SÜP, Vi A HARBİNİN 7 L MESELELERİ geçmek.. Jarihini iyi tetkik eden- idine güre yuvarlak bir t dan yüz elli sene ev- 3on Bonapartım ç kadar 'affakiyetlerine rağ - Sönunu elde edi Sebep vardır. Bu sefer M harbi Napolyon bah: bir tazelemek için n Giltler vermektedir. hatırlana- Sean yi ile o za Bcitirle Bakayeseler yü- “trin çıkardığı şöyle Ç Sardır. Napolyon işin Ettiremedi. Çünkü Mos- ârı Birinci Aleksandr rthhı.ıı.a Rusyanın Üze- fütuhatının sahasım | ü lekete kadar — götür- * Ftansızların impara- K eden böyle yaptı?. | İYorlar, Rusyayı mağlüp | Avrupada kendisini tlamazdı da ondan. * zaman böyle düşün- nı Moskova — seferine W aa !“erdu büyük — bir tihetlerin tafsilâtı ait larda yazılıdır. Bun- op “Meğe burada lüzum m’üım hayatını ve yap- * ve imiş olanların pek Verdiği şu nokta var- İmparatoru o zaman t Bi iyette Kol'rbıll“tk“ İ “USYayı mağlüp etme- | gütka da hâkim olmayı *mel edinmişti, Biliyor- esaslı surette yerle, :n..,..v, iyiden iyiye | ’h ilmek imkânsızdır. hâkimiyetin devamını Tutlaka şarkta Fransa- e ,itibarımı her suretle | kuvvetlendirmek lâ- | | “dü Avrupa işlerine bir Smuyacak hale getir- *ri cazip göründüğü kâ- Tehliketi olduğumu İsbat Napolyon da hiçbir va- "İyayı bir tarafa bıraka- (ç Sarka / geçerek Hindis. N Çar birbirlerile an- | tçinmeyi teerübe et- | L Fakat bu gayritabil ArğES iki taraf kavgaya 'tik hatanın nereden | yrıdır. Fakat im- | .E'.' arasında daha ne eğini farzetmek husu- | hayalen o devri güz | *k büsbütün imkân- ın ee Napolyon ile “llyhı DA lıgıhı impara- 'n.,,ı hep birlikte ça- tleri tin eline geçmiş Ağlttadan aralarında ş""etıilırı'-nı. Na: Taki Osmanlı impa- başında bulunan Ü- | çelimle dostluğu da- | patek şarka geçer, Su- | ilistini aşarak Mısıra itinci Aleksandr da ildiği, Okarmaz, Bonapar- , 'i' ilerlemesini böy- heş “TErdi, O zaman Av- Tarafını — zaptetmiş, bir gün birlikte aksim etmeyi düşü- hun İtan e Yayı | dar okumuş, ya Yüz elli sene evvel tetkik edenlerin verdiği hüküm şu olur: Avrupaya hâkim olmak istiyenler, mutlaka Şar- ka geçmek istemişlerd Vâf çıkacağını, bundan da İngilte- renin istifade edeceğini düşünen- ler yanılmış olurdu. Napolyon i- çin Çara yâdedilecek yerler de yok değildi: İran, Efganistan, Hin- " ve saire gibi. Çarlık Rusyasının emeli biran evel Osmanlı imparatorluğunu ' parça- lıyarak boğazlara hâkim olmak- tı. Banapart boğazları da birimci Aleksandra vereceğini vüdedebi- lirdi, Napı İngiltere gibi bir düşmanla uğraşırken uzak kalmasını da kendisi için ne faydalar olacağını bilmez değildi. Bununla beraber vekayi başka bir cereyan almıştır. Çar sandr acaba herşeyi o kadar so- ğuk bir muhakeme İle düştne- memiş, kendini hissiy tırmıştı?. yaparsa yapsın, bunn seyirci ka- Jabilirdi. Fakat şarka geçmek ta- savvurunu hakikat sahasına çe karmak İsteyince Rus Çarı ileri- sini düşünmekten kendini alama: mıştır. Napolyon Rusya üzerino yürüyünce de artık iki taraf ara- sında anlaşmıya imkân kapıları kapanmış oldu. danın şimal kısını. _Camd;n _kösele n bulmiya- manla: kunduralırımizin ler elâstikt olduğu için nasırlı ayakla- fg, da gayet iyi imiş. Sor le kadın İskarpininin x iyor. ÜTUNU İş Ve İşçi Arıuaılaıı gikâyetler, temenni: ler ve müşküller Daktilo bilen genç bir kız İş arıyor snıfına ka- Ortamektebin sekizinci muntazam, si, ifades ea on altı yaşında müte- Hem; şimdiye st ve ihtimamiyle he küçük bir yardım. biz elle Ki çe d vazi kadar bötün bana bakan a bazı zihane gibi M gerek bütün di mektupla ça ederim. Mücasese ve yazıhanelei de yazıhanel mücsseselerde, yazıhar gi bir Iç afıyor zalacak olan mul San Telgral Ö D.) Tumı etesi Halk Si n de Seveceksin ! Yazan : ETEM İZZET BENİCE 'Eru loılınunıııı Ancak, Zittiğini ve ktupla nereye gi- aa Emamiş olması ben dikkatimi celbetti. S FYorum., diye bir yere Fkendisini üldürebilir, 'a bunu böyle tefsir edi- Socuğun çok esrarengiz bir. İbi olması beni böyle dü- | * sevkediyor da onun içine "i dinliyerek kendisini 'ı:;vw;k hafızasını toparla- tlerini düzeltmek, daha | Seni unulmak için gitmiş - Ben de İstanbula gitmesini söylemiştim. — İstanbula gitmemişse de daba olabilir. başka bir yere gitmiş Amma, dıınvupndııı bahse- diyor. — Ne zararı var onun?, — Şüphe veriyor da bana açmalıyorsun. açınalamıyorum, söylüyorum. — Başka hiçbir ihtimal zannet- doğruyu miyorum, — Benim içimde garip bir duy- gu Vlr.ı — Ne gibi?. â — Zannediyorum ki, o nevmit bir halde buradan çıktı, gitti. Bel- ki de bir rssız yerde kendisini öl- dürdü. Rusyanın | Alek- | mı kap- | Bonapart Avrupada ne | bugünün çocuklarının kafa | | | “Yoksa, Gitti Gider, | Dahi Gı'derdı...,, Gene dua etki komşunun çocugu görmüş te yakalamışsınız. ,, 23 Nisan Çocuk Bayramı | için zengin program hazır- | landı. Bayram, bu yıl da, her | mecek Çar urasanda ergeç bir ihti- | seneki kadar neş'e içinde | kutlanacak. Allah, çocukları- | ç& mızın neş esini bozmasın. Çocuk Haftası münasebe- tiyle, tertip edilen eğlenceli ler, müsamereler, balolar iyi, güzel.. Bir de çocuklarımıza, haf | —| tanın bir gününde, çalışma- sını öğretsek, çalışmanın me- todunu anlatsak.. - Derslere | 9, nasıl çalışmalı, ne vakit çalış- malı.. Bizim çocuklarımız u- mumiyetle çalışkan, zeki yav- ralardır. Fakat, çoğu, tenbel değil, fakat, çalışma usulünü, metodunu, vaktini bilmiyen masum yavrulardır. Derslerine çalış, der, geçe- riz, Derse nasıl çalışılır?, Bu- nu, hiç söylemiş, öğretmiş, bu hususta fikir vermiş miyiz- dir?. Hayır.. | İlk mekteplerimizde de böyledir. Çoçuğa, — evinde* kendi başına nasıl çalışması lâzım geldiği anlatılmaz, an- | latılmamıştır. | İstikbal çocuklarındır. Fa- kat, ayni zamanda, istikbal, ki İn hamulesine, kültürüne - bel | Bağlamıştır. Anlatmalıyız ki, Türk çocukları süratle ve ede- temle, metodla öğrenmek, bir çok şeyler öğrenmek mecbu- riyetindedir. BÜRHAN CEVAT Gizli çalışan bir Macar marantgyoz Beyoj Kallâvi sokağında 11 numarada oturan Macar © n Yanoş Sudi Küçük San olarak kalan- asındı alif mış, bakkında tahi miştir. FDOKTOR.) (e deki. 1o Doğan çocuk aşlan - bi bi Çöctik emziren annenin yiyece- yemeklerin de amiyeti vardır. ane hazmi Ki ta- at gıdalı yemekler - inlihap © Yemek yemekte — ifrata mur işi, yazın D | fil lidir. - Kezalik g çekinmelidir. * | Böyle yapsaydı bu evde onu | y sına me müni vardı?. | Belki bi e;kandal çıkmasına mâl mak için., — O kadar yeis içinde bum le düşünebileceğini sanmak! — O bütün şaşkınlığına rağmen | iradesine ve şuuruna çek hâkim bir çocuk - şaurile seviyordu. — İlk zamanlarda yordum. Fakat, son zamanlarda muhakkak ki, bunun böyle oldu- | ikuna yüzde yüz inandım!, X Ya öre bu çocuk mutlaka kendisini öldürmek için buradan çıktı gitti. — Herhalde.. — Bıraktığı mektuptan mı çıka- zayorsun bu manayı?. — EBüut., Dedim ve, — Yalnız mektuptan değil, bü. tün hareketlerinden, Mektabu çok şüphel bir ifade ile yazmış. Son- | ra, evinden hiçbir şey almamış. —| — Hiçbir şey almadığını bilmi- | apı yap a böye | alde seni de iradesi ve şüpheleni- 'e ettim: ' fında, Un Yazan: HÜSEYİN BEHÇET İ —— İki kadın koridorda konuşuyor- | u: —Ah arsa; hemşire, ona göre, ayıptır çama Daz ya, oldi aşır aS imse GÜ | maşırları na g Mübi — Ayı tın! — Ayağa kalktı. feracemsi yaz Si fçe tekra nümi l tefeği bahçe; ki T ar " bir günd. n elini sürdüğ düz lir m Tahm ah rtülü çalacakları in: al, Haydi Bis- anirrahim, 'na girdi eldirmeli, r kadınla yanyana | Hâkim sordu: çaldı? Nasıl bal bâli bir arsa vardır. asir İl yazma da ayağa kalktı Mtur! doj Maznun yan etti: ğa kalkın da öyle anla- Onunla bera- siyah yeldirmeli, ) maznun ir ona; di baktı ve o da otur- ür tekrar: iz kalkı Lâhavle çeker tarafa 0) etti: saya ! dedi. bi başını ha- her zaman çama- Bizim bahçe kapısı da r. Bugün mşumuzun kızı â'yı da yardıma Çazınluı 1 da, oraya a: İçeri dışar Bir aralık bu kadın gelmiş. — Sen bunu başkâtipten sor | n n 'orduk, ar, yatak çarşaflar başlayınca, arsıda ra çamaşır içi ger- nağa baş- girip çıkıyo ben içerde ti Yatak çarşaf - — Sardum, O da bilmiyor. Belki bir valiz içinde kendisine lâzım o- labilen şeyleri götürmüşlür. Bel- ki de Lübnana gitmiştir. Nereden biliyorsun?. — Suriyede lenme yeri orasıdır. Hattâ, İstan- buldan daha iyi olduğunu yenlere çok rasladım. n mükemmel din- Bunu nasıl öğrenebili. —K Güle rek: — Oraya da mı gideceksin?, Dedim, O da güldü: Yook canım!, ilâve eti: Ve Lübnana gitmeme lüzum yok. | Onun gidebileceği: gim şehirde bizim akrabalarımız, A mallarımız var susi dostlarım da. Onlardan - bir mektupla sorarım. Dedim. tahmin etti- Tabil benim hu- e mümkünse he- men, şimdi yaz!, attıktan sanra | ayağa kalktı ve anlatmağa | samaşır. | £ Tadığını, elindeki çuvala doldur - de bir çuval var, onun çuvalında dört tane yatak çar-| Korşulardan da enler oldu. Hep be-| bekçiye teslim | B Bi | Evet — Servinar. kalım., Nasıl - Beyim. K kadar 1m? bu kadar!. Sen de anlat ba- aptın bu işi? hağa çıl dim. Etr Davacı — Biz. de? Hep dos dolu... — Siz karışı arsada hindiba nere- aldı ısırgan, aylan- n.. Anlat Ser- — Bak acak ot yok.. | Şöyle bir kenarda oturup da bir acık İçeş dedim. Bir taş ine oturdum.. Bir sigara sar- dım. Tam içerken bir delikanlı çıktı. — Sçen buraya çamaşırları mı çalmağa geldin? dedi ır evlâdim, ben namuslu | kadınım! dedim. Yakama sarıldı. Yoluma bırakmadı.. Sonra bu hanım, daha başka hanımlar gel- | di; çamaşırları çalıyor diye bek- | ciye teslim ettiler, Ben hiçbir şey | çalmaı | | — Bskiden. bir. cahillik yap - | e hepsi bir defa Ü — Bakalım.. Şahitleri dinli ı yelim, Çalıp çalmadığını - öğ niriz. | — Fahir, şahit olarak — dinlendi.. Pençerenin önünde keman çalar- | kenServinazın çamaşırları top - (Devamı 5 imol sayfada) | Nedir bu telâşın?. Diyen Naciye merak ve heyeca- mıma karşı âdeta bir soğukkanlı- lık muhalaza ediyordu. — Ayol, anlamıyor musun, çok heyecan duyuyorum.. dedim, — Ben, bu derece heyecan duy manın yeri ve zamanı olmadığına kanlim, Diye Lütfiye Il — Maamafih se göze ulmış vaziyetteyim. Lübnana bile giderim. 'e etti: in için herşeyi Hattâ — Sahi mi söylüyorsun?, — Tabil sahi söylüyorum. — Teşekkür ederim, Diyerek çok içten gelen bir his — Sana güveniyorum Naciye., Dedim. O da beni temin etti | — — Bu duyguma teşekkür ederim. | — O halde şimdi hemen ilk - mektubu yazmak olsun.. ! — Evet, Kâğıt zarf getireyim mi?, Diye sordum, Bir saniye düşün- dükten sonra: ÇArkam Var) | 3 Başmuharrirler Ne lllyorlıı'? IKDAM T «Yüzde yüz harp> baş- kalesinde şöyle di- etimişti ve Alman , yapılan Bu defa, geç ver. raber, hem nüfusu art de © harpten — sonra, asket den tensik edip geniş- ha mühim kuvveller çı- ve / olmak| eri, yürde iyetindedii 'ylı- Yüzde yüz dövüşmekle kazanılabi! CUMHURİYET ai Je gunları yazmmaktadır: «l stilâ sünü TASVİRİEFKÂR n bugünkü her âa sayesin- bir cep- | türabilirlerse r barbinin - neticesi ın da hessp edemi yecekleri surette tesir yapmak imkâ- dür, bir bkleme devresin- kledir. acağını dekildir. K dar ç gü Tenin sonunda noler etirmak mümkün için harp vukual ha inkişafını beklem YENI SABAH <Yugoslar yağ bugünkü Makalesinde söyle de rçalamağa Almanya çok pip İngilizler sulh şartla- Almaz urahhasları oturdukları zaman, li tatbik et- n Almanya nildiğini ctmek ta itiraz VATAN Ahmet Kmin Yalman «Rrestlitovak havasıs başlıktı bugünkü makalesinde ercümle gunları yazmaktadır. <Almanya, boyuna — kolayca boyun- durük takltırmıyan Yuğgoslayyaya kar- $ bugün — her tecavfizli - hoş görüyor. Bulgarların kendi kenidlerine gelin nasına da göz yumuyor, Yu- adaki ralras kavgı $U veya bu. hüki beyliğe kavuşuyor milleti, ukubetin sanuna ermekini ve İstiklâ! — mücadelesinin — mükâfatını görmeyi tam bir imanla bekliyecek- tir hakkını bulamıyacak! Fakat — Yugoslav TAN| Bugün> tasarladığı sütununda — <Almanyanın geniş plâns» başlıklı yazıda k şöyle denilmektedir: nın İngiltere adasını işti.. ü en sona biraktığı hie- | ünkü bu, Almanya için en zor ve en tehlikeli bir hareket olucak. tır. japonyanın leri vereceği lmanyaya harp gemi- haberi toeyyüt ederse, man harb girmedn müttefikine | 'ette yardım etmek istediği | de çıkarılabilir. Fakat büyle n Amerika ile Japonya harp sebebi teşkil etmiye ceği iddla edilemez.> Kapalı tuz anbar- ları yapılıyor İnhasarlar Umum — Müdürlüğü Çamaltı tuzlasında yeni kapalı karar ver- | <a bir hare Tasında bi ardan zarar gö min olunacaktır. Yakında ambar- | ların inşasına başlanacaktır. Diğer tuzlalarda da ambarlar yapıla - Kazmı ile karısını öldüren adam deli midir ? Bakırköyünün Osmaniye kö - yünde 60 yaşlarında Hasan adın- da Bulgaryalı bir muhacirin 45 K ile başına vurarak öldürdüğünü dün lenin başında İki 1 olduğu görülmüş görülmüş, bir asabi bir has - altında olduğu dün, Hasan, — Adliye n tarafından Tıbbi. Adlide alınmasına lü - edilmiş, SON TELGRAF | | lerde hakikat payı büyükse | ZZ NISAN 19il O©GLEKE MAi İmam nikâhiyle mücadele © medeni nikâlı Bir gazetede şöyle bir ha- | ber okudum: «Bingöl vilâyeti, imam ni- kâhiyle şiddetli bir mücade- leye girişti.» | Ayni haberde, memleke- | tin içtimal bir yarası olarak | tavsif edilen imam nikâhı, şu bildiğimiz, eski nikâhtır. Bu | hal, yalnız, Bingöle has ve münhasır bir hâdise değil, ekseri Anadolu köylerinde cari bir şeydir. Yalnız, imam nikâhiyle | mücadele tâbiri, biraz tuha- fıma gitti. Nasıl mücadele edilecek?, İmam nikâhiyle evlenmiş ve- ya evlenmiye karar vermiş vatandaş şu sebeplerden do- layı bu usüle başvurmuştur 1 — Ya, kızın veya kendi- sinin yaşları sait değildir. 2 — Medeni nikâh yapmak | üzere, şehre kasabaya gide- | cek vakti veya parası yoktur. 3 — Medeni nikâh yap- mak üzere icap eden sıhhi | muayenede sağlam çıkmıya- cağını takdir eder, Bu asıl sebeplerden başka, tali daha bir takım sebepler | hatıra gelebilir. Bizce, imam | nikâhiyle | K evlenmiye mü- mücadele değil, medeni nikâhı teshil ve teş- | mil etmek lâzımdır. Medeni nikhı yapmak hususunda, bir vatandaşın ileri sürd kadar mahzur varsa, hepsini topyekün bertaraf etmek za- rureti vardır. Bir de şu tedbir hatıra ge- lebilir: İmam nikâhımı köy y imamları yaptığına göre, köy “imamını, böyle bir hareket- | ten kat'i surette menetmek, ] bir takım cezai müeyyideler koymak yerinde olur. Bu iş- ten de, köyün muhtarını, il yar heyetini, imamla beraber mes'ul tutmalıdır. Köy ima- mı, ancak, medeni nikâhı kıydığına dair elinde kâğıdı bulunan vatandalaşla, sırf di- ni merasimden ibaret olan, | dun etmeyi kabul eylemeli- | dir. |— Yalnız imam nikâhiyle vi i cude gelen yuvaların, içtim. hukuki, sıhhi bir çok mah- | zurları vardır. Bu mahzurlar ciddidir. Binaenaleyh, her vilâyet, kendi hudutları dahi- linde bu işe birinci plânda yer vermeli ve esaslı bir mevzu | olarak ele almalıdır. Herşeyi hükümet merkezinden, ka- nundan beklememelidir. Ola- bilir ki, her vilâyetin »husuw tedbir- ler, çareler almak zarureti hasıl olur. Her yet için ay mı bir kanun çıkarmak müm- künmüdü siyetlerine göre ayrı R. SABİT BirimizinsraAr l' UepimiıinDEpD'ı | Pazar çün'eri i Tramvaylar akullukla — oturan bir | | | ve sevrek işletiyor | | | erkende zarları kış püzarl: diği y