ada -HALK FİLOZOFU Ki E aa lalli eee GS İAŞE KADROSU İnşe —Müsteşarlığının — mer- kez ve İstanbul bölge teşkilâtı tamanılarımış, kadrolar — dol- muştur. Bu teşkilât bir yıldan fazla bir zaman içinde ve hü- diselerin, şartların orlaya çı Kkundığı meselelerin lecrübesi ile hal ve hamur olarak vücu- © de gölmiştir. p Yepyeni mevrular için der. — hal teşkilât kurmak ve aksa- madan — işletmiye — başlatınak koluy değildir. Bu noktayı gö- zönünde bulunduran — devlet, Taşe Müsteşarlığını kurarken, tecrübelerden irrami istifade ol- miye zayret göstermiş, maksa- da en sağlam yoldan varmak için Yüzumlü bütün etüdleri yapımıştır. Artık bu teşkilin çalışmala. yenı enmiyetle takip edebiliriz. Mütohassıs eleman ve teşki- Tât kurma bakımından vaziyet- REŞAT FEYZİ leti çok daha müsalt olan dev- letler dahi, iaşe mevzuunu der- hal otomatik bir işleme bünye- sine sahip kılarak, normal bir mocraya sakahilmiş değillerdir. İnye mevzuunda ” herşeyden evvel güzönünde bulundurula- cak şey, memle*etin arzettiği içtimai ve iktismdi bususiyet- Terdir. Yapıcı ve kurucu Türk cemi- yetinia bu yeni vadideki çalı- amalarında da muvaffak olaca- ğimı küyvetle ümit etineliyiz. Herşeyden evvel şunu da halır- dan çıkarınamak Kâzundar ki, bu toşekkül kendi kadrosumdan ziyade, millet kadrosunun üze- rine düşen vazifeyi bihalkkım yapması şartile, gayeye vara- caktır. Hepimiz onun yardımcısı ol- malıyız, aAi Ada GKLŞA n BÖNTELGRAF SIRA işİ , PARA İşİ * Kalabalık yerlerde halkın sıra- ya girmesi meselesi günün mev- zuu okdu. Sırasına razı olmiyan- lardan 1 liradan 50 llraya kadar para cezası alınacakmış. “Artık bu İş sıra İşi olmaktan — gıktı, para işi eldu. ÇAY YERİNE OT SATANLAR Bazı açıkgözler çay yorine ot satıyorlarmış. Otu haşlayınca çay | — ga değil mi meydana çıkar. Fa- — kal daha evvel çay yerine ot sa- tanları haşlamalı ki, bizim otu çay yerine haşlamamıza lüzüum kalmasın, — ARTIK CaZ — ÇALMAMALI İMİŞ |— Tavriri Kökâr refikimiz vecize- — ler sütununda, dünyanın harp — İçinde almasına rağmen, hâlâ bü- — tün radyo istasyonlarının caz çal- — makta devam ettiğini hayretle Karşılıyor. Ne yapalım yâni, günde yarım — gaal olsun kafamızı dinlendirmi- — yellm, o dakikalarda da harp tob- liğlerinin tebiri ile mi n YENİ BİR — İCADA DAİR . mı.ııı—ıı*-uıııııçıııapl — fan sonra insanları yemek ye- - meden yaşatmak — çaresini bul- — Muüş. Âlim muhtaç olduğumuz bütün gıda maddelerini ihtiva e- den bir komprisne formülü mey- dana getirmiş, Eğer bu icat dünyaya yayılır. Sa, İstanbul lokanta ve gazinola- Tn tarife Ahülâfları nihayet bulacak diye seviniyorum, $ AHMET RAUF a Löytü, sarı ipek saçları Süşwinin 0- #nucunda, gileri genç adamin ateş gidl yünan svuçlarında, salonum ortasında “Bir tüy gibi semsiz ve hafif dönüyordu. “Gözlerinin içi, Sazla şarap içeniş eei “Yunsa Höhları gibi, mabmurlaşmıştı. Gzmdi o zafer kazanmış bir kumandan Kandar azamarili, İnsanların saadet tıl. — amini keçtelniş bir büyük ruh ülimi — kadar mütovsz ve durgundu. Genç - “Gamun göğsüne hafifçe dayah baş, bu. gön İlk dela, fazla sevinçian ve sovik — ken ağrtyor gibi Mdi, —| Bir Cuma günü — öğleden sara, Ei- “hamıra sineması önünde, Süavi, Leylâ İüle kargı korsıya geldiği zaman, genç — üdlam, ekleri iril, ufaklı paketlerle do. u gevgilisini görünce sevinç ve haye “getan kdeta bağırmıştı — Bu ge kai, Ley'ât Nereden böm. ; Edebi Roman: 99 ven. -| Seni Unutmadım REŞAT FEYZi | Leblebicilerin ŞİKÂYETİ Civar vi:âyetlerden *toplanan ham leblebi- ler burada tekrarkav- rularak satılıyormuş! Bazı leblebiciler; cemiyetlerine Mmüracsat ederek kendilenine u. cuz nohut ve odün temin olunma sını istemişlerdir. Bunlar; yeğüne sermayeleri olan nchudu © Cıların pahalı sattığından şikâyet etmektedirler, Ayni zamanda ba- zı toptancıların sivar vilâyetler ve kazalar merkezlerinden — «ham leblebi» tabir olunan Kavrulmuş leblebileri topleyıp — getirdikleri ve burada tekrar kavurduktan bonra «çifte kavrulmuş, — yapıp sattıkları da şikâyet olunmuştur. Diğer taraftan son — günlerde doblebi sakliyatı şehrimizde çok artınıştır. | — SÖON TELGRAF— Leblebiciler esuq—m liniııı esnafın şikâyetlerile alâksdar olarak icap eden l a yetle temenni ederiz, lareedibal Hiat tarifeleri Plâjların ve yazlık bahçelerin ; Belediye Rekbliği yaklaşan yaz | Mmövsimi münasebetile — plâjların ve umümi bahçelerin yeni fiat tarifelerini önümüzdeki aydan itiberen hazırlamıya başlıyacak- tır. Tarifelerin geçen yıldan yüz. de 10.15 nisbetinde yüksek ola cağı tahmin olunmaktadır. Lüks mağazalar Bi urkadaşımız göyle dedi: 'M y süt Himankıktır, gücümüz, Salıyamayorum. Demek ohüyor çi Mühs eşya astışında ve tcaretinde feaka kâr verdır. Bu hal İNSML Uam uzün mut düçündürmüyor BÜRHAN CEVAT le? Genç kiz Süaviyi — gürünce caalan- muşta: — Ah sorma... Öyle yoruklum ki... Saatlerdenberi dükkln dükkân dolar siyorum... Tersiye provaya — geldim. Sönra adacağım bezi ufak tefek göyler vardı... Sümvi, genç kozın elinden paketleri slnak. İsliyerek kosuştu: — Ver şunları bana yavrucuğum... Vah vak... Yorulmuşrun çekerim... Göcç adam pakellerin hepsini al. arıytı, Leylâ: — Teşükür ederim, dedi, sana Zahmet olacak aammma — vallahi Çok yo. Tuldum. Sünvi sordu: — İşlerin Bitil mi Leptâ? Daha ala. Cağın şeyler vac mi? — Hayır, hayır... Hepsl bu kadar, Şu istasyondan bir insawtya — binip Arlık eve gidecektim. Gönç adam, sevgilisinin yüzüne İ — Genç kız, boşmunu hafifçe bükmüş | eli Güzel türk romanı hiç yok mu? Göçemlerde bir defa bu sütunlarda bir edobiyat ankötine verilen cevap- Tücdan bahsetmişten. sGünçler her ro- mmani okumalı midirt > isimli olan bu ankata, buğün takzar tamas etmek is- Uyorum. Bu söler ele akdığım anket cevabi genç bir edebiyat — tolecesine — aittir. Sözlerinden iyi okuyan, seki, onlâyış. h blr talebe okluğunu tahinin etliğim bu kaymetlj gencin ankete verdiği ce. vermnek islemömiyler, batlâ içlerinden bazıları inkâr yoluna kadar gitmişlerdir. Buna karşılık, e- kiler dt kendilerinden sonra gelenler. de bir kıymet alabileceğini kolay ko- day kabul etmemişlerdir. Dünya kurukfuğundan beri, ptk en- der şatimalarla, bu hal böylece devam edip gümlşür, İki tarafın da çok de- fa mübalüğaya — kapıklığı, — hislerine mağlüp ozluğu, bir takım yaş husutle yetleri gösterdiği muhskdaktır, Bunları söyledikten sonra, yukurda bahse mevru olarak Sldığim — gencin #Rkk0le vend.ği cevabda geleğm. Bu genm cin bakikalen sağlam Zörüşleri, doğru teytilderi ve dolgun kanastleri vardır. Fakat buna müksbil ayal genç gu sörleri Böylemeklen kendini menede- memiştir. *Tünk somarıları içinde geoç- lerin #line verilebilecek, daha doğrusu güzel ve sağlam eser, yoklur denilsdi. Me> Bu cümlenin Sahibi - enütesiedp cümelelerinde Tümk romanları içinde kurakter yaralan ve iklâsik olmuş esere ler bulunmadığını de söylüyor. Bu Hdti #kir doğrudur. Fakat eğer bu genç münevver insan yakacıya sidığımız cdelesi — içindeki *Güzel ve sağlan e0d:r. tübirlerinden KülGik erer mimasını — kasdelmiyorm, bahi$ mevtüu cümnlenin çerçevelen. üird'ğ fileir hem çok Hatahı, hem de imnfeizce mübalâğalıdır. Türk romanları İçinde, pek âld, zenglcela eline verilebilecek güzel ve sağlmma eserler vizdir. — Gözel ve zağlam eser telâkk'siyle, kââs'k eser “etinidisi Caykarın izahına, birttabi, te- bddüp ediyoruz. y R. SABİT Feci bir kaza 3 yaşında bir çocu- ğun iki bacağı tren altında kesildi İzmir 21 (Hususi)-> — Bvvelki tkşam Bandırmadan İzmire gelen ekspres Menemen civarında Mu. radiye Istasyonunda Yakup adın- da 3 yaşında bir çocuğun iki ba. cağını kesmiştir. Çocuk İzmir memleket hasta. nesine getirilmiş ve Menemon müddejumumiliği hörüse tahkika- Yına el koymüuştur. — e— sir kızı çiğaeyip ka- çan şelör mmuavini Trabzon (Hususi)— Şoför Rem- zi Sandıkçının idaresindeki oto. büsü muavint Hasan Akçeabad. lan Ahandaya doğru sevk — ve idare ederken merkez ilk oku- Tunu geçtükten sonca — arkasında odun yüklü olarak kasabaya gel mekte olan Geliya kiyünden 14 yaşlarında bir kız çocuğuan çıar. parak çocuğu ağır bir surette ya. ralamıştır. Bu bödiseden sonra da vtobüsü terkederek kaçmıştır. “Yaralı Trabaon memleket hasta- nesine nakledilmiş - ve hüdiseye adüye el koymuşlur, Gikkatle bakıyordu. Rugün Leyiğ het zamundan deha güzel, dahâ kanı sıcaik u di? Yokma Süsviye mi öyle gel yordu? Genç adam nesil bir tesir al- tında olduğunu — bilmediği bir — hisle, genç kazı bal rengi saçlarından tüt mak, yeşil gözterinin içine — mümkün olduğu kadar yakından bakmak, ssa- 7a faze ve nemli dudaklarını mrmak armaumu duyüyordü. — Demek attık eve Ekliyorsun.. Genç adam bu cümleyi o tarda süye demiyi ki, Leyik üriemüş bir dişi ka rüce höyeaniyle başını çevirmiş, Sü- aviye balemişi. Genç kızin gözlerinde hor zamandan fasla bir parıllı ve te. gea içinde olan İnsanların — meraki vardı. Yüzünün İnce hallarında bir Hgülümseyişin oynak — gülgeler; dolaşı- yordu. Fısdlar gibi sordu: — Ürüldün, göliba, Süvi... — Tabit, çüekü ikimise ait olan bir. '€v vür... -Kendi kendime düşündüm. Acaba ne zamaa eyni eve berabre gi- Tip çıkacağız? Günler bir türlü bitmi- yor, zaman biz türlü geçmiyor... Ve sen hâlâ yalnız benim evimde ve be. zim yanımda değiksin. Bunlar ae Ü- Tünlü mü, Leyfâ? i | | Uzak Doğu cephesi: Avustcalya etrafında önemli bir değişiklik, müttefiklerin bu mukabil 6 Japon tayyaresi düşü- Tülmektedir. Filipinlerde Panay adasına çı- kan Japonlarla Amerikan kat'a- ları arasında şiddetli çarpışmalar olmaktadır. Manilla körfezinde Corrogidor kalesi 75 inci hava ta- arruzuna uğramış; fakat Japonlar deniz ve hava bombardımanlarına Trağmen buradaki Amerikan ba- taryalarını henüz tahrip ve imha edememişlerdir. Birmanyadaki muharebeler Ja- ponların lebine iİnkişaf etmekte- dir. Şittang vadisinde ilerliyen Japon kolu, Çinlileri biraz daha şimale sürmüştür. Çinliter Tun- | gu'mn 80 ki şimalinde Ela etvarına çekilmişlerdir, Çinli- | lerin doğu cenahı İki Japori kolü- nun kuşatmasına maruz kalmış- tur, Bu iki kol, Siyam'da Çiong- mey'dan kalkmış, biri Saluers va- | aisi üzerinden şimale, diğeri Tun- gu - Mandaley arası istikametin- de şima! batıya dağru teveccüh etmiştir. Bu iki Japon kolu dur durulamazsa, Çinlilerin batıya değ- ru atılması ve Mandalay şehirinin de Japovlar eline geçmesi muhte- meklir. İravadi vadisinde ilerli- yen Japon kolu da İngilizleri şi- | male sürmüştür. Bu &ot da Yam Ahin'e Joğru ilerlemektedir. İn- gilizler bir. hatta tulunamcalarsa, Çinlilerin garp cenahı da açık ka- lacağından bu taraftan da kuşa- tlma tehdidi sltında bulunmak- tadır. Denttebilir &i, Japonlar Manda- lay'a epeyce yaklaşmışlar ve garp- te petrol havzasına girmişlerdir. n R n Mandalay Japoslar tarafından kazanılması ve müttefiklerin Hindisten imtika- metlerini kapatmak — üzere şimal batıya doğru çekilmeleri iht.mal dahilindedir. Maamatih mütte- fikler, Birmanyada hava üstünlü- günü kazanmıya gayret ediyor. lar; Amerikan ağır bomba tay- yareleri Rangon İiman.nı şiddet- le bombarndıman etmişlerdir. A- vustralya etrafında olduğu gibi Japonlar Birmanyada da hava üs- tünlüğünü kaybederlerse, Çin ve Hirdistan hudutlarına ikadar fler- lemeleri belki de mümkün olmı- yabilir. Japon anavatan adalarında Tuk- yoya ve diğer şehirlere yapılan hava taarruzları hakkında Ame- riken kaynaklarından pek az ha- ber gelmiştir. Yalniz TTakıyodan gelen bir telgrafta, en şimalde Hokaido adasında bütün gün ha- | va tehlike İşareti verildiği ve Tole. yo civarındaki askeri fabrikaların yakıldığı bildirilmiştir. Bu hava taarruzları, uçan ka- Helerle veya teyyare gemilerin. den kalkan bomba tayyarelerile yapılmıştır. Her iki halde de, tah. mmin ettiğimiz veçhile Amerikalı. ların Aleuten adalarındaki üsler- ve örtine Yüzü penbeleşe müşti, sdarları ağırlaşmıştı. Sönvi ilâve ebti: — Sana kim bilir kaç defa bu ewden, senin evinrler, babsetiim. Da'ma bu ev. dön bahsetmek, bu evin İçinden — ko. zuşMark, İçimim öyle haTereti bir. İh. tiyacı kk.. Fuksi, bir gün buçevi me- Tak Simedin... Yahıt la dalma me- Te ediğorsun. Amenn, bu *küfi mi? Bir defa, bir dakika jcin bu evi görmek, senin Oiçin hazırkadığım — Dü tomiz Çati altını ziyaret etmek arzusmunu ba- 'a einretmedin ki, Leyiâ... Günler ve haftalardır, daima, sen'n bu balils et Tahınduki — düşüncelermi — öğrenmek merafüyle kavranıyorum. öytü ar- zeyu duymadığını lahmin etmem. Fa. Xat bu arzuyu neden dalma yenmek fikilndesin? Bu noktanın, kafamın içinde hakikt bir munmenz / olduğunu sana söylemelyim, yavrum... Gönç kız sol kaşını kaldırmış, dir- kale Süzvinin yüzüne bakıyor, bil. hasca genç adamin bu. södleri nasıl bir tonla söylediğin! üğtenmiye çalıgı. yordu. Bir kaç saniye gözlerini süzdü, düşünmüştü. Sonra mevzuun eldü ye. ti dMtifeye Çekmek istiyen bir incan gayretiyle gülümsedi, Sürriyin siyah Börlerlci arayorak, tatlı bir stsle ko- Tusku: (Devamı Var), l 'HARP VAZİYETİ Ji Birmanyada Mandalay etrafında Japon çenberi belirmiye başladı ( Yazan: I. 8. Eski Bükreş Ateşemiliteri ) | den istifade ettiklerine ihtimal verilmektedir. Yani Amerkalılar, Japon adalarını bombalamak için muhakkak tayyare gemileri kul. lanmak zorund; değildirler, Bu hususta şimdi olmasa bile ileride Havay, Aleuten takım adalarını ve Alıska yarımadasını kullana. bilirler, T eylöl 041 de Havay adaların- da Amerikan üssüne hava baskın: yapan Japon tayyareleri, tar Te gemilerinden veya Pasifikteki üslerden kalkarak 6000 kilemetre uçabildiler, Fakat Amerikalılar 10 bin beygir kuvvetinde, — dürt mnotörlü, hareket sias; 15 bin ki. lametre olan bomba uçakları yap maktadırlar, — Bunların - taşıdığı safi yük 30 tondur, Bundan başka Amerikalıların 10 senede bile üstün donandcra arlaydana getiremiyeceğini lddia eden Japonlar, 1 sene sonunda Amerikalıların daha çok tayyare yapamıyacaklarmı şimdiye kadar iddia edememişlerdir. Amerika ber yapacağı zırhliyı müdafaa - çin asgari 300 tayyare hesap et. mektedir, 32 zırlılı için 158 bin tayyare kabul edilmişlir, Bu iti. barla, Amerikalıların az zaman sonra Japonyaya — daha şiddetli haya taarruzla maları kuv- vetle mühtemi he Fir ormzn davasınır sebop olduğu cinayet Akçeabad (Hususf) — Kazamize Koryana köyü ile Veyton yü arasındaki orman davasınım tevlit öttiği ihtilaf yüzünden Kor yanz Köyü halkından — Doevişin karısı öldüzülmüştür. Zabıta ve adliye tahkikata el koymuştur. —— Bazı balıklar müsaade alım madan ihraç edilemiyecek “Totik, Kefal, Sandalya, Çipüra Uskumru Kolyos ve Kloridto gi- bi taze deniz balıklarının Vekâ. etten yazı ile müsaadesi alındık. tan sonra #wraç ödilebileceği 'Ti- caret Vekâletinden alâkadarlara lmiştir. ın ve Sozan palıklarile di ger göl balıklerının ihracı serbest bırakılanştir . MAHKEMELER;: Ucuz etin yahnisi yavan olur! — Vay görü kör olası... Allahın be- a.. Humur kız... bun belâsı ki, Allahin ba. Kast... Amma, hömşire, insan me bi- Ü kit... Şaka moka, yedi sokka aydır yanımızda... Hiç bir kötü halini de AÖrMEAd'k. Bizlm evde, külşi, kürek ne- dir, bilinciez. Öledenberi, ollam öla. 51 öyledir bizlm evde... — E, bari, çılmanları buldunuz. — Bazkları — bulundu. — Bazıları da meydanda yok. A görü kür olusu... Aç MA biraktek... Çıplak gu biraktık seni? © deği, ahat balac bazılarma... An caba, bikim vede gördüğü rahatı bü- basının evinde — göcdü müydü şıllık? Nerede bulurdu © cahalı? Bi ne yer- sök, Onu yer... Biz üslümüze, başımıta bir şey yapinüken, Çocuktur, mahzun otmasın diye, öna da keslirir, biçtirir, Ağkürirdik. A boyu devrilesice! Nerta e bulurtun sen bunları? — Kuzum hemşlre... Sorması açıp olmasın aenma, ne Veriyordunuz bunmar kıza, — Yenesi, içmeti, giymesi bizden, Ayda da yödi buçuk Ura cep harçlığı... — Tevekkeli değil... Ucuz etin yah- zi yavan olur darler. On ün beş lira verip adam aiclı, ağzi yüzü yerinde bir hizmelçi tulsaydınaz, bunlar ol müzdli işle... — AAAA! Yedi buçük İira z mi? Ye, iç, giy, gez... Yodi buçuk lira da cebine at,.. Daha ee bes, o0 a yaşın- Ga.:. Yapıtığı iş te neydi? Şöğrle bir ot- talığı boplar, bir de bulaşık — yıktndı. Yemeği, kih ben pişirirlm, köh yen. gem .. Çamaşıra çemaşırcı gelle, Dür yük temizliğe, yar, kış tammzuiğine a. dam getirliriz. Böyüe hizmetçiliği ban de bolsam yapanım. Hiç bir yeye yatm Mayorum, Rütenetli büyük babamın Kertolidan gelirken getirdiği Nece€ taşından yükzük — vardı, ona yanıya. ruta, Üzerinde Çer Yari güznin ismi vardı. Ah ah! Bende de kabahat var ! Biraz sonra sadon açıldı. Mahkeme ye girdiler, On büş, on adlı yaşlarında bir kizla yanyans oturdular. Duruşma bağlAdı. Kadın, yanlarmdı Mametçi o- danı Mahpeykeria — bir kaç gün evvel bir çok €şyü çalırak kaçtığını süyle. di. Bishpeyker de suçu MİTMC odiyordu. bazılarını tanımadığı 1 söylüyordu. Boz #ahitler de dinlen'idikten —sonra suç Sabil görüklü. —Mahpeykerin on beş yaşmı bitirip yingi bir yaşını bitir. mediği de göz önüne alınarak beş ay srüdedle Dapsine vu Sevkifine Kkarar vertldi. Davacı kadan mühkemeden çıkınca tekrar evvekce konuştuğu kadınla bu. w Hâlâ, göcef yürzüğün — derdinde — Ah! Yüzük bulunamadı. Babam- dan, büyük bubamdan da yadiglırdı... Diye dert yanıyordu. Diğer kadın, tefr- rartadı: — Dediğim gibi, hemşice. ) n Dediği- mi hâ'â derim: Ucuz etin yahnlal ya- vön olur... Ağrı yüzü yerinde bir hiz. t Milerini, kollarmı salıyarak Kireaz. Tarâ buşladı ve kanuğa lamuşa, adilye korlderunu teveettiler, HÜSEYİN BEHÇET Edebi Roman: 65 İKOVUK PALASIN ESRARI —— Yüzza: Osman Cemal KAYCII —— kavuk oğlacı, bir gün beni — yakaladı, bu yeve Şiğli tarsımıda Hususl bir evde döni LAŞ Mümuz ber papas Uçuracağız, | isterseni sen de gel Diye beni kandır- | &. Şigi taruflarında husasl bir. ev dediği yer, gerçekien pek haş, pek ya- | analı bir yermiş... Üç arkadaş o gece erada ne eğlendir. ne vğtendik, ne oğ- dendik... Biz Üç kişi, kadanlar da üç | kişi Hİ Düsdüncü ciarek bir de Yaşit bir kâzdlın oruain görmüş, gecirmiş, Hecrübeli, n #a bir kilyası idi. Adı da güliba Kev- er Hanımdı. Öleki üç genç kadına B iktaal. kılaniri, Nebahai orta boylu, balk e- tinde, duru beyaz, — Münevver do yine oet boyiu, sarı aaçi, topluda, mavl gödü bir kadındı. Fakal bunlara pek Hacm da denemesmi, Çünkü üçü de on Bekizle yimmi Arasmda pok gençti ve |- bunların birl keman, biri ud çaiyor, | birt de okuyordu. Akşam kararlığında baştıyan İçkili ve sazlı, #ödlü muhafıbe. | tinriz tü gece yürumüa kadar, glltkee |( " frlan bir neş'e içinde Bürüp gLÜ, Fa. kat, ğam gece yarısı, tom on dde evin Kapısı çalınmıya — başlayınca Heslyası Kövser Tanımda da, kızlar- da da, hati bizim tuhaf, alaycı mü- Kalliz, dadkavuk arkadaşla du şalak a- tivordij, Acaba bu vakit gelecü veya ge- denler kümlerdi. v Kevser Hanım — pencereyi açip sos. tendi: —Kim o? — Açınız, yabsacı değili — Sesinizi alaamdım, kinminiz ba. kayım? — Nehrsm, Botrem! — Ne dediniz Rohram mıt — Bvet Behramla Rufyan! Behramla Radvan İsimlerini düyün. et hem Kevver Hanim, hem kızlar bütün adalindı ve sazardılar, Bu işler. de cok #öcmüs, geçirmikz, cok tecrübeli, Çak ürta olan Kevser Hanım fik gag. kinlık ve bülecani geçirdiden sonra bizer — Sİz dedi, cabilk. fakat öncime * Got kalta, behçe üstündeki odaya çı- kaal Sanra kızlara döndü: — Çöbuk siz de setrayi kaldırıp min. derkrin. kanapelerin üzerme uzanın! Biz, Ü Kkada çıkarken Kevsoe Ha- Ham da yüğapdan inliye nllye mendi. venleri iİnmiye bugladı. İKi dükika socra orta kvttanı ilst ka. 'ta çu sesler geliyondu! — Kimler vardı burada demin? — Yarim ssat kadar önce üç kibar zakafir vardı; daket vakit gecikliği İçin yacım önce kalkıp gittiler, Hatâ baksanıza, kızlarım yorgun, are Bin minderlere, kanzpolere uzanmış. lar. Nerde ise yulacaklardı, siz gekli- mizl — Haydi kur öyle ise sofraları da birar da biz keyiflenelimmi e — İyi arsma kalötın artık hati kal- gandı. Müstedie ederutaiz — onlar dlcaz dinlensinler, &je için, keyltenin! — Olkmaz, hep bersber içsceğizi Tam bu aralık üst kakta bizlin xığın- yumruklar, tekmeler, kütürlerle karşık bir kada çığlığıdır kopmasın mı? — Meğerse üst kağit, bizlen karşımızdaki odade da bir başkâ genç karkında irl yarı bir berif birlikte eğlenmiyorlar mı İndç! Anla. alan, tam bu mradâ medenee, ne ge beplense arakırında çıkan şiddeti bir #atil†yüzlünden vaziyet bu şekli alı miğ... Şimdi biz ne yapacıktık? Odamızın kapıaını arkesandan sünmeleyip birer küşeye sinmekten başka yapacak bir geyimiz yoklu ve Öyle de yaptık. Pa- nt açığıdan yukacıya hirer gülle gibi fırlıyan Behremla — Kidvam küvganen gürültünün bisim odadan gekliğini sa- Tarak birer tolnede bizlm kapıy ae dinasdevindder ve — iklsl birden — ba- dardılar: Dövdüğünüz kadın neredet, isazl D -| İki cepho mes'elesi Yazan: Ahmet Şükrü ESMER İki cephede harbetmekten ka- çınmak ötedenberi Almanyanın politika ve askerlik hedeflerinden bizini teşkil etmiştir. Biamark A. vusturyaya kurşı — 1866 harbini ve Fransaya karşı da 1870 harbi. ni açarken, Almanyayı böyle bir vaziyele düşürmemiş ve her İki muharebede Almanlar düşman. larını meğiüp etmişlerdir. Alman yanın 1914 mağlübiyetini yalnız iki cepbede döğüşmüş olmıya at- fetmek doğru olmaz, Bununla beraber, böyle bir vagiyetin Alı man mağlübiyetinde az çok Tol oynadığı söylenebilir. Herhalde geçen harpten sonra, Alınan as. kerleri, yazdıkları eserlerde, bir defa daha böyle iki cephede har- betmek zorutida bırakılmamala. Tını, istarla Alman diplomatların dan istemişlerdir. Alman dip'o. masisinin bu defaki harpte Al- man Genelkurmayını, pek ziya de çekindiği mehirfronikrieg, ya. ni çok cepheli muharebe karşı. sında burakmamas) herhalde bir Mmuvatlakiyottir. Almanya, harp- ten evvel, Rusya ile garp demko. rasileri arasındaki — anlaşınuzlık. laradn ve iltimatsızlıklardan lay. dalanmışlır. Komünist Rusyaya karşı sert bir cepbe âlımş- gibi görünerek, demokrasileri oyalar. ken, ansızın Rusya ile anlaşıver. di ve 1940 senesi ilkbahar ve yaz aylar; içinde garpteki düşman kuvvetlerini tasfiye etlikten sone ra 1941 senesi yazında şarka döne dü. Almanya şarkı garp kadar tasfiye edememiş ve harp 1942 senes. ilkbahar ve yazına intikal etmiştir. Ş'ahdi mesele, bu gele. cek aylar zarfımda buydan eve velki iki ilkbahar bareketlerinde olduğu gibi, Almanyanın yalnız bir cephe ile meşgul olup olamın yacağındadır. Bir defa hava mubarebeleri ba kıminadn Almanyatun geçen se. nodenberi tek cephede döğüşme. diğini hatırlamak gerektir, — — “Diğer taraflan Japonya harbe girdikten sonra Çörçil, söylediği nutukların birinde, o zaman bazı İngiliz politika adamlarının tek kinlerine kapılıp da ikinci bir cep. he açmıya kalkışmadığı için ken. dini övmüştü. Yakın zamanlara kadar ikinci cephe meselesi bahis mevztu olmadı, Yalnız arada bir defa Rusyanın Vaşington büyük elçisi Litvinaf, bir defa da Lomis ra büyük elçisi Maiski, Anglo . Saksonları, teşebbüsü ellerine ala mıya ve garbi Avrupada hüreke- te göçmiye davet ettiler, Bu da. vetin İngilterede müspet bir akis uşyandırdığı sezilmemiştir. Fakat Anglo - Saksonların garbi Avru- ptda Leşabbüse geçmeleri lehin. de Amerikeda bir hareket büşla- dı, Amerika esasan İzlanda ada. sina asker yollamıştı. Bu sıralar. da Amerikalılar şimali İrlandaya da asker yolladılar, Bu vakte kas dar garbi Avrupaya yalnız İngi Hizlerin asker çıkanmaları bahis Mmevzuu iken, bundan sonra, müş. terek bir « Sakson teşebh. büsünden bahsedilmiye başlandı. Son günler zarfında Amerika Genelkurmak Başkanı — General Marşal ile Cumhurreisi Ruzveltin şahsi mümessili Mister Hari Hop. kinsin — Londrayı ziyaretleri ve İngiliz devlet adamlarile görüş. meleri, bu ikinei caphe meselesini ön plâna #tmış bulunuyor. İngilizler de böyle bir ihtimalden açık alarak bahsetmektedirler, Anglo - Saksonlar hakikaten böyle bir cephe açmak niyetinde midirler? Pek tabil olarak bu su. sle müsbet veya menfi bir cevap vermek mümkün değildir. Mut. lak olarak bir caphenin açılaca- ğından bahsedilmesi, belki de a. çılmıyacağına "Dir deli! olarak gösterilebilir. Çünkü her askeri bareketle sünpriz mühim bir mü. vaffakiyet unsurudur. Eğer Ang- b - Saksonlar böyle bir cephe açe niyetinde İseler, bu teşeb- ün muvaffakiyeti namına, AL manyayı uykuda avlamak fay. dalı olurdu. Fakat Alman Genel. kurmayı da her ihtimali hesapla. mak zorundadır. Bu itibarla AL manların plânları üzerine, söyle- nen veya söylenmiyen sözlerden ziyade strateji durumunun icap. ları müessir olacaktır. Almanlar da ne düşündüklerini viylemıve Te lar,