gi YAN ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler ITALYA VE HABEŞ Şi Mesele Çıkmaza Girdi Adisababadı Menelik Le Petit Paristen'dem: Artık hiç kimse Fransada oldüğu gibi İngiliz mahafilinde de bundan sonra $ Eylüle kadar diplomatik ;evrenler arasında cereyan müzakerelerin bir fayda temin ede şeği hakkında hayale kapılmıyor. Üçler konferansından sonra (verilen Niğde bu müzakerelerden bir fey- da elde edilebileceğinin ileriye sürül. mesi, müzâkerenin çıkmaza girdiğini örtmek içindir. şma elde edilemediğine ve her iki tarafın noktal nazarında ısrar etmekte olduğuna göre, ateşi olduğu yerde söndürerek zararı tahdit et- inekle iktifa etmek daha hayırlıdır. Habeş meselesini, durum ne kadar tiddi olursa olsun, ifrat derecede feci bir şekilde göstermemelidir. Habeş hudutlarında savaş patlayacak olursa bu çok sayan: teessüf bir hâdise ola- caktır. Fakat bütün diplomatlar ha: bin.tesirinin Afrikada kalmasına bü- tün kuvvetlerile çalışacaklardır. Av- rupa, İtalya ile Habeşistan arasında bir ihtilâfın önüne geçmek için müm- kün olan herşeyi yaparken, en evvel kendini düşünmeğe mecburdur. İtalya, Baron Aloisinin o matbuata- verdiği mühim diyevinde açık suret- te söylediği gibi, İtalya - Habeş me- selesine cepheden yaklaştığı bir za» manda, Brenner'de nöbet beklemek için kendisini insanca. ve' silâhça çok” kuvvetli görmektedir. Bu sayede Stresa'da kabul edilen esasların, Habeyistanı o müstemleke haline getirmek için İtalya ile İngil- tere arasında çıkan anlaşamamazlık yüzünden tehlikeli surette müteessir olmasına rağmen, dalma fırsat kolla yan Almanya karşışında (arsulusal ehemmiyeti, vardır. İtalyan - Habeşistan ihtilâf; etra - fındaki münakaşalar iki - aydanberi Günyanm dikkatini üzerine çekmiş - tir. Bu mesele kadar mlihim olan di- ğer meseleler yüzü üstüne bırakıl - mıştır. Tekrar bu meseleler üzerine dönmek bilhassa Şark paktı, Tuna paktı ile meşgul olmak zamanı yek- İaşıyor. Bilhassa eylülde Cenevrede yapılacak Uluslar Kurumu konseyi toplantısı münasebetile bu meselele- re temas etmek zamanı gelmiştir. Uluslar Kurumu konseyi bu sene müthiş bir mukaddime devresi geçi- recekti: Eylülde İtalya - Habeş ihtilâfının heyeti umumiyesini tetkik #decektir. İşte bu sebeple alâkadar mahafil, bilhassa pürüzlü olan bu toplantıyı şimdiden bir yoluna koy- mağa çalışmaktadır. talya bu toplantıda bulunacak mı- dr? Onu temenni etmeliyiz. İtalya yimdiye kadar Cenevrede Habeş me- No. 119. edecek | "| şato aynı âbidesi ve büyük kilise selesi müzakere edilirken bir mütte- him tarı takınmış ve (o Habeşistann şikâyetlerine karşr hep süküt etmiş tir. Fakat bu defa, konsey meseleyi- Habeş Başvekil! esasından tetkik edeceği için, “niçin kendisi de Habeşistanı itbam etmek istemesin? Baron Aloisinin mükemmel bir su- rette izah etmiş olduğu İtalyan tezi, Cenevrede mükemmel bir şekilde mü dafaa edilebilir. Habeşistanı muahaze edecek bir- gok nokta vardır: İtalyan diplo- masisi, çök araştırmağa lüzum gör- meden, Habeşistan: bir haksızlığı kurban olmuş değil, belki de