bolu ve Eskişehir şubelerimize devreyle » dil Bankanm sermayesi 2 milyon 200 bin liradır, Bir sene içindeki kâr mik» darı da 709 bin lirayı bulmaktadır. Baükanm fabrikalar ve ticari teşeb - büslere yatırdığı sermaye de 222. bin liradır. ; Adapazarı Bankası, Türkiyede 1913 senesinde küçük bir Türk serma yesile kurulan ilk milli bankamızdır. Bu itibarla, Adapazarı Bankasi Tür kiyenin bankacılık tarihinde mühim bir mevki tuttuğu gibi, şimdiye kadar İticari kredi sahasında, fabrikasyon İş lerine iştirak etmek suretile Türkiye ekonimisine büyük bir hizmet ifa et- miştir.. Banka, geçen seneden itiba - İren teşkilâtını genişletmek, merkezini Ankaraya nakletmek suretile daha faal bir rol oynamağa başlamıştır. ! Geçen seneki üzüm ihracatı fazladır Geçen sene tzlim ihreatı diğer se- lan bir hesaba göre, geçen senenin Ü- zim ihracatı 66 milyon 117 bin kilo- dur, Halbuki bir yıl evvelki ihracat 37 milyon 845 bin kilodur. Uzümlerimizin en büyük mlişterisi Almanyadır. Geçen sene Almanya 36 bin 674 kilo üzüm almıştır. Halbuki |bir yıl evvel 18 bin 643 kiloydu. “Seni unutmak, unutmak değil, ha tıranı biraz hafifletebilmek için yap- tığım son teşebbüs, mukavemetsizii- ğimi bir daha isbat eden yeni bir ve- sile oldu... Senden uzaklaşamıyacağı- mi anladıktan sonra kaçmayı düşün düm, nereye? Sevgi, insanı, ölüm gi- bi her sığındığı yerde buluyor! Istan- bula geldiğim gün sana görünmemek liğimin sırrı bu idi... Seni gördüğüm zaman, sana karşı, hiç bir müdafaam kalmıyacaktı. Bütün ömrümce senin olmak için, bana bir defa görünmen yetişirdi.. Senden bunun| için kaçtım, ve anladım ki ben sen- den uraklaşamıyacağım, seni benden uzaklaştıracak çareyi buldum... Bu da, hayatımı birisiyle birleştirmektir kim olursa olsun, birisiyle. Fakat muhakkak seninle değil! Bana arka- daşlık eden adam hiç olmazsa, beni sana, seni bana göstermeden bir du- var olur!,, Bu satırlarda Saranm sözlinden dönmiyen, inatçı ve kendini beğenmiş bütün çizgileri, apaçık, görünüyordu. Ziya, bu satırları gözden geçirince, yanıbaşma bir yıldırım düştüğünü zannetmedi. belki ağır bir hastanm beklediği mukadder bir akıbete ka - vuşması gibi hadiseyi sükünla karşı. N EE EL A BORSA - PİYASA A 10 NISAN CUMA Para Borsası 8 Prana fragi 1642 20 Belçika frangı 80— 20 Drahmi 20 Taviçre fr. 20 Çek wron Avusturya gilin Mark Zor Pengo Leva Yen İsveç kuronu tm Banknot Çekler Florin Çekoslovak Avusturya Mark İsveç kuronu İspanya pezeta Esham İş Bankas Mü. > » |» , Hamiline Anadolu X 60. 100 Şirketihayriye Tramvay Bomonti Nektar Terkon Reji Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankası Şark Merkez Ecranesi İstikrazlar Türk Borcu 1 ” “ n < m is Ergi A B.Ç Swas Erzurum Kupon kesik n 50 99.50 93— - - 95— Mısır Tahvilleri 1888 1 1907 kin 1911 İİ KuKesik 8350 Tahvilât Ritim Anadolu 1 veli Kupon kesik ; m Anadolu Mümessil 4340 46— 4035 Afyon ihracatında bir eksiliş var Son birkaç sene içinde, afyon ihra- catında bir azalış göze çarpmaktadır. | Birkaç sene evvel, afyon ihracatı yü.) zünden memleketimize 3 milyon lira- dan fazin para giriyordu. Bu miktar geçen sene bir milyon liraya kadar in miştir. İhracatın ezslişindaki sebep, afyon ticareti üzerinde beynelmilel tahdidatn artmasıdır, Mamafih bu? İşerait altında d imkânları araştırılacaktır. Aldığımız malümata göre uyuştu « ruçu maddeler inhisarı direktörü riyasetinde bir he- yet yakmda Avrupaya bir tetkik se « yahati yaparak afyon satışları için alâkadar müesseselere görüşecektir. , Onu, görünüşte uysal bir a - dam haline getirmişti. Mektubun ce- hennemi İfadesi ona hareketsiz bir hüzün verdi, yaşlarını boş yere bu a- teşten satırlara harcamaktan çekine- rek için İçin, ağladı, ve Ahmedin çe- kingen bakışlarında lerine İstinat arıyarak, epey daldı, düşündü. Gözle- rinin önünden Şemsettin Alinin ba- sık alnı, biribirine yakın ürkek ve müzevir gözleri ve şekilsiz vücudu geçince, gözü açık gördüğü rüyadan ansızm uyandı. Saranın, hayatını bir. leştireceği “biri, elbet bu olacaktı, Mektupta adını söylemekten çekinme si de bunu anlatıyordu. Doğrusu uta- nılacak bir addi bu... Karanlık bir yolda yalnız yürüyen bir adam, her dakika, bir köşeden, bir ağaç dibinden, kendine doğru çev- rilen bir biçak, bir tüfek namlusu vehmeder, ve yol uzadıkça bu korku- ya alışır, Ziyada da uzun bir yalnız- lık hayatı bu garip ürküntüyü doğur- muştu, Ve tam buna alıştığı sırada facia kendini gösterivordu. O kadar yorgundu ki, bu tehlikeye karşı, an- cak ellerini havaya kaldırabilirdi. Sa- ranm önüne bövle âciz cıkmak. bir kere daha mağlün olmağa katlan- maktı. Hic olmazsa bir gün Sı ile Jadr. Aylar süren bir sinir ve ruh ter. boy ölçmek ve boyunun ondan alçak hi ihracatı artırmak |, Talimhaneden Metin imzasiyle: “İstanbulda tahailini bitirmiş, Is- tanbulda meslek sahibi olmuş taşralıyım. Mektepten çıkt sonra tesadüf karşıma bir genç kız çıkardı. İstanbulun kibar ailelerinden birine mensup olan bu kı tık. Annesine babasına sö şanlandık, Ben senelerdenberi pansi yon hayatı geçirdiğim için birkaç ay onların evine devam etmek, aileleri arasında bulunmak bana pek göründü ve Delisi nişanlı Jonun muhiti benim kararı oldu, Bugün yarın nikâh olmanız arlaşmaştır. Halbuki gerek aile - min gönderdiği mektuplar, ve gerek İötedenberi İstanbullular hakkında bizim kanaatlerimiz beni büyük bir tereddüt içinde bırakıyor ve bazan Ç gün nişanlımın semtine uğra- niuyarak onu Düsbüfün unutmayı ak» | İlemdan geçiriyorum.Sonra gene daya namıyarak gittiğim halde tereddüdü- mü bir türlü izale edemiyorum. Bir de doğrusu, nişanlım tarafından pek de hararetli bir kabul görmediğim i- çin evlenmekten büsbütün korkuyo- rum, Bana ne tavsiye edersiniz? İstanbul gibi kalabalık bir her çeşit kadın ve her çeşit erkek vardır. İstanbul kadınları hakkında bazı yerlerde verilen fena hüküm. lere inanmak sizin bir münevve- re yaraşmaz, Hele bu inanışla görü- süp tanıştığınız, anlaştığınız bir genç kızla evlenmekten vazgeçmeyi düşün menize akıl erdiremeyiz.Nişanlandığı nız kızın ahlâkı, seciyesi, terbiyesi hakkında hiçbir iddianiz, bir itirazi- nız yok; fakat alelümum İstanbul ka dınları hakkında uzektaki ailenizin e doğduğunuz köy veya şehir hal - kinm kanaati büyük bir tered- İdide düşürüyor. Olur şey değil Bu bay içinde arada bir ziyaretine gittiğiniz nişanlıya karşı kimbilir na sıl lâkayt bir hal slmava başladınız ki onun sizi iyi karşılıyamadığından şikâyet ediyorsunuz. Belki sevişmed niz. fakat ona sempatik görünmesey dlniz, sizinle evlenmeye hazır olur muydu? Bunları düşünerek boş mü- Thazalarla saadetinizi koğmayınız. İ » Cesaretsiz bir genç İ Karaköyden Çifte Yıldız imzasile: İ “Ayni bina içinde fakat ayrı ayrı bürolarda çalışıyoruz. Hemen her gün sabah, akşam onu görür ilm. Uzaktan selâmlaşıyoruz. Gü şüyoruz, Aylardanberi onun bana karşı son derece mültefit olduğunu görerek içimin kamaştığını hisscdi - remediğim günler duyduğum hüzünle ahyorum. Fakat bir türlü ne o ne cesaret edip konuşamıyoruz. Ar- kadaşlarından bini vasıtasiyle bana cesaret vermesini ve benimle konuş- si rica ettim. Buna rağmen gü- lp geçiyor. Kendisini takip ettim tramvayda bir defa başım çevir. sonra balemadı bile. Bu halde ne ya- pabilirim?,, İlk adımı kadınlardan beklemenin çok abes olduğunu takdir edemiye cek kadar toysunuz galiba. Istiyorsu- | olmadığını gösterecek kadar kuvvet. İli olmak lâzımdı. Bu, onun son imti- hanı olacaktı, ve bu imtihandan za- ferle çıkarsa hayatınm hıncmı ala- caktı. Karşısında ürpermeler geçiren Ah- mede: — Çabuk yemeğimi hazırla, dedi, bir bardak da şarap... Ahmet, mektubun iyi haberlerle dolu olduğunu sandı, ve demindenbe- ri içini kemiren