10 Temmuz 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3

10 Temmuz 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çi Kdi ka) ; ” a. Ve üs denizciliği.. zan: Ali Kemal SUNMAN tük Sark sularındaki Rus do- "Ması japonlar tarafından tah- diği zaman Çar İkinci N '« Baltık denizindeki filonun da ollanmasını düşünmüş, bü anıharplerini toplamış, bu- he diyeceklerini sormuş. Çar.r ksadı hakikaten salâhiyettar e- İların reyini alarak — bir çare ak mi, yaksa kendi uaaığ ni kel dirmek mı 2, Her neyse.. Hükümdarın de- ine itiraz yollu mütaleada bu Bacak olan nkü Rusyanın tac ve 'tahtına lik olana höş görünmek iler daha evvel davranmışlar ların haşmetlü Çarının silhan» reket ettiğini n için şim DEYİ münasip görürse — on Si Tâzım geleceğini söyle- Er. Artık İkinci Nikola da 0 liste kimlerin itiraz edip et- Yeceklerini daha ayade aras Mağa lüzum görmel Filaya £ Veriliyor, nihayet âkibet ma: Aylarca yolculuklan — ve İRünluktan sonra japonlar ta dan batırılmak. tu; harbindeki bu faciadan a Rus Çarlığı milyarlar sarfe- ok Mnütlefiki Fransanın kese, daşanarak kendisine küvvet! onanma yapmağa teşebbüs y ebbüs et, tir. Fakat bu donanmanın ba- KN çok Vak'a geçti. İsyanlar 1. Sonra geçen harbin de Karadenizdeki Ruş irleri İngilizler tarafındaı h n bas ildı. Yine Karadenizdeki donan- n bakiyesi de Fransızlar tara- Han alınarak Tunustaki Bizerta lanına götürüldü. " Olduysa oldu, ekde ne varsa n :—1 Rşn.yıva kâfi gelmiyeceği .lydı_ Rus - japon harbin. y'—%)ehl&n sonra Çarlık deniatağı yakarı yirmi senede Kanez küvveli vücude getir- ::ls:;n harbin son devrelerin. YeR) kılmasından beri de SVatlak bir hesapla yirmi "l::ı düha Sovyetler taralın. düşk Paksatla geçiri demek ki kırk se- Beliyor. nihaye- tahtler. Bir zaman hun d; h FESe h!":ilîvle bir hulâsasını yap- | veret Rusya yeniden bir deniz Mt Malik olabilmek için A ne vakit başladı? e Sohraki Rusya bu işe de d n”_:':wk iztemiştir. Ancak bun yay ) Fti sene geçmeden Ve ehemmiyeti ta. dare ölmüş. Beri ı:ıı'aııııqıkı döst h yi Ber muaveneti N görülmüştür 4 H :?imf:ymşnıı— idare Bi adaki yeni id. ııı:: Rusyanın, ır:ıımd;r:i Zdi ti Bünün a lsya için İtalyan müle. Mnın, fen adamlarının bi B istinaden beklemele Slar DEBİ ROMAN: 57 'ir Cinayet Davası Yözan: ETEM İZZET BENİCE andaki sevgisi azami bir i hi zluk içindedir ve buna ra; _îdlnm. karşı feragatkâr ü -ı_ııııııı da bilmiştir, O Şük- ölümünü gazetede oku; nün ya- Sürenmiştir, Şükriyenin ölü- adalet Yrik Makinesini ellerinde “fledilmez bir hata n sözü işitimemiş. | | | Yuvarlak bir hesapla şu son kırk senelik devrede Rusların deniz. tarihinde baş göstermemiş — vak'a kalmamıştır; denebilir.. Bgisine müracaattan başka çare kal- Mamıştır. İtalyanlar bu İşte a- | meli adamlar olarak hareket et- 1 erdir. Roma ile Moskova ara- sında öyle samimt bir doştluk ©- mazdı. Lâkin İtalyanlar Rusya gibi petrol ve buğdayı bol bir memleketle alışveriş etmeği h- mal etmemişlerdir. 838 de Leningradda büyük - bir | tersane - yapılabilmiştir. Butada usyanın büyük bir kruvazörü vyet Rüsya bununla kalmıyacağını gös- | ter ar. ki 937 işi daha ileri i, bunun için de Amerikanı: iyline müracaat etmeği ı muvafık buldu. W enememiş, Ru kendi kruvazörlerini kendileri yapmağa karar vermişlerdir. Fakat 923 den bu harbin başına kadar geçen se- neler zarlında Reş l takip e şu oldu ar : ÜTUNU— ! İş Ve İşçi Arıyanlar, şikâyetler, temenni: V ler ve müşküller Kimsesiz Bir Genç İş Arıyor İ7 yaşında Lise 2 de kimsesiz bir SOhç İş arıyor. — Riyaziyesi — kuvyetli, | yazası güzeldir. Küvtu ücretle taşcaya d8 gitmeyi kabul eder, Talip olacak mühterem — iş sahiplerinin Son — Tel- İ Halk sütununda (Çalışkan Türk) | Tumuzüna müracaatleri rica olunur. — | »Fakir Bir Türk d | İş Arıyor Lise IT ci sinifa kadar okudum. Ma- lerde verilecek ölün münasip — işlerde künastkâr bir ücretle sartakalle çaliş- Müya tanhhtr ederime Arzu edönlerin, Uzküdar 88 No, lu Altınlaş'a bir Daktilo da Bilen Genç Bir Kız İş Arıyor Örtamektebin 8 inci sınıfına kadar | okumuş ve bir müddet telefon —san- | tralinde çalışmış, yazısı, ifadesi düz< gün, daktilo bilen genç bir kaz — iş a- vanaktadır. Kendisine vazife vermek isliyta muhterem İş sahiplerinin Son Telgral lk sülur ida «Dükliler ru- muzuna yazmaları rics olunur. | Süriyer Sulli Mahken DALABT | Davacı avukat Oral Dilekin şa- yian mutasarrı! bulunduğu Bo . ğeziçinde — Enurgânda — Mirgün caddesinde eski Emirgân ve-Y: ni kalfa yeni Emirgân Hakkâk Yümnü sokağında kâin eski 48 | ve 10, yeni 72 1/10 numara ile | mürakkam gayri menkul hak . müddeialeyh E- izalei şuyu diği meşruhat ve zabıtanın tah - kikatına atfen anlaşılmış oldu « Bundan bir ay müddetle ilânen | tebliğat ifasına karar — verilmiş - tir. — Doruşmanın — bırakıldığı 20/6/941 — saai 10,30 da mahke - | mede hazır bulunmanız veya ka- Punl bir vekil göndermeniz lü . amu flânen tebliğ olunur. (5881) Na çıkarmak, .(.İl'ıwl sırası eh gazifemi başarabil hayatımdaki en bi tadacağım, Bunmun için de aşağıdaki dilek- ıırıın(ıı_ kabul ıd'.[:::'ı':ı dilerim: 1— Şükriyenin menkul ve gayri mçakul serveti en esaslı bir şekil- de letkik edilmelidir, Bankalarda | işleten mitesseseler- de kendi mamına ne kadar para, esham ve tahvilüt yatırılmış oldu. u. son hesap vaziyetlerinin ne va- Tiyetle bulunduğunun resmen tah- | öterim. Eğer, sön zamanlar- | kriye hesabıma çekilmiş bir para varsa bankalardan alınacak hesap vaziyetlerinde bu iyidem i- | | funderulinasını isterim. _.Wı,_vc tarih sırasile tebarüz et- | Gazete ve tenkid Mâkul bir arkadaş bize şöyle dedi: «— Bir dairenin bir mües- sesenin en küçük hatası üze- rinde ısrarla durur, bir sürü tenkid yaparsınız. Hatasız iş yapmak, elbette, herkesin iz- | tediği bir şeydir. Fakat, bir takım sebepler, zaruri şartlar vardır ki, neticeyi hatadan sâlim kılmaz. İstiyerek, bile- | rek hata yapmak, tabü, bu, | hüsnüniyetin dışına çıkan bir | hâdisedir. Gazetelere bakıyoruz. Ga- zeteler, kendileri, hatadan daima sâlim midirler?. Me- selâ, tertip, tashih yanlışları. Şüphe yok ki, bir gazete, mü- essese olarak, sahileler üze- rinde böyle hataların göl mesini istemez. Ve hataların | olmaması için de, bir takım tedbirler almıştır, çarelere başvurmuştur. Buna rağmen, tartip ve tashih Fatdare | arkası alınmış değildir. yaparken, daha insaflı bir ka- lem kullanmalı, bir. takım fevkalâde sebepler, zaruri şartlar bulunduğunu göz ö- nünde tatmalıdır.» BÜRHAN CEVAT Pancar Hiatleri arttırılacak İklisar Vekâleti, pancar yetiş. tiren köylünün fazla kazanması için pancar mübayaa — fiatlerini arttırmak üzere tedkikler yap - maktadı>. Bu sene havaların çok müsalt gitmesi yüzünden pancar mahsulü fevkalâdedir. Şeker is. tihsalinin ise 100 bin tonu geçe- rek bir rekor teşkil edeceği tah. min edilmektedir. ROKR Suyun, vücudümüzün Üine, mesamalın — vazilelerini 1 yikiyle yapmasına ne büyük fay- dasi olduğunu — hep biliriz. Onun ça yaz sıcaklarında denize, melsi- re, havuza — girmek mümkün - ol- mâzsa, evlerimizde duş yapmaşı, yani vücudümüzü sudan geçirme- yi bir itiyat haline getirmeliyiz. Yazın ise, en evvel deniz akla geliyor. Göçen bir yazımızda söy- kediğimiz gibi, deniz banyosunun kaldelerini hatırlatalım, Suda en nihayet on beş dakikadan — fazla dürmamalı. — Herhalde — Ütreme, ürperme başladıktan sonra denize den çıkmalı. Çünkü — vücut kalori zaylalını tazmip — edemez. Banya fayda yerine zurar vetir. Yemekterimizi müteakıp saya girmek, yahut suda — yıkanırken Bastlerce — denizde kalar — ve- yahul islak mayosü ile güneşle- kurunup lekrar suya ginenler, bu ihtiyatsıylıklarının — cezasını çe- zasını çekerler. tirilmeli 2— Şükriyenin evinde erkek hizmetkârlar da vardır. - Bunlar: | bahçıvan Dehreli Şaban, ahçı Bo- | Tulu Müstafa, uşak Sivaslı Meh- mettir. Cinayet bahçeden odaya merdiven dayıyarak girmek şek- guna ve bunlar da bahçedeki dairede yattıklarına | göre şahit olarak buraya getirilme- lerini isterim. 3— Şahit olarak buraya getirti- len ve dinlenen evdeki kadın n tahdemler haricinde Ulviye hal Sacide kalla, Nevit ve Lâtile var- | dır. Bunların da şahit olarak cel- bi lâzıı 4— Güzinin şahit sıfatile huzu: runuzda dinlenmesine müsaade- nizi dilerim. S Şahadeti ile asıl katilin bu- | Tunmasına yardım edebileceği ka- matinde olduğun Ferdinin bun- dan böyle her muhakemede ma lümst ve iladesine müracaat edil- mek üzere muhzkemede bazır bu- *Muzaffer dileklerini büylece x- MAHKEMELERDE: Geçme ey ruhu revan ömrü şitabanım gibi “Huyunu suyunu bilmediğim kadı:- na ağzımı açarsam ağzım kurusun,, İki genç, koridorda bir kanepe- | nin üzerinde oturmuş, sohbet & | diyorlardı. İkisi de, ya mustalah konuşmağa meraklı | Ya. hut da alay olsun diye yapıyor- Her halde Msanları bugü- kendilerinin lisanı değil. | Arada sırada eski şairlerden ediyorlan, her bahseblikleri | şairden de birkaç parça ol lardı.. Fakat, öyle derme çatma, üstünkörü değil, adeta, — veznin taktine, kelimelerin — teevidine Tüayet ederek, çok düzgün oku- rorlardı. Sümbülzade — Vehbinin Tuhfei Vehbisinden — tutun da, Nedimin gazellerine, Vasılı Ende- Tuninin — divanına, Ziya paşanın Zafername şehri, terci ve terki- bina, üstat — Hamami zadenin Hamsinamesine, hatta Sürürinin müstehcenliğile meşhur Sakal - namesine kadar bitçok eserler- den bahsettiler ve parçalar oku- dular. Her halde ikisi de bu va- dide . genç olmalarına rağmen - hayli üstat — olacaklardı. Fakat - onlar gibi kanuşayım - ikisinin de sinnü salinden memul değil- di ki bunlar bunları — büsinler. Onlar tam bu sahbeti koyolttuk. ları sırada, koridorda — karşıdan, razanü hıraman, harikuaâde, dil. üba bir genç kadın sökün etti. Yürür gibi değil, adeta, süzülür gibi, uçar gibi 'ondu. Olgun- luğu, dolgunlağu, bütün hariku- lâdeliği, ta uzaktan belli oluyor. du. Gençlerden biri, o görünüt? d bah görünmez: «Hubub eder — gibi reftarınız ne hâtettir. *Acep nesiymi seherden mi afe. videsiniz?. i yapıştırdı. Kadın, — etrafına mü- tehakkim ve müstehzi — bakarak yürüyor, onlara, daha doğrusu bi- ze doğru geliyordu, Zira ben de, onlarıt oturdukları kanepenin bir ucuna yerleşmşi, onların konuş. tukları ile hiç alâkadar değilmi. şim gibi sigaramı tellendirmiş, fa- kat kulağımı onlara vermiştim. Genç kadın, salına salına, mağ- rur ve mütehakkim, önümüzden geçerken diğer genç de bastırdı: | «Siynede bir lâhza ârüm eyle yel cânüm gibie «Geçme ey Tuhu revan ömrü şilabanım gibi> Kadın, hiç ehemmiyet verme. di. Burun kıvırıp dudak büke . rek geçip gilli. Öteki genç, bu beyti söyleyene: | — Sen de, dedi, zendostluğu | kal otuz beş sene evvelkisine a ettin. Eğer şu bânü kelimet vahidesini fahmedebildiyse ben rusiyah olarak gezmeğe razıyım. — Kadınlar bu vadide muta - raya kayduklan sonra sözüne de- vam — Yüksek heyeti huzurı tirilecek olan bu şahitler ci hâlâ örtmekte bulunan sırrı mu- | hakkak aydınlatacaktır. - Bu barla dileklerimin aynen kübul e- dilmesini isterim. yurada sörlerini kesti, dakika kaşlarını çata- rak ve ilk kararını kafasının için. | de vererek düşülndü, sonra yanın. görüştü ve kararını etli; a velü vekilinin talepleri hak- kı müdafaayu temas ettiği men kabul edilmiş ve muhakeme menin on beş gün 5 nin tarihini söyledi kalktı. Muhakeme salonu bu yepyeni yaziyet ve hava karşısında uğul- tuya boğulmuştu!. Dördüncü Celse Pemderişik bir hava Gazetelerin verdiği haberler, Z Yazan: HÜSEYİN BEHÇET —| —— Anlamış gibi gi düyarir. Böyl sallifler gibi! rünmekten zevk daha iyidir. Bak bak!, şunun davasını... ç, ileride, genç girdiği mahkemeye doğru düler, Ben de kalklım, arkaların. dan yürüdüm. Onlar mahkemeye girdiler.. Ben de girdim. Genç ka. dını şimdi daha yakından görü. yordum. Cidden harikulâdeydi. Duru beyaz çehresi, — sıkıntıdan pençe pençe surarmış, daha güzel bir hal almıştı. Hâkimin karşısın da yalnız duruyor, Soracağı su - ali bekliyordu. H akını okudük! im, sonra dava ev a dedi — Bakın.. Bisikletle giderken birdenbire bisikletten inip Şakir isminde bir genci yumrukla döğ. müş, bir dişini kırmışsınız. Nasıl ve nedeti yaptınız bü işi? Genç kadın, utana utana, etra. | fına bakına bakına, tane tane an- latmağa başladı. Bea sporcuyuna.. Ata biner, bisiklete biner, yüzer, — yelken kullanırım. Bu genç, bir müddet- tenberi bana söz alıyordu. Alta, bisiklette, nerede —görse.... Son defa dh yine öyle oldu. Bisikleile giderken sök attı.. Bisikletten in. dim.. ki hafif kroşe vurdum. — Kroşe nedir? — Boksta”bir nevi — yumruk. Çengelleme yumruk.. Yandan yu. rolür, Evet, iki kroşe — vurdum. Bir dişi kırılmış. Kabahat benim değil, onundur. — Şakir sizden gerçi dava et- miş. Fakat, kendisi — gelmediği için davasından feragat etmiş nd- dediyoruz.. Dava sukut etmiştir. — Teşekkür ederim efendim.. Genç kadin mahkemeden şık. tı. Ayni gurür ve ayni tahakküm ile yücüyerek uzaklaştı. İki genç de mahkemeden çık . mışlardı. Biri, — Gördün mü? dedi. Dehşet - miş meğeri. Kample — sporsmen, Yumruğu vurunca oğlanın diş - lerini ağzına dökmüş. İyi ki, sana da yapmadı... — Bilseydim ben ağtımı mu a. çardım? Amma, — bundan sonra tövbeler tövbesi., Huyunu suyu. nu bilmediğim kadına karsı ağ - zamı açarsam ağdım kurusun! Gel biz butaraftaki merdivenden ine- lim.. Arkasından gidiyoruz. Sanir da başımıza iş çıkar. Kadının yürüdüğü istik.metir aksine yürüdüler ve merdivenler' nmeğe başla kulaktan kulağa dolaşan şavimlar, | nın Karaköy şubesindeki 2146 nu- ile- | maralın hesabından da 14,000 lira muhakemede bulunan dinleyi rin dinlememiş olanlara anlatışla- Ti mühakeme salonunu daha sü- bahtan — doldurmuştu. Dinleyici kalabalığının koridorlardan de ta- | olup olmadığı belli değildir. Mak- yışı üzerine müddeiumumilik ted- bir almağa mecbur oldu. Muhakemeye tam saat on üçle | başlandı. Hâkimlerde, iddia maka- mında değişiklik yoktu. İlkönce iki tezkere okundu. Bu tezkereler | geçen celsede Muzafferin istediği | şeylerin cevapları idi. Zabıt kütibinin sanki ağız eks- presinde kelimeler taşma modası- ni çıkarıyormuş gibi çabuk çabuk okuduğu bu tezkerelerden birinde Şükriyenin cinayel gecesi üzerin- de çıkan çamaşırların muhal de ise herkesi çıldırlacak bir rele düşüren şu cümleler vardı *— Şükriyenin öldürülmüş ol- duğu tarihten üç gün evvel İş Ban- Kasın'n İstanbul şubesinden mak- tulenin 466222 numaralı eari he- sabından 60,000; Selânik Bankası- indeki | | akumi ve bir hâkir Başmuharrirler Ne nlyorııi-:!_ CUMHURİYET B. Yunüs Nadi — «Enstitülerimizin aksak Laraflarır idimli - bugünkü baş yazısında. sarif hayatımızda — bir — inkılâp yapacaklarını umduğumuz ve — eğer bülün şarlları yerine — getirilirse bu | Yüksek yeticeyi vereceklerinden emin 40 bulunduğumuz — köy ensiltülerinin iyi yoldu almadıklarını farzetliren bir hâdise İle xarşilaştık, Lâdik — Akpı- mür enslilüsü gazelelerde yiyeçek ve İhtiyaçlarının — münakasasını i) . Bu enstitü ekmeğinden so- Bünına Ve zarmısağına, sığır ve köyün elinden tereyağına ve peynirine, hat- t lahana ve pırasasına kadar muhlaç | olduğu yiyecek maddelerinln bepsi için hhit arıyor. Demek ki ens- U ihtiyaç müddelerini - kendisi yelişlirmemekledir. Halbuki bir bu e- iitülerin kâfi geniştikle arazi dehilin- de tesis ahn namına herşeyden ee İnki- | kaynak unuyorduk.> tekle ve — bilâhare şunlari yaz- Kayemiz köy enstitülerinden Kat Btitesalini artıncı ameli 44 öğretmenleri yetiştirmektir. Ka- bakla Tasilyesini müleahhitter — sutın alacuk köy enstitüleri ilmi ve ameli olarak bângi zirsati öğrenmiş olup ta sonra memlekete yayacaklardır?. Bu, Nasreddin Hocanin — yüzme öğrenme- gen Süya - girmiyecetim — demesine kirmeyince yüzme öğre- 'eceği gibi ilmi ve ameli ehi t şübelerinin ea şekllleri tatbik - etürilme dikçe de küylünün seviyesini yüksele | tecek netkeler elde edilmiş olamaz. Köy enstitüleri her yerde Hhakal bin dönüm arazi içinde kurulmuş olmal lardıir, ve bu sahalar üzerinde &n dik- kâtli iatbifata yer verilmelidir. Böy- le yapılınca köy enslitüleri kendi yi- yecek ihliyaçlarının - hemen — hepsini kendileri ternin etmiş olurlar. Bu çok basil “lözüm ve zezurelin ihmali tama bir tearuz leşkil edeceği ehemmiyetle göz Önünde tutulmalıdır.> YENİ SABAH B. Hüseyin Cahit Yalçın «Suriyede | Mütareker Bimli bugünkü —baş yazı- | sında Süriye Fevkalide Komlseri Ge- neral Dentz'in bir mütarcek akdi için İngütere hükümetine Tesmen ghüra- Cöul eltiğini söyliyerek «Haftlalardanderi Cenup hudutları- muzin — ötesinde bir dost ülkede — (ki Mütübükimiz — arasında cdca | garip ve çak esvef edilecek mücadele- Pla artık gihayele ereceğini — görmek Gmidi hüsit olmuştur. Teravüzl harplerin hepsi — mazeret | kübul etmez bir dalâlettir. Fakat S v haro, bülün hötplerin en müna- BIZI, €n altolunmazıdır. İngiltere ile bir gün evvel biribirlerinin en | oyueki ve aymimaz mütlefik bulunurken, bir gün sorru Suriye — topraklarında Beden büyle en azgın can düşmani gi- hiddetle muharebeye tutuş- cnebi bir taprakta vatanları- zarüreti olnadığı balde bir çok Fransiz genci ne uğrun- #a Ülüler?, Bununla ne müdalaa e- dilliyordu?.> derektedir. , VATAN B. Ahmet Enin Yalman «Terazi ne- den denk kalacak> isimli bugünkü baş yazmada: “Oli Ağjansının siyasi muaharriri, bir iki gün evvel bizim - hakkımızda ' bir | yeyler yazıyor ve şu neticeye varıyor- du: «Türkiyenin İngillere ile ittifakı, Almanya ile dostluğu vardır. İkl ta- | af ta terazinin kofesini kendi taralı- ma meylettirmek — istiyor. — Bakalım, hangisl ağır basacak'» Prnsiz muharririne —derhal cevap verelinr eHiç biri.. Çünkü Türk mül- V siyaselinin hedefi, şu veya bu dev- detin yedeğinde giden cansız bir cisim halige İnmek ve bu sayede falan hirs ve menfasti yerine getirmek — değil- dir. Kendi mukadderatını hâkim kal- mak Ve terazinin kelesini sulh nokta- sinda denk tutmaktir. Demökte ve bilâhare müli giyaseti- mkzi izah etiklen sonra şunları yaz- mmaktadır. 3MNL siyaselimiz, — kendi istiklâli- mizd ve dünyanın sulh ve emniyetine | Böre âyar edilmiştir. Hiç bir harici te- sir bu muvazeneyi bazamaz.) hiç bir sektiği kayden anlaşılmıştır. —— | Şükriyenin bu paraları nereye bi sarfettiği başka yerde saklı tulenizt başka bankalarda hesabı yoktur. Bu İki hankada 150 lirayı geçmiyen bir hesap bırakmıştır. Maktulenin - biri Tepebaşında, biri Oşmanbeyde olmak — üzere 116,000 Kira kıymetinde iki büyük diğeri Eminönünde üzere 26000 lira kıymetin- partıman 45,060 li İpelek muamelesi esinden bir gün bitirilmiştir. Bu itibarla apartımandan çeki- len