a UİAE M KARŞSŞISINDA SON TELGRAF NEZAKET İHTİKÂRi Bir muharrir — arkadaş, | tramvayda yolcuya kâfi de- recede iyi muamele yapmı- yan bir biletçiden şikâyet &- derken şu güzele espriyi kul- lanıyor: «— Nezaket ihtikârı yapı- yor.r İhtikârın türlü nesneler ü- zerinde yapılığı malüm. Ne- zakette ihtikârdan maksat, a- eaba, nezaketi pahalıya sat- mak mı?, Fakat, tramvay biletçisine, mezaketi pahalıya satmak hiç yaraşmaz. Çünkü, elindeki biletleri esasen kâfi derecede pahalıya satıyor. İCTİMAP ; KERLAR: Vatan refikimizde yeni bir köşe açılmış.. Üzerinde şu w- mumi serlevha var: «Ferdi ve içtimai hâdise- ler..» Demek oluyor ki, bu gaze- tenin diğer sahife ve sütun- larında çıkan haber ve yazı- ların hiç biri içtimal ve değil.. İçtimai ve ferdi olan- lar, yalnız, o köşede toplan- mış bulunanlar.. Fakat, bizim bildiğimize göre, esasen, dünyada ferdi ve içtimai hâdiseden gayri diğer hâdiseler, ya, ilâhi ve yya tabii olabilir. gocuk bahç zapteden Fatih Mehmedin bir | büstü dikilecek imiş! Ma- | lümdur ki, Nişantaşında, ço- yapıldığı bu Tütemiyen bir çoklarına ba- kılınca, gemiyi karadan dahi yürüten bu Türk kumandanı adına büst değil, heykel bile azdır! ğ ESKİ BİR BETYE DAİR Yugoslavyanın bütün kom- şuları, bu kahraman müttehit ve asil milletten pay istemi- ye başladı.. Ne oldu sanki?, Taş atıp kolları mı yoruldu?. Yugoslavyanın bugünkü man- zarası elbette arızidir. Yarın müttehit, kuvvetli bir devlet olarak elbette, ortaya çıka- saktır. Bıvuîlıilııueıki ü beyti nıııılvınıııı.ııuıım- Yapağı A- lim satımı Sümer Bank muh- telif mıntakalarda mübayaata başladı Sümer Bank hükümetin tesbit ettiği flatlardan bütün mıntaka - larda yapağı satın almağa baş - lamıştır. Banka müli fabrikaların ihtiyacından fazla olan yapağıları yeni kurulmakta olan Ticaret O- fisine devredecektir. Bütün mem- leket ihtiyacından artacak ve ha- rice ihracına mahzur kalmıyacak mıhırlın Vekâlet tesbit edecek- ngeı taraftan hariçten yapağır larınıza ve yünlerimize karşı ya- pılan satınalma talepleri de mü- KÜÇÜK HABERLER VİLÂYET ve BELEDİYE: * Harbiye - Taksim yolu mü- teahhidi, Sonbabarda açılan sağ taraftaki kısmı tekrar yapmağa başlamıştır. Yalmız para arttırı! - mazsa sol tarafı yapamıyacağını bildirmiştir. Belediye yolun ik - mali için tetkikler yapmaktadır. * Üsküdar iskele meydanının tevsi ve tanzimi dün ihale edil- amiştir. Mayıs sonuna kadar bi - tirilecektir. * Belediye Koordinasyon he - yetine müracaat ederek otobüs - kerin geceleri ışıklarını maskele - meden sefer etmelrine müsaade istemiştir. Müzaade — verilirse 'Taksim - Yenimahalle otobüs - leri gece saat 24 e kadar işliye - cektir. TİCARET ve SANAYİ: * Dün şehrimizden muhtelif memleketlere 430 bin Hiralık ih- racat yapılmıştır. * Almanlara satılacak 200 bin Hiralık tiftik için dün bir anlaşma imza edilmiştir. Almanlara mal mübadelesi suretile 1 milyon li - ralık daha tiftik verilecektir. *& Altın flatı biraz düşmüş, dün 21,20 den muamele görmüştür. IUTEFERRHÇ: * Mülli Şefin imzalı fotograf- ları dün büyük merasimle İnönü | Halkevindeki yerlerine asılmıştır. * Dün ilk okullarda san sınıf imtihanlarına başlanmıştır. İmti- hanlar 3 mayısta bitecek, ikmale kalanlar 13 - 14 mayısta tekrar imtihan vereceklerdir. *& Sonbaharda kaldızılan Ana- dolu hattı vapur — seferleri dün tekrar başlamıştır. * Maarif Vekâleti bu sene 19 mayısta jimhastik şenlikleri ya - pılmamasını, yalnız Taksimde bir Beçlt resmi yapılmasını muvafık görmüştür. * Nihat Özkoyuncu ve arka « Aadaşları aleyhinde olan böno sah- tekârlığı davasına dün devam e- dilmiş, suçluların tahliye talep - leri reddedilmiştir. *& Britis Moriton İngiliz kum- panyasının Afzikadaki harp hare- kâtını filme alan operatörü mem- leketimiz hakkında bir propagan- da filmi çekmek üzere şehrimize gelmiştir. ** Dün öğleden sonra Adalarda Adayı | pasif korunma ve paraşütçülere Şizda göstermesin —ı.—uıı'_ı.ı. AHMET RAUF karşı müdafaa tecrübeleri yapıl - mış, muvaffakiyetli netice alın - mıştır. .A.İ._.K Filozofu Muamma dünyası Geçenlerde, bir İngiliz gazetesi bile, Alman motörlü fırkalarının Sicilyadan Trablusa nasıl geçebil- diklerini hayretle soruyor ve bu | hâdivenin bir sır olduğunu söyle- | mekten kendini alamıyordu. Ma- lüm olan şey, Sicilya ile Trablus arasındaki mesafenin 160 kilomet- re oluşu ve Alman kıt'alarını ta- şıyan deniz nmakil vasıtalarının, gece, Tunus karasularadan da is- tifade etmeleridir. Dünya, bu sırrı çözmeğe çalışır. ken, ayni çapa yakın diğer haber- ler kulağımıza geliyor. İşte bir tanesi: Almanlar, Fasta idareyi ele alı- yorlarmış!. Bir başkası: | Şanghaya bir takım Alman genç- leri geliyormuş!, Libya çölünde Alman motörlü | kuvvetlerinin ilk hareketleri ha- | ber alındığı vakit, Londra mahfil- | leri, bu hâdiseye © kadar ehem- miyet vermemek icap ettiğini söylemişlerdi. Fakat, netice ma- Tüm, Meşhur bir İngiliz sözü vardır: İngilizler bütün muharebeleri kaybeder, fakat, sonunda — harbi kazanır, Bugün, dünyanın içinde bulun- duğu şu en nazik ve ciddi anlar- da, bu söz, doğruluğunu bir kere daha isbat edecek mi?. İngiliz harp gayretleri devamlı ve mühimdir. Büyük Britanyanın, olur olmaz şeye papuç birakınıya- cağı aşikârdır. Büyük bir donan- maya sahip olan İngiltere, harbi, yıllarca sürdürebilir. Fakat, bütün bu üzun zaman içinde, medeniyetlerin, mamure- lerin, milletlerin hali ne olur?. Mühim sual... REŞAT FEYZİ Durak tetkikleri Belediye, bazı şikâyetler üze - zerine bir müddet evvel lâğve - dilmiş olan tramvay durakların- dan bazılarının tekrar Ihdası hak- kında tetkikler yapmaktaydı. Bu tetkikler — tamamlanmış ve yeni durak ihdasına lüzum görülme - miştir. Maamafih yeniden şikâ - yetler olursa bunlar da incele - necektir. Pamukcular Heyeti Ankraya giderek Ticxret Ve - kâletile pamuk mübayaa flatla - rının artlırılması hakkında te - masiarda bulunan İzmirli pamuk müstahsillerinden mürekkep he- yet Ankaradan şehrimize gelmiş- ti. Heyet buradan İzmire hareket etmiştir. Vekâlet bu müracaati nazarı dikkate almış, tetkiklere başlamıştır. İngiliz ticaret mü- messili ile müza- kereler yapılyor İzmri İthalât ve İhzacat Bir - Tikleri Umumi Ki Atıf İnan şehrimize gelmiştir. Burada İn- giliz Ticaret mümessilliğile mü - zakereler yapacaktır. İzmirde bulunan 4700 ton Üzür stokundan mühim bir miktarını İngilizlere satılacağı haber alın- mışıtir. Günün meselesi: Kırk Bi Kahve Geliyor |İngilizler memleketimizden kuru meyva, tütün, zeytinyağı ve diğer maddeler alacaklar İngilizlerle yapılmakta olan ti- cari müzakereler neticelenmiş ve bu hususta İstanbulda bir muka- vele imzalanması kararlaştırıl- mıştır, İngilizlere bu mukavele ile tü- ün, kuru meyva, zeytinyağı ve sa- ire verilecektir. Diğer taraftan Almanlarla da palamut ve prima yağı için müza- kereler cereyan etmektedir. Al- man mümessilleri memleketimiz- | den 350 bin liralık da prina yağı talep etmektedirler; Müzakereler- de fiat üzerinde bir anlaşmaya va- rıldığı takdirde Almanlarla da yeni bir mukavele imzalanacak- tır. KAHVE GELİYOR Brezilya kahve şirketi namına SH a a EŞTESRL L Z Dağa V Ra —— ADLİYE ve POLİS F— Belediye kooperatifi yağları mahlüt mu, sade yağ mı? Şahitler, üzerinde sade yağ yağların mahlüt olduğunu söylediler Belediye Kooperatifi Müdürü Haydar Berkman tarafından, Koo- peratifin sattığı yağların mahlüt olduğu yolunda yapılan neşriyat- tan dolayı neşren hakaret iddia - sile <Vatanr gazetesi aleyhine açılan davaya dün devam edil - miştir. Gazete sahibi Ahmet Emin Yal- man tarafından gösterilen müda- faa şahtileri dinlenmiştir. Bun - lardan, fabzikanın ustabaşımı To- dori şunları söylemiştir: — Yaptığımız yağlara tereyağı, donyağı, pamuk yağı, susam yağı ve yüzde ön beşe kadar su koyar- dik. Ben kendim, yağı istediğim şekilde yapmazdım. Ne verirlerse onlarla yapardım. Yine şahitlerden yağeı Yuva - kim de demiştir ki : — Belediyenin yağ formülünü 24000 liraya kadar satacağını ga- zetelerde okudum. Gidip derhal 15,000 lira teklif ettim. Müzaye - deye çıkacağını — söylediler. Bir müddet müzayedeyi — bekledim. Sonra öğrendim ki, müzayede ya- pılmadan 24,000 liraya Haydar ve ortağı Karaca biraderlere sa - tılmış. Böyle yüzde on altıya ka- dar sulu bir yağ formülü için ben | otuz bin lira da verirdim. Hatta, şimdi de bu otuz bin lirayı veri- rim, Malümatına — müracaat edilen Bursada yağcı Lofçalı Mustafanın gönderdiği cevapname okunmuş- tur, Bunda, Mustafa, İstanbul Be- lediye kooperatifinin Bursa satış şubesinden aldığı yağların Bursa Belediyesinçe tahlil ettirildikten sonra ekle salik olmadığı hakkın- da rapor verildiğini ve kendisinin n Çuval gelen 30 bin çaval kahvenin Port- saitte kaldığını yazmıştık. Yapı- Yan teşebbüsler üzerine bu kahve- lerin memlekete nakline müsaade edilmiştir. Yalnız bu kahveleri getiren Brezilya vapuru hamule- sini Portsaitte boşaltmış olduğun- dan bu kahveler tekrar yüklene- rek memleketimize getirilecektir. Birliğe mahsus 10 bin çuval kah- veye de Nöaisert verilmiştir, Bi- | naenaleyh bugünlerde memlekete | *0 bin çuval kahve ilhal edilecek Ü ye kahve daha ziyade bollaşacak- iyeten Brezilyadan memle- ketimiz için 40 bin çuval kahve daha yola çıkarılmıştır. | e bu yağları aldığı yere iade et- tiğini bildirmektedir. Bundan sonra, Ankara Beledi- yesinden gelen cevap okunmuş - tur, Bunda da, İstanbuldan Koo- peratifin Ankaraya — gönderdiği yağların tenekesi üzerinde «sade- yağı» kaydı olduğu, halbuki sa» deyağının suyu alınmış tereyağı olması lâzım geldiği, bu yağın | mahlüt olduğu, yapıları sadeyağı formülüne uygun bu - Tunmadığı için 39 teneke yağın iade edildiği zikrolunmaktadır. | Mahkeme, Salim ve Osman a- | dındaki diğer iki şahidin celbine ve Sıhhat Vekâletinden sorulan bazı hususlara henüz cevap ve- rilmediğinden bir tekit müzek - keresi yazılmasına karar vermiş- tir. Bir makara muh- tekiri Adliyede Marpuççularda makaracı Di - mitri Derbentlioğlu kendisinden makara istiyen bir mürakabe bü- Tosu memuruna makara olmadı - ğini söylemiş, yapılan — aramada 48 düzine makara b ılunmuş, Di- | mitri Adliyeye verikmiş, Asliye İkinci ceza mahkemesinde muha- kemesine başlanmıştır. Gi atine l Bir muhtekir mahküm oldu Marpuççularda elbise levazımı satan Mikail isminde biri telâ sak- ladığından Adliyeye verilmiş ve dün Asliye İkinci Ceza Mahke - mesi tarafından 25 lira para ce- zasına ve dükkânmın 7 gün ka - panmasına mahküm olmuştur. Köylerde Traktör İstanbul köylerine de traktörler gönderilip faaliyete geçildi Ziraat Vekâleti yaz ekimi için her tarafta köylülere taraktör ki- ralamağa başlamıştır. Vilâyetimiz köylerine de yeni taraktörler gön- derilmiş, bunları kullanacak us- talar da gelmiştir. Günde 50 - 60 dönüm toprak sürecek olan bir taraktör için köylüden 30 - 40 ku- ruş gibi pek azx bir ücret alına caktır. Öküz ile ise günde ancak üç dönüm taprak sürmek kabil alabilmektedir. — Diğer taraftan bu yıl memleketimizin hemen ek- seri yerlerinde olduğu gibi Vi- lâytimiz - köylerinde de mahsul vaziyeitnin geçen yıldan çok iyi ve memnuniyet verici bulunacağı anlaşılmıştır. — Bilhassa buğday, yulaf, zer'iyatında yüzde 25 nis- betinde bir fazlalık umulmak « tadır. Simitçi'ere un tevziatı başladı Simltçi, börekçi ve pastacı fı - rınlarına dünden itibaren Beledi- ye Memurin Kooperatifi tarafından vn satışına başlanmıştır. Şimdiye kadar tüccarlardan un alan ve bu hususta alâkadarlara birçok şi - kâyetlerde bulunan bu esnaf bun- dan sonra Fiat mürakabe Komiş- yonunun koyduğu fiat üzerinden kolayca un tedarik edebilecek - lerdir, Toprak Mahsulleri Ofisi bu e- nafın günlük ihtiyacı olan 150 çuval unu her gün Kooperatife verecektir. Ü eeef Istanbulda hayvan sayımı bitirildi Vilâyete bağlı kaza ve köyler- de hayxan sayımı bitmiş, evraklar tahlilde | *” 25 ine kadar Defterdarlığa mü - racaat ederlerse cezadan kurtu- Tacaklardır. ae ğanmanı Talim sicilleri Maarif Vekâleti 1939 - 1940 yı- Jında muallimlerin doldurdukları talim sicillerini tetkik — etmiştir. Neticede vazifelerini — üstün bir muvaffakiyetle yaptıkları anla - şılan 35 öğretmen takdir edilmiş ve 77 öğretmene de gösterdik - leri muvatfakiyetten dolayı te - şekkür olunmuştur. 1939 - 1840 ders yılında girmek- le mükellef bulundukları derslere tamamen girdikleri anlaşılan 577 öğretmenin devam — hususunda gösterdikleri itina sicillerine kay- dedilmiştir. Muhtelif sebeplerle 4 öğretmene eksik görülen taraf- ları ihtar edilmiş ve bir öğretme- ne de vazifesini ifa — hususunda direktifler verilmiştir. Öğretmenler hakkında Maarif ve Okul Müdürlerinin mütalea - larının hulâsaları sicil kartlarına geçirilmiş, teftiş mevzuu görülen- ler de alâkalı daireye verilmiştir. Edebi Roman:37 KOLKOLA Müellifi: Nizamettin NAZİF — Ne susuyorsun? Ötsene bül- bül? — Bu mektubu yazdığım adam- a senin bir münasebetin olduğu- nu mu sanıyorsun? — Bana öyle geliyor. — Aldanıyorsun... — Hayır, Aldanmıyorum. Oku- dum çünkü, — Kime yazıldığı belli mi? — Yok eanım. Senden böyle bir budalalık beklenir mi? Kime ya- zıldığı belli 'değil. Fakat ktme yazıldığını keşfettirecek alâmet- ler de yok değil. Faraza Nesrinin kocasının cebinde bulunması... Sonfra... Rezzan, sahte ve asabi bir kah- kaha savurdu: — O ahır kokulu sevgiline büyük' iltifat ediyorsun doğrusu. — Benim için o bir passe temps amma senin gözüne başka türlü görünüyormuş. Mektubundan bel- h. Mektubu yâzdığını da inkâra kalkışamazsın ya” Ben senin el yazını tanırım. Üslüp da senin? — Birinden çalmış olacak, — Buna imkân yok. — Biri ona vermiş olabilir. — Uzun etme Rezzan, Mektup- ta adres ve buluşma saalı açıkça yazılı, Tarfhım de hatırlarsın... Yahut mektuptakı randevu tari- hini okumak zahmetini gösterir. sen anlarsın ki ben o gün senden ve benim sersem sevgilimden ya- rım saat evvel randevu yerinde bulunmayı ihmai etmemişimdir. *Sıımruıı vakalı tayyörünü givmiş ve as- astragan pelerinini omuzuna at- mıştın Ben Bömontinin köşesin- de bir taksı içindeydim. Sahne ol- duğu gibi gözümün — önündedir. Bizim havvan, karısını, beni ve hatta seni aldattığı zamanlarda olduğu gibi. Dıkkat ediyor mu- sun sözüme? «Hatta seni aldattığı | zamanlarda olduğu gibis diyo - Tüm, Zira senin üstüne de biri geldi. — Kimmiş o? — Acele etme canım... Onu da söyliyeceğim, haa.. Ne vll)(vrd.ım' Paltosynun yakasını kaldırmıştı. Ağzında o mahut pis kokulu pipo. Seni görünce şapkasını çıkardı. Güya resmi bir tavır takındı. Sen de bir dostunun kocasına rastla- mış gibi elini uzattın. Hayvan sa- karlıkla a€ kalsın eldivenini de yakacaktı. — Masal... . — Suts... Piposunun ateşleri eldiveninin üstüne düştü ve sen sevgilinin pusesine eldivenini ter- €ih ettin. Elini çektin. Sonra kae- pdaki sokaktan bir otomobile bin- diniz doğru talimhaneye.. — Masal... İyi uyduruyorsun amma? — Suus... Ben de arkanızdan geldim. — Nereye — saptıysanız ben de saptım, nerelerde dolaş- dıysanız bön de peşinizde — idim. Nihayet apartımana girdiniz. — Sen de peşimizden tabif. apartımanı açan bir maymuncuk vardır. Önümüze düştü, daire - | vanıza daldık. Oturduğunuz kol- dadaki ayı postuna uzanarak, © bol bol çalarak birkaç saat ge - çirdik, Daha isbat istersen plük- ları elden geçir, Üç tancetnin kı- — Hayır. O gün gelmedim am-| rık olduğunu anlıyacaksın, ma, girdiğiniz apartımanın ka - picisina iki buçuklük bir bank- notu tutuşturunca o gün cema « ziyelevvelimizi öğrendim ve er - tesi gün de intikamımı aldım. — Ne yaptın faraza? — Galibe telefon ettim. Hani gu şımartlığın genç sporcuya. Ha- ni şu geceyi beraber geçirdiğin delYnnlıyA. Tıpkı senin gibi ona ti durağında randevu ver- d.ım Tıpkı sizin gibl — k: taksilerden birine bindik. Gezdi- ğiniz tozduğunuz yerlerde gezip tozarak ve bir hayli tozularak o apartımana geldik, Kapıcı zaten Ve komodin üstündeki ince, kti- gük bir sigara tabakasını uzatarak: — Yakmaz mısın? - dodi de- vam etti - bir sigara yak, zira si- nirlerin pek bozulmuştur. sanırım svegilim. — Benim üstüme bulduğu sev- giliyi söyler misin? — Telâş etme, Kendini sıkı tut. Zira bu hakikaten sinrlenecek bir haberdir. — Çabuk söyle Raşide com - mentcir'e lüzum yok. — Peki öyle ise. Zehra! — Hizmetcim mi? — Tam kendisi, Nem senin kayuu tenbihli idi, Makim a, onlarda her| gri spor palton yok mu? Keey? — Haspaya pek yakışıyor doğ- nize... Dairenize mi ya? Aşk yu- | rusu. Rezzan, hırsından ha patladı ha tuklarda oturarak, seviştiğiniz e-| patlıyacak bir hale gelmişti. Kaş - ları çatılmış, yüzü mosmor kesil- çıldırdığın Tino Rossi plâklarım | miş, bakışları korkunçlaşmşıtı, A- vaz avaz haykırmamak ve Raşide- nin üstüne atılmamak için kendini Bgüç zapletmekte olduğu görülü- yordu. İşittiği sözler onu her ta - Tafından — vurmuştu. Hizmetçisi Amant'ı le düşüp kalkıyor; en ya- kın arkadaşı, sevgililerinden biri kendi garsoniyerinde geceliyebi - Hiyordu. Bütün bunlar kâfi gel - miyormuş gibi Raşide bir de defi yapıyor. Naci Galibi elinden ala- bileceğini söylemekten dahi çe- kinmiyordu. Komodin üstündeki tablaya u - zandı. Sigarasını ezdi. Dudaklarına bir başka sigara iliştirerek odadan çıktı. Dışarıda bir kapı açılıp ka- pandı, sonra duşun -püskürdüğü suların banyoya çarpışından çıkan sesler Işitildi. ÇArkemı var) basramnın tâl Yazan: Ali Kemal 5! Asyada Rusya ile sında bir asır kadar manasile bir rekabet det ğunu hatırlamak Tâzım Öyle ki iki imparatı sın 1885 de birbirile tutuşmalarının önüne miştir, Çarlık Rusyasında tan için türlü hulyalar nice nüfuz sahipleri letin İngiltereye karşı setinde bunların tesiri kabil değildi. Çarlık yaklaşması isteniyordu. gitgide — Hindistan Asyada İngiltere ile sında herhangi bir anlaş kân görülemiyen uzun geçmiştir. Fakat gümün birinde nın Rusyaya meydan rülüyor. 1904 - 5 harbini Rusya Çarlığının heri: ması üzerine artık sesi Çarlık Rusyada nüfuzu lan ve Hindistana yürüm€ lerini besliyen — züm artık dinlenmez olmuştu diplomatları daha zi; re ile bir anlaşmıya şünsyorlardı. Kesemediği * başına koymak o Tüp Çarlık için en uygun setti. Bunu gören — İngili matları da anlaşmanın kolaylaştırmağa bakmış nun neticesi olarak da Tibet, Elganistan ve İt Londra ile Petresburg arı$ ran devletinin tam yet edeceklerini ilân İranın Rusyaya hudut olâ sinde İngilizler, yine İrat selâ Hindistana yakın rinde de Ruslar hiçbir t mıyacaklardı. İran da müfuz muntakalarına ayrı mekti, Filân, falan eyalet Tarın, tineri ve iktısadi ne, filân ve falan yerler lizlerinkine tâbi bulunuyef ni şimal ve orta tarafı €enubu şarki kısmı de Tngilizler cenubu şarki göl olduğunu, kendileri kârları olmadığını Hele sonradan İranın ci petrol bulunarak işletil lJayınca bu bir mesele Çünkü petrol sahası cenubunda ve İngiliz - mınlakaları haricinde tadır, İngiliz - Rus ş İranlıları memnun etmiy€ İranda bu hoşt Mw, nihayet umumü İ kımca İranın vaziyeti ds bir ehemmiyet almıştır. — Almanyasının siyaseti İ: ganı harbe karıştırmak hem Rusyaya, hem de İr karşı Asyada bir kartmaktı. Fakat muhafaza edebilmiştir. 914 harbinden çok lar İranda kendilerine yetli bir mevki temini mağa başlamışlardı. Bağdat hattının bir xisat yapmak üzere A veyt için imtiyaz alı oranın Şeyhi Mübarek dt lerle gizli bir muahede ihmal etmemişti. Lâkin rın gerek sahillerde ge lardaki faaliyeti dur çenm umumi harbin Londrada şöyle bir reyan edyordu: Basrada rın hususi bir mevkli İngiltere tanıyacak. Çüt demek meşhur - Bağdat *” vardığı yerdir, Fakat bu #” reler neticelenmemiş, haf tabintile Almanlar da umdukları mevkli mışlardır. Kıssadan hisse: Hindi” u ne taraftan olursa etmenin kolay oln ler ergeç göstermek bir gayretten geri kalmam” * şını * Ti D SAFE Fyike (F S