kurdu bir gülü dürdü. Ziya, açlıktan heniz kurtul- muş bir adam iştihasiyle, önüne ge- , yedikçe benzine hafif bir kızıllık da; ordu. Tatlı su ile son şarap damlasmı da yüvar- ladıktan sonra: — Ben gidiyorum, akşama gelmez- sem merak etme! Dedi, ve tabancasını arka cebine yerleştirdi, Ahmet, o zaman, işin gö- ründüğü kadar yolunda almadığını anladı, göz ucuyla masanm üstünde duran mektubun ince satırlarını sÜz- dil, sarardı. Ziya, simdi, son ümidini kaybeden adamın her tehlikeye meydan oku- van pervasızlığını taşıyordu. Sabır- ızlıkla vapuru bekledi, ve bir daha gelip gelmiyeceği belli olmıyan Bur- gazdan kuvvetli adımlar ve hâkim | nuz ki sizi selâmlıyan İrum. Evvelâ İk : yorum, Sevmeğe başladığımı onu gö- | rafı iade etme İdüt ediyorum. 11-4. 935 — IRu sütunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmeler sütunun kaydile gönderilmesi ve mümkün olduğu kadar kısa olmasi rica olunuf) Evleneceğim, fakat.. korkuyorum! size gülen Bi genç kiz, bir de yanmıza gelerek si sevdiğini söylesin ve sizden oi beklesin. Bunu yaptığı tak disini küçük ; i di bir genç kız onun size verdi dirde ormanıza cevap vermiyecek Kaf nezaketsiz olsa sizi her gün # lâmlamaz... * Basiretli bir kız Ay imzasiyle: “18 yaşında iyi bir aile k Benden çok güzel bir genci seviyfi kendimden güzel bi gençle konuşmam doğru mudur? Sof va onun mevkii ve tahsili benim mev kitm ve tahsilinden çok aşağıdı Onun ailem arasına karışmasına <l kân yok. Bu halin sonu ne olabilir! Onunla gizli gizli konuşmam da ru bulmuyorum. Bundan dolayı 80 zamanlarda hiç konuşmaz olduk. N yapayım,» le tatbikine k 1 doğru bulmamakla iyi bir terbiyaii sahibi olduğunuzu ve hükmünüzü tafği bik yolunda İlk adımı attığınızı dAĞ gösteriyorsunuz. Onun sizden güzelü olması kale alınmıyabilir, Fakat tah-X sili ve mevkil, sizin tahsilinizden wi mevkiinizden aşağr, hem de çok aşa“ | ğı olması sandetinize her zaman ensii gel olacaktır. Anlaşılıyor ki gencliğirğ niz ve tecrübesizliğiniz yüzünden Deği an, onun yalnız fizi Ni pılmışsınız. Fakat bi Sa mun-tasavwurlarını du ienret etme başlayınca tereddüde Terbiyenize inzimam e ve tereddüt sizi kurtarıyor. * Sebebi meçhul bir tereddüt asımpaşadan Aslan Yürek imza- yaşında kazanc oldukça irk im. Mektebini yeni bitirmiği rasıya seviyorum, kızı kanaatim var. He men evlenmek is , Fakat onlar rn beş sene mecburi hizmetleri varı Bu müddet zarfında evlenmeyip bik vazifeyi terketmek için mektepte o “ii ju milddet 2a7fında yapılan mas lâzımdır. Ben bu fe“İ Fakat terede Ne yapayım?,, i Tereddüdünüzün sebebini anlıya * madık, Sevgisinden mi, yoksa onu mesleğinden ayırmakt kini yorsunuz? Dürüst olduktan, mektet karşı borcunu ödedikten sonra evlen” mek gibi meşru bir mazeretle mesle” Şini terket pesinde 'ne sizi ne onu te reddüde düşürecek bir cihet göremi” yoruz. Sevgisinde tereddüdünüz vaf” sa neden? Bize bildirmezseniz nas büküm veririz? dakörliğa da hazırım. bakışlarla ayrıldı. Saranın kapısını kendi evine giref gibi çaldı, karşısına çıkan hizmetçiye Sara evde mi, değil mi diye sormadie Adadanberi devam eden sert adım" lar ve bakışlarla içeriye girdi. Yak İm: — Hanıma eldiğimi haber ver! Dedi, üst kattaki & londa, görmek istemedi receğini bildiği bir yüzle karşılaştii Şemseddin Ali, Saranm satınaldığı” gramofonda Ziyanm plâklarmı çaği makla meşguldü, Şimdiden kendi # vindeymiş gibi hareket eden, bunf da hakki olan adama karşı, Ziya, öf“ keden ziyade hakaret etmek ihtiyadi nı duydu. Arka cebindeki silâhtaf geldiğini sandığı bir cesaret on& herkesi bir nefeste devirecek biref mahlük gösteriyordu. Şemsedin Âli bu habersiz ziyaret” ten şaşırmış gibiydi, fakat bu şa$ * kmlık uzun sürmedi, kendini dı, yersiz ve manasız dam. ufak bir vesile çıkarsm, kiril bir mlinasebetsizlik etsin, ve Ziya d8 tarda,

Bu sayıdan diğer sayfalar: