in Almanya Müşkilât içinde Papa demek ben demektir!.. Le Temps'dan: Almanyada Nasyonal sosyalizme karşı gösterilen muhalefet günden gü ne artmak istidadını gösteriyor. Hu- kümet tarafından muhalefeti kırmak ve omunla mücadele etmek için alınan tedbirler bunu göstermektedir. Kuv - vetli bir hükümet, rejim için tehlike li addettiği bir harekete karşı koy - mak lüzumunu hissetmeseydi, en kuy vetli vasıtalarını harekete getirmezdi. Alman gazeteleri, Almanyadaki bu 'durum hakkında yabancı memleket ga zetelerinin neşriyatma karşı harekete geçmektedirler. Fakat saklanâmıyan vakaları inkâra kalkışmak beyhude - dir. Biz Hitler'in nasyonal sosyalist partisinin askerlik kısmındaki kuvve tinin sarsılamıyacağını bundan evvel de söylemiştik. Fakat şurası muhak - kaktır ki, çelik miğferlilerden mürek kep etki muharip gruplarının teşekkü Jüne karşı alınan tedbirler, yabudile- Te. karşı yapılan hareketler ve bilhas - sa sıyasal katoliklik denilen katoliklik ğe karşı açılan savaş, Almanyanm muhtelif yerlerindeki halkı endişeye düşürmektedir. Yeni kültür savaşı, Hitler'in vazifesini tehlikeli surette ka Tıştıracak bir sergüzeşt olacaktır. Ve böyle bir hareket bugün mevcut olan âsayişi iblâl edecektir. Bu, Almanya- nun iç ve dış işlerini dikkatle takip et - mekte pek haklı: olan arsıulusal kamu yun, bigâne kalamıyacağı bir ihtimal- | dir. i New Statesman.and .Natisu'dan:. İngiltere de, nihayet Almanyada İş- lerin iyi bir surette gitmekte olduğu - ümit ediliyor. Siyah gömlekli in- san Berlini ziyaret edince orada az ve — Bu indi gerdanlığın kıymeti ne- dir? — Şimdi vakit kaybetmiyelim, 6 nu yarın gazetelerde okuruz. K saklanıp geçireceğini ve ancak erte- “si gece yola çıkacağını söyledi. Ma- dame de Rönal: — Niçin olmasın? dedi. Böyle ye- niden düştükten sonra ben kendi gözümde bile bir paralık ol- © dum, artık bana bahtiyarlık yoktur. Julien'i kolları arasında sikti. — Kocam artık eskisi gibi değil, kuşgulanıyor ; kendisini oyuncak et- .tiğimi sanıyor, bana çok kızgın. En ufak bir gürülkü duyacak olursa mahvolduğum gündür, kolumdan tu- Aunca atar. Benim gibi bir düşkünün ilayığı da bu değil mi? Julien: © — M. Chölan gibi konuşuyorsun, dedi; ben medreseye gitmeden önce, © acı a; önce sen böyle söy- ıyrılıktan © Jemezdin, o vakitler beni severdin! Julien bu sözdeki soğukkanlılığın © mükâfatı gördü! mağame de R&- nal kocasının evde olmasından doğan ,tehlikeyi çabucak unutup aşkından "Jullen'in şüphe etmesi tehlikesini, © kendi göründe ötekinden çok daha ik olan bu tehlikeyi düşünmeğe © Sasiadı. Gün hızla vükseliyot ve oda- "| Almanya yeni arsrulusal bir para buh- IRMIZI VE SiYAH | e . (gok yahudi görür gibi olur. Bu felâkki doğru değildir. Filhakika temerküz kamplarındaki bazı katolik papasları İngiliz firerlerine hoş görünmek için serbest bırakılmıştır. Sonra dektor Sehacht'in duruma hâkim olduğu da doğrudur. Yani bayat ucurlatmağa muvaffak olmuştur. İşsizlere iş bulmak ve silâhlanmak vazifeleri hep bir yola çıkan işlerdir. Mecburi askerlik usulünün ihdas: da sor aylarda hâdiseleri doğuran &e - beplerden zivade. bu hâdiselerin bir neticesidir. * Dr. Sehacht © İstih'âlcât azdır. Ihracat işleri öte - dünberi ümitsiz-bir haldedir. Anlaşıl- dığına göre doktor Sehacht ihracatta. buç tarhetmek niyetindedir. Almanyanın damping yapmak niyetinde olmadığı iddia ediliyor. Şurası muhakkaktır ki, ranı çıkmasını istiyor. O, bu sayede altın mikyasın: terkedebilecektir. Schacht ve reaksiyonerler ekono- mi sahasında üstün bir idedirler. Fakat bu, kendileri ve bütün Alman - lar, hatta bütün Avrupa için çok pa- halıya mal olmuştur. Çünkü onlar, müfritleri diğer sahalarda serbest bı - rakmak mecburiyetindedirler. Bilhas - sa hukuk ve kültür sahasında Alman hükümet adamlarınm yeni silâh altına çağrılan kura efradı ile meşgul olduk lar: bir sırada müfritlere karşı yapılan bu fedakârlıklar. muvak- kat addediliyor. Muhafa- gakârlar ile hakiki nasyonal sosyalist ler arasmdaki bu anlaşmanın neticesi bir kültür savaşma varacaktır. Bu me selede İngiliz kamuyu faydalı bir rol oynayabilir. Liberaller ve münevver kimseler İngilterenin bu meselede kor kaklık eseri göstermesinden müteessir oluyorlar. Onlar ekseriyetle bana di - yorlar ki: Vatandaşlarımıza Avrupa medeni- yı mücadele etmekte oldu; STENDMHAL yı ışık kaplıyordu; Julien, ömründe sevdiği o biricik kadını, o güzel ka- dını, daha bir saat önce kahhar Tan- fı korkusundan ve ödevlerine borclu olduğu sevgiden başka bir düşüncesi olmıyan o kadını kolları arasında ve hemen hemen ayağı dibinde görünce gururun bütün bazlarını tattı. Bir yıllık sebattan kuvvet alan fazilet kararları, onun yiğitliği önünde eri- yivermişti. Az sonra evde gürültüler başladı; madame de Rânal, önce aklına gel- miyen bir noktayı hatırlayıp biraz telaşa düştü; dostuna: — Elisa edepsiri şimdi buraya ge- lir, bu koca merdiveni ne yapacağız? nereye saklıyalım? Sonra birdenbire, adeta şen, şatır: — Ben şimdi onu tavarlarasına gö- türliveririm, dedi. Julien hayretle: — Ama tavanarasma çıkmak için uşağın odasından geçmek lazım, de- di. — Önce koridora bırakır, uşağı da çağırıp bir işe gönderirim. — Uşak koridordan (geçerken 3 AN Çıplak Dansöz, Aleyhine Açılan) insanlar Niçin Dava Sayesinde Nişanlandı Le Journal'dan: Nüfusun fazlalaştırılması kurumu - nun genel sekreteri Boverat'ın çıplak dansöz Joan Warner hakkında açtığı davanın dansözün iştiharına sebep ola cağını ve ona servet getireceği esasen tahmin ediliyordu. Bu dava çıplak dan söze ciddi bir irdivaç getirmiştir. Bü- tün bunlar elli frank para cezası muka bilinde elde edilmiştir. Joan Warner'in iki gündenberi ni - dır. Fakat bu nişanlınin kim oldu ğu belli değildir. Şimdiye kadar hiç bir şeyini saklamıyan güzel dansöz, bugün hiç olmazsa nişanlısının adını saklıyor. Onu hiç kimseye söylemi - Or. ”“Dün kendisini yakalı, yalnız güzel başı görülen bir eibise ile gör- düm. O, bu elbise ile, hiç kimse yok. ki, çok sıcak duyuyordu. Ona müstak bel kocasından bahsetiğim zaman mah cup bir surette başını önüne eğdi. Sonra bana kendisinin mahkümiyeti - ni İstiyen genç müddelumumi Camte den öyle bir lisanla bahsetti ki, ilk ön ce nişanlısının o olduğunu zannettim. Filhakika Comte iddianamesini ser- dederken o kadar nazik kelimeler kul- Tanmıştı ki, iddiası nükteli bir şiir ha- lini almıştı ve bir ihtiyar avukatda dansözden ve onu ittiham eden müd - deiumumiden bahsederken demişti ki: — İnsan âdeta bu ikisini yalnız başlarına bırakacağı geliyor. Fakat Joan Warner, Meksikada arazisi olan bir Fransız çiftçisi ile evlenecektir. o ve dedi ki: — İşte hakikat, lak bir halde, bundan ibarettir, Miyanlımın adını sir ze söylemediğimden dolayı beni ma - zur görünüz, Ailesini, ben