Habe- tanı medeniyetin U İyiliklerinden fade etmek ve muntazam bir su- rette teşkilâtlandırılmış milletler tasmdaki müzakerelere iştirak için uzun müddet vesayet altında bulun- durulmağa muhtaç ve yarı barbar bir halde yaşayan milletler mecmuası gi- bi gösterecek dosyalar hazırlayabilir, Uluslar Kurumu konseyinin bu an laşamamazlık hakkındaki © kararınm ne olacağını şimdiden tahmin etmek güçtür, Bu karar bilhassa İngiltere- nin © zamana kadar tutacağı hattı harekete bağlıdır. Afrikada savaşın önüne geçmek için alınacak en iyi tedbir, ekseriyetle birçok fırsatlarla fena telâkki edilmiş birtakım — pren- sipleri ortaya sürmek değil, bilâkis, doğrudan doğruya olmasa bile, dola- | KIRMIZI VE SIYAR erkek oevladlarının birer adı da An- nibal olur Akademi üyesi sesini biraz alçak tarak: — O Cocanasso, bizzat ıx Charles'ın söylediğine göre, 24 a- ğustos 1572: de en insafsızca adam öldürenlerden biri imiş. Fakat azi- zim Sorel, siz bu konağın adamla. rından ola da bunları bilmiyesi Biz, şaşılacak şey doğrusu. — Sofrada mademoiselie de La Mole'un kardeşne İlki kere Annibal dediğini duymuştum, demek bunun için. Ben yanlış duydum sanmış- tım. — Sitem olsun diye öyle söyler. Marguise'in böyle deliliklere #€8 çı karmamasını bir türlü aklım almıyor. O uzun kızı alacak kocanın görece- ği var! Akademi üyesi Mathilde'i yeren birkaç cümle daha sarfetti. Gözle- rinde ( parlıyan neşe ve İaübalilik, Julien'in fenasma gitti o İçinden “Biz burada iki uşak, efendilerimizi çekiştiriyoruz, dedi. Ama bu akade- uncu miciden ne görsem şaşmam... Bir gün Julien Gnun, margui STENDHAL se'in ayaklarına kapandığını müştü; taşrada oturan bir yiğeni için tütün satıcılığı, rica ediyordu Akşamı, mademoiselle de La Mole'un hizmetçilerinden bir kız (0 da, vak- tile Elisa gibi, Julien'i gözüne ke işti), hanımın karalar nin gösteriş olmadığını Julien'e an- İattı. Bu garabet, kızım yaradı gör İ dan geliyordu. Asrmın en zeki kı liçesinin taparcasına gönül iği aşıkı olan o Boniface de La Mole'u gerçekten severdi; o adam dostlarımı esirlikten kurtarmak İçin canım ver- mişti. Dostları da ne dostu! içle- rinden biri hanedanın en büyüğü, bi- ri de, İV üncü Henri! Madame de Rönal'; hareke- tinde parlar gibi ken gösteren tabiiliğe alışık olan Jullen, Paris ka- dınlarında ne görse yapmacık diye bakıyordu; bele biraz da hüzünlü bir günü oldu mu, artık anlara di- yecek söz bulamazdı. Ama made- moiselle de La Mole'a karşı başka idi, Onun, duruşundaki asilliğin ver- diği güzelliği, ilk zamanlar, bir bis- sizlik diye karşılamıştı; öyle olmadı. her iDomates Yetiştirme Münakaşa- sından Bir Adam Katil Oldu | | Je bundan bir sene evvel ailesi | iz verilecektir. 100 marklık bir İ meğe yarıyacaktır. İstikrazın kü - msız gazötelerimden: | Bordoda vukubulan bir facia, | herkes tarafından hürmet edilen iki ailenin felâketine sebep olmuştur | Phenix - Brion şatosu bağlar, bah çeler ortasında ve gölgelik çayırlar arasında bulunan bir binadır. o Bu | zamanda o Merignas'da Pellebuç şatosunun da sahibi olan Pierre de Rider'c aittir ve sahibini valdesine -kiralıdır. Madame de Ri | der'in 28 yaşında Georges Lamarle adında ve üç çocuk babası bir da- made, vardır. Lamarlein sıhhati b raz bozuk olduğundan hekimler ken disine tebdili hava ve mutlak İsti- rahat tavsiye etmişlerdir. Bu sebep- be raber Phenix - Brlon şâtosuna nak- letmiştir. Bundan sekiz gün evvel Pierre de Rider de' karısı ve iki ço- cuğile beraber şatoya gelip yerl u iki aile yemekizrini b raber yiyorlar ve aralarında tam bir geçim hüküm sürüyordu. Grçen cu- RE ŞT İN Almanyada Bir Milyarlık Dahili | | Bir istikraz İ Le Petit Parislen'den; Almanya bir milyar marklık da- hili bir istikraz yapmağa karar vermiştir. Bu istikrazın yarısı ha - zine tarafından tahvilât çıkarmak, yarım da tasarruf sandıkları mev- cudundan istifade saretile elde edi iecektir. Tahvilât on senede itfa dilecek ve her sene yüzde 4,5 fa - tahvil 98,75 marka satışa çıkarıla- caktır. Bu raz nasyonal sosya» üst rejiminin ilk devlet istikrazını su çıkarmakla iktifa ediyordu. Ve bunlar nisbeten az faiz getiriyorda. Hükümet daimi bir irat getirecek esham vaya tahvil çıkarmaktan sa- hınmıştır. Çünkü Berlin borsâsın - da bu kabil esham ve tahvilât'za - yif kalmış yalnız aksiyonlar yük- selmiştir. Almanya hükümeti bu sene ta - sarruf sandıklarından 500 milyon mark bor almstı.. meğe hasredileceğini yazmaktadır. Almanyanın bu kabil dalgalı borç- larının miktarı malüm olmamakla beraber, alâkadar maliyeciler bu - nun 7 « 8 milyar mark olduğunu söylüyorlar. Binaenaleyh bu istik - raz hösile, kısa vadeli borçların an- cak cüzi bir kısmını konsolide et şük bir kısmı bu maksada hasredi- İecek ise de Almanya elde edeceği kredilerle silâhlanmak için girdiği masrafları örtmeğe çalışacaktır. ————— << yısile büyük barış prensipini kurta Tacak olan ameli usullere müracaat etmektir. Yağmur mevsiminin sonuna kadar | haftalık zaman, mek için kâfidir. Londra ve Romada bu müddet zar- ia meselenin fayda ve zararları ölçülebilir. Uluslar Kurumu sarayı koridorlarında mülâkatlar o zaman kolay ve tekellüfsüz olacaktır. Her iki taraf biraz daha hüsnüniyet eseri gösterecek olursa son dakikada me- seleyi halletmek için bir sureti tes Yiye bulunamaz mı? Her iki tarafın | menfaati ve âkilâne bir siyasa bunu | icap ettiriyor. ğini artık anlamağa başlamıştı. Orun İa uzun uzun sohbetleri oldu; baharın güzel günlerinde, akşam yemeğin. den sonra bazan mademoiselle de la Mele Julien'le bahçeye lonun açik pencereleri bey" ziyordu. Bir gün ona d'Aubignö'nin tarihini, Brahtome'u okuduğumu söy- ledi. Julien içinde: “Tahaf hitap- | lar! dedi, marguise'e sorsan, kızma | Walter Scott'un o romanlarını okut- mazlı, Bir gün gözleri zevkle parlıyarak | (hayranlığın işten geldiğinin en iyi delili budur) ona, Mâmoite de PEtcile'de okuduğu bir hikâyeyi an- lattı: III üncü Henri zamanında bir kadın, kocasını başka Obir kadınla görünce | hançerleyip öldürmüş... Jalen'in koltukları kâbarıyordu. Etrafındakilerden o kadar saygı gö- kademi i diğine geçi” ren bir hanım, onunla hemen hemen dostluğa benziyen bir hal alarak ışmağa tenezzül ediyordu. Arası çok geçmedi; Julien kendi | kendine: “Yanılmışım, dedi; ç bana dostluk göstermiyor, konuşmağa ih- tiyacı var; tragedia kahramanları | nın, içlerini dökecek birer sırdaşları vardır yal bu kız da beni seçti, Bu sile içinde ben bilgin | tanılıyorum. Hele ben bir Brantome'u, G'Aubi- Su tir w “Hale getirilenler | sa vadeli taahhütleri konsolide et: gnö'yi, VEtvile'i okuyayım. Made. | moiselle de La Mole'un' bahsettiği * mü günü, valde de; Rider oğlu Pi- erre ve darsadı Georges Lemarle ve karıları ve çocüklarile beraber neşe ile yemek yemekte iken Georges Lemarle, kayın biraderile domates yetiştirmek bahsinden bir münaka- yaya tutuşmuştur. Münakaşa büyür dükçe büyümüş ve nihayet küfür - bazlığa ve tehdide kadar varmıştır. Lemarle birdenbire yemekten kal karak odasına gitmiş ve kıyın bira- deri de'Pierre de Rider ve karısı da arkasından çıkmışlardır. Bu sırada Lemarle elinde ; bir rüvelver oldu. ğu halde bunlarla karşılaşmıştır. Bu sırada karışı bir facianm önüne geçmek için kocasının elinden rü. velveri almak istemiş ise de muvaf- | fak olamamıştır. Lemarle hemen Rider üzerine atetş | etmiş ve çıkan kurşun göğsüne isabet etmiştir. Ri- derin ölümü ani olmuştur. Katil odasına çekilmiş ve bir müd- det sonra gelen zabıta memurlarına teslim olmuştur. Amerikada Gıdasız çocuklar Le Matin'den: Nevyork ilk mekteplerinde oku - yan 135 bini mütecaviz çocuk gıda- sirliktan muztariptir. Bu çocuklar açlık yüzünden kendilerine veril - mek istenilen tahsili alamıyorlar. Kültür Bakanlığının sağlık şubesi- nin verdiği bit rapora nazaran Nev york ilk mektepler talebesinden yüzde 18,1 i öyle tehlikeli bir ruhi | durum karşısmda bulunmaktadır ki, bu haf devam ettiği takdirde beş sene zarfında bu çocuklar tama - men vereme tutulacaklardır. Bu se beple sağlık şubesi, az gıda alan ve sari hastalıklar doğuran yerler. de sakin çocuklarım kurtarılması için bir program yapılmasını İste- miş ve çocullara fazla gıda veril - mesini ve tedrisatın açık havada ya pılmasınr tavsiye etmiştir . En az gıda alan çocuklar Harlem mahallesinde buldnuyor. Burada gı dasız çotuklar yüzde 218 'nisbe - tindedir Almanyada k Le Jöürnal'deni: Almanyada 1934 senesi zarfında 56,244" kişi kısırlaştırılmıştır. Bun- dan başka sağlık mahkemelerine de 84,525 kısırlaştırma teklifi veril - miştir. Sağlık mahkemeleri kısır laştırılması teklif edilenlerden Taştı 84,499 kişiyi muayene etmiştir. Bunlardan 3692 kişinin kısırlaştır - ma teklifi reddedilmiş ve 4563 kişi» | nin kısırlaştırılması tehir edilmiş- ti Kısırlaştırma meselesinde Berlin şehri rekor kırmıştır. Burada. 6550 kişi kısırlaştırılmıştır. Fakat kısır- laştırma nispeti en ziyade Karlsru- he şehrindedir. Bu kısırlastırılanlar şehir halkının binde 2,26 snr Ham- burgta binde 2,22 sini teşkil etmek- tedir. ———— Su üstünde bisiklet Kan, 27 A.A. — İngiliz veliahdı, yeni icat edilen bir bisiklet satın al- mıştır. Bu bisiklet, düz bir satıh ü- zerine oturtulmuş iki şezlong biçi- minde olup, su üstünde, işlemekte vi pek farla rağbet görmek- tedir. hikâyelerin bazılarına rim. Ben öyle sade sırdaş rolünde kalmağa lim. Duruşunda hem bir çalım, hem de bir tabiflik olan o kızla konüş- tukları, yavaş yavaş, daha ilgi ile dinlenecek şeyler olmağa başladı. İsyan etmiş bir avam çocuğu oldu- ğunu, bu tatsız rolü unutuyordu. Mademoiselle de La Mole'u bilgi- li, hatta aklı başında bir kız bu- tuyordü. Onun bahçede (anlattığı salonda açtıklarından çok Bâzan, Julien'le konuşur- ken gösterdiği - çoşkunluk ve açık sörlülük, her vakitli © azametli ve soğuk bali ile tam bir tezad teşkil ediyordu. Bir gün Jujien'e, zekâ ve coş kunlukla patlryan gözlerle: “Ligue (1) muharebeleri, dedi, Franse'nm kahramanlıklar i herkes, arzu ettiği bir şeyi elde etmek, tuttuğu tarafr kazandırmak için garpışıyor; sizin imperatorunuzun günlerinde olduğu gibi göğsüne Bişan taksın diye öyle bayağıca bir umudla çarpışmıyordu. Siz de itiraf edin ki o zamanın “adamla- iraz edebili- sup dinliyen Tazı deği. (1) Ligue mühaerebeleri, duc de Gnise ile kurduğu fiwka adamları. mn protestandıri muharebeleri (avı saçtı âsi) — Seni döven çocuk nerede direyim: — Nah işte şu ALMANYADA ..1-95 4 aa Sağa göster de ben ona haddini pile dişi kırık, gözü çürü Denizaltı Yük Gemileri Le Jourmal'den: Almanlar abloka © ihtimallerine karşı denizaltı nakliye getileri in- şasını düşlünmektedirler. Almanya Versay andlaşmasını yırttıktan ve esirlikten kurtulduktan ve denizal- tt filosunu tezgâha koyduktan #on- ra, tecim denizaltı filoları inşasını düşünmeğe — başlamıştır. Denizaltı gemisine malik olmağı veya du cins gemileri inşa ettirmeği yasak et- n Almanları, İngilterenin kat'i talepleri karşısında bulundurmuş .- tur İngilizler » kendi- menettikleri şeye-yeniden mifsande- etmenin yi- ne kendilerine ait olduğunu söyle- mekle işi bitirdiler Kim. fena düşü- nürse, o mahcub olsun. Bu meselenin halledilecek en mü- him noktalarından birisi de yaptı- rılacak. gemilerin hacimleridir. Bu hususta önüne geçilmesi icap eden teknik hiçbir güçlük yoktur. Deniz- altı gemileri, gibi ayni sınıftan gemilerdir. Yal nız fazla olarak bunlar denize dal- mağa mecbur olduklarından. saçla- | rının kalın olmasına, bölmelere ve İ gemiye metanet veren kuvvetli mal zemeye ihtiyaç vardır. Hususi tezgâh mühendisleri de- nizaltı. nakliye gemilerine 3000 ton maimahreç tonusu, Ve 4000 ton bat- ma tonusu vermeği teklif ediyorlar. Bu teklife göre gemilerin uzunluğu 110, genişliği 10 metre, miktarı İs- tiabisi 800 ton, yüklü olduğu zaman geminin suyun içine giren mikta- rı 7,5 metre, iç ibtiraklı motorun deniz üstündeki kuvveti 7500 bey - gir, elektrikle işliyen dalma mo- torları 1800 beygir, sürati de 10 - 13 mil olacaktır. Anlaşıldığına göre Almanya baş- amiralliği gemilerin hacmini çok bulmaktadır, Bununla beraber, nak- liye gemilerinin hacmini fazlalaş- rında hodbinlik, küçüklük daha ağ mış. Ben o asrı severim. Julien: — Boniface de La Mole da ö as- fın kahramanı, değil mi? dedi. — Her halde onun sevildiği gibi sevilmek tatlı bir şey olsa gerek. Bugünkü kadınlardan hangisi, aşı- kının kesik başına el değdirse tüy- leri ürpermer? Madame de La Mole kızmı içeri sağırdı. Mürailiğin, faydalı olabil mesi için, gizleni len de, yukarıda şılacağı üzere, Napoldon için bes- lediği hayranlığı mademoiselle de La Mole'a biraz açmıştı. Julien, bahçede yalnız kalınca, kendi kendine: “İşte bu adamların bize karşı olan üstünlükleri, dedi. Atalarının tarihi onları bayağı hi lerin üstüne çıkarıyor; her dalm.ne ile geçineceklerini düğünmeğe de mecbur değiller. Sonra acı acr İÇİNİ çekerek ilave etti: “Ben bu yüksek hisler, men- featler üzerine fikir yürütmeğe layık adam bile değilim; hiç şüp- iyice anlamam da! Ek- n franle gelirim ol- madığı için bütün ömrüm, bir sıra mürailikle geçiyor. Koşarak tekrar bahçeye gelen Mathilde: — Ne düşünüyorsunuz? diye sor- enizyüzü gemileri | tirmak her samanı için faydadan Ni değildir. ar Almanların 1916 da sefere Si dıkları meşhur Deutschland def. altı gemisi ancak 1000 ton hacfayi dedir. 23 haziranda Helgoland hareket eden bu gemi, 9 Temmif | 0, Norfolka varmıştır. , ta Gemi 16 günde 3700 mil, yani tk saatte 231 mil ve saatte de vasif &ö larak dokuz milden fazla meta katetmiştir. Deutschland he Baltimore'a gitmek üzere deniğf, CİN ılmış,.ve oradan 11 Ağustostö ae ice harelek iğ bi miştir. Dönüş.selerini de bâdi Dar yapmıştır. pe yili Bu sergüzeştten çıkarılacak ce Almanların Amerikadaki sj#y rına oradaki bangerlerine hafi mat vermek için çök cesuran€ teşebbüse girişmiş olmalarıdıf Almanlar bu teşebbüsle ayni a manda, boyacılık sanayiinin ege ği muhtaç olduğu 300 ton miki boyayı dost memleket fabrikali ge temin etmişlerdir. Deutschland aş müşte Almanyada mevcut Oi? kauçuk ve nikel getirmiştir... yaf Almanların çok kritik dur da Deutschland denizaltı gemi 4 gördüğü hizmetleri hatırlamıi ge maları çok tabiidir. Bu gemidti yi dıklacı dereler onlara daha İYİ” ni yapmak imkânmı verecektir Nazi grupunda Yahudi!” Varşova, 27 A.A, — Sofi Brill'in Nazi grupunda Yapudi e bulunduğunu © söylemesi © Dançig diyet kurulunda bir # şalık olmuş, Naziler Brile etmişlerdir. id Diyet kurulu, ayrışık parti İ ılma teklifini reddetmiştir. ge | Bu soruda bir samimilik “ig yine onunla konuşayım | rak, nefes nefese gelmişti 9 çif de kendini hor görmekten , besi Öyle zengin bir 0 #| İ kirliğinden bahsederken sık zardı, Gururlu hali ile, BİS yeşil istemediğini belli etmeğ ve Şimdiye kadar Mathilde'c My le şirin gözükmemişti; bir Da onda çoğu vakit görmediği Di gör ganlık, bir açıksözlülük b > ir O akşamdari * beri daha Pİ YA geçmemişti; o Julien bir Mi Mele konağının bahçesinde, di, 4 celi düşünceli dolaşıyordu we artık yüzünde, kendini ix, Sai flssetmenin verdiği o #€'İygi İ losofça gurur kalmamış at Çİ İ ile koşarken ayağını acıttE gal liyen mademoiselle de e salon kapısına kadar götü müştü, Julien içinden: tabef yaslandı, diyordu! d Kendimi beğeniyorum da Sm " mi bâna öyle geliyor?” Tea çekten o kız benden haşla ag Kendisine gururumun 199 ye * dan bahsettiğim zamanlar 4 ar ii “Kolumk — a