[ğ"mh""'îtlimk, bugün on se- hci yaşında... Bu mutlu yıldö. hünü kutluyoruz. Daha binler. Yil tes'id edoceğiz! çe canlı devri yaratan Ata. ç, kim der ki: «Sağ değildir.. l*ni yaşıyan ölür mü hiç? O, Öyle kuvvetle yaşıyor ki; bü- ı': Millet onun açtığı inkılâp yo. da gidiyordur. Türk milleti . Alatürk birdir. Bir küldür. Ve bu. bu vedianın, Türkün başında 1 Ültürkün en aziz arkadaşı bu :"*-dı_ bina kurulurken onun- Baybaşa, elele veren İsmet İnö. Simüz vardır. Atatürk, söyleme. Siş miydi ki: qTıirk mülleti her vakit kal. n şef doğurmuya kadirdir! İte bugün, dünyanın şu en ka- VER, karanlık zamanında milleti. ::“— başında dimdik, azimkâr $ök hassas duran İnönü, Tür. ç Füreğinden doğan Milli Şe. itdir. Ebedi Şefimizi, onun Mhtaz şahsiyetinde ve ruhunda Uyoruz. z hi Güzetecinin hayatı eskidikçe, %ı':ıın da - çoğalır. İar, Ç acıları ciduğu kadar tallı- ı.’ davardır. Benim de güzeteci. &Ümm en heyecanlı ve aziz Cumhüriyetin ilân hâ. teşkil eder: WA'Z isenesinde merhum - Celâl “inin (İleri) gazetesinde çalı- lum. Gece sekreteri de ben- " 20 Birinciteşrin akşamı ma. t:_qu geçtiğim vakit bu hç 'a yeni hâdiseler doğuraca. —:ıldım-ı biliyordura. Çünkü o le Büyük Mület Meclisi Bi etinin — şekli ve Teşkilâli ı.d:::ııdun meseleleri mev. ŞŞti Fakat ne yalan aöyli 4 Cumhuriyetin hemen ilân Bunların *'*h ni düşünmemiştim bile.. he , “adan Meclis müzakeerleri. BaE Pırka içtimalarına ait tel. Eelmiye başladı. Haberler aç İNi tutmuyordu. Çok müte. M Kabinenin istifası haberi kş,:':hışı:v Büyük bir müşkü! &,'._b-nne. sahifeyi tertip edi- Ce Yatısı geçmiş, saat ikiyi h ç HU, Ajanstan telefon etti. Üz Mühim bir haber gönderece. Bilteni bekleyiniz! edir? diye, sordum. 'de henüz Ankaradan al- Müç Beklememizi bildirdiler. N"“ı bir sabırsızlık içinde h Acaha bu heber ne olabilir- lk..:'l_ine büyük bir vak'a mı SimeTR? — Mürettiphanede — içim #iğmıyordu. Saat üçü bal MA - Kü bak < CUMHURiYET'in İlân Edildiği Gün. 23 yıllık gazeteciliğimde en çok heyecan duyduğum andır İstanbul halkı toplar atılınca evvelâ e”nhun'umn ilânında (30 Birin ci teşrin 1923 salı günü) Vilâyette | mmerasime ait tarihi resim. X işaretli şahıs, bu hatırayı yazan muharririmiz Tevfik Necati Kozol'dur. pici, koşa koşa bülteni getindi. Mürettipler de meraktan titreşe. rek başıma toplandılar. Gözleri- mi dört açarak ve yüksek sesle o. kudum: «Büyük Millet Meclisi, Teşki. lâtı Esasiye Kanununda tadilât yapmış ve devletin şeklini Cum. huriyet idaresi olarak kabul et- miştir. Cumhuriyet ilân edilmiş. tir. Cumhurretsliğine Gazi - Muz. tafa Kemal Hazretleri seçilmiştir. İlk Cumhuriyet kabinesi de Baş. vekil İsmet Paşa Hazretlerinin riyasetinde teşekkül etmiştir. O kadar heyecanlı, o kadar e0ş. kunduk ki, bütün — kuvvetimizle bağırdık: — Yaşasın Cumhuriyet: Bu, beş altı arkadaşın sesi, mat. baayı çınlatıyordu; hemen sahi - feyi başlan aşağı değiştindim. Bü. tün sğtunları dolduran — manşet ve serlevhalarla bu, büyük İnkı. lâbı tebarüz ettirdim. Burada gazeteciliğin büyük bir zevki vardır. Şimdi © tatlı neş'eyi duyuyordum. Düşününüz bir ke. re: Bu anda mühim bir hâdiseyi bilenlerin ön safında ç kü; koca memleket ve İstanbul uyuyordu. Bu tarihi hâdiseyi, ka. rar