7 Haziran 1941 Tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4

7 Haziran 1941 tarihli Son Telgraf Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Çörüslü ovasının incir bahçe- deri Menderesin kıyılarile öpü - gür. Irmak bu kıyıların lezzetin « den daha çok zevk çıkarmak ister gibi buralardan ağır ağır geçer; bununla beraber de her yıl sanki tatmin olunmamışçasına, * bütün sahil boyunca bahçelerden on on beş dönümü sularının kuytulu . ğuna gömer. Anlatacağımız hikâyenin geç - tiği günlerde — kederli imiş gibi, Menderesin suları, — ağlamış bir genç kızın yanaklarile gözlerinin içini andırır şekilde kıpkızıl ke- silmişti, İnsan, ağaçların dibinde | &levler çıkıyor ve sulara karışı - yor sanırdı. İncir fidanlarının yap. rakları ise, damarlarından suları ve canları çekilmiş gibi gevşek ve ölü idiler. Serinlemek üzere birçok köylü gçocuklarile beraber, — mandalar, beygirler ve inekler de killi ve kırmızı suya girmişlerdi. Sahile yakın olan Hafız ağanın bahçe - sinde bir ağacın gölgesinde Fadi- me oturmuş düşünüyordu. Nasil düşünmesindi, — henüz on dokuz yaşındaydı ve bütün evin yükü enün üstündeydi. Öyleyken kâh. yanın oğlu Ahmede gönül vermiş. ti. Kâhyanın oğluna gelince ya- dbana atılır delikanlı değildi. He- le tatlı lâflar da söylemesini bili. Ve Aydından çalgı bi. söylemişti. Fadime bütün bunları düşününce kendin- den geçecek hale geliyordu. Bey- lerin kızları gibi çalgılı bir düğün yapılacaktı ona! De gidi de! Ah- met yavuz oğlandı hani! Gayri Xdiıyımımndı ve hafiften «Mende. res başında bir çınar, hep kuş- lar ona konar..» türküsünü söyle- meğe koyuldu. Türküyü bitirmeden ırkı:.ndın bir ses duydu: — Ne o giz, kimi sayıklıyon yi. ne? Ahmedi mi düşünüyon? Bunu söyliyen komşuları Emine kadının oğlu Şabandı. Şaban, ha. nidir Fadimeye göz koymuştu.. Lâkin ne yaptı ise kız ana yüz Şabanın bütün gay yi, Ahmetten soğut- Şabanın lâfına içerleyen kız terslendi: — Ülen sana ne oluyor Şaban? TÜstüne borç mu senin? De bakalım Bit işine diyom sana! — Kafa tutuyon K... nin kızı! Görürsün sen biyol, diyerek Şa. ban arabayı çekti. Fadime de arkasından duramadı, hafkanı kabarmıştı, testisini omuz. layıp kalktı. O akşam köy erkenden uyu - muşa benziyordu. — Ötede beride kötü bir haber alacakmış gibi 4 Henüz şafak sökerken deştiman köy meydanındaki koca — çın: altına gelmiş muhtarla, onbaşısını bulmuştu. Halinde telâşlı olduğu anlaşılıyor ve onba- şıya acele ücele şunları anlatı - yordu: — Kâhyanın oğlu Ahmedi Ko. çak çayının kıyısında ölü buldum. İrime atmışlar, kafasını baltayla | yarmışlar.. Bu acı haber beş dakikada köye yayılıvermiğti. Neden sonra Şa . bandan — şüphelendiler ve zorla söyletince cürmü itiraf ettirdiler. Fadimeye — gelince, bu haberi duyunca taş gibi dona kalmıştı. Bir hafta hiç kimse ile konuşma- dı, ne bir şey yedi ve ne de içti! Aradan bir müddet geçince onu çok istiyenler çıkmağa başladı; Çünkü kız hakikaten çok güzeldi. Lâkin kim istedi ise varmadı. Kız- lar onu sıkıştırıyorlar ve hep, biz. den: — Giz duvaksız