ANADOLUDA GAZETE VE KİTAP YAYIMI Bilgisile görgüsünün tam âya rını bulmuş sade ve güzel bir makalesinden anladığımıza gö- re, değerli meslektaşımız Reşat Nuri de Anadoluda gazete, ki- tap satışının düşüklüğüne pra- tik sebep ararken başta yayım ve dağıtma işinin bozukluğunu buluyor. Yazanla okuyan arasındaki alım satım münasebetinin esas- larından birini araştırırsak, hiç şüphesiz, basanla satan arasın- daki tevzi mekanizmasının mü- kemmeliyet derecesile karşılaşı rız. Okuma ihtiyacına rağmen, sirf uzak Türkiyede kolayca te- darik edilememesi gibi âdi ve pratik bir sebepten dolayı kimhi lir senede kaç bin kitap, adresi- ne varmamış ve zarfı açılmamış mektuplar halinde, kenarları ke silmeden, içi tıklım tıklım dolu iade çuvallarile gene tâbiine gön deriliyor. Uzak değil, Konya gi- bi yakın bir vilâyetimizde bile bazan aranan bir kitabım bulü- nabilmesi için ancak tesadüfün gizli kanunları tarafından hima ve edilmek lâzımgeldiğini Re - şat Nurinin misallerinden anlı- yoruz. Anadoluda gazete ve ki- tap, piyango eşyası gibi ancak şans yardırmile ele geçebilen bir madde oldukça okuyucu kıtlığı- nı mutlaka bir okuma iştahsızlı isbeti ik. elbette doğru değil gibi gö: r, Halbu ki sebep olarak aldığımız bu me kanizma bozukluğu, hakikatte ve ayni zamanda, her sebep gi- bi bir netice değil midir? Neden tevzi teşkilâtımız bozuktur, di - ye düşünecek olursak, bunun al- tında gene bir istek azlığı, bir iştah tereddüdü bulmaz mıyız? Büyük bir ihtiyacın kendi vasıtalarını mutlaka yarattığı - nı bilenler için, okuma talebi art tıkça tevzi mekanizmasının ken diliğinden Mükemmetleşeceği.* ni kabul etmek zarureti vardır. Netekim meslektaşımn yazısı da yayım ve dağıtma işinin in- Uzama girmesi isteği kadar oku ma ihtiyacının da arttığını müj- deliyor, Bence herhangi bir dev let müdahalesinden çok evvel, gittikçe fazlalaşmasını istediği- miz bu fikir açlığı, tevzi teşkilâ- tinm normal bir tekâmülle dü- zeleceğine en büyük teminattır. Fakat herhangi bir müdahale veya inhisar şüphesi uyandırmı yacak bir devlet yardımının bu tekâmülü kolaylaştıracağına en çök inananlardan biri de benim. Peyami SAFA Orta Tedrisat kad- rolarında değişiklik Yapılacak Kültür Bakanlığı erkân ve direk- törlüklerile orta tadrisat Kadrosun- da geniş bir değişiklik yapılacıği haber verilmektedir. Duyduğumu - pa göre Bakanlıkta bunun için bir Jiste bazırlanmaktarır, Bu liste ö- nümüzdeki ders yılından evvel hâ- zirlemacak ve tatbik sahasına konan» esktfr. Bu arada kültür direktörle- ri arasında da esaslı değişmeler o- Jacaktır, İstanbul kültür “ direktör Jüğüme de Salih Zaki getirilecektir, Salih Zeki baremdeki derecesini gözönünde tutarak her me kadar bu vazifeyi Kabul etmemiş isede Ba- kanlık İstanbul Kültür direktörü. üi inden sabık kabül etme- sini ıslarla istemiştir. Kültür direk- törlüğünün baremdeki maaş farkı- nn Selih Zekirin baremdeki dere- çesile tezat teşkil etmemesi için ge- wel müfettişin de bu vazifeye vekâle ten getirilmesi kuvvetle muhtemel. dir. Bu takdirde Salih Zeki şimdi aldığr mdaşin Kültür dizektörlüğü- ne vekâleten tayin edilmiş olacak» tr. Mekteplere talebe Yazıimasına Başlandı Şehrimizdeki bütün lise ve orta okullarda talebe yazma işine dün sabahtan (o itibaren © başlanmıştır. Müddet on gün olduğu için her o kula farla müracaatlar olmuştur. Bu çokluğun on gün mütemadiyen ye edeceği tahmin edilmekte - ir. Bakanlık kayrt ve kabul işlerinin kolayca yürümesi için talebe veli- leri tarafından doldurulacak olan beyannamelerin okul direktörü ta» rafından tasdik edilmesi dah başka muamelelere lüzum gös dün bir yayımla kül ine bildirmiş ve di- rektörlük te bu ciheti bütün İise ve orta okullara yaymıştır. Şimdiye kadar mektebe yazılmak istiyen ta» lebe ilmühaber ve saire için birçok dairelere başvuruyordu. o Bakanlık bu önemli kararile talebe velilerini belediye ve polis dairelerine müra- caattan kürtarmış oluyor. *:-5 > Kayıt ve Kabul kısı oldüğundün “siki Bakanlık bu müddeti görmek tedir. Esasen mekteplerin açılma - sından evvel talebe miktarını anla- T /-— —-———- Ne Dersiniz ? — BUZz D İ “Dünya bir dönme dolaptır, | ve bir eski söz vardır. Bu söz İ gün geçtikçe daha genişliyen ha- | kikat olduğu için onu bir tarafa bırakalım da günün yaşayış akın tsile alâkası olan bir işe parmak | basalım, Istanbulda buz satışı İ azalmış. Azalır ya! Istanbulda ek- İ silen ve azalan şey yalnız buz sa- tiye değildir. Istanbulda simit sa tığı, macun satışı, Amerikan fış » tığı ve sahız leblebisi satışı, halı satışı, arsa satışı, emlâk satışı, iyi su satışı da belki azalmıştır. Aran sa, satışı azalmış nice şeyler bulu- nur. Belkide kurumdan başka herşeyin satışı azalmıştır. Bunla - rın arasında bizim tasamızı hususi bir cımbızla çeken şey neden buz olsun? Çünkü buzu belediye satar. Az buz satarsa gz para kazanır ve bu da belediye bütçesine dokunur. Buzun az satılması işine verilen hususi önemin (ehemiyetin) sebe bi böylece açığa vurulduktan son- ra bu geliri artırmak için düşünü len çareye geliyoraz, Yapılan ince elemelere göre buz satışının azalmasına elektrik. le işliyen soğutma makineleri se « bep olmuştur. (Bu görüş te belki doğradur), Imdi, belediye kendi buzunu almayıp suyunu ve yeme « ğini elektrikle soğutan bu maki « nelerden cereme olarak bir vergi almayı düşünmektedir. Makine sa- hipleri bu karar ve düşünceden | pek memnun değiller. Çünkü her Mi Genel nüfus sayımı Genel nüfus sayım bürosu dün toplanmıştır. Bölge (mıntaka) Jeri- ni gösteren A cetvellerinin doldu- rulmasına devam edilmektedir. Sayım için halkı alışkın ve uya» nık bulundurmak üzere ufak ve bü- yük afişler bütün ilçebaylıklara iza si e tiyatroların ve bu gibi yer- görünecek yerlerine konacâk- işlerde şu cümleler yazılıdır: mak ve gereken tedbirleri almak i- çin Bakanlık müddetin bu kadar ol- mas: zaruri görmüştür. Bu müd- det zarfmda hiçbir müraceat geri çevrilmiyecektir. — Mecidiye köyü için Bayın- dırlık projesi hazırlanıyor Belediye imar bürosu oMecidiy köyü için bir proje hâzırlamakta- dır. Mecidiye köyü bir sayfiye yeri haline getirilecek ve projede buna göre yapılacaktır. Bu sebeple Me- cidiye köyünde muvakkaten apart- man ve saire gibi inşaata müsaade verilmemektedir. Yapılara, bu pr0- je hazırlandıktan sonra başlanacak- tır, ilkteşrin pazâr. Ogün evinde bulunan bütün nü- fusu yazdır... Sütçüler ne yapacaklar ? Yeni süt talimatnamesinin tatbi- kine bugünlerde başlanacaktır. Ta- Umatname gerek resmi gazetede ve | gerekse diğer gazetelerde çıktık -| tan sonra halk sütçülerden etiket istemiştir. Bunun üzerine sütçüler, cemiyetlerine müracaat etmişler ve cemiyette bu ciheti belediyeye bil direrek ne yolda hareket edecekle- rini sormuştur. Talimatnamenin tat bikine yakında başlanacağı cihetle AN OLABİ verilen fazla para mal canın yol gası olması yönünden verenin ca nene yakıyor. Bunlar diyorlar ki: “ — Biz soğutma aletlerini € - lektrikle işletiyoruz. Bu elektrik sarfiyatı içinde hükümete vergi veriyoruz, İkinci bir vergi vermi - ye neden mecbur olalım. Kaldı ki; soğutma makinesi almış olan bü- tün evler eskiden buz almazlar - | dı, Çünkü bu makinelerin çoğu | kutlanıldığı sayfiyeler buz satış | yerlerinden uzaktadır. Alem beş, | altı, on kilo buzu parmağına takıp | yahut tramvaya koyup yerine gö: | türmezdi. Zaten buz depoları hemen he « | men postahane gibi her büyük semtte bir tanedir. Bugünkü yaşa | Yaş arlık insanların buz almak için iskele veya istasyona koşmasına tahammül etmiyor. Şehirde buz satılmıyor diye bu makinelerden vergi almak tıpkı, telefon yapıl » || dı azaldığını ileri sürüp telefon »« lardan vergi almıya benzer. Belediyeler, böyle sihhate yar- dımı olan ve adeta (modern) ya » şayışın ayrılmaz levazımından bur lunan buz makinelerinden vergi al | mak değil, onların şehire gümrük süz girmesi, ucuz satılması gibi, onları çoğaltarak şehirlinin sihha: tine dolayısile yardım etmek öde. vile mükellef değil midir?,, Biz bu | fikirdeyiz: i Siz ne dersiniz ? | beles kğ. | Muhafaza subayları Yetiştirilecek Gümrükler muhafaza genel komu- tanlığı özel muhafaza subayr yetiştir- mek üzere Harbiye mektebinde bir kısım açılınasın: istemiş ve İstek ka- rar altına alınmıştır. Bu yıl açılacak Kü ane lu İLK İLEN Bünların yetişmesi müspet sonuçlar verdiği takdirde gelecek yıl mektebe daha çok talebe alınacak ve teşkilât ta genişletilecektir. — Oniki Tifo vakası oldu Dünkü bazı gazeteler tifo bastalığı sın çoğaldığından bahsederek Gureba hâştanesinde 50 ve Hascki hastane - sinde de 20 yataklı birer tifo koğuşu açılacağından bahsediyorlardt. Bu hu susta dün Sıhhat işleri direktörü Ali Rıza Baysun şunları söylemiştir: — Bu baberler katiyen doğru de- gildir. Benim yaptığım tetkikata gö- re hastanelerde bunun için koğuşlar açılması düşünülmediği gibi bütün Istanbulda da bir ay zarfında ancak i bu önü kısa zaman da > soracak olduydu, sual dilinin ucuna geliyor, yine Cumbadan Rumbaya! Server BEDİ *e tramvaydan indirdi, Kız cadde or- tasında avazı çıktığı kadar polise ba- ğırıyordu: “Şuradan şuraya bir adım gitmem, Bana Karagümrük'lü Deli Cemile demişler. Paramı isterim. Sen polis olâcaksın: benim hakkım: ala. cağın yerde zengin kumpanyayı mü- dafaa ediyorsun. Koluma dokunma, yoksa fena bir şey yaparım...” İşte o sırada halk arasından tık- mazca. elli yaşında, çiçekbozuğu ve sol yanağında bir Halep çıbanı olan, kibar krlıklı bir adam polise adeta emredercesine: 'Hanımı rahat bırak, çekil!” dedi, Memur ona: “Efendi, sen kim oluyorsun?” diye bağırmıştı. Halep çıbani: adam cebinden bir kart- vizit çıkararak polise gösterdi: “Obu- yuvir de buradan selâmetle savuş?” dedi: Memur kartı görür görmez bir selâm vererek uzaklaşmıştı. Adam; halk dağıldıktan sonra boş bir taksiye işaret etti ve Cemile'ye dönerek: — Gabnl buyur dâ sizi gideceğu- üz yere ileteyim, dedi. Ah ne şeker adam, ne mübarek adam... Cemile'nin cennet canıma min- net... Durur mu hiç? Fakat biraz naz- landı, Saraçhane kırması bir cilve yaptı, nihayet otomobile binerek ta Kâragümrüğe kadar beraber geldiler. Cemile ona: “Siz kimsiniz? Kartı- gızda ne yazıyor? Hazır mısınız? Ye- — ilerden misiniz? Kırklardan mısmız? : in kavle okuyayın mu?” diye boğazma kaçıyordu. Yutkuna yutku- na sadece teşekkür etti, Adâm de isminin Tahsin olduğunu, Galata'da Ömer Abit Hanında yazıhane tuttu ğunu söyledikten sonra: “Tesadüf ben tramvayda idim. Bir daha uzah yerlere gitmek istediniz mi, yazıha- neye telefon idin, size kendi otomebi- limi gönderiviriyim..” ded. o Sonra aym yirminci perşembe akşamı Us- küdar mı, Beşiktaş mı birinin iskele gazinosunda Himayei Etfal menfaa- tine balo olduğunu anlattı; “Size is- tediğiniz gadar bilet tahdim idivire- yim” dedi, Cemile'yi kapısına kadar götürdü, evini öğrendi. Bu vak'a olalı üç gün var. Cemile bir daha Tahsin Beyi görmedi. Annc- sine ve ablasına her şeyi anlatmıştı: “A, kır... inşallah kısmetin çıktı!” dediler, baloya gitmeğe de karar ver- diler, fakat Tahsin Beyin vadini unutmasından korkuyorlardı. İşte O | kin Sabahatten duymuştu. O gürkü sabah adamcağız ayağile gelip bilet- leri getirmiş. Öyleya, öyleya, bugünden tezi yok, Tahsin Beye gitmeli... Baka - fakat cesaret ede- | di. Bu “noter nikâhu,, tabirini de il - şaşkınlığı hiç aklından çıkmaz, Par mağı ağımda kaldıydı. Çemberlita- şın önünde, iki ay kadar evel, hani- dir yüzünü görmediği Sabahate ras lim nedir herifin maksadı... Cemi; | '#mıştı: le bir kere daha: “beni alır m: Cİ diye düşündü. Ummuyordu. “Zen- gin adam, isterse kız mı bulamaz? Fakat yaşı da elliyi geçkin, Beyoğ | "* lunun yirmi yaşında kızları ona va- rırlar mı hiç? Gözü böyle pek taze sinde ise yine İstanbulun iç mahal lelerine sokulması !âzım; belki bi- lir onu o da Cömileyi gözüne kes - tirdi. Hele bakalım, inşallah, inşal- lah amma aldanmaya gelmez.“Bende, çürük tahtaya basacak göz var mr? Mürvetideğilim ben... hos, Cemile şmetrey yaşâmıya da, gizli imam ni- kâbıpa da, goter nikâluna da raziy- j — Neredesin ayol, kırklara karış tın, Dizdariyeden m, Mere- de oturuyorsun, hain, aramak sor » ak yok mu ? Diye söze başladı, Sabahat baba - srmn öldüğünü, halasının Samatya daki evinde oturduğumu söyledik - ten sonra: İ — Evlendim, dedi. — Evlendin mi? Kiminle? Nere | de? Samatyada mı? Koca bol mu örada? Ban de oraya taşmayım? Ne çabuk? Haber de vermezsin, dü- ğün yaptın mı? Ne zaman? Herifin güzel mi? Mangir tutuyor mu? olu hastaya tesadüf edilmiş * Sabahat Cemilenin bu telâşlı, de Hi dolu sualierine gülerek: — Ben noter nikâhile evlendim, düğün filân yok, bir evde de otur- muyoruz, ben Samatyada halamın yanındayım, o da Beyoğlunda bir pansiyonda oturuyor, arada bir o - nun evine gidiyorum, bana aylık ve riyor, güya eskiden borcu varmış tâ bana beş sene de taksitle ödiyecek- mis gibi noterde mukavele yaptım. Senin anlıyacağın beş senelik karı kotayız, biribirimizden siemnun o- Yursak devam edeceğiz, olmazsak selâmünaleyküm, aleykümselâm ay- rılacağız.. — Nası! şey o, Sabahat? Adeta metreslik hayat: bu, değil mi ? — Gibi bir şey. — Gibisi filân yok, tastamam... R | KUÇUK HABERLER * Uray (belediye) ile Evkaf a- rasında pürüzlü işleri inceleyen ha- kem heyeti dür toplanmıştır. * İran işgüderi Nuri İsfendiya- ri, Ankaradan İstanbula gelmiştir. * Üskldar tramvıy © sosyetesi Kurbağalıdere tramvay hattını yap» mağa başlamıştır. Bu sebeple 0 ci- war halkı gerek sosysteye ve gere! se şarbaya dileklerinin kabul edi diğinden dolayı yazili teşekkürde buturnmuşlardır. Müstahsiller belsdiyenin yeni sebze halinde serbest satış yapama- dıklarından' şikâyet etmiylerdir.Bele» diye İse intizamı temin &aadile bir elden müzayede tsı kabul ettiğinden Satışların mutavassıt Va- sıtasile yapılmasın; zaruri görmek- ted 9 Altı ay evvel muhtelif memle- ketlerin gümrük teşkilâtlarını tet- kik etmek üzere Avrupaya giden, tetkik müdürü Mustafa Nuri ve mu âmele müdürü Celâletten mürekkep gümrük heyeti gelecek ayın on be- ine doğru şehrimize dönecektir. Heyet dönüşte İsmire de uğraya - cak ve ora gürrüğünde muamele işlerini tetkik edecektir. *Türkofis danışmanlarından Zeki Doğan oğlu ve Türkofis Baş- kanı Mecdet dün İzmir vapuru ile İzmire gitmişlerdir. Penayırn açı- ışmda bulunduktan sonra tekrir şekrimize döncceklerdir. * Türk - Yunan tecim anlaşması bir ay daha uzatılmış ve bu karar ilgililere bildirilmiştir. Atinadaki müzakereler bitirilmek (üzeredir. Yeni mukavele yakmda imzalana - caktır, * Dün gümrükte muhafaza memur luğu için bir müsabaka imtihanı ya» pılmıştır. İmtihana 50 kişi girmiş- tir. İmtihan evrakı tetkik edildik - ten sonra kaşsnanlar ayrılacak ve bunlar sıra ile yer açıldıkça vazife- ye tayin edileceklerdir. | © İlk tedrisat yardirektörlerin » den Hleri Bilecik kükür direktör- lüğüne tayin edilmiştir , * Kandilli Hizesi direktörü Akil 1 eylülden itibaren tekaüde sevke- dilmiştir. © Cumuriyet Halk Partisi vilâ - yet merkezine bağlı olan İstanbul Halkevi, dünden itibaren C. 1. P. Eminönü kaza koluna bağlanmıştır, | Ev başkanlığına Eminönü kaza ida- | re heyeti üyelerinden İstiklâl 1 si direktörü Agâh Sirt intihap Mr GU inin 17 ine &i yıldönümü münasebetile 24 ağus- tos cumartesi günü saat beşte kü- güz Moda yalı gazinosunda şehri » mizdeki Efganlı talebeler tarafın « By e ey MAŞ 21-8.935 Key REKLAM YENİLDİ Sporla çok uzaktan alâ olan bir adamım. Çocuğum sporla uğraşmasını İsterim; g i kat benim anladığım mâni Spor için spor değil, rekor XX mak için spor değil, şöhret ig para için spor değil, sadece VW İcudünü sağlamlaştırmak iŞ? spor mânasında, Sporla, hele sporun güreş $” yuyla çok uzaktan alâkadar | Bu böyle olduğu halde Di Mehmet pehlivan diye bir reşçinin Amerikada ün saldi tan sonra İstanbula geldiği biliyordum, Ve ne yalan söy! yeyim, Dinarlıyla Mülâyim p&v livanın yapacakları güreşin *©) nunu merakla bekliyordum. BW deki bu merakı; Dinarlı ©) rafında, tıpkı piyasaya yeni Sj rülen bir diş macunu için yak) lan reklâm çeşidinden bir r€ lâm silsilesi zorla uyandırmı$* Dinarir, Mülâyim pehlivafi yenildi. Oysa ki, yenilen lâmdı. Ve ben, sporla çok W tan alâkası olan adam, bu yes len reklâm yüzünder: Dinar! kırıldım. Bu kırgınlık, reklâfii na kapılarak aldığım bir diş #X) cununun işe yaramaz çıkmas! dan duyacağım kırgınlığa bek” ziyordu. j Reklâm kuvvetli şeydir, fak bir yenilmiye görsün, çünkü güç belini doğrultabilen şey” den biri de yenilen reklâmdıf: Orhan Si Doktorların sınıflar” Taksimi bitirildi | Etibba odası idare heyeti dün # tat toplantısını yaparak doktorli rın sınıflara ayrılması müş ve sınıflara ayirma işine vermiştir, Bu hususta Etibba odası başk” doktor Niyazi Gözcü demiştir Hİ“ “.— 1930 senesindenberi vergi n : dörelerine verilen kazanç vergi, rine esas teşkil eden beyannsm re göre dokşarlarla diş tabipleri lira safi İkazanç temin edene ri yamadık. Ve bizim de yapmış © ğumuz hususi tahkikat ve.te bu neticeyi teyit etti. Bundan dan bir çay ziyafeti verilecektir. * Kadastro Meslek mektebinin Ankâraya nakli için yapılmakta o- lan tetkikat bitmiş ve mektebin An karaya nakline karar verilmiştir. —— Tapu s'cil işleri kolay- laşlırılacak Tapu ve Kadastro genel direktörü Cemal. dün akşam Ankaraya gitmiş- tir. Tapu ve Kadastro genel direktö- rü yaptığı tetkiklerde, muhtelif mın- | layı hiçbir kimseyi fevkalâde # fa ayıramadık. yi 543 doktordan takriben 28, İ ci smıfa 79, üçüncü sınıfa 230, “e düncü sınıfa da 206 doktor 4 şlardır. Diş tabipleri ile dişçileri lara taksimi bugün bitsiği İçin nif yapılamamıştır. z ( Birinci sınıf 200, ikinci sın* üçüncü sınıf 30, dördüncü senli Hira vergi vereceklerdir. ” Doktorlar kunlardan başka sf ca oturdukları muayenehane ii takalardaki teşkilâtların genişletilme- | radı gayri safilerinin yüzde © sine ve bu suretle sicil işlerinin hal kı memnun edecek derecede çabuk gö e yarayacak imkânları tetkik önüne gelene soruyordu: — Ayol sizin noter nikâhından haberiniz var mı? Fakat Karagümrükte hiç kimse - nin böyle bir usulden haberi yok - tu; Cemile de bunun bir usul oldu- ğuna inanmıyor, üç beş kız arasın- da kalmış bir icat olduğuna hükme diyor, “mantinotalığın bir başka türlüsü... Diyordu. Sonraları bir iki kere daha kulağıma bu “noter nikâhı, sözü çalındı ve yavaş ya - vaş bu işe aklı yatmıya başladı. Her günkünden fazla acele bir ye mek yemişti, Annesi de, ablası da şaşırmışlar : — Kız lokmalar boğazımda kalı » yor, boğulacaksın, yavaş, nedir ace len? Diyorlardı. Cemile yemekten daha acele gi- yinerek sokağa fırladı, Ama biç iyi mına gittiği zaman: yemeğe çıkmış olan Tahsin Beyi bir saatten fazla beklemeğe mecbur oldu. Cemile i- çin ölüm... Sabırsız'ıktan deli olacaktı, O kadar sıktlıyordu ki, arttk sandal > yelerde oturamadı, GİdİP Tahsin Beyin koltuğuna yerleşti, yazı ma» sasnın Üstünü la dört köşe bir cam İçinde neye ya - tadığını anlamadığı boncukları dök rekkeple lekelendi, Tahsin Beyin bitişik odada oturan ve arada bir açıp birşey söyliyemiyordu. Cemile | sıkıntısından Tahsin Beyin yazı masası üstüne çıkıp otuzdu. Temo sırada Tahsin Bey içeri girmez mi? — Rahatınıza bakın, nizeyi canı- —Nen Sabahat niz çekerse oturun! Dedi, inmek için bir hareket yapan Cemilenin bir elini tattuz etmemişti, Galatada Ömer Abit ha | bi karıştırdı, uzun, | gibi bir şey... Yedi ayi tü, toplayım derken elleti mor mü- | Yi kapıdan bakan uşağı onun bu hatle | balo bileti daha çekere# rinden memnun değildi ama ağzını | uzattı: ni de vergi olarak vermekte Gİ Beyanname usulünü tercih 5 ler kazançlarına nazaran verği reteki — Oturun, dedi a Kendisi de koltuğuna y€' dirseklerini masanın üstüne du, böylece, . yazıhanenin üs” | ayak ayak üstüne atarak otufg” milenin diz kapakları Tahsif » yin tam burnunun hizasma du, i — Çoh memnun oldum, döl te böyle eviniz gibi gelin, siz gibi oturun, ben öyle fan gi milikten hoşlanmam, keyifle” bahalım, zabah zabah geldi” ben, biletleri getirdim. Cemile masanın üstünde” köşe koltuğuna oturarak: çı, # — Eksik olmayın! dedi Pi vindim, bir sevindim ki. N — Daha ihtizanız olursa “ey *| iderim. ik A gök Bile. riyer Köri Jet, Biz üç kişiyiz. i Tahsin Bey gayet büyük kari dille yağlı ter döken yüzünü”. 5 yi, — Emme, dedi, bir bilet Ülek ,, içindir. Erkek #* ' Tiner e Cemile güldü: — Bir © cele ama nasıl erkek arif“ Yeke / , İçi el lu bir cüzdan çıkardı, İ$ Heleigu da yanınısö” sun. — Eksik olmayın... çar” — Bende ne gli erleri” tora, gönser, ; e Sineme da midi Tahsin Bey e 29 ci (Arkasi