YUM Ama v Ingiliz, Rus Propaganda Teşkilâtı Büyük Harpte Akla Gelmedik ğe i Şeyleri Ortaya “ö İM az Bl ki iye Aziz Hüdayi AKDEMİR Attı Ve Başardı ayar Zİ Vee öyle Mg ip m ye üs e Vee vr ğ AŞ a, # ayal Sa SİRİ MİRİ AE Tk vk 0) Ap BŞ vd gi işkğe iü) , veee BÜLİR ğe Aİ ye S4 AP ap rr iye ge ie ln BE şair e İBİZA e ye vi pp kğ dipli 4 pl UP ümimğğ de, yn ei vü e ek —s dp Şe şiş Se Dü BÜ emi Bp SEA şef Mİ lgiyicsi efe nh le öv 3 MAİ e ale ie fi ME Mez pk e İde sa yal içli Yağ çe ği yök Kp & kle A İyi ekşi A ge, Sİ biir AR, Şa e pl MİŞ Büyük harp içinde İngiliz propaganda teşkilâtının sahte olarak bastırdığı ve cephedeki askerle- rimize odağıtmağa muvaffak olduğu bir Tanin nüshası, Bu sahte Tanin'de asker, zabit, cep- hede kim varsa hepsi harp aleyhine teşvik ve Rus ordusu gibi silâhlarını bırakmağa Başta İngilizler olmak Üzere iti- lâf devletleri bu silâhın lüzum ve tesirini çok geç takdir ettiler. Yani ancak, harp alanında dci; kaldık- tan ve yokluklardan imkân aramak zaruretinde kaldıktan sonra.. Fakat takdir etmeleri de bir kârdı. Çünkü düşmanlarından önce davranmışlar- dı. Ufaktefek denemelerin büyük eserler doğurduğunu görünce pro- düzgün ve kuvvetli bir kurum haline. . getirmek (istediler, 1918 sonlarına doğru Viscont Nort- chife bir propaganda nezareti yap- masını teklif ettiler, Nortklifin bu işi üzerine alması "Almanyada bir korku uyandırdı: Bir propaganda tesiri yaptı. Alman profesörlerinden Car) Lam- brecht diyor ki: “Bizde herkes ken- dine güveniyor ve harbi kaza, muza inan besliyordu. Fakat tecrübe eksikti.,, İşte Nortklif işe buradan başlıyor: “Almanların güven ve İnanmı Sars- mak. Bütün propagandalar şu cüm- lede toplanıyor: “Almanlar ve müttefikleri davayı kaybetmişlerdir. İtilâf devletleri 80- nuna kadar dayanacak ve mutlaka harbi kazanacaklardır,, Madalyanın öbür tarafı şudur: “AJ manlar açlıktan, yoksuzluktan ve kan dökmekten bitecekler, harpten yenilmiş çıkacaklardır, © Siperlerde, metrelerle derin toprak şmezarların çamur ve karı içinde âç ve yorgun bekliyen, her saniye öle- ceğini düşünen bir adama bir de bü- tün bu zahmetlerin sonunda bir şey kazanamıyacağını söyler ve inandı- rırsanız onun ruhunda dayanmak kuvveti kalır mı? Nortklif bu programı yerine getir- mek için tümce çok ün almiş ve dünyada tanınmış adamları yar- dımcı olarak seçip aldı. Bunların içinde başlıcaları şunlardı: Albay kont Denbi (Viktorya ni- sanını hâmil) Robert Donald (Deyli Kronikl müdür ve muharriri) Rod. rik Cons (Röyter telgraf müdiri), Sir Neylöv, Baron Çaris Nikolson (meb'us), Cems Oğredi (Meb'us) “Vikham Stept (Tâymis muharriri) Doktor Vatson (Taymis muharriri) Vels (Çok ünlü muharrir ve roman- cı), Hüdson (Kâtip) , Harpte Nordklifin muavini olup sonradan propagandaya dair değerli bir kitap yazmış olan zat propagan- dayı şöyle tarif ediyor: “Propaganda psikolojik biç iştir. Bunda muvaffakıyetin birinci şartı telkinlerin propaganda olduğunu sez dirmemek, nereden (çıktığını etmemektir. “Propaganda efkârı umumiyeyi ve yahut muayyen bazı kimseleri bir his veya zannın şiddetle tesiri altın- da bırakacak surette telkin ve işse etmek bilimidir... Tatbikatta vak'a- lardan ve tesadüflerden istifade ede- rek hakikatin renk ve şeklini değiş- tirmek, zemin bazırlrın-” lâzımdır. İngilizler bu iaidenin en iyi tat bikini “HindenYurg hattı, zamanın» da yaptılar: Bilindiği üzere Alman- lar harbin çabuk bitmiyeceğini anla- ca gerilere kuvvetli, koruyucu müdafaa hattı yapmıya davet olunmaktadır lar ve adına Sicgirid veya Hinden- bürg hattı dediler. Fakat bunu İlerde çarpışan ordudan saklamak Jâzrmdi. Çünkü geri çekileceğini bilen asker ileri gitmekten, tehlikeye girmekten çekinecekti, İngilizler Lüdendrof ve Hindenburg İmzalariyle bir takım emirname ve talimatnameler uydur- dular, Alman ordusu arasında dağıt tlar ve bu suretle Fransa toprakla. değiştirerek, sahte gazete ve imz: larla propaganda tatbiklerinden biri ni de bizim Filistin cephesinde yap- tılar, İstanbulda çıkan “Tanin, gâ- zetesinin bir sayıfasını sahte yazi larla doldurup tayyareler ve casus- larla ordumuza ( dağıttılar ki bunu biraz aşağıda iyi bir örnek olmak İ üzere buraya olduğu gibi koyaca- cağım, . Bu usulü Ruslar da bizim Kafkat cephesinde yapmak istediler ve bir kaç örneğini buraya aldığım beyan- nameleri dağıttılar ise de bunlar çok beceriksizce yapılmış şeylerdi ve en saf, en bilgisiz köylüler dahi bunla- rm. uydurma ve bir propaganda ol duğunu ankıyordu. Kendisini belli eden propaganda - lar daima ters tesir yapar, atanı vw ran bir silâh gibi... Nikolai diyordu ki: “Propaganda bir taarruz silâhıdır, kaleyi içerde zaptetmek silâhı. Bununla deima ta- arruz edilir, Müdafaanın en kuvvet- li vasıtası taarruzdur. Propaganda » dan iyi bir tesir ve sonuç bekliyorsa» nız onu propaganda olarak yapınız, reklâm olarak değil.” Ve sonra sayın üstat anlatıyor: e mma mekle J ganda yapmak İsti; övmekle değil, düşman aleyhine sal- dırmakla işe başlayınız. Hükümetini» zin siyasası için propaganda yapa - caksmız demek başka, devletlerin si- yasasına taarruz edeceksiniz demek- tir.” Durum ve gidişlerden İstifade eden bir propagandanın yaptığı te- sirler insanı şaşırtacak kadar büyük- tür. Biz bugün ilk insanların ateşe, öküze, taşa veya kadma tapışlarını bir bilgisizlik, bir bönlük diye alıyor üyoruz. Fakat propagandanın gi bilgili, görgülü ve zeki a - damlar üzerinde neler yaptığını gö- rünce inanmak ve kanmak zâfmın hiç değişmemiş olduğunu anlıyoruz. (Arkası var) Hayat Sigortalarında Değerli Bir Yenilik Bundan böyle, en büyük felâket olan ölüm ve malüliyetin acılarından çoluğunuzu, çocuğunuzu, kendinizi ve yakinlerinizi: Malüliyeti de Temin Eden Senelik Te- mettülü Tam Muhtelit Sigorta ile koruyabilirsiniz.. Bu sigortayı memleketimizde yegâne tatbik eden : ANADOLU ANONIM Türk Sigorta Şirketi yaptığı bu yeni nevi ile hayat sigortalarmda mühim bir inkılâp yapmıştır. Çünki bu sigorta ile : Ölüm Ve malâliyet temin olunur — her sene nakdi temettü verilir — velat halinde müemmen meblâğ derhal ödenir — mukavelenamenin hita- belli | mında sigortalı hayatta bulunursa ve malüliyete uğramamış ise mücm- | ÖGÜTLERİ e mzikli Bayan Biraz da ekonomi şartlarının yar dımile, şimdi herkes annelerin ço- cuklarını kendilerinin emzirmeleri Tüzümlu olduğunu anladı. Çocukları için sütnine tutacak durumda bulu- Dan aileler arasında bile, çocuklarını kendileri emziren anneler çok görü- Tüyor. Ancak bu fedakârlığı gösteren genç bayanlardan birçoğu, emzikli annelerin çocuklarıma karşı vazifele- rinden başka bir de kendilerine kar- ş: vazifeleri bulunduğunu unutuyor» lar. Bu bayânlar şişmanlamamak için az yemek modasını emzikli oldukla- rı vakit bile güdüyorlar. Halbuki emzikli anne — çok ye- meğe mecbur değilse de — kendisine her vakit Jüzumlu olan miktardan hiç olmazsa biraz fazla yemelidir. Bunda kusur ettiği vakit çocuğu da zarar görür, Hele sütünü arttıracak yemeklere daha ziyade rağbet gös - termesi, sütünü bozacak şeylerden sakınması çocuğunun sağlığı için lü- zumludur. Et yemekleri süt arttırmadığı için emziklilikte onları arttırmağa İüzum yoktur. Fakat unlu yemeklerin, kuru fasulye, mercimek gibi kuru sebzele- rin sütü arttırdığını herkes bilir. Bunlara, unlu çorbalara, ekmeğe bi- raz daha ziyade rağbet göstermek çocuk için faydalı olur. Soğan, sar- mısak gibi şeylerin kokusu süte geç- tikten başka çocuğun midesine de dokunur. Emzikli anne sabah ve ikindi kah- valtılarını yemekte hiç ihmal etme - meli, günde dört defa yemek yemesi Tüzumlu olduğunu unutmamalıdır. Bunlarla biraz şişmanlasa bile, mo» daya uygun olmıyacak bu hale çocu« ğun hatırı için katlanmak gerektir. Zaten çocuk emzirmek oldukça yo * rücu bir vazifedir. Herkesi, dalma tehdit altında bulunduran verem hastalığına yol açabiğr. Şişmanlık ta © hastalığa karşı az, çok bir siper gi- bi olur, ' Çok su içmek sütü de sulandırır, gocuğun karnımı şişirir ve bozar. Bi- tanın sütü arttırmak için faydası o- lur, tabi fazla olmamak şartile, Beden temizliğine çok dikkat et - mek hem emzikli anne için, hem ço- cuk için büyük bir şarttır. kanmak bu şartı yerine getirir. Günde bir saat kadar — fakat fa- #lalarla ve yorulmamak şartile — Yol yürümeği tavsiye ederler. Bunun uykularının düzgünlüğü hiçbir su - retle bozulmamalıdır. Çocuğun vak « tinde karnı doyurulmuş, her şeyi ta- mamlanmış olursa, gece ağlaması an- nesinin uyanmasına bir sebep ola- maz. Ağlar. ağlar, yine uyur. Zaten ilk aylardan böylece alıştırılırsa, sen- raları geceleyin uyanıp ta ağlama- nın fayda vermiyeceğini kendisi de öğrenir. Geceleyin çocuğun her ağ lamasında uyanan annenin hem ken- di sağlığı bozulur, hem çocuğa yara- mıyacak bir süt verir. Arada sırada süt azalabilir. Buna karşı ilâçların hepsi şüphelidir. Onun için en iyisi sütü arttıracak patates Ji, unlu çorbalara ve yemeklere, bun- larla beraber ekmeğe rağbeti arttır- maktır. Sütün lüzumundan fazla geldiği de olur. O vakit çare sütün fazlasını süt çeken şişelerle almaktır. Lokman Hekim . Birinci sınıf fenni SÜ | İNNETÇİ EMiN FIDAN | Evlerde, hususi hastanelerde sünnet yapar. Büyüklerin işle- rine devamına mâni olmaz. Ân- karadan davet kabul eder. Be- şiktaş Erib apartımanı Telefon: gaz Kabine 44395, ev 40671 e İstanbul 2 inci icra memurluğun- dan : Mahcuz ve satılması mukar- rer İ aynalı konsol, 3 Anadolu hali sr, | şini soba, 2 yağlı boya levha, İ salon masası, 1 aynalı büfe, 2 salon halısı, kanape ve tibaren Bakısköyünde Vapur iskele- si Kapamacı sokağında Oİ numaralı başladı |, men meblâğ 95 10 fazlasiyle tediye olunur — muvakkat ve daimi malüliyet müddetince Ücret alınmaz — daimi malâliyet halinde mücmmen meblâğn 9 10 u senelik irat olarak verilir ve velatta ve ya mukavelenamenin hita- mında müemmen meblâğ yene tamamen ödenir. Diğerlerinden çok üstün faideleri olan bu sigortanızı yaptırmak üzere şu adreslere müracaat ediniz * Anadolu Sigorta Şirketi Muamelât merkezi : İstanbul, 4 tincü Vakıf han. Telef.: 20531. Umumi acentalığı : Galata, Ünyon han. Telefon: 44888. pe evde ikinci açık arttırma suretile sa- tılacağından istekli olanların mahal- linde bazır bulunmaları ilân olunur. (13615) ———— —— — ZAYİ — 3303 sicil numerolu mo- tosiklet ehliyetnamemi kaybettiğim» den yenisini çıkaracağım. OEskisinin hükmü yoktur. Dimitri Mihal, İstanbul dördüncü icra memurlu- ğundan : Bir bortçan dolayi mahcur olup paraya çevirilmesine karar ve- rilen kundura, kurldura kalıplar: ve dükkân vitrinleri vesaire 13-8-935 sal günü saat 13,30 - 14,30 Okadar Beşiktaşta Akaretlerde 16 sayılı kon- duraci dükkânda satılacağından, isteklilerin mahallindeki memuruna müracaatları ilân olunur, (13620) koltuk © takımı | | 13-8-995/ salı günl saat 16,30 dan İ- EE Kadın ve gölge Paranızla, tanınızla, yüre; nizle fedakârlıkların en büy günü yaparsmız; kendinizi se diremezsiniz, Sonra bir gün yi- ne siz, yine ayni kadına karşı hiç bir meyil göstermediğiniz, | teviş hattâ soğuk bile davrandığınız halde sempatik görünmiye baş- larsmız, Ne oldu? Siz mi değiş- tiniz, o mu? Hayır; değişen yal- nız taktiktir, kadına karşı bir muamele farkı. Bunu Ceyhanlı imzasile Acı- |. bademden bize mektup yazan gencin macerasında pek iyi gö- rüyoruz: “.. Dul bir kadınla sevişiyor- dum; diyor. Sevişiyordum de « mek bilmem doğru mu? Daha çok ben onu sevdim, çıldırasıya sevdim, onun yüzünden karım - dan ayrıldım. Bugün karımdan ayrılmaktan eza duyduğuma gö- re ozaman yalnız bu kadınm ha- tırı için bu kararı vermişim. Çünkü o zaman karımı hiç sev- memiş olduğumu ve nasıl olsa ayrılacağımı sanıyordum: al danmışım, Karşıma zavallı ka- rımın bir arkadaşı olarak çıkan bu dul bir çılgındı. Beni de çıl- dırttı, Benden karımı tahkir et- memi, onun gözü önünde kendi sine meylimi izhar etmemi ii yor ve yaptırtıyordu, Ayrıldı! tan sonra kışın bu kadma Ni- şantaşının en güzel apartmann- i i ayri döşedim. Emrine âmade bulun- durdum, Bütün bu iedakârlıkla- rim mukabilinde onun yalnız ya nunda arada bir bulunuyor ve a- rada bir gülümseyişine, iltifatı- na nail oluyordum. Sık sık tah- kirleri, ikide bir darılrp beni, ken di evime almayışı ayrı. Birçok defalar onu benim tanımadığım gençlerle, kadınlarla bu apart - manda veya sayfiyede eğlenir- ken buldum. Yanlarına giremi- yerek saatlerce başka bir odada beklediğim, bir daha buraya a- yak atmamak yeminile fırlayıp gittiğim oldu. Yine geldim ve bana bir defa bile sevgiden bah- setmiyen bu kadın uğuruna bü- tün servetimi feda edinceye ka- dar sevdim. Nihayet on parasız kalınca bir mektupl. halimi bil- dirdim. Çekildim. Hiçbir ümi- dim yoktu. Fakat aradan üç dört ay geçince onun beni aradığını duydum, İki mektubunu aldım. İ İkisinde de beni çok sevdiğini, yaptıklarından duyduğu neda- meti, kendisini affederek yanma gitmekliğimi, benimle ölünceye kadar büyük mahrumiyetlere katlanarak yaşamıya hazır ol - No. 5660 29654 dürlüğü İkramiyelerini almak üzere numaralar hamillerinin en geç Ağustosa kadar şirkete müracaatları rica olunur. 4 Istanbul Valiliğinden: Şehir içinde Silâh taşımak üzere evvelce Emniy€ tarafmdan kendilerine vesika verilmiş ların bu vösikalarını heman Emniyet de etmeleri lâzımdır. Bu vesikalar bundan sonra ! ber olmayacağından kimde bulunursa istirdadı içi” lis teşkilâtma da ayrıca tebliğat yapılmıştır. (4 8-8 -935 İr , nhMeg' vap vermediğim bu müracaat lara ve mektuplara ne niz2,, ii Kadını gölgeye benzetenle”i ne kadar haklı oldukları C hanlının halinden de belli ol yor. Kadının peşine düşersin” kaçar, Kaçarsınız, peşinize dö şer. İşte bu dul kadının Evvelâ kendisini çıldırasıya *” ven bir zetigin karşısında hiçbi hissi harekete gelmemiş. S08” merhametsiz, kalpsiz, onun yö” nız parasını yemiş. Sonra K' disine varını yoğunu verci fedakâr adamı kaybedince 409 mıya başlamış. Eğer Ceyhan biraz daha onu cevapsız bıra” kırsa bu sefer, onun varını YÖ ğunu kendisine terketmiye has olduğunu görecektir. . Amir değil, arkadaş! İzmitten F. İ. imzasile: “Yeni evlendim, aldığım w İstanbulda tahsilini bitirmiş makla beraber bir şehirli kafi değildir. Tabiatimde kıskançi”| ve kadın kısmına karşı taha” küm meyli olduğu için refik mın her meselede bana tâbi © masını isterim, Fakat bunu yöf( tıramıyorum. Karşımda is! halleri, hattâ tehditler gö: rum. Ne yapayım?,, Devrimizde evlenen ve bir# g açılmış olan her erkek bi her kadın da kendini anlay” cak bir arkadaş istiyor. Kai sında bir âmir görmek istiyeni©) pek azaldı. F, İ. bü yanlış 5€ dadan vazgeçmeli, sevgi Ve. şir Genç bir okuyucumuz esk pit) sözü: almış Sahiden izdivaç aşkın mezi ları mıdır? Diye sorarken korkusunÜ sebebini anlatıyor: “Belki iki seneden fazla â. mandır, sevişiyoruz. Evvelâ vi çılgınlık ve başdönmesi halin de başlayan bu sevgi gitgide m#' dileşti; evlenirsek korkuyo! biribirimizden büsbütün soğu” cağız.,, t gö Bu gence Karpenterin şu zünü hatırlatalım: ehli İki âşık için en büyük * 1 ke, sevgilerinin şiirden uzak! ol ması, bayağılaşmasıdır. Trial gemileri ençok bundan di duğunu yazıyor. Bu nedir, ce-| karaya oturur, # İstanbulda BOMONTİ şişe biras! | Müşterilerinin kazandıkları ikramiyeler: Lira 100 60 30 n Müdürlüğün“ 549) gg