ZK BN İÇİNDEKİ HADİSELER p - BU yazırın metinleri - Ansacla TI A, N*am bültenlerinden alınmıştır) eden: Muammer Alatur p 9 siyasi mahfilleri, Ruz « ü sön nutku hakkında şu mü- İtlin harpten önce ve harp Atida söylediği nutukların ay- atf İK ? ve yeni hiçbirşey ilâve et - edir. Garp yarım küre « Alman tehdidi altında bu- ri Ğu iddiası yersiz ve esassız- Dinleyicileri daha ziyade ikna ş Ğİ Staya — atılmış bir ideladır. gi Hariciye Nezareti bu kadar Phem- bir ifade karşısında va. Almaktan içtinap edecektir. N noklai nazarına - gelince, MÜk kâfi derecede bilinmek. gel İK? Ve bu hususta Hitler'in ve YİRLTA Ricer'in sözleri hatırlatıl- N Sadır. ti ,_.:uuomnm TELÂŞ r Hariciye Nazırı Matsouka Ki L Veltin nutkuna hiçbir müta- . Tj vesine lüzum görmediğini t LN etmiştir. Bununla beraber €kilin resmi ikametgâhında hazırlar, askeri erkân ve bü. Hükümet müşavirlerinin hu. bir konferans aktedilmiş, “eltin nutkundan sonra, si - Vüziyetin aldığı şekil mi tdilmiştir. Celse sabahtan öğ- sürmüştür. — Öğleden da hükümet erkânı ile ordu : aa mümessilleri birkaç * Yf Süren yeni bir konferans ak- tüşlerdir. İDEN YENİ BİR NUTUK SÖYLEDİ zi Hariciye — Nazırı Eden AŞ Londrada söylediği bir nu - Ruzveltin nutkuna temas Ve demşitir ki: g Üzvelt dünyadaki hür mil - yol göstermiştir. Ruzvel. #İk, Mtkunun esası, hür millet kkyi Milli mevcudiyetlerinin de- K n serbestisine bağlı oldu- nW | (1 inet Sahifeden Devam) lt Müdafaâ bütçesi elde bu- İA rakamlar gibi 70 - 80'mil. İ değildir. Bunun daha tev . T. Fevkalâde tahsisat pey- hureru âlinize geldikçe ın kaça baliğ olacağımı Sene lütfen kabul buyur. iğunuz — rakamlarla da betiş olacaksınız. n sene Milli Müdalaa büt - Yüksek meclisin tasvibine tden tahsisatla bütün hiz. famamen ifa edilmiştir. ik meclisin bundan sonra ihtiyaçları gözönüne alarak buyuracağı tahsisatla ordu. Hütün hizmetlerinin ifa edi - bizim kanaatimiz vardır. e yok sesleri— ORDUNUN TEŞKİLÂTI kyih General ordudaki teşkilâ. lünkü harp icaplarına uyup K Odiğı hakkında bir sual sor . © kendileri de yakında ayrıl- için bilirler ki, ordu teşki. imkânların bütün âzamisi. etmek üzere alınan terti - * bu istikamete doğru yürü - P İhçttedir. Bunun teferrüatı hak ÜN , benden sual sormıyacakla - 4 _nu. ümid ve tahmin ede- Yalnız şunu tekrar temin e . £a teşkilâtı hedefi ve istika. Hpkı kendi arzuları ve kendi 'ti dahilindedir. —Bravo set #İN, Memlekette bu teşkilâtı vü- N.—hlııık için motör fabrika. İR/* buna muadil bir takım fab İ ? kurulması hususunda te . MYatta bulundular. Demin de 'g İöm Sim gibi ahvali : bize ne gibi imkânlar temin bu imkinlardan Azami ise *tmek yolunda ve kararın « V İylâde buyurdular. bu Aşlar demin de arzettiğim ç doğrudan — doğruya Milli çlanın her sene mutad olan N , Lütfedeceğiniz fevka - Y İla Hisisattanı bu faslın htiyacı gı damları buna ilâve etmek # .'nıış faslını da itmam ede h 'ı:' böyle olduğu gibi har - D çapıtlını da aynı süretle itma. b Hacağız. _';okı.ı hakkında — muühterem kiniden ricada — bulunacağım. yedek subayların maaş. | tefavüte temas buyur - K yüksşek maaş alı - bulunmaktadır: Bu nütuk, | ——— İngilizler Irakta Bağ- dada doğru yürümek- tedirler. Şimdi Bağdatla Falluja arasında yarı yolda bulunan Hanmik- ta kasabasını zaptet- mişlerdir.. ğudur. Bu aynen İngiltere için de böyledir.» IRAK VE SURİYE Eden Irak ve Suriyenin vazi . yetinden de bahsederek demiştir ki: «Kral Naibi iraka avdetinden. beri sayılmaz derecede sadakat telgrafları almıştır. Raşid Alinin birçok taraftarları şimdi kaçmış- tır. Irak pek yakında diktatörün- den kurtulacaktır. Irakın istiklâ. line karşı hiçbir fena niyetimiz yoktur.r Eden Suriyenin istikiâl emelle. rine karşı İngilterenin duyduğu sempatiyi bir kere daha izhar &- derek demiştir ki: «Arap müte- fekkirleri, Arap milletleri için şimdikinden daha yüksek bir vah. det arzu ediyorlar, Bu birliği vü. çude getirmeğe gayret ederken de İngiliz müzaheretini ümit etmek- tedirler.. AVRUPANIN İSTİKBALİ Eden Avrupanın istikbalini de şöyle anlatmıştır: eHiç kimse, eski dünyanın te. şevvüşüne dönmek arzusunda ol. duğumuzu düşünmemelidir. Sulh avdet edince, enternasyonal tica- Tete, en geniş ltemeller üzerinde | | | yeniden doğması imkânı verile - ektir. Siyasi ve askeri sulh şart. Tarımız, Almanyanın fena hare « ketlerine mani olmağı — istihdaf edecektir. Birdenbire kırılmak Al- man mekanizması gibi sert bir mekanizmanın mahiyeti iktızası- dir.. IRAKTA İNGİLİZLER BAĞDADA YÜRÜYOR Kahireden bildirilen bir teb . liğe göre, Irakta İngilizler Falluja. dan Bağdat üzerine yürümekte v hükümet merkezine yaklaşmak- tadır. İngiliz kuvvetleri yarıyol- | da bulunan Hanmihta kasabasını zaptetmişlerdir. illet Meclisi yor, ayni rütbede bulunan bazıla. | mı da kendi rütbe maaçlarını alı - yorlarmış. —Mevruat öyle sesle -| Ti— elde bülunan mevruat bu şe -| kilde maş vermeği icap ettirmek. | tedir. MANEVRA TAHSİSATI Manevra tahsisatına gelince: Ma nevra lahsisalı mutad — olarak her | seneki gibi bütçeye vaz'edilmiştir. Temenni ederiz ki ahval bu ma . nevrayı yaptmak fırsatını — versin, maahaza ordunun bugün aldığı va- ziyet esas itibarile bu manevrayı kendi kehdine yaptırmaktadır. Ordunun tekâmülü için şimdiye kadar yüksek Meelisin lâtfen izhar ettiği büyük itimadın ve kabul et- tiği tahsisatın tamamen mahalline sarfolunacağını son söz olarak söy- liyerek sayın Generale teşekkür- lerimi tekrar arzederim. (Alkışlar) ORDUYA ŞÜKRAN Milli Müdafaa Vekilinin bu be- yanatını takiben riyaset makamı milli müdafaa bütçesi münasebeti- le verilmiş iki takrir olduğunu bil- dirmiş ve kahraman orduya karşı Meclisin sonsuz saygılarının bir kere daha sunulması istenilmiştir Bu takrirlerin Meclisin sürekli ve heyecanlı tezahüratı ve alkışları ile kabulü üzerine Mill! Müdafaz Vekili Satfet Arıkan kürsüye ge- lerek şu beyanatla bulunmuştur: Arkadaşlarımın Cümhuriyet or-. dusu hakkında gösterdikleri yük gek iltifat ve itimada ordu namıns bilhassa arzı Geşekkür ederim Cümhuriyet ordusu, vatanın mü dafaası işini, göstermiş olduğunu” yüksek itimat ve İltifata lâyık bi: surette yapacaktır. Buna itima' buyurmanızı bilhassa temenni e. derim. (Bravo sesleri, sürekli al. kışlar) Milli Müdafaa bütçesi aynen ka bul edildi. , - Ankara vapuru (1 inel Bahileden Devam) ve sefirin tensip edeceği kimse . leri almak üzere Ankara vapu . Tunun dün akşam İlmanımizdan Pireye hareket etti*ini vazmış - larsa da, vapur Ankaradan bek- lenen emir gelmediği için harekr etmemiştir. Bütün — hazırlıkları tamamlanan Ankara vavuru Salı. pazarı açıklarında Ankaradan ge. lecek hareket emrini beklemek- Yeni Zelanda Başvekili ha- fif yaralandı Kahire 30 (A.A.) — Kahire ile İskenderiye arasındaki bir oto - Tobil kazasında Yeni Zelanda Baş- vekili Fraser hafif surette yara - lanmıştır. Yanında bulunanların yaraları ağırdır. Ingilizler Suda körfezinin şarkına çekildi Kahire 30 (AA.) — «BBCe Kahirede dün neeredilen toblite göre, Giridde mühim — miktarda takviye kuvvetleri alan Alman « ların veci blz hücumu karşısında, İngiliz mevzileri yeni bir gerileme ile Suda körfezinin şarkına alın- mıştır. İngiliz tayyareleri kıtaat tecem- mülerine, yerde ve kumsallarda bulunan yüzden ziyade tayyareye hücum etmektedirler. General — Kreyberg'e takviye kuvvetleri vasıl olmuş ise de, Al. | manlar nakliye tavvarelerile dur. madan yeni asker getirmekte - dirler, Şiddetli çarpışmalar devam etmekte ve her iki taraf ağır a - yiat vermektedir. KA ARLAPB A Amerikada ( inei Sahifeden Devam) gemileridir. Bu gemilere kasden basara uğratılmaması için nöbet. çiler konmuştu. Ayrıca bildiri! . diğine göre, Frânsızların büyük «Normandi. — Transatlantiği de bunlar arasındadır. Beyahat halinde bulunan 27 bin tonluk bir Amerikan Transatlar- tiğli lcularını karaya çıkarara diğer bir limana gitmesi emredil- mşitir, Amerikan makamları bu emrin sebebini ifşa etmemekte - dirler. Posta idaresin- den şikayet (1 ime! Sahifeden Devam) fuz bir eve gitmesi icap eden bir mektup bugün 7 gün olduğu hal- | de el'an yoldadır, hâlâ Çengelkö- yüne varamamıştır. Yine ayni gün 11,5 da İstanbul postanesine 349 numara ile teslim olunan iadeli taahhütlü bir mek- | tubun da Büyükadaya tam iki gün sonra gittiği hayrotle görülmüş- türt Büyükada ile İstanbul arasın- daki mesafe 1,5 saat olduğundan ve İstanbuldan her gün iki posta- nın hareket ettiği tarafımızca da bilindiğinden cumartesi günü saat 113 da verilen mektubun ancak pazartesi günü öğleden sonra ye- Tine varması çok şayanı dikkattir. Bu garip kaybolma ve gecikme- lerin diğer bir misali de Beşiktaş postanesine verilen ve Karasu kay- makamı Faruk Cemale gönderi- len gazete paketlerinin de kaybol- masıdır, Gerek Beşiktaştarı, gerek fstanbuldan postaya verilen ga- zeteler her nedense her defasın- da Karasuya gitmiyerek yok ol- maktadır!.. Posta Umum Müdürlüğüne bu vâkıaları ehemmiyetle bildirir ve posta işlerine de biraz daha dik- katle sür'atin teminini talep ede- riz, ngiliz filosu Cebeluttarıka döndü TLâlinca 30 (AA) — Renowvn zırhlısi, Şefyeld kruvazörü, Ark Ruayal tayğare gemisi, bir tor - pido muhribi, altı torpido ve dört denizaltısından mürekkep bir filo Cebelüttarıka dönmüştür. Malüm. dur ki bu filo «Bismark» ın taki- bine iştirak etmişti. Raşit Ali Cenup cephesine gitti Bağdat 30 (ALA.) — Raşit Ali Geylâni bugün — bilhassa Basra mınta! asındaki cenup garnizon - darısı teftişe çıkacaktır. IRAK TEBLİĞ Bağdat 30 (ALA.) —İrak askeri tebliği: Garp cephesinde Irak kuvvetleri düşmanla muharebeye girişmiştir. İn; ü ve yaralı olarak 3000 | kadar zayiat vermişlerdir. Düşma- | man bir mukabil — taarruzu ağır zaylat verdirilerek tardedilmiş - tir. Cenup cephesinde kıt'alarımız | Marakel'de İngiliz — mevzilerine kücum etmişlerdir. Düşmanın bir çok Ölü veyaralısı vardır. İngiliz tayyareleri — şimaldeki | tayyare meydanlarını bombala - mışlardır. Hasar yoktur. Berlin Elçiliğimizde btir kabul resmi Berlin 29 (AA.) — Türkiye Bü- yük Elçisi B, Gerede ve Refikası, dün akşam parlak bir kabul resmi tertip etmşitir. Bu kabul zesminde Alman şahsiyetleri ile kordiplo . matik hazır bulunmuştur. Girit Harbine Bir Bakış (1 inei Sahifeden Devam) Şisında yeniden —mevzilerini geri gekmişlerdir. Günlerce devam et- mekte olan göğüs göğüse muhare- belerde her Dü taraf ta ağır zayiat vermekledir. ALMAN KUVVETLERİ VE KDAR?. Almanların Giride hava yoluyla gönderdikler kuvvetlerin mikları — 30 bin kadar tahmia edilmektedir. Fakat bugünkü şartlar dühilinde bu rokam hakkında doğru bir fikir edinmek güç- tür, Deniz yoluyla bemen hiç ösker çıkarılmamıştır. — Kahiredeki — İngiliz gskeri mahiillerinde vaziyet çok vü- zuhsuz olarak lavsif edilmekledir. İTALYAN ASKERİ DE MDAYA ÇIKTI Bir İtalyan tebliğine göre, Alman kuvvotleriyle işbirliği yapmak üzere İtatyan kü'aları da Girit adasına ihraç edilmiş bulunmaktadır. 'YORK KRUVAZÖRÜ BATTI İngiliz Amirallik Duiresi, bir - müd. det evvel hasara uğrayıp Giridin Su- Kürtezinde tamir edilmekte olan 250 tonlük İngiliz Yark kruvazörü- nün mütesddit hava bombardımanla- rı yeticesinde batlığını bildirmektedir. Gertide hemen hiç zaylat olmamıştır. 2 kişi ölmüş, $ kişi yaralanmıştır. ALMANLARIN BİR İDDİASI n Alman aakeri mahfilleri, İngilizlerin Alman pat hazp kanunla- raşütçülerine Tına muhalif hareketle bulunduklarını iddia etmektedirler. Bu iddiaya göre, #estr alınan paraşülçüler karınlarına bomba bağlanmak suretiyle öldürül müşlerdir. Bu sebepten Berlin — kay- makları mükabele bilmisi! olmuk üze- re her Alman için 10 İngiliz askerinin Kurşuna dizileceğini bildirmektedir. HARP VAZİYETİ (1 inot Sakifeden Devamı) tünlüğü ve İngiliz kıt'alarının ha- va hücumları altında muharebeye | maecbur kalmalarıdır. Evvelki ya- zılarımda İngiliz kıt'alarının Me- lame bölgesinde taarruz etmeleri- ni lüzumlu görmüştüm. İngilizler böyle bir taarruz yaptılar, fakat iyi mevzilenmiş olan Alman kıt- alarını mevzilerinden söküp çıka- ramadılar, Bundan sonre İngilizlerin karşı- darında daha çok kuvvet bulacak- ları muhakkaktır. Almanlar çıkar- mıya teşebbüs etmeseler de işgal sahasını şarka doğru genişletmiş olduklarından hava nakliyatından daha iyi istifade edeceklerdir. İn- gilizler takviye kuvvetleri gönder- mişlerdi. Bu kuvvetlerin Kandi- ye ve Resmo bölgelerine sevkolun- tedir. Fmir ne zaman gelirse o ra.| duğunu şimdi kabul edebiliriz. E- givarındaki man gidecektir. Kandiye ci ğer Resmo ve paraşütçüler esir veya imha edil- Mezse, Almanların bunları takvi- yye etmesi çok muhtemeldir. Kan- diye - Resmo - Hanya yolu İngi- Hizlerin elinde kalmalıdır. Bu yol paraşütçülerden — temizlenmezse İngilizlerin adayı müdalaa etmesi pek müşkül olacaktır, 2) TRAKTA: Fellucedeki İngiliz kıt'aları Bağ- dat istikametinde harekete geçmiş ve Hanmukta mevkiini işgal et- miştir. Bu suretle İngilizler Bağ- dada hayli yaklaşmış bulunuyor- lar; İngilizlerin petrol tevzi mer- kezi olan Haditaya doğru da bir harekette bultmmaları varit ola- bilir. Trakta İngilizlerin vaziyeti müsaittir. Iraklıların Bağdadı u- zun zaman müdafaa etmeleri, ha- zırlık ve kuvvete bağlıdır. Bunlar çok olmadığına göre Bağdatta u- zun bir mukavemet beklenemez, eee Hai B GĞ ngilizlere gülümsüyor (Başmakaleden Devam) tutunmak fırsatını bulmuşlardır. Adayı tamamile istilâ edehilme- leri yeniden yeniye yapacakları büyük fedakârlıklara ve bütün hava kuvvetlerini buraya tahsis etmelerine bağlı görünüyor. Akdeniz yolu ile Afrikaya geç- mek, yanl Mısırı işgal ve Küçük Asyaya atlamak — teşebbüsü de müşkülüt arzetmektedir. — İlkba- harda başlıyan bu teşebbüs mu- vaffak olmamıştır ve olmamakta da devam ediyor. Atlantikte Amerikan yardım ka- filelerini batırmak ve seyrüseleri daha müessir bir surette işkâl et- mek için yapılan son hamle de Bis- markın batırılması ile muvaffa- kiyetsizliğe uğramıştır. Her üç teerühenin de ademi mu- yaffakiyetine, bühassa İngilizlerin denize hâkim olması sebep teşkil e tmektedir. Almanlar; yalnız hava kuvveti- ne güveniyarlar ve donanmalarımı kaybetmiş bulunuyorlar. İngilix. ler ise; hem donanmalarına, hem ge donunma ile bir arada işbirli- kine sevkettikleri — tayyarelerine güveniyorlar, Girltte tek nakliye gemisi Al- man asker ve harp - vasıtalarını Suda veya Kandiyeye ihraca mu- vaffak olamamıştır. Donanmanın Giritteki meşguliyetinden istifade ederek Trablusa gönderilmek İs- tenen son deniz kafileleri birer bi- rer Sicilya - Trablus arasında ya- kalanıp imha edilmiştir. © halde, şu neticeye varmak lâ- zımdır: Almanya Avrupa kıt'asını Sovyet, Türk, İsveç hudutlarından itiharen İspanyaya kadar baştan başa istilâ etmiş olmasına rağmen, kıt'a içinde mahpus kalmıştıt, Bu mahpusiyetten kurtulabilmek i- çin denizleri aşmak lâzımdır. De- nizlerde ise; yalnız hava kuvve- tine güvenmek kâfi değildir. Ha- va kuvvetleri ile yapılan işgaller deniz vasıtaları ile takviye edil- medikçe, kat'i muvaffakiyete eriş- menin imkâmı yoktur. İşte, Girit, işte Sicilya - Trab- Tus, işte son Atlantik teerübesi, Binnenaleyh, Almanyayı şu anda kendi kafesinden çıkan ve fakat Avrupa kıt'ası gibi üç tarafı su ve bir tarafı Sovyet Rusya duvarı ile örülü muazzam bir kafes içine düşen bir arslana benzetmek lâ- zımdır. : bütün hasımlarını ex- miştir, Kıt'anın hâkimidir ve fa- kat denizleri aşıp yeni kıt'alara a- yak basamadıkça Avrupa kıt'ası içinde zamanla, Iktısadi zaruret- Jerle, iptidai madde yokluğu ile, müfus kesafetinin yaratacağı buh- ranlar ile kendi kendisini yiyip bitirmeğe ve bir gün çaresizlik - çinde yere serilmeğe mahkümdur. Zaten; İngilterenin de istediği istedikleri seviyeye çıkarıncıya kadar Almanyayı kıt'a içinde yor- mak, hedeften hedefe saldırtmak, denize getirmek, küçük denizleri aşmağa ve geçmeğe muvaffak ol- sa dahi büyük denizlerde mıhla- mak ve Almanyayı devamlı bir serap içinde bırakmak. İngilizlerin harbi başarmak ve kazanmak için tuttukları bu hareket tarmı ve plânı muvaffak olmağa ve harp talihi İngilizlere gülmeğe başla- mıştır. Hattâ Girit, Sicilya - Trab- kus, Atlantik teerübeleri ile ve müdafaa bakımından hâdiselere hükmetmek ve Almanları teşeb- büslerinde akamete — uğratmak kudreti İngilizlere geçmiştir.. de- nebilir. Almanlar 50-60 bin gaip muka- bili Giridi alsalar, bunu takiben Kıbrısı almağa koyulsalar, Suri- yeye çıksalar, Cebelüttarıka git- seler dahi bütün bunlar sadece zim eden, Atlantik, Akdeniz ve Britanya adaları hâkimiyetini e- linde tutan İngiltere; yarın Ruz- veltin fevkalâde hal beyannamesi ile seferber ettiği Amerikan sana- yünin yardımı ve 1942 ye kadar yaziyetini koruması ile taarruz kabiliyetini de arttırmağa başlıya- cak, en binlerce tayyare, tank, zırh- h, top şu ve., bu ile bizrat ve bin- mefs Almanya içinde Alman harp kabiliyetini imha etmek iktidarın bulacaktir, Bizim şahsi kansat ve görüşü- müzle bu yıldız. harp semasına doğmağa başlamış ve kat'i zafer ibresi İngiltere lehine kendini ak- tarmıya Kaf 5 —SON TELGRA Gizl Yazan: Franciş Machard Bir Casusun F — 30 MAYIS isi i Defteri No. 25 Çeviren: İskender F. SERTELLİ Bir İspanyol kadınına bu kadar itimat göstermek, doğrusu şaşılacak şey | Salonun pencereleri kapalı. Si- garamdan çıkan duman salonun tavanında mavi bir bulut halinde dolaşıyor. Ne olursa olsun.. fazla nezaket göstermeğe vaktim ve sinirlerim müsait değil. Hâlâ yeni vazifemi öğreneme- diğime âdeta hiddetleniyorum. Kendi kendime: — Garip şey! diyorum. Beni neden Londraya davet etmediler? Neden yeni vazifemi bana şahsan tebliğ etmediler.? Böyle ısmarla- ma vazile olur mu?, Bir İspanyol kadınına bu derece itimat göster- mek, doğrusu şaşılacak bir iş. İşte, kapı çalındı. Şişman hizmetçi yalan söyleme miş. İspanyol Madamı şapkasile apartımana girdi. Salon kapısı açık. Uzaktan birbirimizi görüyoruz. Madam şapkasını çıkarıp port- mantoya astı, Salona doğru yürüyor. Kendisi- ne gülerek selâm verdim: — *Amerikadan geliyorum, Ma- dam!» O da güldü ve hararetle elimi gıktı: — Roza Antonyo.. Adını verdikten sonra ilâve etti: — Ben de sizi bekliyordum. Üç gün kadar boş yere vakit geçti am- ma, bu kabahat ne benim, ne de sizin. Akla gelmiyen mühim hâ- diseler bu teahhura meydan verdi. — Evet, Madam Rozal. Faber- layn faciasında ölenler arasında ismimi görünce, beni de öldü san- diniz., hakkınız var!. — BSizi tebrik ederim, Mister 'Nayn!. Bütün dünyaya kendinizi öldü bildirdiniz. Ve şimdi karşım- da arslan gibi, dipdiri duruyorsu- nuz!, Madam Roza Antonyo benimle in- Bilizce konuşüyoyrdu. Tatlı bir kışları ve bütün bunların feykin de şeytani bir zekâsı vardı. İtiraf ederim ki, o güne kadar, bir kadında böyle güzellikle ze- kânın bu derece imtizaç ettiği ma- nalı bir çehre görmemiştim. Salonda fazla konuşmadık. İspanyol dilberi şişman hizmet çiyi çağırdı: — Beni arıyan olursa, bugün ak şama kadar evde bulunmiyacağı- ı söylersin, Ben çağırmadan ya nuniza gelme!. Hizmetçi itaatkâr bir tavırla başını eğerek salondan çıklı. Pansiyon sahbi salonun yanın- dan bir kapı açtı: — Buyurunuz çalışma odama. ından yürüdüm. Küçük, fakat çok temiz bir yazı odası. Yan duvarlarda kitaplar.. ortada bir yazı masası, Llasanın üstünde bir yazı makinesi. İki kol- tuk. Bir küçük sigara iskemlesinin üstünde büyük bir likör şişesi, iki kadeh.. birkaç bonbon. Koltuklardan birine oturdum. Madam Roza yavaş yavaş anla- tıyor: — Lonâradan yeni bir emir al- dim. Kurtulduğunuzu duymuş ©- lacaklar ki, bana gelen bu emirde, size verilmek üzere gönderilen ka- palı zarfı teslim etmem bildiriliyor. (Casus mektebi) nden çıkar çık- maz (Faberlayn facias:) gibi bü- Yük bir felâketle karşılanmanız CArkası Var) BiSMARK (1 inci Sakifedeni Devam) esir etmişlerdir. «Bismark» ın Alman limanları. ni terki birçok mütalealara yol açmıştır. «Bismark» ın Ruzveltin söyliyeceği nutkun tesirini azalt. mak icin Atlantiğe açılmış olduğu Şivesi, ayni zamanda sehhar ba- söylenmektedir. Büyük Röportaj (1 aot Sakifeden Devam) ayni zamanda alaturka kısmı şe. fidir, İstanbulda doğmuştur. Ken- disi, Heybeiladada oturur, Dört ay evvel yapılan Cemiyet kon « gresinde, körleri temsilen, idare heyeti âzalığına getirilmiştir. Daniş Alpagut, zeki, çalışkan, hassas bir gençtir. Yalnız bir mu- siki san'atkârı değildir. Ayni za. manda şairdir. «Bahar geceleri» isimli bir şiir kitalim vardır. Bu kitabın içinde sevgilisinden aldığı ilhamlarla yazdığı birçok güzel şiirler, şarkılar vardır. Daniş Alpagut asil ve marut ölr aileye mensuptur. (Genç kıza gelince: Bu kahramanımızın da iki gözü kördür. İsmi İsmet Dinçerdir. He- nüz 21 yaşındadır. Zayıf, orta boy- lu, mevzun vücutlü. Kibar yapılı, Hassas bir genç kızdır. Körler or. kestrasının piyanistidir. Körler Cemiyetinin evlenme - lerine izin vermediği bu kahra. mmanlarımızın mâacerasını, şimdi, genç kemancı ve şair Daniş Alpa- gut'un ağzından dinliyelim. İsmet Dinçeri beş senedir çıldı. rasıya seven Daniş Alpagut diyor W? «— İsmet Diçer ile, tanışma - mız bundan beş sene evveldir. ©, İzmirdeki Körler mektebinde okuyordu. Fakat kendisi İstan - bullu idi ve ailesi de burada otu. ruyordu. Biz, İzmirdeki körlerle tanışmak için mektebin müdürzü- me kabartma mekluplar gönder - dik, Müdür bu mektupları mek . tepteki talebelere de veriyordu. İşte bu suretle İsmet ile tanıştık ve mektuplaşmağa başladık. Ni - hayet o mektebi bitirerek İstan. bula geldi. Adresimi bildiği için bana da uğradı. Ben ailemin ya- Birbirimizi - görmüyorduk. Fakat | sesimizle ve kalbimizle mükem. | mel anlaşıyorlarduk. Bizim için gü- | zellik mevzuu bahsolamazdı. Kalp- lerimiz ve ruhumuz anlaştıktan Geçen sene konser vermek üzere yine beraber İzmire gittik ve bu #eyahatten döndükten sonra bir. y birimizle evlenmeğe karar ver - dik. Fakat ikimiz de buna kara verirken ailelerimizin muvafaka- tini şart koştuk. Çünkü düşünü « yorduk, biz yanımızda candan in- Savlar bulunmazsa yaşıyamazdık. İleride herbangi bir suretle vu. ku bulacak bir ayrılık eğer sile. lerimizin yanına dönemezsek bizi felâkete sürüklerdi. İşte bu suret- le karar verdikten sonra leşeb - büse girişecek İk. Fakat, bazı kimseler — kanunun bizim gibi iki bedbah'ın evlenme. sine müsaade etmediğini söyledi. ler. Şimdi bunu bir avukattan $- Tacağız. > Evlendikten sona, yalnız bir ev- de oturmamız tabii mümkün de. gildir. Ailelerimizin yanında bu- lunmamız lâzımdır. Sonra, evlen- me kararını vermek de bizlim x n çok müşkül oldu. Büyük fedakâr. hıklara katlanmamız icabediyordu. nında oturuvordum. Bu suretle birbirimizle daha sıkı dost olduk. Öyle ya bir karı koca gibi yalnizce sokağa — cıkamıyacak, bir. yece gidemiyecektik. Muhakkak surette yanımızda başkaları bulunması ve bizi idare etmeleri lâzımdı. Hal- buki, karı kocalığın yegâne zevki iki hayat arkadaşının başbaşa gez- mesi Ve yaşaması — değil midir? Fakat, biz; bunlardan aahrum ka. lacağız. Buna rağmen, birbirimizi çok sevdiğfimiz irin bu mahrami. yetlere katlanmağa seve seve razi olacağız.» * Daniş Alpagut'un sözleri bura. ga bitiyor, Şimdi, genç ve âma kemancının sevgilisi İsmet Dinç- erle konuşmağa uğraşıyoruz. Genç kızın da macerasını kendi ağzın- dan dinliyeceğiz. Buna da mu « vaffak olursak, Büyük reportajı- maz muyaflakiyetle sona erecek- tir, Bu arada, bu çok mühim hâ. dise hakkında hukukçular ve doka torlarla da görüştük. Bu mülâkat- ları da ckuyucularımıza takdim edeceğiz. Eşine ender tesadüf edilir bu çok meraklı hâdisenin her yerde bü- yük bir alâka uyandırdığını, bize gelen mektuplardan, sorulan Sü. anlıyoruz. ll