Dünya Şarap Piyasası Durumu| Roma Ziraat Enstitüsünden alman Mmalümata naazran bu yılın şarap re- koltesi Haziran ortalarında Fransada oldukça şayanı memnuniyet, Italya - da iyi, Ispanya ve Portekizde gayet intizamsız, Romanya, Macaristan, istan ve belki de Yugoslavya” da iyi ve Yunanistanda pek iyi durum dadır. Cezayirde rekoltenin fena. Fas in ise oldukça şâyanı memnuniyet o. duğu anlaşılmaktadır. Keza Cenubt Rusyada ve Kalifotniyada mahsul iyi- dir. Tecimel bakımdan, acun şarap Birleşik Arnerikada şarap mış ve bu yılın ilk üç ayında geçi yılın aynı müddete âit istihlikten yüzde yirmi fazla alınmıştır. İngilte- Tede ithalât biraz artmış olmakla be- raber sarfiyat azalmıştır. Fransa, İs- viçre, Belçika, Almanyada harice sa- tışlarını azçok kısmışlardır. Bu suret Je, 1934 - 35 şarap mahsul yılın ilk üç ayında, bütün ihracatçı ülkelerin ihracatları azalmıştır. Bu azalma bil- hassa İspanyada hissolunmuştur. A- zalma Fransa, İtalya ve Macaristan- da daha &z bissolunmuştur. Yunanis- tan, İtalya, Almanya, Mısır piyasala rına iyi satış yapmak sayesinde şa- rap ihracatının mikdarını düşürme- miştir, Arsrulusal şarap teciminde bu süretle yeni bir azalma husule gelme- si, İspanya gibi ülkelerde ciddi tesir- ler göstermiştir. Ispanya, Fransa, Ce ir ve bunlara nisbeten daha ehem- miyetsiz bir kaç ülike müstesna, şimal £ küresinde satışlar oldukça mun- tazam surette cereyan etmekte ve ar- srulusal tecimin daralmasına rağmen, 1934-35 tecim “yılından iyi neticeler umulmaktadır. Bunun sebebi, Fransa ve Cezayirin fevkalâde dan sarfınazar edilmek şarti misıf kürede 1934 mahsulünün Kk um zil ve Birleşik Amerika istihsalâtı da ilâve edilmek şartile, 1934 istihsalâtı 81.000.000 hektolitre olarak tesbit e- dilmiştir, 1033 yılının istihsalâtı 77,000,000 hektolitreden, 1928 - 1932 yıllarına ait beş yıllık vasati istihsa- İt ta 87,000,000 hektolitreden ibaret- tir. Haziran ayından itibaren, piyasalar yeni rekolteye ait yapılan tahminler- den müteessir olmağa başlarlar. Bu yıl yapılan tahmine göre mahsul umu miyet itibarile ortadır; fakat yazın iyi depmek veya bozulmak ihtimali, var» ar Fransızca Temps gazetesi Arsrulu- sal Şarap Ofisi tarafından neşredilen istatistiklerden bahsediyor ve 1934 yılında mahsul bol ve fiatlar düşkün olmasına râğmen dış tecim bakımın. dan, Ofisin istatistiklerinden iyi ne- ticeler çıkmadığını kaydediyor. Me- selâ bu yılın ilk beş aymda Fransa dış ülkelere 207,000 hektolitce, kendi müstemlekelerine de 86,000 hektolit- re şarap ihraç etmiştir. Geçen yılın ayni müddeti zarfımdaki bin ve 95 bin hektolitre idi. Fransa» nın biliassa Birleşik Amerikaya ihra catı azalmış, 1934 yılının ayni müd- deti zarfında Birleşik Amerikaya 38 bin hektolitre şarap ihraç edildiği halde bu yıl, ayni müddet zarfında ancak 10,500 hektolitre ihraç edile- bilmiştir.1035 yılının İlk Üç ayı zarim da Birleşik Amerikanm genel şarap #thalâtı 605,000 galondan ibaret oldu Hu halde viski ithalâtı 1,341,000 ga- Tonu bulmuştur. Portekiz müstesna. diğer şarapçı ülkelerin halleri de Fransadan daha iyi değildir. Portekiz 1935 yılının ilk üç ayı zarfmda dış ülkelere 174,000 hektolitre şarap göndermiştir. Halbu- ki 1934 yılının ilk üç ayı içinde İhra- cat 131,000 hektolitre idi, Obür ül kelerin 1934 ve 1935 yıllarının ilk üç ayındaki ihracat: aşağıda gösterilmiş- tir: * 1935 o 1934 lik 3 ay lik Say Ülkeler 93.000 97.000 40.000 55.400 İtalya 148.000 309.000 Ispanya 309.000 434.000 Italyan ihracatının mühim surette düşmesi, bilbassa İsviçre ithalâtının azalmasından İleri gelmiştir. (1935 te 62,000; hektolitre; 1934 te 139,000 hektolitre). Alâkadarlar bu durumu fena bulu- yorlar ve şarap istiklâki lehinde arsr- ulusal propagandada bulunmak husu sunda bütün şarapçı ülkelerin birleş- mesini lüzumlu görüyorlar. Tütün piyasası 1934 piyasası iyi bir şekilde kapan mak üzeredir. Marmarada zürra elin. de satılmamış tütün kalmamıştır. Samsun, Tokat ve Artvinde az mik- darda tütün kalmıştır. Bu tütünlerin hafta içinde satılacağı muhakkaktır, 1935 ürününün yetişme durumu umu miyetle iyidir. Kuraklık tütün ürünü nü zannedildiği gibi müteessir etmiş değildir. Samsun, Dere, Maden, Ev- kaf, Canik ve Çarşanbaya iyi yağmur lar yağmıştır. Diğer kısımlarda bil- hassa Gllmüşhacıköyde biraz kurak vardır. Umumiyetle son yağmurlar Kara- denizin Samsun ve Taşova mintaka- larını tatmin etmiştir. Artvinde ku- rak yüzünden mahsulün bu yıl az ola söylenmektedir. Trabzon ve Pu- lathanede kuraklık yoktur. Yeni ürün iyi yetişiyor. Burada iki milyon ki- lo tütün yetişeceği uyor. Edirnede yeni yıl ürününün 2 - 2.5 milyon kilo olacağı anlaşılıyor. Tü- tünler iyi yetişiyor. Kocaeli mıntakasında mahsul mik- dar itibarile geçen senekinden az ol- mıyacaktır. Bursada mahsul iyi yeti şiyor. Kuraklık ve hastalık yoktur. Balıkesirde de tütünlerin yetişme du rumu iyidir. Kuraklık bertaraf olmuş tur. Ege mıntakasında yeni ürünün 16 - 17 milyon kilo olacağı umulu. yor. Yunanistan Macaristan Samsun borsasında Geçen hafta içinde Samsım borsa» sında kilosu 4 kuruştan 60450 kilo ar pa, 5 kuruş 25 santimden 119300 ki- İo buğday, 7-8 kuruştan 34180 kilo bulgur, - 7.50 arasında 269500 kilo mısı e 1440 İr 111 sandık yu- murta 10 liradan 13 liraya kadar sa“ tılmiştır. Ayni hafta, 3220 çuval birinci un, 1730 ikinci, 1715 üçüncü ve 80 çı val da bir baş un satılmıştır. Birin. çiler 740 tan 775 e, ikinciler; 720 den 740 a, üçüncüler 640 dan 670 kuruşa kadar ve bir baş unlar da 690 kuruş- tan müamele görmüştür. Ayni zamanda gene bu hafta için- de İstanbula 9040 kilo yapağı, 7815 | kilo tiftik ve 216 büyük sandık yu- muürta, 530 kilo afyon ile, Almanya- ya: 50 yarım sandık yumurta gönde- rilmiştir. Pamuk Ege mıntakasında: Son hafta için. de pamuk piyasası evvelki haftaya Dazaran biraz daha durgunlaşmış ve fiatlarda düşkünlük kaydedilmiştir. Buna sebep olarak şimdiye kadar Alman fiat kontrol bürosunun nok- san Hat biçmesi gösterilmektedir. Piatlar 47 - 48 kuruş arasındadır. İstanbul mıntakasında: Bu piya sada geçen hafta vaziyetine nazaran bir değişiklik görülmemiştir. Mersin mini $ Bu mıntal piyasalarında son hafta içinde ps- 27 Ağustos SALI PARALAR Sterlin Dolar 20 Fransız frengi Liret ış 20 Belçika frangı 20 Drahmi 20 İsviçre fr, Florin 20 Çek Kron Avusturya şilin Mark Zoti Pengo 20 Ley 20 Leva 20 Dinar Yen İsveç Kuron Altın M diye 52.50 Banknot 234— ÇEKLER Kapana Belga İsveç frangı Leva Florin Çekotlovak kuronu Avusturya Pezeta Mark Ze: İsveç kuronu ESHAM İş Bankası Mü N. ek gi Knndele "26 60 “10 Bomonti « Nektar 'erkos Reji Aslan Çimento Merkez Bankası Osmanlı Bankası Telefon İttihat Değirmencilik T.A.Ş. Şark Değirmenleri Şark Merkez Eczanesi ISTIKRAZLAR Türk Borcu 1 . n ae İstikrazi dahili Rahtm Anadolu 1 ve Ti p mı Anadolu Mümessil Paris borsası Paris, 27 A.A. — Değerler borta- 8, geçen hafta gösterdiği iyi du - rumu terketmektedir. Mahalli pi - yasa, ulusal değerlerin sağlamlığı na güvendikleri için, genel olarak pek az düşmektedir. Arsıulusal değerler intizamsız - dır, Altın madenle eshamında şid- detli bir reaksiyon görülüyor. —————. ik hali tabilde cereyan * etmekle beraber fiatlarda diğer piyasalara muvazi olacak bir düşüklük görül müştür. Piatlar 37-37,5 kuruştur. DOĞRU Kadınlar muhakkak ki hesaptan çok iyi anlarlar. Çünkü ikinin rine iki daha ilâve ederek dört de- dikodu çıkarmasını çok iyi bilirler, . Atlıyarak, zıplıyarak o büyüyen İ mahlükatı sayarken üstümüzdeki | apartmanda oturanların çocukları- nı hiçbir zaman unutamıyacağım. . Meğlübiyet; yatmazsanız ncı de- ğildir. SÖZLER | Li Saate çok bakan adamlar bir sa- atin kolu gibi oldukları yerde dö- nüp dolaşırlar. . İzdivaç bir kelime değil, uzun bir cümledir. o Aylâk günlerde en mühim me. sele, bugünlerin başkalarma kur. ban edilmemesini temin etmek*'r. . Güzel bir kızı öpüp öpmemekte mütereddit iseniz, bu işlen vazge- çiniz. . Cibinlikten geçen sivrisinek me. sut mahlükattan sayılır. Ona iliş- memelidir. . Vicdan bazı ruhlara rehber de- gil, şeriki cürüm olar, . Ayın on dördü dünyanın yüzünü podralamak için icat olunmuştur. > Sivrisineğin ince sesine mukabil konuşması çok acıklıdır. . Yepyeni bir şey isterseniz yarı nın şafağından daha yenisi olamaz. . En eski bir şey ararsanız dünkü gazeteyi alınız. İstanbul o Asliye. Birinci Hukuk Mahkemesinden : Kotonoat Kotonye vekili Nesim Ba- rokas tarafından £ İstanbulda Çak- makçılar yokuşunda (16 numetoda mukim Bulgurlu Zade Biraderler Şirketi ( sleyhine © mahkememizin 935 - 569 numerosu tahtında ikame edilen iflâs davasından (dolayi ika- metgâhı hazırı meçhul bulunan Bul gurlu Zade Biraderler şirketine teb- Tiği muktezi istid'r süretinin ve timar için daveti mutazammın ta: kıknacak davetiyenin hukuk usulu muhakemeleri kanununun 141 inci maddesi mucibince arzuhalin 20 gün müddetle ilânen tebliğine karar ve- rilmiş olduğundan o mumaileyh Bul gurlu Zade Biraderler keti işbu arzuhale mezkür müddet içinde ce- vap vermediği ve istimaı için tayin olunan 18.9.935 tarihine omüsadif çarşamba günü saat 14 de mahkeme- de bizzat veya bir vekil bulundurma. dığı takdirde hakkında o müamelei gıyabiyede bulunulacağı dava arzu- lann al a (13979) DOKTOR J Rusçuklu Hakkı Üzel | Galatasarayda Kanzuk eczahanesi karşısında Sahne sokağında 3 nu- aral apartımanda 1 numara. mamaya ANKARADAKİ 27 (Özel aytarımız bildi- ugün Asliye ikinci ceza mahkemesinde postacrların raula - kemesine devam olunmuştur.. Mahkemeye eski telgraf direktörü İhsan Cemal gelmişti. E ki genel dire! Sıtkı namına da avukat Hayrullah bulunuyordu. Temyiz mahkemesi - nin mâkız kararı okundu, kararda birinci asliye ceza mahkemesi ta - rafından yerilen berset kararının tenilli tarifenin tatbiki hakkında karar Oalmdığı Obalde © kararın yerine getirilmemesi ve tenzili ta- rife tatbikinin o mantıkan zaruri ol- duğu düşünülmemesi ve suçlularm şirketi himaye ettikleri alenen bel- İi olmasile, beraetlerine dair veri - len hükmün bozulmasına kurar ve- rildiği yazılı i İddia makamı suçluların bu sara- hate göre tecziyelerini istedi. İh - san Cemal Temyiz mahkemesinin pakız kararına karşı olan (itirazını okudu. Nakız sebeplerini teşrih et- ti ve dedi ki: — Tensilli tarife tatbikinin ge - gikmesile hazine mutazırrır olma - mıştır.Karar bir buçuk sen? Sonra verilmiştir. İstanbul Telefon şirke- tinin halktan aldığı paralar geri a- Immmıştır. Bugün bu para ile hasta- ne mi yapalım, ne yapalım diye dü- şünülmektedir. Halbuki oTemyiz mahkemesi bunu bilmiyor ve hazi- nenin zararına sebebiyet verdiği - mizden bahsediyor. Beraatimizi is terim. Avukat Hayrullah bugüne kadar Fahriye vekâlet ettiğini, Sıtkının vekâletini yeni aldığını, müdafaayı hazırlayabilmesi için duruşmanın geri bırakılmasını İstedi, Iddia makamı, suçlular için nakız sebeplerinin ayrı ayrr olmadığını ve kül halinde bulunduğunu, duruş» manm devam: hizm geldiğini söy- ledi. Mahkeme Sıtkı için nakız s€- bebi mevcut bulunmamasından bu talebin reddine ve muhakemenin devamına karar verdi. törlüğünden: tesisatları ve (o teferruatı konulmuştur. re Yenişehirde olunacakdır. kat teminat 3735 liradır. mevcud garajların aralığınm kapâtilması 2 — Keşifleri ve şartname ve projelerini görmek Otobüsler Direktörlüğüne mü 3 — Depo inşaatı 26347 lira parke döşemesile ları 12610 lira ve kapatılacak kısmın keşfi 7624 deponun tesisatı keşfi 3197 liradır. 4 — Cümlesinin ihale müddeti 9 Eylül 935 Pa# günü saat 10,30 de Yenişehirde Otobüsler Direktö binasında kapalı zarfla yapılacakdır. yi 5 — Cümlesi birden bir müteahhide ihale oluna© dan ona göre toplu bir fiat verilecekdir. 6 — Cümlesi için kanunun tarifi dairesinde m 28-8-935 TELEFON DAVASI Suçlular Nakız Kararınâ Uyulmamasını istediler i Bunun üzerine avukat HiY”üe Temyiz mahkemesinin desyiYi 4 kile tetkik etmemiş bulun halbuki akdin tarihi ve adalet dil ancak iddia ve müdataai gi kayesesile mümkün olabile iyliyerek, mukavelenin. iü maddesinin temyizce okunmiğ “ir, bunun nakız kararının #8 sebebiyet verdiğini - söyledi ki: —Tarife tenzilâtmın tatbi memesinden hiçbir zarar olğ filen sabit olmuştur. Çünkü # tin halktan aldığı fazla paral'faj mmaştır. Filen tahaddüs etdi zararın hukuken © tahadi imkân yoktur. Verilen berat ye rı kanunidir ve bu kararda #9 dilmesini isterim, ı Neticede mahkeme, evraki * ederek nakzm varit olup ol nı, İktifa kararı verip ver noktasındam bir karar vermek ©) re muhakemeyi yarına brrakt” Meraklı bir dava d8' Ankara, 27 (Özel aytarımı? riyor) — Elektrik şirketi d lerinden Rod hakkında, # tında kullanılmak üzere boruları, elektrik ve havağafi satında kullanmak suretile, resmi vermemekten suçlu mâskemeye verilmişti. sl Muhakemesi bugün görül i muhakemenin devamı 17 Eyl rakrldr. < Dr. Hafız Cem& Dahiliye mütehas Pazardan başka günlerde (2,30 dan 6 ya) kadar İst Divanyolu No. 118, il Muayenehane ve ev tel&ği 2239B. Yazlık telefonu K 38. Beylerbeyi 48. Ankara Otobüsleri Idaresi Dire*| 1 — Yenişehirde Otobüsler İdaresi arsasının Pf 41 lerine göre İnşa olunacak otobüs ve kamyon depo | ve bü sairesi yaptırılacağı”. 25-8-935 den itibaren on beş gün müddetle eksilt” dl | ys öğ” 7 — Taliblerin proje ve keşifleri görmesi için İ wealı mimar vey-amühendis olduğuna ve bu gibi hüt işlerile meşgul bulunduğuna dair Belediyel€” i Direktörlüklerinden vesika almış bulunmaları lâ : (2340) (5077) No. 42 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE Herif, öğleden sonra, elleri ce- binde mütemadiyen dolaşıp dur muştu, Bazan dümen neferine al- manca emirler bağırıyordu. Hulâsa yatın içinde âmiri mut Jak kesilmişti. Yanımıza geldiği zaman, oğzm- daki sigarayı hiddetle denize altı: — Allah belâsını versin, dedi, bu gün de hava öyle fena ki.. Deniz hakikaten kabarıktı. Pek © kadar fena'ık da yapmıyordu a- mâ, azametini de gösteriyordü. — Fena hava, bir türlü ilerliye- miyoruz. Verner Golovine sordu: i — Biz, bu gemilere doğru mu gi- diyoruz? — Görünüşte öyle. Akşam altıya doğru aramızda bir isil kadar mesafe kalmıştı. Harp ge mileri oldukları artık İyice görü- nüyordu. Blokhavzları ve uzun top namlularının uzandığı iri zırhlı kulelerile harp gemileri... Fakat bunlar hangi millete ait emilerdi? Ne bir işaret, ne bir Bire görünmüyordu. Halbuki Aviatikte tayfalardan birinin direğe acele acele üç renk- li Alman bayrağını çektiğini gör- düm, Demek ki bu gemiler de al- man gemileriydi. Kruvazör mü, zırhlı mı? iyi anl yamadım, Fakat hiç şüphesiz birin- ci sınıftan gemiler oldukları der- hal belli oluyordu. Hâlâ küpeşteye dayanmış, dik- katle bakan OMöewe'nin dudakla- rından bir gülümseme geçti. Sonra homurdandı : — Bu dalgalarda galiba denize filika indiremiyeceğiz. Hay aksi şeytan hay! Fakat zarar yok. Biz yine anlaşmanın yolunu buluruz. Bu sefer esrarengir gemilerle işaretler vererek konuşmağa başla- dılar, Bir çeyrek saat yattan işa- retler verildi ve öndeki kruvazörün tepesinde de bir insan gölgesi mü- temadiyen cevaplar veriyordu. Möewe en nihayet ofümuara in- diği zaman, adeta sırsıklam olmuş- tu. Artık bu sefer okegdimi tuta- madım, sordum — Allak aşkıma, meler yapıyoruz? Dik dik bana baktı: — Geriye dönüyoruz, dedi. — Vazifeniz nihayet buldu mu? — Evet. —Eğer mahzur yoksa bir şey sormak İsterim. Deminden işa- Tetle konuştuğunuz şu güzel va- purlarda asilzadelere benziyen bazı biz buralarda insanlar var, Möewe gemilerden birini etti: — Şu ön tarafta gördüklerinizin ortasında duran uzunca boylusu benim aziz dostlarımdan Leideck£- dir. Yakında bu isimden çok bah” sedildiğini işiteceksiniz. Sonradan öğrendiğime göre, biz o gün Dresden ve Breslan zırhlıla- rına yaklaşmışız, 4 Ağustosta, yani tam sekiz gün sonra her iki gemi iki şehrimizi topa tutmuşlardı. işaret Artık son günler, daha doğrusu son saatler yaklaşıyordu. 27 ten muz öğleden sonra, salonda bir pi- yano sesi duydum ve yavaşça in- dim. Maryse oturmuş, piyano çalıyor- du ve salonda yalnızdı. Benim indi- ğimi duymadı, yakmca bir yere © turdum. Parmaklar, beyaz tuşlarm Üze- rinden bazan okşar gibi geçiyor, bazan da kuvvetle basıyordu. Chopin'in bir valsını tanıdım. Çıplak kolları valsin hazin veya but hararetli parçalarını ayni a henkle takip ediyordu. Ezberden çalıyordu. Bazan durup dalıyor, sonra yeniden çalmağa devam edi- yordu. Benim orada bulunduğumun hiç farkında değildi, Bir an elleri fil dişlerinin beyaz- lığı üzerinde hareketsiz kaldı, fifçe başmı çevirmişti. Ağladığını gördüm, Vücudumda biz laştı ve hemen ayağa kalktım. Etrafımda mobilyalar, Jevhalar, aynalar, herşey sanki dönüyordu. Maryse ağlıyordu. Beni gördü, yerinden kalkmaksı- zın bana baktı! — Ay, siz burada mıydınız? de- | di, âziz dost, bu yaptığınız pek te- emmülsüzce bir şey olmadı mı? ğ bir taraftan da gülmeğe çalışıyor- la, Ben artık kibar âleminin bütün Tüzumsuz nezaket kaidelerini bir tarafa bırakarak, bütün O aşkımın titrediğini duydüğum yalvarıcı bir sesle: — Neyiniz var Marysc? Allah aş- kına söyleyiniz, ne oldunuz? Nihayet gülebildi: — Hiç, dedi, ne olacak? Biraz ağlamışım. Fakat beni bu vaziyette | görmiyecektiniz. Ağlıyan kadin, âciz, silâhsiz bir kadın sayılır. — Bana karşr silâha ititiyacınız olabileceğin! bilmiyordum. — Bir kadın herkesle, her şeyle, | hatta kendisile bile daima mücade- le halinde değil midir? | Bir kere daha, görüşmemizin bir âz olsun hususileşmesinin önüne geçmeğe çalışıyordu. ", Gözleri hâli slaktı. Küçük ço! raşe do- | cuklar gibi, küçük mendilini yu- marak, gözlerini kuruladı: — İşte bakınız, bitti, dedi, ağla- ak geçti. Sonra Chopin'in bu val- si de çok hazin bir şey! Ayağa kalkacaktı, oturttum. Ya- vaş bir sesle; i — Rica ederim, söyleyiniz. Ne düşünüyordunuz? Allah aşkına a- İ sıkça söyleyiniz. —Doğrusu, ben de bilmiyorum. Bütün bu muharebe tehlikeleri, bütün bu başımızda dolaşan felâ- ketler, gençliğimiz, çocukluğumuz. Ne bileyim! Evimizi düşünüyorum. — Evinizi mi? |, — Evet, yazlık köşkümüzü. Ben oralarını nekadar çok severim. Karpatların karşısında lr köşk... Orada büyüdüm, çocukluğum orada geçti. Bir daha göremiyeceğim diye korkuyorum. “Sonra hududa o kadar yakin ki... Dostlarmız Rusların hemen hudutlarında gibi bir şeyl. Muha- rebe, olur $€Y Mİ, yapılır şey mi bu? Allah aşkıma söyleyiniz, bu haber doğru değil değilmi? Siz Fransırlar, o kadar asil ve cömert bir milletsiniz, her halde bir muha- vebenin önüne geçersiniz. — Evet ama, ötekilerin, Alman- ların o kahkahalarını da | işittini zarmederim. Onlar muharebey' i» yorlar ve muharebe yapmak için de bir vesile arıyorlar, Maryae cevap vermedi. Af ağır bir süküt fasılası bila O sıkıntı içinde birkaş # yerek lombaz deliğinden “z-J tım. Parlak güneş denifi yordu. K Bir koltuğa oturdum. O zaman Maryse koni ele d ladı. Uzun uzadıya, tatl? tu: — Bizim memleketimiz” gi, zim diyarımız ne güzel YE pir senin uğramadığı çok ©s* sy lekette karların içinde bir ey. Ev yapraklardı” yor: Evin dört çevresi. niş bir tahta balkonu VE kında da ormanlar., Birtan ride de yaz sema i ittisam eden Karpa deri Biz oraya hep yarın pe” | beş gün a da hare d #ereydik. peri Maryse'in sesi perde adi Tayordi. Sanki bir FÖY > konuşuyordu. . Birden titredim, sira ay kindi, tekrar piyanon“” yaz elleri yavaş YAYİİ yy. üzerinden gidip geliye,ket ge Melinkolik bir meri yerd” İlyordu. gı e hiç sesimi çıkar ww gâliyor, kendisi de P' Arkasi”