Geçenlerde yine — arkadaşlarla şmuştuk. Bir müddet günün eleli siyasetinden hsettik | ten sonra söz, bermutat kadına ve | aşka intikal otti. Bu meselede beli — arka Candı. Bizim bırakmadan: — Çocuklar, şam da en acıkl birini ani en salâhiy eğlendikten sonra giy zino kısn hafta arası için yrılı' e uzandım. Vücudüm | ve kafam günün yorgunl. dan kurtulmuğb kanım — yepye bir hız almıştı. On, on beş dak: gul olmadı dağım bit tede otu rirken ! gözlerim beş altı masa ö ran genç bir niz karşıtaşlı duydüm ve ütün sevincile ona bak- ilmiyan ba ne de diğer şti. Yalnız ba- KI bu alâkam | olsun bir me: kışlarıma ne kı leri na öyle geliyordu onda bir parça uyandırm garibi benim gibi ha- “eari bir çapkının bu güzel kıza le bir anda büyülenmiş olma ü toy bir r boğazım- | miyordu. | Durdu. İri yeşil gözlerinde o za- man Tdanasını anlıyamı tereddüt, sevinç ve acı yandı. Gü- Jümsemeye çalış; — Tstediğiniz adılık ise maalmen Ahmet Cemil gür sesile bağırdı — Bravo. Mükemmel bir tâbiye kullanmı; b yecek yok. Turgut Can, geçmiyen uşmalarla saatlerce — başbaşa | yorduk. Fakat bu hal daha | & devam edemedi. Çünkü Bel şıl bakışlarından an lerimizin birinde dedim. Bugün arkadaşlıktan daha kuvv hisden ba yorum. İlk gördüğüm dakikadan- beri seviyorum. Elini tuttum, bir çılgın gibi dur madan öpüyordum. Ve durmadan bende uyandırı sediyordum. O, hiçbir şey söyle - meden beni dinliyor, nemle bakışlarında dünyanın en tatlı bir Ahmet Cemil — Aferin, Jüan» bi lirdi. Anlat sonra ne ok Sonra, Belkisi bir d medim. Suadi taraflarda arar madı. O, kırları sevd tan akşama kadar hep oralarda | dolaşıyordum. Fakat nafile, onu | bir türlü ele geçiremiyordum. Nihayet bir akşam yorgun ar- gin eve döndüğüm zaman. Bu sefer Turgudunm sözünü ben kestim — Belkisle mi karşılaştın?.. — Hayır, eve döndüğ Hizmetçi kız bir Belkiste adresim olduğu için bu- nun ondan olduğunu anladım. He- | men açtım. Okuduğum dört ke- | lime beni olduğum yere mıhladı. Sabırsızlıkla sordum: yle Allahını seversen Bel- kiş neler yazmıştı Turgut içini çekerek ve gözleri yaşararak cevap verdi: — Gelen telgraf Belkisin anne- sindendi. Bana kızının zere olduğunu ve hemen £ etmemi bildiriyordu yine coşmuştu Turgut, biz (Don bukadar T abi - Dr. Feyzi Ahmet Onaran CİLDİYE VE ZÜHREVİYE MÜYEHASSISI Bugün SARA Y Sinemasında Bütün İstanbul halkını cezb ve teshir eden GRETA GARBO'nun MELWİN DOUGLAS Dâhi Rejisör ile beraber yarattığı ERNST LUBITSCH'in şaheseri fev lıl.ıde filmi MA RİKA ROKK'ün Bütün İstanbul halhını teshir ettiği F—--KORA TERRY-— Filmindeki büyük muvalfakiyetini gt Bugün saat 1 de ve Pazar gürü Z görünüz. Yi de tenzilâtlı matimeler AAA Asrın son hüri kasını görünüz. HEDY LAMARR'm Bir ilâhe güzelliğile gözler BU KADIN BENIMD[R TÜRKÇE SÖZLÜ kamaşt | rülmüştü. İngilizle; | reketlerde HAFTALIK ASKERI İCMAL! VİRRLNYKAANIOKLAZLAZLAZGAZLEZLAZGAZ, 1 — Habeşistanda : ve ölü vere vere mevcudü 130 bine inen mağlüp İtalyan or- dusu iki grupa ayrılarak şimal ve cenup istikametlerinde çekildi. İn- giliz ve Habeş kuvvetleri sür'atle takip ederek ayrı ayrı ihata etti- ler. İngilizleri bir müddet daha meşgul etmek makvsadile İtalyan ordusunun — bu şekilde bareketi tercih ettiği anlaşılıyor. Balkanlar- da ve Libyada başlıyan Alman - İtalyan seferleri dolayısile, Habe- şistanda fazla İngiliz kuvvetinin meşgul edilmesi, Alman - İtalyan muvaffakiyetleri için lüzumlu gö- mağlüp İta yan ordusuna verilen bu vazile- deki hakiki maksadı - anlamaktı geç kalmadılar. Esas kuvvetleri; Habeşistandan Balkanlara çekt ler ve Mısırı müdafaa ruk . Mersa Matruh vet toplamağa iml buldular. Denilebilir ki İngiltere Doğu Afrika harbinde yarım iş görme- İki grapa ayrılmakla da kuvvet tesbitine muvaffak olamı- yan İtalyan ordusu mütareke tek- lifinde bulundu. Libyadaki buh- | ranlı vaziyet geçmiş olduğu için, İngilizlerin bu mütarcke teklifine karşı fazla müsaadekârlık göste- receği beklenemez. Artık Doğu Afrika harbine bitmiş nazarile ba- asında kuv- 2 — Libyada : Alman - İşalyan motörlü birlik- im Grazimni ordusunun - | kıbetine benzer bir şekilde — bir dönüşü olması htimali günden gü- ne artmakladır. Zira, İngilizler sevkulceyşi bir fikirle (Tobruk) kalesini tal daki İngiliz kuvvetlerine muanni- dane müdafaa ile düşman gerisi: de muvasalasını iz'aç edecek hi bulunmak - vazifesi: verdiler, Tebruk denizden takvi- ye edilebilir. Bu ihtimal, Alman - İtalyan birlikleri için şüphesz iyi birşey değildir. Diğer taraftan müstahkem mevzi olan ve bir de- miryolile İskenderiyeye bağlı bu- lunan Mersa matruh mintakasın- kuvvet - toplamağa başladılar. 'Tobruk kalesinin dayanmasına bi kılırsa, İngilizlerin niyeli yıpran- makta olan Alman - İtalyan bir- Tiklerine mukabil taarruz yap- maktır. (Tobruk) un da bir çıkış | yaparak hasmın gerisalden hü- cum edeceği anlaşılıyor. Donanma, ikmal ve takviyeye mâni olmak maksadile Sicilya - Trablusgarp arasındaki deniz | tibatını kesmiştir. 3 İtalyan terpi- tosile motörlü vasıta, cephane ve asker yüklü 5 nakliye gemisini ba- tırmıştır. Buna mukabil İngiliz. ler bir torpil isabetile bir kruva- zör kaybetmişler; Alman - İtalyan taarruzunum a- sıl hedeli Süveyş kanalını ele ge- ik İngilizleri Amerikanın etmekti. Kıtaat ve malzemece heslenmesi yalnız hava yoluna münhasır kal- mış olan 3 motörlü tümenin bü- | yük bir harekete girişmesi ihtimali artık pek azalmışlır. Mukavemet eden İngiliz kıt'aları donanmadan da kuvvetli ateş yardımı: görmek- tedirler, 3 motörlü ve zırhlı tü- men, yenilmeğe değer bir hasım- | dır. Bü hasmı mağlüp etmek için General Vayvelin hatekâta önce karadan ve denizden yıpratma ile | başladığı anlaşılıyor. Bunu ikinci bir Libya seferi fikrile kuvvetli | | silmesine sebep oldu. Şimal batı | sında sür'atle cenuba çekildi, bu Siyaset adam: larının yaptık- ları hataları askerler telâfi edemezler; Yugoslavya- da bunun en son misalini görüyoruz Yazan: Emekli Kurmay Subtay bir tanrrozun tamamlaması yakın görünmektedir. 3 — Yugoslavyada: Siyaset adamlarının yaptıkları hataları askerler telâfi edemezler. Eğer Sırp an'ane ve şereline sa- dık olan General Simoviç bükü- | meti, harp ilânından 9 gün evvel | değil, bir ay önce kurulmuş olsay- di, Yugoslav ordusu iyi hazırlan- mış bir plâna göre seferberlik nak- fiyatınt bitirmeğe Ve kat'i netice cephesinde bir yığınak - teşkiline zaman ye imkân bulacaktı ve Al- man orduları ne kadar üstün olsa lar da, Yugoslav ordularını Yu- | nan « İngiliz kuvvetlerile birleş- mekten menetmeğe uzunca za- man muvaffak olamıyacaklar, Yu- goslavları mağlüp etmek için da- ha fazla kuvvet getirmeğe — ve zaman kaybetmeğe mecbur kala- caklardı. Bununla beraber Yugos- lav erduları elden geldiği kadar mukavemet etmiş, noksan — ve müşkül şartlar altında çok üstün Alman ordularile kahramanca dö- Küşmüştür. Yugoslav ardularınmın harekâtı- mı tetkik ederken, göze en çok batan cenup doğu cephesile şimal | batı cephesidir. Cenup doğu cep- hesinde 3 üncü Yı v ordusu cenup cenahında bulunan Yunan kuvvetlerile temasını muhafaza e- demedi, sür'atle garba çekilerek Yugoslav ordularının Yunan - İn- giliz kuvvellerile irtibatının ke- cephesinde de 4 üneli ordu Alman- İtalyan motörlü birlikleri karş- suretle büyük kırmlarile şarka 've cenuba doğru cephe tutmakta olan diğer Yugoslav ordularının geriden kuşatılmasını — harırladı Almanlar motörlü birliklerini da- ha ziyade cenup doğu ve <'ma tı cephelerinde kullandılar. Yani 4 üncü ve 3 üncü Yugoslav ordu- ları çok müşkül şartlar altında harbettiler, Fakat bu ordular yal- nız Sırp unsurlardan müteşekkil | olsaydı, ihtimal daha iyi harbe- decekleri Netice şudur: Almanlar zırhlı | ve motörlü birliklerini kullandık- Tarı cenup doğu ve şimal batı cep- helerinde daha çabuk ilerlemişle- | bu sayede Yugoslav ordularını ce- | nuptan kuşatmez» ve batı şimal- | den de gerilerine düşmeğe mu- | yaffak olmuşlardır. Her taraf'en vaziyette bulanan | rının küçük zrup- lara ayrılarak dağ ve çete harbi şeklinde mukavemete devam et- meleri muhtemeldir. Onların ne kadar az da olsa. Alıman - İtalyan o birliklerini uzunca zaman meygul etmeleri, Yunan . İn cep sindeki harp için faydalı olabilir. Şerefli mağlübiyeti baştan göze almış olan bu ka n milleti ve mert Yugoslav ordularının si lâhlarını bırakarak tamammen tes- , henliz muhtemel xgö- rünmemekledir. ram lim olmar Müdafaa cephesinde Almanların, cenubi Yagoslav- yada muvaffak olan zırhlı — ve motörlü birliklerini Yunan - İn- | giliz cephesine getirdikleri anlı şılıyor. Yunan - İngiliz kuvvetlet Kitros - Florina umumi hattında bulunan ileri mev 12-13 nisan gecesi tahliye ederek geride asıl mevzi olan ve tahminen Olimp dağı - İncekarasu vadisi- Gramos dağı hattından geçerek Haymara- da Adriyatiğe dayanan müdafaa mıntakasına çekildiler ve Arna- vutluktaki Yıman sağ cenahinı de geri aldılar. Almanlar, - büyük — kısımlarile Yunan - İngiliz müdafaa mevzii- ne taarruza başladılar. Hakiki Al- man yarmalarının sağ cenah merkez mıntakalarından ku - bulması, Yenişehir ve Kalubaka istikametlerinde — derinleşmesi muhtemeldir İtalyanların da kuvvet tesbit | etmek maksadile Nasliç ve Yany: istikametlerinde taarruz etmeleri muhtemeldir. Son iki gündür de- vam eden muharebeler, Yunan - İngiliz müdafaasının çok kuvvetli olduğumnu ve Almanların ağır za- yiat verdiğini göstermektedir. Yu. manlıların ve İngilizlerin elinde, mıntakadan mintakaya çekilmek suretile muannidane — müdefaa yapmak imkânı vardır. Almanla- | rın bu ihti taarruzlarını cenuba doğru der dir. ali düşünerek yarma çok İstanbul Asliye Dördüncü Ticaret Mahkemesinden: /200 Keneti — biraderler Habip tarafından İzmir Yeni Kavalflar Tarşısı 7 No, da Avram Şulman ve aleyhine açılan davanın ya- an mühakemes mümessili O vetiye tobliğ edilmiş ancı leyh 4/4/D81 tarihli elsede çektiği telgrafla müddeaaleyh — müesrere ile hiç bir alâkası kalmadığını bildirmiş olduğundan — adresi meçhül bul müddesaleyhe Sıyap kararının 2 müddetle ilânen tehliğine uşması 9/5/96L Aşkın erişilmez ve lâhüti des- tanına bütün dünyayı ağlatan MANON LESKO (Türkçe sözlü ) Ayrıca: Bugünün en şüh kadımı ALİCE FAY'ın İKİ ATEŞ ARASINDA Süper filimleri birkaç xün daha- gösterilecektir. tihap etmeleri muhtemel- vektli Av. Aşer | Bugün he'pi_niı TAKSİM Sinemasına koşunuz. KIVIRCIK PAŞA Görülmemiş muvaffakıyetle devam ediyor. Mi> Bugün saat 1 de tenzilâtlı matine <T Memlekelimizde ilk defa © larak TÜRKCE NAMUS ve €en müazzam filmi (KAHRAMAN FEDAİ TEKNİKOLOR (tabü renkil) ORCU ve san 5 senenin rBekri Musta Yazan: UOSMAN CEMAL KAYGİ Tefrika Nigâr, çalgı ile birlikte h bir türkü daha soyluy — Beş ver dedik . — Hey gidi günler hey!. gidi bahtıkara Mustafa hey!. Yamuk Osman atıldı: — Şimdi bunların sırası mı Mus- Hey ayağa yareyim, Ben bir deli, di- vaneyim.. Gel gör beni aşk ney- ledi Bıdık Hasan: » — Mustafa kendine gel, bırak şimdi bu acı yarenlikleri, hani her şeyi unuttum, artık dünya umu- rumda değil rdun!. — Ah kavanoz dipli dünya, ah — Sus yahu, ayıp, yapma rica ederi Mustafanın yüksek sesle çektiği bu sonuncu ahlar üzerine ev sahi- | bi, yanında bir zurna ile bir çifte- | nâra ve Çengi Nigâr olduğu halde tekrar bunlara sokuldu. — Ben sizinle deminki muhab- bete doyamadım, müsande eder- seniz şuracıkta biz bize biraz da- ha eğlenelim!, Mustafadan başkası: — Hay hay dediler, hay hay, | buyurun! | Nigâr yine talimatlı idi, Fakat | bu sefer talimat Mustafayı tekrar coşurmak için değil, yatıştırmak için verilmişti, Zurna, suznakten bir taksim yaparken çengi Nigfir © şehlâ gözlerini olanca feltanlığı İle süzerek Mustafaya koca bir bardak rakı sundu. Mustafa — işi çaktı, bardağı birden kafasına dik- tikten sonra: — Beni sızdırmak için yapıyor- sanız bunu, ben kolay kolay sız- mam, fakat isterseniz, derhal bu- radan kalkar, giderim. Bu söz üzerine ev sahibi vazi- yetin ciddiyet ve nezaketini kav- radı. Nigâra: — Haydi bakalım dedi, senin se- sin de güzeldir, bize suzinakten bir gazel oku da dinliyelim!. Nigâr gazeli okurken Mustafa hazin hazin ağlıyordu ve zaten istenilen de bu idi, Yani Mustafa- min ağlaması.. Böyle âlemlerde, böyle vaziyetlerde ve Mustafa tip- teki adamlar, bir kere ağlamıya başladılar mıydı, artık fırtma, bo- ra, tehlike geçmiş demekti. Gayet kurnaz, bir insan sarrafı olan ev sahibi gazelle Mustafanın aği ması bittikten sonra çalgıcılarla Nigârı orada bırakarak J'iıır ora- dan ayrıldı. — İşinin, hakkile ehli olan çengi Nigür, burada kendi yüzünden ar- kadaşlar arasında bir de kıskanç- lik zırıltısı çıkmamak için elinden geldiği kadar ağırbaşlı duruyor, kimseye fazla güler yüz göstern yor, yalnız zurnanın çaldığı bazı hafif türkülere ağızla Iştirak ede- rek, Mustafa ile arkadaşlarının o- racıkta bir ân önce sızmalarını bekliyordu, Ev sahibi, Mustafanın © nâraları, ahları, ofları niçin sa- — YABAN GÜLL vurduğunu, bunları çe sanmış ve ondan dolayi Ö tabi gi 2 gür yanlarına tekrar getirip rakmıştı. & gür, ç algı hazin bir türkü daha Mustafa tekrar hafifteti ah çekip tekrar hafl! bi bir vaziyet aldı. İnce A muk Osman, Bidik Hi başlarını önlerine eğmiş hattü nefessiz ve melül üyorlardı. İşin kıt mek üzere olduğunu çakl çalgıcılara rakı diye yalaf rer kadeh su uzattı. Berll nu görünce kendiliklel rer tano de onlar yuvi tafa ise binliği kafayına Ül kaç kadehi bir yudın dü; dükten sonra igâra dö — Senin adın ne? — Nigâr! — Sen sun?. — Belki!, — İyi kadın.. Ah.. İyi demektir bilir misin?. — Siz daha iyi — Benim rahmeti çek iyi bir kadındı — Sen de onun evlâdi için, tabii sen de iyi, adamsı! — Ben , yahur bırakalırı şimdit. yör ki sen iyi bir ir kadına e ilirsil t fana! Bana hatımı metli benim anacığım hatundu. Ben şimdi öyle ya ne kadar muhtacım!ı kadıncağız!, H çok i çok iyi! — Kim?, — Balyoz Muharremiti nin, kimin?, — Balyoz Muharremit — Tanımıyorum!. — Tanırsın inşaallah' iyi olmasın, o kadın da anacığı da pek (: ben bu kadın. kadar severim!, Senin 9 ı değil mi?, — Evet, Nigâr!, — Nigâr Hanım!, — Kâadınların niçin — Tabii ağam, kadı sun, erkeklerin — olsun. vardır, fenası da: — Senin annen de senif miydi?. — Onu artık Allah bil — Eğer seı i kadınıs git şimdi o fena, hem rın fenası kadına söyle İ tafa, yani meşhur Bekri hiç de fena adam değil! şimdi istiyor ki, Allah e mı da yakında iyi kadın Varyete - Solo Halk san'atkâri 'NAŞİÜU ve arkadas!ari Komedi 3 Perde - Dilette © Biletler gişede satılmaBlğ uyuk Blr Alıhırkı Musiki Ge Bu akşam Taksimde KRİSTAL Gazınosun C. H. P. Eminönü Halkevi İstanbulun en Sos. Yardım Kolı u Ça üymetli san'atkârlarının ışlw.ıkıll BÜYÜK KÜME SA Bu müsamereye: Fsymetli b Kemani Necati Tokyay, Cümbüş ve mem leketimizin maruf diğe edecekleri gibi, sevim. LÂHATTİ: pisi xı u mdmsi Ki7 FRASIZCA SÖZLÜ (Teknikolar renkli) BE;;RE ıMELE'(te saat Kısım birden ı b 15 4,30- 6,45 ve 9 da TÜRKCE SÖZLÜ İPEK te saat 1,45-4-6,15 ve 8,45 de ALEMDAR ve MİLLİ Salonlarını durmadan doldurup faşırıyor. Programa BANLA ll HAMİYET YUCES endeki seansını bitirdiktenr sonra müsamereye iştfü İlâve Bdilmiştir. j ııııı-:ıu-n zon