| PANCURLAR KAPANIRSA... Dün, sabah gazetelerimizin iki tanesinde de hürriyete dair yazılar vardı. Bunlardan biri, Liberal rejimin Fransayı en kud retli Avrupa devletleri arasında bulundurduğunu yazıyor ve bu kuvvetin anası olmak şerefini hürriyete veriyordu. Öteki ise, hürriyet devrinin kapandığını, kapitalizmin dayandığı Liberal rejimle beraber büyük bir tezat içinde can çekiştiğini iddia edi- yordu. Hürdriyetin sadık arkadaşla- rı ve düşmanları arasındaki bu tersine anlayış farkı yeni birşey değildir ve liberallerle komü- nistler arasmdaki mücadelenin kalın çizgilerinden birini teşkil eder, Fransa şüphesiz bugün Avru- panın değil, yer yüzününen kudretli iki üç devletinden biri- dir ve bu imtiyazını yakuttan kırmızı giriveler halinde kan dolduracak kadar hazmeti hürrriyet fikrine borçludur. Öy- le ki, bü kan, vatan toprağından evvel hürriyetin müdafaası için Fransız damarından fışkırma- ya daima hazır bir terkibin mahsulüdür. Fakat bugünün hür Fransasında hürriyet, gene kendi müsaadesile doğan ve bü- tün şiddetile devam eden sağ - sol kavgasının zehirlediği anar- $i rüzgârı içinde tiknefes olmuş gibidir. Öteki gazetenin sandığı ve bütün komünistlerin iddia etti- ği gibi bu bir can çekişmesi mi- dir? Hürriyetin kendi elile açtı- ğı pencereden içeri dolan bu rüzgârın onu boğacağını san- makta acele edenler, bilâkis o- nun kapalı yerde nefes alamıya cağını unutanlardır, Fakat, mu- vakkat fırtına zamanlarında ol- duğu gibi pencereleri açmak ve pancurları kapamak suretile hürriyetin kendi kendine bir di- siplin tesis etmesi, şiddetli ha- vanm bütün “tozutup biribirine katmasma mâni ola" bilir. Hürriyetin bu avansını kendi prensiplerine zıt sananlar unutmamalıdırlar ki, hiç birşey ve hürriyet te mutlak değildir: Bütün fikir mücadelelerimiz, izafi mefhumlarda mutlak pren- Lise ve orta okul di- rektörleri toplantısı Lise ve orta okul direktörleri dün bir toplanır yapmışlardır. Bu top- Jantıda bu yıl ilk ve orta okullardan mezun olan talebelerin yerleştirme işi etrafında önemli konuşmalar ya» pılmış ve bazı kararlar alınnuştır. Toplantıda her lise ve orta okul civarda olan ilk okullar tespit edil- miş ve bu ilk okulların bu yıl ver- diği mezun adedi de ele alınarak bunlar lise ve orta okullara taksim edilmiştir. Bu karara göre her lise ve orta okul, yalnız kendi civarın- daki ilk okul mezununu kabul ede- cektir. Dünkü görüşme sırasmda fazla talebe yerleştirilmesi için lise işi de gözden geçirilmiştir. Bund. Başka ders Jevazımı azlığından şi- kiyet eden mekteplerin durumu da incelenmiştir. Kültür Direktörlüğü yeni şubelerin ve ders levazım nok- Sen olan mekteplerin bu ihtiyacını temin İçin bu yıl kapanmış olan yabancı mekteplerin sıra ve diğer ders Tevazımları satın alınmıştır. Bunların bir kısmı mekteplere dağı talmış bir kısır da yeni açılacak şu- belere saklanmıştır. Direktörler dünkü toplantıda munu da gözden geçirmişlerdir. Bu mektebin binası büyük ve bütün ders levazım: tamam olduğu halde (52) talebe ile tedrisat yapmaktadır. Buna sebep muhitin kalabalık olma» masıdır. Kültür Bakanlığı bu büyük mektepten istifade için yatılı talebe miktarını çoğaltmıştır. Yeni şubele- rin çoğu bu okulda açılacak ve leyli talebenin bir kısını da yine bu okula makledilecektir, —— Mekteplerde kayıt ve kabul işleri Köy okullarında kayıt ve kabul muamelesine 15 Eylülde, tedrisata da ve orta okullarda açılacak şubeler || Çamlıca orta yatı okulunun duru - | i NEDEN Bu sütunlarda yaptığımız u - | fak tefek şikâyetleri ve müşahe- İ deleri, alâkalı daireler » azçok « soruşturuyor, telefonla o olsun, mektupla olsun işin özünü araş - İ tırıyorlar, Doğrusu bundan do - layı memnunuz. Hiç değilse yaz- dıklarımız havaya gitmiyor, di - ye avunuyoruz. Lâkin bu soruş - | turmaların sonunda bize daha doğ | rusu © yazıları görmüş okurlara İ iyi kötü bir cevap vermiyorlar. Gazetelerin doğruyu yazma - ları ilk ödevleridir. Lâkin her - kes gibi gazeteci de insandır, ya nılır, yanlış haber alır ve düşün. i celerini o yanlış haberin üzerine İ kurmuş olabilir. Böyle yazılarla alâkalı daireler, makamlar, sos - Atatürk köprüsü için münakasa Yeni yapılacak olan Atatürk köp- rüsü altı aylık münakasa müddetinin birinci devresi bu aym on yedisinde bitmektedir. Bu birinci devre içinde münakaşaya girecek olan yabâner gruplar, bu inşaatı yapabileceklerine Ösir fenni vesika ibraz edecekler ve mukabilinde belediyeden birer mak- büz alacaklardır. On yedi Ağustos saat 1 den sonra bu yolda müracaat kabul olunmıyacaktır. Birinci devre içinde ibraz edilen vesikalar Şarbayn başkanlığında toplanacak bir komis- yon tarafından incelenecektir. Bu in- celemeler bir ay içinde bitirilecek ve sonuç anlaşılacaktır. Şarbaym baş- kanlığındaki bu komisyon, Fen direk törü Hüsnü, yollar ve köprüler direk- I Birinciteşrinde başlanacaktır. Şe - birdeki ilk okullarda kayıt ve kabul eylülde, tedrisat 16 eylülde, bise ve orta okullarda kayıt ve kabul 20 A- Hustosta, tedrisat 1 Teşrinievvelde başlayacaktır. Yakında İstanbul er » kek lisesinde bir komisyon toplana- cak lise ve orta okullara girmek iste- yen talebeler evvelâ bu komisyona mü racant edeceklerdir. Komisyon i yaça göre bu talebeleri mektepler; dağıtacaktır.. mmm İlk okullarda müfredat proğramı da çalışmalarını bit'recektir. OBu sipler aramak zâfımızdan do- ğar. yami SAFA Fundalık ormanları Son zamanlarda İstanbul ve civa- rında, Anadoluda, Trakyada sıksık görülen fundalık ve orman yangın- ları Tarım Bakanlığının nazarı dik- katini çekmiştir. Bakanlık, meydana gelen yangınlar üzerinde tetkikler yapmış ve bunların alelekser ihmal yüzünden olduğu neticesine Yar » Öğrendiğimize göre, Tarım Ba - kanlığı vilâyetlere bir tamim gön - dermiş ve ilbaylıkların bu gibi yan- gmlar üzerinde çok çabuk hareket etmelerini ve yangınlara sebep o- lanların » varsa - yakalattırılıp şid- detle cezalandırılmalarmı bildir « miştir, stanbul ilbaylığı, tamimi ilçebay tıklar, Eli ei m No, 32 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE koyuvermelerini istiyecek gibi ol- dum. Fakat Fournier'in deminki mağ- cur çehresi, alnı, hakaret edici duruşu gözlerimin önüne geldi. Be- nim için ne örnekti bu adam? Ee - men kendime geldim. Mümkün olduğu kadar süküneti- mi muhafaza etmeğe karar verdim, bakalım, ne olursa olacak! Framond ve Möewe canlı konuşuyorlardı. Birincisi daha mu- tedil görünüyordu. Acaba beni mü- dafaa m: ediyordu? Birden her ikisi bir kahkaha bas- tılar, Framond şen şatır, ellerini bas caklarma vuruyor, gülüyor, gülüyor, öteki de Framond'un omuzuna hafif hafif vuruyordu. ii lan hakkımda karar vermiş- ler: — Ach, Aeh, Ya Wollel Hakkımdaki kararı vermişlerdi ama, acaba ne karar? Bu kahkahalar o kadar iyi şeyler ifade etmiyorlardı. Sonta ciddileştiler ve bana doğru geldiler. Möcwe muhakememin ida- resini eline almış gibiydi. Gülümse- yerek ve son derece nezaketle; canlı yıl programlar talebenin daha iyi anlayabileceği şekilde kolaylaştırı- lacaktır. İlk okullarda grup usulü nün kabul edileceği hakkında orta- ya bir haber atıldı ise de bu doğru değildir. Çünkü grup usulü bun - dan yedi yıl evveline kadar tatbik edilmiş ve iyi sonuçlar vermediği müteaddit defalar anlaşılmıştır. Bu sebeple tekrar bu usulü tecrübeye kalkmak doğru görülmemektedir. Takas suiistimali İlbaylık idare heyeti Hiristo Ni- nidis ve arkadaşları tarafından ke- Teste çıkarılırken yapılan takas yol- suzluğuna ait dosyaların inceleme- sini bitirmiştir. İlgili olanlar hak- kında karar son şeklini alarak çık - mamiştir. Karar, bugünlerde kesin şeklini alarak çıkacaktır. Alâkadar» Jar arasında eski takas heyetile, Ti- carct müdürlüğü, Ticaret odası ve gümrük memurlarından birçok kişi vardır, — Lütfen bizimle beraber gelir misiniz? a ırıp ki term: Sey birlikte, o kadar merak ettiğiniz bu yerleri gezelim. Her ta- rafı gözlerinizle, daha yakından gör müş olursunuz. Ve kolunun geniş bir hareketi ile Eden bar'ın ve daha ileride bara & gılan dehlizi gösterdi. Framond iki eli ceplerinde, bu da veti başının hareketlerile tasvip edi- yordu. Bu sahne gözümün önüne geldik- çe, Möewe'nin şampanyaya o kadar dayanıklı olmadığını daha iyi anlı- yorum. Gerçi sarhoş değildi, hattâ çakır keyif bile değildi. Fakat hareketin- de bir tuhaflık vardı. Belki nutuklarının verdiği hara - retten, yahut söylenen Alman mar » şın, yahut başlamak üzere olan mu harebenin havasından ber halde bir parça değişmişti. Le Re miki aşağı değildi. Kendi kendilerinin kentrollarmı kaybetmişe benziyordular. Bilhassa Möswe pek tuhafıma gi- diyordu. Artık işe yaramıyacağına İlk okul müfredat programlarını | hazırlamakta olan komisyon yakın- | törü Galip ile Bayındırlık Bakanlığı tarafından bugünlerde şehrimize gön derilecek olan Bakanlığın köprüler di rektöründen mürekkeptir, istanbulun imarı için çalışılıyor Belediye İstanbulun imarma önem vermektedir. Belediyeler Bankasn- dan ve Tramvay Sosyetesinden alına» çak paralar önü - Eyüp sabası vardır. İmâr işin- de Müzeler Direktörlüğü de büyük bir rol oynayacaktır. Direktörlükte harita üzerinde eski asarı tesbit et- mek üzere bir komisyon toplanmıştır. Bu komisyon sürekli çalışmalar «0- nunda işini bitirmiş ve sonucu bele- diyeye bildirmiştir. Müzenin tesbit ettiği kıymetli eserler şunlardır: Ye- nicami, Mısırçarşısı, Rüstempaşa c8- mii, Ayvansaraydan başlayan sur par çaları ve Eyüpsultanda büyük cami ve eski eserler. Belediye harita üze- rinde tetkiklere başlamıştır. Eminö- mü - Eyüp sahası genişletilirken bu- Talardaki eski eserleri harap olmaktan kurtarmak için nerelerde istimlâk ya pılacağı ve nc suretle hareket edile- ceği anlaşılmış olacak ve belediye bu- Da göre çalışmalarına devam edecek- tir. Camiler Evkafa, çeşmeler beledi- yeye ve türbeler de müzelere ait ol- duğu için imar faaliytinde Evkaf ve müzeler idareleri belediyeye yardım edeceklerdir. —— Finans Bakanı Finans Bakanı Fuat Ağralı dün Ts- tanbul Finans idaresine gitmiş ve Fi- nans ispektörleri ile görüşmüştür. Fuat Ağralı ispektörlükte akşam geç vakte kadar çalışmıştır. leri için yapılmış olan Edenbar'dı deniz seviyesinden 125 metre aşı da hepsinin de mânevi kuvvetlerini daima yüksek tutmak mecburiyetin deyiz, Hiçbir şeyden çekinmeyiniz. Ba « mızda kasketiniz yok mu? Elbisele riniz biraz ıslanmışa ve buruşmuşa benziyor. Aramızda bunun ehemmi» Eğer isterseniz Al « sm, olmaz mi Alman cayı çok iyi konuştuğunuzu biliyo- tum. Bu salon, tabi. den biri sayılabilir. Bütün bu sütun lar insan elile yontulmuş tabii sü - tunlardır. Ayrıca zemini de tesviye ettik. Tayfalarımızm içinde öyle sa- Duvarda kayalığa in şaheserlerin - natkârları var ki ci Wilhelm, öteki doktor Graf... Her ikisini de Koenigeberg'li bir ustaba- $ı oydu. Volkanik araziden kalma bu pembe kayalara Palagonit diyor- Tarmış... Möewe konuşuyordu ama, halâ şi nirini tutamadığını pek iyi anlıyor- kanaat hâsıl ettiğim tabancamı cebi- me koymuştum, Möcwe tam bir klâ vuz variyeti takmdı » — Buradan gidelim, aziz dostum, dedi, gördüğünüz salon kahraman tayfalarımızın istirahat ve eğlences dum. Kendisi sağımda, Framond s0- lumda yürüyorduk. Aralarında gü - lüşmeler, mânalı bakışlar devam edi- yordu. Hülâsa, ortalıkta endişe ve- rici bir hava seziyordum. Neydi bu komedya? Beni böyle nereye götürür Ne Dersiniz ? — SUKÜT! i yeteler. bize bu yazılarımızda | haklı veya haksız olduğumuzu | bildirmiş olsalar çok iyi ederler. | Sorduktan sonra susmaları yüz - | de 8 bizim haklı olduğumuzu ve | onların cevap veremedikleri için sustukları inanını veriyor. Belki böyle, belki de değil, Yazdıkla - | rumız doğru ise doğru, eğri ise eğri olduğunu hiç tevil yapma « | dan yazmak yiğitçe, mertçe bir iş | tir, Bir kere bunu hakkında yaz- | dığımız.. yerlerden okurlarımız | hesabına istiyoraz. ! Ancak bü yolladır ki; doğru - | mun değeri ortaya çıkar ve gaze- | telerin hizmeti faydalı olur. Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? Sultanahmette Bulunan eserler Sultanahmette Arasta sokağında hafriyata devam edilmektedir. Aras- ta sokağı ve civarında yapılan hafri- yatta eserlerin tamamen meydana Çi- karılabilmesi için bazı evlerin yrkıl - mas: lüzumlu görülmüş ve iş Müze- ler idaresine bildirilmişti. & Müzeler idaresi, istimlâk hususunda henüz ka- Tarını vermemiştir. Yarın hangi bina» ların istimlâkinin Jüzumlu olduğu üzerinde bir karar verilmesi beklen- mektedir. Dün burada eski Bizans dev rine ait bazı hayvan iskelet parçaları bulunmuştur. Kemikler, yakında san- dıklanarak müzeye gönderilecektir. Saray mozayiklerini gizleyen ve iki - ye ayıran ve eskiden küçük dükkân- lar halinde kullanılan kemerlerin yıkıl masına başlanmıştır. Hafriyat, ikinci sokağa kadar ilerlemiş ve din bu ara- da Osmanlı devrine ait bir de mahzen bulunmuştur. Profesör Bakster şimdi ye kadar bulunan eserlerden çok mem nundur. Bundan sonra daha birçok kıymetli izerlerin de meydana çıkarı- lacağını ummaktadır. Haber aldığımı za göre tarihsel eski eserlerin meyda- na için yapılan hafriyata gelecek sene daha büyük bir ehemmi- yet veril maktadır. Milâsta Eti eserlerini meydana Çi- karma İsveç profesörlerinden Erson, önümüzdeki Martta Türkiye- ye gelecektir. Bundan başka Anado- İuda yapılan bütün kazılar üzerinde tetkiklerde bulunmak üzere Italyan Arkeoloj Yakobi adlı bir pro fesör de Kültür Bakanlığından izin is temektedir, — Göçmen evleri Trakya genel müfettiş vekili Veh- bi bugün Edirneye dönecektir. Vehbi, İç Bakanı Şükrü Kayayı görerek göç men işleri hakkında izahat vermiştir. €vleri için satın alman ke - vela gönderilmesine başlanmış » tır. Bir yandan da parça parça göç - men gelmektedir. Z Belediye memurları Arasında değişiklik Belediyenin yüksek memurları ara sında esaslı değişiklikler olacağı ha- ber verilmektedir. Belediye başmü - hendis ve mühendislerile fen direktör Tüğü şube şefleri de bu arada bulunu- yorlar. Bundan başka belediyenin di- ğer direktörleri arasında da değişme" ler yapılacağı söylenmekteği KUÇUK HABERLER * Şirketi Hayriyenin Köprü ve Salıpazarı iskelelerindeki bazı oda- ları kiraya verdiği ve bu iskelelere reklâm Tevhaları astığı yazılmıştı. Kiraya verilen dükkânlar ve reklâm sahipleri ile olan kontrat müddetle- rinin bir kısmının bitmek Üzere ol duğu haber alınmıştır. Sosyete bu dükkânları yeniden kiraya vermiye- sek ve bu dükkânlar yolcu salonu yapılacaktır. * Frankfurtta toplanacak olan ar- sıulusal çöp kongresine iştirak et - mek üzere Belediye Fen direktörü il Hüsnü ve Temizlik işleri direktörü Nusret bugün Almanyaya hareket edeceklerdir. * Yiyecek ve içecek maddelerine karıştırılacak zararsız boyalarla ma karnalar boyalı olarak satılabile - cektir, Ağır boyalı olan makarnalar. la diğer maddelerin üzerine göze İ| garpacak şekilde etiket yapıştırıla- cak, etiket yapıştırmıyanlar ceza »- landırılacaklardır. * Kadıköy Tramvay sosyetesi ye niden (6) tramvay arabası getiri - miştir. Bu arabaların hepsi Kadıkö- yüne çıkarılmıştır. Bugün tecrübe. İeri yapılacaktır. © Yeni 14 kanun örneği ile 6 ni- zamname ve kararnamenin tasdikli suretleri yayım olarak belediyeye bildirilmiştir. © İlk Tedrisat Genel Direktör ve- killiğine Gazi Terbiye Enstitüsü edebiyat öğretmeni Mustafa Niha - dın atandığı haber verilmektedir. * 16 Ağustosta Kültür Direktör- lüğünde bir toplanacak ve ilk okullardan orta okullara ge- SU, BİR DAMLA SU! Susuzluk tak dedi canımıza! Bu sıcakta Kerbelâ oldu evimi * zin içi, Ne yüzümüzü gözümü * zü yıkıyabiliyoruz, ne kap çanâ ğı! Su, bir damla su! Bundan önce de iki defa yaz” dım. Yazdıklarımı okudukları için değil elbette, fakat aksi te- sadüf, her yazımdan sonra mu$ luklar biraz daha kurudu, SU bir saat daha geç akmağa başla” dı, “Abuhayat” a değil, Terkos suyuna hasret çekiyoruz. Su, bir damla Terkos suyu'u Bir şehrin ışıksız kalması bir şehrin susuz kalmasından, gü * pegündüz musluklarının kör bi" rer göz gibi ışıklı serinliğini kaybetmesinden daha iyidir. So kakların karanlığına nasıl olsâ alışmıştık, susuzluğa dayana - mıyoruz. Yandık! Su, bir dam * lasut, Terkos gölü mü kurudu? Bİ“ zim Erenköy yakasına gelen su boruları gündüzleri sıcaktan mi tıkanıyor? Gece suyu bırakıp gündüz kesen kimdir? Neden * dir bütün bunlar? Bunlara kim cevap verecek?.. Su, gündüzleri akan bir dams Orhan SELİM —— — ———> tir. o Pariste Odnlaşmayı o imzala" yan heyetimizden Türkofis müşavi” Tİ “Melih şehrimize gelmiştir. Bu * çecek talebe için bir istatistik ba - zırlayacaktır, Bu istatistiklere ta - lebenin sınıf geçme derecesi de bu- lunacak, bu suretle orta okula ge - çecek talebelerin bilgi durumu ge- nel olarak öğrenilecektir. * Üniversite Fen Fakültesinin ikmal imtihanları 2 eylâlde başla - yacaktır. * Genel Nüfus Sayım Bürosu dün taplanmıştır. o Sayım (cetvellerini doldurmak üzere merkezde çalışa - cak 20 daktilo ve 20 memur alm » maktadır. Büro üyesinden Sabri ve Osman dün nümerotaj işlerini göz“ den geçirmek üzere Çatalcaya git- mişlerdir. * Kızılay Hastabakıcı Hemşireler > everir Yar sından orta mektep mezunları ter- cih edilecektir. * Üniversite Tıp Fakültesi birin- ci harici seriryatı profesörlerinden doktor Burhanettin Toker, terki - kat yapmak üzere yakında İtalya, Avusturya, Çekoslovakya, Macaris- tan, Romanya ve Yugoslavyaya se- yahate çıkacak ve muhtelif klinik- lerinde iki ay kadar tetkikat yapa- sâktır, * Kızılay Kaza Başkanları dün Vilâyet Mümessili General Ali Ça- İrlımın başkanlığı altında toplan mış kaza başkanları kazalardaki ça- lışmalar hakkında malümat vermiş- ler ve Kızılayın varidatı için yapı- lacak teşebbüsler hakkında görüş - müşlerdir. * Türk - Macar, Türk - Yunan tecimel konuşmaları hakkında Te- cim odasının fikirleri sorulmuş ve cevapları bildirilmiştir. 9 Evvelce9kararlaşan Tuna - İs tanbul vapur seferleri - başlamıştır. İlk olarak Macaristan Budapeşte vapuru şehrimize gelmiş ve birçok tüccar emtiası aldıktan sonra Tuna limanlarma hareket etmiştir. © Türk - Fransız tecim anlaşması dünden itibaren o meriyete | girmiş günlerde Ankaraya gidecektir , Pariste Türk - Fransız tecim am laşmasını imzalayan (heyet orada Atinaya giderek Türk - Yunan te * cim konuşmalarma başlayacaktır. Bu heyete ofis müşaviri oHuldi d€ iştirak edecektir. © Gümrükler Genel Direktör ve kili Mahmut Nedim buradaki ince” lemelerini bitirmiştir. Bu akşam Ankaraya gidecektir. İncelemeleri" nin sonuçlarmı bir raporla Bakan” lığa bildirecektir. Duyduğumuza göre Gümrükte y* ni bir kimyahane yapılması düşü * nülmektedir. * İtalyanın Sofya > ee fir bir müddet şehrimizde sonra tekrar Sofyaya dönecektir. * Meruniyetle seyahat ötmekif olan Türk - Yunan hakem mahke * mesi başkanı Baeg Kopenhagta Ms dam Ataşa Brassofalli ile evlen * miştir. M. Baeg bu ayın 26 snf şehrimize gelecek ve vazifesine bif layacaktır. * Mezunen memleketine gide” Bulgaristanın Ankara sefiri Vans dün tekrar şehrimize dönmüştür. © İspanyanın Sofya viskonsolf” su M. Don Louis Fernandes trenle şehrimize gelmiştir. Viskon solos yaz tatilini geçirmek üze seyahat etmektedir. Şehrimizde öf dört gün kalacak ve yine Sofyâff dönecektir. a © Etibba odası idare heyeti, de, mutat toplantısını oda başkı ekine Niyazi Gözcünün altında yapmıştır. AM iie ON Esini nü muntakası hariç olmak üzere ge ti tanbuldaki tahsil şubeleri dahil bulunan doktorların tasnifi işi rilmiştir. Dünkü toplantıda KAİZ köy muntakası doktorlarının sat ılmıştır. Beyoğlu TREN ELİ ni gelecek if lantısında bitirilecektir. yorlardı? Hangi tuz ranlık bir köşede beni gebertecekler miydi? Ne biçimsiz ölüm? Fakat ben de sonuna kadar canımı müdafaa etme- je karar vermiştim. Elbet, bir ikisi ni yere serebilirdim. Artık buradan çıkmak ümidim kal- mamıştı, Bu güleryüzler, bu tatlı sözler, bütün bu nazikâne muamele» ler, nereye varacağını bana da- ha iyi ihtar eden alâmetlerdi. Bunu bildiğim halde ben de ha - limden birşey çaktırmamağa, onlar- Ja beraber gülmeğe, konuşmağa çalı- şıyordum. Etrafımızda bütün tayfalar başlı- yacak muharebenin bütün ihtimalle rini konuşuyorlardı. O aralık bir ta nesi $iş€ ve kadeh dolu masanın ke- narında kendisine yer açarak otur - du, eline bir armonika aldı ve bir vals bavası tutturdu. Tayfalar he - men çift çift oldular, dans etmeğe başladılar, Framond; — Eğleniyorlar, dedi, eh, eğlen - mek te haklarıdır. Von Jocobi ile diğer zabitler or - tadan kaybolmuşlardı. Möewe : — Geliniz, dedi, bakınız, size bus rada aklınıza gelmedik daha neler göstereceğim? Eden barı baştan başa geçtikten sonra, karşı deblize sapık. Sağda, solda elektrik lâmbaları ortalığı ma vimsi, tatlı bir ışıkla aydınlatıyor « Jardı: Şimdi endişelerim dağılmıştı da, hayret etmeğe başlamıştım. Burası ne muazzam dehlizmiş böyle .. İki tarafta vitrinleri mükemmelen ay - dınlatılmış zarif zarif dükkânlar. Benim saklıyamadığım hayretim, min hoşuna gidiyor gibiy - — Nasıl, diyordü. Güzel yer de- gil mi burası? Sizin Paristeki Rivo- Ji sokağını hatırlatmıyor mu? t Tt Evet, evet, öyle. Uzaktan uza- a Framond gülümsedi: — Doğru, dedi, çok uzaktan uza- ğa! Acaba bu sözile ne demek istiyor du? Yani Parisi bir daha göremiye- ceğimi mi kastediyordu? Kendimi tutamadım: — Artık yetişir, dedim, bu kome- diyayı bıraksanız Oda, ne olacaksa olsa... Söyleyiniz, benden ne istiyor» sunuz? Fakat ne Framond, ne Möewe ce- vap vermediler. Biraz sonra Möewe sanki demin ben hiç birşey söylememişim gibi: — Bakınız, dedi, burası tütün sa- tış mağâzası.. Hangi marka sigara is terseniz, bulabilirsiniz. Ben hâlâ hayretten kendimi ala - mamıştım. Hakikaten bir tütüncü dükkânın, srt tanzim edilmi vitrini önünde bi nuyordum. Pipolar, çakmaklar, #4 lıklar, kart postalar ve bir alâY gara ve puro kutuları. Möewe kapıyı açtı: — Girelim, bakalım ne var? ri Girince, İçeriden bir Ja karşıladı. Gençti, güzeldi: — Güten Tag, Here Major, G9” Tag... Emirleriniz? Möcwe güldü: p — Bonsuvar kızım, dedi, bif g ihtiyaçımız yok. Sadece seni bir görmeğe geldik. Ve kadının bacağını srkti. O da, sanki birşey olmamı$ Gi a ape göz! dında ipek Koraplar, yüksek tir Ju iskarpinler.. Fakat Origan kokusu. Möcwe bana döndü: idi — Size Mimi Fritg'i takdi”” ef rim, dedi bütün ta; 36 tan çıkarıyor ama, ne yapili. ge liniz, dükkân arkası da vi” sin: da görelim. LA Kü Dükkân arkasına girdik rası beyaz ve pembe renkleri? w şek bir yatak odası! ge Möewe bana bakarak, #9! Bağ mânalı bir tarzda kırptı v8 if vurdu. l ma da hafif hafif verdi. yaf 14 -6-935 smmm N Yapa. m, / — | SEE İS ABI MS — “—.“. a yy EM