13-9 -935 O, ei kek Eğri İCMAL | —. en eee SIR SAMUEL KOARE'UN SÖYLEV Uluslar Kürumu asamblesi Ce- nevrede açıldı ve İngiliz Dış Ba- kanı Sir Samuel Hoare büyük ilgi ile beklenen söylevini verdi. 7 İtalya ile Habeşistan arasındaki dava bir taraftan Uluslar Kurumu» nun varlığını sarsan bir mesele, di- ğer taraftan da İngiltere ile İtalya arasmda bir anlaşamamazlık şek- İlini aldığı bir zamanda söylenen bu nutuk büyük önemi haizdir. Sir Samuel Hoare, büyük bir ta- lâkat ile İngilterenin Uluslar Ku- rumuna olan bağlılığını anlatmış- tır. Bu sözlerden çıkan netice şu dur ki İngiltere dünyada barışm takviyesi için Uluslar Kurumu teş- kilâtma büyük önem vermektedir. Şimdiye kadar Kurumun en hara- retli taraftarı Fransa idi. Bu rol i etmiş görünüyor. Esasen Uluslar. Kuru- munan en büyük zâfı da bu nok- tadadır. Çünkü büyük devletler Kurum teşkilâtını ulusal siyasaları- na âlet olarak kullanmak istiyor. lar ve âlet olarak kullandıkları müddetcedir ki Kurumun hararet- li taraftarı oluyorlar. Genel Sa: tan sonra uzun müddet Fransa Ü- luslar Kurumunu Versailles andı- nın hükümlerini infaz etmek için kullandı ve Kurum bu uğurda kul- lanıldıkça Fransa Cenevrenin sen hararetli taraftarı idi. Şimdi İn » giltere Italyaya karşı Kurumu kul- İanmak istiyor. Bunun içindir ki İngiliz Dış Bakanı, birkaç ay önce Almanya ile deniz silâhları üzerin- de anlaşırken varlığını unuttuğu Kurum teşkilâtmı hatırlamıştır. İ- zaha hacet yoktur ki Cenevre Ku- rumunun arsrulusal ba: takviye- den ibaret olan gayesini elde et » mek hususunda daha müessir bir organ olmasına en büyük bir engel bu vaziyettir. Bununla beraber, ba rişa samimi surette bağlı İngiliz Dış Bakanmın sözlerindi sevinç duymalıdırlar. arulusal si; en ü #ıdır, Şimdiye kadar Uluslar Ku- Tumundaki azalığına rağmen, İn- giltere Avrupa işlerine karşı uzak- tan bir zamanlar olduğu gibi, se. yirci kalmış değilse de Avrupa ba- | Tışınım takviyesi için pek az taah- büt altına girmek istemiştir. İngilterenin Avrupa kıtasındaki taahhütleri garp'sinırlarının ista. |. 7 a Avru pa istatükesu için hiçbir taahhüt altma girmek istememiştir. Halbu- ki İngiltere Uluslar Kurumundaki azalık vazifesini ciddi telâkki edi- yorsa, böyle hususi bir taahhüt al- ima girmeksizin de o mıntakalar üzerinde ağır mesuliyetler almış sayılması lâzımdır. İngiliz Dış Ba- kanınm bu söylevinden İngiltere bundan böyle Avrupa işlerile daha yakından alâkadar olacağı mâna- 31 çıkarılmak gerek ise bunun barış için büyük bir kazanç olduğu şüp- he kaldırmaz. — A.Ş. E. e —— Bir kadın uçmanın kırdığı rekor Villa Kublay, 12 A.A. — Uçman kadın Marys Hittz, hafif uçaklar- da yükseklik kadm rekorunu kır- mıştır. Hiltz, 6500 metreye kadar yükselmiştir. Bundan evvelki re - > Boucher'e ait ve 5900 metre ve Kiyef'te menevralar Moskova, 12 A.A.— Kiyef bölge sinde yapılacak süel manevralarda bulunmak üzere Fransız, İtalyan ve Çekoslovak süel salkıtları (he - yetleri) Kiyefe gelmişlerdir. A KUÇUK HARIĞI | HABERLER | * Lizbon, IZ AA, — Suikasda karışmış olan sücl ve sivil memurlar işlerinden uzaklaştırılacak ve hakla. rinda kanuni takibat yapılacaktır. * Bükreş, 12 A.A. — Örf idare - hin altı ay daha uzatılmasına karar verilmiştir. * Hanovra, 12 A.A. — Biflefeld'de ki bir bisiklet fabrikasmda bir pat. lama o.muş, 18 kişi hafif yaralanmış tar. * Lizbon, 12 A.A, — Dün akşam ilân olunan örfi idare kaldırılmış ve albay Laipira ile birçök siviller ya - kalanmıştır. * Londra, 12 A.A, — Reuter ajan sin Berlin aytarmın öğrendiğine göre, Hitler Reisehtag kurulunu pa» Jar günü Nurember'de toplayacak. * Sofya, 12 A.A. — Bakanlar Ku- rulu Tırnava, Kırcalı, Cumsibala üç İdare bölgesi kurmaya karar vetmiş tir. Buralarda bölge hakyerleri de 0- Jacaktır. mıştır. Saylavlardan iki kişi ağır to binasını kuşatmıştır. Şehirde dı lığa karşı savaşta bulunmak deği! dan ileri geldiğini kaydetmiş ve G. Kondilisi U (B: ; tarafı #on günlerde hâdisatın yarattığı durumun kat'i olmadığını ve aha- Ni partisi saylavlarının Kondilise olduklarını ve bunu anının Çaldarise gönde" rildiğini yazmaktadır. istedi kaydet- mektedir. Çaldaris ile Kondilis a- rasında hâdiseler çıkacağı zanno- lunmaktadır. Başbakan Çaldaris Parti lideri sıfatile bugün yapıla» cak olan saylavlar toplantısını baş ka bir güne bırakmıştır. Kabinede değişiklik Atina, 12 A.A. — Gazeteler, yakında kabinede bir değişiklik o- İacağnı ve hükümetin, bu suretle ker tarafn daha çok meylede- ceğini yazıyorlar, Bazılarma göre 12 (Özel) — Cumur baş- | kanlığı sarayından gazetelere gön derilen tebliğde Başkan Zaimisin memleketin siyasa âlemi arasında rejim işi hakkında bir uzlaşma bu- lunacağını ümit ve temenni etmek- te olduğumu, bunun için makamın- dan istifa etmiyeceği bildirilmek tedir. Cumuriyet partilerinin bütün li- fa etmeğe mecbur olduğunu, çün- kü hükümetin verdiği sözü tutma- dığmı söylemiştir. Bunların kanaa- tince Zaimis İstifasını doğrudan doğruya ulusa bildirmeliydi, Yeni cumuriyetçi parti lideri 'Papaan » dreu Cumur başkanına böyle bir mektup göndermiştir. Diğer cumu- | riyetçi parti liderleri de bugün | gönderecekleri mektuplarda Zai » | im istifa etmesini istiyecekler- ir. Cümhuriyetin müdafaası Atina, 12 (Özel) — Başbakan Çaldarisin başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu genoy yapılıncaya kadar cumuriyet muhafaza edile - ceğine dair bir emirname neşrine karar vermiştir. Başbakan Çaldaris gazetecilere genoy yapılmadan o Yunanistanda krallığın kurulmasına imkân olma- dığını tekrarlamıştır. Genoyun tehiri Atina, 12 A.A, — Krallık için yapılacak geneloyun tarihi 27 İliç. teşrin olarak tespit edilmiştir. Bir saylavın eli kesildi Atina, 12 A.A. — Kardeşi gene- ral Panakotakosun sebep olduğu hâdise esnasında yaralanmış olan saylav Panayotakosun bir eli kesil. miştir. Çaldaris'in ziyaretleri Atina, 12 (Özel) — Başbakan Çaldaris parlâmentoda çıkan hâ - disede yaralanan Pire saylavı Pa- makotakosu hastanede ziyaret ede- rek kendisile uzun boylü konuş - mü, ondan sonra ayni hâdisede daha hafif yaralanmış olan karde- şi general Panayotakosu evinde zi- yaret etmiştir. Generalin hemşehri» leri, generalım eski memuriyeti 9- lan birinci ordu kum, ABER SAYLAVLAR KURULUNDA 100 EL SiLAH MeksikaParlâmentosunda Saylavlar Arasında Harp Meksiko, 12 (A.A.) — Parlâmentoda' 100 el kadar silâh atıl. | dez adındaki saylav da ölmüştür. Bu hâdise, iç nizamnamenin değiştirilmesini güden yasa taslağı görüşülürken olmuştur. Gö. rüşmeler biraz sonra kavgaya dönmüştür. Saylavlar arasında çıkan kavga, âdeta bir muharebe halini al- mıştır, Kavgaya, dinleyiciler de karışmışlardır. Polis, palâmen- Alman Katolikleri ve Hitler Nurenberg, 12 (A.A.) — Ulusal Sosyalist kongresindeki be- yannamesinde Hitler, din meselesi hakkında partinin hıristiyan- tadan kaldırmak fikrinde olduğunu söylemiş ve ekonomik zor- İuklar hakkında da bu zorlukların bu sene ekinin fena olmasın- tecemmü kamplarına hapsedileceklerini bildirmiştir. Hitler enflâsyona katiyen düşman olduğunu teyit etmiştir. zaklaştırıy " ir kanaatindedirler. i ve Mr ye yaralanmış ve Martinez Vala- erin bir heyecan vardır. il, fakat politikacı papasları or- fiyatları yükseltecek olanların Nihayet orlar 1 incide) tekrar tayinini hükümetten iste - mektedirler. Adit tahkikal Atina, 12 A.A. — Ulusal kurul- tay başkanı Vozikis, saylav Pana - yotakosun yaralanmasını intaç © den hâdisenin tüzeye havalesini is» halde bu işi süel tüzenin elindedir. Atina garnizonunda Atina, 12 (Özel) — Hükümet taraftarı Katimerini gazetesi Ati - na garnizonu askerlerinin görül - memiş derecede asabiyette bulun. duğumu ve aralarında itaat kalma» dığını, bazı sübayların dün Başba- kana bu hali anlattıklarını yazıyor. Cumuriyetçiler Za misten ildiriğ bekliyorlar Atina, 12 A.A. — Cumuriyetçi. ler, anayasa kanununun bekçisi o- lan Zaimisin ödevi, istifa ederek w- ıldırığ çi ol Venizelos boş. durmıyacak Atina, 12 A.A. — Liberal Partisi gazetesine göre, Venizeloi “Cu muriyet rejiminin müdafnası,, mü- cadelesini şahsen idare edecektir. Yetk li Çevenlerin dili başka Atina, 12 A.A. — Yetkili çeven- ler, Çaldaris ve Kandiliz arasında anlaşmazlık mevcut olduğu hak - kındaki yayıntıları kesin olarak ya lanlamaktadır. ——— — — Cümhuriyet bayramına hazırlık Istanbul, IZ A.A. —C. nel sekreterliğinin bildir. Ç. H. Partisi genyön kurulu Is tanbulda ilyön kurağında haftalık yaptı. Cumüriyet bayramı için ayrılan komisyonun hazırladığı. öğrenek uygun gö: öğreneğini | P.ge onayladı. Şarköy ilçe kon; milen- mesine ve bazı yönetim kurullar rında açılan üyeliklere getirilenle- rin ödevinin saptanması, karar ——e Uludağda darı ve üzüm ALMAN CASUSU a HAKİIK Matmazel Doktor'un ESRARI | Bu Kadında Para Vardır, Onu Kandırıp Bir Yere Atmanın Çaresine Bakmalıyız — | Bunlariş ahbap olmak lâzım- | dı, Herhalde enteresan adamlar dı, Çünkü bu gibi yerlerde böyle yazı ile çizgi ile alâkadar olan kimselere rastgelmek imkân da hilinde değildi. Jenny bir dala vere düşündü. Birdenbire elinden gazeteyi bıraktı, Başı masanın üstüne | düştü, Kolları sarktı! Bayılmıştı... Ayıldığı zaman Kendisini bu iki adamın masasında buldu. Kurduğu dolap derhal tesirini göstermişti. Bundân başka: şe.- kilde hareket etmesine imkân yoktu, Bunlarla ahbap olmak için takip edeceği herhangi bir usul muhakkak ters ve geç neti- ce verebilirdi... — Aman dedi. Sigara duma- nı mı nedir! Birdenbire gözle - rim karardı... Ölüyormuşum gi- bi hissettim. Bugün de yemeği biraz fazla yedim galiba. Sonra da fazla yol yürüdüm... Size ne kadar teşekkür edeceğimi bile- miyorum. Yolda zaten biraz fenalrk his setmiştim. Ne olur ne olmaz, biraz dinleneyim 'diye buraya girdim, Fakat girdiğime de bin kere pişman oldum. Kahvenin ağır havası beni büsbütün çarp - ti... Jenny bu suretle genç, güzel kibar bir kadının böyle bir yere girmesindeki mânayı da izah &- diyordu... Genç kadın biraz nefes aldı ve durakladı. Şimdi iki adamı daha yakından, daha iyi tetkik etmeğe başlamıştı. Bunlardan birisi esmer, uzun çehreli, kır- pik bıyıklı, diğeri inadına sarı, -enrarfı 3d. Kırpık bıyıklı adamı bir taraf ta görmüştü. Kafasının içinde böyle bir adam vardı. Fakat aca ba nerede görmüştü. İşte bunu hatırlayamıyordu... Bir müddet öteden beriden ko nuştular, Bu arada genç kadına ne işle uğraştığını sordular. Ö hiç gizlemeğe lüzum görmeden, dansöz olduğunu, bir kabarede çalıştığını, fakat şimdi işsiz kal dığını söyledi... Her iki adam da mükemmel ingilizce konuşuyorlardı. Genç kadına ingilizceden başka dil bi lip bilmediğini sordular. Ö der- hal inkâr etti: — Hayır, Londralıyım. Ba - bam, ben çok gençken öldü. Tah silimi ikmal edemedim. Önun için ingilizceden başka hiç bir- | Şey bilmiyorum, Bundan sonra gene dereden tepeden konuşmağa koyuldular. | Bir aralık esmer, kırpık bıyıklı | adam, sarışın yayvan suratlı ar- kadaşma dik dik baktı ve sonra almanca dedi ki; — Londradan gelmiş. Herhal Muğla, 12 A.A. — Darı ürünü yetişmiş ve biçilmiye başlanmıştır. | Kuraktan bu ürüne zarar olmuş İ- | *e de ürün son yağıştan fayda gör- müştür. Bu yıl bu ürün geçen yil dan yüzde 10 eksiktir. Bu yıl üzüm yılı dense yeridir. | Geçen yıldan pek fazla üzüm ye - tişmiştir, Üzümden ve pei- wi gibi kış yiyecekleri yapılmakta” — İnebolu'nun ilk sima'arı İnebolu, 12 A.A. — Bu yılın ilk elma ürünü bugün törenle vapura yükletilmiştir. Bu münasebetle va- pur donanmış, elma yüklü kayık ları düdüklerle selâmlamıştır. Bu yıl, elma çok bereketlidir. Yafa, Berut, İskenderiyeye gönderilmek- tedir. Her hafta beş bin sevkolunacağı tahmin ediliyor. ————— Karahisarda mezbaha Karahisar, 12 A.A, Uray yaptırılmakta olan mez beha kurağının temel atma töreni yapılmıştır. | karamayız de üzerinde fazla para olmalı. Hem Londranın dansözleri meş hurdur. Kimbilir karıda ne mü- cevher, vardır, Öteki yâvaşça cevap verdi: — Fakat kandırmak lâzım. Buradan gürültü, patırdı ile çı- İyisi mi kandıralım, bir oto- mobile atalım, sonra o geçen günkü yere götürelim... Jenny bu korkunç muhavere - yi büylük bir soğukkanlılıkla din liyordu, - Gözletinin içinde tatlı bir gülümseme vardı, Bu konuş manm bir tek kelimesini anla- mamış gibiydi. Alık alık, bir sa- ğa, bir sola bakıyor : — Yani ne demek istiyorsu- nuz? der gibi haller alıyordu. — Galiba almanca konuşuyor sunuz! dedi. Ne güzel lisan... Doğrusu çok hoşuma gidiyor. Ah almanca öğrenmeği ne ister dim... Siz de alman mısınız yok- sa? — Hayır! Kanadalıyız. Fakat Almanyada fazla bulunduk ta, ondan, arada sırada almanca ko nuşuruz.. İki kahve arkadaşı belki de genç kağdınm almanca bilip bil- mediğini anlamak için böyle bir dalavereye başvurmuşlardı. Ne. tekim Jenny de bunu tahmin et tiği için hiç falso yapmamıştı... Vaziyetinden emin, hâkim bir kadın tavrile konuşmuş, onla- rım bu tehditkâr sözlerine gü- m Temizliğin dilencileri bile soka ğa traşsız salıvermediği ecnebi did yarlarından birinde bize çok bü 4 yük bir misafirperverlik o gösterem arkadaşımıza İstanbulu uzun boy « hı methettikten sonra ona gelecele tatili İstanbulda geçirmesini tavsk ye ettik, Arkadaş yüzünü buruştu- rarak : — Çok isterdim amena işittiği - we göre İstanbulun sokakları çok fena kokuyormuş! dedi, Gözümüzde tüten İstanbul için söylenilen bu söz bir şamar küstah lığile sinirlerimizin üstünde pat - lamış ve dağlar denizler aşıp Lon- draya kadar gelen bu kokunun memleketimiz için yapılan kötü propagandalardan birisi olduğunu ileri sürmüştük. İstanbul sokakları nın fena değil inadına ir er #iz bir ferahlık veren kokusundan bahsettik. Bu kokuya baharda Bo- gazı süsliyen erguvan ağaçlarının bütün kırmızılığını, Ada çanları - nın bütün reçinesini ve Halicin tap taze bir balık kokusile Topkapı - na yemyeşil marullarını İlivsye çalıştık, O arkadaş bilmem Boğaz. dan erguvanlar açtığı zaman geç - ti mi? Bilmem koca bir baharı bir marula sığdıran Topkapı kahvele- sinde la alar o arkadaş Beyoğlundan Tal ke? Fakiyanın önünden” gep mis gibi bir çikolât kokusuntlan bir yudum alacağı yerde sağ taraf- taki kaldırımdan geçti ise yana - rım. Yanarım çünkü bu kaldırım “Tak sime giderken sağdaki, beş on met roda bir mide bulandırıcı feci bir ker eehverir. Pu koku ağzı mey- hane kokan bir sarhoş gibi yolu - nuzu keser, içi bozuk bir ve mek dolu bir sefer tası gibi başınr za düşer İstanbulun en iyi giyinmeğe Tüümsiyerek mukabele etmişti, Biraz sonra kırpık bıyıklı a- dam arkadaşına gene almanca olarak dedi ki: — Bilmiyormuş, eğer anlasay di, Muhakakk korku alâmeti gösterirdi... © — Kimbilir, belki de... — Zaten dansöz olduğunu söy ledi ya... .— Bundan hayli istifade et mek kabildir, Yalnız onu bura- dan çrkarıp götürmenin usulünü bir bul sen bakalım... Genç kadın derhal müdahale etti: fArkısı var EE“ ERGKİLER KOKU yeltenen Bay ve Bayyalarının ken di evlerinin bahçesinde imiş gibi dura dinlene dolaştığı bı örenli wolda bir aralık yanınızda veya $- münüzde gidenlerden ve bazen de bizzat kendinizden şizhe ed bakınırsınız. Pakat bu koku “esra- rengiz, olmak sevdasındadır.. Ve zannederim dağlar denizler aşıp Londraya kadar da gitmenin yolu- nu bulari ayni kokadır, Koku mühim bir hâdisedir! Ko. ku yüzünden boş kılnağa mahküm nise evler; Ve bekâr kal mağ matı- küm nice İnsanlar vardır! İçinirde bağdaş kurup oturan hatırı! en hoşumuza gideni bir tatın k» - kik bir demet çidem yahut adar 1engini bilmediğimiz garip vahi bir ot kokusu taşıyanıdır. Bir tren gider. Ktnimirin kula - ında bir düd'k sesi kalır. Kimini zin burnunda bir dımın kytasa, - Yolculuğun, ayrılığın, hasretin Kokusu siner kalır... Ne “nihayet bu kubb»ie kafanın | hoyça bir sada, olduğuma inıman saire, çatacağım, one de İstanbulu gezip dönenlerin burnuna bir buhurdan sallasın demeğe kalkaca ğimi yalnız İstanbulu görmeğ- ve lenlere bazı iğrenç kökılırım na » sallat olmasına mini olanız nıyıs diyecektim... Pedri RAHMI ——————— KAR Klişe Atölyesi Renkli, tire, ototipi her türlü lie yapılır. Ucuzluk, çabukluk, iyi, temiz ve güzel iş 4 6865 i..