artık dans etmemek şartile evlenmemize razı olu- yor. Ben de buna razı oldum . Fakat bu dava dolayısile, Avrupa ve Ameri- kadan o kadar teklifler karşısında kal dım ki, nihayet mesleğimde, daha bir sene devama karar verdim. — Sonra ne yapacaksınız? — Sonra, ümit ederim ki, mesut o- lacağım, çok çocuklarım olacaktır. Za ten benim arzularım da böyledir, Bu da beni mahkemeye sürükliyen nüfusu artırma kurumunu memnun ç- decektir!, Joan Varner, Themis tiyatrosunda vereceği ikinci oyunun gününü tayin etmek için avukatı Henty Torres'e gi- deceğini söyledi. O kçndisile evle- necek kimse için lekesiz bir genç ol- duğu, hattâ adliyedeki sicilinin bile İskesiz olduğu fikzindedir. Yahudilere karşı Yeni bir tedbir Berlin, 30 A.A, — Naziler, Yahu- dilere karşı birtakım tedbirler alma- ğa devam etmektedirler.Guedlinbarg şarbayı Yahudilerin onuncu asırda yapılmış olan büyük kiliseye ve-Al- 'man sanâtleti müzesine girmelerini cirlerine yardımda, bulunmak. için.bir yasak etmiştir. Ura; 7 ; a r » Uray başkant bu uk milyar franklık yeni bir vergi | gağı haklı göstermek için Yahadiler rin Cermen kültürünün sembol, den hiçbir şey anlamamakta oldukla- rını ileri sürmektedir. —— —— ——— zu anlatamaz mısınız? Hükümetimiz sizin sörünü (dinler, deniyor, fakat siz bize yardım edecek sözler söyliye cek yerde,bizim barbar hükümetimiz le anlaşıyorsunuz. Çünkü her hükü - met kuvvetlidir.,, Kendisile bir deniz andlaşması imza ettiğimiz Almanyada bugün yahudiler ve hristiyanlar zulüm görüyorlar. Ber linde çok yahudi vardır. Bu da vilâ - yetlerde onlar için hayatın tahammül &dilmez bir halde olmasından ileri gel mektedir, Berlin zulüm görmüş yahu diler için az emniyetle sığınacak bir yer olmuştur. Döviz kaçakçılığı kato Jiklerin mevkiini tır. Protes- tanlar kiliseyi devletten ayırmak isti yorlar. Fakat bu fikir, kiliseyi büsbü » tiin inhilâle uğratabilir. Sosyalist ve komünistler tahrikât - larına devam ediyorlar. Bununla bera ber biribirlerile mücadele etmekle va- kit kaybediyorlar. Bunlar bir harp çi“ kıp ta millet oyalanmadıkça kendileri e hiç bir muvaffakiyet bekliyemez- merdiveni görürse, ne olur ne olmaz sen bir yalan uyduruver. Madame de Rânal, Julien'i öpüp: — Peki, meleğim, dedi. Sen de, ben burada yokken Elisa içeri giri- ve yatağın altına saklanmağa Julien, madame de Rânal'in böyle birdenbire o neşelenmesine şaşmıştı. İçinden: “Demek ki, dedi, maddiğ bir tehlike çıkması onu halecana dü- şürmek şöyle dursun, vicdan azabını unutturup neşelendiriyor. Gerçekten üstün kadın! böyle bir kalbde sal tanat sürmek şerefli şey, doğrusu! Julien'in ağzı kulaklarına varıyor- du. Madame de Rönal merdiveni aldı; bu merdiven onun için şüphesiz çok ağırdı. Jullen yardıma gidecekti; hiç de kuvvet göstermiyen o narin bele, vücuda hayran bakıyordu; madame de Rönal birdenbire, hiç bir yardıma lüzum göstermeden merdiveni yaka- İadı ve bir iskemle kaldırır gibi kal- dırıverdi. Çabucak üçüncü katm ko- ridoruna götürdü, duvarın kenarına yatırdı. Uşağı çağırdı, giyinmesine vakit bırakmak için güvercinliğe çıktı. Beş dakika sonra koridora dön- düğü vakit merdiven ortada yoktu. Aceba ne olmuştu? Julien evden çi- kıp gitmiş olsaydı, madame de Râ- nal bu tehlikeye aldırış bile etmez- di. Fakat şimdi, ya kocası merdive- Aİ İNİ a, TN Tuna paktı hakkında iBir proje Temps'dan: Romadan verilen haberlere göre Italya ve Fransa, Rominyâ, Yugos- İâvya, Çekoslovakya, Avusturya ve Macaristan hükümetlerine Tuna paktı hakkında bir proje vermiştir. Evvelkinden daha açık olan bu pro- je, İngiltere hükümetine de verile « cektir, Fakat Almanyaya ne zaman tebliğ edileceği henüz malâm değil- dir. Bu projenin başlıca esasları şunlardır: 1 — Pahtı imza edecek devlet - ler Avusturyanın erkinliğini ve top» raklarının bütünlüğünü taahhüt € - deceklerdir. 2 — imza eden devletlerden biri paktı tecavüz edecek olursa alâka- | dar devletler hemen aralarında is - tişare edeceklerdir. 3 — Imza eden devletler, pakta iştbak etmiş olan devletlerin iç iş- Mami karışmamağı taahhüt eder - 4 — Paktı imza eden devletler- den biri, bu pakt ahkâmunı tecavü- in suretile bozacak olursa o devlete hiç bir suretle yardım e- dilmiyecektir. Bu proje, Roma konferansı mü- zaherelerine esas olacaktır. Bunun- la beraber bu haber henüz resmen teyit edilmemiş": a İNE Kİ P Forum'dan: Son zamanlarda insanların kısırlaş- bırılması, insanı erkeklik veya dişilik» ten çıkâran bir ameliyat değildir. Bu bir ceza değil, bilâkis ihtiyatı bir ted- birdir: Bu âmeliyenin hadımlar elde etmek için zalimane bir surette in - sanların Hüsyelerini çıkarmakla hiç bir münasebeti yoktur. Bu ihtiyati ted bir cinsiyet vazifesini ifaya asla halel vermez. Amerikada yapılan kısırlaş » tırma ameliyatının ekserisi, bunu yap tıranların İstekleri üzerine yapılmak- tadır. Fazla olarak hükümet hastaha- nelerinde yapılan kasırlaştırma âmeli - yelerinde bunu yaptıracak olanların ailelerinden muvafakat kâatları alın - maktadır, Eğer ameliyatı yaptıracak adam, vaziyeti idrak edecek bir halde ise, muvafakatini bizzat kendisi verir. Erkeklerde ameliyat gâyet basittir. Bu ameliyat hekimin hususi kabinesin de de yapılabilir. His mevzii bir su - rette iptal edilir. Ameliyat bir diş çı- karması gibi bir şeydir. n arası iki taraflı olmak üzere bıçakla yarılır. Ondan sonra meninin geçtiği mecra burulur ve yarada kapanır. Ve bundan sonra erkek işine gidebi - lir, Kadınlarda karınlarının yarılması icap eder. Bununla beraber ameliye basit bir apandisit ameliyatından da- ha güç değildir. Bu ameliyat neticesin de ne kadında, ne de erkekte hiç bir uzuv veya nesiç kaldırılmamış, hiçbir kan damarı bozulmamıştır. Nazari © larak ameliyatı iptal etmek ve çocuk yapmak kabiliyetini iade etmek kabil- dir. Fakat bu takdirde kısırlaştırma ameliyatının uzun müddet evvel ya - pılmamış olması lâzımdır. Kısırlaştır- ma kanunları bugün Birleşik Ameri- ka hükümetlerinin 28 hükümetinde tatbik edilmektedir. Fakat daha bir - çok memleketler bu tedbiri kabul et- mişlerdir. Bunlar da Kanadann Ko - iombiya eyaleti, İsviçrenin Veude Fantoni,Meksikada Vera Krüz hükü- meti, Danzig,Danimarka, No k manya ve İsveçtir. Bugün 160 milyon dan ziyade insan böyle bir rejim altın- da yaşıyorlar.Amerikada kısırlaştırma ameliyatı akıllarında müvazenesizlik olup ta hükümet hastanesinde yatan kimselere resmen tatbik edilmektedir. Amerikada kısırlaştırmanın 36 sene - lik bir tarihi vardır. İlk kısırlaştırma ameliyesi İndiyana'da 1899 senesinde pi ameliyat ekseriyetle ih tiyari olmakla letin niönfaatini gözetmek içi li saadeden sarfınazar edebilir Yak mecburiyet duyunca möcbüri kısırlaş- tırmayı tatbik etmek hususundaki sa- lâhiyetini de kullanabilir. Kısırlaştırmaya karşı serdedilen iti- razlardan biri de, bunun emrazı züh- reviyenin sirayetine meydan vermesi ve herkesin yalnız bir kadın ile evlen- mesi usulünü tehdit etmesidir. Eğer bu itirazlar varit olsaydı, bu tetbir, ö- nüne geçilmek istenilen fenalıktan da ha tehlikeli olurdu. Bu itiraz ciddi bir esasa dayanmıyor. Devlet kısırlaş tırmayı öyle ulu orta tatbik etmemek tedir. Bu, ancak ciddi surette tetkik edildikten sonra tatbik ediliyor. Ruhi zaafa uğrayanlar da bu âme- liyat yapılmakla iktifa edilmiyerek bunlar sıkı bir nezaret altında bulun- duruluyor. Basit düşünen bir kadının gebe kalmak korkusile, cinsi hevesle- rini tebdit edeceğini farzetmek pek safderunane bir düşüncedir. Fikri za- af, ileride vâki olacak neticeleri evvel den görüp anlamağa mânidir. Buda vekayi ile sabittir. Kısırlaştırma ayni zamanda cemi « yet için de iyi bir şeydir. Çünkü in- Sanlarda sefaletin önüne geçer ve mü kelleflerin yükünü azaltır, Bir hasta- nede bir hastanım tedavi masrafı sene- de 500 dolardır. Eğer hasta serbest bırakılabilecek bir hale getirilirse,onu ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler Kısırlaştırılır ? Papa Pie XI nezaret altında bulundurmak için $20* fedilen masraf tasarruf edilmiş olacak tır, Diğer taraftan hasta serbest bıra“ kılacak olursa devlet, çocuklarını ter biye etmek vazifesini de yüklenmiş 0 lacağından vergiler fazlalaşacaktır. Kısırlaştırmaya kargı serdedilen ço- Cukça itirazlardan biri de bunun anor- mal çocukların doğmasına mani ola * mamasıdır. Fakat kısırlaştırmanın bus na mani olacağını kim iddia edivor ? Bir neticeyi mutlak surette elde ede- mediğinden dolayı herhangi bir ted - biri reddetmek doğru mudur? Hükü- met tçocukların hayatını muhakkak surette koruyamadığından dolayı ve * rem mücadelesinden veya çocukların himayesinden vazgeçmeli midir? Kısır laştırma birçok gayri tabi insanların doğmasına mâni oluyor. Bu da kim - seye zarar vermeden oluyor. Buda kâfidir. John A. Ryan'a göre kısırlaştırma bir tehlikedir. Kısırlaştırmanın tatbi- kine mani olan birçok amiller vardır, Bu dmillerin başında katoliklerin bu- na muhalefet etmeleri gelir. Hiç bir katolik, hiçbir suretle kısırlaştırmayı kabul edemez. Hattâ kaolik olan hiç bir hükümet adamı kısırlaştırmaya ce yaz veren bir kanunu kabul edemez. Katolik olan bir operatör bile bu ame- İiyatı yapamaz.Hatta Papa Pie XIde 3i Kânunuevvel 1930 tarihli evlenme kanunlarında kısırlaştırmayı tama - men yasak etmiştir. beraber hükümet, deve. | smmm Karısını 9 parçaya Bölen adam Le Journal'dan: Meknez'de polis bir evin belâ ku- yusu içinde dokuz parçaya bölünmüş bir kadın cesedi bulmuştur. Faslı ih- tiyar bir kadın bu cesedin kendi kı- zının cesedi olmak ihtimali olduğu- nu söylemiştir. Kadın öyle muntüzam bir şekilde parçalanmıştır ki bunun bir müte - hassıs elinden çıktığına hükmedile- bilir. Abdullah adında olan katil ya- kalanmış karısmı bir gece taşla öl - dürdükten sonra üzerine formol dök- tüğünü ve ahdesthaneye attığını iti- raf etmiştir. Katil karısmın tekrar kendisile birlikte yaşamak layı bu cinayeti irtikâp ettiği lemiştir. —— a — Torino intilâkında ölenli Torino, 30 A.A, — Torino fabri- kasının enkazı altında artık ölü kel- madığı sanılmaktadır. Patlamaria ö- lenlerin sayısı 3$ tir. Kaza kurbanlarının gömülme türe- ni Bergama dükünün ve hükümet makamlarınm iştirakile yapılmıştır. Ölü alayında 15 bin kişi bulunmuş * tur, ni görürse! bundan kötülükler ıeabilirdi. Madame ag a bir o yana, bir bu yana koşuyordu. En s0- nunda merdiveni buldu: uşak onu tavan arasma çıkarmış, hatta sakla- rwştı. Eskiden olsa bu iş, madame de Rönal telaşa düşürürdü. “Yirmi dört saat sonra, Julien çı- kıp gittikten sonra, ne olursa olsun, bana ne? ben yine vicdan azabları çekip dünyayı cehennem gibi görmi- yecek miyim?,, diye düşündü. İçinde belli belirsiz bir his, hayata veda etmesi Mizimgeldiğini bildirir gibiydi: o da umurunda değildi! Ju- Hen'inden bir daha görememek üze- re ayrıldığını sandıktan sonra ona yine kavuşmuş, onu bir kerecik daha görmüştü yal hem de Jullen'in gele- bilmek için yaptığı, aşkının ne kadar İğ olduğunu göstermiyor muy- lu? Merdiven işini ken: — Uşak, böyle bir merdiven bul- duğunu kocama söylerse ben ne diye- yim? diye sordu. Bir an hulyalr hulyal düşündü: — Sana bu merdiveni satan kö; Tüyü ele geçirmeleri hiç değilse yir- mi dört saat sürer. İktilaclı bir hareketle Julien'in kol- larma atıldı ve onu öperek: — Ölmek! ah! böyle iken ölmek! dedi, Julien'e | anlatır- Sonra güldü: — Ama, dedi, seni acından öldür- mek de doğru değil, “Gel; her şeyden Önce seni ma- dame Derville'in odasina şaklayım, orası hep kilitli durur.,, Koridorun bir ucuna gidip gelen olmasın diye gözetledi, Julicn de koşarak geçti. Madame de Rönal ka- pıyı kaparken: — Vururlarsa açayım deme, de- di; zaten kimse gelip kapıyı vür- maz, belki çocuklar gelir, oyun olsun diye vururlar, Julien: — Çocukları bahçeye, pencerenin altına getir de bir göreyim; onları konuşturuver; pek özledim. Madame de Rânal; — Peki, peki, diyip uzaklaştı. Biraz sonra yine gelip Jülien'e portakal, biskuit, bir şişe de Mala ga şarabı getirdi; ekmek aşrmağa imkân bulamamıştı. Julien: — Kotan ne yapıyor? diye sordu, — Köylülerle alım satım işleri ta- sarlayıp yazıyor. Fakat saat sekizi bulmuş, evde gü- rültüler artmıştı. Madame de Ri Ti göremezlerse her tarafta arama; kalkarlardı; madame de Rönal Juli- en'i bırakıp inmeğe mecbur oldu. Bi- râz sonra yine geldi: ihtiyat fikrine meydan okur gibi Julien'e bir fincan kahve getirmişti; o, aç kalacak diye üzülüyordu. Kahvaltıdan sonra çocuk ları bahçeye çıkarıp madame Der“ ville'in odasının penceresi altına ge“ tirdi, Julien çocukları büyümüş gör“ dü fakat hallerini de değişmiş, bi” yağılaşmış buldu, yahut ki kendi G- kirleri değişmişti. Madame de Rönal çocuklara Juli” en'in sözünü açtı, En büyük oğlu ;eski eğitmenden sevgi ve özlemle bahsediyordu ama iki küçük, onü hemen hemen unutmuşlardı. M. de Rönal o sabah o evden çık” madı; evin içinde bir yukarı çıkıyor” bir aşağı iniyor, köylülerle pazari! edip onlara, o yılki patates rekolt&” sini satmağa bakıyordu... Madame de Rânal öğleye kada bir lahza bulup Jullen'le konuşama” dı. Öğle vakti olup da yemek gelin” te, bir tabak sıcak çorba aşırıp ork götürmeği aklma kodu. Elinde tabağı sakına sakına taşıyarak, Julien bulunduğu odaya sessizce yaklaştı! sırada, sabahleyin merdiveni ye yani uşakla yüz yüze geldi. Uşak di koridorda sessizce yürüyordu; etr#” fr dinler gibi idi, Hiç şüpbesiz Jul” eh odada, ihtiyatsızlık edip hızk YÖ” rümüştü. Uşak biraz sıkılarak Uzi Taştı, Madame de Rânal, hiç göz” yılmadan, Julien'in odasına girdi” N. ATAÇ TArkası var) 5 31.7.9325 — 3