veren Meclis ile resmi makam. lar, bir de gece matbaalarda ça- Jşan gazeteciler biliyorlardı. Bu sabah (30 birinciteşrin salı) uykularından uyananlar, bu mu- azzam inkılâbı elbel büyük bir heyecan ve şevkle karşılıyacek - lar; fakat bizden sonra öğrenmiş olacaklardı. İşte gazeteciliğin do. yulmaz zevklerinden biri de bu. dur. Sabah olurken atılan yüz bir pare topla şehir halkı evvelâ şaş- kın sokaklara fırladılar; lâkin mes'at haber çarçabuk yayılmış, gazeteler de kapışılarak — satıl - mıştı. Şehir gül gibi donanmıştı. O gün Vilâyette büyük mera. sim yapıldı. Merhum Vali Hay. dar bir nutuk söyledi. Yukarıda Tesimde (X işaretli) görüldüğü gibi başımda fes elimde kâğıt nut. ku yazdım. Kolordu kumandanı General Şükrü Naili de orada idi. Gazeteci arkadaşlarımızdan şim. di Ulus Müdürü Naşit Hukkı U. luğ v& halen askeri hizmetini ifa eden Cumhuriyet istihbarat şefi Fuat Duyar, eski gazetecilerden Ramiz de vardılar, Bu unutulmaz hatıranın zevki içinde şu hatıramı yazarken bil. lâhi gaşyoluyorum. Ve bugün da- ha büyük bir - vecid ile bağırı . yorum: — Yaşasın Cumhuriyet! Tevfik Necati KOZOL gea MİZAHİ FIKRALAR ssmunz | Ah, Bu Çocuklar! Ah, bu çocuklar | Çocuk — Büyük & tufan | diyorlar, o ne demek? Büyük anne — O çok eski bir bettet Çok, pek çok zaman evvel dünyayı sel bastı. İnsanlar, hayvanlar hep boğuldular. — Sen nasıl kurtuldun? . 9. ; Bay Hamdinin arkadaşı Sulhiyi Ziyarete geldi. Kapıyı açan çocuğa sordu: — Nerede bağan? — Dişçiye gitti. Belki bir sasle kadar gelir. Ya, vah, vah! Demek ağrıyordu. — Yok, yok amca! Babamın hiç bir dişi ağrımıyordu. Yalnız an nemin dişlerini yaptırmağa gitti. Minimini Necdete, bir kardeşi dünyaya geldiğini haber verm! ler, Necdet; — Koşayım da anmeme müjde vereyim, demiş. dişi &- Çocuğa yardım n biri, bir gün &0 ken, ufacık bir ço - cuğan bir evin kapı ziline y ğe uğraşt yanına gidip - Dur çocuğum, dedi, senin boyun yetişmiyor, be nçalayım. Ve uzun uzun çalarken, çocuk kahkaha ile çalmağa başladı. Hay- retten dona kalan — adamcağı kolundan tutarak: — Haydi şimdi savuşalım, dedi, içeriden ev sahipleri Çıkarsa, ikı. miz de dayak yeriz. Meleğim — Anne, meleklerin kanalları var mı? — Var yavrum. — Uçarlar mı? — Uçarlar yavrum. — Babam dün akşam hizınet- ci kadına «meleğim. dedi. O da uçaca mı? — Yarın uçacak yavrum Mektepte yangın Annesi — (Uykudaki — oğlunu uyandırarak) kalk, kalk' m:ktep yanıyormuş. Çocuk — (Gözlerini açarak) öğ. retmen de yandı mi? anı görüp acıdı va Mevki Baba — Nasıl, mektepte iyi bir mevkün vardır. inşallah? Çocuk — Çok iy5 baba! Sobayı tam benim sıramın yanına kut — Höcan neden sana dariklı? — Kababat benim mif Öteki arkadaşlarımın hepsi — derslerini öğrenmişler de ondan... En büyük delil Baba — Oğlum, — mektepten memnunsun ya? ve timiyor mu ? — Evveke hiç tanıdığımı yok- tu, canım sıkıliye'rdü. Şimdi *liş. tim. — Âlâ, hocaların da senden memhun mu? — Evet hepsi memnun! — Neroden biliyorsun? — Müdürün kendisi öyle söy. 1 e ğ , eğer mekteptek! bütün talebe senin gibi olsaydı, bir dakika düşünmez, mektebi ka- | patırdım» gördün ya baba? beni >dasına — çağırdı. | | Hayatın ÇEmaL sahifeden devam) | sem, şimdi gözlerimin önünde ka- rısile kızından ayrılıp ebediyyen bana döneceğini söyledi!.. Buna karşı on Yarın gö- Tüşürüz» dedim ve düşünmek için müsaade istedim. Fakat ertesi gün Tandevuya gitmedim. Akşama ka. dar bir karar vermek arrus 'e dü. şündüm. Nihayet; bu yuvayı da- Belamıyacağınm, gençliğini koca. sının yolunda harcıyan karısına, istikbulini — babasının — varlığına bağiyan yaşmdaki kızına krya miyacağımı ağlıyarak — kend fedays karar verdim. Yakınındâ dolaşanlardan, nevakittir. baba « mın israrla teklif ettiği bir gönç için sevet!..» dedim. Bu evet; ev- Hliğimin imzasi yerine geçti. Ön beş gün sonra o gençle nikâhlan. dım. Düğünümüzün yapıldığı gün de Müeyyedin Avrupada bir ted. kik seyahatine çıktığını duydum:. | | Evlenişimle beraber her şeye | feda ettim. Ne Adada yeşil çam- ların allına uzanarak, ne plâjda dalgaların şen ninnisini dinle. | yerek, ne de aysız, yıldızsız gece. lerde penceremin —önünde şez - | longa yaslanarak «O» nu, aldatan | E:îmüu ri (Sancı sahiteden devam) | imşa edilmiş, Taksim, Eminönü meydanları tanzim olunmuştur. 1940 yılında yalnız yol inşatına 1 milyan 500 bin lira sarfolunmuş- bur, 941 yılı içinde de 5854 metre makadam şose 10667 metre kat - tan kaplama 390 metrelik mozaik parke yol inşa edilmiştir. Ayrı- ca Şişli - Kâğıithane ve Kasımp - aşa Halıcıoğlu yolları da yapıl. maktadır. Bundan başka Üsküdar ve Be. yazıt meydanlarının asvalt inşa. sına da başlanılmıştır. İSTİMLAK IŞLERİ Belediyemizin istimlâk işleri- | ne sarfettiği para da her yıl art. mıştır. Ezcümle yalnız son bir se. melik istimlâk işleri için 1,387,885 Hira sarfedilmiştir. Eminönü istimlâkine 260671 lira Misir çarşısına 269126 lira, Tak. sim kışlasının —açılmasına 50000 Şişli polis karakolu — istimlâkine 28900, Emirgân Kırmızıyalı 23690 Barbaros türbesine 16178 Beya- zıt Koska istimlâkına 221725 lira müteferrik istimlâk işleri için de 444870 lira garfedilmiştir. Ayrı. | ca Taksim meydanının istimlâki in de 300,000 Hira sarfedilmiş . tir. Bunlardan başka Atatürk Bul. varı istimlâkleri de devam olun. maktadır. Yukarıdaki rakamlarda görül- düğü veçhile son yıllar — içinde Romanlarından | Oşiyorum. Fakat <Ük aşk, döntlen | 'tanbul Belediyesi A B Hakik sevgiliyi düşünüyorum. O artık bir serap, hayır bir rüya oldu. | Zalen ben ön sekiz yılhk ömrü - mün en eşsiz rüyasını o büle ge- cesinde görmüş, genç kızlığımızın | €n saf emellerini hep ha; tahakkukuna yamın sabahi geç, çok geç ve acı geldi. Sevgi ve ümit nasıl şen bir balo gecesinde çilgin bir hücumla kalbimi daldurdi ise yine bir balp gecesinde gönlümü öldürdü!.. Ondan sonra balolara, erkeklere düşman oldum. Ne vakit gazete. lerde; balb ifânı görsem,jatka - daşlarımdan, — kocâmdan İçitsem ürperiyor, Tilciyorum. —Bu ta- hatturla içimdeki yara kanıyor > vakit kendimi evliliğimin varlı - | gında bezhude yere avutmağa Ça - dinmez ağrının sızlayışile buna | müktedir. Olamayınca gözlerim | yaşarıyor, ağlaya ağlaya 1sz bir | köşeye çekilerek: «— Yalancı adam.. Nankör mah. | lük. On sekiz yıllık gençliğimden | tekmil bir bahar çaklın.. Kalan | ömrüm bütün kış!..» diye inliyor, inliyorum!.. Halük Cemal yette İs- şehrin yol ve imar işlenine sarfe. dilen paranın yekünu Belediye . mizin yol ve imar işlerine verdiği ehemmiyeti kolayca anlatmak . tadır. MAARİF Maarif faaliyetimizin bu yılki inkişafları bilhassa — memnuni - yete şayandır. — İstanbul Maarif Müdürlüğüne bağlı bulunan şe - hir, kaza ve köy mekleplerinin muallim ücretleri todrisat levazı. nt için 1839 mali yılında 129 bin Tira sarfolunmuştur. Yeniden a - çılan mektepler her yıl çoğalmış ve yalnız san yılda yeniden kaza ve köylerde $0 ilkokul küşat olun muştur, Bütün bu &zahattan da anla - şılacağı veçhile eskidenberi ihmal edllen İstanbul şehri ancak Cum. huriyetin yaratıcı ve yapteı elile umrana kavuşmuştur. Bel miz her sahada gittikçe artan bir nerji ile yundumuzun bu cennet köşetini her yıl güzelleştirmek . todir. Şumdi de tekmli dünya harp ateşi içinde kavrulur, marureler harap olurken mes'ut Türkiyenin bu gözbebeği şehrinde daima um- ran ve tanzim faaliyeti artmak. ta, harabeler gülüstane dönmek. SADETTİN IŞIK 4 Tenbel adam, iyi vatandaş değiğdir. ifavır ve edanız | açar. | iki, ön beş yaşlarında hiç farkına | yetle cevap veriniz: CuaDıncan için | Duruşunuz, | | | ne halde? Dikkat ederseniz, gi inüz, şöyle kibarca yürüyen, otururken rahat, sakin, kendine has bir za. raf oturan — kadınlarımız ne kadar azdır. Bu hal, ekseriya mek- tep sıralarından kalan bir itiya- din devamıdır. Çok ağır kitap « lar taşımak, dershanede sıraya fazla eğilmek sonradan tashihi çok müşkül gayritabilliklere yoi Bu bakımdan analar çocukla . rına, bühassa kız çocuklarına çok dikkat etmelidirler. Bilhassa on varılmadan vukua gelen itiyat - | lar, artık insanın bütün ömrünce deyam eder. Bu kötü — itiyatları gidenmek için kimbilir insanın ne enerjisi olmalı. Aşağıda birkaç sual veriyoruz Bu sualler hem ânmeler, hem de çocukları için nöt edilecek sual - Terdir, Bu suretle anneler için de, çocukları için de dikkat edilecek moktalar birden — tezahür eder, Dikkatle okuyunuz ve samimi . 1 — Ayakta iken dik duruyor musunuz? 2 — Sırtınız düz mü? 3 — Çeneniz hafif kalkık mı? 4 — Karnınız çekik mi? 5 — İki ayağınızın üzerinde sağlam duruyor musunuz? 6 — Oturduğunuz zaman, dik duruyor musunuz? Yoksa ken - dinizi bırakıyor musunuz? 7 — Oturduğunuz zaman, san. dalya, kaenpe vaya koltuğa iyice yaslanıyor musunuz? B — Omuzlarınız dik duruyor mu? 9 — Başınız dik duruyor mu? 10 — Oturduğunuz zamar. ayak. Tarınızı şöyle lâtif ve kendi ha « linde bırakıyor musunuz? 11 — Hafif hafif mi yürüyor - sunuz? 12 — Yoksa ayaklarınızı basa basa mı yürüyorsunuz? 13 — Başınız dik mi? 14 — Vücüdünüz dik mi? 15 — Omuzlarınız geriye doğra mu? “16 — El çantanızı koltuğunu « zun altında sıkı sıki mi tütüyor « sunuz, yoksa şöyle daha serbest mi? Bu suallere ya <evet» diye ce. vap verirsiniz. Yahut — tereddüt edersiniz. Yahut da «hayır» ceva: bile karşılaşırsınız. Tereddüt et « iniz ve «hayırı döye cevap ver. diğiniz suallerin —altımı kırmızı kalemle çiziniz. Tavır ve edanıza uygun olmıyan bu hallerinizi tas. hihe çalışımız. Okuduğunuz zaman, ışığın doğ- rudan doğruya omuzlarınızın ü - zerinden kitaba gelmemesine dik. kat ediniz. Yazdığınız zaman, ya. zı masamz boyunuza göre olma- | sini, muasırı olan | taalükatı müdebdep ve mutanları 7 —SON TELGRAF — 29 Iinci TEŞRİN 1Mt iütnale vW ziT REİLireRemTAR gaviR l aeL —e Yakın Tarihten.. y SULTAN AZİZ'in “TAVLA MERAKI Hünkârın dadısı ile yaptığı tavla partileri Hazinenin , koşan Köçe Oğlu - Padişahın bir sözü FT imdadına ultan Azi zamânının ea s müsrif &mdarlarından | biri idi. O, Osmanlı ülke - Mısir. Hadivi İsmall Paşa da Masir — eyaletini kasıp kavurmuşlar, — şahsi âmal ve ihtiraslarına ölet ettikleri dev. let hazinelerini tamtakır brrak - mışlardı. Gerçi kendilerile hanedan âza. ları, vezir ve vükelâlarile aile ve bir hayat sürmekte, bol keseden semahat eserleri göstermektle idi- ler, Fakat, devlet ve millet müza. yaka içinde çalkamyor, memle « ket de bir taraftan yavaş yavaş istiklâlini kaybederek, padişaha ve sâraya para yetiştirmekte olan ecnebi sermayelerinin pencesine düşünyordu.. Bu itibarla yabancı teşekküllerin sayısı günden güne goğalmış ve milli sezvet kemen hemen pek mahdut, pek basit bir şekil almıştır. Tam manasile müstebit olmak. ia beraber, son derece azametli ve zaman zaman müşahhas hol- kâmlık alâmetleri gösteren padi. şahin en çok sevdiği ve al . dığı şeylerden biri de tavla oyu- nu idi, Vezir ve vükelâmi yarya - nında iyi oyuncuları intihap ode. rek, onlarla lavla başında uzün Aziz, ka. sevincile - pek güzel olan - ellerini birbi . rine vürgrak izharı sürur eder, kaybettiği vakit de, âsarı tehev . vür göstermekten kendini mone. demezdi. Devrin iyi tavla oynı « yanları için sarayın kapısı açıktı. | Bunların arasında Agop Köçeoğ - lu da vardı, Padişahın en büyük kafadarı ve dostu olmak şercfine kavuşan bü zat, İstanbulua en zengin sarrafı idi. Sultan —Aziz Bibi bir padişaha ne münasebetle yanâaşlığını ve ne suretle emniyo. tini kazandığını anlamak için, b nebze ondan bahsetmek faydadan hâli değildir. Bop Köçeoğlu'nun babasının, Mısır Hidivleri Torahim pa. şa ile oğlu İsmail paşanın vekilharcı olduğu söylenir, Bu | itibarla külliyetli bir mirasa ko . | nan Agop, İstanbula gelecek raflıkla tştigale başlar. Zaman ile işini büyülterek ax bir müddet zarfında memleketin namdar bir maliyecisi olur ve tabiatile Sul- tan Azize çatar.. Padişahın deli. cesine sarfettiği paralar netice - sinde sık sık boşalan hazinei dev. let, Agop ile saray beyninde anlaşma — ve — istikrazlar saye sinde biraz canlanır.. Bu suzelle Agop, Padişahın hem sarrafı, hem de gözdesi olur Bir taraftan sarayla olan para işlerine devam eden Agop, diğer faraflan — müzayikada — bulunan kimselere de terhin ettikleri em. lâk ve mücevherat mukabilinde mühim ikrazlarda bulunur. İs - tanbulun yegâne kudretli sarrafı, padişahin da mahremi estarı ve aziz dostu bulurması ve dolayı - sile baizi itimat bir şahsiyet te lâkki edilmesi, Agobun o zaman. iar her kula nasip olmıyan bir sür'atle külliyetli bir servet edin- mesine müessie olur. Sultan A- zizin sayesinde bu şeref ve mev. | kie ulaşan maliyeci, maddi ve ma l nevi bülün varlığını — efendisine medyun olduğunu unulmaz. Ser. | vetinin mühim bir kısmını onun ' emrine âmade kılar | Beyoğlunda, bugünkü — «Şehir Tiyatrosu» nun karşısındaki ma. hut konağı, padişahi kabul ede- bilecek bir tarnda yaplırır. Fil . hakika, Hünkâr, şimdiki «Hris . taki hanı> nın yerinde bulunan «Naumn tiyatrosu> na sık sik gi - İt ki, çok eğilmeğe mecbur kal . mayasınız. El çantanızı, koltuğunuzun al « ftında o kadar sıkıştırmayınz. So. kakta bir mağazanın vitrini önün- den geçerken, nasıl yürüdüğünü. kontrol ediniz. k der ve tiyatroya girmeden evvel Agobun konağına uğrıyarak bi - raz oturur, şahsına lâyık bir su. rette izaz ve ikram edildikten $0fle ra oyuna girermiş.. Yine © devir. de yaşıyanların rivayeline göre, bazı defalar, cüma — selâmlığına çıkmadan evvel, Padişah, Agop ile sarayda tavla oyununa dalar, merasıme iştirak edenlerle gü - zetgâhta bulunan askerleri bir intizarda bırakırmış.. y, gerek maliyı imdadınâ yetişen, ikraz ettiği pa- ranın faizile zamanının en kud - retli zenginlerinden olan, ve borsa oyularında ihtısas sahibi bulun. ması dolayısile efendisine de bir çok paralar kazandıran Agop. hu- susi hayatında da cömert ve hü- yarsever bir zat imşi, Kölliyetli Mmalyetile Alerhdağına kır safasına çıktığı vaklt, orada kurulan pa: zardan birçok kummaş ve dokuma- lar satın alarak köylü kızlara da. gittiğini ve ayrıca nakdi teber - rularda bulunduğu söylendiği g. bi, hini vefatında da iki milyon altın miras bıraktığı rivayet © - lunur... * ir gün yin* bir iş zımnında saraya çağırılan Agop, he- men arabasına binerek ma- beyine gelir ve şerefsudur buyu. rulacak iradei seniyeyi bekler. Epeyce zaman geçtiği halde, hi. iâfi mutat henüz huzura çağırıl « madığını görünce, karinlerden bi. rine yaklaşarak bunun — sebebini anlamak ister, ve'şu cevabı alır: - Zatı şahane haremi hüma - yunda dadılarile tavla oynuyoc - lar.. —. Ne vakil böşladılar? — Henüz şimdi haremi teşrif buyurdular.. Çerkez kalfamın pek iyi tavla oynadığını, Hünkârın da kalfa ile yaptığı partilerde, ekstirya ye « nilmiğini ve partiyi tekrarladığını bilen Köçeoğlu, hemen kalkarak evinin yolunu tutar ve külliyetli bir meblâğı havi küçük el çan - tasını hâmilen tekrar saraya av - det eder, Biraz vakit sonra haremi hümayundan çıkan Sultan Aziz de kendisini huzumuna kabul eder. — Mihriban beni - yine yendi, der. Beşe üç ile oyunu kavbetlim.. — Efendimiz sağ olsunlar.. . — Oyunu kaybetmekle kalna. dim, bir de ev kaybettim. — Ona bir ev vadetlim. Bör öldükten sonra süründesin, ba « şın sokacak bir yeri olsun.. Sen: başka bir iş için çağırlmıştım, a. kat bu iş.dâha mühim. Yarın be. nim içim.. Nekadar dâ lâzımdır bilmem ki... Vaziyeli kavrıyan ve Hünkâ . rın diyeceğini anlıyan Agop, he- men cevap verir: — Sarayı hümayuna — celbimı mutazammın iradei şahanelerini tebellüğ etliğim csnada, bir meb . Tâğın tahsili ile maşguldüm. Ben. dehaneye uğramadan saraya koş- tüm. Arabadaki çanlamda iki b'n altın miktarında nakit mevcuttur. Bu para şimdiden Mihribah kal. fama emrine âmâde kilımabilir, muvaffakiyeti şahanelerini irade telâkki ederim... Bu âni ve samimi t memnun olan Hü tan Agobün işgüzarlığile sadakat ve basiretini takdir ederken, “di- iğer taraftan da kendisine bir ce. mile olarak: Aferin Agop Bey, der. Os. manlı âlkesi şimdiye kadar - bir tek Abdülâzize sahip oldu.. Fakat koskoca İstanbul da bir tane Kö. çeoğlu gördü!... * Ne mutla Türküm diye. nel ve Cumhuriyet Çolmaz)ı (0. lur) yaptı. * Vatan borcu çalışma ile ödenir. * Büyük millet, Büyük in- san yetiştirendir.