mı gömülecen? ! diyorlardı, sonra günah yazılacak Sana.. Fadime onlara manasız manasız bakıyor ve şu cevabi veriyordu: — Ben gayri kimselere vara . mam, varsın günah yazılsın; va- rırsam, Ahmedim, mezarında ira- hat yatmaz ki sonra... İLÂN Beyoğlu 3. Sulh | Hukuk Hâkim- liğinden Hazinenin Maçkada Akaretler caddesinde 102 numaralı evde ika. met eden İtrak aleyhine açtığı 186 lira 25 kuruş alacak davasının iera kılınan mmuhakemesinde ilânen ya- pılan tebligata icabet emediğiniz- den bu kerre hazine vekilinin ta. tebile hakkınızda gıyap kararı çı. karılmasına karar verilmiş olup muhakemenin muallâk bulunduğu 28/6/941 gün saat 10 da mahke - at veya bilvekâle gel- iniz takdirde gıyabınızda hüküm verileceği gıyap kararı ma. kamına kaim olmak üzere 10 gün müddetle ilânen tebliğ olunur. 941/1023 ZAYİ — İstanbul Fener Nüfus me- murluğundan —almış ulduğum nüfus cüzdanımla birlikte askerlik lezkerem- le, İlman cüzdanımı zayi ettim. Yeni- derini alacağımdan eekilerinin hikmü yoktur, 1320 Doğumlu Mehmet oğla Süley- - man Erdağda ZAYİ — Eminönü kaymakamlığın- dan almakta olduğum, arkeri yardım masşinim tatbik m tim.: Yenitini hükmü yoktur. SAHURE Sıfrıııhnlıı'dı e. Çalışmak üzere Koneple bir FOTOGRAFCI ARANIYOR j iridin istilâşından — sonra Al- man ve İtalyan şeflerile Ge- nelkurmay başkanları onuncu de- fa olmak üzere Bremnerde bir m lükat yaptılar. Bu mülâkatla, Gi rit zaferinden sonra Akdenizde y pılacak yeni askeri harekâtın gö- rüşüldüğünü ve Alman - İtalyan işbirliğinin tesbit edildiğini tah- min ediyoruz Kanaatimize göre AL-| manya çöl ve deniz müşkülâtına Tağmen Süveyşe taarruza devam edecektir. Bu taarruz için esası, | İngiliz kuvvetlerini 2-3 cephede harekâta mecbur etmektir, Bu | cephelerden birisi Libya, diğeri Suriyedir. Malta adası birinci ve Kıbris adası ikinci cepheye da- hil edilebilir. ârit İmparatorluk yolu üze- rinde mühim bir iştinat nokta- iydi, Kıbris - Girit - Maltadan geçtiğini tasavvur ettiğimiz İn- giliz deniz müdafaa cephesinin merkezi olan Girit mihver kuvvet- lerinin eline geçmiş, deniz cephe- &i artasından tamamile yarılmıştır. Almanlar bu sayede Libyadaki orduları için Girit üzerinden daha kısa bir ikmal ve muvasala temin etmişler ve hava kuvvetlerile Su- riyeye atlamak için fırsat ve im- kân bulmuşlardır. Mısır ve Sü- veyş, Suriye, Girit ve Libyadaki üslere istinat eden Alman hava kuvvetlerile bir taarruz çemberi va üstünlüğü altında yalnız İsken- deriyo ve Hayfa üslerine bağlı ka- lan İngiliz donanmasının - deniz hâkimiyeti hudutları pek daral- mıştır. ınım işgali, İngiliz kuvvetle- rinin kat'i netice cephesi olan Misir - Libya hududu gerisinde toplanmasına kâfi gelmemiştir. Suriyenin işgalinde tereddüt ve endişe gösterildiğinden Almanlar bundan istifade etmişler, Suriye- ye hava kuvvetleri naklederek Su- riyenin müdafaası için Vişi Fran- sızlarile beraber hazırlanmağa va- kit bulmuşlardır. Bunun neticesi olarak İngilizler Irakda, Filistin- de kuvvetler bulundurmağa ve ni- hayet Filistin bududunda cephe tulmağa mecbur kalmışlardır. İn- gilizler Suriyeye şimdi taarruz et- seler de, işgal etmeleri zayıf bir ihtimaldir; ciddi bir mukavemet- le karşılaşacaklardır. Suriyeyi bir ay evvel işgale te- yebbüs etmedikleri için, Kıbrıs | dan sonra en az iki cephede ve iç | içine alınmıştır. Şüphesiz bu ha- | Müstakbel a ' harekât Şarki Akde. - nizde belirecektir İngilizlerin Suriyeyi işgale teşebbüsleri beklenebilir, fakat ciddi bir mukavemet görecekler Yazan: Emekli Kurmay Subay adasının müdafaası şimdi pek müş- kül olacaktır. Zira Kobrıs, Rodos ve Girit istikâmetlerinden ziya- de Suriye tarafından taarruza mü- saittir. Almanların Suriyeye tay- yarelerle kuvvet göndermesi de- vam ediyor, denizden balıkçı ge- milerile de asker gönderdikleri söyleniyor. İngilizler, Suriyenin işgalinde geç kalmışlardır. Bur- batlar üzerinde müdafaaya mec- bur kalacaklardır. Hava kuvvet- leri zayıf ve motörlü birlikleri az olan bir ordunun zamanımızdaki harp şartlarına göre uzun zaman müdafaa yapabilmesi bile imkân- sizdır. Fnk.—ıı İngilizleri bu vaziyete düşüren kendi ihmalleri — ve tereddütleridir. Eğer Suriyeyi 'atle işgale muvaffak olsalardı, ugün Mısır ve Süveyşe doğru bir Alman kıskaç taarruzu varit ola- mazdı. O zaman Almanya ve İtal- ya yalnız Libyadan taarruza mec- bur kalacaklardı. Kıskacın şark u- cu Suriyeden atılmadı; şimdi Ira- kın ve Filistinin elde bulundurul- ması lâzım geliyor. Bunların biri- Bi Hindistan, diğeri Süveyş yelu üzerindedir. İngilizler burularda kıtalar bulunduracaklarından Lib- yada istedikleri kadar kuvvet top- yamıyacaklardır. Zayıf olan or- duları ve hava kuvvetleri dağıl- | mıştır. Zaten Almanların ilk iste- | dikleri de bu dağılma İdi. lmanların Süvey$ ve Mısıra ta. arruza devam edeceklerine göre; İlk hedeflerin Tobruk kale- si, Malta ve Kıbrıs adaları olmi ihtimalj vardır. Tobruk kalesi dü- | şerse, Almanlar Tobruk limanın- dan çok istifade edebileceklerdir. Burdan sonra Maltanın da taarru- | Za uğraması muhtemeldir, Girit - | 'Tobruk arasındaki deniz sahası | Alman hava hükimiyetine geçtil fen sonra, Maltadaki deniz ku vetlerinin vaziyeti ve muvasalası epeyce zayıflıyacaktır. Buradaki İngiliz kuvvetlerinin Ikmal ve Muvasalası daha ziyade Cebelüt- tarıka istinat edecektir. skeri arki Akdeniz havzasında va- Şııyeı İngilterenin aleyhine in- | kişaf ederken, garbi Akdenizde de | yeni hareketler cereyan etmekte- dir, Almanya bu sahada Portekiz, | İspanya dolayısile henüz siyasi ha- reketlerine devam ediyor, Fakat Vişi Fransası, Hür Fransızlarla harbe girişecek hale gelmiştir. Bu maksatla şimdiden Dakarda mü- dafaa tedbirleri alınıyor ve Çat gölü mıntakasında Hür Pransız- lara tâbi müstemlekeleri almak maksadile Vişi Fransız kuvvetleri toplanmaktadır. unus, Fransız ve İspanyol Faşlarında Almarıların yaptı- iyasi ve askeri gizli hazırlıklar Cebelüttarıkın cenuptar kuşatıl- masına ve Almanların Dakar - Çat hattına kadar mak istediklerini göstermektedir. Almanya da cenubi Amerikanın harbe girmesi endişesi olma: garbi Akdenizdeki emellerine var- mak için Almanyanın İspahyayı ve Portekizi daha fazla tazyikten ve hattâ askeri harekâta girişmek- ten çekinmiyeceği kabul edilebi- lir. Birleşik Amerikanın bir mak- | #adı da, cenubi Amerika devletle- rini mihver aleyhine harbe sok- maktır. Hulâsa, Almanya garbi Akdenizde askeri harekât için si- yaseten henüz hazırlanmamıştır. Fakat bu yolda Fransız - Alman anlaşmasile büyük bir adım attığı | | hizada bir sahil lokantası.. Hayatını Anlatıyorum ! Yazan: HALÜK CEMAL Etrafı göstererek:— şamak.. İşte hayat,, Ahalinin bu mütocessis bakışları altında ezilip büzülerek koluna daha sıkı sıkı sarıldım. İlk defa uçtuğu yabancı bir diyarda kona- Cak, sığmacak bir yer aryan ür- kek, acemi bir kuş göbi en loş kö- şeye doğru ilerledim. Bir masanın etrafında hasır koltuklara iliştik. Garsonlar hermen koşuştular. O bir şeyler ısmarladı. Ben utancımdan başımı kalâr hıp bir yere bakamıyorum. Sadece şen kadın, erkek sesleri, küçük sayhalar duyuyorum. Arasıra ya- bancı isimler, anlamadığım keli- meler işitiliyor. İlk saniyelerin ürkekliği geçince gözlerim yavaş yavaş etrafta ge ziniyor. Burası renk vrenk elektriklerle aydınlatılmış, beyaz örtülü, küçük masalarla doldurulmuş denizle bir Bütün Tasalar ve rıhtim gürültücü, mü- teharrik bir insan kalabalığı ile taşıyor. Denizin kenarına kadar uzanan iskemlelerde, hasır koltuklarda kızlar, kadınlar, erkekler yiyor, i- çiyor, konuşuyor,- gülüşüyorlar. Ortada dört köşe büyük, boş bir pist.. Kenârda sahne gibi yüksek bir yerde ayni, tertemiz kıyafetle- rile mızıkacılar.. Fakat çalmıyor, dinleniyorlar. Önümüzde deniz cilveli dalga- gıklarla oynaşıyor ve mehtap.. Hul- ya veren nüvazişli bir mehtap larda geriniyor. Ay sanki gök- lere sığmıyan heyecanın dalga- | larda sürüklemek ister gibi deniz- de yıkanıyor, Bütün bunlar öyle güzel ki,, yar nımızda, masalarda oturanların hepsinde kibar, asfl bir hal, yüz- ta, saadete alışmış, ç insapların huzuru var. z ımmııu'ıe ge - Hemen hep- ) çorapsız.. Erkökler ceketsiz, beyaz panta- lanlu, herkes neş'e ve hareket i- çinde... Hava serin ve yosun kokulu.. Bu muhakkaktır. spanya - Fransa - | —a italya aralarındaki meseleleri ha- le muvaffak olursa, Cebelüttarık büyük bir hilcuma uğrıyacaktır ve © zaman Akdenizde ingiliz impa- ratorluk yolundan ve ingiliz hâ- kimiyetinden eser kalmıyacaktır. tlantik denizindeki harekâta gelince; Alman hava ve deniz vasıtaları gemi batırmağa devam ediyorlar; Amerika İskoçya - İz- (Devamı $ inci Süyfada) No. 7 “ İşte ya şte ya dedi temiz rayihayı bütün ciğerle içtim. Denizin kokusu ağzımdı burnumdan, mesamatımdan V girdi.. Damarlarımı laşan kana karışarak içimi hayatla doldurdu. Gayrühtiy «— Oh ne güzell,» diye m dandım. Yumuşak bir sesle gülüm — Ya?, Elbet de güzel. İ çok güzel: ve sonra beni” | muhitin, denizin, mehtabın vef? ği galeyandan sermesi, harckotle etrafı işaret eti: *— İşte yaşamak.. İşte hayi Bu esnada garson bir tept küçük tabaklar içinde yemek yemişler getirmişti. İki büyü şeyi de önümüze bıraklı. Bunu olduğunu Hikmet Beye 50: Gülerek: « Bira!, İçmez misiniz?. d O geceye kadar hiç biya miştim Nas:l şey olduğunu bi yordüm. Tabii bir insiyakl dettim: «— Teşekkür ederim.. Siz f ben yemeğimi yerim daha İğ «- Peki,.. Fakat; bu ilk BE ber gecemizde biraz daha mek istemez misiniz?., son nımızdaki masaları güsterdi! «— Bakın.. Herkes nasıl Sizden küçük kızların önünde bira varl.. Yavaşça baktım. Hakikali men tekmril masalerda ş daklar duruyordu. Genç *i kadınlar gülüşüp şakalaşarak yorlardı. Buna rağmen yine & ret edemedim. Hafifçe dı ısırarak gözlerimi yere ini «— İstemem!.x dedim. O küçük bir kahkaha attı: «— Siz hakikaten çok kızsınız Müjgân Hanım.. Hef içtiği birşeyden neye çekiniy? nuz sanki?, Hem burada içii ayıp.. Çok ayıp birşeya sösyete hayatında bira içmi zı, kadını ayıplarlar!» ve cevif beklemeden evvelâ benim P ğımı, arkasından kendisin Ü N TAKSİM Sinemasındi 2 BÜYÜK FİLM BİRDEN 1-Doktorum Aşkı Türlıçe sözlü ve şarkılı 2-Korkular Diyö İstanbulda ilk defs Buğün Saat birde tenzilâtli matine Nışaııtış KIZIL A Y”ının Müsameresi Şehir Tiyatrosu Komedi Kısmında: B gişam 20304 Yüksek San'atkâr Mithat Fenmen in Piyano konseri Bağdad Güzel San- | Kıymetli Sanatkâr atler Akademi: Prof, Enis CEMİL'iz Viyolon Konseri MUALLÂ SADİ Işılay'ın zen- ğin konseri SAA Şehir Tiyatro artistleri Hazım - Vasl Bedia - Nai Hindistan C Prof. M»Jnı an idaresinde PLASTİK Danslar - Blbtler“ede atılır. Telef: 418' Son Telgrafın Tarihi Tefrikası: 86 TUNA BOYUNDA —— TÜRK ORDULARI Türkler düşmanın çokluğuna bakmadı Bu vak'a Türkler üzerinde he- | mur ettiler. yocanlı bir tesir hasıl etti. Türk akıncılarına namağlüp nazarile ba- kan Macarlar ve Sırplar işi mü- balâga ettiler ve bundan dolayı Şahin paşa ise davasında mağ- rur olduğu kadar iş başında gafil #lduğunu gösterdi. Vasag mevkisnde Hünyadın kür- canlandılar. Hünyadın şöhreti dün-| duğu pusuya düştü. Pordusu peri yaya yuyıldı. Papadan, krallardan | Hünyada tebrikler hediyeler gel- di (H 846). Türk kumandanları ve Sultan Murad bu mağlübiyeyiten fevka- İâde müteessir oldular. Suitesiri 'yok etmek için Tuna boyu muha- fızı Şahin paşayı Tuna üzerine Müthiş bir akın yapması için me- şan oldu. Kendisi de esir düştü. (H, 846) Şu iki mağlübiyet bütün Avru- payı galeyana getirdi. Yortular ve şenlikler yapıldı. Her tarafta ki- Viselerde dualarla Allaha şükür e- Gildi. İşe Papanın murahhasları karışlı. Büyük bir Ehlisalip or- dusu teşkiline başlandı. leri mağlüp etmekte kalmıyordu. dan aşağı sürecekler, Rumeliyi a- lacaklar ve Türk ordusunu Ana- doluya tardedeceklerdi. Sultan Murad i$e işe o kadar ©- hemmiye: vermiyordu. İsbatı da © sırada Karaman diy mek için Belgradi şartile mütarekeye riza göstermi sidir. Belgrad muhasarada * Henüz alınmamıştı. Ötedenberi Ehlisalip ordularının üssülhare- kesi idi. Macarlar Türklerin teklifini ka- bul etmediler. Gönderilen elçiyi reddettiler. Lehistan kralı Macaristana da kval olarak iki memleket birleş- mişti. Yan Hünyad gibi bir ser- darları da rupanın her tarafından akın akın enuharipler geliyordu. Papa dördüncü Öjenin takdis et tği bu Ehlisalip orduları Poşte- den hareket ettiler. Semendereden Funavı geçtiler. Nşte ordumuzla — Maksat ve emelleri yalnız 'Türk- | ——— karşılaştılar, Büyük bir muhare- b oldu. Düşman ordusunun başında kral Viladislav, Yan Hünyad, Papanın murahhası kardinal Szar ve pek çok Avrupanın namdar zadegânı mevcuttu. Bizim tarafta padişahın mevcut | olduğu Avrupa tarihlerinde iddia olunmaktadır. aFkat doğru değil- dir. Sultan Murad o vakit Ehli- #alip ile bir olan Karaman oğlunun isyanı münasebetile Anaoluda idi. Hattâ böyle bir sırada Karaman | oğlunun gaile çıkarmasından do- layı Sultan Muradın Türklük ha- miyeti galeyana gelmişti. | Sultan Murad Tunayı aşan Ebli- salip orduların; kt bırakarak bütün kuvvetile Koraman oğlu. üzerine ati pılmasını emretti. Sultan Murad, bir hamlede Ka- Tamanı temizledi ve sür'atle geri dönerek ordusile Rumeliye geçti. Düşman Balkanlara ancak hulâl etmiş bulunuyordu. , Vaziyet çok tehlikeliydi. Türk ordusu düşmanın çoklu- ğuna bakmatı, üzerine atıldı, Lü- kin bütün gayreti Hünyadın hüs- nü tertibi karşısında kırıldı. Mağ- lüp olup ric'at etti, Ehlisalip Türk ardusunun bir kaç misli fazla idi. Türk ardusu- nun ric'ati toplu ve munlazamdı. Kademe kedeme harbederek Bal- kan geçitlerine geliyordu, Kış yaklaştığı için vakit kazan- mağa çalışıyordu. Hünyad Sofya- Konyayı zaptetti. Sultan Murad fevkalâde hiddetli idi. Papalarla birleşen Karaman eğ lunu perişan etti ve bitün Kü yı da işgal etti. Balkan geçitleri - tarafımızdan ükemmel surette işgal edilmişti. ltan Murad Anadoludan avdet ederek ordunun arkasımla bazındı. -— Hünyad, askerinin çokluğuna gü- veniyordu. Biri olmasa diğerini boş bulurüm zannile ordusunun bir kısmın) İzladı ve Ahıtman ge- çitine, diğerini Demirkapı geçi- tine sevketti, Fakat, bu iki geçiti de Türk or- dusu tarafından işgal edilmiş bul- du, Cebren almak istedi. Ana da muvaffak olamadı. Çünkü Türk askeri şiddetli mukabelede bulun- dular. Kış basmıştı. Türk ordusu pa- dişahları Karaman diyarından ge- Hp yetişinciye kadar Ehlisalip or- duları önünde kademe ric'ati parak çekilmişler, Balkan geçitle- * rini tikamışlardı. Kış, bu geçitler- den yol vermiyordu. Hünyadın asketleri bastalıktan, soğuktan pek perişan bir hale gelmiş idi. Naçâr ric'at etti. Bizim- kiler de tak/be koyuldular. Takip müfrezelerinden biri Şe hirköy boğazında pusuya uğradı, ihata olundu, birçoğu Şi Avrupa tarihle alı bir | 'z ı i göklere çıkarırlar, Lâkin padişahın gıyabıt? reyan elmiş bir serhat mi olduğundan mübalâgalıdIr" ordusu başbuğile meydak yebesi yapar, Ehlisalibin çokluğu ve zam olması serhat — orüsüğ kat kat Zevkinde idi, Bu # Türkler kademe kademe FİŞ derek geçitlere kadar gi Fakat padişah ordusu dan yetişip gelince au—ınl’ başlamıştı. 4 Düşman ric'at umı—kk " Sırp kralı vasıtasile sulh YZ resi talep etmişti. adişali ha razı oldu. Musalâhadan şonza Söİ rad, musalâha ahkâ rine yemin etti. Ieh ve Macar krah V dahi ayni yemini İncil yaptı. (H. 848)

Bu sayıdan diğer sayfalar: