21 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

21 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Aziz Hüdayi AKDEMİR Lâvrens'in En Büyük Zevklerinden Birisi De Trenleri Havaya Uçurmaktı Bundan sonra Lavrens Şamın 587 ometre cenubunda gene bir tren or. 79 Türk askeri ölüyor. .ccş gün sonra gene oralarda bir tren daha uçuruluyor, içerisinde Türk erkânı harp rabitlerinden Naz- mi Bey mavzer tabancasile Lavrense ateş ediyorsa da tuttüramıyor. Lav- zens ve Araplar trene hücum ediyor- Jar. 20 Türk askerini öldürüyorlar ve yetmiş ton erzak ele geçiriyorlar. a Emir Faysal, Ali, Ab- dullah ve Zeyid de boş durmuyor, bir çok Türk süci trenini atıyorlar. 1917 yılında Lavrens ve bunlar 25 tren, 1500 ray, 57 köprü veya su yolu ati- yorlar. Lavrens o Araplara Kumanda ettiği müddet içinde 79 tren ve köp- rü atmıştır! (1) Allenby bir raporun da diyordu ki: “Tren âtmağı Lav- rens Araplar için ulusal bir spor ba- line koydu, Aradan çok geçmeden Şatın ce- nubunda, Der'a istasyonunda Lâv- rensin “Lâle,, lerinden biri daha açı- yor: Uzun bir silel trenin lokomoti- fi parçalanıyor. Ne tesadüf! Ordu kumandanı Cemal Paşa da bu trende- dir. Vagon salonundan kendini bir hendeğe atıyor. Lâvrensin yanında altmış kâdar bedevi vardır. Türklerle düzgün bir ateş muharebesine başlıyorlar. Bede- vilerden 20, Türklerden 125 kişi ölü- yor (1). Ne çare ki Türklerin sayısı pek çok olduğundan Lâvrens kalan bedevilerle tabana: kuvvet kaçıyor. Lâvrensin gülünç bir merakı varmış: Türk istasyonlarının işaret çanlarını alır, kolleksiyon yaparmış. Bazan yalnız çan almak için istasyonlara baskın yaparmış! Gene bizi güldür mek için olacak, Lovel Tomas anla- tıyor: Tren ve köprü atmak Lâvranste bir illet haline gelmişti. O kadar ki savaş bittikten sonra Lâvrensin Mi- sırdan geçerek (o Parise gideceği du- yulunca Mısır işgal kumandanı ge- neral Vatson Kasrünnil köprüsünün özel bir kıt'a ile muhafazasını emret- # Lâvrens tek sayıları uğursuz sa yarmış. Savaş müddetiçce 79 lâğım atmış olması onu düşündürmekte imiş. Bundan ötürüdür ki arkadaş- larından birine İngiliz karargâhı ya- kinmdaki Kasrünnil köprüsünü de atarak çift sayı yapmak istediğini, alay olsun diye, söylemiş, kumandan da köprünün muhafazasını emretmiş. Son ölümünden evvel Lâvrensi görseydim gittiği yerde sırat köprü- sünü atarak açtığı lâğımları seksene çıkarmasını, kahraman bedevilerinin at sultan kalmasını öğütlerdim. Türk tayyarelerinin Akabe üzerin- de uçarak bomba atmaları bedevile- ri öğütmekte idi. Şerif Hüseyin bir gün Lâvrense şü mektubu gönderi- yor: 'y mümin! Senin hükümetinde çekirgeler kadar uçak var. Allah aş- kma kralına £ yalvar da beş on tane olsun bize de göndersin. Hüseyin, Günahı boynuna Amerikalı yazgan diyor ki,Araplar kendi dillerine “Me- Miikeler dili,, diyorlar. Tel sözünü arapçaya çevirmek (için 450. deve kelimesi için 522, kılıç için 1037 ke- me kullanıyorlar! Telgraf nekadar acele olursa olsun süslü yazılıyordu. Meselâ bir gün Emir Abdullah Lâv- rense şöyle yazıyordu: “Savaş görülecek bir halde idi. Silâhlı lokomotifler, arkalarındaki vagonlarla, başından vurulmuş bir yılan gibi, kaçıyorlardı!,, Lâvrens, bir müddet sonra, Cidde- ye geldiği zaman esir edilmiş Türk mızıkacılarnı topladı. “Almanya her nde,, (2) havasını çaldırdı onu açarak Şerif Hüseyne dinletti, “Bir Arabı güldür, elinde ne varsa al.,, Bunu Lâvrens pek iyi anlamış» tı, İngilizcenin eğlenceli sözlerini se- cerek arapçanm her türlüsüne çeviri- yor, onlara kendini sevdiriyordu. Bir gün Şamın cenubunda Azrak kasabasında bulunurken Türk casus- larının Akabeye giden Suriye kervan larına karışarak yola çıktıkları habe- ri geldi: Lâvrens bunların yapacağı fenalığı önlemek üzere yola ve yor- gunluğa çok dayanmasile Gn almış Horanlı birini alarak Akabeye yollan dı. Bir aralık kumlar. arasından iki 'Atap zuhur etti, Lâvrens ve arkada- gına develerinden inmelerini emretti- İer. Bunların Türklere dost, bedevi- lere ve İngilizlere düşman Beni-Sak- re kabilesinden olduklarını anlamış- & Araplar İai çevirerek sö- ze başlıyacakları sırada Lâvrens tat- İı tatir gülerek dedi ki: — Yaklaş, kulağına bir şey söyli- yeceğim. Sansa Arahın sürrine sokularak e ç Sey » ii ee, ğe Anadolu savaşı sıralarırıla Trakyada kurulan ve Türk köylerini yakıp yıkan türlü çetelere karşı yerli Türk ve Bulgarlardan topla'vın ve Bay cerrah Nuri kumendasınla Anadolu hesabına çalışan bir çete, İOrtada ve önde katketli ve Kılınçlı duran cerrah Nuri'dir.) sordu: — Senin adm nedir, bilir misin bakayım? Arap şaşırmıştı. Lâvrens sözünü tamamladı: — Galiba senin adın terestir. Arap büsbütün afallamış, bayağı bir yolcunun ne cesaretle böyle bir hakarette bulunduğunu ve buna kürşe ne yapması lâzımgeldiğini dü- şünmeğe dalmıştı ki Lâvrens arka daşiyle devesini sürerek kaçımıya başladı Ara arkalarından ateş açtılar. Fakat Mekke'nin sarışın sehzadesi (3) orada bir tepenin arkasına sığın- dı ve kurtuldu. Lâvrens anlatıyor: “Harpten biraz evvel, Maraş ta- raflarında dolaşırken de başıma böy- le bir kaza geldi. Dehşetli bir sıt- maya tutulmuştum. Yolda önüme bir Ti gıktı, Gideceğim yolu sor-. öm. — Soldan, şu tepeden gideceksin, dedi Biraz açılmıştım ki Mongol seğirt- ti ve arkamdan gırtlağıma sarıldı. Hem yorgun, hem sıtmalı olduğum- dan başa çıkamadım. Beni altma al dı. Karnımın üstüne oturdu. Taban- Camı aldı, Kulak tozuma dayıyarak tetiği çekti. Emniyet tetiği kapalı ol- duğundan ateş (o edemedi. Açmasını bilmiyordur. Tabancayı fırlatıp attı. Büyük bir taş alarak başıma vurma- ğa başladı. Kendimi kaybetmişim. Kendime geldiğim zaman Mongolun nem var, nem yok hepsini alarak savuşmuş olduğunu gördüm. O va- kittenberi Colt tabancalarını uğurlu Sayarım ve daima yanımda taşırım. Uğursuzluk Lâvrensin kafatasında olacak. Doğduğu günden öldüğü gü- ne kadar hep kazalar bunun başında Büyük harpte Lâvrensle gizli te - maslar yaptığı söylenen şeyh Gefil kopuyor. Arabistanın taçsız kralı ve Oksfordun Hitit eserleri mütehassısı bu kafatası yüzünden neler çekme- miş! Meğer ölümü de onun yüzün- den olacakmış? (Arkası var) (1) Lovel Tomas'tan, A. H. (1) Bay Tomas Battal Geziyi çok oku muşa benziyor. AH (2) Destschland über Alles. (5) Lovel Tomastan aynen Hayat Sigortalarında Değerli Bir Yenilik Bundan böyle, en büyük felâket olan ölüm ve malüliyetin acılarından çoluğunuzu, çocuğunuzu, kendinizi ve yakinlerinizi: Malüliyeti de Temin Eden Senelik Te- mettülü Tam Muhtelit Sigorta ile koruyabilirsiniz.. Bu sigortayı memleketimizde yegâne tatbik eden : ANADOLU ANONIM Türk Sigorta Şirketi yaptığı bu yeni nevi ile hayat sigortalarında mühim bir inkılâp yapmıştır. Çünki bu sigorta ile Ölüm ve malüliyet temin olunur — ber sene nakdi temettü verilir — vefat halinde müemmen meblâğ derhal ödenir — mukavelenamenin hita- mında sigortalı hayatta bulunursa ve malüliyete uğramamış ise müem- men mebliğ 94 10 fazlasiyle tediye olunur — muvakkat ve daimi malüliyet müddetince Ücret alınmaz «— daimi malüliyet halinde müemmen meblâğın 96 10 u senelik irat olarak verilir ve velatta ve ya mukavelenamenin hita- munda mücmmen meblâğ yene tamamen ödenir. Biğerlerinden çok üstün faideleri olan bu sigortanızı yaptırmak üzere şu adreslere müracaat ediniz Anadolu Sigorta Şirketi Muamelât merkezi : İstanbul, 4 üncü Vakıf han. Telef.: 20531. Umumi acentalığı : Galata, Ünyon han. Telefon: 44888. 5752 > amel SAGLIK ÖGÜTLERİ Tatarcık Olmasın ? Sivrisinekler, her yıl bu mev lerde bizi çok seven, sevgilerile taciz eden o vızıldayıcı misafirleri- miz bu yıl gazeteler için önemli bir aktüalite oldular. Nasıl başla- dı, pek iyi bilmiyorum ama, sivrisi- neklere karşı savaş yapan doktor - rla, bazı gazetelerin okuyucu sında münakaşa uzayıp git £ sivrisinek yoktur, diyer, öte- taraf vardır, diyerek yer yer mi- saller gösteriyor. Bir Benim oturduğum yerde, savaş ya pan kurulun hitnmetile, sivrisinek kalmadığından şimdi o kurula du- acıyım. Fakat burdan dolayı & sineklerden şikâyet mektupları gi deren İstanbulluları da büsbütün haksız görmiyorum. Onlar gerçek - ten rahatsız olmasalar elbette şikâ yet etmezler. Hele aralarında bazı- İarı kendi semtlerinde sivrisinek bitmişti de, gene türedi, diyorlar. Bu halde ben de kendi kendime, acaba bu okuyucuların şikâyetleri - ne sebep, sivrisineğe benzer ondan başka bir hayvan olmasın? diyorum. Tatarcıkları bilirsiniz. Onlar en| ziyade bu mevsimi, kuraklığı se -| verler. Onlar da, sivrisinekler gibi, akşama yakın, karanlık başlayınca yuvalarından çıkarlar. Evlerin için de yeni yakılan ışıklara doğru gide rek odaların karanlık köşelerinde | saklanırlar. Sonra geceleyin, hem de insanın uykusunun en tatlı za - manında, sabaha doğru sokarlar. İn sanın üzerinde en ziyade beğendik- leri yerler de eller, kollar, ayak bi- lekleri ve bacaklardır. “Tatarcığın soktuğu yerde ilkin beyaz bir kabar cık olur, sonra orası bir düğüm gibi katılaşır. Bu şişkinlik epeyce de sürer, ancak sekiz, on günde kay - bolur. Tatarcıklar geceleyin hep bir 3- rada, beyaz beyaz kanatlarını oyna tarak dans ettikleri vakit onlar ntmak kolay olursa da, odanın bir köşesinde teker teker saklanarak in sanı tatlı uykusunda soktukları va- kit sivrisinekten ayırdedilmeleri güç- tür. Sivrisineklere karşı savaş kuru- liyle gazete okuyucuları arasındaki ayrılığa sebep tatarcık ta olabilir. O da sivrisinek gibi sokar ve fena eöiümeiiiniimiiniietıme da insanın onu sivrimnekten edememesi pek mümkündür. Tatarcık bazen, üç günlük hüm-| ma denilen bir de hastalık taşır, Ku rak mevsimlerde insanı bird yatıran, fakat çabuk geçen, çok de- fa mideyi ve barsakları da bozan zlar: o getirir. Fakat bu has hafif geçtiği gibi, tatarcığın adetleri İyice bilinemediği ivrisineklere yapıldığı ona karşı da savaş açmak şimdilik kabil değildir. Lokman Hekim Dr. A, KUTİEL Karaköy Topçular caddesi N.33 3838 Taksim bahçesindesn Bu akşam saat 71 1/2 da SÜREYYA OPERETİ | UĞURLU KIZ | Dühuliye 5, Meşrubat 40 - 60 kuruştur. Her tarafa tram- | yaz vay vardır. uy 6294 İst, beşinci icra memurluğundan: Mahcuz ve paraya çevrilmesi mu- karrer Taksimde Abide gazinosunda gazino eşyası 23-8.935 cuma günü saat 13 ten itibaren £ satılacağından taliplerin yevm mezkürda mahellin- de hazır bulunacak memuruna mü- racaatları ilân olunur. (13853) Bandırma İcra Memurluğundan : Bir borçtan dolayi mahcuz bulu- nan Hofherr marka 2348 numaralı yirmi beyğir kuvyetinde mazotla iş- leyen bir değirmen motoru ile altın- da Üç böyük çarkli ve üstünde bir taşlı etrafı sandıklı değirmen üzerin- de buğday sepeti bulunan biri bü- yük diğeri ufakiki motor kayışı ve bir büyük su deposu iki çekiç 12 anahtarı bulunan değirmen alât ve edevatının açık artırma (İle satılığa çıkarıldığından 23-8.035 cuma gü- nü saat 12 de Edincik nahiyesinde müzayede suretile satılacaktır. Alma- ya istekli olanların temamın kıy- meti muhammenesi olan 1200 liranın yüzde yedi buçuk pey akçalarile mü- zayede mahallinde hazır bulunmala- rı ilân olunur. (13843) tarafından | İ iy | le Bir Rum kızı ile lerin yabancı ırktan eş al - malarına taraftar değiliz. Fakat bir kere kurulan yuvanın tashih? mlm» kün olan kusurlar, eksikler yüzün - valara usallat olân ve bunları mah vetmekten başka çaresi bulunamıya cak gibi görülen öyle tasavvurlar vardır ki, hep görgüsüzlük ve bil - gisizlik eseridir; küçük bir himmet ve bir müsamaha ile tashih olunabi- tir, Bize A, F. Taş imzasile Bakır » köyden şu mektup yazılıyo, On sene evvel, daha yirmi üç ya şında iken Beyoğlunda bir rum 'aj- Jesi yanında pansiyoner idim. Mek tebe gidiyordum. Ailem Eskişehir. de idi. Bu nım ailesi bana benimki. lesi aratmadı. Son derece temiz, ti- tiz, ev işlerimde çok mahir olan bir ana bir kız, İkisi de türkçeyi pek az biliyorlardı. Hele bir rum İisesin - de okuyan kızı türkçeyi hiç bili yor gibi ix, Fakat bana kendi aile. Jeri efradı gibi dikket ettiler. İkisi de en ufak teferrüatına kadar bü » tün işlerimi görmekte o derece dik- kat gösteriyorlardı ki, iki sene bu pansiyondan çıkamadım ve nihayet bu dilimiz asia anlaşamıyan rum kı #r ile gözlerimiz ve kalplerimiz an- laştı. Evden dışarıya annesiz ayak atmıyan bu kız birkaç gece benim odama keçânrsk yaptı ve iki sene sorunda evlenmiye karar verdik. Bu karar da hir dilsiz oyunu gibi it tihaz olunmuştu. Annesine söyle - dik. Sesini çıkarmadı ve sonunda ka bul etti, Ban mektepten çıkıncaya Kadar Dişanjr olarak pek sz gezebildik. Memuniyete geçer geçmez nikâhr - mız kıyıldı. Fakat artık ona ciddi surette türkçe öğretmiye başladım. İki üç sene içinde okunmasrım, yaz- mesi bile öğrenmişti, Fakat bu se for aramız açılmıya başladı. Ne gö- eğri Diye biligi İL GELİR. Te anlaşamıyor, daha doğrusu dille rimizi anlatmıya başlayınca aramız- da mühim uçurumlar olduğunu gör miyorduk. Benim beğendiğimi o beğenmiyor; benim sevdiğimi o sev miyordu. Ben ev meselelerinde ama neye taraftardım, onun bü hususta ki titizliği beni çileden çıkarıyor « dır, Daha buna benzer birçok ayrı - | lıklar ki, seneler geçtikçe ve onunla dillerimiz birleştikçe ortaya çıktı ve bugün artık geçilemez bir hal aldı. Ayrılmya karar verdik. On sene irkimdam olmıyan bü kızr almış ol- manın azabını çekiyorum, Çünkü arada hemen hemen büyük bir ge - çimsizlik, büyük bir ihtlâf olma - elk ne dığı hakle görüyorum ki, kanlarımı Harik 29 Ağustos Perşembe çarşamba (4909) Hayat Kaza ve Sigortalarmızı Galatada Ünyon Hanmda Kâin UNYON SIGORTASINA yaptırmı” “Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYO Kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta Yaj Telefon * 4.4888, Taksim Belediye Bahçesi park kısmında BÜYÜK SÜNN | Büyük bando, Sinema, varyete, monoloğ, hokkabaz, | ve elektrik kuklalar, muhtelif i Duhuliye 5, Meşrubat 22. 1-2 karuştur. l için acele bahçe müdiriyetine müracaat ediniz. ——— Çocuk o sünnet ücreti 5 liradır Askeri Liseler müdürl Maltepe Askeri Lisesine girmek için müracig if) ve şeraiti haiz bulunan isteklilerin Ağustos gö mektebde bulunmaları lâzım” Askeri Liseler müdürlüğ Askeri Liselerin son sınıflarına talebe al vam edilecekdir. İsteklilerin 30 Ağustos 935 kadar İstanbulda bulunan Kuleli Maltepe A lerile Bursadaki Bursa Askeri Lisesine veya Şubelerine müracaat etmeli, (181) (4908) 21-8-935 4 İst g zın ayr ayrı ırklardan olmasi har gün biribirimizden uzakls$' yor. Yoksa benim beğeadiğimi nan beğenmemesi, onun iscedii, benim istememekliğim başka Fi hamlolunabilir?.. Ben bir pasif > daye gidelim, dersem o Boğan ister. Onun beğendiği yemeği de olmiyarak ben beğememiyo Halbuki ikimiz için de bu hasa da daha müsamahakir olmak, yi olmazsa ses çıkarmıyarak uy: göstermek mümkündür yu. HAİR Kabil değil. Demek ki, araru. Se mizde olmadan açıla açıla artik i. çilemiyecek hale gelmiştir. Ayi naktan başka sizce bir çare vi dır? Biz evvâlce bir başka okuya, muza da yazmıştık: Aşkın ketg göre bir dili vardır. Budil biğ konuştuğumuz dillerden ayrrdifş nunla konuşup anlaşanlar için. ka bir dille anlaşmamazlık tebii. yoktur. Ayrılık iki tarafın buy” rmdaki, eksiklikten ileri gelsiğy4 caktır. Vaktile biribirine hiçbif fi söylemeden anlaşanlar, Şimdi E ne dillerini biraz tutarak, şarak gözlerile ve sevgilerinin ile anlaşmaya kalkarlarsa gesi lik gene ortadan kalkacaktır. La İki genç ari ında Geçenlerde bir kadınm iki ei birden sevmesi imkânlarından gi setmiştik. Bir genç kız bize © bir vaziyette bulunduğundan sediyor: a İkisia? de sevdiğimden er Çünkü ikisim de kaybet korkuyor, ikisi ile de konuş dolaşmaktan hoşlanıyorum. İki den birini tercih etmek Jâzsü diği kanzati ile düşünüp A dım zaman bura muvaffak yeceğını. anlıxoruy, Demek Hi mek mümkündür. Siz me dersi Hayır, mümkün değildir ve şılıyor ki, siz daha pek genç Belki on beş, on altı yaşınd # yaşta görüştüğünüz gençleri ağ sini beğenmeniz, hepsinden manız mümkündür. Beğenme” anmak başka, sevmek başkâ #enmek ve hoşlanmak s€' müjdecileri olabilirler: Bakal disi değildirler. Görüştüğü “yi hoşlandığınız, kaybetti gin man hüzün düydüğünüz het gi sevmiş olmanız icap etmez. & mek daha müğlak bir basettir Şi mu size gok değil, bir iki sent y/ rübe bizim birkaç sütunluk mızdan daha İyi gösterecek) Otomobil N üz saat 16 dan gece o güÜNÜ karagö” eren canbaz md Tek 431 ET DÜ ef üğünl N 935 ünde), ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: