19 NİSAN 1941 3 üncü Yıl - No. 1061 Alman Menkıbesi Almanlar kendi kuvvet- leri etrafında temin etmek istedikleri “ menkıbe ,, gi en çok kara ordularına is- tinat etmek suretiyle tesis edebilmişlerdir. Alman şef- lerinin Alman ordusu etrafın da yaratmak istedikleri hu- rafe ve menkıbeyi Yanan efzunları kahraman süngü- leriyle parçaladılar. SA var. Gumyatfik olmak, yıllızın. gibi yakmak amansız surette ve yıkmak istiyorlar. Bütün ha- Zırlıklarını bu anf muvaffakı- yet tesirini husule getirmek İçin yapıyarlar. Kendilerine her mukavemeti kıran, her düşma- ni ezen, hemen hemen sair in- sanların Üüstünde, harikulâde e T üni gözetiyorlar. u fayyare ile hücum eder. Fakat onlar tayyarelerine canavar dü- dükleri ve kaynana — aırıltıları bağlarlar. Bu masum âletler ku- ru gürültüden başka bir gey yapmazlar, Fakat bu gürültü alışılmadık bir şeydir. Bomba tarrakaları arasında, garabetle- ri dolayısiyle, dehşet verici bir yasıf alabilirler. Onun için Ab- manların tercih ettikleri bir si- Kh haline geliyorlar. Şimdiye kadar Almanlar bu sarzularında az ©ok muvaffak ol- muşlardır. Denizlerde çok sö- nük kaldılar. İngilizlerle kar- gılaşmak cesaretini göstereme- diler, Gizli gizli faaliyette bu- hunan denizaltı silâhı cesaret, cür'et, harikulâdelik tesirini ve- remez. Halk kütlelerinin mu- hayyilelerinde o cesurların &- lâhı telâkki edilmez. Havalarda, ise Almanların yıldızı sönmeğe başladı. Daha ilk günlerden iti- baren cür'et ve meharetleri ile hayranlık celbedenler İngiliz tayyarecilefi oldular. İnsanlar çokluk ve kalabalık sayesinde elde edilen muvaffakıyetlerden ziyade ferdi kabiliyet ve cür'et vasıtasiyle ihraz olunan gale- belere meftun olurlar. Bu ba- kımdan İngiliz tayyarecileri kıyas kabul etmiyecek derece- de daha çok sempati uyandır- mışlardır. Fakat şimdi İngiliz tayyareleri de çoğalmağa ve Al- manlar için müthiş bir düşman olmağa başladılar . Almanlar kendi — kuvvetleri etrafında temin etmek istedik- leri “menkıbe,, yi en çok kara ordularına istinat etmek sure- tiyle tesis edebilmişlerdir. Fil- hakika, gimdiye kadar Alman orduları muvaffakıyetten mu- vaffakıyete yürümüşlerdir. Fa- kat azacık dikkat edilirse bu muvaffakıyette Alman zırhlı kollarının ve tanklarının hiz- metleri kadar Alman propa - gandasının da bir. hissesi bu- lunduğu göze çarpar. Hattâ denilebilir ki askeri gibi görü- | nen zaferlerin kâffesi Alman diplomasisi, Alman propaganda- ı ve Alman casus ve ajanları tarafından hazırlanmştır. Al- man ordusu âdeta ha- mra konmuştur. Alman| ordusu ) her tarafta kargı- sında temellerini kurt yemiş | çürük bir binaya tesadüf etmiş- tir. Bundan başka Alman si- yasi gefleri Alman ordularını hiç bir za n adetçe kendisine üstün düşmanlara saldırtmamak ve dirayetini elden bı- ardır. Alman ordusu memlekette daha evvelden hainler temin etti. Ha- | miyetsizleri, ahlâksızları, — gaf- dilleri kazandı. Bunlara evvel- den vatanlarının mezarını giz- li gizli kazdırdı, Ancak böyle memleketlerdedir ki Alman or-| duları bir hamlede her şeyi pe- rişan eder göründüler. Alman zakerlerinin çahsi kıymet ve| meziyetlerinden, — cesaretlerin- | den güphe etmeğe hakkımız | darbe de küçücük Yunanistan- eti Bir müddet evvel, Türkiye ile Almanya arasında Ankarada imzalanan 21,5 milyon lirahk ticaret Aanlaşmasına göre Al- manlar memleketimizden 1 mil-, 'yon 200 bin liralık yağlı tohum ve hububat satın alacaklardı. Bu mevadın tevziat listesi de hazırlantnış ve Ticaret Vekâle- tinin tasdikine iktiran etmişti. Bir taraftan ihraç hazırlıkla- rı devam ederken diğer taraf- tan da fiyatlar üzerinde pazar- (Sonu sayfa 5 sütun 1 nin askerlik meziyet ve kabili- yetlerine güvenmekten ve za- feri bundan beklemekten zi- yade istilâ edecekleri memle- ketlerde gizli gizli entrikalar yaparak onların vahdet ve te- Banütlerini, kuvvei maneviyele- rini kırmak ve ahlâklarını boz- mak suretiyle ordularının işini kolaylaştırmak — yolunu tercih etmişlerdir; askerlerinin şüp- hesiz olan meziyet ve cesaretle- rini çetin bir imtihana maruz bulundurmaktan — hoşlanmamış lardır. Meselâ İngiltere Adala- rına geçmeği bir türlü göze a- lamamışlardır. Balkanlarda cereyan etmek- te olan muharebe Almanların kendi askeri satvetleri etrafın- a yaratmak istedikleri bu men- ilk darbeyi indirdi. Ve bu dan geldi. Bundan yirmi asır evvel küçük Atina nasıl bütün dümyaya medeni ve insani ha- yatın ebedi yollarını açmışsa bugünkü Yınanistan da tahak- küm ve istipdat altında eski zamanların karanlıklarına tek- vakhır. Ancak, pek gariptir ki; -ALMAN ticaret anlaşması Lisanslar gönderilerek istenilen malların teslimine başlandı rer gömülmek istenen beşeri- GÜNLÜK SİYASİ HALK GAZETESİ ll Yunanistanda son harp ni gösterir temsili l Wllllıılııl y Nuruoamaniye, No. 84 İstanbul Telgref: YENİ SABAH İstanbul vazi- arita D l n MA 4 Yunan Başvekili Korizis Öldü Londra, 18 (a.a). — Reuter: Atina radyosunun bildirdiği- ne göre, Yunan Başvekili B. Korizis, bugün vefat etmiştir. (Sonu sayfa 5 sütun 5 de) parıldattı. Küçücük Yunanis- tan — gimdiye kadar nümağlüp Alman zırhli. kuvvetleri karşı gında yirmiye karşı bir kuvvet ile muharebe ve mukavemet e- dilebileceğini gösterdi. Alman geflerinin Alman ordusu etra- fında, yaratmak istedikleri hu- rafe ve menkıbeyi Yunan ef- zunları kahraman süngüleriyle parçaladılar. Alman askerlerinin vatanı- nı seven her millet askerinin muvaffakıyetle karşı koyabile- ceği alelüde fani bir insan ol- duğunu isbat ettiler. Yunanlı- ların kendilerinden on kere, yirmi kere fazla, kendilerinden | Son derece mükemmel surette | silâhlı bir düşmana maddi su- rette galebe edip etmemeleri mevzuu bahsolamaz. Onlar, | Alman — askerf kuvvet- lerinin de alelâde bir insan kuv- | veti olduğunu kahraman kalble- | ri ve imanh göğüsleri ile isbat | etmek suretiyledir ki en büyük | manevi bir zaferi kazanmış ol- dular. Hüseyin Calıld YALÇIN bombalandı İngiltereye yeni- den müessir akın- darda bulundular Londra, 18 (aa). — İngiliz. hava ve dahili emniyet nezaret- lerinin tebliği : Düşman tayyareleri bu gece genup sahili şehirlerinden birine oldukça şiddetli bir taarruz yap- mışlardır. Taarruz gece bastık- tan biraz sonra başlamış ve ge- cenin büyük bir kısmında devam etmiştir. Ahnan habetler insan- ca zaylatın çok olmadığı hasa- rın da ciddi olmadığını göster- mektedir. İngilterenin bilhassa şark, şimal ve gimali şarki üzerinde de düçman hava faaliyeti kay- (Gonu sayfa B slltun 2 de) —HARP—, VAZİiYETİ! | Doğu Akdeniz emniyetinde Yunanistan gı kuran İtalya, Ööz gölünde, Akdenizde hâkimiyet esasla- rını hazırlamak - kaygusivle, Yunanistanda üsler tedariki- ni düşünmüştü. Yunan kıyı- larında ve Adalarındaki üs- ler Sirenaik ve Oniki Adada- kilerle iş birliği edince merkeziyle Doğu Akı bulunan İngiliz dananması ö : (Sonu sayfa & sütum 1 de) Hırvat devleti bombalandı Hudutlar meselesi pek muhataralı görülüyor Bern, 18 (a.a.) — Ofi: Yeni Hırvat devletinin hudut- | Jarı meselesi, Yugoslavyanın | bozulmasının başlangıcındanberi © derece günün meselesi mahi- yetini almıştır ki Berlin, alâka- dar mıntakalar ahalisine, aske—l ri harekâitin diğer her türlü me- gelelerden daha evvel geldiğini (Sonu sayfa 6 ağtan 6 da) Şehirde yangınlar çıktı ve büyük ha- sar yapıldı Berlin, 18 (aa). — D.N.B. bildiriyor : İngiliz tayyareleri 17/18 Ni- san gecesi hafif kuvvetlerle şi- mali Almanya toprakları üzeri- ne taaruz etmişlerdir. Bazı yer- lere infilâk ve yangın bombala- rı atılmışsa da çok geniş hasar- lar olmamıştır. Tayyarelerden bazıları Berline kadar akın yap- (Sonu sayfa 5 sütun 7 de) Şehirlerin tahribi Alıman tebliğine göre Londra hücumu bir mukabeledir ve İngilizler hücum etmezlerse onlar da bu ağır hava hücumlarını kesecekler demektir. Afmanların geçen eylül ve hattâ kış artasım- daki şiddetini kaybetmiş iken hava hücumu, Şimar —Ç l DENİZİ ÇA BERLİN İyç aN u Almanların Stuka Tay- yareleri ve Londra, Berlin mesafeleri İngilizlerin gittikçe artan taar- ruzları karşısında evvelki ak-| (Sonu sayfa 4 sütun 4 de) | Her yerde 5 Kuruş TELEFON: 20795 Romayı bombalıyacağız İngiliz resmt dek- lârasyonu Alman- lara böyle cevap veriyor Londra, 18 (aa). — İngilia Başvekâleti bu akşam aşağıdaki deklârasyonu neşretmiştir : Almanların Atina ve Kahireyi bombardıman tehditleri karşır gında Büyük Britanya hükümeti şu cihetin iyice anlaşılmasını İş- ter ki, bu iki şehirden birine ve- ye diğerine taarruz edildiği tak- dirde Romanın muttarıt bir tarzda bombardımanına teves- Bül edilecektir. Ve bu bombar« daman, bir kere de başladı mı, (Sonu sayfa 5 sütum 3 de) Sovyet matbuatı “Almanya, gıdla ve ham madde menbalarını kaybetmiştir,, diyor Londra, 18 (a.a.) Dalty Telegraph gazetesinin Moskova muhabiri yazıyor : Sovyet gazeteleri dünkü yazır larında Yugoslavyanın istilâyaz ve harabiye uğraması üzerine Almanların başlıca yiyecek vea (Sonu sayfa 5 sütun 3 de) AAAADANADA, Fıkra Vah vah dediler ! Yazan : Aka Gündüz — Dâra orduları İranı, Turanı geçti. Seyhanı, Ceyhanı aştı. Mendresi, Egeyi dolaşıp Adri- yatiğe ulaştı. — Vah vah! dediler, her şey ve her iş bitti. Amma, hani Dâra? Nerde Serhas? Yeller esen yerlerinde yeni bir dünya var. Âlem yine ol âlem. Kartaca kartalı binlerce ki- lometreyi bir mucizeli obüs mer« Mmisinin mahrekile çizdi. — Vah vah! dediler, Avrupa mahvoldu. Amma, nerde Anibal? Yeller esen yerinde en az yedi devlet yaşıyor. Hemşehrim Makedonyalı İs- kender efe, birer ucu Mısırla Hint olan akıllara ziyan bir mil- let çizdi. — Vah vah! dediler. Dünya- nn üç koca kıtası artık hapı yuttu. Amma, ne canibdedir ol cihana gir? Yeller esen doğum toprak- raklarında şimdi yedi devlet boğazlaşıyor. Buda - Peştenin benimsediği, â ktan - kalktı, yasında at, Ro- ma önünde kargı oynattı. — Vah vah! dediler, mahvol- mayan kalmadı. Amma yatağanının kabzesinl öptüğüm arslan Atillâm nerde- sin? Ben Ankaradayım ve ci han yerli yerinde. Suriyeli Bahadır bir dizgin- de Endülüse atladı. Tulâytilede saray kurdu ve Avrupayı İs- pazmoza — uğrattı. — Vah vah! dediler, Afrika da gitti, Avrupa da. Amma, hani Musa, nerde, Tarık ve ne oldu ortalık? Ne o- lacak, ortalık yine o ortalık ve Nasir oğlu Musanın yaptığını motörle yapmaktadır. Bir Korsikai> bütün Avrupada volkan lâvı halinde aktı gitti. — Vah vah! ded /i dan Bordoya, Narvikten tuma kadar her Amma, hani N: Har- ey esir oldu. olyon ? Fakat Mısır da, Akkâ da, Vaterlo da, Londra da yerli yerinde, Zayıf idiler naneler inanf ler, mi cı gün- lük vah vahlarla yok - olmuyor- lar vah dediler, nlryamadılar, r, millet. zayıf değiliz. Vahvahtan çakmayız.