para bankaya yatırılmış, ora- dân dü geriye ülmmaş değildir. Bu takdirde Şükriyenin 119,000 lirası meydanda yoktur. Evinde bu mü- nasebetle adliyeden de hir müddei- İ mün bulunduğu l ÇArkası Varı iRar Yaz '.IİCI' eski evlerin serinliği İstanbulun ikametgâh ve iskân vaziyeti, gün geçtikçe değişiyor. Hepinizin - bildiğ- niz gibi- bir apartıman mera- kı ve modası başladı. Önüne geçilemiyor. Çok büyük kon- forlu ve sıhhi şartları haiz a- partımanlar şüphesiz rahat- tır. Fakat, apartıman taklidi, küçücük küçücük sefer tası halindeki binalar, muhakkak ki zararlıdır. Vaktiyle İstan- bulun klâsik olmuş bir ev tipi vardı. Bu eve şimdi hasretiz. Ek- seriya üç kat olurdu. Geniş geniş odalar, sofalar ve mer- divenler.. Geniş bir tavan rası. Sonra, en alt katta, yı zın çok serin olan geniş bir taşlık.. Arka tarafta mutfak. Mutfaktan bahçeye geçi- lirdi. Bahçe evine göre, ol- dukça geniş olurdu. Çiçek saksıları burada sıralanırdı. Bir de kuyu vardı. Ku- yu, ya mutfağın içinde, ya- hut, bahçede olurdu. Kuyu deyip geçmeyin. Şim- diki yüzlerce liralık buz do- laplarından daha güzel ve sıhhi idi. Buz gibi suyu çıkar- dı. Testileri, sürahileri kuyu- ya sallandırır. soğuturduk. Kuyu sayesinde buz gibi ay- =lıı—. vişne şerbetleri içer. Sonra, eski evlerin —tabii iyileri— havadar, günlük gü- neşlik olurdu. Bilhassa, evde çocuk varsa, bir aşağı bir yu- karı gezer, dolaşır, koşar, oynardı. Yazın, evin poyraz tarafın- da, kışın, lodosa bakan oda- larında oturulurdu. Öğleyin pek sıcak yaz günlerinde, yemek. sini içinde ve mutfak- ta serin kuyu başında ye- serin bir yer Apartımanlar, birer taş ye ğanı halinde, İstanbulun man- zarasını da bozdu. — Soura, bahçeyi, yani: cski evlerin ar- kasındaki, yanındaki bahçe- leri ilga etti. Halbuki, İstanbulda, pek ayrılabilir. Çünkü, şehir hu- dutları iştir. Dünyada, İs- tanbul kadar çok az şehir bu kadar serpilmiş ve yayılmış bir vaziyettedir. Doğrusu, yaz günleri, eski evleri, eski konak ve köskleri arıyorum. R. SABİT Birimizinsemni B,;,..;,—..DEPDlı Telgraf gişelerin- deki birikmeler ve bir izah Dün BPoşta, Telgenl Umun Wü- dürlüğünden şu mektubu uldik #Gazetenizin 4/6/941 — tarihli oluhasında: (Birimizin fÜcki” he- pimizin derdi) başlığı altında in- tişar eden Yazı / ücerine İstennil P. T.'T. Müdürlüğün yaptırıları tahkikat neticesine göre: — telgraf gişelermde hiç bir zaman şayanı ir derecede toplantı olma- man zaman halkin — biril Vaki İse'de bünün”da” derhal nün tedbirler zelicesinde. izale dildiği ve tolgraf gişelerinde halkin bir saat bekletildiği - vâki olmadğı anlaşılmıştır. Kayfiyetin neşrini saygı ile rica ederim » Son Telgraf — Posta Umum iğdürlüğünün bu hassasiyet — ve alâkasına teçekkür ederiz. Zaman zaman halkın biriktiği yukarıda da itiraf edildiğine göre okuyu- CuMUZUN MEVZULDARA Şşikâyetinin hu birikmelerden birine alt ol- duğü, binsenaleyh doğru — bulun- duğü tezahür etmektedir. Kaldı ki kendisi yalnız değil bir arkadaşı İle birlikte beklediğini beyan el- mektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: